eldar Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Tarihi olayı, acıyalım mı gibi tartışmak saçma. Tarihi ya nesnel tartışırsın ya da tartışamazsın. Buradaki nesnellik bakış açısından azade olmak anlamında değil, o imkansız. Gidip napolyon savaşlarını konuşurken adamları niye öyle nizamlı bir şekilde yürütüyorlarmış, bir yaylım ateşinde ölüyorlar bu normal mi, bunu mu destekliyorsunuz demek kadar saçma bu yaptığın. Birine acımak istiyorsan 1 km yarıçapında acınacak şartlarda yaşayan canlı insanlar bulabilirsin. Sürgün olmuş geçmiş gitmiş, burada yazanların yarısının ailesi sürülmüştür zaten bir yerlerden. Neyin goygoyu bu, ilgi çekmeye mi çalışıyorsun, yazdığıma pişman oldum valla. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nigger_of_the_sand Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Bu ailenin icinde, ozellikle kadin olanlar, hazir hayata dogduklari icin hayatta tek baslarina ayakta kalabilmek adina hicbir beceri ve zanaat sahibi degiller idi. Yine asaletlerinden dolayi zengin ve unvan sahibi koca bulabilmislerdir herhalde. Birey olarak bakinca yasadiklari zorluklara uzulmek mumkun ama dogru olani zaten o tur bir luksun icine dogmamalariydi. Vahdettin olunce cenaze namazi icin cemaat bulamayip kahveden 2 tane Tunuslu'ya fatiha okutmuslar. Ben olsem benim cemaatim de o kadar olur herhalde. Onlarin ruyasi da orada bitmis ne yapalim, o zamana kadarki kismina sevinsinler. Detayli incelenince bu surgun esnasindaki nuanslar can sikabilir belki; ne bileyim koske gelen askerlerin kaba saba davranislari yahut ozel esyalari talan etmeleri gibi seyler vuku bulduysa o anin izleyicisi olarak canimiz sikilir. Sinif olarak ayricalikli olabilirler, odemeleri gereken bir bedel olabilir ama birey olarak asagilamak, eziyet etmek tabi insancil olmaz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Lancelion Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 1 saat önce, sipeyskeyk dedi ki: Peki böyle bir durumda da, kendi yaptığın devrimin yeterince halk desteği olmadığını, dolayısıyla herhangi bir Osmanlı hanedan üyesinin ülkede bulunmasının risk olduğunu devlet kabul etmiş mi oluyor? Bu da çok mantıklı gelmiyor. Atatürk'ün 5 yaşında çocuk büyür de karşı devrim yapar diye korktuğunu zannetmiyorum. evet ? niye zannetmiyorsun ki, abdulmecid'e izin verildiginde etrafinda toplanan kalabaliklari gordukten sonra ne gerek var ayni filmi bir daha cekmeye ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Flassh Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 osmanlıda hangi kadın tek başına ayakta kalabiliyormuş ya Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bLackcha0s Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 1970'lere kadar dünyada hangi kadın tek başına ayakta kalabiliyormuş. O kadar çarpıttınız ki konuyu sanki hanedan üyesi doğmak onların suçu Zenginliğe doğmuş kadın, çırağan sarayında nakış mı işlesin. Bugün bile bırak kadını erkek bile aynı kafada olur. Evet, zenginler ve statü sahibi insanlarla evleniyorlardı. Neslişah sultan'ın eşi Mısır prensiydi. zaten sürgünden sonra sadece Neslişah sultan rahatça ülkeye girip çıkabiliyordu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 13 dakika önce, eldar dedi ki: Tarihi olayı, acıyalım mı gibi tartışmak saçma. Tarihi ya nesnel tartışırsın ya da tartışamazsın. Buradaki nesnellik bakış açısından azade olmak anlamında değil, o imkansız. Gidip napolyon savaşlarını konuşurken adamları niye öyle nizamlı bir şekilde yürütüyorlarmış, bir yaylım ateşinde ölüyorlar bu normal mi, bunu mu destekliyorsunuz demek kadar saçma bu yaptığın. Birine acımak istiyorsan 1 km yarıçapında acınacak şartlarda yaşayan canlı insanlar bulabilirsin. Sürgün olmuş geçmiş gitmiş, burada yazanların yarısının ailesi sürülmüştür zaten bir yerlerden. Neyin goygoyu bu, ilgi çekmeye mi çalışıyorsun, yazdığıma pişman oldum valla. Cevap yazarken bu kadar duygu karmaşası yaşamana gerek yok, niye ilgi çekmeye çalışayım. Cumhuriyetimizin ilk yıllarına alınıp uygulanmış bir karar, tarihsel bir hadise. Fikrimi söyleyip, fikrinizi sordum, "kızacak" bir şey yok yani. Osmanlı'nın aq deyip geçebilirsin çok istiyorsan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 42 dakika önce, sipeyskeyk dedi ki: Diyorsun ki, Romanov'lar gibi kurşuna dizmeliydik. Yukarda bir giyotin de gelmiş.. Şu çoluk çocuk kurşuna dizmek lazımcıların eline bir tüfek verip karşısına 5 yaşında "suçlu" bir çocuk koymak isterdim burada böyle atıp tutarken kolay tabii. Ailen osmanlı denilen hiç görmediğin duymadığın insanlar taraından öldürülmüş, sömürülmüş yıllarca öyle düşün bir de, böyle atıp tutarken kolay tabii. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 1 dakika önce, bLackcha0s dedi ki: 1970'lere kadar dünyada hangi kadın tek başına ayakta kalabiliyormuş. O kadar çarpıttınız ki konuyu sanki hanedan üyesi doğmak onların suçu Zenginliğe doğmuş kadın, çırağan sarayında nakış mı işlesin. Bugün bile bırak kadını erkek bile aynı kafada olur. Evet, zenginler ve statü sahibi insanlarla evleniyorlardı. Neslişah sultan'ın eşi Mısır prensiydi. zaten sürgünden sonra sadece Neslişah sultan rahatça ülkeye girip çıkabiliyordu. Neslişah Sultan iki kere sürgün edildi. Mısır'da da kralı tahtından indirip Neslişah Sultan'ın kocasını kral naibi atadılar, sonra onların da tüm mallarına el koyup sürgün kararı aldılar, sonra ev hapsine alıp mahkemede yargıladılar vs. Yargılamadan aklanınca kendileri çıktı Mısır'dan zaten. Bir ömürde, iki sürgün. Gerçekten enteresan bir hayat hikayesi var. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 1 dakika önce, Sparkcaster dedi ki: Ailen osmanlı denilen hiç görmediğin duymadığın insanlar taraından öldürülmüş, sömürülmüş yıllarca öyle düşün bir de, böyle atıp tutarken kolay tabii. Dünyanın düzeni böyleymiş. Bana orta çağda "sömürülmediğin" bir ülke söyler misin? Osmanlı aşığı falan değilim. Sadece bu toprakların bir zamanlarki yönetici sınıfı olarak görüyorum. Hatta bana bıraksan, keşke Karamanoğulları galip gelseymiş de anadoluyu Osmanlı yerine onlar yönetseymiş derim. :) Osmanlı ailesinin Anadolu'yu hiçbir zaman sevmediğini, üvey evlat muamelesi yaptığını ve kadim anadolu kültürünü yok etmek için elinden geleni yaptığını düşünüyorum. Ama şuan konuştuğumuz konu bu değil. Düzen değişmiş, ve tüm hanedanlar ya güçlerini kaybetmiş, ya sürgün edilmiş ya da öldürülmüş. Tartışmaya açmaya çalıştığım husus bu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sotto Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 (düzenlendi) Ben bu konuda biraz degisik dusunuyorum, daha dogrusu gercek olmayan seylerden senaryo/fikir uretiyorum. Ben bir sekilde, monarsinin sembolik olarak durmasinin ulkenin imaji acisindan cok da kotu olmadigini dusunuyorum. Bunu soylerken ki kastim elbette, bu isin gercekten bir Ingiltere, Isvec vs gibi tamamen sembolik olarak kalmasinin ilk nesillerden itibaren kabul gormesi uzerine. Bugun eger bu tarz bir gelenek devam ettirilebilseydi, bu aile, atiyorum iyi okullarda okuyup, yabanci diller ogrenip, giyimiyle, kusamiyla modern bir aile gorunumu verseydi belki toplumun belli kesimleri bunu ornek alip, gurur duyup, ona ayak uydurmaya calisabilirdi. Burada kilit nokta modernlik. Eger sizin ornek aldiginiz kitle yabanci dil bilen, oturmasini kalkmasini bilen egitimli bir kesimse bugun son 20-30 yilda yasadigimiz din/kultur tarzi problemleri cok daha hafif yasayabilirdik, halkin bunu kabullenmesi daha kolay olabilirdi. Yurtdisi imaji, turizm acisindan mesela kraliyet aileleri hep pozitif olmustur Avrupa ulkelerinde. Ha burada denge nasil saglanirdi, yarin obur gun bu ailenin fertleri gaza gelip sacma sapan islere girisirler miydi - bu topraklarin kaderi olarak cevap evet olabilir o yuzden bu dediklerim elbette utopik. Aralık 28, 2020 Sotto tarafından düzenlendi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Dünyanın düzeni giyotini uygun görüyordu, Atatürk devrimi lütfedip yurtdışına sürmüş. Zaten şu an yaşadığımız sistematik sorunların büyük kısmı halkın krallarını kendisinin boğmamış olması sebebiyle yaşanıyor. Sürülmeselerdi şu an Türkiye diye bir yer yoktu, parçalanmış ırak suriye gibi bir durumdaydı buralar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bLackcha0s Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 İngiltere, isveç gibi ülkelerde monarşinin sembolik olarak devam etmesinin nedeni hanedanlarının ülkeyi teslim etmemesi. Bu ülkelerde bizdeki gibi bir geçiş göremezsiniz. Bahreyn'de de Suudi'de devam ediyor monarşi. Avrupa'da turizm için gelir kalemi olurken Bahreyn'de kelle koltukta olmuş oluyor evet yönetim sistemleri farklı ancak toplum önemli. Osmanlı tü - kaka değil. Bir hanedan, diğerlerinin arasından sıyrılmış belirli politikalarla, atılımlarla, askeri güç ile bir coğrafyaya hakim olmuş. Diğer devletlerinin aksine tüm topraklarını buna bazı yerlerde ılımlı siyaset dense de osmanlı'nın tüm bu coğrafyaya istediği gibi kontrol edebilecek, hükmedecek gücü yoktu. Bu nedenle de ulaşamadığı yerleri kendi haline bıraktı. Osmanlı zaten çağın gereği olarak modernleşme ve demokrasi hareketine başlamıştı. Yani işte Osmanlı'yı dincileri, gericileri şutladık Atam geldi cillop gibi seküler ülke kurdu olmadı. Gönül isterdi öyle olsun ancak gerçeklerle yaşamak lazım Zaten istanbul'da söz sahibi insanlar Istanbul işgal edilince Ankara'dan sözlerine devam etmeye başladılar. Atatürk'ün oluşturduğu halk hareketi ile birlikte de Osmanlı devletinin bir devamı niteliğinde Türkiye Cumhuriyet'i kuruldu. Adı üzerinde bir cumhuriyet olduğu için de artık osmanlı hanedanına ihtiyaç yoktu, hanedan üyelerinin genç cumhuriyet için risk yaratacağı nedeni ile de o dönemin şartlarınca elzem olarak şutlandılar. Hatta gittikleri zaman osmanlı, ordu toplayıp, paralı askerkelerle fransızlarla geri dönecek, saldıracak gibi raporlar, dedikodular 10'larca yıl devam etmiş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 anayasal demokrasi sembolik monarşinin bir esprisi yok bence ya, kağıt üstünde devletin başı ama ülkenin maskotu olmak dışında bir anlamı yok. 2. elizabeth fikrini bile söyleyemiyor bizim şurada yapabildiğimiz gibi lol. sıradaki kral olsam "tadında bırakalım" deyip lağvederim monarşiyi herhalde. en son 100-150 yıl önce general filan çıkıyordu kraliyetten, şimdi ancak hemşire veya pilot filan oluyorlar. bütün monarşi konsepti zaten kabile liderliğinden evrilmiş, miyadını çoktan tamamladı artık "bizi yönetmek için gücünü tanrıdan alıyor" konseptinin kabul görmediği bir devirde. kral/kraliçe kendi sarayının dışında bir emir veremiyorsa zaten bitmiştir, gelenek diye devam ettiriyorlar işte. monarşiden kurtulanlar ucuz atlatmış bence, harçlık ödemek zorunda kalmıyorlar jet sosyete dergilerine konu olmak dışında birşey yapamayan ailelere. kral/kraliçesin ama geliyor başbakan direktif veriyor şunu yap/şunu yapma diye. kimseye faydası yok şunun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Lancelion Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 3 dakika önce, bLackcha0s dedi ki: İngiltere, isveç gibi ülkelerde monarşinin sembolik olarak devam etmesinin nedeni hanedanlarının ülkeyi teslim etmemesi. Bu ülkelerde bizdeki gibi bir geçiş göremezsiniz. Bahreyn'de de Suudi'de devam ediyor monarşi. Avrupa'da turizm için gelir kalemi olurken Bahreyn'de kelle koltukta olmuş oluyor evet yönetim sistemleri farklı ancak toplum önemli. Osmanlı tü - kaka değil. Bir hanedan, diğerlerinin arasından sıyrılmış belirli politikalarla, atılımlarla, askeri güç ile bir coğrafyaya hakim olmuş. Diğer devletlerinin aksine tüm topraklarını buna bazı yerlerde ılımlı siyaset dense de osmanlı'nın tüm bu coğrafyaya istediği gibi kontrol edebilecek, hükmedecek gücü yoktu. Bu nedenle de ulaşamadığı yerleri kendi haline bıraktı. Osmanlı zaten çağın gereği olarak modernleşme ve demokrasi hareketine başlamıştı. Yani işte Osmanlı'yı dincileri, gericileri şutladık Atam geldi cillop gibi seküler ülke kurdu olmadı. Gönül isterdi öyle olsun ancak gerçeklerle yaşamak lazım Zaten istanbul'da söz sahibi insanlar Istanbul işgal edilince Ankara'dan sözlerine devam etmeye başladılar. Atatürk'ün oluşturduğu halk hareketi ile birlikte de Osmanlı devletinin bir devamı niteliğinde Türkiye Cumhuriyet'i kuruldu. Adı üzerinde bir cumhuriyet olduğu için de artık osmanlı hanedanına ihtiyaç yoktu, hanedan üyelerinin genç cumhuriyet için risk yaratacağı nedeni ile de o dönemin şartlarınca elzem olarak şutlandılar. Hatta gittikleri zaman osmanlı, ordu toplayıp, paralı askerkelerle fransızlarla geri dönecek, saldıracak gibi raporlar, dedikodular 10'larca yıl devam etmiş. biraz baside indirgemissin, meclislerin kapatilmasi, 31 mart olaylari vesaire de yasandi, hanedan oyle cok da hevesli degildi daha cogulcu yonetimlere -zamanin ruhu onu coktan gerektirmesine ragmen-. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nigger_of_the_sand Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 47 dakika önce, bLackcha0s dedi ki: 1970'lere kadar dünyada hangi kadın tek başına ayakta kalabiliyormuş. O kadar çarpıttınız ki konuyu sanki hanedan üyesi doğmak onların suçu Zenginliğe doğmuş kadın, çırağan sarayında nakış mı işlesin. Bugün bile bırak kadını erkek bile aynı kafada olur. Evet, zenginler ve statü sahibi insanlarla evleniyorlardı. Neslişah sultan'ın eşi Mısır prensiydi. zaten sürgünden sonra sadece Neslişah sultan rahatça ülkeye girip çıkabiliyordu. Kadinlarin yer alabildigi is kollari vardi, erkegi olmayan kadin acliktan olmuyordu bir sekilde yolunu buluyordu. Lakin Osmanli ailesi kadiniyla erkegi ile uretmeye degil yemeye alisik oldugu icin gercek hayata uyum saglamalari da mumkun olmamistir herhalde. Bunun getirdigi sikintilari gorsek o an insan olarak uzuluruz belki, lakin birkac ayricalikli kisinin rahati icin milyonlarca insanin hakki da yenmez. Kendileri bu zorluklari yasayana kadar hayatta 1 kere siradan insanin derdini dusunmus mudur acaba. Kendilerine derim ki don't cry because it ended, smile because it happened. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bLackcha0s Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 İlk olarak büyük bir gücün, zenginliğin içinde doğan herhangi birinden yaşamını idama ettirebilmesi için bir zanaat öğrenmesi beklenilmezdi. Erkekler önceleri askeri alanda sonraki yüzyıllarda ise diplomatik alanlarda yetiştirilmiş, kadınların da her zaman daha elegant gösterilmesi amaçlanmıştır. Napsınlar sultan olacak kadına cooking mi yüklesinler? İkinci olarak zaten islamda kadının yeri belli olduğu için üretmesi söz konusu değildi. üçüncü olarak ise dünyada kadının iş hayatında, üretimde yeri 1970'lere kadar yoktu. ABD'de hala kadın - erkek maaş eşitsizliği konuşuluyor. Gender gap denilen bir olay var. Yıl olmuş 2021, Kadınlar, erkeklerden %20 daha az maaş alıyor. Yani şurada Osmanlı kadınları üzerinden bir analiz yapmak aşırı saçma ve anlamsız. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bLackcha0s Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 14 dakika önce, Lancelion dedi ki: biraz baside indirgemissin, meclislerin kapatilmasi, 31 mart olaylari vesaire de yasandi, hanedan oyle cok da hevesli degildi daha cogulcu yonetimlere -zamanin ruhu onu coktan gerektirmesine ragmen-. Tabii ki hevesli değillerdi, niye hevesli olsunlar? Ancak ellerinde basit bir muhafız alayından başka bir güç yoktu. Hiçbir şey yapamayacaklarını biliyorlardı bu nedenle sonu intihar olacak olan kan dökmeyi seçmek yerine Ankara meclisi'nden çıkacak kararı beklediler ve gittiler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nigger_of_the_sand Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 2 dakika önce, bLackcha0s dedi ki: İlk olarak büyük bir gücün, zenginliğin içinde doğan herhangi birinden yaşamını idama ettirebilmesi için bir zanaat öğrenmesi beklenilmezdi. Erkekler önceleri askeri alanda sonraki yüzyıllarda ise diplomatik alanlarda yetiştirilmiş, kadınların da her zaman daha elegant gösterilmesi amaçlanmıştır. Napsınlar sultan olacak kadına cooking mi yüklesinler? İkinci olarak zaten islamda kadının yeri belli olduğu için üretmesi söz konusu değildi. üçüncü olarak ise dünyada kadının iş hayatında, üretimde yeri 1970'lere kadar yoktu. ABD'de hala kadın - erkek maaş eşitsizliği konuşuluyor. Gender gap denilen bir olay var. Yıl olmuş 2021, Kadınlar, erkeklerden %20 daha az maaş alıyor. Yani şurada Osmanlı kadınları üzerinden bir analiz yapmak aşırı saçma ve anlamsız. 1- Ben sebeplerini sormadim zaten, "boyleymis" dedim. 2- Islam'da olmayan bircok sey var Osmanogullari'nda. Cogunlugu da Musluman olmayan ulkelere kacmis. 3- Kadinlarin yer alabildigi bircok is kolu vardi. Sekreterlik, katiplik, tercumanlik, hemsirelik, dokumacilik gibi is kollari geliyor akllima - dahasi da vardir. Hicbiri olmasa fabrikada isci olur 70lerden once. Ben orada sadece kadinlar dememistim, ozellikle kadinlari demistim ayrica. Velhasili kelam deger yaratmaya aliskin olmayan bir aile imis. Bunu 70lerden once yasayan butun insanlik yahut butyn kadinlar icin soyleyemeyiz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
eldar Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 1 saat önce, Sotto dedi ki: Ben bu konuda biraz degisik dusunuyorum, daha dogrusu gercek olmayan seylerden senaryo/fikir uretiyorum. Ben bir sekilde, monarsinin sembolik olarak durmasinin ulkenin imaji acisindan cok da kotu olmadigini dusunuyorum. Bunu soylerken ki kastim elbette, bu isin gercekten bir Ingiltere, Isvec vs gibi tamamen sembolik olarak kalmasinin ilk nesillerden itibaren kabul gormesi uzerine. Bugun eger bu tarz bir gelenek devam ettirilebilseydi, bu aile, atiyorum iyi okullarda okuyup, yabanci diller ogrenip, giyimiyle, kusamiyla modern bir aile gorunumu verseydi belki toplumun belli kesimleri bunu ornek alip, gurur duyup, ona ayak uydurmaya calisabilirdi. Burada kilit nokta modernlik. Eger sizin ornek aldiginiz kitle yabanci dil bilen, oturmasini kalkmasini bilen egitimli bir kesimse bugun son 20-30 yilda yasadigimiz din/kultur tarzi problemleri cok daha hafif yasayabilirdik, halkin bunu kabullenmesi daha kolay olabilirdi. Yurtdisi imaji, turizm acisindan mesela kraliyet aileleri hep pozitif olmustur Avrupa ulkelerinde. Ha burada denge nasil saglanirdi, yarin obur gun bu ailenin fertleri gaza gelip sacma sapan islere girisirler miydi - bu topraklarin kaderi olarak cevap evet olabilir o yuzden bu dediklerim elbette utopik. Bu işler tercih meselesi değil, her ülkenin yönetim sistemi kendi geçmişinin bir ürünü. Senin önermen ABD'de kral olsa iyi olurdu demek gibi bir şey. Türkiye Cumhuriyetinin nasıl kurulduğunu göz önünde tutunca zaten otomatik olarak böyle bir seçenek olmadığını anlıyorsun. Bunlar pet değil, al topluma örnek ol diye koyasın. Ne malum seçim gereksiz demeyeceği? Monarşinin gidip geldiği o kadar ülke var. Avrupa'daki monarşiler şimdi kafeslendi diye şu an Türkiye'de Elizabeth olsa ne olurdu diyemeyiz. Bambaşka sistemler. Abdülhamit erotik takvim bastıran, opera meraklısı, bizzat opera klasiklerini çevirten, kızlarına Batılı eğitim aldırtan biri ama bu İslamcılık yapmasına engel değil. Hatta İslamcılık yapan ilk sultan diyebiliriz belki. Çünkü siyaset öyle gerektirmiş. Senin mantığına göre bu adamın halka "örnek" olması gerekirdi. Modernlikten ne anladığını da merak ediyorum. Bana göre monarkların varlığı bile çağdışı, günümüz insanını çok anlayabildiklerinden emin değilim. Ha Türkiye nasıl olurdu diye merak ediyorsak, al işte Suriye, Azerbaycan falan senin arzuladığın İslamcı olmayan hanedan rejimleri hakim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Archangel_ Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 @sipeyskeyk o değil de fikirlerimize dokundurdun falan, bir şey olacağı da yok konuşuyoruz işte bile dedin ama sence ne yapılmalıydı diyeyim bende Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Hanedanın aktif görevde olmayan, milli mücadeleye karşı çıkmamış üyeleri için sürgün dışında bir model düşünülebilirdi. Böylece yeni rejim “kucaklayıcı” bir tavır takınırdı, uzun vadede daha faydalı olabilirdi. Bu model Avrupa’da tuttu, ama bu topraklardaki dinamikler farklı. Yaşanan onca acıdan sonra risk almamak için böyle bir şey yapılmasını da anlıyorum. Tamamen onaylamıyorum ama anlıyorum. Sonuçta radikal bir rejim ve yönetim değişikliği oldu, ve bir çoğu halktan gelen taleplerle değil tepeden inme yapılacak olan devrimler elbette ki bu sürgün kararı alındığında planlanıyordu, sürgün edilmeyen hanedan üyeleri sıkıntı yaratabilir diye düşünülürek bu karar alındı diye düşünüyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Archangel_ Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Pekala, sence; buranın dinamiklerinde bakacak olursak, milli mücadeleye karşı çıkmamış, yollanmamış olan hanedan üyeleri bile bir şekilde (dış mihrak etkisi, milli mücadele karşıtlarının dolduruşları, paralel(!) yapılanma arayışındakilerin güdülemeleriyle vs) ayaklanmaya sebebiyet verir ve/veya sonu darağacında biter miydi? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 başlığı görünce son birkaç mesajı okudum. kimin açtığına dair fikrim yoktu ama telaşla hemen ilk mesaja koştum, 2007-2011 arası açılmış bir başlık mıydı, bu devirde ne iş diye. bir de ne göreyim, adeta bir dönem filmi gibi bütün cımbız argümanlarla capcanlı bir liboş başlığı... başrolde de usta isim sipeyskekem oynuyor. baştan sona okudum ve aradığım salt & vinegar cringles tadını aldım. teşekkürler sipeys. kalemine sağlık... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sotto Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 (düzenlendi) Spoiler 2 saat önce, eldar dedi ki: Bu işler tercih meselesi değil, her ülkenin yönetim sistemi kendi geçmişinin bir ürünü. Senin önermen ABD'de kral olsa iyi olurdu demek gibi bir şey. Türkiye Cumhuriyetinin nasıl kurulduğunu göz önünde tutunca zaten otomatik olarak böyle bir seçenek olmadığını anlıyorsun. Bunlar pet değil, al topluma örnek ol diye koyasın. Ne malum seçim gereksiz demeyeceği? Monarşinin gidip geldiği o kadar ülke var. Avrupa'daki monarşiler şimdi kafeslendi diye şu an Türkiye'de Elizabeth olsa ne olurdu diyemeyiz. Bambaşka sistemler. Abdülhamit erotik takvim bastıran, opera meraklısı, bizzat opera klasiklerini çevirten, kızlarına Batılı eğitim aldırtan biri ama bu İslamcılık yapmasına engel değil. Hatta İslamcılık yapan ilk sultan diyebiliriz belki. Çünkü siyaset öyle gerektirmiş. Senin mantığına göre bu adamın halka "örnek" olması gerekirdi. Modernlikten ne anladığını da merak ediyorum. Bana göre monarkların varlığı bile çağdışı, günümüz insanını çok anlayabildiklerinden emin değilim. Ha Türkiye nasıl olurdu diye merak ediyorsak, al işte Suriye, Azerbaycan falan senin arzuladığın İslamcı olmayan hanedan rejimleri hakim. Amerika ornegi cok dogru mu emin degilim, her ne kadar kolonilerin bir devami da olsa yeni kurulmus bir ulke, gecmisi, tarihi - en azindan o topraklar uzerinde - olmayan bir ulke. Haliyle demokrasi gecisi en kolay olan ulke olmus ve hala korunuyor sistemi. Gecmiste biraktigi bir yuk yok yani. Bunlari yazarken dedigim oldukca utopik bir kavramdan yola ciktim. Kurallari belirledikten sonra sus olarak bir kraliyet ailesinin - iyi egitim alip kendi iclerinde belli bir modernlesme gittikleri surece ulkenin dis imaji acisindan kotu olmayabilecegini dusunuyorum. Bunu yaparken ki ornegim de Avrupa kraliyet aileleri. Burada Osmanli kraliyet ailesinin gecmiste ne oldugu cok onemli degil, Cumhuriyet sonrasi nasil bir modernlesme gosterecek olmalari. Modernlesmekten kastin ne dersen, yabanci dil bilen, iyi egitimli, giyimiyle kusamiyla ve fikirleriyle Cumhuriyet devrimlerine ters olmayan bir modernlesmeden kastim. Acikcasi bugun ulkenin daha az egitimli cahil kesimin Erdogan ailesi ve benzerleri yerine imrenecegi ornek olacagi - dedigim gibi utopik - bir modern aile ulkenin imajina katki saglardi bircok acidan benim gorusume gore. Belki de Cumhuriyet devrimlerini kabullenmis, ona gore caga ayak uydurmus bir aile ileriki yillarda bu gecisleri de rahatlatabilirdi. Bugun Ingiltere kraliyet ailesinin hangi ferdi Cumhuriyeti yikip yeniden Monarsiyi getirmek gibi bir dert icerisinde? Hicbiri. O yuzden gecmise bakip degerlendirmek zor olur fikir donusumlerini. Aralık 28, 2020 Sotto tarafından düzenlendi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kek Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 28, 2020 5 saat önce, Asteroth dedi ki: Yerim senin humanistligini sipeys, atlamis hemen kek gibi. ben atlamıyorum bir şeylere. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar