Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

kişisel gelişimi etkileyemeyen eylemler


Ren

Öne çıkan mesajlar

dizi-anime izlemek, oyun oynamak falan escapism zaten. sıkıcı hayat rutininden geçici bir süre uzaklaşıyorsunuz. kendin yapamayacağın, sahip olmadığın şeylerin stimulasyonunu yaşıyorsun bir nevi. japonyada slice of life anime bu yüzden bu kadar hit. doğru düzgün konu bile yok sadece gerçek hayattan kaçış amaçlı fictional kesitler. hani gerçekten bir bağımlılık bu. "finishing a book is like losing a friend" diye bir söz var mesela escapism'in yan etkisini anlatabilir. book yerine oyun, film yada anime istediğini koy, bittiği içinde bir ukte kaldığı anlar olmuştur. yani bazı taktikler var ama bu konuda gelişim sağlamak zor. ama otakuya dönüşmediğin sürece çok sorun teşkil etmez yani. güzel yazılar bu konuyla ilgili.

http://feelhappiness.com/escapism-leave-fantasy-world-live-reality/
http://composant.hubpages.com/hub/Anime-a-tool-of-escapism
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ren said:

derdim şu. örneğin how i met your mother izledim. ki izlemeyen yoktur bence aramızda, 9 sezondan 2.5 gün ediyor. bu sürede ne kadar güldüğüm ve bilgilendiğim tartışılır. ben şahsen o zamanıma değdiğini düşünmüyorum. ama kişisel bir olay tabi bu zevk sizde farklı olabilir.

örneğin one piece. anime izleyen varsa bilir öküz gibi uzun bir seri. settingini de öküz gibi sevdim. ancak 10 sezondan sonra fark ettim ki 20 dakikalık sürede bir hareket olacak diye bekliyorum çok yavaş ilerliyor. bunu anladığım an bıraktım.

x zamanda verilecek şeyi sakız gibi 3x zamana çektiren ve çerezlik diye tabir edilen ama bi halta yaramayan sadece mısır patlattırıp ekrana baktıran yapımlardan kurtuldum şu an.

ancak bu kurtulma ve kurtulmanın verdiği keyif izlenir dediğim şeyleri de etkilemeye başladı. bir örnek daha vereyim. downton abbey. o dönemdeki ilişkileri, giysileri, statüleri, yapıları çok güzel anlatıyor. açsam izlerim yani kendini izlettiriyor. ancak şu an dizinin anlattığı şeyi yapay karakterler üzerinden değil de kendi tarihleri üzerinden okumak mantıklı geliyor.

hem gereksiz dramayı kısarım. hem daha kısa sürede istediğim yönde bilgiye ulaşırım. üstelik dizide atlanılan ama benim ilginç bulacağım bişeyler bulabilme şansım var.

ikilemdeyim. horacegoesskiing'in postunda belirttiği yön gibi sadece belgesel izleyen bilgiye aç oduna da dönüşmek istemiyorum. sonuçta kimse bahsetmiyor ama hepimiz izlediğimiz, oynadığımız şeylerde rol modeller buluyor hayatımıza onu yansıtmaya çalışıyoruz. o açık filmle kapatılabilir belki.



hiç how i met your mother izlemedim, millet karıyla kızla muhabbet için friends izlerdi o da çok bayık gelirdi zaten
10 sezon japon çizgi filmi izlediğim de hiç olmadı
sıradaki step ne panpa
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu dusunce bayadir bende de var ama biraz daha geneli. bir sey yaparken birden aklima 'bu bilgi benim ne isime yarayacak' sorusu geliyor mantikli cevap bulamadigimda aninda kalkiyorum o isin basindan. ornegin haber sitelerinde takilirken falan bu mantikla artik cok az zamanda isimi bitirebiliyorum 2-3 habere goz atip cikiyorum.

haftada 3-4 saat dizi izlemekten bisey olmaz. onceden 10+ dizi takip etmeye calisirken hem tat almamaya basladigimi farkettim (schedule'imi kacirinca gorevimi aksatmisim gibi hissediyordum) hem de zaten hayatin anlamini falan soylemiyorlar dizilerde. neden gereksiz strese gireyim ki dedim baya bir dizi eledim. su an 4 tane duzenli gidiyorum 2 si up to date zaten haftada 1 bolum gidiyor diger 2sini de rahat takip edebiliyorum cok fazla vaktimi de almiyor haftada 3-4 saat dedigim gibi.

film konusunda da populer filmlerden ziyade daha sanatsala yoneldim mubi.com'dan falan izliyorum en azindan farkinda olmadan da olsa degisik bakis acilari gelismeye basliyor film izlerken. ince detaylari, aslinda yonetmenin neye gonderme yaptigini, neyi elestirdigini, nereden vurdugunu falan farketmeye basliyorsun. bu da senin mimariyle ilgili ornegine geliyor.

aslinda bakarsan kultur/sanatin hangi daliyla ilgilenmeli, hangi tur kitaplar okumali vs hep kiside bitiyor. bana kalirsa mesela tarihle ilgilenmek cok sacma. tarihi kitap/roman okumak bana bosa zaman oldurmek gibi geliyor. olmus bitmis olaylar sonucta ve dogrulugu hakkinda kesin birsey soylemen imkansiz. ha olma ihtimali var mi var, olmama ihtimali de var. sonuc olarak birseyleri ezberleyip sagda solda anlatmak bana bos geliyor. su anki yasamina etkisi yoksa niye okuyayim ki. veya haber sitesinde bilmemnerede kim kimi bicaklamis hangi kimsesizler yurdunda ne tur taciz olaylari yasanmis okuyup vah vah etmek bana anlamsiz geliyor. ne benim yasamima bir etkisi var ne de benim etki edebilecegim olaylar. bilgi kirliligi tamamen.

spor programlari vs. de ayni sekilde. ornekleri cogaltip ayni seyleri soylemeyecegim ama her hafta surekli onemli maclar oluyor zaten bi sure sonra napiyorum ben diyosun. her hafta takiminin macini izlesen, avrupa maci oldugu hafta onu izlesen, turkiye kupasi macini izlesen, madrid-barca gibi onemli maclari izlesen bir suru zaman heba oluyor. bitmiyo sonu gelmiyo. tamam zevk icin izliyosun bi getirisi yok ama takibi zorlastikca ne halta yariyo ben bunu bu kadar izliyorum demeye basliyosun.

bence bu durumun cozumu mainstream'den kurtulmak ve kendi gundemini yaratmaktan geciyor. bu da o kadar kolay bir is degil. bir ara yine bi spor dalini takip edeyim ama bu futbol olmasin daha kolay takip edebilecegim ve yine eglenebilecegim seyler vardir elbette dedim. iste wikiden falan epey spor listesi yaptim tenis, rugby, kayak, dart, biathlon vs. sonra yarim kaldi tabi gunluk islerden arastirmam.

muzik turleriyle ilgili de buna benzer bir calismam vardi. kalitesiz onca muzikle beynimiz silkiliyor. butun muzik turlerini listeleyip pop, rap ne biliyim arabesk gibi sacma olanlari direkt eleyip kalanlari arastirmak, dinlemek ve hosuma giden turu tam olarak bulmak gibi bir plandi. klasik, jazz muzik ve dijital turleri de arastirmayi planliyordum. en azindan bu ugurda hayatini tuketmis adamlarin icinde kendi matematigi vs olan yapitlarini dinleyeyim demistim ama bu arastirma da yarim kaldi tabi :) saglam eleme yapmak kalanlari ciddice arastirmak vakit harcamak lazim. tek basina olunca pek sonunu getiremiyorsun benzer calismalari herkes yapiyordur illa ki. derneklesmek lazim sdf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Abi bence biraz da içe dönüklük (introvert) / dışa dönüklükle (extrovert) alakalı bir mevzu bence. Bu forumdaki çoğu kişi içe dönük bir yapıya sahip diye tahmin ediyorum. Dolayısıyla yalnızlık ve iç dünyasına dönüşle enerji topluyor. Dizi, oyun ve benzeri nerd araçlar da insanın iç dünyasına yolculuk yapmasını kolaylaştırıyor. Bu sebeple kendimizi hayal gücümüzü provoke edecek ve içe dönüşümüzü sağlayacak fantastik hedelerin içinde buluyoruz çoğu zaman.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben şuna açıklık getireyim de, kendi adıma eleştirdiğim/eleştriye başladığım nokta netleşsin.

malum kapitalist dünya, her dizinin animenin oyunun yapımcısı var. bu yapımcılar giderleri mimimum istiyor. Borastus'un da söylediği gibi bunun için senaryo kırpılıyor sonuç değişiyor. işte sadece onla kalsa yine iyi. adam bütçe ayarlıyor hareketli bir metinde dizi çekiyor, diziye bi bakıyorsun sanki nuri bilge ceylan filminden kesilmiş.

bunu en sevdiğimizi diziler vikings, game of thrones bile yapıyor yani kaçmanın lüzumu yok. aynı şekilde oyunlar da böyle. sandbox isteyen para bulamayan, para bulan ama para bulduğu yer karlı yatırım istediği için p2w e kaçan. dengesiz olan vs.

benim isteksizliğim de burda başlıyor. bu şekilde yapılan uzun soluklu bir görselliği istemiyorum. diziyi izlerken diziyi izlememi sağlayan etmenleri alıp diziyi kapatasım geliyor. sonradan kendime abi dur izle bakalım bi sakin ol celallendin gene diyorum.(oha status quo bias) :/

açıkçası kendi adıma bi başarı kovaladığım yok. umrumda da değil yani öyle para basayım ordan gireyim milyarder olayım falan. her şeyi bilmek gibi bir amacım da yok bilemem zaten insanın ömrü yetmez.

insanın olabildiği ve ilgisi ölçüsünde şeyi bilmesi ve hoşlandığı bir iki -eğer gerçekten zamanını kullanabildiyse üç beş- dalda yardırması çok hoş bir şey bana göre. son zamanlarda bu fikirler giderek artmaya başladı işte.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

guzel topik olmuş.

yer yer efsane yorumlar atılmış ki üşenmezsem alıntılarım birazdan sdfdg

Ren'in bahsettiği kaygı, belli farkındalığın üstünde olan çoğu kişide birbirinden habersizce beliren bir şey bana kalırsa. yani anormal bir durum değil.

dizi, film, anime, oyun veya hobi vs. bunlara harcanan vaktin kişiyi geliştirecek herhangi başka bi konuyla kıyaslanması anormal değil fakat tamamen kişinin kendisine bağlı. izlediğin bir dizi, anime veya film bazen çok farklı bir bakış açısı katabiliyor. "abi sırf bi bakış açısı için de 9 sezon diziye gömülür mü?" derseniz gömülür. sonuçta okuduğun kitaptan da anafikri almak için belki 300, 500 veya 1000 sayfa okuyorsun. Sonuçta senin kapasitene bakıyor tüketteiğin ürünü tekrar yorumlayıp başka birşey üretmek. Entelektüel yatırım, karşılığını ne zaman alacağın belli olan birşey değil. Para gibi yaklaşıp ölü yatırım muamelesi yapmak pek doğru değil.

gelelim, dizi, oyun film vs. gibi ortamlardaki başarılı fikir veya karakteri gerçek hayata döndürmek veya oradan aldıklarımızla yeni ve faydalı sentezler/ürünker çıkaramıyoruz veya neden uğraşmıyoruz sorusuna. tam bu noktada, sürekli kendini geliştiren adamlardan bahsetmişsiniz zaten gıpta ederek.

genel olarak yaptığın şey, vaktinin çoğunu harcadğın şey(işin, okulun vs.) senin cidden kendini ifade ettiğin şey mı?
-hayır: işte tam da bu vaktinin çoğunu gömdüğün aktivite yerine sürekli farklı şeylerle arıyorsun. bazılarından çok zevk alıyorsun, derinlemesine dalıyorsun. bir sürü şey öğreniyorsun. Sonuç: ortaya yeni bir ürün/fikir/sentez çıkartabildin mi? çok nadir. çünkü vaktinin çoğunu zaten seni ifade etmeyen bir iş yaparak/okul okyarak para kazanma telaşıyla geçiyor. doğal olarak yaratıcı gözle yaklaşmıyorsun.

-evet: daha önce dendiği gibi zaten bu ikisi kesişince çok başarılı adamlar türüyor. adamın zamanını harcadığı şey tam olarak kendini ifade ettiği şey.
Çok üst bir örnek, Tesla'yı bilmeyen yok. adam elektrikte kendini bulmuş adeta. Bu adam senle benle aynı kitapları okusa, dizileri filmleri izlese bile bir şekilde hayatının bir parçasında yorum/fikir veya ürün oluşturma aşamasında işe yarar hale getirebilir. Normal hayatta da bir sürü örneği var kesinlikle. herkes kapasitesince faydalanıp o derece etkili ürünler çıkartıyor. Tesla en uç örneklerden biriydi sadece.

daha modern örneği: House. Adam tıp konusunda yalayıp yutmuş. İşi, hayatı ve kendini ifade ettiği şey tamamıyla o. Bir sürü vakada özgün metodlarla tedavi ediyor hastaları. dizi boyunca görüyoruz zaten çevresini ve insanları nasıl hayvan gibi esin kaynağı kullanıyor. tıbbı seçen adamın elinde tedaviye, elektriğe seçen adamın elinde ise yep yeni teknolojilere ilham olabiliyor.

tl;dr: meşgalen seni ifade eden şey ise, vaktini harcadığın diğer aktiviteler ölü vakit/boş aktivite anlamına gelmiyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anhora said:

Bu sitede takılanların bir avuç wankerdan farkı yok. Ben de dahil. Gerçekten bir şeyler yapmak isteyenler, dışarıdalar ve yapıyorlar. Biz de onları izliyoruz.

Ve izleyeceğiz. Çünkü böyle yetiştirildik. Rahat.
Zoru görünce ayağa kalkıyoruz.


niye hepimiz ayda bir ağlama topici açmıyoruz peki :(
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bir sürü başarılı hayatını rayına oturtmuş adam var burada, düzenli aralıklarla ağlamak yerine istediğini alan

aralarında sayılmam yani ben o yüzden alınacağım bir şey yok wankersak wankerız. kendin öylesin diye başkalarına da aynı etiketi yapıştırmaya çalışma diye söylüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben bu kafada gidiyordum sonra psikiyatrist soruyordu işin dışında başka bir şey yapıyor musun ee hayır pek değil diyordum,
baya bildiğin, oyun oynamasam ya da arada bişeyler izlemesem, sadece çalışıyor olucam.

Yani bak gene 8 ECTS (220 saat ediyor) fazla kredi ile mezun olucam sanırım, bachelor programını da 120 yerine 210 kredi ile bitirmiştim, bir de ECTS almadığım, haftada 60 saate gelen haftalarım var kendi manyaklığımdan dolayı.

Ha sürekli aynı şeyi yapmadan yaşıyorum, sürekli bişeyler üstünde çalışmaya uğraşırsan, diverse şeyler yapıyorsun çünkü aynı şeyi sürekli yapman pek mümkün değil. Yani yapabilirsin ama bi noktadan sonra ilerlemiyor, başka şeyler geride kalıyor, mental fatigue oluyor, ego depletion oluyor vs.

Ama normal olmadığım için yapmayı sevdiğim şey bu benim. Baya pazartesi günü 8 de kalkıp, akşama kadar robotik kolların su geçirmezliğini sağlıcak bir prototip yapmaya gidicektim program değişti diye üzüldüm.

Yapmak istediğinizi yapın yani, hayatınızı devam ettiricek belirli bir standarda eriştikten sonra kendini zorlamanın gerçekten çok bir manası yok, biraz ileriye dönük "taam lan benim meslek belli gelir belli böyle takılırım ben" dedikten sonra, gerçekten kendinizi kasmak istemiyorsanız kasmayın. Ben sürekli kasan insanlardanım, o kadar farklı bi hayat yaşamıyorum, işte ev var eve geliyom falan haftasonu evde oturuyorum insurgency oynuyorum lol.

Ha benim hayatım daha rayına o kadar oturmadı malum akademide kalmıcam, bu sene sonunda mezun olmayı düşünüyorum sonra görücem ebesininkini.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dengesi iyi sağlanırsa böyle aktivitelerin iş/çalışma verimini artırdığını düşünüyorum ben ki ölçülmüşse gerçekten de öyledir muhtemelen skdjf. devamlı kendine bir şeyler katma çabası da yoruyor insanı. her şeyi bir şey öğrenmek amacıyla yapmak zorunda değiliz yani sonuçta. vitesi boşa atıp takılmak da lazım arada. ha ama bu demek değil ki hadi her gün birer sezon dizi izleyelim, moderasyon önemli
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

PrudenT said:

bir sürü başarılı hayatını rayına oturtmuş adam var burada, düzenli aralıklarla ağlamak yerine istediğini alan

aralarında sayılmam yani ben o yüzden alınacağım bir şey yok wankersak wankerız. kendin öylesin diye başkalarına da aynı etiketi yapıştırmaya çalışma diye söylüyorum.


Boşuna mı No-Life Forum diyoruz, çoğu öyle.
Ha düzgün insanlara lafımız yok o ayrı, olmaz da zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

oha tam ihtiyacım olan içimi dökeceğim topic.

Son zamanlarda ben de cok düşünür oldum bunu. Aralık ayında mezun oluyorum, iş hayatına girip bir şekilde para kazanmaya başlama niyetim var, aynı zamanda yüksek lisans hedefi koydum kendime.

Kafamda gelecek için bir portre çizdim ama buna ulaşmak için çalışmaya başlamayı sürekli erteliyorum.

Şuan okulda bitirme projesi yapıyorum, gelişmeye cok açık materyal kimyası, oturup yayın falan okuyup 1-2 farklı şey görsem bana inanılmaz katkısı olacak ama sıkılıyorum, hedefim için yapmam gerektiğini bilmeme rağmen yapamıyorum.

Eskisi kadar oyun da oynamıyorum, eskiden bağımlı gibi oynardım, üniversitenin ilk senesinde falan okula gitmezdim wow oynamak için, gider koşa koşa gelirdim. Şimdi açtığım oyundan 10dk sonra sıkılıp kapatıyorum. Onun yerine twitch'den oynayanları izleyerek geçiriyorum zamanı.

Kafamda sürekli bir yeni aldığım kitaba başlasam iyi olcak, boş zamanımda 1-2 yayın karıştırsam iyi olcak, bugun ekstradan laba gidip çalışsam iyi olcak düşüncesi var ama adım atamıyorum bunun için.

Oturup 1-2 saat twitch izliyorum, 3-4 bölüm anime izliyorum. Ama her saniye kafamda suan bunu yapmak yerine bunu bunu yapsam benim geleceğim için iyi olacak düşüncesi yiyip bitiriyor beni ama yapamıyorum. Uyuduğum zamanı boşa kayıp olarak görüp, bişeyler okusam, spor yapsam diye düşünüp yine boş boş twitch'de bişey izliyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...