Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türk sinema sektörü


Bone

Öne çıkan mesajlar

Bir dönem (özellikle 70'lerde) Türkiye'de Kilink İstanbul'da, 3 Dev Adam, Turist Ömer Uzay Yolunda, Tarkan Viking Kanı gibi filmler çekiliyordu. İtalya'dan uzayan çizgi roman ve film kültürünün etkileriydi bunlar. Bazıları kötü, bazıları da teknik yetersizlikler yüzünden ortalama seviyede kalsa da, Türkiye seyircisini düşündüğümüzde bu tip filmlere yabancı olmadığımızı göstermesi için önemliler. Babalarımız izlerdi, ders kitaplarının arasına Teksas/Tommiks felan koyup gizlice çizgi roman okudukları dönemler.

Ancak günümüzde baktığımda Türk sinema sektöründe (dizi de dahil edilebilir) hep aynı şeyleri görmekteyiz. A) Zengin güzel kız, fakir yakışıklı erkek, kocaman saray evler, ağır drama, fazla drama, daha fazla drama, B) birkaç ünlü oyuncuyu alalım, tuvalette yazdığım senaryoyu koyalım, 2-3 günde bir komedi filmi çekelim, sal gitsin!
Hani eski filmlerdeki efektlere baktığımızda gülüyoruz dalga geçiyoruz da, ucuz film çekmek zorunda kalan ülkelerde filmlerin çoğu öyleydi. Aradan John Carpenter ve Sam Raimi gibi kişilerin sıyrılması da, ucuz efektleri inandırıcı biçimde sunabilecek yönetmenler olmalarıydı.

Geçmişte hayal gücü daha geniş, yabancı kültürlere yakın olan yönetmen ve senaristler, kısıtlı imkanlarıyla böyle "antin kuntin" filmler çekiyorken, günümüzde niye bu iki konseptin esiri olduk? Cevap "gençler de bunu seviyor buna ilgi gösteriyor abi, dalga geçseler de pembe dizi izlemeyi seviyorlar" mıdır? Olayın kısıtlı ilgi havuzuyla açıklanabileceğini sanmıyorum. "Alt tabaka" diyeceğimiz kesimler bile Breaking Bad, Game Of Thrones, Walking Dead gibi dizilerden haberdar ve bunları yakından takip ediyor. Neredeyse köşedeki bakkaliyeden bile orjinal oyun ve Türkçe çizgi roman bulabiliyoruz, üniversite 1'e yeni başlayan bile Silmarillion uzmanı konumunda, The Big Bang Theory tadında bu "geek kültürü" bizde de popüler kültür haline geldi. Yani "ağalar, zenginler, fakirler, dram, draaaam" konseptlerinden öteye film yapılamıyor olmasının nedenini bulamıyorum. İstenirse Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü ve Kötü Kedi Şerafettin gibi harika filmler çıkarabileceğimizi biliyorum, haliyle teknik yetersizlik de bir bahane olmamalı.

Peki nedir bizi bu tip filmleri yapmaktan alıkoyan? Eline video kamerayı alan kendi kısa filmini çekip paylaşabildiği bir dönemde yaşıyoruz. İlla 500 milyon dolar bütçeler, kocaman ekipler gerekmiyor. Türkiye'de retro electro, MST3k, steampunk gibi akımlar ve altkültürleri yakından takip eden çok kişi olduğunu da biliyorum. Sinemayla uğraşan alanlardan mezun olanlar arasında bu kişiler yer almadığı için mi bu kadar kısır kalıyoruz? Yoksa var da yaratıcılıklarını sinema şirketlerine yansıtmakta mı zorlanıyorlar?

tl;dr: biz de bi Mad Max, bi Pi, bi Clerks, bi El Mariachi yapalım lan.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sinema veya dizi vs hepsi için bu durum geçerli. tamamına yakını aşk/drama/komedi. daha az maliyet ve daha az yetkinlik gerektiren yapımlar. etliye sütlüye karışmama durumu da var politik vs. olmadığı için. yap ucuz komediyi daya şiveyi, abartıyı, alt kültür mizahını sal gitsin. siyahi bir karakter varsa rengiyle dalga geç, fiziksel bir kusur varsa onu ön plana çıkar, çirkinlik üstüne, şişmanlık üstüne iğrençlikleri mizah diye koy herkes gülsün. bkm mutfak falan bile dönüp açın skeçlerin çoğunda bu tarz ayrıştırıcı şeyler göreceksiniz millet katıla katıla gülüyor ki sen yılmaz erdoğansın bir demet tiyatro, vizontele gibi işlerin var bu adam bile böyle yaparken çok da kalite aramamak lazım. gani müjdenin yönettiği tv işlerine bakın vikiden abartı tipler, şive mizahı vs olmayan bir işi yok. komedi diyince bizimkilerin anladığı bu. en yaratıcı olanında işte yabancı turist kafilesi oluyor fakat sonunda türk insanının o misafirperverliği insaniyeti vs. hep bu yabancılardan üstün geliyor yine biz kazanıyoruz veya işte turist ablamız türk oğlanının mertliğine yağızlığına tutuluyor. anadoludaki vatandaşın fantezileri de gerçekleştirilmiş oluyor. romantizm veya drama filmlerinde de işler çok farklı değil. içine köşkler, yalılar, ikea ile döşenmiş plazalar vs koy veya gecekondulu yapcaksan taciz tecavüz serpiştir tamamdır insanların ilgisini çektin yapıştır sonra 200 bölümü. kalite her anlamda yerlerde. yarışma programları zaten apayrı boyutta ben bilmem eşim bilirin ilk çıktığı zamanı hatırlıyorum ajanslardan gelen seyircilere herşeye güleceksiniz alkışlıkcaksınız talimatı vermişler komikmiş gibi herkes herşeye gülüyo bizim millet de izleye izleye kanıksıyor bu programları zaten. o söylediğiniz yabancı başarılı yapımların çıkma ihtimali sıfır türkiyede. o tren kaçtı zaten yetişmiş adam yok o topa giren kanallar yapımcılar vs yok. hem artık entrikalı dramalı dizilerimizi arap ülkelerine, balkanlara, güney amerikaya falan da satıyoruz. yerli halk desen zaten ne versen izliyor ne diye risk alsın ki adamlar. eldeki materyale göre işler çıkıyor, zorlamaya gerek mi var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
Dizileri en fazla 300-400k ile cekiyorlar bolum basi, Netflix en fakir dizisine 3m filan veriyor bolum basi.

Para yok tam olarak. Bir de o adamlar bu paraya 40-50 dakika cekerken bizimkiler 3 saat cekiyor. Ne kalitesi bekliyorsun. Dakika basina dusen anime butceleri bile on kat filan daha fazla.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

vulga said:

gerge'nin cevap op'a yanıt olabilir ama benimkine yanıt değil. yeditepe istanbul, şaşıfelek çıkmazı, yedi numara, tatlı hayat, ikinci bahar, bir demet tiyatro vs. kalite=bütçe değil her zaman


para yok yine senin cevabın aslında, şöyleki bir kaç kişiden bütün sektörü kurtarmasını bekleyemezsin sektörün içindeki bütün elemanların rahat çalışabiliyor olması lazım ki yeni yeni isimler yeni fantastik projelerle çıkabilsin batıda vs olan bu.

yetişmiş adam yok baya palavra sektörün içinde belirli bir kesim çok iyi hem post hem prodüksiyon anlamında ama sektör ilk girenler için sömürünün türkiye'de tavan yaptığı en baba sektörlerden biri olabilir çalıştığın iş saati ve kazandığın para olarak her hangi bir avm işinden çok daha beter vaziyettesin. Bu ne demek, gerçekten hayalleri olan adamların sette 1 hafta geçirdikten sonra skrler diyip işi bırakması başka hayallere koşması durum böyleyken çok bir şey beklememek lazım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

50'lerden sonra başlayan 80'lerin sonrasında coşan yaratma araçlarının kitlesel erişilebilir olmasından kaynaklanan değersizleşme bu.

film çekmek için çıldıran bir grup düşünün. 10 20 tane çekebilsin. nasıl değerlidir o çekilenler.

şimdi film çekmek için çıldıran grup değil her isteyen çekebiliyor. herkes izleyebiliyor.

mainstream. arayın da chaplin bulun artık. yo gerçekten çıkmasını beklemeden arayın artık. böyle olacak. gittikçe de kötüleşecek.

şununla yakından alakalı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

benim bi arkadaş sanat yönetmeni
yabancı bi dizide falan çalıştı, her neyse
geçen bi reklam çekimi vardı yanına gittim
hiç abartısız 200-250 kişi çalışan var sağa sola gidip duruyolar
10-15dk gözlemledim çoğu hiç bişey yapmıyo, 3 lü priz bulun diyor biri 15dk sonra sürüye sürüye getiriyor elemanın biri falan
sordum günlük 300 lira falan alıyo en az alanlar :d
yuh dedim anasını satiyim bi bok yaptıgınız yok 1.5milyonluk bütçe almışlar sağa sola saçıyorlar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şu korsan kafasının düzelmesi lazım. Amerika'da hatalı sollama yapsan 300$ ceza + mahkemeye çıkıyosun. Biz de çorba parasıyla kurtarıyorsun. Kurallara uyan yok, sanatın, sanatçının değerini veren yok. Beğenir beğenmezsin, çıkan her şarkı mp3e dönüyor, Youtube'a zart diye yükleniyor, iki şarkıya 20tl mi verilir ya kafasıyla gidiyor insanlar, kalkıp adam 3 4m'e film çekse daha setten çıkıp torrente düşüyor, herkes de koştur koştur abanıyor. Ha dizileri biz de burada çekiyoruz vs ama Amerika'da öyle değil, adam yakalarsa torenti anasını ağlatıyor, adamın şarkıcısının malikanesi var, envai çeşit arabası var, neden, telifi hayvan gibi kazanıyor. Burası gibi değil. Önce insanları düzeltmek lazım, ondan sonra olur bu iş. Bizden bi Braveheart çıkmayacak ne yazık ki, elin Amerigalısı gelir hikayemizi severse kendi keyfine göre filme çeker izleriz 20 30m dolara, yoksa bizde kimse fikrin değerli bir şey olduğuna inanmıyor. Ha dışarda adam ekmek bulamıyor dizi filme mi para versin, ona da diyecek bişey yok artık...

Ben de reklamcılık yaptım, 6 7 sene, reklam çekimlerinde de bulundum, gerçekten 100 150 kişi çalışır. Boş gibi görünürler ama pek öyle değil. Mesela ışıkçılar, adamlar 7/24 hazır, hayvan gibi ağırlıkta o ışıkları taşırlar kurarlar, 5 saniye çekilir hop yeni yere taşırlar ama o çekimlerde öyle dikilirler, boş gibi görünürler ama boş değiller. Bazı yönetmenlerin kaprisi çoktur, şimdilerde kuyruğunu kısmıştır ama Sinan Çetin'in oturduğu taburenin ıslanmaması için adam çalıştırdı, yağmurlu bir çekimde ara verdiği bir 15 dakika sonrası taburede yağmur damlası yüzünden tabureyi adamın kafasına attığını, çekimi de iptal ettiğini bilirim. Adam içeri girerken Cihangir'deki Plato'ya herkes hazır ola geçiyordu, sen kalk tabureye sahip çıkma, kan alıyordu kan, ego böyle bir şey, öyle dikileceksin sette dese dikilecek insanları vardı. Ha Sinan Çetin'in yanında 3 4 sene çalışan adam da sektöre adam gibi iş bulurdu, o yüzden 3 gün uyumadan Avrupa Yakası montajı yapan köleleri vardı, reklam montajına giderdik de insanlara üzülürdük, 1 ay evine gitmeyen insanlar vardı. Sinema, reklam sektörü en ağır sektörlerden birisi, kazancı çok ama gerçekten zor mesela, egosu tavan yapmış adamlarla dolu, sanatçının kaprisi ayrı, yönetmenin ayrı. Zor işler, dışardan göründüğü gibi el ense g.t parmak değil pek...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

7thBreath said:

para yok yine senin cevabın aslında, şöyleki bir kaç kişiden bütün sektörü kurtarmasını bekleyemezsin sektörün içindeki bütün elemanların rahat çalışabiliyor olması lazım ki yeni yeni isimler yeni fantastik projelerle çıkabilsin batıda vs olan bu.

yetişmiş adam yok baya palavra sektörün içinde belirli bir kesim çok iyi hem post hem prodüksiyon anlamında ama sektör ilk girenler için sömürünün türkiye'de tavan yaptığı en baba sektörlerden biri olabilir çalıştığın iş saati ve kazandığın para olarak her hangi bir avm işinden çok daha beter vaziyettesin. Bu ne demek, gerçekten hayalleri olan adamların sette 1 hafta geçirdikten sonra skrler diyip işi bırakması başka hayallere koşması durum böyleyken çok bir şey beklememek lazım.


yeşilçamın 100.yılında mı ne sinemada gösterime giren yerli film sayısı tavan yapmıştı ki zaten son birkaç senede önüne gelen yan oyuncular kendi yazıp başrol oynadığı filmler çekiyor. vine fenomenleri bile film çekiyor abi neyin parasızlığı bu neyin geçim sıkıntısı. adam sırf yüzü eskimesin diye oyuncuya yaza kadar hiç bir dizide reklamda oynama yazın film projemde seni oynatıcam diye oturduğu yerden ayda 12500 tl para veriyor. gidip de ışıkçıyı set işçisini örnek göstermeyin zor şartlarda çalışıyorlar diye.


@yekeyeke sen de kalite=bütçe diyosun sektörün içinden olduğun için. korsanı mı kaldı artık abi internete düşmesini 2 sene önledin mi tamam zaten kim gidip cd alıyor. yerli torrent siteleri de öyle yabancılarki gibi kaliteli korsancılık yapmıyor. bu iş korsanı önlemekle, gelirleri attırmakla çözülmez. öyle olsaydı en çok gişe yapan/para kazanan filmlerde recep ivedik'leri görmezdik.

set işçilerinin çalışma şartlarının zorluğu ayrı bir konu ki bunu bütçeyi arttıralım daha çok çalışan olsunla çözemezsin. taburesini kurutması için bile paşam adam tutuyor bak sen. verimlilik sıfırsa o kadar adamı lazım olur diye akşama kadar pasta börek yedirirsen ayakta bekletirsen bütçe tabi yetmez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fistan said:

benim bi arkadaş sanat yönetmeni
yabancı bi dizide falan çalıştı, her neyse
geçen bi reklam çekimi vardı yanına gittim
hiç abartısız 200-250 kişi çalışan var sağa sola gidip duruyolar
10-15dk gözlemledim çoğu hiç bişey yapmıyo, 3 lü priz bulun diyor biri 15dk sonra sürüye sürüye getiriyor elemanın biri falan
sordum günlük 300 lira falan alıyo en az alanlar :d
yuh dedim anasını satiyim bi bok yaptıgınız yok 1.5milyonluk bütçe almışlar sağa sola saçıyorlar

iş basvurusunu nasıl nerden yapıyoruz
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fistan said:

arz/talep


hiç arz olmadıktan sonra talep gelmesini nasıl beklersin?

7thBreath said:

para yok o yüzden.

GERGE said:

Para yok tam olarak.


gerçekten paranın olmamasını bir bahane olarak mı sunuyoruz?

Turist Ömer Uzay Yolunda, Karagöz Hacivat Neden Öldürüldü, Kötü Kedi Şerafettin, eğer para yoksa bunun gibi filmler nasıl çekildi?

İlla gidip yeni Star Wars'u çek demiyorum ki... Fujifilm X-T2 veya FDR-AX100E gibi bir alet alıp, bi evde video çekimi yapıp, sonra da bilgisayarda düzenlemek ne kadar para gerektirecek ki? Çok basit bir konsepti, teknik işleri iyi bilen bir ekip izlenebilir farklı filmlere dönüştürebilir. Yurtdışında da ilgi çeker.

Eğer kendine ve yeteneğine güveniyorsan, "ama para yok, o yüzden yapamıyorum" bir bahane olmamalı. Kung Fury gibi gidersin Kickstarter'a, 500bin dolar pledge alırsın, al sana para.
film yapmak için ya da fikrini sonuca dönüştürmek için 500milyon dolar gibi büyük bütçelerin fantazisini kurmaya gerek yok.

vulga said:

gerge'nin cevap op'a yanıt olabilir ama benimkine yanıt değil. yeditepe istanbul, şaşıfelek çıkmazı, yedi numara, tatlı hayat, ikinci bahar, bir demet tiyatro vs. kalite=bütçe değil her zaman


gerge'nin söyledikleri benimkine de yanıt değil ki?
ben diyorum ki düşük bütçeyle kısıtlı alanla film çekilebilir, bizde niye bunu akıl edip hayalini gerçeğe dönüştürmeye çalışan John Carpenter'lar yok, neden artık eskisi gibi fantastik bilim kurgu içerikli filmler çekilmiyor diyorum,
söylediği şey "Netflix'te diziler çok pahalıya çekiliyor".
e iyi de bana ne Netflix'ten :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

talep recep ivedik iken kimse bu sektörde risk alıp devrim niteliğinde filmler yapmaz.

cem yılmaz mesela hala arif ve 216 filmi çekmeye çalışıyor. hokkabaz ya da her şey çok güzel olacak güzel filmlerdi de noldu. gişe de para geldi mi? yoh.

recep ivedik filmleri çok düşük maliyetlerle çekilip ayı gibi para kazandı. hal böyleyken kolpaçino seviyesinin üstüne çıkması zor sinemanın.

birisi gidip 10m bütçeyle hakkını veren kaliteli bir film çekse gişede çıkaramaz parasını.

noluyor işte bu yüzden bir sürü ucuz ucuz sıçmıklar çekiliyor ya tutarsa kafasında. gülünmeyecek absürd komedi ya da duygu sömürüsü odaklı dram filmleri. ortası da işte ara sıra romantik komedi. başka da yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...