Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 En azindan baktari, parasit filan yok iclerinde. Bazi kotulerde konoli var diyor ama o ne bilmiyorum. Burada sayilmayan bakteriler? Inorganik olarak var zararli seyler, filtreleri adi oldugundan mi oluyor o da? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 pınar-nestle-damla gibi firmalara güveniyorum. bu tip testler ne kadar sağlıklı onu bilmiyorum. %100 saf su testi yapmış olabilirler, ya da "şu şu mineraller olmalı" derken X firmasının su arıtma reklamı yapılıyor da olabilir. kaynak suyu içiyorsun işte, doğal şeyi yapay mineralli sularla kıyaslamak saçma olur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
samaella Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 siyanür var abi çoğunda :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dworgian Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 ooooo poison resistance kasalım o zaman sama Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
reampage Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 taşdelen alıoruz çok güzel su içimi felan fakat alması zor biraz küçük camlarda gelio 3ltlik bi kasada 4 tane var 4-5 kasa alıoruz bi seferde. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
samaella Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 neadar bu ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
reampage Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 2 lira mı 3 lira mı ne tanesi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Predator Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Bu listede birinci olan su (buzdağı) bir kaç ay önce kara listede çıkıp sonra temiz bu denilen su değil mi arkadaş? Temiz raporu almış olsa da kara listede çıkıp şimdi 1. olması gene ne işler dönüyor dedirtiyor biraz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cthulhu Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 benim ctrl+f çalışmadı niyeyse. hamidiye kaçıncı sırada Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
monoscope Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 ctrl f yapınca buluyo ama highlight yapmıyor garip bir şekilde Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Deathblade Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Bir arada tek tırnaklı eti bulunmuştu, onlar ne oldu asıl? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Akito Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 pınarı karalama kampanyası olabülü. ben öyle kabul etmiştim onu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
hozceri Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 su Hazırlıkları yaklaşık 1 yıl süren ‘Ambalajlı Sular Raporu’nu açıklayan Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer; “Sağlık Bakanlığı’nca yapılan resmi analiz sonuçlarına göre, Türkiye’de büyük bedeller ödeyerek satın adlığımız sular; kimyasal, biyolojik ve radyoaktif kirlilik açısından güvenle içilebilir olmaktan çok uzak” dedi. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer ile raporun editörü Mehmet Şensoy düzenledikleri ortak basın toplasında suların kirlilik haritasını tek tek anlattı. Raporun hazırlıklarına bir yıl önce başladıklarını aktaran Özer, önce tüm markaları analiz etmek için Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha ile görüşmeler yaptıklarını, ancak her bir markanın analizi için 4 bin lira gibi astronomik bir maliyet çıktığını belirtti. Tüm ruhsatlı markaların analiz yapılabilmesi için 1 milyon liradan fazla bir bütçe çıktığını dile getiren Gıda Hareketi Başkanı Kemal Özer; “Bilgi edinme kanunu çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’ndan tüm markaların resmi analiz raporlarını istedik, ancak Bakanlık ‘Nuh dedi Peygamber demedi,’ tüm bakanlık kapıları duvardı” dedi. İnternet taraması yaptığımızda, firmaların önemli bir bölümünün kurumsal sitesinin olmadığını gördük. Sitesi olanların çoğu ise analiz verilerini sitelerinde paylaşmıyordu diyen Özer, firmalardan ruhsata haiz son analiz verilerini paylaşmasını istediklerini, ancak birçoğunun verilerini paylaşmayı reddettiğini açıkladı. Bu boyutuyla Türkiye’de ilk kez hazırlanan raporumuzun hazırlıklarını sürdürdüğümüz sırada bir televizyon programında, bazı marka sularda ciddi oranlarda kirlilik olduğu dile getirilmişti. Bu önemli çalışmada sulardaki kimyasal ve radyoaktif kirlilik değil, sadece biyolojik kirlilik ele alınmıştı. Yayın sonrasında sıkıntıya düşen Sağlık Bakanlığı, sektörün tümünü kapsamlı bir incelemeye tabi tutmak ve eksiklikleri gidermek yerine, günü kurtaracak bir hamle yaptı. Bakanlığın 3 ayrı açıklama yaparak, bazı markalarda kirlilik olduğu iddiasıyla sektörün yarıya yakınını teşhir ettiğini hatırlatan Gıda Hareketi Başkanı Kemal Özer; “Bakanlık bu teşhirlerden birkaç gün sonra ise “…markalarına ait numuneler yönetmeliğe uygun bulunmuş ve üretim izni verilmiştir” şeklinde açıklama yaparak kendi kendini tekzip etmişti. Haklı olarak birçok kişi de ‘madem sular kirliydi, bu markalar 5 gün içerisinde nasıl temiz hale geldiler? Kirli değil idiyseler bu firmalar kurban mı seçildiler’ türünden sorular yöneltti. Bu sorular ve daha fazlası basında da dile getirildi. Sürecin en dikkat çekici yönü ise, firmaların mevzuat gereği düzenli denetlendiği(!) veya denetlenmesi gerektiği halde bugüne kadar hiçbir teşhirin yapılmamış olmasıydı. "Ambalajlı Sular Raporu"nu indirmek için tıklayınız Bu süreçteki teşhirlerin yeterli bir çalışmanın sonucundan ziyade, kamuoyunu ve medyayı tatmine yönelik bir girişim olduğu anlaşılıyor. En azından eldeki resmi bulgular, Sağlık Bakanlığı’nın samimi olmadığını gösteriyor. Sağlık Bakanlığı’nın süreci yönetemediği, ‘kirli’ diye teşhir ettiği markalara ait birkaç gün sonra yayınladığı yeni raporlarda ‘temiz’ olduğunu duyurması, güvensizliği azaltmayıp, bilakis artırmıştı. Üstelik bu kez şaibe sektörden Bakanlığa taşınmıştı” dedi. ‘Ambalajlı Su Raporu’ Editörü Mehmet Şensoy ise hazırlık sürecini şöyle anlattı: “Farklı yol ve yöntemler izleyerek sektörün çok büyük bir bölümünün resmi analiz verilerine eriştik. Elde ettiğimiz verileri bir tabloya girdik. Tablonun en üst kolonunda her başlığa TSE, Sağlık Bakanlığı Yönetmeliği, AB, ABD ve Dünya Sağlık Örgütü’nün bir suda olmasını öngördüğü değerleri girdik. Ayrıca en sağlıklı içme suyunda olması gereken değerleri ise Gıda Hareketi değerleri olarak girdik. Çalışmamızda hiçbir şüpheye mahal bırakmaması için, su konusunda hazırlanmış onlarca eser, rapor ve değerlendirmeyi gözden geçirdik. Su Vakfı başkanı Prof Dr Zekai Şen hoca gibi bazı uzmanlarla, hangi maddelerin suda olması ve olmaması gerektiği, hangilerinin bulunmasının risk taşıdığı, en üst ve en alt değerleri görüştük. Bu kapsamda Amerika Çevre Ajansı (EPA)’nın su kirlilik tablolarını tercüme ettik. Kirliliklere ve sudaki pozitif değerlere en doğru puanın verilmesi için tüm ihtimalleri gözden geçirdik. Tamamen objektif rapor ortaya çıkması için ince eleyip, sık dokuduk. Çünkü çalışmamızdaki küçük bir değer hatası bile telafisi güç sonuçlar doğurabilirdi. Bugüne kadar böyle bir çalışma yapmak şöyle dursun, işi sadece ruhsat vermekten ibaret gördüğü anlaşılan Sağlık Bakanlığı’nın çalışmalarının çok ötesinde sıra dışı bir sonuca ulaştık. Dev boyuttaki tablomuzun doğru anlaşılabilmesi için, 19 sayfalık raporumuzun dikkatle okunması gerekiyor. Çünkü her bir kolondaki verilerin ne anlama geldiği ve ne tür riskler içerdiğini anlamanın diğer bir yolu da, EPA’nın tablolarının dikkatle incelenmesidir.” Bu raporun bir başlangıç olduğunu sözlerine ekleyen Şensoy; “Şu anda belediyelerin sağladığı şehir şebeke suları ve maden suları olarak bilinen gazlı sularla ilgili raporların hazırlığı içindeyiz. Özetle belirtmeliyiz ki, şebeke suları da zehirli kimyasal ve radyoaktif kirlilik taşıyor. Dolayısıyla halkımızın şebeke suları konusunda da bir kez daha düşünmesi gerek. Bunun için belediyelere baskı şart. Şunu da açıkça belirtmeliyiz ki, kirliliklerden kurtulmanın yolu, arıtma cihazları kullanmak hiç değildir” dedi. Su, sadece susuzluğumuzu gideren bir madde değil, aynı zamanda vücudun bazı ihtiyaçlarını gideren mineralleri de barından bir besin olduğunu belirten Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer ise; “Raporumuzdaki tablolar dikkatle incelendiğinde bazı sularda çeşitli minerallerin farklı oranda olmasına karşın, çok sayıda kimyasal ve radyoaktif kirlilik barındırdıkları da görülür. Yani büyük bedeller ödeyerek satın aldığımız sularla, farklı oranlarda da olsa kimyasal ve radyoaktif kirlilik de satın almış oluyorsunuz. Bu kirlilikler bazen öyle değerlere ulaşmış ki, Bakanlığın kendi mevzuat değerlerinin bile kat be kat üstünde. Buna rağmen bu suların dahi pazarlanmasına göz yumuluyor. Bu vesileyle görüşümüzü bir kez daha tekrarlamak isteriz ki; ne Tarım ne de Sağlık Bakanlığı ne yazık ki ülkemizde ‘önleyici’ veya ‘koruyucu hekimlik’ faaliyetinin hiçbir yerinde değiller. Mevcut yapının sürmesi durumunda, sağlığımızı koruyucu bir faaliyet içinde olmaları da mümkün gözükmemektedir. Çünkü modern devletin bu bakanlıkları da insan odaklı değil, ekonomi odaklı çalışmaktadırlar. Zihin, algı ve anlayış değişmeden bir şeyler beklemek hem zaman kaybı, hem de bu makamları işgal edenlere haksızlıktır. Bu süreçte kendi başımızın çaresine bakmadığımızda da kaybedenin hem bizler, hem gelecek nesiller, hem de ülke olacağı açıktır” diyerek “asıl sorumlunun sektörden ziyade Bakanlıklar” olduğuna işaret etti. Bu raporda verilerini paylaşmama konusunda direnen yüz dolayında markanın, tüketiciye saygı duymadığını, bu markaların verilerini açık bir şekilde düzenli olarak yayınlayana dek ‘güvenilmez markalar’ olarak kalacağını dile getiren Özer; “Bu markalar ve diğer markalar değişen analiz verilerini paylaştıkça, verileri sürekli güncelleyeceğiz. Ayrıca değişen verilerin girildiği ve herkesçe raporlanabilecek bir yazılım geliştirdik. Yazılım sayesinde yakın bir tarihte tüm içme sularına ait veriler www.gidahareketi.org/su/ adresinden düzenli olarak duyurulacaktır. Ancak şunu da belirtmeliyiz ki, bu raporumuz sonrasında sektörden bizi tehdit edenler, iftira atanlar çıkabileceği gibi, Bakanlığında yine sürece müdahale ederek kendi suçunu gizlemeye çalışacağını tahmin etmek zor değildir. Peşinen diyoruz ki; insan ve dolayısıyla çevre sağlığı her türlü siyasi, ekonomik ve kişisel mülahazanın üstündedir. Yine belirtmekte yarar var ki; bu su kaynakları bizlerin evsel atıkları, endüstrinin acımasız ve merhametsizce çevreye bıraktığı atıklar, Tarım Bakanlığı’nın insan ve çevre sağlığını hiçe sayarak mütemadiyen kullandırdığı gübre, tarım ilaçları ve katkı maddeleri sayesinde kirlenmektedir. Bu nedenle bu kirliliğin tek sorumlusu sektör değildir. Sektörün sorunu kirli olduğu bilinen suları pazarlamak, Bakanlığın ise kendi mevzuatına kendisi uymayarak suç ortaklığı yapmak ve göz yummaktır. Biz bir sektör para kazanacak diye, hiçbir kimsenin sağlığından olmasına göz yumamayız. Artık hem sektör, hem de Bakanlıklar kendilerine çeki düzen vermelidir. Herkes olumlu olumsuz tüm verileri dürüstçe paylaşmalıdır. Şayet kaynak kirli ise insanî ve ahlakî bir davranış sergilenerek kaynak değiştirmelidir. Siyasi iradenin de, akıl almaz boyutlara ulaşan ve gelecek nesillerin onlarca hastalıkla dünyaya gelmesine yol açacak olan bu sorumsuz gidişe ‘dur’ deme mecburiyeti vardır. Unutmamak gerekir ki; insan ve çevre sağlığındaki olumsuzluklar, ekonomimizden daha hızlı büyür. Ekonomik getirilerin tümünü verseniz, toplum sağlığımı asla geri getiremezsiniz. Bunun yakin-i bir müşahedesi için Türkiye’nin sağlık verilerine kısa bir göz atmak yeter ve artar bile” dedi. adamlar kafalarından puanlamamı yapmışlar ne Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Joker Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 bu buzdağı ne kadar güvenilir? ekşi'de şöyle bi yorum yapılmış. ekşi said: 6 ay önce kara listedeyken şimdi liste başıdır. ya adamlar metamorfoz geçirip kelebek oldular ya da bakanlık iki rapordan birinde ağır saçmaladı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
hozceri Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2013 Aslında bu incelemeyi yapanlar ne kadar güvenilir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Chemical Mesaj tarihi: Ocak 18, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2013 tam türk mantığı abi bu pdf dev kocaman yapalım zor açsın bilgisayarlar basınca 1 dakika beklesin ki memurlar iş yapıyor gözüksün gibi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Ocak 18, 2013 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2013 Tiklar tiklamaz aciliyor bence, Sumatra pdf filan kullanin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
paramecium Mesaj tarihi: Ocak 19, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 19, 2013 Selam, Adamlar NTVradyo'da konuk oldular; puanlama sistemlerini bir taraflarından uydurmuşlar :P Eksi puanlama mı olurmuş!!! ÇTHB (Çok Tırışkadan Hareketler Bunlar) Saygılar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Ocak 19, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 19, 2013 Tablo gitmiş sanırım, birisi yeni link verebilir mi? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Illumemati Mesaj tarihi: Ocak 19, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 19, 2013 cCc Kalabak cCc Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar