Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

okumak ne güzel şeymiş lan


bLackcha0s

Öne çıkan mesajlar

şimdi kabaca anlatırsak, klasik yöntem:

"A" kişisi bilgiye sahip oluyor, onu önce bir düşünüyor, yazma aşamasına geliyor, yazarken düşünüyor ve ortaya yazlı bir ürün çıkartıyor (süreç ekleme yapılabilir)

"B" kişisi olarak kitabı alıyorsun, kendi bilgilerin dahilinde "A" kişisinin yazdıklarını anlamlandırıyorsun ve ortaya kendi bilgini çıkartıyorsun.

diğer alternatif aktarım yöntemine bakarsak,

a kişisinden aldığı farz edersek bilgiyi, oda benzer şekilde aldığı için bilgi "X" kaynağından çıktığı gibi saf olarak sana geçmiş olacak, yani üstüne hiç bir deneyim, hiç bir tecrübe, hiç bir düzeltme veya ekleme yapılmadan, ilk ortaya çıktığı gibi sana aktarılmış olacak...

bazı bilimsel formüller veya bilinin bilgiler için iyi bir yöntemmiş gibi gelebilir ama sonuç olarak "yeni bilginin" yaratılmasına engel olmuş olacağız, çünkü sen bilgiyi damardan aldığın zaman, senin sindirim siteminden geçmemiş olacak ve sen kendi diğer bilgilerin ile kesiştirmesini yapamayacaksın veya nasıl yapacaksın?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

saf bilgi almak amacıyla kitap okursan öyle olur evet ama kafanda var olan bazı soruları cevaplamak için ilgili bir kitap okursan o zaman zaten okuduklarını uygulamaya çalışırken analiz etmek durumunda kalırsın bilgiyi.

zaten gerçekten çok mükemmel bir hafızan yoksa saf bilgi edinmek için kitap okumaya çalışmak oldukça verimsiz ve manasız bir hareket bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

XLegolas said:

saf bilgi almak amacıyla kitap okursan öyle olur evet ama kafanda var olan bazı soruları cevaplamak için ilgili bir kitap okursan o zaman zaten okuduklarını uygulamaya çalışırken analiz etmek durumunda kalırsın bilgiyi.

zaten gerçekten çok mükemmel bir hafızan yoksa saf bilgi edinmek için kitap okumaya çalışmak oldukça verimsiz ve manasız bir hareket bence.


asıl sorun, saf bilginin ne derece saf veya ne kadar doğru olduğuna nasıl emin olacaksın, gibi gibi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bana diyorsan Marty, ben kitap okumak verimsiz bir bilgi aktarımı demedim. kafanda belirli bir amaç olmadan sırf bilgi edinmek için kitap okursan muhtemelen okuduklarını yarım sene içersinde unutacaksındır diyorum. bunu da çok kitap okuyan ve çok kitap okuyan insanlarla bu meseleyi tartışan biri olarak söylüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Feamer said:

asıl sorun, saf bilginin ne derece saf veya ne kadar doğru olduğuna nasıl emin olacaksın, gibi gibi


işte aklında belirli bir soru varsa en azından oraya uygulamaya çalışırsan bilgideki eksiklikleri ve çelişkileri yakalama ihtimalin var. eksik ya da yanlış bilgi teoride doğru gözükebilir ama uygulamalarda genelde saçma yanları ortaya dökülür.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

razzRaziel said:

Tuor_annare said:

razzRaziel said:

hep derim, okumak daha dogrusu yaziyla aktarim ilkel geliyor. ayrica gozleri de bozuyor. hisleri aktarmada cok eksik dil. yeni nesil iletisim yontemine ihtiyacımız var.


yoo gayet iyi


kitap okuyanlar zaten hep iyi olduğunu söyler. ama onun yerine ben sana gelip de parmağımın ucuyla dokunduğumda aklımdakileri aktarıyor olsaydım böyle demezdin mesela.


"Okumak gözleri bozuyor" demek, "Bakmak gözleri bozuyor" demek gibi bir şey. Neye dayandırıyorsun bunu? Ne okuyorsun, ne yakınlıkta, hangi medyada, ne kadar süre, nasıl bir ortamda okuyorsun, bunların hepsi birer faktörken "Okumak gözleri bozuyor" ne demek, oku da cahilliğini at üzerinden biraz.

Öte yandan, "ilkellik" konusuna katılıyorum. Sözlü/yazılı iletişim, bence de evrimin erken basamaklarında yer alıyor. Çiftleşmek için öten kuştan farkın, zeka seviyenle alakalı olarak telefonda lahmacun siparişi verebileceğin seviyeye gelmiş olman ama onu bile tüm dünyada ortak olan tek bir dile indirgeyememişsin, "Lost In Translation" diye bir kavram var hala ortada.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

razzRaziel said:

abi düşündüklerimiz ve hissettiklerimiz beynimizdeki elektrik akımlarından ibaret değil mi, bana bunu nasıl aktaramayacağımızı açıklasana. yani dil şekil ve düzen getirmiş olabilir ama düşüncelerimiz de dili kullandığımız için o şekilde evrilmiştir. dil zaten düşünmeden önce geliyor (burada bilimsel verim yok tahmini, hayvanlara baktığımda).

şu anki yöntem tamamen analog gibi, biz elektrik akımını yorumluyoruz sonra dilimizi şekilden şekile sokup seslere dönüştüyoruz ve karşıya iletmeyi umuyoruz. karşıdan nasıl algılanacağı tamamen onun yaşadıklarıyla ilintili ve yorumlayıp yorumlayamacağı da yine değişiklik gösteriyor. başarı oranı yüksek bi teknik değil yani. o yüzden herkesle iyi anlaşamıyoruz zaten %100 iletişim kuramadığımız için. bazıları senin dediklerini çok iyi anlar ve o adamla sabaha kadar konuşursun. bazısıyla bi arpa yol alamazsın. halbuki scifi olacak ama bu veriyi net bi şekilde aktarabilsek böyle olmayacak.




yazı için dediğim de şu: etkisi düşük, çok vakit ve dikkat istiyor, bilgi kullanılmadığında hafızada çok kısa kalıyor. o yüzden sürekli tekrar gerektiriyor. bu nedenlerle hayatım boyunca tercihim olmadı yazı. tabii ki scifi girmek istemiyorum yine ama en basitinden görsel ve koku hafızalarımız & algılarımız daha güçlü. o yüzden koklaşarak iletişim kurmalıyız diyerek bitireyim sdf.


Baba bak hala his diyorsun tamam hissi verdin yeni teknolojiyle. Datayı nasıl vereceksin onu soruyorum. Dil dediğin şey sadece duygu ve data aktarımı değil, beynin yapısını degistiren birşey. Dil olmasa neanderthal tier oluyorsun. Tamam senin hayal ettiğin aktarım olsun ama yine aktardıgı şey dille interpret edilecek bunu diyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...