Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

El yıkama - +titizlik


forgiver

Öne çıkan mesajlar

kapı kollarına, pencere kolu, saç kurutma makinası, ayakkabı, saçım , sürahi, plastik top işte aklıma daha gelmeyen bir sürü şeye dokunduktan sonra elimi sabunla yıkamadan rahat edemiyrum
önceden klavye mouse kirlenmesin diye yapıyor olduğumu düşünür sorun etmezdim, günün çoğu vakti bilgisayar karşısındna geçtiğinden, bu tip şeylerden sonra direk bilg. karşısına geçerim

ama bir kere alıştın mı hep daha fazlası şeklinde ilerliyor bu iş

bilgisayar basında çay içtikten sorna veya bişey yedikten sonra tek elimle yapsam bile idare edemiyorum, gidip yıkayıp geri geliyorum
genel olarak bu yıkama ihtiyacı var, bilgisayardan alakasız(en rahat somut örneği burdan verebiliyorum o yüzden çok adı geçti)

diş fırçaladıktan sonra diş macunundan nefret ediyorum, ağzımı elimi yıkayıp kokusundan kurtulmak istiyorum
terlik, çorap, ayakkabı, üst baş konusunda da titizlik adına saçmaladığım oluyor ama onların tam olarak farkına varamıyorum

bir de bu eller laızm yani, eriyip giderse ne yaparım, neyle nasıl yaparım

sizin düşünceleirniz, alışkanlıklarınız, deneyimleriniz nelerdir bu konuda
mesela eli bir kere yıkayıp ama öncesinden kirlendiğini düşündüğüm maksimum aktiviteyi yapabilme kombosu biliyor musunuz?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bende de var ayni olay(ama xaenin ve senden farkli bi bicimde). Esyalara fazla bulasmiyorum ama bende ellerimi cok yikiyorum.

google a temizlik hastaligi yazinca direk cikiyor ayni yazi heryerde

temizlik hastaligi

said:
bu hastalığa yakalanan kişilerin kirli nesnelere dokunduklarında ellerini yıkama mecburiyeti hissettiklerini söylüyor: "Kişi, kafasına takılan temizleme ritüellerini tamamlamadan anksiyeteleri (kaygıları) yatışmaz ve rahatlamaz. Dolayısıyla elini yıkama, evini, eşyalarını temizleme zorunluluğu; tekrarlayan, çok zaman alan, sinir bozan, yoran, hırpalayan ve kişinin birlikte yaşadığı insanlarla ilişkilerini de olumsuz yönde etkileyen sorunlar haline gelebilir."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kartan said:
Ama bu dediklerin obsesyon belirtisi de olabilir.Eğer taktığın bir konu varsa bu şekilde yansıtıyor olabilirsin.

Kesinlikle. Temizlik takıntısı bir hastalıktır. Eğer ilerlerse yaşanmaz olur valla hayatın :)

Ben mümkün olduğunca yıkarım, ama klavyeye değdim eyvah tarzında değil. Aklıma geldiğince. Bi de dışarıdan eve veya yurda gelince yüzümü elimi yıkarım.

Ek: Ben yazana kadar morin açıklama yapmış bile :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Obsesyon, beyinde devamlı olarak tekrarlanan düşünceler, kompulsiyon ise bu düşüncelerden kurtulmak için sürekli tekrarlanan davranışlar demektir. Kişi çoğunlukla bu yaptığı davranışların saçmalığının farkında olur, ama obsesyonu kafasından atmak için bile bile davranışları tekrarlar. Takıntılar her insanda vardır, fakat bunlar kişinin günlük yaşamını etkileyecek düzeye gelmişse OKB sayılır ve tedavisi şarttır.

Temizlik takıntısı da bir çeşit OKB'dir. Elektrik dügmelerini sabunladığımı bilirim. Bana ait eşyaların(masa, sandalye vs.) çevresinden bile bir insan geçse, deterjanlı bezle silerdim o eşyanın her tarafını. Genelde depresyonla birlikte seyreder bu hastalık. İnsanın özgüvenini, günlük yaşantısını, insanlarla, hatta en yakınlarıyla bile ilişkisini berbat eder.

Genelde kadınlarda görülür. Erkeklerde görülmesi çok çok düşük bi ihtimaldir. O ihtimal de beni bulmuştu. Lise dönemimde baya çekmiştim ve artık kurtuldum. Çevrenin desteği, kişinin istemesi, doktor yardımı ve ilaçlarla tedavi edilebilecek bir hastalıktır. Psikiatriste gitmelisin.

Eğer İzmir ve çevresindeysen beni tedavi eden doktor hakkında bilgi verebilirim. Geçmiş olsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

demise, senin anlattığın kadar aşırı icraatlara yönelim yok bende
belki banyodan çıktığım ilk 1-2 saat fazla kasıyorum kendimi aman kirlenmeyeyim diye ama baktım tecavüz kaçınılmaz, zevk alamasam bile bir şekilde takılıyorum(yanlış yöne yormayın anlatımı kuvvetlendirmek için yapıyorum bunları, yani yapmıyorum neyse ya anladınız)

said:
bu hastalığa yakalanan kişilerin kirli nesnelere dokunduklarında ellerini yıkama mecburiyeti hissettiklerini söylüyor


yani benim anlamadığım burası
kirli kirli mi takılcaz
elim kirliyken gözümü ovmak istesem ne bok yiycem ben
elimi yüzüme mi sürücem kirli kirli

said:
Kişi, kafasına takılan temizleme ritüellerini tamamlamadan anksiyeteleri (kaygıları) yatışmaz ve rahatlamaz


tmm burası doğru normal bir insana göre kafayı yemiş gözükülebilinir ama mesela otobüste demirlere sürüyon elini ondan sonra yıkamadan rahat edemem ki ben

bi de şöle bir durum var su yoksa kafayı çok takmıyorum, yıkayamaycağımı biliyorum, ama lavoba varsa o zamna yıkayım, yakamayım işte giriyor insanın aklına
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Elin kirliyse tabi rahatsız olur yıkarsın ama kapı kolu ve saçlarından rahatsız olman normalden farklı geldi bana.Mesela kapı kolu ,evet, çok dokunulunuyor olabilir ama dokunduktan rahatsız edici ne yapıyor olabilirsin ki?Hani yemek yemek diyeceğim ama kesin yemekten önce ve sonra ellerini yıkıyorsundur.

Bu arada özellikle ev dışındaki tuvalet kapı kollarına ben de dokunmam istemem,hatta ellerimi yıkadıktan sonra kapıyı kapı koluna dokunmadan açmaya çalıştığım çoktur :p
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Forgiver, mesela elin kirliyken gözüne sürsen, gözyaşı salgısıyla birlikte mikroplar dışarı atılır. Ağzına sürsen mikroplar mideye gider, mide salgısı onların canına okur, havadaki mikropları alsan, burun kılları ve mukus onları tutar, sümük olur dışarı atar. Yani ekstrem durumlar haricinde(kan yolu, işte havadan yayılan virusler falan. ki bunlar da günlük yaşama bakılırsa çok uç örneklerdir) kolay kolay mikroplar sana zarar veremez, bunun her zaman bilincinde ol.

Kaka pistir, hastalık bulaştırabilir ama senden çıkan şey seni hasta etmez(garip bir örnek oldu). Edebilir de ama. O yüzden çişten sonra bile ellerini güzelce yıka. Rahat ol yani insan öyle her mikroptan zarar görmez, ki insan vücudunun mikroplara da ihtiyacı vardır.

Şimdi istesen de istemesen de şu gerçek ki: günlük yaşamda havanın bile içinde yüzlerce mikrop var. E nefessiz yaşayamayacağına göre bir şekilde mikroplara maruz kalacaksın. Belki sürekli temizlenerek üzerinde hiç mikrop barınmadığını düşünebilirsin. Ama bundan kaçış yok. Bu yüzden dediğin gibi zevk almak lazım.

Fazla üzerine düşme. Hatta belki yardımcı olur, birkaç gün sürekli pis yerlerde bulun ve pislenmeye bak. Tabii abartmadan. O birkaç günün sonunda da kendini istersen çamaşır suyuna batır. Ama o birkac gün pis yaşa, yani pisliğe maruz kaldığında bir şeyin olmadığının farkına var.

Umumi tuvaletler, paralar, otobüs demirleri, kaldırım taşı, sokakta oynanan top falan elbette bunlar dikkat edilmesi gereken şeyler. Şunu aklından çıkarma; yaşadığın ortamda yeterince mikrop var ve gözle göremiyorsun. Göremediğin şeyden kaçamazsın. Kendini ondan korumana gerek yok o halde. O yüzden fazla takma bu durumları.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Demise, print edip hergün okuycam yazını :)

ama mikrop veya hasta olurumdan çok, ben daha çok bu kirlidir şeklinde algılıyorum
mesela gözüme-yüzüme, elimi sürmeme nedenim elimin kirli olup yüzümde garip bir tabaka bırakma ihtimali
tmm mikroplar buna temel neden oluyordur doğru

bir de kirli kal, bırak dağınık kalsın bu gerçekten işe yarar mı, sonuçta ertesi gün daha fazla aşıra yöneltmez mi
dün çok pisdim bugun daha temiz olmalıyım şeklinde
denemeyi düşünemk pek istemiyor insan :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Demise çok doğru söylemiş. Bakteriler ve mikroplar aslında ufak da olsa vucudumuz için gerekli varlıklar. Bağışıklık sisteminin her daim uyanık olmasını sağlıyor.
Yanlış hatırlamıyorsam ve yalan değilse, bir zamanlar Amerika'da musluk sularının %100 steril olmasını sağlamışlar, kullandıkları klor vb. kimyasal maddelerle. Fakat ortaya her şeyden etkilenen aşırı hassas bir nesil çıkmış.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdi forgiver, gerçekten pis de olsa temiz de olsa sen her an elini yıkıyor musun? Evet yıkıyorsun. Sonuçta ortada bir aşırılık var. Bu çok aşırı, bu daha az aşırı, buna kim ve nasıl karar verecek? Aşırıya kaçıyorsan, o aşırıdır. Önerideki amaç, atıyorum 3 günlük süre zarfında pislikle yaşayabildiğini fark etmen. Yani ucunda ölüm yok. Dedim ya; istersen üç gün sonunda kendini çamaşır suyuna batır. Ama o üç günü pis geçir. Amaç pislige alışmak. Buna daha sonra bir haftaya çıkarabilirsin yavaş yavaş. pis derken de banyo yapma leş gibi gez demek değil bu. Sadece davranışlarını törpülemen için yapacaksın bunu.

Şimdi gelelim başka bir noktaya. Daha ileri seviyeye gitmez mi bu demişsin. Bunu bilemem. Senin içinde bulunduğun psikolojik yapını bilemem. Sonuçta ben bu işin eğitimini almış bir insan değilim. Sadece bu hastalığı profesyonel yardımla atlatmış bir insanım. Bu durumda benim söyleyeceklerim bir kesinlik ya da yüksek seviyede doğruluk taşıyamaz. Benimkiler sadece öneri. Sen de, kendini tanıyan birisi olarak bu önerimi iyice düşünerek sana uygun olup olmadığına karar verip buna göre hareket edersin.

Mutlaka sokaklarda yaşayan evsiz meczuplarla karşılaşmışsındır. Yada çöpten yemek toplayıp beslenenler. Adamların yaşadığı ortamlar ne kadar pis. Ama yaşıyorlar. Tabi yine burda ekstrem örnekler hariç. Yani ciddi hastalıklar filan. Askerlik ortamı mesela. Leş gibi pis. Ama adamlar yaşıyor. Demek istedigim biraz kalender olmak lazım. Bunları düşün, fazla takmamaya çalış. Mikropla da yaşanıyor. Son olarak; kirlenmek güzeldir. :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 8 yıl sonra ...
bende de var bu titizlik hastalığı. çok kötü bir şey ya. seninki gibi elimi yıkama işini abartmıyorum, benim daha çok çevremdeki her şeyi silmeye yönelik obsesyonum var.

her gün illa bi yerleri havlu kağıt + kolonya ile silerim, süpürürüm falan. ailemle yaşıyorum, annem eskiden benden de betermiş söylediği kadarıyla. beni doğurduktan sonra kurtulmuş o huyundan, ki tamamen kurtulduğu söylenemez. dayımda, babamın babasında da varmış.

bi yandan güzel bişi temiz titiz olmak, ama dozunda. benimki bildiğin time management'ımın içine sıçan bişi, evden çıkmam lazım atıyorum, gözüme bişiler takılıyor 20 dk onu silip süpürmekle uğraşıyorum.

babam da annemle benim tersime dağınık ve pasaklıdır, daha çok onun arkasını toplamakla geçiyor aslında. kendi evimde yaşasam rahat ederim sanırım, ama benle yaşayacak kızın işi zor. kız arkadaşım çok ses etmiyor allahtan.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

el yıkama da var düşününce, ama saç kurutma makinasına dokundum, saçıma dokundum seviyesinde değil.

atıyorum yemek yediysem, elimi ağzımı kolonyalı mendille silsem bile rahat edemiyorum. illa sabunla yıkamam lazım falan.

olm iğrenç bişi ya. arkadaşlarım eve geliyor mesela, ben böyle çaktırmadan sürekli etrafı toplamaya çalışıyorum arka planda. sittir et işte sonra yaparsın diyemiyorum.

işin komiği, 5 - 6 kere başka bir konu için psikoloğa gittiğimde bundan bahsetmiştim. bana şey demişti; "e ne var ki bunda, bende böyleyim?"

abooo.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...