Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Baba Olmak


paparnoz

Öne çıkan mesajlar

µh said:

Patice said:

dana22 said:

Suark said:

bıde cocuga en ıyı ımkanları sunmak niye ki
biraz zorlıcan ki çelik olsun

yoksa plastik olur. comfort zonundan çıkamaz ağlar durur


this is sparta yi hanimla bir konussana abi ...


Ben düz lisede başlayıp devlet üniversitesinde devam ettim. Anne baba memurdu. Her şey dümdüz yani. Eğitimdeki kalite farklılığını üniversite 3.sınıfta Koç Üniversitesinde bir eğitime katıldığımda fark ettim. Koç'ta okuyan adamın babası zengindi, benimkiler ayın 15'ini bekliyor bana para gönderiyor falan. Kimlerle yarıştığımı, 3 sene sonra sektörde kimle meslektaş olacağımı ilk o zaman anladım. Ve it gibi uğraştım yetişebilmek için.
Koç'tan ya da Amerika'da bi üniversiteden mezun olan adamlarla aynı ofiste benzer pozisyonlarda çalıştım nihayetinde. Bana bunu yaptıran şey elbette aklım ve hırsımdı. Çok akıllı olduğumu falan söylemiyorum öyle olsam zaten eli yüzü düzgün okullarda okurdum. Evet kasıtlı değil tabi ama zorladıkça güzelleşiyor bazen insan.

Heh aldığım eğitim için ezikliğini hissettiğim tek şey ingilizce oldu.
Yoksa integrali kolejde öğrenen insanla, bizim Mustafa öğretmenin öğrettiği şeklin hayatta insana getirisinin benzer olduğunu düşünüyorum şuan.
Suark'la aynı fikirdeyim yani.




:)))
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Patice said:


dana22 said:

Suark said:

bıde cocuga en ıyı ımkanları sunmak niye ki
biraz zorlıcan ki çelik olsun

yoksa plastik olur. comfort zonundan çıkamaz ağlar durur


this is sparta yi hanimla bir konussana abi ...


Ben düz lisede başlayıp devlet üniversitesinde devam ettim. Anne baba memurdu. Her şey dümdüz yani. Eğitimdeki kalite farklılığını üniversite 3.sınıfta Koç Üniversitesinde bir eğitime katıldığımda fark ettim. Koç'ta okuyan adamın babası zengindi, benimkiler ayın 15'ini bekliyor bana para gönderiyor falan. Kimlerle yarıştığımı, 3 sene sonra sektörde kimle meslektaş olacağımı ilk o zaman anladım. Ve it gibi uğraştım yetişebilmek için.
Koç'tan ya da Amerika'da bi üniversiteden mezun olan adamlarla aynı ofiste benzer pozisyonlarda çalıştım nihayetinde. Bana bunu yaptıran şey elbette aklım ve hırsımdı. Çok akıllı olduğumu falan söylemiyorum öyle olsam zaten eli yüzü düzgün okullarda okurdum. Evet kasıtlı değil tabi ama zorladıkça güzelleşiyor bazen insan.

Heh aldığım eğitim için ezikliğini hissettiğim tek şey ingilizce oldu.
Yoksa integrali kolejde öğrenen insanla, bizim Mustafa öğretmenin öğrettiği şeklin hayatta insana getirisinin benzer olduğunu düşünüyorum şuan.
Suark'la aynı fikirdeyim yani.




Türkiyede eğitimin biraz etiket olduğu doğru. Bir çok insan yaptığı işte aldığı eğitiöi nerdeyse hiç kullanmıyor, işini işte öğreniyor. Halbuki o işi yapması için özelleşmiş bir eğitime ihtiyacı yok hatta daha genel ve farklı konulariçeren fakat o kadar derinleşmeyen bir eğitim alsa belki ona daha faydalı olacak genel yetenek miktarını arttırdığı için. Ama işte Türkiye, üzerinde o etiket olmadan iyi bir yere girmek zor malesef. Eğitim sisteminin saçmalığı ama içinde bulunduğumuz durum bu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dana22 said:

Patice said:



Allah aşkına Kerimcan'ı boklamayın. Ben çok seviyorum kendisini.


fazla seyretme ileride cocugun ona benzer gorursun..torun diye tirmaladikca sen teyzen lazer bebegim diye yoyo gibi gider gelir..


Konuyu amacından çıkarmıcam.. Hiiç ırk cinsiyete dönmesin muhabbet :) Beni rahatsız etmiyor kerimcan ya..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Konu o dürzüye nasıl geldi bilmiyorum ve ilgilenmiyorum ama bir iki şey paylaşmak istedim ben de.

Beş yılı aşkın bir süre önce hayatıma giren bir kız arkadaşım vardı; ikimiz de çocuk istemiyorduk başlarda. Sonra o istemeye başladı, evlenme konuları açılmaya başlandı vs. ama onda aile kuracak yetişkin insan olma potansiyelini bir türlü göremedim.

Neyse istediği çocuk sipariş gibiydi; ismi Toprak olsun, benim gibi kıvırcık saçları olsun vs. Bu dönemde de karşı komşunun kızının bir 2-3 yaşında bir çocuğu vardı; sadece camda falan görüyordum; adını sanını bilmiyordum çocuğun. Dedikoducu komşular sayesinde tek bildiğim çocuğun babasının olmadığıydı.

Gel zaman git zaman biz ayrıldık; çocuk da büyüdü. Saçlar kıvırcık ve tipi de aynı benim çocukluğum gibi.

Bu yaz ben eve gelirken o da bisiklet sürüyordu sokakta; arabayı parkettim, kapıyı açarken "vuuun vuun" diye yanıma geldi, "benim de arabam var" dedi bisikleti gösterip. "Vay güzelmiş, kaç basıyo?" diye şakalaşırken ananesi camdan "Toprak oğlum hadi eve" diye seslendi. Sonra bana da "nasılsın oğlum? İşler nasıl?" falan diye laf attı. Ben paralize olmuştum çocuğun ismini duyunca. Bir şeyler geveleyip eve kaçtım.

O günden beri çocuğa ayrı bir gözle bakıyorum, çöpe atılmış hayallerden peydahlanmış gibi bacaksız.

edit: yanlış virgül koymuşum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Neyse ben devam edeyim, baba olarak pişmanlıklarım var. Bir kere haksız yere bağırmıştım, çok üzülmüştü, korkudan titremişti. Sonra pişman oldum tabii bağırmanın sonrası çok özür diledim, oda pek takmadı kafaya ama hala o korkmuş hali gözümün önünden gitmiyor, günahını buraya çıkartayım sonra büyüyünce hatırlar bir daha özür dilerim.

Bazen bir şeylerle uğraşırken oğlum müsaade eder misin diyorum mesela oda koyuyor lan diyorum şunun şurasında çocukluk dediğin ergenliğe kadar, her vaktini dolu dolu geçir. Zaten o gün bugün bağırmaya tövbeliyim anca yolda izde giderken aman kenara evladım diye bağırıyorum.

Geçen sene Tolkien'den hikayeler okuyordum, çok güzel hikayeleri var herifçioğlunun ona okurken ben kaptırdım. Lotr serisi, Silmarillion
derken tabii bunları görmemişim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Oğlanla baya baya kanka gibiyiz de kızla yıldızlar barışamıyor bir türlü daha 6 aylık ama ağlamak yerine sürekli çırlaması beni kanser ediyor. İstediğini de öyle yada böyle yaptırıyor kaçarın yok. Yandık valla büyüdükçe çok fena oluyor. Kız evlat kendine baktırır derlerdi inanmazdım doğruymuş. Oğlanın ağzı var dili yoktu valla...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
Devam edeyim, oğlana eski bilgisayarı düzenleyip, kurdum. Şimdilik ondan mutlusu yok. Mutlu oldukça, oyunda başarılı oldukça gelip sarılıyor düdük makarnası. Şimdi birde sözüm var playstation 4 almam gerek. Şu kadar zaman para biriktirir dışarıda harcamazsan alırım demiştim, hakikaten bu iş işe yaradı dışarıda bir şey harcamıyor, cebine ne koyduysam direk kumbarasına koyuyor. Playstation'ın yarı parasını çıkardı. Eh benimde bir babalık yapma zamanım geldi, daha sonrası için planım yine tutumlu olmayı öğretip, istediği oyunu alması için para biriktirmesini sağlamak. Böylece ürün fiyatları, piyasa ekonomisi, cebinde para tutmanın mantığı, dışarıda para harcamanın gereksizliği üzerine tecrübe olmuş olacak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

GEd said:

Bu kadar küçük yaşta playstation bilgisayar oyunları falan?


Eşim okul öncesi öğretmeni. Aslında patide hesabı da var ama şifresini unutmuş heralde. Benim hesaptan da olsa yazar herhal. Sorunuz falan varsa sorun ha. Dışarda soru sormak için para istiyolar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...