Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

WRPG tarihi ve en başarılı örneği


Masquerade

Öne çıkan mesajlar

Sparkcaster said:

drizztte god mode on açıp orduya tek başına dalmıyo ki, 10 15 ork kesip 3-5 hill giant haraslayıp sakatlanıp kaçıyo

okumadığınız şeylere bok atmak konusunda neden bu kadar heveslisiniz


sıkıntı şu,
kapışırken drizztin ölmiceni biliosun. yawn die okuosun kitabı,
dl de yok öle bişe
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ilk kitaplar çok güzel değil zaten, onlar oynanmış oyunlar çünkü. Ama aksiyona nie bakıosun ki aralarında ki diyaloglara falan bak, karakterlere bak.

Ayrıca, verminaard priest ti sanırım o savaşabilen. Nasıl öldüğü hatırlamıyorum ama sahnede fizban vardı yamulmuyorsam, o miğfer olayın "o sebep olmuş olabili"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi çok korkunç ilk kitap, drizzt in 20 kitabı arasındaki en kötü kitaptan bile kötü yani, ki salvatore forgotten realmsın en kötü yazarı felan, drizzt kitaplarda tek başarılı işi de jarlaxle ve entreriyi çıkarmış olması, yoksa catti brie olan bölümlerde sürekli kendimi bıçaklama hissi oluşuyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
Abi, low-level dünya istiyorsan Eberron'da, Darksun'da çok daha başarılı. DL sevmiyorum ben, oynamam.

Dl'den çıkmış tek güzel şey kender kavramı ve The War of Souls. Gerekli kişileri bir araya getirim bize Sovereign Stone gibi serinin yazılmasına ön-ayak olması bir de.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sparkcaster said:

abi çok korkunç ilk kitap, drizzt in 20 kitabı arasındaki en kötü kitaptan bile kötü yani, ki salvatore forgotten realmsın en kötü yazarı felan, drizzt kitaplarda tek başarılı işi de jarlaxle ve entreriyi çıkarmış olması, yoksa catti brie olan bölümlerde sürekli kendimi bıçaklama hissi oluşuyor


öyle korkunç ilk kitaplar, ama onlar kitap deil zaten oyun yani. Adamlar oynamışlar.

Fakat şu var, DL dünyası o kitaplardan sonra başlıo
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hangisini seviyosun onu da yazsaydın bone..
zamanında severdim bende FR DL ama sonradan bi farseer (yada deathgate yada wheel of time) serisi fln okuyunca konusu daha bi güzel işlenmiş geldi.

sanırım dnd olmadığından, artık sokaktaki simitçi çocuk bile biliyo players handbook nedir hangi class napar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

LethE said:

hangisini seviyosun onu da yazsaydın bone..
zamanında severdim bende FR DL ama sonradan bi farseer (yada deathgate yada wheel of time) serisi fln okuyunca konusu daha bi güzel işlenmiş geldi.

sanırım dnd olmadığından, artık sokaktaki simitçi çocuk bile biliyo players handbook nedir hangi class napar.


Planescape, Dark Sun, WH40K gibi dünyalar daha çok ilgimi çekiyor benim, onları seviyorum.

ancak Dragonlance chronicles ve Drizzt'in ilk serisi (Kara Elf Üçlemesi) oldukça hoşuma giderler.

Dragonlance Chronicles, "coming of age" tarzında bir hikaye içermekte. her ne kadar daha önceden "bir takım deneyimler" edinmiş olsalar da çok daha zorlayıcı bir maceraya atılıyorlar.
karakterlerin kişiliklerinin değişimi etkileyici, "level up, hadi str'ye +2 verelim" şeklinde bir anlatımı yok, adamların olgunlaştıklarını ve değiştiklerini hissedebiliyorsun.
forgotten realms'ten farkı daha romantik ve daha eğlenceli bir hava sunuyor olmaları.
artık fantastik romanlarda aşina olduğumuz "iyi-kötü" ayrımından daha boyutlu ve kapsamlı alignment'lar mevcut. kibir, öfke, yalnızlık, gurur, aşk, sevgi, cömertlik gibi kavramların üstüne değiniyor.
Tanis-Flint-Tas üçlemesi aklıma Yolgezer-Gimli-Legolas üçlemesini getiriyor. benzeri bir üslupta arkadaşlık hikayesi anlatılmış.
Laurana'nın çocukluğu terkedip bir sorumluluk almaye geçen zamanını görüyoruz. "You are the chosen one, OK now go and save the universe" temalı değil, kendi çabasıyla bu oluyor, bu sırada yaşadığı çaresizlikleri de görüyoruz.
Sturm Brightblade zaten fantastik romanlarda okuduğum en çok beğendiğim karakterlerden birisi. burda daha önce de tartışılmıştı, övülmüştü, yazmaya gerek duymuyorum.
karakterler olduğu kadar dünyası da ilgimi çekiyor. "geçmiş zamanlarda oldu ama hep masal onlar" kısmında yaşamak, sonra da "hayır aslında gerçek, acı tarafıyla karşılaşmaya hazırlanın" kısmını görmek enteresan bir duygu.

Bu seriye angsty/emo demek komik kaçıyor,
Twilight'la eş tutmak ise büyük bir hata.
yahu tüm olayı aşifte bir kızın oğlanlara sarkması, bir vampirin parıldayıp bir kurtadamın da soyunup durması üstüne kurulu bir seriden bahsediyorsunuz yahu.

Öte tarafta Kara Elf Üçlemesi de hoşuma gider.
karakterleri çok fazla anlatmaz, ama ortamdaki atmosferi gayet iyi yansıtır. Underdark'ın basık, karamsar havasını hissedersiniz okurken.
savaş sahneleri de detaylıdır, iyi anlatılmıştır.
ancak Ice Wind Dale üçlemesinden sonra düşüşe geçti düşüncesindeyim.
savaşlar hep birbirini tekrar ediyor, sürekli kılıçlar dönüp duruyor, öldürülen yaratıkların sayısı önemli değil. laçka bir hal alıyor.
Dark Elf Trilogy Baldur's Gate, Icewind Dale Trilogy Icewind Dale ise, sonraki seriler de Diablo oluyor benim gözümde. sadece yaratık öldürmeceli hack&slash kitabı.
Bir ana hikaye var ama arkaplanda kaynayıp gidiyor.

Bir de Deathgate demişsin,
Death Gate şu iki seriden de daha çok beğendiğim bir kitap olmuştu.
O da baya iyidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
Ab bu shared world'lerin hepsi fos. Kitap okumak için okunmaz yani, sıkıntı gidermek için sadece başın doluyken çok.

Gidin bir Prince of Nothing, Memory, Sorrow and Thorn filan okuyun yahu. İlle de shared world istiyorsanız Netheril Trilogy okuyun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...