Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Mayınlı Araziler Temizlenmesi ve Kullanım Hakları


Tenekeadam

Öne çıkan mesajlar

Bu konuyu gerçekten önemli görüyorum.Son günlerde koparılan ne mutlu Türküm diyene yazısı silinmeli ve Kürt sorunu hakkında tarihi fırsat yaygaralarının altından bu çıktı.

Mayınlı arazilerin temizlenmesi gerekli.İnsani yanı var ekonomik yanı var.Bolge kaçakçılığının önlenmesi için ekstra çaba sarfedilmeli.

Ancak sorun hükümetimin bu işi yapacak firmaya 2 kıbrıs kadar toprağımızın her türlü kullanım hakkını 44 yıllığına vermesi.Zaten sürekli bu bölgeden toprak alan ve buraları vaad edilmiş topraklar olarak gören israil devleti destekli firmalar en büyük adayı görünüyor.

Orduya bu işi sen yap denmiş.Ancak ordu yetişmiş elemanım ve teknik donanımım yok diyerek bu işi geri çevirmiş.Bu işi Nato yapsın bizde gözetelim demiş.

Bu konuda elimden birşey gelmemesi çok canımı sıkıyor.Bu yasayı geçirenlerin vatana ihanet içinde olduklarını düşünüyorum.

Onur Öymen

İsrail’in gözü mayınlı arazilerde

İsrail vaad edilmiş toprakları ele geçirmek için düğmeye bastı. Sınırdaki mayınları temizleme işine talip olan İsrailli şirketlerin, Tel Aviv tarafından desteklendiği belirtiliyor.

Türkiye’nin Suriye sınırındaki mayınlı arazileri temizleyerek, Kıbrıs’ın iki katı büyüklüğündeki vatan toprağı üzerinde tasarruf sahibi olmaya talip yabancı şirketler arasında İsrail’in IOED ve QADRO firmalarının adı ön plana çıkıyor. ABD-İngiliz ortaklığında olduğu belirtilen RED WİNGS firmasının arkasında da yine İsraillilerin olduğu ifade ediliyor. IOED ve RED WİNGS firmalarının şimdiye kadar mayın temizleme işine girmediği de öğrenildi. Şirketlerin bu durumu akıllarda soru işareti bırakıyor. Bu arada, Counter Mine Operation adlı İsveç firmasının bir Türk firmasıyla oluşturduğu konsorsiyumun da mayınlı arazileri kiralama konusunda istekli olduğuna işaret ediliyor.

İsrail destekliyor!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur ÖYMEN, İsrailli firmaların arkasında İsrail devletinin olduğunu söyledi.

Öymen, İsrailli firmalarla beraber ihaleye giren Türk şirketlerinin ise mayın temizleme konusunda hiçbir tecrübelerinin olmadığına dikkat çekti. İhaleye teklif veren diğer şirketlerin de b boyutta bir araziyi temizleyecek büyüklükte olmadığını kaydeden Öymen şunları söyledi: “ Diğer yabancı şirketlerin bazılarının b konuda yeterli teknolojileri yok. Bunlar çok küçük firmalar, yani böyle bir işi üstlenme konusunda TSK ile mukayese edilemeyecek firmalar. Ancak bakıldığı zaman bu küçük firmaların arkasında büyük firmalar ve yabancı devletler olduğu görülüyor. Bu, Türkiye’ye karşı son derece büyük bir oyundur.”

Basın neden susuyor?

Vatan topraklarının açıkça peşkeş çekildiğini vurgulayan Onur Öymen, bazı medya kuruluşlarının sessizliğine karşı da tepkisini dile getirdi. “Nasıl oluyor da büyük gazeteler bundan bir satır bile bahsetmiyor” diyen öymen, medya patronlarına ş soruları yöneltti: “Bu kadar önemli bir konunun halk tarafından bilinmesi ve yaptığımız açıklamalar sizi neden rahatsız ediyor? Sizin mayınlı arazi satışında ortaklığınız mı var?”

Su kaynakları!..

6 Ekim 2004 tarihli AB İlerleme Raporu’nu da hatırlatan Onur Öymen, b bölgedeki barajların ve su kaynaklarının uluslararası yönetime devredilmesinin tavsiye(!) edilmesine de dikkat çekti. Öymen “Bir Amerikan strateji ve dış politika dergisinde bir süre önce yayınlanan yazıda Türkiye’deki su kaynaklarının Ortadoğu’daki petrolden daha değerli olduğu söyleniyordu. Bu derginin yazarı “Bizce bu kaynaklar Türkiye’ye bırakılmamalıdır” diyordu. Bütün bunları bir arada okuduğunuz zaman gördüğünüz manzara şu; Türkiye’nin Güneydoğu’daki toprakları, kaynakları, su kaynakları, sulama sistemleri yabancıların iştahını kabartıyor” diye konuştu.

Cevap bekleyen 5 soru

“Şimdiye kadar Şırnak ve Mardin’in Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi için ihaleler açıldı. Konunu uzmanları şu 5 sorunun cevaplanması gerektiğinin altını çiziyor:

1.Neden Şanlıurfa, Kilis veya Gaziantep illerinin Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin değil de Suriye’nin Barzani etkisindeki bölgelerine yakın yerlerin mayınlı arazilerin temizlenmesi için ısrar ediliyor?

2.Mayın temizleme işi en fazla 5 yıl sürecek bir iş. Neden yap-işlet-devret modeline uydurulup 49 yıl gibi bir süreye yayılıyor? Neden insani bir faaliyet ticari bir faaliyete dönüştürülüyor?

3.Türkiye’nin, mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin hazırlanan “Ottawa Sözleşmesi”ni kabul ettiğine ilişkin yasa, 12 Mart 2003 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yani bu iş bir insani faaliyet. Neden yap-işlet-devret modeli getirilerek bu işi yapacak firmalara ticari faaliyet imkanı tanınıyor?

4.Mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunda ısrarla, bu alanda uzman firmaların ihaleye alınacağını belirtiliyor. Ancak bu alanda uzman olan firmalara, çok farklı bir alan olan tarımda yatırım imkanı tanınıyor. Mayın temizlemede uzmanlaşmış firmaların tarım alanında ne gibi bir işi olabilir?

5.Bir mayın haritası olup olmadığı belli değil. Mayınlar, periyodik yer hareketlerinden dolayı, yer altında ilk döşendikleri yerden uzaklaşır. Bu durum göz önüne bulundurulursa bir harita yenilemesinin olmaması, mayın temizleme işini çok zorlaştırır. Bu kadar belirsizliğin olduğu bir ortamda neden ısrarla ihale açılarak bu araziler 49 yıllığına kiralanmaya çalışılıyor?



Necati Doğru

Mayını ordu döşedi sökmeye korkuyor öyle mi? İyi oldu, Meclis’teki muhalefet, CHP ile MHP milletvekileri ve iktidar partisi AKP’nin “oyuna mı geliyoruz şüphesine düşmüş” sağduyu sahibi vekilleri, birkaç gazeteci de üstüne gidince... Sorup sorgulayınca... Silkeleyip sallayınca... Ana noktaya geldik. Mayınların temizlenmesi için gerekli olan para Türkiye’de varmış. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, sonunda bir açıklama yaptı ve “Başbakan örtülü ödenekten parayı Türk Silahlı Kuvvetleri’ne verdi, buyurun kendi vatan toprağımızdaki mayınları kendiniz temizleyin dedi fakat...” Fakat ne!.. Dilim söylemeye, kalemim de yazmaya razı gelmiyor ama Savunma Bakanı’nın anlattığından çıkan sonuca göre; “Ordu korktu, çekindi, ürktü... Alın parayı geri, biz bu mayınları temizleyemeyiz” dedi. İster inan! İster inanma! Öyle mi dedi! Düşman saldırısı altında olmayan; denizden savaş gemileriyle, havadan savaş uçaklarıyla, karadan füze atışlarıyla taciz altında bulunmayan kendi memleketimizin, kendi ordusunun döşediği mayınları, kendi ordumuz temizlemeye çekiniyor. Bir açıklaması olmalı. Vardır! Biz de (yani halk) bilelim. Konu; “halk da bilsin” ana talebiyle örtüşünce dün ordu adına Genelkurmay İletişim Dairesi Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak da açıklama yaptı. Dedi ki: Biz görüş bildirdik. Bu iş için yeterli teçhizat ve uzman personelimiz yok. Mayınların sökülmesini; modern cihazları ve uzman personeli olan NATO Bakım ve İkmal Ajansı (NAMSA) yapsın. Ben şunu anlıyorum: Demek ki ordu korkuyor. 1956 yılından beri mayın döşediği geniş araziyi Türk Ordusu kendisi temizlemekten çekiniyor. Teçhizatı yok, personeli bulunmuyor. Mayını temizlerken, Mehmetçiklerin ölmesini istemiyor. Haklı olabilir. Hangi mayını hangi noktaya koyduğu konusunda elinde haritaları olan ordu, topu NATO Ajansı’na atıyor olabilir. Buna da kabul. Ordunun gözetiminde, denetiminde bu mayınları NATO Ajansı temizlesin. NATO Ajansı, çok yüksek paralar istiyor ve Türkiye’yi boğuntuya getirmeye niyetleniyorsa dünyada mayın temizlemede uzmanlaşmış 300-400 taşeron firma var. Yine ve mutlaka ordunun denetiminde ve gözetiminde bu taşeron firmalardan, ihale yoluyla seçme yapılır, en dürüstleri bulunur, bu topraklar mayınlarından temizlenir, değil mi? Bu yapılmıyor. Niçin? Neden? Kim akıl ediyor. Kim lobi yapıyor? Altından su ırmakları akan, biraz daha altına inince petrol çıkma ihtimali çok yüksek olduğu söylenen, Kıbrıs Adası büyüklüğünde; 1956 yılından beri mayınlı olduğu için ekilmeyen, biçilmeyen, gübre ve tarımsal ilaç atılmadığı için kirlenip zehirlenmemiş altın değerindeki bu toprakları içinde İsrailli firmaların da bulunduğu yabancı şirketlere, “temizle mayını - 44 yıl sen ek biç” yasası çıkarmak fikri nereden doğuyor? Affedersiniz! Adını koyalım. Çıkartılmak istenen “şike kanun” değilse nedir? Kendi ordumun döşediği mayını kendi ordum temizleyemiyor, onun gözetiminde ve denetiminde uzman taşeron firmalara verip kendim sökemiyorum, “sen yabancı İsrailli, ABD’li, İngiliz; gelin mayını temizleyin, 44 yıl altın toprakları işleyin, üstü de sizindir, altı da sizindir, eti sizin kemiği bizimdir yasasını” çıkartmak şike değilse nedir? 150 yıl önce Kıbrıs da böyle gitti!



Belki suni şeyler yerine bu konuyu tartışabiliriz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

KAçınız o arazileri gördü bilmiyorum ama inanılmaz güzel ve bereketli araziler. Sınır boyunca kilometrelerce dümdüz alan. Elbette temizlemesi kolay iş değil ve ekonomik olarak da çok yüksek AMA bir devletin kendi toprağını başka bir devletin firmalarına temizletip sonrada kullanma hakkı vermesi hele de bu sınırda ise bence çok çok hatalı bir karar olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Suriye 'de Halep te türkiye sınırına yakın bölgelerde dayılarımın toprakları var. Çok güzel üzüm ve özellikle şam fıstığı yetişmekte oralarda. Onlarda çok fazla su sıkıntısı olmasına rağmen kurak toprağı nasıl yeşillendirmeye çalıştıklarını ve ne şekilde verim aldıklarını görmeniz lazım.

Çok büyük bir potansiyel var o topraklarda. Bana kalırsa o topraklar mayınların temizlenip eski toprak sahiplerine verilmeli. Sahipleri zaten o bölgede yaşayan insanlar. Suriye tarafında nasıl yapılıyorsa bu taraftada üzüm , fıstık vs. yetiştirilir bölgeye büyük katkı sağlanmış olur. Birazda orada yerel halkın yüzü gülsün.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tenekeadam said:
.Ancak ordu yetişmiş elemanım ve teknik donanımım yok diyerek bu işi geri çevirmiş.Bu işi Nato yapsın bizde gözetelim demiş.

Ohoo ne saçma şey lan.
Koskoca Türk ordusunda mayın temizleyecek donanım yoksa ben ne anladım bu işten.

Yetişmiş eleman yok bir bahane olmamalı, ordunun en önemli işi teknik eleman yetiştirmektir.
ODTÜ gibi, İTÜ gibi üniversiteler olup da teknik donanımı üretemiyorsak, bu ülkenin ayıbıdır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mayın temizleyecek donanım vardır da geniş alanları tümden temizleyecek donanım olmayabilir. elde detektör, avuçla kazarak tarla büyüklüğünde alanları toptan temizleyebileceklerini sanmam. önünde özel donanımla gezip bütün mayınları patlatacak tank gibi araçları yok anlaşılan. hoş gerçi neden yok onu da bilmiyorum ya.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi birkaç aylık eğitimli çocukları mayın tarlalarını temizlemekle görevlendirmek çok etik olmamakla beraber zordurda.
söz konusu mayın tarlaları baya bir yer kaplıyor,kaçakçı bir amcadan dinlediğime göre aralarında dedektörlerde bulunmayan tahta mayınlar bile varmış.
o yüzden mehmetçikler değilde eğitimli,profesyonellerin yapmasını tercih ederim,para vermemiz gerekecekse verelim,nelere para veriyoruz zaten.

ayrıca sınır bölgemizde yabancıla mayın temizlese ne gibi bir risk olur?
(haa adamlara verceklermiş 44 yıllığına,olurmu lan)
hataylıyım,direk söliyeyim ordaki sınır kölerindeki ailelere iskan edilsin topraklar,o insanlar genelde sınır kaçakçılığı yapmak zorunda geçinmek için,hem kaçakçılığı azaltır hem göç oranını düşürürsün.


görmek istediklerini uydulardan zum yapıp görüyorlar zaten
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

TSK'da o kadar büyük bir alanı tamamen temizliyecek ekipman ve personel yok ondan dolayı, Nato'ya verelim o temizlesin diye öneri götürmüşler ki Vatan gazetesinde yazana göre 7 ülkede 4.5m mayın temizlemiş, ayrıca masraf olarak sadece idari masraflar Türkiye tarafından karşılanıcak. Bi de bilgi olarak Belarus'da 700bin mayını 205 bin Euro ya temizlemiş nato, bizim sınırda 600bin mayın olduğu tahmin ediliyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu iş çok ciddi ve yüksek teknik donanım gerektiriyor. Bizim ordunun bunu yapıp yapamayacağı, yaparsa nasıl yapacağı konusunda ciddi şüphelerim var.

Ha ama asıl sorun, bence, bedel olarak bu toprakların uzun vadeli verilmesi. Hükumet uyanık ya bütçeden para çıkmasın diye böyle bir yola başvuruyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Erdoğan konuşmasında orada israil gelicek ama Ahmet,Mehmet,Fatma çalışcak dedi kaçınız izledi bilmiyorum
ama işte bu düşünceyle gidersek hehe yandık biz.
israil adama para mı verir çalıştırsa bile
ha verdi diyelim hakkını verirmi ?
günde 12 saat çalıştırıp mesai felan derken adam gibi paranı bile vermez
neden kendimiz bişi yapmıyoruz o kadar verimli arazilere anlamış değilim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gerçekten 200k €'ya temizliyorlarsa ben temizleteyim nato'ya, bana versinler 10 yıllığına o toprakları. (:P)

şaka bir yana bizim m60 patton külüstürlerinin önüne biçerdöverden bozma zincir sallayan bir alet takıp yürütseler biz kendimiz temizleyebiliriz herhalde. 50 yıldır filan abd'nin yaptığı şey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

TSK da açıklama yaptı NATO'nun temizlemesi için çalışmalara da başlamışlar sanırım.
Yani Maliyeti neye geliyor onu anlayamadım ki

Tuğgeneral Gürak, ''Mayın temizliğinin, bedeli ödenmek kaydıyla hizmet alımı yöntemiyle yapılması ve bu kapsamda uluslararası deneyime sahip NATO İkmal ve Bakım Teşkilatı NAMSA'nın öncelikli olarak dikkate alınması uygun bir hareket tarzı olarak düşünülmüş ve bu görüşler, zamanında ilgili mercilere gönderilmiştir" dedi.

Türkiye-Suriye sınırına mayınlar 1959 yılında döşendi. Hatay'dan başlayıp, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak'a kadar uzanan 350 metre derinlikte ve 510 kilometre uzunluğundaki alanı kapsıyor. Alan 178 milyon 500 bin metrekareyi buluyor ve büyüklüğü iki Kıbrıs kadar.

bir de burada denilene göre hiç öyle 2 kıbrıs falan değil

216 kilometre kare - 178 kilometre kare mi ne çünkü kıbrıs 9250km2
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...