Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kentsel Dönüşüm..


ahmedinejad

Öne çıkan mesajlar

Estel_Anorien said:

Kentsel Dönüşüm Tiyatrosu yüzyılın en büyük palavralarından birtanesidir.

Kent'in sonradan rağbet görmeye başlayan bölgelerinde yaşamakta olan fakir halkın elinden 3-5 kuruşa zorla evlerini ellerinden alıp, bu kişiler kentin daha dışındaki TOKİ gibi yaşam ghetto'larına zorla yerleştirilir. Sonrasında 5 kuruşa ev alınan yere dikilen yeni bine 500 bin liraya yenizengin davarlara satılır.

Olan evi arazisi elinden zorla gasp edilip, şehrin dışına itilerek, yeni borç taksitlerinin altına sokulan garibana olur.

Şehirleşme tarihinde, asiller ve zenginler, öncelikle şehrin göbeğinde oturmuş, sanayi devriminin başlamasıyla birlikte zenginler yaşam şartları kötüleşen şehir'den uzaklaşarak havanın suyun daha temiz olduğu şehir dışına taşınmışlardır. Şimdilerde kentsel dönüşüm masalının anlatıldığı yerlere fakir işçi sınıfları, şehirdeki fabrikalara ulaşımlarının kolay olması amacıyla yerleştirilmiştir.

Sanayi devriminin sonrasındaki süreçte başlayan yeni şehircilik hareketleriyle fabrikalar vs. şehrin dışına taşınmaya başlanınca Şehrin rant yaratacak iç bölgelerinden fakir halkın tasviye edilerek yerine zenginlerin tekrar yerleşmesini amaç güden bir politikadan başka birşey değildir kentsel dönüşüm.


http://www.youtube.com/watch?v=xOddK60wVfE

Konuyla alakasız şeyler de var ama vaktiniz varsa dinleyin derim..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya tabi o konuda haklısınız canım da,
nası desem; daha güvenli olur oralar. Tabi bu baya ayrımcılık ama yapcak bişey yok, bana kalsa parklarda vs alkol alınmasına da karşı çıkarım ( hoş gerçi dışarda alkol almak yasak kanunen )

bu kadar hayvanın oldugu bı ulkede yasakla cozemezsın bıseyı tabı orası ayrı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

neyse bu kaçınılmaz zaten, iyi tarafından bakmak lazım.
bisürü insana istihdam, belki hafif uzaklardaki konutların fiyatları düşer.
bide tabi depreme daha dayanıklı olurlar.

ha garibanlara yazık cidden ama onlarda standartları daha yuksek yerlerde yasıyabilirler. gerçi evinden koparılmak fena.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Suark said:

ya tabi o konuda haklısınız canım da,
nası desem; daha güvenli olur oralar. Tabi bu baya ayrımcılık ama yapcak bişey yok, bana kalsa parklarda vs alkol alınmasına da karşı çıkarım ( hoş gerçi dışarda alkol almak yasak kanunen )

bu kadar hayvanın oldugu bı ulkede yasakla cozemezsın bıseyı tabı orası ayrı.


sistem sana sorunu üretiyor ve sonra işine geldiği en güzel şekilde çözüm üretiyor. biraz büyük resmi görmek gerek diye düşünüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya izmirin çok ihtiyacı var böyle bişeye esasen

ikiçeşmelikten iniyorsun mezarlıkbaşına ki hep iş merkezlerinin olduğu, şehrin göbeği denilebilecek yerlerden biri, sola bakıyorsun 60 senelik camları kırık üst katları terkedilmiş bir bina, yanında 3 liraya saç kesen berberle ayakkabı tamircisinin olduğu döküntü bir bina daha. mantıken şehrin en değerli olması gereken yerlerinden biri ama o kadar dökülüyor ki bu niye burada yer kaplıyor diyor insan.

10 sene önce diyordum bunları, allahtan bir kaç senedir uğraştılar bahsettiğim binaların karşısında kalan agora bölgesini güzelce yıkıp temizlediler oradakileri de toki konutlarına attılar hep ki romanlar işgal etmişti orayı gayet mantıklı bir hareketti. sırf orası değil o dağ olduğu gibi yeşildereye bakan kısımlarıyla beraber temizlenmiş, yani içlerine kadar girmedim yıllardır ama çok büyük iş yapılmış öyle böyle değil, önceden girmeye korktuğumuz mahalleler haline gelmişti oralar. hoş önemli olan asıl nasıl değerlendirileceği ama hiç olmamasından iyidir. bundan sonra da ikiçeşmelikten ve hatta varyanttan başlayıp alsancağa kadar güzelce elden geçirilmesi gerek oraların.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DoruK said:

ya izmirin çok ihtiyacı var böyle bişeye esasen

ikiçeşmelikten iniyorsun mezarlıkbaşına ki hep iş merkezlerinin olduğu, şehrin göbeği denilebilecek yerlerden biri, sola bakıyorsun 60 senelik camları kırık üst katları terkedilmiş bir bina, yanında 3 liraya saç kesen berberle ayakkabı tamircisinin olduğu döküntü bir bina daha. mantıken şehrin en değerli olması gereken yerlerinden biri ama o kadar dökülüyor ki bu niye burada yer kaplıyor diyor insan.

10 sene önce diyordum bunları, allahtan bir kaç senedir uğraştılar bahsettiğim binaların karşısında kalan agora bölgesini güzelce yıkıp temizlediler oradakileri de toki konutlarına attılar hep ki romanlar işgal etmişti orayı gayet mantıklı bir hareketti. sırf orası değil o dağ olduğu gibi yeşildereye bakan kısımlarıyla beraber temizlenmiş, yani içlerine kadar girmedim yıllardır ama çok büyük iş yapılmış öyle böyle değil, önceden girmeye korktuğumuz mahalleler haline gelmişti oralar. hoş önemli olan asıl nasıl değerlendirileceği ama hiç olmamasından iyidir. bundan sonra da ikiçeşmelikten ve hatta varyanttan başlayıp alsancağa kadar güzelce elden geçirilmesi gerek oraların.


şey yazmayı unutmuşsun sanırım

"KEŞKE ROMANLARI GAZ ODALARINA TIKIP YAKSALARR :("
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Joker said:

her oyunun kuralı vardır oyunu beceremeyenler var diye oyunun kuralı değiştirilmez yada nublara bonus verilmez. her oyunda olduğu gibi kazanan kaybedenler olacaktır.

2. sınıf mafya babası film diyalogları iyimiş ama
o sorun çıkaranları başka yere atınca, oyunu kazanmış olmuyorsun
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Joker said:

iyide ben göztepede oturuyorum, ve fikirtepe'den gelen apaçiler hem huzurumuzu hemde area'nın kalitesini düşürüyor, suç oranını artırıyor. doğrudur ordaki apaçilerin kıçına tekme atıp oraya varlıklı adamları yerleştircekler ama ben bunu olumsuz değil olumlu buluyorum. zira burda problem ve düşük kalitede olanlar onlar problem onlar. problemin en derin kaynağı para = eğitimsizlik = hayat kalitesi olabilir ama bu benim derdim değil. kapitalist dünyada yaşıyoruz eğer kurallarına göre oynayamıyorlarsa yada oynayıp baraşamıyorlarsa natural selection. her oyunun kuralı vardır oyunu beceremeyenler var diye oyunun kuralı değiştirilmez yada nublara bonus verilmez. her oyunda olduğu gibi kazanan kaybedenler olacaktır.


söylenecek her şey söylenmiş. çok güzel özetlemişsin mevzuyu.

orada oturan insanların haklarının gasbedilmesi durumu var diyenler falan olmuş... lol. o hakları zorla ellerinden alınan insanların pek çoğunun bu kentsel dönüşümü ortaya atan zihinlere oy verdiğini düşünüyorum.

böyle kentsel dönüşüm mağdurlarını veya başka mevzuların mağdurlarını görünce, akp il teşkilatına üye tütün işçilerinin kazanılmış haklarının ellerinden alınacağı ortaya çıkınca otobüslere doluşup eyleme başka şehire gittikleri geliyor aklıma. az bile gelmiş başlarına diyorum kendi kendime.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DoruK said:

ya izmirin çok ihtiyacı var böyle bişeye esasen

ikiçeşmelikten iniyorsun mezarlıkbaşına ki hep iş merkezlerinin olduğu, şehrin göbeği denilebilecek yerlerden biri, sola bakıyorsun 60 senelik camları kırık üst katları terkedilmiş bir bina, yanında 3 liraya saç kesen berberle ayakkabı tamircisinin olduğu döküntü bir bina daha. mantıken şehrin en değerli olması gereken yerlerinden biri ama o kadar dökülüyor ki bu niye burada yer kaplıyor diyor insan.

10 sene önce diyordum bunları, allahtan bir kaç senedir uğraştılar bahsettiğim binaların karşısında kalan agora bölgesini güzelce yıkıp temizlediler oradakileri de toki konutlarına attılar hep ki romanlar işgal etmişti orayı gayet mantıklı bir hareketti. sırf orası değil o dağ olduğu gibi yeşildereye bakan kısımlarıyla beraber temizlenmiş, yani içlerine kadar girmedim yıllardır ama çok büyük iş yapılmış öyle böyle değil, önceden girmeye korktuğumuz mahalleler haline gelmişti oralar. hoş önemli olan asıl nasıl değerlendirileceği ama hiç olmamasından iyidir. bundan sonra da ikiçeşmelikten ve hatta varyanttan başlayıp alsancağa kadar güzelce elden geçirilmesi gerek oraların.


Asıl sorun ikiçeşmelik ve varyant arası değil aslında, basmane de değil. Asıl sıkıntı Kadifekale, Murteke, Kuruçay gibi yerlerde. Hususi olarak Kadifekale daha önemli çünkü pagos'un tarihsel değeri çok önemli, Smyrna dediğimiz antik kentin sınırlarını bilemiyoruz mesela belediye ve zamanında devlet Kadifekale'ye yerleşilmesine izin vermiş, haliyle tüm mardinliler oraya yerleşmiş, Mardin'den büyük Mardin var artık orada. Şimdi de Toprak kayması oluyor evleriniz zaten yıkılacak pagos zaten aşağı iniyor diye insanları yerlerinden ediyorlar. Hani diyeceğim tarihsel unsurları ortaya çıkarmak için böyle bir uğraş içerisindeler bir derece mantıklı ama oralar AVMlerle, cafelerle ve lüks binalarla dolunca, gecekondu tipi yerleşmeden daha vahim bir durum yaratacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Estel_Anorien said:

Kentsel Dönüşüm Tiyatrosu yüzyılın en büyük palavralarından birtanesidir.

Kent'in sonradan rağbet görmeye başlayan bölgelerinde yaşamakta olan fakir halkın elinden 3-5 kuruşa zorla evlerini ellerinden alıp, bu kişiler kentin daha dışındaki TOKİ gibi yaşam ghetto'larına zorla yerleştirilir. Sonrasında 5 kuruşa ev alınan yere dikilen yeni bine 500 bin liraya yenizengin davarlara satılır.

Olan evi arazisi elinden zorla gasp edilip, şehrin dışına itilerek, yeni borç taksitlerinin altına sokulan garibana olur.

Şehirleşme tarihinde, asiller ve zenginler, öncelikle şehrin göbeğinde oturmuş, sanayi devriminin başlamasıyla birlikte zenginler yaşam şartları kötüleşen şehir'den uzaklaşarak havanın suyun daha temiz olduğu şehir dışına taşınmışlardır. Şimdilerde kentsel dönüşüm masalının anlatıldığı yerlere fakir işçi sınıfları, şehirdeki fabrikalara ulaşımlarının kolay olması amacıyla yerleştirilmiştir.

Sanayi devriminin sonrasındaki süreçte başlayan yeni şehircilik hareketleriyle fabrikalar vs. şehrin dışına taşınmaya başlanınca Şehrin rant yaratacak iç bölgelerinden fakir halkın tasviye edilerek yerine zenginlerin tekrar yerleşmesini amaç güden bir politikadan başka birşey değildir kentsel dönüşüm.


Şu yazı gibi insanları uyandıran yazılar istiyorum.
terazine abandım rep rep rep
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

iyi güzel de 2. bir kentsel dönüşümün zamanı geldiğinde fikirtepe residence sakinleri çıkıp "göztepe'den gelen apaçiler hem huzurumuzu hemde area'nın kalitesini düşürüyor, suç oranını artırıyor. doğrudur ordaki apaçilerin kıçına tekme atıp oraya varlıklı adamları yerleştircekler ama ben bunu olumsuz değil olumlu buluyorum." demesinler sonra?

gerçi bramstoker ın dediğine de hak veriyorum, çoğunluğu kendi ektiklerini biçiyolar, ama yine de adaletsizliğe oh olsun demek doğru değil(hem zaten tamamının da aynı partiye oy verdiğini iddia etmek te doğru değil)

-ayrıca dediğim gibi bu olay sadece en fakir kesimi defedip yerine zengin kesimi getirmekle bitmez, işin içinde rant olduğu sürece en fakirin bir üstü, onun bir üstü şeklinde çekirge sürüsü gibi talan etmeye devam edecekleri kesin yani. gelir uçurumunun böyle saçmayken, adalet diye birşey kalmamışken böyle bir ülkede neye güvenip te "bana bişey olmaz yaa" diyebiliyosunuz aklım almıyo.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kentsel dönüşüm hoşunuza gitmek zorunda değil ama şart.

izmirde deniz kenarında oturduğunuz binalar dahi boktan. bi orta magnitude da depremde ölüsünüz. daha fakir-varoş yerlerini hiç bilmiyorum ama onlar da boktandır.
istanbul için de aynısı geçerli.


işin sıkıntılı olan kısmı x,y,z semtlerinde yaşayan çöpün şehir dışına yahut başka bi yere nakli de değil benim için. -ben de fikirtepeden şikayetçiyim mesela. adamlardan legal oturanlar güzelce paralarını falan alacaklar gerçi o bölgede. orası da ayrı bi konu-

işin kötü yanı şu, istanbul-izmir gibi yerlerde tabiri caizse temiz kurulum yapma imkanı yok.

allah aşkına bi belediyenize gidip sorsanıza, kentsel dönüşüm yapılacak yerde alt yapı ile ilgili ne gibi planlamalar yapılmış, 10-25senelik bir öngörüleri var mı?

genel olarak iki alan belirleyip "ahanda yeşil alan burası olsun" demekten ve "şu şirket buraya ev diker ben de ona iki hat çekerim"den öte bir kentsel dönüşüm olsa elbette çok daha memnun olurdum.

istanbul için konuşalım. zeytinburnu'ndan başlayarak kıyı boyunca, kadıköy-üsküdar gibi süper yoğun yerlerde neredeyse istanbul'un tamamında bu iş şart.


siz şimdi yapmazsanız depremden sonra zaten yapmak zorunda kalacaksınız bu dönüşümü.

doğruyu konuşmak lazım, fakirine de romanına da başlarım 10sene kadar geç kalındı.
-bu durumlarda keşke eski sscb usulü bi sistem ile girseler demiyor değilim. "selam burası devletin. defolun gidin. ben inşaat yapmaya başladım bile!" insancıl değil (zaten adamlar ne zaman insancıl olmuşlar ki. lol) ama verimli.


geyik bir yana. öncelikle bu şart. zorunlu, bıçak kemiğe dayandı manasında bir şart hatta.
sonrasında ise mimari zorunluluklar gözeterek, gerekli planlar ile yapılması lazım olan bir şey, dev şirketlerin daha dev olmasını sağlayacak bir şekilde hormonlu hale getirildi. aynı şekilde de devam edecek.

aslında şehirlerin sağlıklı hale getirilmesi, dayanıklı hale getirilmesi kadar görsel açından da iyileştirmesi için inanılmaz bir fırsattı bu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ShadowFury said:



haklısın. hepsinin aynı partiye oy verdiğini iddia etmek yanlış. o yüzden 'verdi' veya 'öyle' demedim, kendi fikrimi beyan ettim sadece. -birazdan viktor gelip objektif yaklaşmam gerektiğini falan söyleyecek-

ben gördüğümü söyleyeyim sadece. gerisi beni pek ilgilendirmiyor zaten.

tarlabaşı'nda başlayan kentsel dönüşümün bölgeye yaptığı katkıyı belgelemek üzere bir televizyon kanalı buraya gidip çekim yapmıştı. muhabir arkadaş önce çevreyi gösterdi ve başlayan inşaat çalışmalarını anlattı. daha sonra bir ara sokağa girdiler. bu ara sokaktaki evlerin çoğu boşaltılmıştı sahiplerince. tek tük evde halen oturanlar vardı. bunlardan biriyle (bir hanımla) mülakat yaptı muhabir arkadaş. evi boşaltması gereken kadın gayet memnun görünüyordu hayatından ve en ufak bir şikayette bulunmadı. keşke konuşmalarının orta yerinde kesildiğine dair bir işaret görebilseydim montajda kısaltma yapıldığına dair ama öyle olmadı yani. bu mülakattan önce de gayet övgüyle bahsediyordu muhabir arkadaş bir sokak öndeki yapılardan.

kimseye acıyıp o güzelim dimağlarınızı, canım parmaklarınızı yormayın. yanlış memleketteki yanlış insanların tarafını tutuyorsunuz. şuraya gelip empati yazıları paylaştığınız insanlar sizin üzerinize basarak hayatta bir adım öne geçecekleri fırsatı ele geçirseler hiç acımaz çiğner geçerler sizi. ya da neyse ne ya... kime neye isterseniz ona üzülün.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

baştan azar azar vakit bulunca okuyorum, şu aşikarı eklemek istiyorum, üretim için ikinci bir istanbul yaratmak istiyorsanız, önce vatandaşa alım gücü sağlamanız...


ayrıca, şehrin içine girenleri kültürel olarak etkilemesi gerekir, yeni gelenlerin seviyesine inmemesi gerek, faşizimse faşizim

en kabaca ve basitçe, istabulda osmanlı mutfağı, kebapçılardan fazla ve ya eşit seviyede olması lazım gelmeli(ydi)

özal ve saz arkadaşları sağ olsun
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kelime oyunu o be ya
yani faşizm insanın kafasında kötü bi ışık yaktığından kötü gelioda
( ki burjuva ne lan lol, orda oturacak olanlar burjuva değil )

Valla, jeepine binip, ekzozuyla beni dumana boğan adamı yolda yolumu kesen,arkadan kız arkadaşıma laf eden adama tercih ederim.

bide zaten konut fiyatları düşüyor, varyap falan krizde;
buralara da güzel evler yapılırsa diğer ilçeler güzel ucuzlar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu tür sosyal tanımlamaların en kötü tarafı ne biliyor musunuz?

geneli bi boka yaramıyor abiler.

doğada olmayan bir şeyi isimlendirir ve rakam dersin ve bi mana yüklersin 2+2 4 eder dersin ve reelde de 2koyun + 2koyun 4 koyun etmektedir. ne güzel bi faydası var hakikaten.

ama sosyal isimlendirmelerin tamamı insanın masturbasyonu gibi geliyor bana. [](uygulamalar ve bilimsel çalışmaları demiyorum. ZIRVALAMASYON XYZİZM'i gibi garip cosmopolitandan fırlamış, uyduruk tanımlamalara diyorum. hatta ben de buldum bi tane! dur bulmadım bulacağım. hah PSEUDOSOCIODESGINATION insanların anlatmak istediklerini çok açmak istedemen, yüzeysel olarak geçmek istediklerinde yahut bu konuda hiçbir fikir beyan etmek istemeyip de sadece konuşmak istedikleri hallerde başvurdukları bir düşünce sistemidir ve toplum pseudosociodesignator'lerden hep çok çile çekmiştir. bunlar toplum sınıflarını sen şusun diye sınıflandırıp onlara etiketlemekle mükellef görürler kendilerini. zira konuşma ve tartışmaları geçersiz kılmak amacı ile çan çan konuşuyorlar ulan!
canım sıkıldı sonunda)


misal burjuva faşizmi olsa ne olur, olmasa ne olur?
ütopik bi dünya yaratmadığın sürece o adamlar şehir içine gelecek ve hatta sen de o adamlara ihtiyaç duyacaksın orada senin yapmak istemediğin şeyleri yapsınlar diye.

adamların oturduğu yerler nüfus arttıkça gözde mekanlar olacak, keza elemanlar tutup da 80kat bina dikemiyorlar. veriyorsun hakkı neyse,2-3daire en fazla. zaten bi katta 2-3daire olsa kârdasın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ShadowFury said:

iyi güzel de 2. bir kentsel dönüşümün zamanı geldiğinde fikirtepe residence sakinleri çıkıp "göztepe'den gelen apaçiler hem huzurumuzu hemde area'nın kalitesini düşürüyor, suç oranını artırıyor. doğrudur ordaki apaçilerin kıçına tekme atıp oraya varlıklı adamları yerleştircekler ama ben bunu olumsuz değil olumlu buluyorum." demesinler sonra?

gerçi bramstoker ın dediğine de hak veriyorum, çoğunluğu kendi ektiklerini biçiyolar, ama yine de adaletsizliğe oh olsun demek doğru değil(hem zaten tamamının da aynı partiye oy verdiğini iddia etmek te doğru değil)

-ayrıca dediğim gibi bu olay sadece en fakir kesimi defedip yerine zengin kesimi getirmekle bitmez, işin içinde rant olduğu sürece en fakirin bir üstü, onun bir üstü şeklinde çekirge sürüsü gibi talan etmeye devam edecekleri kesin yani. gelir uçurumunun böyle saçmayken, adalet diye birşey kalmamışken böyle bir ülkede neye güvenip te "bana bişey olmaz yaa" diyebiliyosunuz aklım almıyo.


yeni fikirtepedeki zenginler göztepeden rahatsız olursa(biraz bilim kurgu ama diyelim oldu) öyle bi durumda göztepeyi yıkarlar şuan oturduğumuz 400 milyarlık yerine 2-5 milyon liralık evler dikerler ve gücü yeten göztepe kiracıları ya 4-5 kat kira verir yada yeni fikirtpeeye taşınırlar. sonuçta benim çok tanıdığım var kriz döneminde göztepede lüks dairede oturupta krizden sonra kurtköy'de 50 milyarlık eve taşınan. hiçte fikirtepeliler kadar olay olmadı, doğal karşıladık. bizim pederin şirketin işleri iyi gitmiyor mesela yarın bir gün patlarsa diye önlemimizi aldık ataşehirde yeni yapılan rezidance'lardan bi ev aldık. ne olur ne olmaz. natural selection'a uğrarsak back up evimiz olsun :) sonuçta bizimde başımıza gelebilir. gelirsede ağlıcak değiliz, yolumuza bakıcaz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Feamer said:

önce vatandaşa alım gücü yaratmak lazım, ev yapıp kredi ile satmanız sadece bankları, birazda inşaatçılara para kazandır, ömürlük kazancını eve bağlayan vatandaş zaten yeteri kadar harcama yapamaz


abi birisinin sana evlerin kadınlardan doğarak çıkmadığını veyahut leylekler tarafından getirilmediğini anlatması lazım.

ama ben bunun için yeterince sabırlı değilim.

onun için en yakın şantiyeye topunu at, sonra içeri girip sor bakalım. kimler çalışıyor, hangi malzemeler nereden geliyor.

fikirtepe'de yapılacak inşaatların gıda sektörü üstündeki etkisi isimli bir makale yazmak istemiyorum ama manavına varında herkes döner inşaat ile.

sanıyorum iş doğuran en büyük sektördür hatta inşaat.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Joker said:

yeni fikirtepedeki zenginler göztepeden rahatsız olursa(biraz bilim kurgu ama diyelim oldu) öyle bi durumda göztepeyi yıkarlar şuan oturduğumuz 400 milyarlık yerine 2-5 milyon liralık evler dikerler ve gücü yeten göztepe kiracıları ya 4-5 kat kira verir yada yeni fikirtpeeye taşınırlar. sonuçta benim çok tanıdığım var kriz döneminde göztepede lüks dairede oturupta krizden sonra kurtköy'de 50 milyarlık eve taşınan. hiçte fikirtepeliler kadar olay olmadı, doğal karşıladık. bizim pederin şirketin işleri iyi gitmiyor mesela yarın bir gün patlarsa diye önlemimizi aldık ataşehirde yeni yapılan rezidance'lardan bi ev aldık. ne olur ne olmaz. natural selection'a uğrarsak back up evimiz olsun :) sonuçta bizimde başımıza gelebilir. gelirsede ağlıcak değiliz, yolumuza bakıcaz.


ev sahiplerine ne olur onu sormak lazım sdfsf..

bir de ekonomide "balon" diye bi tabir yok mu?

X sayıdaki ve Y liraya kiralanan lüks ev sayısını 10X yaparsan da fiyatını hâlâ Y liraya tutmaya kasarsan. bu sayıdaki eve yetecek kadar da arz gelmiyorsa ne olur?

balon patlamaz mı? sdfsdf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...