Bone Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 günümüzde çok güzel, çok zevkli filmler çıkıyor. cgi'ın gelişmesiyle, daha önce yapılması mümkün olmayan şeyler görüyoruz. ama öte yandan cgi'ın bir dezavantajı, çok suni görüntüler sunması. bu yüzden de nerde kullanacağınızı nerde kullanmayacağınızı bilmiyorsanız, george lucas'ın yeni star wars üçlemesindeki gibi, öndeki oyuncularla uyuşmayan arkafon görüntüleri çıkıyor. cgi konusunda eğitimli biri değilseniz bile, aradaki kopukluğu hissediyorsunuz. 80'lerdeki cgi teknolojisi bu kadar gelişmiş değildi, daha önceki dönemlerden gelen basit kukla, rotoscope, claymation ve stop motion teknikleri kullanılırdı. belki bu teknikler, günümüz cgi'sına kıyasla çok düzgün, gelişmiş, gerçekçi kalitede felan değildi, ama yaratığın "orda olduğunu" hissediyordunuz. örneğin the terminator filminin son sahnelerinde, robotun görüntüsü kesik kesikti, akıcı değildi. ama animasyonlardaki bu pürüzlük, daha "robot" vari, daha "mekanik" ve ürkütücü olmasını sağlıyordu. bu tip tekniklerin cgi'ya göre bir diğer avantajı ise, sanki gerçekten o varmış gibi, elinizi attığınızda değecekmiş gibi hissedebilmeniz. bu yüzden christopher nolan gibi, peter jackson gibi yönetmenler, mümkün olduğunca kukladan yaratıklar, makyajlı aktörler, minyatürler, dev setler ile çalışıyorlar. yapay cgi görüntülerden daha çok seyirciyi filmin içine çekiyorlar. bahsettiğim tarz efektlerin kullanıldığı eski filmlerden montajlanarak hazırlanmış bir video için şunu örnek vermek istiyorum: http://www.youtube.com/watch?v=w-aoACLcBP4 sanırım günümüz cgi'larındaki en büyük sorun bu. görüntü çok yumuşak, çok akıcı, ama bunlar film içinde gerekli olandan da fazla akıcı ve temiz kalıyor. örneğin star wars'da eski trilogy ile yeni trilogy kıyaslandığında epey farkediliyor bu. eski trilogy'de her şey paslı, kırık, dökük, bozuk, hasarlı, yeni trilogy'de her şey parlak, yeni, temiz, cilalanmış... "ee, old republic zamanında öyleydi, eski trilogy'de yıkım sonrası bir dönemi anlatıyor" diyerek sıyrılabiliriz belki ama, bu sadece star wars'la sınırlı değil elbette. günümüzdeki filmlerde, insanların hoşuna gitsin diye görselleri portal laboratuarı temizliğinde yapmaya çalışıyorlar. oysa 80'lerdeki görseller daha grungy, daha kirli, daha pisli ve daha "elle tutulur" görüntüler sunuyordu. 80'lerin bir başka ilginç yönü ise, o zamana has futuristic tasarımlar. hani fallout oyunlarında 50'lerdeki "gelecek tasarımı"ndan ilham alan o retrofuturistic tarzını görmeye alıştık. ancak 80'lerdeki gelecek tasarımının da kendine has bir güzelliği, bir zevki var. hatta günümüzde daha da ilginç durabiliyor (örneğin deus ex human revolution oyununda şehirdeki arabaları, bu bahsettiğim tarzdan ilham alarak yapmışlar). şu blog, bu bahsettiğim tasarımlar için güzel bir kaynak olacaktır: http://scorpitron.tumblr.com/ giysiler üzerine resimler için: http://www.lifelounge.com.au/blogs/radman/ 80'lerden bazı sevdiğim filmler: Raiders of the Lost Ark Back to the Future The Terminator Blade Runner Full Metal Jacket Batman Predator Ghostbusters Lethal Weapon Brazil Beetlejuice RoboCop Airplane! The Blues Brothers Who Framed Roger Rabbit Conan the Barbarian The Running Man Akira Escape from New York bir de sinema sanatlarıyla ilgili veya o sektörde çalışan kişilere sormak istiyorum, o zamanların atmosferinde, tarzında veya o dönemin tekniklerine benzer biçimde (mesela Robert Rodriguez'in Planet Terror'de 70'lerin grindhouse filmlerine benzeterek çekmesi gibi) yeni filmler çekilebilir mi, bunlar nasıl yapılır vs... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 evet anlıyorum demek istediğini, gerçekten iyi yapılmış prostetik ve maketlerle orta karar cgi'dan iyi görüntüler elde etmek mümkün olabiliyor. zaten 1990'larda cgi yeni başlamışken filmde ikisi beraber kullanılıyordu daha ziyade ve bu sebeple hala 20 yıllık bazı filmler pek eskimedi, terminator 2 ve jurassic park gibi mesela. ikisinin de iyisini yapmak kolay değil tabii, cgi'ın halen tam olmadığı kısımlar var. ama eskisi gibi sadece modelle, makyajla filan da bir yere kadar yapılabiliyor bazı şeyler. 80'lerden hayli film komik görünüyor yeterince iyi yapılamadıkları için. olsun ama onları da öyle seviyorum. :p Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LathspeLL Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 İki önemli etken var insanın "korkmasını" veya "etkilenmesini" sağlayan. Birincisi doku. Kukla, maket kendi texture'ı ve arkaplana uyumlu gölgelenmesi, detaylanması insana "gerçekçi" hissini veriyor. İnsanlar CGI'yı ayırt edebiliyor bu yüzden. Korkunun nedeni ise yaratığın/cismin yaptığı hareketler gerçeğe çok yakın olmadığı için, beyin öngöremiyor bir sonra ki hareket ne olduğunu. Normalde önceden tanımlanmış fiziksel tepkilerle büyüyen beyin, her hareketi "bu hareket bu cisim tarafından yapılabilir mi?" şeklinde düşünüp cevaplıyor. Kukla insani harekete yaklaşamadığı içinse beyin kestiremiyor ve korku başlıyor. Bunu CGI ile yapabilen filmlerde oldu. Aynı zihinsel oyunu kullanıp korkutmayı başaran. What Lies Beneath, The Ring (US) bu başarıya örnek. Bone'un bahsettiği nokta ise inandırıcılık. Oda doku'ya dahil bir konu. Star Wars'un son üçlemesi ciddi olarak doku eksikliğinden kaybediyor. Hem çok renkli, hemde çok "temiz". Eski üçleme gri tonlarda idi, yenileri rengarenk. Birde keskin köşeli obje dizaynı ile yuvarlak hatlı obje dizaynlarıda uymadı SW'ye bence. Yani biraz karmaşık bir yazı oldu ama genel hattıyla böyle. Bazı filmler bunu aşabiliyor, bazıları hala aşamıyor. Efekt stüdyosu ve yönetmenin iyi çalışması lazım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LethE Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 Yaşla alakadır birazda ama bi elm sokağında kabusu korkunç yada galaxy of terror u bir klasik yapan o eski makyaj/kukla detayları. şimdi izlesek plastik parçası gibi gelicek freedynin yüzü aa karanlıkta o maskeyle biri önümüze çıska yine irkilicez. cgi oldumu ister istemez, sadece bilinç altında bile olsa , anlıyoruz sahte olduğunu. ondan aynı etkiyi yapmıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2012 Ve tabi ki bonec. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sufi Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 o dönemin fütüristik anlayışı için en güzel örneklerden biri space 1999 isimli dizidir. türkiye'de uzay 1999 diye yayınlandı. 1975'te ilk bölümleri çekildi, biz sanırım 79 veya 80'de izlemeye başladık (ihtilalden önce miydi hatırlayamadım :p). konusu 1999 yılında aya koloni kuracağımızı farzederek kurgulanmıştı. aya koloni kurmamızla birlikte insanlık olarak insan dışı ırklarla falan tanışmaya başlıyorduk falan. diziden aklımda en derin iz bırakan şey maya isimli humanoid bi karakterdi. fantazi hayatımın ilk shapeshifter karakteriydi. nöstaljik+fütüristik şeylerden hoşlananların görmesi gereken bi dizi bence. birçok şey çok primitif gelebilir ancak bu yolu açan yapımlardan biri olduğu için önemli bence. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Silphatos Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 21 yıldır daha iyi sci-fi gelmedi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Komutan Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Ben bu olayi buyuk oranda seyircinin ukalalasmasi olarak goruyorum. Evet CGI'in gercek olmadigi pek cok yerde anlasiliyor ama eski kukla, maket vs. teknolojisinin de gercek olmadigi cok acik. Ama gunumuzdeki seyirci eskisine gore filmlere daha analitik gozle bakip hata bulmaya calisiyor. Bakin asagidaki sahneyi ilk gordugumde(ilkokulda idim) cok etkilenmistim: http://www.youtube.com/watch?v=VObQfWMgmIM Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 space 1999 izlememiştim ama sci-fi meraklısı amcam hayli düşkün halen, geçen yıl eski bölümlerinden birini arattı bana, aylarca bulamadık hangisi. :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sufi Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 hala lazımsa bende vardır bi yerlerde Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 yok bulduk sonra, kafasında 1-2 bölüm karışmıştı yıllar önce seyrettiği için, o bizi yanıltmış meğer. sağol. :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buddha Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Konu kalmadı ki tükendi. Mesela korku gizem bilim kurgu filmlerine aşk falan koyuyorlar dizi biraz reyting alsın diye. Yada Kore dizileri gibi 4-5 sezon saklanan sırlar falan. Çünkü adamlara konu bırakmadılar :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Tatar Ramazan Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 cgiyi mgiyi bilmem de o zamanki gibi seriler sonradan gelmedi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yildirimokur Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2012 Peter Jackson'ın eski filmleri (brain dead'ti sanırım, tam hatırlamıyorum , gore tarzındaki filmleri) buna çok iyi örnek, fakat şu an %100 dijital kullanıyor adam. Eli mahkum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2012 gore ve kan için dijital çok daha acınası oluyor bence ya. sıçramaların fiziği maketten kukladan dandik oluyor. bence daha ucuz diye de cgi kullanılıyor bazı yerlerde. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mono Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2012 2000 sonraki filmlerde nedense bir karanlik moronlugu var..atmosfer, karanlik sahneleri iyi kullanabilen film sayisi cok nadir.. post process,3d falan gelince abazalik kavrami giriyor isin icine..OHA BABZ KAMERAYI ROBOTLAYALIM 360 DONSUN O SAHNEDE gibi seyler giriyor...iyi hosda..gerek li mi gercekten bilinmiyor (bilmesi zor is gercekten) bence esas sorun overdesign/overdoing over etcetc..bir sandalye tasarimini cok gelistiremezsin mantigina inanirim...ama yok abi illa zorlayacak. 2ci buyuk skinti yeni yapilan seyleri filmlere aktarmaktan tirsan bir nesilin elinde firmalar..80 ler dedigin donemde her kose basinda yeni konu havada ucuyor..ha konu bombok..ama en azindan deniyor adam..su anda cok daha garantici goruyorum ben yapim sirketlerini...ya reboot diyor yada suna benzesin simdi risk almayalim diyor..ha genede tek tuk biseyler cikiyor aradan enteresan..ama eskiye oranla cok daha dusuk...ben sucu sirketlere atmaktan yanayim umarsizca...hele hele TV Series mantiginin 2000den sonra patlamasi, taksitle produksyon ve odeme yapilmasi acisindan baya degistirdi cogu olayi bence. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mono Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2012 yildirimokur said: Peter Jackson'ın eski filmleri (brain dead'ti sanırım, tam hatırlamıyorum , gore tarzındaki filmleri) buna çok iyi örnek, fakat şu an %100 dijital kullanıyor adam. Eli mahkum hem katiliyorum hem katilmiyorum ehehe..peter jackson o butce araliginda cekilen isler icin: su anda gunumuzde 3d ile eski usulu "en iyi" dengeli kullanan adam. Hobbitte digital/real orani tahminen 50/50..evet 3d cekiyor kameralar dijital, ama atmosferi maket istiyor adam..hatta blogu bulabilirsem koyim, story-board'larda ayni kareyi 2 renkten yaptiriyor..biri kirmizi kalemle ciziliyor, ayni karenin digeri azcik kayik(3d etkisi kadar) mavi kalemle...gibi gibi.. edit: aha buldum valla..hepsini izlemekde keyifli..ama dedigim storyboard durumu dk 08.30 da Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2012 kardeşim kan gore demişim, ne alakası var senin topikle :) ayrıca en büyük cgi peter jacksonun zayıflamasıdır bence hahah Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mono Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2012 ehehe sonradan farkettim bi ustundeki posttan alinti yapacakken seninkini yapmisim, yanlis oldu editledimde..gec oldu :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Ağustos 26, 2012 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 26, 2012 Bana D&Rdan BD alabileceğim 80lerden film onersenize. Elimde Batman, Blade Runner, Conan The Barbarian var. Terminator, Escape From NY, Punisher, Ghostbusters almak istedim ama baktığım D&R mağazalarında göremedim. Bu filmler D&Rın sitesinde var mı bilmiyorum, ama varsa filmleri internetten alayım bari diyorum. Önerdikleriniz varsa linkleriyle verin de ismarliyim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar