Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Auschwitz 70: Drone shows Nazi concentration camp


dasBock

Öne çıkan mesajlar

bu arada zyklon b hakkinda eksi de yazilanlardan..

esasinda zyklon b nin insan uzerinde kullanimi amerikalilar yapmis..meksika sinirinda yakaladiklarini salgin hastaliktan koruyacagiz diye dezenfektan olarak kullanmislar..diger dezenfektanlar da ddt kerosen sulfirik asit mis..tarih 1924..

adi da el paso dezenfeksiyon unitesi olarak geciyormus..

kilavuzu karga olanin..

iste..sonra almanlar soykirim yapti diye debelenin..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yine bu arada zyklon b nin ureticisi if farben..

IG Farben was founded on December 25, 1925, as a merger of the following six companies:[1]

BASF
Bayer
Hoechst (including Cassella and Chemische Fabrik Kalle)
Agfa
Chemische Fabrik Griesheim-Elektron
Chemische Fabrik vorm. Weiler Ter Meer

ki sonradan sarin olsun vietnam savasindaki agent orange olsun bilin bakalim kim tarafindan uretilmis..

+ 18 ve lutfen midesi kaldiramayacaklar bakmasin...










Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

KillJoy said:
hiç mi pozitif mutasyon yok ya.


Kahverengi ve tonu olmayan gözlerin hepsi mutasyon, ilk renkli gözlü mutant insanın kuzey avrupada bi yerde ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Eş seçiminde renkli göz öncelik veriyor, aka neslini devam ettirebilmek için faydalı mutasyon.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

axedice said:

KillJoy said:
hiç mi pozitif mutasyon yok ya.


Kahverengi ve tonu olmayan gözlerin hepsi mutasyon, ilk renkli gözlü mutant insanın kuzey avrupada bi yerde ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Eş seçiminde renkli göz öncelik veriyor, aka neslini devam ettirebilmek için faydalı mutasyon.

Ama es seciminde oncelik tanimasi mutasyonun dogrudan bir sonucu degil ki, oradaki insanlarin psikolojisi ile alakali. Ortadogulu erkekler de beyaz teni cekici buluyor halbuki beyaz ten ortadogu iklimi icin bir dezavantaj.

Faydali bir mutasyon ariyorsak mutasyon ve islevi arasinda dogrudan bir iliski kurabilmeliyiz. Islevsel bir 3. kol faydalidir, ya da kanat faydalidir vb. Goz renginin dogrudan bir islevi yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

3.kol yada kanat faydalıdır demek zaten daha kolay kendini savunman, daha kolay avlanabilmen gibi sonuçlara çıkar. yani axedice'ın dediği gibi sana neslini devam ettirmen için avantaj sağlar. göz rengi de seni tercih sırasında öne çıkardığı için aynı şekilde neslini devam ettirme şansını arttırıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Neslini devam ettirme sansini arttirmasi mutasyonun islevi ile ilgili degil, cevredeki insanlarin tercihleri ile alakali. Beyaz ten bazi iklimler icin aslinda zararli bir mutasyon ama es olarak tercih edilme ihtimalini de arttiriyor, sonuc olarak kalitesiz nesiller meydana getirebiliyorsun. Nesil devam ediyor ama kalitesi dusuyor, devam etmemeye daha da yaklasiyor aslinda.

Cin'de de ayagi cocukken baglanip yamuk yumuk gelisen kadinlari cekici bulmuslar mesela yuzyillarca. Dogustan ayagi deforme kadinlar da guzel bulunacakti belki boylece Cin'de. Halbu ki bu bir sakatliktir, faydali degildir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Nigger_of_the_sand said:

Cin'de de ayagi cocukken baglanip yamuk yumuk gelisen kadinlari cekici bulmuslar mesela yuzyillarca. Dogustan ayagi deforme kadinlar da guzel bulunacakti belki boylece Cin'de. Halbu ki bu bir sakatliktir, faydali degildir.


doğanın onu sakatlık algılaması için doğuştan ayağı oyle olan kadının hayatının zorlaşması gerekir. mesela aç kalması gerekir, barınamaması hastalanması ölmesi gerekir, üremek için ideal algılanmadığından neslinin yok olması gerkir. ama tercih edilen kadın evlenir, kocası bakar doyurur, hatta tercih edilebilirliği yüksek bir özellik ise zengin bir erkek çok iyi şartlar sağlar buna. yani dediğinin aksine hastalık değil aksine üreme şansı artıyorsa, daha tercih edilebilir oluyor, o olumlu bir genetik özelliğe dönüşüyor.

Nigger_of_the_sand said:

Neslini devam ettirme sansini arttirmasi mutasyonun islevi ile ilgili degil, cevredeki insanlarin tercihleri ile alakali.


tercih dediğin şey doğanın,çevrenin sana tepkisi işte. mutasyon derken ondan bahsediyorum. yani renkli gözlü bir kadının erkeğin dikkatini çekmesiyle, beyaz posta sahip kutup ayısının avı tarafından zor farkedilmesi aynı amaca hizmet ediyor; neslin devamı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

imamizer said:

Nigger_of_the_sand said:

Cin'de de ayagi cocukken baglanip yamuk yumuk gelisen kadinlari cekici bulmuslar mesela yuzyillarca. Dogustan ayagi deforme kadinlar da guzel bulunacakti belki boylece Cin'de. Halbu ki bu bir sakatliktir, faydali degildir.


doğanın onu sakatlık algılaması için doğuştan ayağı oyle olan kadının hayatının zorlaşması gerekir. mesela aç kalması gerekir, barınamaması hastalanması ölmesi gerekir, üremek için ideal algılanmadığından neslinin yok olması gerkir. ama tercih edilen kadın evlenir, kocası bakar doyurur, hatta tercih edilebilirliği yüksek bir özellik ise zengin bir erkek çok iyi şartlar sağlar buna. yani dediğinin aksine hastalık değil aksine üreme şansı artıyorsa, daha tercih edilebilir oluyor, o olumlu bir genetik özelliğe dönüşüyor.

Iyi de sakat bir insani cekici bulsak o ozellik sakatlik olmaktan cikmayacak ki?

Tercih edilebilirligin yararli olmasi icin guc, basari, hayatta kalabilirlik araciligiyla tercih edilir olmasi lazim. Sadece goze guzel gelen bir mutasyonun cekicilik uzerinde hicbir kuvveti yok, sadece onun sansi. Mutasyon sadece senin tecavuze ugrama ihtimalini arttiriyorsa faydali degil.

imamizer said:

Nigger_of_the_sand said:

Neslini devam ettirme sansini arttirmasi mutasyonun islevi ile ilgili degil, cevredeki insanlarin tercihleri ile alakali.


tercih dediğin şey doğanın,çevrenin sana tepkisi işte. mutasyon derken ondan bahsediyorum. yani renkli gözlü bir kadının erkeğin dikkatini çekmesiyle, beyaz posta sahip ayının avı tarafından zor farkedilmesi aynı amaca hizmet ediyor; neslin devamı.

Hayir, cunku yukarida da dedigim gibi goz renginin senin tercih edilebilirligin uzerinde hicbir kontrolu yok. Postu beyaz olan bir ayi herkesten daha cok hayatta kalarak, herkesten daha cok beslenerek kendi elleriyle yaratiyor sansini. Gozu mavi olan birinin dogada hicbir farkli islevi yok, goze farkli geldigi icin ve bir sakatlikla ozdelestirilmedigi icin insanlar cekici bulabiliyor sadece. Kamuflaj diye bir super guc var ama mavi goz diye bir super guc yok yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

moriarty said:

nasıl bu hale geldi işler, bu kadar insanın gözü nasıl boyandı bunu okuyun, yalnız bir gecenizi falan alacaktır. kitap kadar uzun. ama bence değer.

zaten bize de ne kadar yakın oldugunu goreceksiniz okudukça. sonumuz benzemesin.

https://eksisozluk.com/entry/56576191


ya şu entry'yi arıyodum heryerde çok sağolasın valla


imamizer said:

abi niye dasaa ya bu kadar yüklenilmiş diye tekrar yazdıklarını okudum da, ne var abi yazdıklarında?

neden önümümüze koyulan dram soslu tarihsel materyali gayet merakla sorgulayınca diğer gözleri yaşlı grup "susar mısın gerizekalı kız ağlıyor şu an!!" tepkisi veriyor ki.

abicim bunu sorgulamakta birşey yok. alman kadar pratik, üretken, çalışkan adamın gerçekten insan oldürmek için o kadar gereksiz işlere gireceğine ben de şüpheyle yaklaşıyorum. öldürmez demiyorum, öldürmüştür, öldürdü ama amacı gerçekten yok etmek olsa neden bu kadar zahmete girsin kemik kırdırsın, ocaklarda yaksın ki. bunun çok daha pratik ve masrafsız yapılabilecek halleri varken üstelik.

koca ülkenin politikası 'yahudileri yok edelim' olarak anlaşılabilirken, 'yahudileri çeşitli fantastik yöntemlerle, yavaş yavaş, zevk alarak öldüresiye işkence edelim, çimlere basanı ise direk öldürelim' demek arasında baya fark var.

savaş dediğin nane kaynakların olduğu sürece sürdürebildiğin birşey. o dönem tüm ülkelerin ürettiği toplam tank top tüfek sayısına batığında insan oha diyor. almanlar 350 bin zırhlı aracı savaş sırasında üretiyor. bizim şu an tsk envanterinde 10 bin zırhlı araç yok öyle diyeyim.

kaldıki 2. dünya savaşı sırasında almanların ilk hamlelerinden birisi demir ikmal yollarını güvence altına almak ve diğer kaynakları temin etmek için norveçi işgal etmek oluyor.

ingilterenin bu savaşta ada olması büyük savunma avantajı sağlıyordu. almanyanın sanayi üretiminin yanına yaklaşamıyordu ancak ingilterenin en önemli gücü akrifa ve ortadoğu ülkelerinde sömürgelerinden elde ettiği sınırsız kaynaktan geliyordu (iş ve asker gücü de dahil). savaşın afrikaya sıçraması büyük oranda bu yüzden. rusya zaten malum, savaşa katılan diğer devletere göre misliyle kayıp vermesine rağmen nüfus gücüyle kazandı savaşı.

herneyse sonuç olarak müthiş bir kaynak savaşı var ortada.

yani demek istediğim olay sırf kaynak yönetimi, sanayi üretimi üzerine kurulu iken birilerinin fantazi yöntemlerle öldürmek için on binlerce insanın beslenip barındırıldığı koca koca tesisler yapmasını ben de sorguluyorum. şu adamları götürüp bir kömür, demir madeninde niye çalıştırmamışlar? neden fabrikalara, tersanelere işçi yapmamışlar ben de merak ediyorum. hani bu konuda da yazılmış farklı kamplarda üretimde kullanıldığı. demekki öyle bir uygulamaları da var. e peki milyonlarca kişiyi neden öldürdün ve daha yüklü miktarda iş gücünden faydalanmadın?

o yüzden bu olaylarda büyük spelkülasyon ve abartma var diye düşünüyorum. aha güncel örneği yukarıda tırnak izleri gördüm etkilendim diyor, gerçek bile değilmiş halbuki.

ekleme: ha bi de o kemik kırma olaylarını daha önce duymuştm. ama orada daha iyi yansın yorumunu ben gayet duygusal buluyorum. tıpkı sırf eziyet olsun diye ocaklarda yakıldığının düşünüldüğü gibi.

benim bildiğim kadarıyla bu insanlardan geriye kalıntı kalmaması isteniyordu. toplu mezarlar, kemikler gibi ileride sorun olacak, baş ağrıtacak, delil olacak şeyler geride kalmasın isteniyordu. o yüzden kemikler kırılıp ocaklarda yakılıyordu (aslında yandıktan sonra kalanlar kırılıyor diye okumuştum sanki ama farketmez). yoksa bir yahudiyi trenle kampa getirip oraya yerleştirip beslemenin maliyet 1 mermiden çok çok daha fazla.


inan gidip görseniz şu fikirleriniz değişir. dışardan okuyunca izleyince çok bi anlam ifade etmiyor. grey zone filmini de mutlaka izlemelisin. o dönemi çok güzel anlatıyor.

öte yandan daha önce de dediğim gibi Birkenau bir ölüm kampı ancak diğer kamplarda durum farklı. dediğim gibi Dora'daki yer altındaki şehirde (bak şehir diyorum 1.5 saatte %2'sini gezebildik) binlerce yahudi roket imalatında ve tünel kazım işlerinde kullanılıyor. keza Buchenwald da öyle. yani buradaki mahkumlar değerlendiriliyor.

üstteki konuya da açıklık getireyim. ölü bedenlerin kemiklerini Kapo'lar kırıyor. Kapo'lar yahudiler arasından seçiliyor. Bunlara biraz daha imkanlar sağlanıyor (Grey Zone'da yine geçiyor bu). sigara içebiliyolar kendi odaları var tuvaletleri var. kısacası imkan karşılığında kendi toplumunu satmış insanlar. ha bunları da öldürüyolar sonunda ama bilmiyolar başlarına gelecekleri. zaten filmde de anlattığı gibi bi müddet sonra Kapo'lar da öldürüleceklerini anladığından ayaklanıyor ama bastırılıyor. kısacası almana giren çıkan şey minimumda. beslenme diyorsun sanma ki bu adamlara özel salonlarda yemekler sunuluyor. demir kapta bi tas yemek işte.
şu linkteki herşeyi auschwitzte görebilirsin.
http://www.scrapbookpages.com/AuschwitzScrapbook/Tour/Auschwitz1/Auschwitz11.html

ha bu arada neden dasaa'ya yüklenildiğini anlatayım. koca bi kitleyi yönetmiş ve soykırım yaptırmayı başarmış bi topluluğa salaklar işte ya deyip geçmesi. emri altıntaki 10 elemanı yönetebiliyomudur acaba işyerinde. çalışıyosa tabi. o aptal denen psikopatlar Birkenau'da ne yapmış biliyor musun? gaz odalarında öldürdükleri insanların saçlarını kullanıp nazi kıyafeti ve çuval imal etmişler. (linkte var yine) yahudiden sabun yaptılar söylemi pek de hayali değil yani. verimsiz denen kamplarda bunlar dönüyor. o yüzdne fırsatınız varsa gidip görün o verimsiz kamplarda adamlar neleri düşünmüşler. sana yüklenmiyorum bu arada yanlış anlama postlarının takipçisiyimdir :) <3

imamizer said:

Sotto said:

Korkunc olansa aslinda bunun cok da eski olmamasi, 1940 dedigin 70-80 sene oncesi, bir omur. Hani insanligin o noktadan buraya geldigini gormek sevindirici mi yoksa bunlarin daha yeni olmus olmasi dusundurucu mu bilemedim.


1994 yılında dünyanın gözü önünde ruandada 3 ay gibi bir sürede yaklaşık 1 milyon insan öldürüldü. gayet çoluk çocuk palalarla sokaklarda parçalandı. gaz odası gayet merhametli duruyor orada yaşananlar yanında.


imamizer said:

Sotto said:

Korkunc olansa aslinda bunun cok da eski olmamasi, 1940 dedigin 70-80 sene oncesi, bir omur. Hani insanligin o noktadan buraya geldigini gormek sevindirici mi yoksa bunlarin daha yeni olmus olmasi dusundurucu mu bilemedim.


1994 yılında dünyanın gözü önünde ruandada 3 ay gibi bir sürede yaklaşık 1 milyon insan öldürüldü. gayet çoluk çocuk palalarla sokaklarda parçalandı. gaz odası gayet merhametli duruyor orada yaşananlar yanında.



sadece ekstra bilgi olarak vermek istiyorum. Birkenau'daki gaz odalarına 700er kişi tıkıyolarmış. asıl amaç ise şu: gazı ortaya çıkaran kimyasal yüksek sıcaklıkta tepkimeye giriyormuş. adamlar odanın tepesindeki camı açıp 3 5 kutu bu katı haldeki maddeden boşaltıyor adını hatırlamıyorum. verimsiz denen alman zehirli gazı ortaya çıkarmak için alev kullanmamış. odaya 700 kişi doldurulmasının sebebi bu ki bu hakkaten bi oda. o kadar küçük yani rakama bakılınca. 700 kişinin aynı odada soluması sonucu 3 4 dakika içinde katı haldeki zehir artan sıcaklıktan ötürü (vücut ısısı + kapalı alanda soluma) tepkimeye giriyor. kısacası içerdeki yahudiler kendi kendini öldürüyor. yine yahudi kapolar geliyor ölü bedenleri araçlara yükleyip yahudilerin çalıştığı krematoryumlara götürüyolar. 0 maliyet. kampı inşa eden çalışan kendini öldüren ve yakan hep yahudi.



Kendi mantigimla aciklamaya calisayim: Olayin icinde olan insan, daha sonra olaya disaridan bakan perspektife sahip degil. Basina ne gelecegini bilmiyor olabilir, ya da durumu kontrol edebilecegine, kendi sansini kendi yaratacagina inaniyor olabilir. Yahudilerin basarili insanlar olusu onlari isadami, tuccar, bilim adami, sanatkar gibi konumlara getiriyor ve bu insanlardan muhtemelen cogu hayat standartlarini ve pozisyonlarini sadece kaldiklari yerde koruyabilir. Bir sonraki gun tutuklanacagini bilmiyor ise, kalmayi gitmekten daha risksiz bulabilir cogu. Ki konumlari sabit durduklari yere bagimli olmayan bazi sanatci ve bilim adamlari gidiyor da aslinda, ama isadaminin gitmesi zor. Ayrica Almanlar'in oldurdugu Yahudiler'in cogu Almanya disindan. Yani Alman Yahudileri'nden kacan olmustur yine.




şu benim da aklımı kurcalayan konu ama başka bi açıdan. cevaplayamadığım bi konu. nazi askerlerinin belki de büyk bi kısmı başka seçenekleri olmadıklarından ötürü itaat etmek zorunda kaldılar. ama aralarından sadece bikaçı (schindler gibi) itaati bozdu. bilemiyorum.


dana22 said:

bu arada mengele ve deneyleri..

Kendisi 4 gün boyunca aç bir şekilde trenlerle kampa gelen Yahudiler arasında inceleme yapar, sağlam olanları ayırır, kendisine göre çürük olanları ise gaz odalarında ölüme yollardı. Bu sağlam Yahudiler üzerinde ise deneyler yapardı. Bazı deneyleri ise şunlardı;

Bir insanın basınca ne kadar dayanabildiğini öğrenmek için güçlü Yahudileri yüksek basınç odalarında iç organları patlayana kadar tutmak (bu sayede Alman paraşütçülerinin ne kadar basınca dayanabildiğini tespit ediyordu),

Alman kamuflajlarının ne kadar soğuğa dayandığını test etmek için fiziken güçlü ve önceden doyurulmuş Yahudi mahkumlara kamuflajları giydirip onları içi buzlu su dolu küvetlerde bekleterek kaç dakikada öldüklerini izlemek (bu sayede Alman birliklerinin Norveç saldırısında buzlu su içinde kaç dakika dayanabileceklerini test ediyordu),


Mahkumun midesini, mahkum hiç bir anestezik yönteme maruz bırakılmazken çıkartıp, yemek borusuyla ince bağırsağı birleştirerek bu şekilde yaşayıp yaşayamayacağını hesaplamak (bu deneyi onlarca kez tekrarladığına dair bulgular var),

Kadınların şiddet dayanım noktasını bulmak için cinsel organlarına elektrik vermek,

Farklı kan gruplarındaki insanların kanlarını birbirlerine transfer ederek mahkumlar üzerindeki etkilerini incelemek (bu sayede farklı kan grupları arasında transfer olasılığını gözlemliyordu),

İnsanların boylarını uzatmak için mahkum bir cüce ile normal bir insanın bacaklarını kesip, normal insanın bacaklarını cüceye dikmeye çalışarak bacakları kullanıp kullanamadığını gözlemlemek,

Yapışık ikizleri ayırmak, ayrık ikizleri yapıştırmak... ve daha niceleri.

sacma gelecek ama tip bilimi soguk sok vs ile bilgilerini bu mengelenin yaptigi deneylere borcludur..


benzer deneyler japonyada da yapılmış ismini hatırlayamıyorum ne yazık ki. ilgini çekiyorsa araştırabilirsin. bu arada mengele ve karısı ilk kampta yahudilerin hizmetini kullanarak krallar gibi hayat sürüyomuş. savaş bittiğinde ikisini de kampın içindeki evlerinin önünde asmışlar. darağacı hala duruyor.

Grego said:

hep gitmek istemişimdir ya.

dasbock, biraz da nasıl gidildiğini, tur, rehber, varsa orada shop, gidiş dönüş süresi, yakında gidilebilecek yerler vs bilgiler versen ya.

vereyim tabi Grego. Auschwitz Krakow'a yakın. biz arabayla gittik 1 saate yakın sürdü yol. o yüzden inan toplu taşımayla nasıl gidilir bilmiyorum.

Auschwitz'i gezmek tamamen ücretsiz. devlet böyle bir utançtan para kazanmıyor elbetteki. ancak şöyle bişe var: ben detaylı bilgi alayım dersen ya rehberli tura katılıyosun yanında kulaklık veriyolar herkes duysun diye. bunun medeli 7 euroymuydu neydi. amaç rehberleri finanse etmek. gayet güzel ingilizce konuşuyolar bu arada. pek çok dil seçeneği de var. toplam tur 4 saate yakın sürüyor. ilk önce 1.kampa götürüyolar. şu koşulların "daha iyi" olduğu kamp. daha sonra ücret dahilinde otobüsle alıp Birkanu'ya götürüyolar. kampın içerisinde sigara içecek gibi basit itemları satan dükkanlar var ancak yemek yencek yer yok. ben elime kitabı alır giderim diyosan yine söylüyorum giriş ücretsiz. çevresinde bişe yok kampın sadece evler var ki insanlar orada nasıl yaşar bilmiyorum. en yakın büyük yerleşim birimleri Krakow ve Katowice. yalnız Krakow çok basık ve bayık bi şehir. Wroclawı gördüktne sonra büyük hayal kırıklığı yaşatmıştı bende. türkiyeden en kısa yol uçakla krakow kiralık araçla auschwitz olur heralde.


Baggio said:

imamizer said:

Sotto said:

Korkunc olansa aslinda bunun cok da eski olmamasi, 1940 dedigin 70-80 sene oncesi, bir omur. Hani insanligin o noktadan buraya geldigini gormek sevindirici mi yoksa bunlarin daha yeni olmus olmasi dusundurucu mu bilemedim.


1994 yılında dünyanın gözü önünde ruandada 3 ay gibi bir sürede yaklaşık 1 milyon insan öldürüldü. gayet çoluk çocuk palalarla sokaklarda parçalandı. gaz odası gayet merhametli duruyor orada yaşananlar yanında.


Gaz odası dediğin şeyin gazı öyle uyutarak öldüren doğalgaz veya karbonmonoksit gibi bir şey değil, Zyklon-B denen ve böcek ilacı deneylerinde keşfedilen bir madde. Yoğun maruz kalınca insanlar bazı maddeler nedeniyle içten-dıştan yanarak, gözleri mahvolup ciltleri eriyerek, içerdiği siyanür nedeniyle de ayrıca sinir sistemleri iptal olarak ölüyorlar. Bu süreç de 10-15 dakika sürüyor, öyle saniyeler değil. Vücutlarını kontrol edebildikleri sürece duvarları döverek ölüyorlar, başta "duş almaya" gittikleri söyleniyor falan, psikolojik olarak da inanılmaz bir dehşet.

O zamanlar en azından haberleşme ve medya günümüz seviyesinde değildi, ayrıca hükümetin tersine propaganda yapmak için koskoca bir bakanlığı vardı ve toplama kamplarının içeriği konusunda ciddi yanlış bilgilendirme yapılıyordu. Dünya geneline baktığında da ibnelik bildiğin yasal suçtu, kölelik serbestti, sömürgecilik serbestti, kadınların seçme-seçilme hakkı yoktu falan filan. Komple geriydi yani dünya.

Şimdi öyle değil, uydusu da var, drone'u da, hayvan gibi medyası da. Etik konusunda da ciddi yol alındı, sorsan herkes modern falan, ama hala dünyanın dört bir yanında zulüm ve gizli sömürgecilik var. O yüzden günümüz genel durumu daha kötü bile denebilir bence. Güçlüysen haklısın.



eridikleri konusunda bişe denmedi sadece sinir sistemini iptal ederek öldürüyor 10 15 dakika içinde dendi ama bilmiyorum olabilir de. bu arada dediğinde haklısın. kapolar yahudileri bir ön odaya sokuyor banyoya gidiyorsunzu diyerek. burada değerli eşyalarını alıyor ve çıplak olarak gaz odalarına sürüyor. grey zone'u izleyin abi işte çok detaylı anlatılmış orda :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

how its made hitler..konulu bir suru belgesel de vardi..

@dasbock..deney gibi degil de cinlilere karsi japonlarin yaptiklari var..unit 731 diye geciyor..kimyasal olsun biolojik olsun..bu arada mengele 1979 da brezilya da yuzerken ayagina giren kramp ile bogularak oldu..koclar gibi de yasadi..o kampta baska da kimseyi oldurmediler..savas mahkemeleri kuruldu infazlar baska yerde yapildi..diye biliyorum..

arti yasarlar hatta tarim bile yaparlar..teknik olarak baktiginda cilgin verimli arazi kolay kolay da gitmez verimi..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

moriarty said:

nasıl bu hale geldi işler, bu kadar insanın gözü nasıl boyandı bunu okuyun, yalnız bir gecenizi falan alacaktır. kitap kadar uzun. ama bence değer.

zaten bize de ne kadar yakın oldugunu goreceksiniz okudukça. sonumuz benzemesin.

https://eksisozluk.com/entry/56576191


abv, sabah 9'dan beri okuyorum, aradaki ufak molaları saymazsak şu saate kadar başka hiçbir şey yapmadım. :D bitti çok şükür sdf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben çok araştırmadım, bilmem de ama koreli çalıştığımız insanların japonlara karşı apayrı bir nefreti var. Asya'nın en savaşçı ülkesi diyorlar, sanırım koreyi köleleştirmeye falan da çalışmışlar. Hatta geçen sene Koreli bir deniz generalinin 300vs30 gemiyle kazandığı bir film yapmışlardı, 40 milyonluk ülkenin 32 milyonu filmi izlemiş. Çok garip bu asya ülkelerindeki insanlar da. Biz kendi tarihimizle kavga etmekten güzelliklerini yaşayamıyoruz, adamlar full force mutlular, barışıklar tarihleriyle. Bizi hep kendi insanımız vurmuş ondan herhalde...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

=)) said:

dasaa ya döndükten sonra birşeyler olmuş


yoo dasaaa hep böyleydi. böyle olmasında da hiç sorun yoktu. ne çabuk unutuyosunuz-gaza geliyosunuz?. dasbock üyelik tarihinin gösterdiği gibi yeni bi arkadaş sanırım pek tanımıyor burdaki insanları ve tarzlarını. başka bir topiktede dalyarak demiş adama. burda da eşek değneğimi ne bişeyler diyor. sebebide nazi kampında neden yararlanmayıp öldürmüşler mahkumları diye sorgulaması adamın. hayır inanılmaz olan aaa dasaa çok ayıp felan demeniz.

yahudi soykırımı olunca konu, herşeyi okuyup edip en sonunda şu filmi izlemek lazım

http://media.sinematurk.com/film/d/11/d2f059c10093/22118_4.jpg
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dasaa'ya olan tavrım diğer konularla birlikte her bir ski kendisi en iyi bilirmiş gibi üzerime oynaması. online oyunda aimbotlu oyuncuyu "cuz hes good man" diyerek savunanlar gibi boyle gevşekleri savunuyosanız sizin bileceğiniz iş. gördüğün gibi konuya attığı yorumdan beri hep mevzu buna dönüp geliyor postlarını okursan ortalığı karıştırmak için çabaladığını farkedersin.

insanlar dalyaraklık yapıyosa bunu dile getiririm kusura bakmayın. 55bin mesajı olan adam hala ergen ergen tavırlar takınıyosa alıp bağrımıza mı basalım? efendi gibi tartışmayan adama taviz verecek yaşı 18. doğum günümde terk ettim.

neyse rica ediyorum konuyu yine şu herife getirmeyin. tarihi tartışacaksak tartışalım konu daha fazla kirlenmesin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

işte bende sana diyorumki üzerine alınıyosun. senelerdir tavrı tarzı bu, hep ve herkese böyle davranır. sana özel değil. ve bugüne kadar kimseyle kişisel bi kavgası olduğunu görmemiştir kimse. birisinin alınıpta gevşek mevşek diye hakaret ettiğinide görmedik hiç.

devam edebilirsin tarihi konuna
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Yahudileri öldürürken Nazilerin karşılaştığı en büyük sorun yön­tem sorunuydu. Almanya'da yalnızca 500.000 Yahudi vardı, ama bü­
tün Avrupa'da sayıları ı ı milyona ulaşıyordu. En fazla Yahudi, Al­
manların ı941 ve ı942 yıllarında işgal ettikleri Polanya ve Rusya
topraklarında yaşıyordu. Bu kadar Yahudinin nasıl öldürüleceği bir
problem olarak ortada duruyordu.

Ölümü kurbaniara götürmek mi, yoksa kurbanları ölümlerine gö­
türmek mi daha verimliydi? Naziler her ikisini de denediler. Başlan­
gıçta Yahudilerin yaşadığı yerleşimiere ölüm mangalarını yolluyorlar­
dı; bu mangalar Yahudileri yakındaki tarlalara götürüyor, burada
kurşuna diziyorlardı. Ayrıca kamyona benzeyen özel idam araçları da
vardı. Askerler 60 kurbanı bir araca dolduruyor ve aracın egzoz ga­
zını içeri veriyorlardı. Savaşın başlarında yapılan işten hoşnut bir mü­fettiş, böyle üç kamyonun "herhangi bir mekanik arıza belirtisi gös­
termeksizin 97.000 işlem gerçekleştirdiğiri" söylemişti.

Naziler sonunda en iyisinin kurbanların ölümlerine götürülmesi
olduğunu anladı. Yahudileri topladılar, yük vagonlarına tıktılar, kur­
dukları transit gettolarına veya çalışma kamplarına götürdüler, pislik
içinde yaşattılar, ölesiye çalıştırdılar, aç bıraktılar ve soğuktan donma­larına göz yumdular.

Bu cinayetleri işleyenler sıradan askerler ve sivillerdi. Kendilerini,ağır ama yapılması gereken bir işi yapan ahlaklı Almanlar olarak gö­rüyorlardı. "Nakletmek" veya "gazla zehirlemek" gibi ifadeleri ke­sinlikle kullanmıyorlardı, yaptıkları işleri "özel işlem", "yerleştirme"ve "tasfiye" gibi süslü ifadelerle anlatıyorlardı


yani zahmetsizce toplamadan direk öldürmeyide denemişler. boldladığım yer the reader filminin konusu işte.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben de sana diyorum ki aç benim yanıt verdiğim konuların hepsinin altına ne yazmış oku 2 post önceye gidip nasihat vermeyin kimseye aquila da rahat adam ancak verdiği cevaplar haddini aşmıyor, anlatabiliyor muyum?. sen de devam edebilirsin takındığın tavra.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...