Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Hasbro'nun mükemmel yılbaşı reklamı


Chastor

Öne çıkan mesajlar

Emaleth said:

Daha bu sabah derste sınıfa anlattım, hatırlarsınız o tokatlı regal filminin de mesajı "haklı" idi mesela: Mesajda "aynı mala daha fazla para vermek biraz salaklık değil mi ama ya" demek gayet yerli yerinde, doğru, markanın işine gelir, vs. O meşhur filmde kadına atılan tokat da tonalite dozunun kaçtığı, kaba-sabalığa, duyarsızlığa, hatta öküzlüğe bordaladığı yer işte, bu da aynı hesap...


Çok iyi reklamdı o ya, açıp tekrar izliycem şimdi. buarada erkeğe de tokat atılıyodu o reklamda. olay cinsiyetten ziyade sterotiplemeydi daha çok orda.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu reklami ceken guruhla tanismak isterim abi. su reklami gorene kadar kendimi political correctness e tavir almis olarak goruyodum megerse bizimkisi ceket mendiliymis. adamlar takim elbiseyle kurtlar vadisi seklinde takiliyolarmis sdfg

ema sen salih gungorle mi calistin sutas isinde yoksa sonraki ajansta mi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

xunn said:

Abi çirkin bir niyet çıkarmak için deconstruct etmeye kalktılar da şu an quark'larındayız ve hala bana reklamda ahlaki olarak çirkin ne var söylenebilmiş değil, sabırsızlıkla beklemedeyim, 10 sayfadır bekliyorum reklamın şusu ahlaksız, şu imasında kötü niyet var denebilsin çekicem elimi.


"tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın hehehe" kısmı ahlaki olarak çirkin. o deyişe hiç girmeselerdi bu kadar göze batmazdı. "yılbaşında çıkın da bi sikelim" denmesinde sakınca yok.

ne biliyim "old enough to bleed, old enough to breed" lafıyla mizahi reklam yapsalar da mı okeyiz? yeter ki diyenleri pis göstersin

EDIT: pardon cevap ilerdeymiş.
xunn said:

Ama benim savundugum zaten bastıra bastıra tecavüz connotationlı reklam yapabilmeleri insanların. Gerektigi zaman çirkinleşebilmesi lazım görsel medyanın, full grimdark olsun demiyorum da, public linçe maruz bırakılmamalılar gerçekten olan şeyleri sergiledikleri için.

ben de bu konuda kesin yargıya varamadığım için bir şey diyemiyorum. yine de o zevk almaya bakacan lafı kaybolsun kültürden ya o ne abi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tiLi said:

xunn said:

Abi çirkin bir niyet çıkarmak için deconstruct etmeye kalktılar da şu an quark'larındayız ve hala bana reklamda ahlaki olarak çirkin ne var söylenebilmiş değil, sabırsızlıkla beklemedeyim, 10 sayfadır bekliyorum reklamın şusu ahlaksız, şu imasında kötü niyet var denebilsin çekicem elimi.


"tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın hehehe" kısmı ahlaki olarak çirkin. o deyişe hiç girmeselerdi bu kadar göze batmazdı. "yılbaşında çıkın da bi sikelim" denmesinde sakınca yok.

ne biliyim "old enough to bleed, old enough to breed" lafıyla mizahi reklam yapsalar da mı okeyiz? yeter ki diyenleri pis göstersin


Adamlar çıkmayın da silkmesinler sizi baska alternatif de var demişler. Siz nasıl "zevk alın bundan" hatta "çıkın da bir sikelim" mesajını alıyorsunuz ben anlamadım. Adamların anlatmak istediği tam tersi halbuki.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi elbette adamların mesajı "çıkmayın jenga oynayın, bu leş esnafa para kaptırmayın". onu kimse tartışmış olamaz şurda. yılbaşı ütücülerine güzel giydirmişler hepimizin içinin yağı eridi.

ama şu laf aynen var reklamda: "Ne yapıcan, sen de zevk almaya bakıcan"
uydurmadım heralde. mesaj bu değil evet elbette

taksimetreyi duyunca sen de bi hoş olacaksın
üstündekileri verince sen de gevşiyceksin
hesabı görünce korkma sen de zevk alacaksın
mecbur sen de seveceksin HOHAHA
sen de eğleneceksin ;) bi şekilde

tam alıntılayabileyim diye tekrar izledim. izlerken daha çok gözüne sokuluyo tabi mimiklerle hareketlerle.
bu deyişi çıkarırsan problemim kalmıyo benim reklamla. sınırı orda çekmişim
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Reklamın çok yerinde olduğu konusuna katılıyorum. Moralfaglere hak verdiğim tek nokta Tecavüzcü Coşkun'un bardağı taşırıp taşırmadığı. O kısmı ayrı olarak değerlendirelim.

Esnafın karikatürize edilmiş, iğrençlikleri vurgulanmış hali filan tam klasik türk filmi villainı karakterler olması müthiş olmuş, o konuda bayağı takdir ettim. Konsept te mükemmel. Verilen mesaj da çok iyi. En sonda Tecavüzcü Coşkun'un koyulmasını neden ayrı değerlendiriyoruz peki?
Çünkü esnaf değil
Çünkü tecavüz ikonu
Çünkü mecazi tecavüz esprisini alıp literal tecavüze bağlıyor.

Peki onun oraya koyulması yanlış mı?
Ehh~

Şimdi malum Taksim görüntülerini hepimiz hatırlıyoruz. Buna karşı alınan bir önlem de yok. Oldu, oluyor ve yine olacak. Bunu söylemek suç değil. Yani kadınların sırf mecazi olarak değil, literal olarak ta bununla karşılaştığı malum. Tecavüzcü Coşkun da ona gönderme. Yani onun oraya koyulması yanlış diyemem. Yılbaşı gecesi dışarı çıkarsanız sırf cüzdanınızı değil karınızı kızınızı sevgilinizi de silkerler diyorlar açık açık. Iıı, tamam, açık açık değil, ama üstü kapalı da olsa diyorlar. Haksız da değiller.

Peki onun oraya koyulması doğru mu?
Ehh~

Verilen mesajı vurgulamak istemiş olabilirler, ekstrem bir uca çekmenin daha etkili olacağını düşünmüş olabilirler, ya da direkt olarak böyle linç tepkisini hedeflemiş olabilirler. Reklamı yayından kaldırmak zorunda kalmış olsalar da herkes bu reklamı gördü, ajans reklamın vermek istediği mesajı duyurdu, markayı duyurdu. Reklamın Tecavüzcü Coşkundan ibaret olmadığının farkında olan herkeste de marka açısından pozitif izlenim bıraktılar.

Ama Tecavüzcü Coşkun orada olmasa reklam daha iyi olmaz mıydı?
KESİNLİKLE. Onun oraya koyulmuş olması yanlış bir seçim bence.

Rahatsız edici/tepki çekici/kaba/abartı/fearmongering olmasını bir kenara bıraksak bile literal tecavüzcülerin bu reklamda yer alması gereksiz. Senin hedef kitlen cüzdanı silkilen insanlar çünkü. Taksim tacizcilerinden vs. bahsetmek hem gereksiz yere tepki çekiyor, hem konuyu başka yere çeviriyor, hem de reklamın mesajını baltalıyor. Daha da kötüsü konuyu literal tecavüz boyutuna getirdikleri saniyede kendi esprisini açıklayan adam durumuna düşüyorlar.

İlle de izleyicinin beyninde kıvılcım çaktıralım, literal tecavüzle ilişki kurduralım, rahatsız edelim diye düşündülerse, ille de Coşkun u reklamda oynatalım dedilerse ben olsam alakasız tacizci karakter yerine taksici, garson rolünde filan oynatırdım. Çok daha güzel olabilirdi öyle. Hem çomar esnafın iğrençliği daha ön plana çıkardı, hem reklamın konusu sapmazdı, hem de mesaj daha net verilebilirdi. Diğer karakterler de türk filmi villainları olabilirdi tabi, garson Nuri Alço, bi gazoz esprisi çaksan mesela.
falan filan...

Özetle reklam iyi. Esnafın klasik türk filmlerindeki villain tiplemelerine dönmesi daha da iyi. Mimiklerle repliklerle tecavüzü ima etmeleri en iyi. Ama Tecavüzcü Coşkunun çıkıp mecazi tecavüzü literal tecavüze bağladığı noktada sıçmışlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

oyunculuklar ve müzik eşleşmesini çok başarılı bulduğum için on kere filan izledim sanırım toplamda ve tek bir yerde tecavüzün gerçek anlamıyla kastedildiğini ya da aşırı olumsuz yansıtılmadığı bir noktaya rastlamadım.

bütün kazıkçılar tiksinç tipler ve hepsi kazıklayabilmek için zevk almaktan bahsediyor, yerin dibine sokuyor bunları reklam tecavüzcü çokşunla özdeşleştirip. zaten reklamdaki tek normal insanlar evde durup hasbro oynayanlar. geri kalanı insanlığın yüz karası kıvamında resmediliyor, komiklikleri sempatik değil, aşağılayıcı şekilde. karikatürümsü ikinci dünya savaşı tojo, hitler posterlerinden farksız.

dışarıda tacizlere bir gönderi yok, çoşkun sekansı olayı özetliyor, mesajı tldr satırıymışçasına noktalıyor. meydan tacizi çıkarımı yapabilecek bir durum yok. gene kazıkçılardan birisi kadın, erkeğin kadına tecavüzü gibi bir çıkarım da imkansız.

ha kimseler alınmasın, darılmasın kaygısıyla yapılmış bir reklam değil ama vurucu bir reklam, akılda kalıcı, düşündürücü ve konuşturucu. evet ülkemizde geri çekilmesi şaşırtıcı da değil ama sanırım işini yapmış oldu youtube devrinde yaşadığımız için, görmesi istenen herkes görmüştür ve akıllarında da iz bırakmıştır şimdiye kadar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Emaleth said:


Esh said:

olm ema yillarini reklam sektorune vermis biri olarak gelsin iki kelam etsin.


*ema spawns*

threadin başını sinsi sinsi takip etmiştim, ukalalıklarımı kendime saklıyordum. arada geçen zamanda konu 495946 sayfa olmuş, tabii ki okumadım hah-hayt!
ama madem merak ettiniz, kim hangi köşeyi hangi argümanla tutuyor hiç bilmeden iki kelam edeyim :)

reklamın içgörüsü son derece doğru, evet yılbaşında dışarı çıkarsan (kibar tabiriyle) düdüklerler!
bu anlamda buluş gayet nefis, yerli yerinde, oyuncak satışları için süper motivasyon yakalanmış...
Buraya kadar aferin.
AMA
Bu gerçeği, analojiyi kazıklama/düdüklemenin ötesine geçirip "tecavüz" sosuyla paketleyince dozu kaçmış. Zira geldiği yerde benzetme, toplumun bu aralar süper hassas olduğu bir konuya bordalamış, reklamın son derece komik olabilecek dozu "vulgar", "kaba-saba", "distasteful" ve hatta "çüş" sularına erişmiş, geri tepmesi bu yüzden...

Reklamda mesaj içeriği kadar tonalite de önemlidir. Bazı reklamları hiçbir mesaj vermedikleri halde look&feel'leriyle, tonaliteleriyle, neşeleriyle ya da tatlı hüzünleriyle, yani iki satırlık asıl fikre prodüksiyonda katılan değerleriyle beğeniriz. Bazılarını da mesajı doğru olsa da böyle yerden yere vurabiliriz, bunlar yönetilmesi gereken şeyler... Daha bu sabah derste sınıfa anlattım, hatırlarsınız o tokatlı regal filminin de mesajı "haklı" idi mesela: Mesajda "aynı mala daha fazla para vermek biraz salaklık değil mi ama ya" demek gayet yerli yerinde, doğru, markanın işine gelir, vs. O meşhur filmde kadına atılan tokat da tonalite dozunun kaçtığı, kaba-sabalığa, duyarsızlığa, hatta öküzlüğe bordaladığı yer işte, bu da aynı hesap...

Velhasıl, içgörü doğru, satış potansiyeli buluşu neredeyse harika, ama işte şakayı kaşıyalım ve büyütelim derken şaka kaka olmuş. Şakanın kazıklanmaktan kalkıp geldiği yerdeki analoji tecavüz gibi fena halde kanayan, acı hatta korkunç bir yaraya vardığında hassasiyetlere dokunuyor ve çok iyi olabilecek bir iş böyle günah keçisi haline gelebiliyor. Aynı filmi birkaç planı (bıyık burma, dudak yalama, elle yapılan "koyma" hareketi, ve en önemlisi "tecavüzcü" coşkun) atıp, yeniden kurgulayıp size seyrettirsem hiç rahatsız olmaz, bir de üstüne "olm adamlar haklı lan, gidip bi oyun alak da yılbaşında eve çökek" dersiniz. Reklam böyle hassas bir şeydir, 5-6 saniye HER şeyi değiştirebilir.

Bu fikir ajansta bana anlatılsaydı, uygularken dikkat edin, tecavüzü ağzınıza sakız etmeden aynı fikri anlatmanın, analojiyi kazıklanmak/faydalanılmak/abuse edilmek/haksızca soyulup soğana çevrilmek noktasında bırakmanın, seksüel tüm konotasyonları dışarı atmanın, yani "çirkinleşmemenin" bir yolunu bulun derdim. Bu fikir "tecavüz" benzetmesi olmasa da bal gibi yaşar, bunu bu kadar ittirmenin anlamı yok. İttirince batıyor işte...

seyirci olarak şahsi fikrime gelirsek, ben filmi ilk seyrettiğimde baya sevdim valla, çünkü dediğim gibi, yılbaşı oyuncak satışlarını "evinde otur çünkü dışarıda kazığı yiycen"den anlatmak baya taze ve acayip relevant bir iletişim stratejisi. Fikri bulanı takdir ettim (çünkü evet, bu memleketteki esnaf kazıkçı, herkes fırsatçı, fırsatını bulan kazığı yerleştiriverir, gözünün yaşına bakmaz, bakmadı, bakmıyor, vs. Bunları o hedef kitlenin tamamı hissediyor ve biliyor. Buna içgörü denir ve bu kadar iyi bir içgörü reklamda görmeyeli baya oluyor) O bakımdan benim ilk tepkim özetle "oha olm baya zekice, yalnız uygulama biraz fazla vulgar olmuş, gerek yoktu" oldu.

Sonrasında kopan fırtınaya şaşırmadım diyemem. Bu kadar abartılıp, efendim reklamın erkek egemen baskıcı topluma destek vermesi, tecavüzcü nesiller yetiştirmesi, tecavüzü övmesi/çanak tutması, masum esnafı tecavüzcü gibi göstermesi, tecavüzü haklı çıkarması (what? hangi bakımdan?) vs vs gibi derin çukurlara atılmasını ise memleketimizin içinde bulunduğu yarı histerik, yarı kafası karışık, yarı çaresiz, neye tepki vereceğini şaşırmış, aslında kime kızacağını unutmuş iklime veriyorum. Sen yobaz çocuk tecavüzcüsüne ayar ol, sonra gel hasbro'ya sinkafı bas, pffff, mesnetsiz beyaz yaka isyanıdır gözümde. Bağırıp çağırıp rahatladı herkes. No biggies...

Diğer yandan, iyi reklamcı bunu öngörmeliydi evet. Orada bir (fikir demeyelim ama) uygulama kazası net bir şekilde var: Hassasiyetlere dikkat etmezsen başına böyle şeyler haklı ya da haksız olarak gelir. Zamanında biz bir sütaş filminde ineğe rövaşata attırdığımızda hayvanın memesi göründü diye de protesto edilmiştik, böyle şeyler oluyor memlekette ya da başka bir deyişle burası böyle bir memleket... Şaka kaldırabilen birileri değiliz ne yazık ki pek, herkes çok onurlu, çok haysiyetli, çok duyarlı maaşallah :P En ufak sivri tiplemeyi genelleme ve hemen akabinde de hakaret sayan torpahlarda yaşıyoruz. Filmde seksi hemşire kullanılınca "hayır biz seksi değiliz, biiiz hayat kurtarıyoruuuzzz" diye ayağa kalkan hemşireler derneği, müşterisini sert yıkayan hamamcı tiplemesi yapılınca "hayır biz pamuk gibi yıkıyooooz" diye isyan eden hamamcılar alışıldık şeyler.. Anacım bu BİR tellak, BÜTÜN tellaklar böyle demedik şeklindeki idiot proof açıklama normalden sık gerekir buralarda... Bu filme gelen itirazlarda da bir "türk esnafı tecavüzcü değildir, tuvaletçiler emekçidir, tecavüzcü değil hüleyaağn" kolu var mesela, bunlar aristo'nun torunları olsalar gerek. Direkt düz mantık: kazıkçı esnaf gösterdi, demek ki tüm esnaflara kazıkçı dedi, vay hayvan! Bununla katilin hasbelkader norveçli olduğu bir filmi "norveçlilere katil dedi" diye eleştirmek aynı şey halbuki... heyhat!

Son olarak dedikodu kısmına geçelim: ajansı da prodüksiyon şirketini de (uzaktan) tanıyorum. Ajansta kreatif direktör aklı başında bir adam, buluş diye tabir ettiğim içgörü ondan çıkmıştır kesin, helal olsun. Yönetmen ise oldukça pervasız, politically correct olmayı götoşluk sayan (ki bence bi yere kadar haklı ama bu başka konu) biri. Adamın şaka anlayışı zaten kendisini bildim bileli "herkese göre değil". Zannediyorum daha komik olsun diye gazı o vermiş olabilir, kreatife düşen onu dizginlemek idi, dizginleyememiş, o da gaza gelmiş. Eh, filmin tv değil dijital film olması da cesaret vermiştir (daha komik! hep daha komik olsun! saçma da olsa komik olsun! ayılama da olsa komikli şakalı olsun! çünkü dijitaaalll! dijital çoh önemliiööeee... nıhohahohaaa....).

velhasıl gökten 3 elma düşmüş, hepsi de bu memleketin velinimetine saygısız, oportünist, kazık atmayı marifet sayan esnaflarına ve tecavüzü sürekli gündemde tutup büyük bir toplumsal acı haline getiren sapık orçolara girsin :P




tl;dr
- fikir iyi, uygulama vulgar.
- reklamda tonalite bazen mesajın önüne geçer, bu o durumlardan biri.
- reklamcı bunu öngörmeliydi, müşterisini riske atmamalıydı.
- imho kopan fırtına gereğini aşıyor.

böyleyken böyle...
ema sektörden bildirdi.
yigünner.


bu güzel ve bilgilendirici yazı için teşekkürler
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
Emaleth said:


*ema spawns*


threadin başını sinsi sinsi takip etmiştim, ukalalıklarımı kendime saklıyordum. arada geçen zamanda konu 495946 sayfa olmuş, tabii ki okumadım hah-hayt!
ama madem merak ettiniz, kim hangi köşeyi hangi argümanla tutuyor hiç bilmeden iki kelam edeyim :)

reklamın içgörüsü son derece doğru, evet yılbaşında dışarı çıkarsan (kibar tabiriyle) düdüklerler!
bu anlamda buluş gayet nefis, yerli yerinde, oyuncak satışları için süper motivasyon yakalanmış...
Buraya kadar aferin.
AMA
Bu gerçeği, analojiyi kazıklama/düdüklemenin ötesine geçirip "tecavüz" sosuyla paketleyince dozu kaçmış. Zira geldiği yerde benzetme, toplumun bu aralar süper hassas olduğu bir konuya bordalamış, reklamın son derece komik olabilecek dozu "vulgar", "kaba-saba", "distasteful" ve hatta "çüş" sularına erişmiş, geri tepmesi bu yüzden...

Reklamda mesaj içeriği kadar tonalite de önemlidir. Bazı reklamları hiçbir mesaj vermedikleri halde look&feel'leriyle, tonaliteleriyle, neşeleriyle ya da tatlı hüzünleriyle, yani iki satırlık asıl fikre prodüksiyonda katılan değerleriyle beğeniriz. Bazılarını da mesajı doğru olsa da böyle yerden yere vurabiliriz, bunlar yönetilmesi gereken şeyler... Daha bu sabah derste sınıfa anlattım, hatırlarsınız o tokatlı regal filminin de mesajı "haklı" idi mesela: Mesajda "aynı mala daha fazla para vermek biraz salaklık değil mi ama ya" demek gayet yerli yerinde, doğru, markanın işine gelir, vs. O meşhur filmde kadına atılan tokat da tonalite dozunun kaçtığı, kaba-sabalığa, duyarsızlığa, hatta öküzlüğe bordaladığı yer işte, bu da aynı hesap...

Velhasıl, içgörü doğru, satış potansiyeli buluşu neredeyse harika, ama işte şakayı kaşıyalım ve büyütelim derken şaka kaka olmuş. Şakanın kazıklanmaktan kalkıp geldiği yerdeki analoji tecavüz gibi fena halde kanayan, acı hatta korkunç bir yaraya vardığında hassasiyetlere dokunuyor ve çok iyi olabilecek bir iş böyle günah keçisi haline gelebiliyor. Aynı filmi birkaç planı (bıyık burma, dudak yalama, elle yapılan "koyma" hareketi, ve en önemlisi "tecavüzcü" coşkun) atıp, yeniden kurgulayıp size seyrettirsem hiç rahatsız olmaz, bir de üstüne "olm adamlar haklı lan, gidip bi oyun alak da yılbaşında eve çökek" dersiniz. Reklam böyle hassas bir şeydir, 5-6 saniye HER şeyi değiştirebilir.

Bu fikir ajansta bana anlatılsaydı, uygularken dikkat edin, tecavüzü ağzınıza sakız etmeden aynı fikri anlatmanın, analojiyi kazıklanmak/faydalanılmak/abuse edilmek/haksızca soyulup soğana çevrilmek noktasında bırakmanın, seksüel tüm konotasyonları dışarı atmanın, yani "çirkinleşmemenin" bir yolunu bulun derdim. Bu fikir "tecavüz" benzetmesi olmasa da bal gibi yaşar, bunu bu kadar ittirmenin anlamı yok. İttirince batıyor işte...

seyirci olarak şahsi fikrime gelirsek, ben filmi ilk seyrettiğimde baya sevdim valla, çünkü dediğim gibi, yılbaşı oyuncak satışlarını "evinde otur çünkü dışarıda kazığı yiycen"den anlatmak baya taze ve acayip relevant bir iletişim stratejisi. Fikri bulanı takdir ettim (çünkü evet, bu memleketteki esnaf kazıkçı, herkes fırsatçı, fırsatını bulan kazığı yerleştiriverir, gözünün yaşına bakmaz, bakmadı, bakmıyor, vs. Bunları o hedef kitlenin tamamı hissediyor ve biliyor. Buna içgörü denir ve bu kadar iyi bir içgörü reklamda görmeyeli baya oluyor) O bakımdan benim ilk tepkim özetle "oha olm baya zekice, yalnız uygulama biraz fazla vulgar olmuş, gerek yoktu" oldu.

Sonrasında kopan fırtınaya şaşırmadım diyemem. Bu kadar abartılıp, efendim reklamın erkek egemen baskıcı topluma destek vermesi, tecavüzcü nesiller yetiştirmesi, tecavüzü övmesi/çanak tutması, masum esnafı tecavüzcü gibi göstermesi, tecavüzü haklı çıkarması (what? hangi bakımdan?) vs vs gibi derin çukurlara atılmasını ise memleketimizin içinde bulunduğu yarı histerik, yarı kafası karışık, yarı çaresiz, neye tepki vereceğini şaşırmış, aslında kime kızacağını unutmuş iklime veriyorum. Sen yobaz çocuk tecavüzcüsüne ayar ol, sonra gel hasbro'ya sinkafı bas, pffff, mesnetsiz beyaz yaka isyanıdır gözümde. Bağırıp çağırıp rahatladı herkes. No biggies...

Diğer yandan, iyi reklamcı bunu öngörmeliydi evet. Orada bir (fikir demeyelim ama) uygulama kazası net bir şekilde var: Hassasiyetlere dikkat etmezsen başına böyle şeyler haklı ya da haksız olarak gelir. Zamanında biz bir sütaş filminde ineğe rövaşata attırdığımızda hayvanın memesi göründü diye de protesto edilmiştik, böyle şeyler oluyor memlekette ya da başka bir deyişle burası böyle bir memleket... Şaka kaldırabilen birileri değiliz ne yazık ki pek, herkes çok onurlu, çok haysiyetli, çok duyarlı maaşallah :P En ufak sivri tiplemeyi genelleme ve hemen akabinde de hakaret sayan torpahlarda yaşıyoruz. Filmde seksi hemşire kullanılınca "hayır biz seksi değiliz, biiiz hayat kurtarıyoruuuzzz" diye ayağa kalkan hemşireler derneği, müşterisini sert yıkayan hamamcı tiplemesi yapılınca "hayır biz pamuk gibi yıkıyooooz" diye isyan eden hamamcılar alışıldık şeyler.. Anacım bu BİR tellak, BÜTÜN tellaklar böyle demedik şeklindeki idiot proof açıklama normalden sık gerekir buralarda... Bu filme gelen itirazlarda da bir "türk esnafı tecavüzcü değildir, tuvaletçiler emekçidir, tecavüzcü değil hüleyaağn" kolu var mesela, bunlar aristo'nun torunları olsalar gerek. Direkt düz mantık: kazıkçı esnaf gösterdi, demek ki tüm esnaflara kazıkçı dedi, vay hayvan! Bununla katilin hasbelkader norveçli olduğu bir filmi "norveçlilere katil dedi" diye eleştirmek aynı şey halbuki... heyhat!

Son olarak dedikodu kısmına geçelim: ajansı da prodüksiyon şirketini de (uzaktan) tanıyorum. Ajansta kreatif direktör aklı başında bir adam, buluş diye tabir ettiğim içgörü ondan çıkmıştır kesin, helal olsun. Yönetmen ise oldukça pervasız, politically correct olmayı götoşluk sayan (ki bence bi yere kadar haklı ama bu başka konu) biri. Adamın şaka anlayışı zaten kendisini bildim bileli "herkese göre değil". Zannediyorum daha komik olsun diye gazı o vermiş olabilir, kreatife düşen onu dizginlemek idi, dizginleyememiş, o da gaza gelmiş. Eh, filmin tv değil dijital film olması da cesaret vermiştir (daha komik! hep daha komik olsun! saçma da olsa komik olsun! ayılama da olsa komikli şakalı olsun! çünkü dijitaaalll! dijital çoh önemliiööeee... nıhohahohaaa....).

velhasıl gökten 3 elma düşmüş, hepsi de bu memleketin velinimetine saygısız, oportünist, kazık atmayı marifet sayan esnaflarına ve tecavüzü sürekli gündemde tutup büyük bir toplumsal acı haline getiren sapık orçolara girsin :P

tl;dr
- fikir iyi, uygulama vulgar.
- reklamda tonalite bazen mesajın önüne geçer, bu o durumlardan biri.
- reklamcı bunu öngörmeliydi, müşterisini riske atmamalıydı.
- imho kopan fırtına gereğini aşıyor.

böyleyken böyle...
ema sektörden bildirdi.
yigünner.




@Emaleth:


çok güzel anlatmışsın. ama yazdıklarını okurken bir şeyi daha iyi farkettim.

aslında reklamcılık sektöründe olan kişiler için normal, sıradan bir reklam, belki dikkat çeksin diye biraz abartıya kaçmış, hit ya da miss olabilecek riskli bir hareketten başka bişi değil.

ama bunu "critical miss" haline çeviren şey ise, bazı grupların başlattığı kampanyalar. bu kampanyaları körükleyenlerin, rakip firmalarda çalışan reklamcıların olduğundan şüpheleniyorum. belki bir reklamcı olarak araştırsan bu kuşkularımı onaylacak bir şeylere de rastlayacaksındır...

change org sitesi üstünde sürekli "CİNSİYETÇİ REKLAM OMG!!1! KALDIRIN!!" şeklinde kampanyalar görüyorum. bunları yapan kişi ve gruplar da hep sabit ve aynı.

öte yandan Gratis bir reklam yapmış mesela. altında kadınlar beğenmiş, yorum yapmış, sevmiş felan.

ama aynı grupların diğer reklamlara getirdiği eleştirilerin birebir aynıları bu reklamda mevcut.
aynı gruplar gelip "cinsiyetçi reklam" diye buna da kampanya yapabilir. yaptıktan sonra bu sefer, biraz önce beğenen kadınlar reklamı topa tutmaya başlayabilir.

algı manipülasyonu kısaca...

ancak reklamı izlerken bir şey daha dikkatimi çekti.
2 yıl önce youtube'da "misandry in media" (

https://www.youtube.com/watch?v=T1GnQ_k7Vok

) adındaki bir seriyi izlemiştim. bu videoda, reklamlardaki erkek karakterlerin aptal, beceriksiz, komik, kadın karakterlerin zeki, iş bitiren, ciddi olduklarının gösterildiği anlatılıyor. o video izlerken, türkiye'deki reklamların çok daha gender-neutral hazırlandığı ve erkekleri bu denli taşak oğlanı gösterilmediğini gördüğümde mutlu olmuştum.

ama bu süre boyunca zırt pırt reklamlar sansüre uğramaya başladı ve amerika'daki third wave feminism bizde de hakim "solcu" anlayışı halini aldı. sanırım Gratis'in reklamı bu sebepten dolayı yırtacak ve benzeri bir change org kampanyasıyla karşılaşmayacak.

bunun devamında, reklamcı olarak, misandry in media serisindeki gibi reklamlar hazırlamaya mecbur kalabilirsiniz. en azından önceden rehber olsun bu seri :P

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

canikocum madcat, selamlars...
*el sallayan emoci*

Bone said:

...bunun devamında, reklamcı olarak, misandry in media serisindeki gibi reklamlar hazırlamaya mecbur kalabilirsiniz. en azından önceden rehber olsun bu seri :P


bonecuum anlattığım gibi, biz senelerdir hamamcılar derneğinin, hemşireler örgütünün, kadınlar kolektifinin, adamlar direktifinin, çocuklar börektörünün, halalar ve amcalar inisiyatifinin ve bilimum saçma toplum odaklarının eleştirisi altında yaşıyoruz zaten anacım. işini dikkatli yapan reklamcı buralara değmeden ya da değse de pek sallanmadan yürüyebiliyor, işi bilmeyen çavuşların ise hali malum.
velhasıl aşırı medeni ülkelerden çıkan sonsıçtım saçmalıklara biz efsunluyuz çoktan bebeyim, bunlardan öğrenecek bir şeyimiz pek yok, zaten belli köşeleri olan reklamlar hazırlamaya ezelden mecburuz, mesleğimizin içine çoktan edildi, merak etme sen ;)

diğer yandan, şikayet mekanizmalarının (sadece change.org değil rtük şikayetleri var asıl, üstelik de baya tuzlu para cezaları var) rakip firmalar tarafından tetiklendiği de heeep konuşulur, hatta bazıları meşhurdur bile, bilinir. hatta ve hatta bazı kampanyaları planlarken rtük cezası da medya ile beraber bütçelenir... velhasıl bu tarafta da yeni bir şey yok, zira çaresi yok, tüm vatandaşlara açık bir hakkı pek tabii ki diğer markalar da kullanabilir. işi bilen reklamcı/reklamveren gereğini baştan bilir, yapar ya da yapmayıp bütçeler ;)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...