Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Çalışma hayatında mutluluk


Giovanni

Öne çıkan mesajlar

imamizer said:
mesai biter bitmez kapıdan çıkında beynin işle ilgili kısmını da orada bırakın.

ruhsal ve psikolojik yenilenmenize yeterli vakit ayırın. çalışma saati sonunda size kalan vakti hobi, spor, sanat, müzik vesaire ile verimli kullanmaya bakın.


Abi madden ve manen sürekli leak ediyor ama iş. Yani ya kafaya bir işi takıyorum ya geceye kadar evde iş yapıyorum falan. Yetişmiyor ki. Ne yapmak lazım..?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

monoscope said:

ben kendi işimi yapmadığım sürece mutlu olacağıma inanmıyorum. rat race olayından sıkıldım, iş görüşmesine gidiyon insanlara kendini ispatlamak zorunda kalıyosun falan anlamsız şeyler geliyor.

birşeyler için uğraşacaksam en azından kendi işimi yapıp kendim kazanır ya da kaybederim daha iyi olarak görüyorum.


kendi isini yapmak iyi tabi. piyasada rekabetci olabileyim ben de para kazanabileyim diye vadeli satisa baslamak, geciken, gelmeyen odemeler. stres dolu uykusuz geceler, her gun musterileri arayip odemeleri sormak falan baya iyi. mutlu muyum mutsuz muyum diye cok dusunmezsin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Giovanni said:

Arkadaşlar selam,

İş yükü ve stresi bazen boğucu bir hal alıyor -avukatlık dünyaca meşhur zorlu bir meslek zaten-. Eh insan da sorgulamaya başlıyor tabi bu durumu nasıl iyileştirebilirim diye.

Sormak ve sohbetini açmak istiyorum, işi ile %80 ve üstü oranda mutlu ve huzurlu olanınız kimlerdir? Hangi mesleği yapıyorsunuz ve gerçekten bu mutluluk işin kendisiyle % kaç ilgili, sizin yaklaşım ve mantalitenizle % kaç ilgili sizce? Hatta sabahları alarm kurmadan uyanacak kadar mululukla ve heyecanla iş yaşamını sürdüreniniz var mıdır? Feyz alacağım da biraz :)

Şimdiden çok teşekkürler,


Akademisyenim, mutlu değilim. Senin meslektaşın arkadaşlarım var, çoğu alkole mangala arabaya gömüyor parayı. Bir tanesi de düzenli olarak yurtdışı gezisi, hobi seyahatleri falan yapıyor. 2 hafta kaybolup, geri geliyor falan öyle ayarlıyor kendisini. En mutlu görünen o, en azından ben öyle görüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mutluluk içinizde gençler. etrafınızdan gelmesini beklemeyin. özellikle şirketlerde etrafınızda çok fazla insan görürsünüz söylenip duran/şikayet eden. ilk olarak bu tarz şeylere kulağınızı kapatmaya çalışın. yaptığınız işi de sevebiliyorsanız sizden iyisi yok. ha bir de iyi bir yönetici şart. yöneticin kötüyse geri kalanların hiçbir önemi kalmıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Black-ice said:

sabah kalkmak bence çok kötü abi. dünyada en dayanamadığım şey sabah kalkmak. en büyük mutsuzluğum.

iş falan hep geçici şeyler, uyuyamadıktan sonra yaşamanın bi anlamı yok. ben bi de 8,30'da falan kalkıyorum. gece 12'de yatıyorum ama yine de sabah 8.30'da kalkarken intihar etsem de işe gitmesem mi diye düşünüyorum her sabah.

aggroyu attım şimdi sabah 5.30'da kalkan zavallı istanbullular ağlamasın hemen. benim bünyede var bi acaiplik zaten. uyku yetmemesi değil de, dış etmenle kalkmaya dayanamıyorum ben.

bence dünyadaki en büyük zenginlik, her sabah vücudun kendi kendine uyanmasıdır bir etmen olmadan.


tuzluk elimde kaldı vallahi gelmiştim :)

son dediğin çok doğru. zenginlik tanımı olarak eksik ama buna sahip olamyan zengin değildir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şöyle söyliyeyim, benim ilginç bir hikayem var bu konuda.

2012 yılında iş hayatına atıldım. uluslararası finans mezunuyum, bölümümden de 3. olarak mezun olmuştum.

kariyerim ernst & young'da auditor olarak başladı. 170.000 + çalışanı olan bir firma olduğu için oldukça kurumsaldı. iş son derece yoğun, fazla mesaili ve stresliydi. ama bunu bilerek orada başladım, çünkü finans/işletme/ekonomi okumuş insanlara çok güzel fırsatlar yakalatan bir firmaydı. iş arkadaşlarım çok düzgün insanlardı, ama ekipler işten işe değişiklik gösterdiği için kimi zaman çekilmez insanlarla da çalışman gerekebiliyordu. ernst & young'da son dönemlere kadar mutluydum aslında. ama senior olduktan sonra işin stresi ve yoğunluğu beni boğmaya başladı. mutsuz oldum. iş aramaya koyuldum ve bir nevi kendimi ilk fırsatta bir yere atmaya meyilliydim.

2.5 sene sonunda garanti bankası genel müdürlüğe geçtim. konsolidasyon ve uluslararası raporlama departmanında başladım. garanti bankası da yine Türkiye'nin önde gelen firmalarından biri. kurumsallık akıyor her yerden. baktığında her şey iyi hoş gözüküyor, ancak ne yazık ki aslında öyle değil. en azından benim için öyle değildi. garanti bankası'nda çalışırken fark ettim ki, benim iş hayatında en önem verdiğim konu huzur ve iş arkadaşları. ikisini de orada bulamadım. maaşım gayet iyiydi, fazla mesai ücreti alıyorduk, birçok özel avantajları vardı vs. ama mutlu olamadım. çünkü iş ernst&young'dan da stresliydi. iş arkadaşlarımın hemen hiçbiri ile kafa dengi değildim. herkes sadece iş konuşuyordu, hiçbir etkinlik, motivasyon artırıcı bir şey yapılmıyordu. insanlar sıcak gözükse de aslında soğuktu. işi kolaylaştırmak adına bir şey yapılmıyor, sadece her geçen ay daha fazla iş yığılıyordu üzerimize.

tüm bunların sonucunda garanti'de de 1 sene 2 ay çalıştıktan sonra, bu sefer iş dahi bulmadan ayrıldım.

ekim'e kadar hiç bir şey yapmadım, iş aradım. güzel ve hak ettiğim tatili yaptım doya doya. birçok yer ile görüştüm, genel olarak 2019'a kadar tecilli olmama rağmen firmalar askerliğe takıldı. bu sırada tez yazma aşamasında olduğum yüksek lisansımı dondurdum.

ekim başında "yeter ulan" dedim ve sırf o sırada hala devam etmekte olan araç kredimi birikmiş paramdan yemiyim diye evin önündeki starbucks'a girdim barista olarak. 3 ay boyunca baya askerdeymişim gibi çok sert bir müdürün altında kahve yaptım/bulaşık yıkadım/temizlik yaptım. başta yadırgadım tabi, "napıyorum ben ya" falan dedim. ama 1 haftada alıştım düzene ve insanlara. geçici olarak yaptığımı kendime anlattım ve bildiğin "endure and survive" psikolojisi ile 3 ay sonunda yeni bir işe girdim.

şu an multinet'in yakın zamanda iştiraki olmuş olan, paypal ile çok benzer bir mantığa sahip ininal firmasında çalışıyorum. bugün 5. günüm. inanılmaz mutluyum burada. istediğim düzeni ve çalışma ortamını buldum. yine finansal raporlama yapıyor olucam, ama işin rengi çok daha farklı burada. insanlar gerçekten samimi, kimse rol yapmıyor. hiyerarşi yok, ceo ve cfo ile abi-kardeş ilişkisi var. bol bol brainstorming var, fikirler fikir olarak kalmıyor. dürüst olunduğu müddetçe kimse kimseye karışmıyor, şu saatte geldin şu saatte çıktın durumu yok.

özetle çalışma hayatında mutlu olmanın yolları, kendi adıma konuşmak gerekirse;

1) huzurlu ve samimi iş arkadaşları ile çalışmak. huzurlu olmaktan kastım tabi ki 0 stres bir işte çalışmak değil, öyle bir şey zaten yok. ama her koşulda, iş arkadaşlarının da desteği ile genel olarak belli bir çizgi ve düzende işin devam etmesi.

2) kendini her alanda geliştirme imkanı. misal, yeni başladığım iş yerinde tüm departmanlar ve çalışanlar arasında bir sinerji var. herkes birbirine her konuda destek çıkıyor ve fikir alışverişi dönüyor.

3) konfor. bu konfora kılık kıyafetten tutun, saç sakala kadar her şey dahil bence. garanti'de özellikle takım elbise-kravat zorunluluğu aşırı geriyordu beni. yine finans işi ile uğraşıp, bu denli rahat giyinebildiğim bir yer olmasına çok sevindim. mantık; yeri geldiğinde, önemli bir toplantı olduğunda takımları çekmek, saça sakala çeki düzen vermek, ama günlük işlerin olduğu, ofiste takılınan zamanlarda casual olmak.

4) maaş. yukarıdaki üçünün benim için kısa vadede daha önemli olduğunu fark ettim. maaş olarak da garanti bankası gibi alıyorum, ama böyle kafama yatkın çalışma şartlarına daha az verseler de kabul ederdim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yeni is ara bence inin den acaip sikayetci kufredip duruyor millet..

onun disinda acaip sevindim ya kafanin rahat huzurlu bir isin olduguna..hos cok gecmeden senin sagin solun kasinirmis internet ortami finans baglaminda yeni acilimlara yelken acarmis gibi de duruyorsun ..o da sevindirici tabi..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Stresi manage edemeyen insanlar zaten bir süre sonra ruh hastası oluyorlar.
Beyin seratonin salgılamayı durudurunca , stresten kaynaklı kaygı bozukluğuyla başlayıp- panik atak- ileri boyutlarında şizofreni.

Gerçi dışarıda psikolojisi düzgün kimse de yok. Herkes ruh hastası.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1-işi ile %80 ve üstü oranda mutlu ve huzurlu olanınız kimlerdir?

Mutluyum ama motivasyonumu dengede tutmak için kendime çok özen göstermem gerekiyor.

2-Hangi mesleği yapıyorsunuz

Yaşam Koçluğu, Tarot Okuyuculuk , Danışmanlık.

3-gerçekten bu mutluluk işin kendisiyle % kaç ilgili, sizin yaklaşım ve mantalitenizle % kaç ilgili sizce?

Sohbet etmeyi ve güzel cümleler kurmayı seviyorum. Bu özelliğimi de insanların kişisel sorunlarında çözüm yolları yaratacak şekilde keyifli ifadelere çevirmek hem fazla enerjimi faydalı bir şekilde kullanmamı sağlıyor. Hem de üfürükten insanları suistimal eden falcıların dolu olduğu bir sektörde yükselmekten mutluyum.

Çünkü insanların belirsizlik karkşısınd akaygılarını suistimal etmek yerine onlara inandırıcı gelicek tuzak ifadelerle oyalamaı yerine hayatlarına dair sorumluluk almaya motive edip yaşamlarını daha heyecanla keşfetmeye şevk ediyorum.

Aynı zamanda mesela az önce bebeği doğalı beş ay olmuş bir kadının kocamla aramız bozuluyor gitgide başka biri mi var kontrol eder misiniz sorusuna babalık depresyonu durumundan bahsedip ilk çocukta 3-6 ay arası erkeklerin ciddi sıkıntılar yaşladığını ve acilen ebebiyen depresyonundan kurutlması için bir psikiyatre danışmalarını , bunun bir acizlik değil 4 erkekten birinde olabilen bir depresyon türü olduğunu ifade edip uygun yol almalatırnı sağlıyorum . Başkasına gitse kim bilir dicek kocana büyü yapılmış , muska yapalım şu kadar para ver v.s.. İyi ki bu işi yapıyorum diye mutluyum baya.. Git gide daha da kazançlı olmaya başladı rahatım ve sürdürebilirliğim kendi merkezimde özgürce gelişiyor.

4-Hatta sabahları alarm kurmadan uyanacak kadar mululukla ve heyecanla iş yaşamını sürdüreniniz var mıdır?

Geceleri uyumadan önce son oyun turlarını atıyorum ya da elimde bir kitapla uykuya dalıp sonra yatağa geçiyorum. Gün içerisinde enerjimi yeti kadar kullanışım gecedeki tatlı yorgunluk sabah güzel bir canlılığa dönüşüyor. Çok su içtiğim zaten sabah sabah ereksyonuyla çişim gelmiş olarak uyanıyorum erotik rüyalardan.


Yani özet olarak söylersem: severek yaptığın birşey başkaları için nimete dönüşebiliyorsa, senin için de hem maddi hem de manevi anlamda berekete dönüşüyor..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aktiftablet said:

Ne danışmanlığı yapıyosun? Meslektaş mıyız?


Kendini gerçekleştirme , İlişki ve Spiritüel danışmanlık.

Yani kişinin yatkın olduğu meslek dalları ve yetenekleri belirleyip o alanda sürdürebilirliğini sağlaması adına yapması gerekenlerin aşamalarını belirleyip motivasyonunun hem kalıcı olmasını sağlıyorum hemde kendi networkümden birlikte çalışabileceği ya da staj yapabileceği yerleri belirliyorum.

İlişkiler konusunda da insani olan duygusal karmaşarın çözümlenmesi ve birlikteliklerin dinamiklerinin özel yansımalarını sebep sonuç ilişkilerini çözümlüyorum.

Spiritüel alanlar da hem hiç bir harry pottercılık olmasıksın zihini ve duygularını akord etmelerini sağlayan egzersizler ve meditasyon tekniklerinden kendilerine uygun olanları belirleyip öğretip hem de sıradışı paranormal sayılabilecek deneyimler yaşayanların durumlarına izahlar getiriyorum hayatlarına normal bir şekilde devam edebilmeleri adına.



karbeyaz said:

Tarot okuyuculuk nası bişi? Falcılık mı yani?


Tarot kartları insan gelişiminin ve dünyevi olasılıkların yansımalarını birleştirilmesini sağlayan bir slide show sunum aracı gibi. Gelecekte ne olacağını söylemekten ziyade niyetlerinde başarılı olabilmek adına izlemeleri gereken yol ve yoldaki tuzaklar ve ödüller konusunda farkındalık sağlıyorum .
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...