Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

American Gods (2017) - HBO


hamsilipilav

Öne çıkan mesajlar

Şimdi şöyle agalar,

Neil Gaiman'ın çok kendine münhasır bir anlatım dili var.
Öyle ki çoğu kitabında aslında kurgu/anlatım dili falan benzerdir, hatta bir çok karakter (tabii ki mitolojiden alıntı olduklarından ve platform hep büyülü gerçekçilik/mitolojik gerçekçilik olduğundan) de aynıdır. Yanı sıra, "dünyalı" karakterler de birbirine çok benzerler. Yani saf, çoğu zaman aldatılmış ya da sevilmemiş ya da abuse edilmiş, "çocuksu" erkek karakter bu mitolojik entitelerin yardımıyla büyüyüp gelişir, kahramanlık olgusunu da böyle tanımlamış olur Gaiman.

E karakterler hep aynı, kurgu aşağı yukarı aynı, hikayeler benzer şekilde hep Üç Cadı tarafından örülüyorken ben niye bu adamın kitaplarını okuyayım diyebilirsiniz. İşin yönü orada değişiyor işte. Yani genellikle Gaiman okuyucuları Gaiman okumak için okuyor olurlar. En sevdiğiniz müzik sanatçısı/topluluğu da aynı konulara değinir, aynı janrada müzik yapar ama albümlerini dinlersin ya, o hesap. Kendi içinde bir büyüsü vardır kitapların, Neil Gaiman bir hikaye anlatıcısıdır, dolayısıyla hikaye anlatıcılığı hikayenin önüne geçer çoğu zaman.

Bu dizi ile ilgili genel çelişkim buydu. Daha önce sinemaya ya da TV'ye uyarlanmış işlerine bakıldığında bu durumun ayrıştığını görebilirsiniz. Mesela Neverwhere'in BBC dizisi Gaiman esansı taşıyorken Coraline daha çok bir Pixar/Disney filmi gibidir, pek Gaiman yoktur içinde. Bu yüzden mesela Sandman kırk defa direkten döndü, en son Joseph Gordon Levitt topu 100 metre sürdükten sonra dışarıya atmıştı. Ama bu olmuş, tam doksana şık bir vole gibi duruyor ilk bölüm itibariyle.

Sinematografik anlamda başarılı ve salt bir TV dizisi olarak bakıldığında kendi içerisinde tutarlı ve "iyi" olmasının yanı sıra, benim açımdan en önemli nokta olan Gaiman hissiyatını tam kararında verdiğini görüyorum bu dizinin. İlk bölümü izlerken kitabı okurken aldığım hissiyatı aldım, ilk defa bir dizi izliyorken kitap okur gibi hissettim, içinde kayboldum şahsen. Bu diziyi izleyecekseniz size de bunu öneriyorum, "noluyor, bu kim, bu niye öyle oldu" sorularına takılmak yerine ki bunların hepsinin cevabını ufak ufak veriyor aslında dizi (tıpkı kitapta yaptığı gibi eski dostlara bayrakları açıyor) ama onun yerine iyi bir yazarın iyi bir kitabını okuduğunuzu düşünerek izleyin, anlatımı takip edin.

Belli ki çok karışmış ama, her diyalogda her detayda Gaiman'ın ayak izleri belli. Ki öyle bir adamdır ki çizgi roman için çizere yazılı doküman gönderirken duvardaki tuğlanın sayısını falan söyler, aşırı karışır işe, müdahil olmak ister. Diğer prodüktörler de bunun bir "öf bi rahat bırakmadı allaam her şeye teşne oluyor" ruh hali yerine, olması gerektiği şekilde kabullenmişler anlaşılan ki ortaya böyle bir şey çıkmış. Ki buradan da Sandman'e yürüyecekler anlaşılan o.

2-3 sezon sürecek bir kitap değil bu arada. Çok çok da uzatırsan bayacaktır, tutamazsın çünkü bu diziyi bağlayan şey anlattığım gibi narrative'i olabilir sadece. Ama devam yazacağım diyordu. GoT gibi senkronize de gidebilir yani. Tabii bu arada işi uzatmak ve eğlence katmak adına adım gibi eminim Anansi Boys'tan ve Sandman'den cameolar gelir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...