Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

A Song of Ice and Fire


GERGE

Öne çıkan mesajlar

  • 2 hafta sonra ...
Aralıkta çıkacak Dangerous Women antolojisinde yer alan The Princess and The Queen'in konusu(spoiler içermiyor):

Set almost 170 years before the events of A Game of Thrones (80 years before the Dunk and Egg stories), the tale begins with the death of the king, Viserys I Targaryen. Viserys had long declared that his eldest daughter, Rhaenyra Targaryen, the only surviving child of his first marriage, would succeed him as heir to the Iron Throne. His second marriage had also produced children, however, including several adult sons, and upon his passing the newly widowed Queen claims the throne for her eldest son, Aegon. The stage is set for an epic war of succession between the two branches of House Targaryen, a conflict waged on land, sea, and in the air, as the competing royals turn their dragons against one another, bringing both dragons and the Targaryens themselves to the brink of extinction.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 ay sonra ...
Diziyi izlememek için büyük çaba sarfettim, biraz geç te olsa ilk kitabı bitirdim sonunda. Eve giderken bi kasa bira alayım..
İlk kitapta sevdiğim bölümler Tyrion ve Jon' ait olanlardı, diğerleri biraz zul geldi..
Ama ikinci kitaba başlamak için sabırsızlanıyorum...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 ay sonra ...
2 yıla yaydığım okumamı dün bitirdim. Şimdi kalkıp da kötü diyecek halim yok seriye, yine de eleştirmeden geçemeyeceğim. Dili üst düzey, sürükleyici, karakterler sıradışı. Kitaplarda övülecek şey çok ama bir şaheser olmayı ıskalamış.

Her iyi yazar malesef bir şaheser çıkartamıyor. Seri kesinlikle çok uzadı, 2.,3. kitaplardaki gerilim yerlere düştü. Ejderhaya, whitewalker'a gelene kadar işin espiri kaçtı. Sanki kitabın odağı kayboldu gibi hissediyorum.
Aynı şey karakterler için de geçerli bir yanda Tyrion, Jaime, Tywin gibi karakterler öte yanda Daenerys, Jon snow gibi zayıf, adeta kurguya uysun diye hareket eden karakterler.

Martin'in yazdıkça seriye eklemeler yapması bana göre eserin aleyhine işlemiş. Bir nevi fazla rahat göte batmış. Tabi sanatçı üretim aşamasındayken aklına binbir türlü şey gelir, eminim Martin de bunların hepsini kitaplara koymamıştır ama seriyi 3 kitap olarak planlayıp 7'ye çıkarması pek elini korkak alıştırmadığını düşündürüyor. Zaten okudukça da evren genişliyor, heryerden ordular fırlıyor, biri ölüyor, biri diriliyor. Adeta bir pembe dizi havasında, sürekli twistler geliyor ama ana resim iyice bulanıklaştı. Ayrıca karakterlerin sürekli başına birşeyler gelmesi onlara derinlik katmıyor. Yani bir karakterin derin olması için illa başından 40 tane olay geçmesi gerekmiyor. Hatta bunlar işin tadını kaçırıyor, arya, theon falan resmen pehlivan tefrikasına döndü.

Tekrardan söyleyim romanlar iyi ve okuması zevkli, gelecek romanı da bekliyorum. Ancak çok daha iyi olabilirmiş, yazar kıyamamış çocuğuna ekledikçe eklemiş.

Bir de, lan seri bitti de mi konuşuyorsun diye düşünen olabilir, ben bu serinin biteceğini hiç sanmıyorum. 1996 yılında Game of Thrones'u okuyanları hayal ediyorum da adamlar ne düşünüyordur acaba, 17 yıl geçti daha ejderhalar aksiyona anca giriyor :S.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
15 yaşımda okumuştum ben ilk, üzerinden 11 yıl geçti. Ne düşündüğümü söyleyeyim:

More!!!

Kitap epey iyi, kurgu da sağlam, dağınık değil o kadar. Ama elbette fantezi şaheseri değil. Memory, Sorrow & Thorn, Elder Isles, His Dark Materials, The Riddle-Master, The Dancers at the End of Time veya Riverside seviyesinde değil. Ama bu şaheserlerin hemen altında, Wheel of Time ile aynı yerde benim için.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kitapların kurgusu kendi içinde kesinlikle kötü değil, benim demek istediğim seri verebileceğini 3. kitap itibariyle verdi. 5 kitapta tüm hikaye rahatlıkla anlatılabilirdi.

Martin'in bir röportajını okudum, aşağı yukarı diyor ki "Yüzüklerin Efendisi'nin sonunda Aragorn 300 yıl boyunca bilge bir kral olarak hüküm sürdü yazıyor, iyi hoş da nasıl? Vergi sistemi nasıldı, Orta Dünya'da neler döndü, orklara soykırım mı yaptılar?"

Şimdi bu ve bunun gibi sorular her türlü kurgu eseri okuyanın kafasına takılır, hatta böyle şeyleri hayal etmek keyiflidir. Ama yazar kalkıp da bu soruların cevabını arayamaz. En başta kitabın fikri, duygusu kaybolur, ikincisi milyonlarca insanın aklına gelebilecek milyarlarca soruya cevap bulamaz. Yazar olayları detaylı bir şekilde anlatmayı seçebilir ama hangi olayları, çünkü bunun sonu yok.

Martin, yazmaya koyulduğunda hikayede zaman boşlukları planlamıştı, işte 2 kitap arasında 5 yıl olacaktı mesela. Ancak yazdıkça kendini tutamamış, arayı doldurmuş, perspektifinden olayları takip ettiğimiz karakterleri çoğaltması da cabası. Her şeyi oturup yazmak bir eserin değerini artırmaz, hatta gereksiz şeylerden arındırmak onu daha da güçlendirir.

Adam hikayeyi yazıyor, sonu belli ama bir yandan da aa şimdi burada hastalık olsa nolurdu, arada entrika olmaz mıydı, olurdu onu da yazıyım. Ya dinler güçlense neler olurdu, bakalım neler olurdu. Tabi ki karikatürize ettim, demek istediğim gereksiz uzamış seri.

Hatta 7 kitap da biteceğinden de oldukça şüpheliyim, inşallah ömrü yeter bitirmeye. Ya da adam sonunu bulamadı, ayak sürüyor :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

eldar said:

Ama yazar kalkıp da bu soruların cevabını arayamaz.


Şu ifade genelgeçer bi kabul gibi duruyor ama fazlasıyla kişisel bi görüş aslında. Tam tersine bütün bu sorulara cevap aradığı için seviyoruz biz GRRM'i. Grand scheme ve ilgili karakterlerin iç dünyası sınırlarının dışına başarıyla çıkabilen ender kurgu yazarlarından.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

evet axedice göreceli bir durum olabileceğini kabul ediyorum. Bunun için seriyi takip edenler olabilir. Ben de detay ve konuyla doğrudan alakalı olmayan arkaplanları severim ama bir amacı olursa. Bana göre Martin, hikayesini anlatmayı bıraktı, tarihçi gibi hikayeyi yazmaya başladı.

Yine yazarın kendi ağzından örnek veriyorum "zaman aralığı bıraksaydım Cersei için dönüp 5 yılda 6 tane hand'i oldu,şu şu entrikalar döndü diye anlatmak zorunda kalacaktım."
Cersei'nin başına neler geldiğinin King's landing'de ne entrikalar döndüğünün hiç bir önemi yok, ya da çok önemi var. Bunu belirlemek tamamen yazarın elinde. Kaldı ki seride olaylar zaten Robert'in isyanında olanların devamı niteliğinde, nasıl o olayları birinci elden göremiyorsak başka noktalar da aynı şekilde verilebilirdi.

Muhtemelen Daenerys'in başından geçenleri yazmayı düşünmüyordu, zaten Arya'nın başına gelenlerin es geçilebilir olduğunu kendi de söylemiş. Hem örneklerin içinde kaybolmak hem de spoiler vermek istemiyorum o yüzden ayrıntıya girmeyeceğim.
Seride o kadar çok olay var ki kesip atsan da büyük bir boşluk bırakmaz. Ya da bir paragrafta geçebilecek şey 1 bölümde anlatılıyor. Tamam canlılık katarsın, detaycı olabilisin ancak odağını kaybedince işin esprisi kaçıyor bence.

Her şeyi geçtim, hadi flashbackle bazı olayları anlatamayacağını düşündü, anlatabileceklerini niye es geçmedi peki? sonradan piyasaya sürülmek üzere rafa kaldırılan karakterleri de saymıyorum spekülasyon yapmamak için.

Bunları da seriyi seven birinin içinde kalanlar olarak okuyun, tabii ki her şey göreceli.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kitapları okuyup beğenmeyen insanalrın bence en büyük hatası kitapta bi aksiyonvari fantastik kurgu
efenime söliyim bi margaret weis bi yüzüklerin efendisi felan beklemesi
kitap bence politik oyunlar olarak çok başarılı
her bi bokun altından biri çıkıyo
kafan dönüyo
bide en güzel kısmı herkes ölüyo lan
kimse kazık kakmamış dünyaya
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

5 kitapta bitebilirdi diye düşünmemin sebebi,Martin'in karakterler hakkındaki planlarının belli olması, yazarın 3 kitap olarak yola çıkması, ardından 4, 6 ve son olarak 7 kitaplık yapmaya karar vermesi.

Demek istediğim eğer baştaki planına sadık kalsa yani, zaman boşluğu bırakarak olayları anlatsa 5 kitapta rahatlıkla biterdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
Fakat Martin onu "üç yazacaktım da baktım tuttu, uzatayım dedim" şeklinde açıklamıyor. Hikayenin doğal gelişimi içinde bu kadar uzadığını söylüyor. Zaten üç kitabın yetmeyeceği çok başlarda verdiği bir karar. Ben ilk kitabi yayımlanmasından beş altı ay sonra okumuştum ve o zaman bile seri beş kitap olacak deniyordu. Yediye sanırım üçüncü kitaptan sonra karar verdi.

Hikayenin en sonda ulaşacağı noktayı bilmek, aralarda neler olacağını bilmek anlamına gelmiyor. Martin yazarları mimar(hikayenin gelişimini tamamen planlayan) ve bahçıvan(hikayenin nasıl gelişeceğini tam olarak bilmeyen) olarak ikiye ayırıyor ve kendini bahçıvan grubunda görüyor.

eldar said:


Martin'in bir röportajını okudum, aşağı yukarı diyor ki "Yüzüklerin Efendisi'nin sonunda Aragorn 300 yıl boyunca bilge bir kral olarak hüküm sürdü yazıyor, iyi hoş da nasıl? Vergi sistemi nasıldı, Orta Dünya'da neler döndü, orklara soykırım mı yaptılar?"

Şimdi bu ve bunun gibi sorular her türlü kurgu eseri okuyanın kafasına takılır, hatta böyle şeyleri hayal etmek keyiflidir. Ama yazar kalkıp da bu soruların cevabını arayamaz. En başta kitabın fikri, duygusu kaybolur, ikincisi milyonlarca insanın aklına gelebilecek milyarlarca soruya cevap bulamaz. Yazar olayları detaylı bir şekilde anlatmayı seçebilir ama hangi olayları, çünkü bunun sonu yok.


Orada kastettiği şey detaydan ziyade gerçekçilik. Aragorn'un ülkesini yönettiği süre boyunca yaptıkları detaylı şekilde anlatılsaydı anlamında demiyor. LOTR ve benzeri romanlarda ülke yönetimi ve politika gibi kavramlara yüzeysel ve saf bir şekilde yaklaşıldığını söylüyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dangerous Women'ın içindeki The Princess and The Queen'i bugün okudum. Martin'in normal tarzından farklı olarak, tarih anlatır gibi, mesela Silmarillion'a benzer bir şekilde yazılmış. Kendi adıma klasik tarzda bir anlatımı tercih ederdim, ama bazı okuyucuların daha hoşuna gidebilir.

Neticede Westeros tarihini merak edenlerin mutlaka okuması lazım. Ortada neden dragon kalmadığı bu savaşı okuyunca anlaşılıyor.

Antolojideki diğer hikayeleri henüz okumadım, ama en azından Abercrombie, Butcher ve Sanderson'ın kötü bir iş çıkaracaklarını sanmıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...