Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ne istiyorum?


sipeyskeyk

Öne çıkan mesajlar

sipeyskeyk said:

Sanırım 5 yıldır falan patiye açtığım ilk kişisel konu olabilir, ama elbette troll sünnettir.

Son zamanlarda düşünüyorum, ama bir cevaba ulaşamadım. Hayatımı nasıl geçirmek istediğim konusunda gerçekten hiçbir fikrim yok.

Çok basit bir problem, hani dünyanı yeniden keşfettiğim falan yok ama, ne bileyim.

İyi bir işim var, iyi de yapıyorum. Ama cidden çok sıkıldım artık. Sabah kalk servise bin git bilg başına otur bütün gün bir yarış içinde üzerinde sürekli baskı vs vs. saçma sapan hırslı insanlar ofis dedikoduları terfi telaşları ot bok.. Baydı şu ortam. İş değiştirmeyi de düşündüm, e gittiğim yer de aynı olacak ki. Sistem bu sonuçta. Ha sistemin içinde sevdiğin bir alan olur falan, e o da yok abi. Bugün içimden pazartesi gidip küt diye istifayı basmak geldi. "Abi iş bulmadan iş bırakıl.." çaat bir tokat.

Ne yapacağımı, nasıl bu durumdan çıkabileceğimi hiç bilmiyorum. Bunu bana şöyle şöyle yap yazın diye anlatmıyorum ama belki benzer sıkıntıyı çekmiş / çeken bilirleri vardır. Ben şöyle bir çözüm buldum der falan diye biraz içimi dökmek istedim.

King regards.


şu dediklerinin çok benzeri bende de var. yazılmıştır belki bişiler ama ben yine de düşüncelerimi ekliyim.

eğer "en başarılı ben olucam, en birinci ben olucam, herkesi geçicem" gibi hırslı biri değilsen, hayatının bir yerinde "ne yapıyorum ben, ne yapacağım ben, ne yapmam gerekiyor" şeklinde bir sıkıntıya giriyorsun.

istersen okula git, istersen çalış, istersen ikisini bi arada yap, kendini boşluğa düşmüş gibi hissediyorsun. toplumun bir parçası değilmiş, sosyal düzenden kopuk biriymiş gibi hissediyorsun. ve bu kopukluk, yaptığın işlerden keyif almanı da engelliyor.

çözüm geçici tatiller değil kesinlikle. başarın sonucunda kendini ödüllendirmen felan da değil. sonuçta midlife crisis değil, hayata kendini sokamamış olmanın verdiği bir sıkıntı. geçici değişikliklerin bir faydası yok, çünkü o geçici eğlenceler sonucunda dönüp geldiğin yer yine bu boşluğun ortası oluyor.

benzeri sıkıntıya düşmüş çok kişi tanıyorum, genelde 28-32 yaş aralığı oluyor bu da.

bunun çözümü, sana hayatında uzun süreli motivasyon verecek bir şey bulmak. dediğim gibi "başarıların sonucu kendini ödülllendirmen" hep geçici şeyler oluyor, buraya onu yerleştiremezsin. 2-3 aylık sevgililer, ufak tatil kaçamakları, maaşınla aldığın oyuncaklar, bitirdiğin kitaplar felan yerini dolduramaz.

mesela bir köpek al. 10-15 sene boyunca senin yanında hem çocuk hem de dost gibi yaşıyorlar. hayatının düzenini ona göre ayarlıyorsun. sabah kalkıp dolaştırmak, yeni insanlarla sosyelleşmek, dünyaya farklı bir gözden bakmak, tatile giderken yanında onun olması...
bir ev kur. kirada mı kalıyorsun, ev satın almaya paran var mı bilmiyorum. ama sürekli evden eve geçmek de bu sıkıntıya neden olabilir. en azından 10 sene aynı evde kalacak olman kafanı rahatlatabiliyor. evini düzenliyorsun sürekli, yeni şeyler ekliyorsun, uzun süreli bir projenin içindeymiş gibi hissediyorsun.
ya da git birisiyle evlen. kısa süreli ilişkiler senin de hayatını kısa sürelere göre planlamana neden oluyor. 3 aylık bir ilişkiye giriyorsun sonra kaybolup gidiyor, tekrar baştan başla aynı şeylere. evlendiğin zaman yanında sürekli sevdiğin birisi oluyor, geleceğini onunla birlikte planlıyorsun ve hayatı birlikte paylaşacak biri oluyor.

yani özet olarak, kısa vadeli heveslerden uzaklaşıp uzun süreli planların içine girmek gerekiyor. bu şekilde hayatındaki boşluğu doldurup, günlük yaptığın rutin işlerden sıkılmanın önüne geçebilirsin. aksi takdirde, sürekli sistemi sorgulayıp kendini sistemden kopuk hissedip kendini daha fazla sıkıyorsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bone

Bone said:

sipeyskeyk said:

Sanırım 5 yıldır falan patiye açtığım ilk kişisel konu olabilir, ama elbette troll sünnettir.

Son zamanlarda düşünüyorum, ama bir cevaba ulaşamadım. Hayatımı nasıl geçirmek istediğim konusunda gerçekten hiçbir fikrim yok.

Çok basit bir problem, hani dünyanı yeniden keşfettiğim falan yok ama, ne bileyim.

İyi bir işim var, iyi de yapıyorum. Ama cidden çok sıkıldım artık. Sabah kalk servise bin git bilg başına otur bütün gün bir yarış içinde üzerinde sürekli baskı vs vs. saçma sapan hırslı insanlar ofis dedikoduları terfi telaşları ot bok.. Baydı şu ortam. İş değiştirmeyi de düşündüm, e gittiğim yer de aynı olacak ki. Sistem bu sonuçta. Ha sistemin içinde sevdiğin bir alan olur falan, e o da yok abi. Bugün içimden pazartesi gidip küt diye istifayı basmak geldi. "Abi iş bulmadan iş bırakıl.." çaat bir tokat.

Ne yapacağımı, nasıl bu durumdan çıkabileceğimi hiç bilmiyorum. Bunu bana şöyle şöyle yap yazın diye anlatmıyorum ama belki benzer sıkıntıyı çekmiş / çeken bilirleri vardır. Ben şöyle bir çözüm buldum der falan diye biraz içimi dökmek istedim.

King regards.


şu dediklerinin çok benzeri bende de var. yazılmıştır belki bişiler ama ben yine de düşüncelerimi ekliyim.

eğer "en başarılı ben olucam, en birinci ben olucam, herkesi geçicem" gibi hırslı biri değilsen, hayatının bir yerinde "ne yapıyorum ben, ne yapacağım ben, ne yapmam gerekiyor" şeklinde bir sıkıntıya giriyorsun.

istersen okula git, istersen çalış, istersen ikisini bi arada yap, kendini boşluğa düşmüş gibi hissediyorsun. toplumun bir parçası değilmiş, sosyal düzenden kopuk biriymiş gibi hissediyorsun. ve bu kopukluk, yaptığın işlerden keyif almanı da engelliyor.

çözüm geçici tatiller değil kesinlikle. başarın sonucunda kendini ödüllendirmen felan da değil. sonuçta midlife crisis değil, hayata kendini sokamamış olmanın verdiği bir sıkıntı. geçici değişikliklerin bir faydası yok, çünkü o geçici eğlenceler sonucunda dönüp geldiğin yer yine bu boşluğun ortası oluyor.

benzeri sıkıntıya düşmüş çok kişi tanıyorum, genelde 28-32 yaş aralığı oluyor bu da.

bunun çözümü, sana hayatında uzun süreli motivasyon verecek bir şey bulmak. dediğim gibi "başarıların sonucu kendini ödülllendirmen" hep geçici şeyler oluyor, buraya onu yerleştiremezsin. 2-3 aylık sevgililer, ufak tatil kaçamakları, maaşınla aldığın oyuncaklar, bitirdiğin kitaplar felan yerini dolduramaz.

mesela bir köpek al. 10-15 sene boyunca senin yanında hem çocuk hem de dost gibi yaşıyorlar. hayatının düzenini ona göre ayarlıyorsun. sabah kalkıp dolaştırmak, yeni insanlarla sosyelleşmek, dünyaya farklı bir gözden bakmak, tatile giderken yanında onun olması...
bir ev kur. kirada mı kalıyorsun, ev satın almaya paran var mı bilmiyorum. ama sürekli evden eve geçmek de bu sıkıntıya neden olabilir. en azından 10 sene aynı evde kalacak olman kafanı rahatlatabiliyor. evini düzenliyorsun sürekli, yeni şeyler ekliyorsun, uzun süreli bir projenin içindeymiş gibi hissediyorsun.
ya da git birisiyle evlen. kısa süreli ilişkiler senin de hayatını kısa sürelere göre planlamana neden oluyor. 3 aylık bir ilişkiye giriyorsun sonra kaybolup gidiyor, tekrar baştan başla aynı şeylere. evlendiğin zaman yanında sürekli sevdiğin birisi oluyor, geleceğini onunla birlikte planlıyorsun ve hayatı birlikte paylaşacak biri oluyor.

yani özet olarak, kısa vadeli heveslerden uzaklaşıp uzun süreli planların içine girmek gerekiyor. bu şekilde hayatındaki boşluğu doldurup, günlük yaptığın rutin işlerden sıkılmanın önüne geçebilirsin. aksi takdirde, sürekli sistemi sorgulayıp kendini sistemden kopuk hissedip kendini daha fazla sıkıyorsun.




Hmm güzel cevap...

Yazının durum tespit kısmına çok katılırken, çözüm kısmında senden biraz kopuyorum.

Uzun vadeli planlar beni geriyor. Mesela şuan ödediğim bir kredi yok, ve olsa kendimi zincirlenmiş hissederim. Şuan küt diye işi bırakabilecek olmak bana hiç değilse biraz özgürlük hissi veriyor.

Bir start up olayına girebilirim, gidip birkaç ay gezebilirim. Bunu "yapabilecek" olmak bile beni rahatlatıyor.

Hatta bu aralar beni rahatlatan en büyük faktör bu olabilir. Kendimi bir commitment içinde bulup bunu da kaybetmek istemiyorum, galiba.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben şey yaptım mesela. iyi maaş aldığım eşek gibi çalıştığım ve işimi hiç sevmediğim biyerdeydim. kafayı yemeden bastım istifayı. iş de bulmadıydım. alaksız ama hep merak ettiğim bir sektöre geçim. iş eğlenceli insanlar keyifli çıktı şansıma. para yok adam gibi ama ben de harcayamadığım maaş paralarını yiyorum şimdilik bi iki şahsi proje falan idare ediyorum. gittiği yere kadar götürücem herhalde. para lazım olunca da boktan uluslararası kurumsal beyaz yaka ortamlarına geri dönücem el mahkum. keske ailede para olsaydı. fml.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sipeyskeyk said:

feverfeverray said:



Girişeceksen tshirt satmaya girişme.

Yüzlerce insan yaptı, yapıyor bu işi.

BE ORIGINAL.


yüzlerce insan dandik dandik baskılara yapıyor abi. + çeşitliliği çok az. ben bildiğin aklına gelebilecek her diziden, oyundan, filmden sadece tişört değil çorap, çarşaf, yastık kılıfı, lamba, etek, elbise falan bile tasarlamayı planlıyorum. posterler, figürler vs.

bakalım girişebilecek miyim
girişebilirsem pati'ye tişört hediye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

senko said:

Arma said:

Maddi durumun iyiyse ilgini çeken bir bölüm oluyabilirsin. 28 erken bir yaş.


bok erken :(

Öyle deme yaa. Kolay bir bölüm okunabilir.

Ben 30 yaşında spor seviyorum diye beden eğitimi öğretmenlğine girdim. Sonra iş sebebi ile şehir değiştim kaldı öyle. Yoksa bildiğin beden eğitimi öğretmenliğine geçip keyfime bakacaktım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sevdiğin iş falan değil de, sevdiğin insanlarla bişey yapıcaksın.

Bu hayatta mutluluk emeğinin karşılığını görmek ve bunu maddi/manevi paylaşabilmekten geçiyor.

O yüzden ne iş yaparsan yap, hangi ülkede yaparsan yap pek çözüm değil. Misal şu sıra Amerika Kanada Yeni Zelanda çok moda.

Ben de başvuru yapıcam bi yere ama düşünüyorum, diyelim 2 sene oldu çalışıyor orada, sevdiğim insnlar yanımda değil, geyik yapıcak olsan aquila gibi gelip anca paticikte yapabileceksin. Yabancı dil ile zaten kişiliğini bi süre sonra tanımaz hale geleceksin ve yine döneceksin.

Ama şöyle dost dediğin insanlarla ufak bir grup amerikaya gidip 5 sene pizacı olsan yine zevk alırsın hayattan.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anelor said:

sevdigin isi yapican abi. olay o.


Öyle işlemiyor malesef.
Sevdiği iş bulununca bi zaman sonra iş iyi insanlar boktan oluyor.İnsanlar bitince muhit oluyor.Kısaca istenilen şartlar oluştukça yeni arayışlar başlıyor vs.
Sürekli aynı şeyleri yapmaktan usanmak, kaçmak istemek gayet doğal birşey.Her insanın bir döneminde böyle düşüncelere daldığı an vardır sanırım.Kimisi bir tatille motive olurken kimisini paklamıyor işte.
Seviş sen sipeys yoksa eğer sevgili yap, küçük şeylerle mutlu ol fgdf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arada konu sonuca vardı mı bilmiyorum gerisini de okumadım direk kendi cevabımı yazayım. 32 yaşındayım şu anda, ben de normalde turizm işletmecilik okudum, sonra işletme bitirdim bir de, bunları çok saçma bir şekilde yaptım ama, öyle peşpeşe falan olmadı, biraz karışık xD.

Bir müddet turizmde çalıştım, vale bile oldum, müşteri hizmetleri, resepsiyon falan derken inanılmaz sıkıldım hayatımdan, insanların yapmacık gülmelerinden, yapmacık bir ton hareket ve usluptan. Başka işe başlayayım dedim, dış ticaret falan araştırdım. Olmadı yani hiçbir şeyin beni mutlu etmeyeceğini düşündüm.

Son 1.5 - 2 yıldır istediğim meslek için uğraşıyorum. Sonradan kafama girdi ama en azından terfi cart curt uğraşmayacağım bir iş olacak, sahte gülümsemelerle muhattap olmicam, bir de hep istediğim şeyi yapicam, sürekli gezicem. O kadar uğraştan sonra, herşeyi bıraktıktan sonra bu Ekim'de kısmetse pilotluk eğitimim başlıyor. Uzun ve yorucu olacak eğitimler ama sonunda istediğim işi yapıyor olucam.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...