Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

31.12.2015 budapeşte'ye GİDEMEME hikayem


-Deno-

Öne çıkan mesajlar

uzun bir yazı olacak, o yüzden öncelikle herkese iyi seneler diliyorum; sağlık, mutluluk, şans, huzur falan klasik. bu sabah 11.50'de THY uçağı ile budapeşte'ye, 7 arkadaşımın yanına gidecektim. her ne kadar biletinden vizesine her şey son dakikaya kalsa da geçen hafta itibarıyla hazırdım gitmeye. 30 aralık tarihinde istanbul'da başlayan yoğun kar yağışı ve peşi sıra gelen 142 iptal edilen uçuş sonrası aslında pek de umudum kalmamıştı gitmeye. ama bugün sabah itibarıyla rötar dahi yememiş bir şekilde, saatinde kalkıyor gözüküyordu uçak.

neyse efendim, 8'de yoğun kar altında düşe kalka karşıya geçip atatürk havalimanına vardım. buraya kadar güzel her şey. bavulumu falan da verdim. duty free'de biraz gezinmece sonrası kapıma geldim. tabi ki içerisi ağzına kadar dolu, ama metrobüs çocuğu olduğumuz için bu tip durumlara alışığız. gate'e geldim, fakat o da ne gate'de amsterdam yazıyor. öğrendim ki bizim uçak rötar yemiş ancak birçok uçak gibi benim uçağıma da herhangi bir anons/uyarı yapılmamış. baktım 1 saat rötar. hop tekrar duty free'de parfüm koklamaca ve d&r faslı. neyse saat 12.50'ye doğru tekrar geldim geri. ufaktan karınlar acıkmaya başladı tabi ama uçakta yerim diye düşünüyorum. başladılar aynı anda amsterdam ve cenevre de gözükmesine rağmen bizim budapeşte yolcularını almaya. bindik servise, uçağa doğru gidiyoruz. ben hala hoth gezegenine dönmüş havaalanında nasıl bu kadar iyi gidiyor her şeyin şokundayım. neyse, servis uçağa varamadı. yarım saate yakın öylece durduktan sonra, tekrar kapıya geri geldik. işte film burda koptu.

yeniden 1 saat rötar yemişiz, bu sebeple uçağa henüz binmediğimizden yolcular olarak gerisingeri gate'e getirildik. peki. içeri alınmadık. baya baya alınmadık. apron olarak geçen, gate ile pist arasındaki açık havada bulunan alanda bekletildik. baya bir bekledik burda. bu sırada yolcular haklı olarak kavga etmeye başladı kapıdakiler ile. ben de dahil oldum eli mahkum bu kavgaya. konu da şu, havanın kötü olduğu ve uçuşa elverişli olmadığı apaçık ortada. yüzlerce uçak iptal olmuş, rötar yiyenler kalkacak mı belli değil. diyoruz ki iptal edin, paşa paşa çıkalım gidelim hazır yol yakınken. yok. gak guk. derken içeri alındık, hiç olmazsa kapının arka tarafına. ne kadar bekledik hatırlamıyorum, hiçbir thy yetkilisi gelmeden yeniden servise bindirildik ve uçağa götürüldük. bu sırada saat 15.00 falan. uçağa bindik, yerleştik, herkes gerildiği için şaraplar, biralar söylendi, az biraz parmak kadar yiyecekler ile karnımızı doyurduk.

derken arka arkaya pilot'tan şu aksak, şu çalışmıyor, şu bozuldu anonsları gelmeye başladı. saat 17.00 gibi, 2 saat öylece uçakta bekledikten sonra pilot bu sefer "çok durduk, üstümüze chemical sıkacaklar, burnunuza da chemical kokusu gelebilir hehe" çekti. bu sırada yolcular olarak gerilim tavan yapmış vaziyette tabi. en sonunda az biraz hareket etmeye başladık, derken yolculardan biri panik atak geçirdi. panik atak geçirmesine de hostes ile dalaşması sebebiyet verdi. bunun üzerine bir anons daha geldi, bu yolcuyu bırakmak için güç bela geldiğimiz pistteki yerimizi terk ederek en başa dönülmesi gerekiyordu.

bunun üzerine yine ben de dahil yolcuların yarısı "çekerim emaneti, s....m thy'yi" çekmeye başladı. ve inmeye karar verdik bu yolcu ile. bunun üzerine bazı süper zekalı yolcular "ama bizim gidişimizi engelliyorsunuz" gibi bir iki bişi saçmaladılar. bunu söyledikleri sırada uçak 5 saat rötar yemiş vaziyette, kalkacağına dair hiçbir umut ışığı yok, bir yolcu panik atak geçirmiş ve ambulans vs. kesinlikle gelmiyor, ve öncesinde olanlar. neyse, saat 18.00'i geçmişti ki ambulans ve polis geldi. polis "inemezsiniz" gibi konuşmaya başlayınca polis'de wrath of passengers'ı gördü. bu sırada kaptan kesinlikle hiçbir açıklama yapmayıp kabinden çıkmıyor.

buraları da bir şekilde atlattık, bu sırada fellowship of the passengers kuruldu. insanlar birbiri ile arkadaş oldu, telefonlar falan alındı. sonra işte havaalanına getirildik. burada tabi ki pasaporttan geçişimiz yine 1 - 1.5 saati buldu bindiğimiz uçak kalkmadan inmek durumunda kaldık diye. pasaport fotokopileri, şunlar bunlar derken sanırsam 20.00 gibi havaalanına geri girdik. tabi ki biz de dahil olmak üzere zibilyon tane insanın uçuşları iptal olduğu gibi, bavullarımız da ortada yok. kayıp bürosundan öğrendik ki bagajları bugün alma şansımız falan yok, anca kargo ile gelecek. benim gözlük ve cüzdan dışında ev anahtarımdan şarj aletime kadar her şeyin bavulda olması cabası tabi. neyse, bir şekilde bulunup eve gönderileceğine dair rapor tutuldu. sonra da 1 saat thy ile kapışıldı, bir şekilde para iadesini aldım ben, tur ile gelen çok insan olduğu için onların durumunu bilemiyorum. finalde de kar fırtınası altında metrobüs ile evime vardım. babam evde yok, annem bugün sabiha'dan kalkan uçak ile italya'ya gitmeyi başarabildi. home alone oldum yani.

23.00 gibi eve dönebildim. dönerken sinirden evin yakınlarında bahçeye dikilmiş ne olduğunu anlamadığım tahta bir şeye yumruk attım. onun da kırılacağı tuttu, elime gacırt diye kıymık girdi. fakat efsanevi nursery yeteneklerimi kullanarak, yeni yıla toplu iğnenin ucunu çakmakla yakıp sağ elimdeki kıymığı çıkararaktan girdim. umarım başka kıymıklar elime girmez.

ne diyelim, geçen 3 senede de sayımlar vs. yüzünden saçma sapan giriyordum yılbaşına, bu sene olmaz diyordum ama beterin beteri varmış. bugün tanıştığım ve son dakikaya kadar beraber takıldığımız yolculara selam olsun. hakkını arayan, temiz yürekli insanlar ile tanıştım. herkesin tek istediği, en baştan bu uçuşun iptal edilmesi idi, kimse budapeşte'ye bu kadar uçuş iptal edilmişken ve böyle bir hava varken gidebilmeyi beklemiyordu zaten. ama bize yaşatılanlar, çektiğimiz dert ve tasanın haddi hududu yok.

sonuç: merry fucking christmas.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eyjafjallajökull patladigindada avrupa hava sahasi iptal olmustu :3

gecmis olsun ama risk budur demissin direk, arabaya bile binilmez bu havada gectim ucagi. ucurmamalari en guzeli ole badem biyiklinin bakim yaptigi ucagi bu sartlarda kaldirmamalari gerektigini kendileride biliyorlar :D

WE ARE TURKIS AIRLINES, WE ARE GLOBALLY YOURS (locali karistirma)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...