Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İngiltere'ye kediyi götürmek


Baggio

Öne çıkan mesajlar

Merhaba arkadaşlar,

Birkaç ay sonra İngiltere'ye turistik geziye gideceğiz. Kedimizi de götürmek istiyoruz. Bununla ilgili sorularım var.

- Mikroçip uygulaması gerekiyormuş ABD ve AB'deki gibi. Fakat bunun standardına uygun mikroçip nerelerde takılıyor, her veterinerde var mı?
- Bu mikroçiplerin kaydı herhangi bir bakanlığa ya da uluslararası sisteme giriyor mu, yoksa ülkeye girerken her ülke kendi ayrıca mı kaydediyor?
- Kimi ülkeler boyundan, kimi ülkeler vücudun başka bir yerinden çip standardı belirlemiş. Birini yaptırınca diğer ülkelere sokamayacak mıyız ileride, ya da iki çip birden mi takılacak hayvana, nedir bunun standardı?
- Çipin ardından alınan pasaport için de aynı şekilde, nereden alınıyor ve standardı/uluslarası geçerliliği nedir? Zaten (sözde) uluslarası olan ve tüm aşılarının yer aldığı bir kimliği var ama öyle mikroçip ID'si falan gibi bir bilgi alanı yok, kezban bir belge, tükenmez kalemle falan doldurulmuş.

Özellikle daha önce (2005 sonrası sanırım) yurt dışına evcil hayvanını çıkarmış olan varsa tecrübelerine ihtiyacım var.

Teşekkürler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hadi özlemeyi geçtim de hayvanı 1 hafta bizsiz bırakıp psikolojisini bozmak istemiyoruz, o kadar uzun süre pansiyona da bırakamayız hepten depresyona girer. Tatil için değmezmiş ama yani, zaten 3 ay diyorsun. İlla birilerine yük edeceğiz demek ki.

Hadi onu geçtim, yarın öbür gün kalıcı gitmeyi kafaya koysak birine vermeyiz hayatta, elbet bir şekilde götürmek lazım. Onun için prosedürü öğrenmek istiyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

alışsın bence hayvan bu kadar ayak bağı olmasına gerek yok. birine bırakın yada eve bırakın artık hangisi kedine daha uygunsa. anahtarı vereceğiniz birisi gelip kontrol edip mamasının suyunu versin. tabiatı gereği zaten solo takılan hayvanlar zaten köpek gibi sosyalleşme ihtiyaçları yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şöyle bir şey buldum ama.

http://www.vetelite.com/merak-ettikleriniz/going-abroad

Yurtdışı Pet

Kliniğimize özellikle tatil sezonunda en çok gelen sorulardan biri yurtdışına çıkış işlemleri.

“Yurtdışına çıkmayı düşünüyorum, fazla uzağa değil, örneğin Yunanistan’a gideceğim, minik dostumu da yanıma alamaz mıyım, alt tarafı bir saatlik bir uçak yolculuğu “ diyor olabilirsiniz. Ne yazık ki yasal işlemler bu kadar basit değil, özellikle de söz konusu Avrupa Birliği ülkelerinden birine giriş ise.

Avrupa Birliği ülkelerine evcil hayvanınızla giriş işlemleri diğer ülkelere nazaran daha meşakkatli. Aslında işlemler çok zor değil, ancak yasal bekleme süreleri nedeniyle bu tür seyahatleri aylar öncesinden planlamak ve buna göre hazırlık yapmak gerekiyor.

Öncelikle evcil hayvanınıza kuduz aşısı yapılması ve bir mikroçip uygulanması gerekiyor. Petinizin geçerli bir kuduz aşısı varsa, aşıyı tekrarlatmanız gerekmiyor.

Mikroçip uygulama işlemi bir enjeksiyon kadar kolay ve kısa sürüyor. Bünyesinde sadece bir kod barındıran pirinç tanesi büyüklüğündeki mikroçipler, özel bir enjektör yardımıyla deri altı enjeksiyon şeklinde uygulanıyor. Çok kısa bir işlem olduğu için, kuduz aşısını yaptırırken mikroçipini de taktırabilirsiniz. Aslında mikroçip uygulamasını sadece yurtdışına çıkış için değil, petinizin kaybolması gibi durumlar için bir önlem olarak da kesinlikle öneriyoruz. Çünkü mikroçip uygulandıktan sonra petinizin bilgileri internet üzerindeki bir kimlik kayıt sistemine kaydediliyor. Böylece petinizin kaybolması gibi bir durumda, bulan kişinin bir veteriner kliniğine veya barınağa başvurmasıyla bir tarayıcı cihaz yardımıyla mikroçip içindeki koda ve dolayısıyla kimlik kayıt sistemindeki bilgilerine ulaşılabiliyor ve siz de minik dostunuza kavuşabiliyorsunuz.

Yurtdışına çıkış işlemleri için gereken kuduz aşımızı yaptırdık, mikroçipimizi uygulattık. Şimdi sırada kuduz antikor titre testi var. Bu test sadece akredite bir laboratuvarda yaptırılabiliyor ve şu an için ülkemizdeki tek akredite laboratuvar Ankara’da bulunuyor. Ama endişeye gerek yok, çünkü tüm veteriner klinikleri bu işlemlerde size yardımcı olabilir. Sizin tek yapmanız gereken, kuduz aşısı yapılan tarihten en az 30 gün sonra, evcil hayvanınızı son yapılan kuduz aşısının ve mikroçip numarasının işlenmiş olduğu aşı karnesi ile birlikte bir veteriner kliniğine götürmek. Veteriner hekiminiz test için gerekli olan kanı alacak ve numunenin uygun saklama koşullarıyla akredite laboratuvara ulaştırılması için yardımcı olacaktır.

Tüm bu işlemleri bir günde yapabiliriz, neden çok önceden plan yapmalıyız diye düşünüyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada asıl sorun olan bekleme süreleri çıkıyor karşımıza.

Kuduz antikor titre testi için gerekli olan numune, kuduz aşısı yapıldıktan en az 30 gün sonra alınabiliyor. Ayrıca test tarihinden itibaren AB ülkelerine giriş için de en az 3 ay beklenmesi gerekiyor. Bu durumda eğer evcil hayvanınızın önceden kuduz aşısı yoksa 4 ay, var ise de 3 ay civarı bir süreye ihtiyacımız oluyor.

Son olarak da petiniz için Uluslararası Sağlık Sertifikası almanız gerekiyor. Bu evrak için Erenköy’de bulunan İstanbul Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğü’ne evcil hayvanınızla birlikte gitmeniz gerekiyor. Buradaki işlemler de bir gün içinde yapılabiliyor, ancak işlemin yola çıkmanıza çok yakın bir tarihte yapılması gerekiyor, çünkü bu sertifika alındıktan sonra gideceğiniz ülkeye göre belli bir süre geçerli oluyor.

Avrupa Birliği dışındaki birçok ülke kuduz antikor titre testi istemediği ve bekleme süreleri de olmadığı için, bu ülkelere seyahat çok daha kolay. Örneğin A.B.D sadece mikroçip, kuduz dahil tüm aşıların tam ve geçerli olduğu bir sağlık karnesi ve Uluslararası Sağlık Sertifikası istiyor.

Hemen hemen her gün kanunlar değişebildiği ve yeni kurallar konulabildiği için seyahat edeceğiniz ülkenin yetkili birimleriyle iletişime geçip, güncel gereklilikleri öğrenmenizi tavsiye ederim. Ayrıca tüm bu işlemlere rağmen İngiltere gibi bazı ülkelerde karantina uygulandığını da hatırlatalım.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

benim gördüğüm kadarıyla çevrelerinin değişmesi yalnız kalmaktan daha çok stresse sebep oluyor. ben antalyadan getirirken yumruk yumruk tüy döktüler stresten. 2 hafta falan trip yaşadılar yeni eve geldiğimizde. thailand'a iş için giderken 2 hafta evde yalnız bıraktım. annem, babam geldi gitti 2 günde bir. geldiğimde biraz trip yaptılar ama 3 saat geçmeden gelip kucağa yatmaya başladılar asdsada
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Baggio said:

Hadi özlemeyi geçtim de hayvanı 1 hafta bizsiz bırakıp psikolojisini bozmak istemiyoruz, o kadar uzun süre pansiyona da bırakamayız hepten depresyona girer. Tatil için değmezmiş ama yani, zaten 3 ay diyorsun. İlla birilerine yük edeceğiz demek ki.

Hadi onu geçtim, yarın öbür gün kalıcı gitmeyi kafaya koysak birine vermeyiz hayatta, elbet bir şekilde götürmek lazım. Onun için prosedürü öğrenmek istiyorum.


1 hafta için hayvanı götürmek mi? WTF diyorum sadece... ha ilerisi için öğrenmek ayrı konu ama yani 1 hafta için götürmek, hayvanı burada kalacağından çok çok daha fazla strese sokacaktır. o nasıl bir mantık yaw :D

verecen annene babana veya yakın arkadaşına. veya verecen anahtarı yakın arkadaşına, eve gelip 1-2 oynayacak, mama su verecek, bokunu alacak kumundan.

1 hafta için götürmek aşırı mantıksız
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

herkes söylemiş ama ben derli toplu bir daha yazayım.
çünkü ukalalık bizim işimiz :P

kedinin bağlılığı kişilerden çok mekanadır.
kedi doğada da göç etmez, kendine bir sınır belirler, orada takılır. halbuki mesela köpek, göç eden hayvandır, liderinin peşinden dünyanın öbür ucuna zevkle gider, gık demez, hatta gitmesi gerekir ki uslu bi çocuk olsun (köpeği yürütmek sadece kaka-çiş yaptırmak için diildir bu yüzden mesela. bir yandan lideriyle dünya gezmektedir ve o yüzden çok sever yürüyüş).

velhasıl sen yokken kedin seni özler, hem de çok, ama turf'ündeyse kendini güvende hissetmeye devam eder. uslu uslu bekler sahibini (yoxa kölesini mi demeliydim :P)
mekan değiştirmek ise kedi ırkı için büyük huzursuzluk sebebidir, hayatla bağlantısına tecavüzdür, büyük olaydır. dahası, bu durum mekandaki detaylar için bile geçerli, kedi statükocu hayvandır, değişiklik sevmez. bizimki kendisinden izin almadan halıyı değiştirdik diye yatağımıza sıçtı bi keresinde. ehühüe valla bak.

velhasıl, bir-iki hafta gidecekseniz, ilk olarak yavruyu kıpırdatmamaya çalışın.
en iyisi, birinin gelip sizde kalması. öğrenci filan tanıdık varsa zevkle gelir kalır negzel.
olmadı komşulardan mama-su-okşama/sevme yardımı ikinci en iyi yol. 1,5-2 günde bir yeterli olur.
o da yoksa birilerinin evine bırakın, mümkünse başka kedi olmasın ama. mekanı yine değişir ama bir hafta aynı yerde kalınca 2.-3. günde azcık alışır. kedisever insanlarla olunca rahatlar, yeni evin düzenine uyum sağlar azcık. (başka kedi olursa yine güvende hissetmiyor, başkasının teritorisine girmiş olduğu için bi kenara pısıyor, huzursuz oluyor, çıkıp dolanmıyor, öbür kedi de rahat bırakmıyor, üstüne gidiyor vs.)
en kötü ihtimal pansiyona verin. hafif travmatize olacak ve muhtemelen de küsecektir, ama eve döndükten sonra birkaç günde atlatır.
bunların hepsi çocuğun yollarda, otel odalarında heder olmasından, sürekli yer değiştirmesinden, evini kaybettiğini düşünüp yersiz yurtsuz dayanaksız hissetmesinden iyidir.

ayol benimki veterinere giderken yol azıcık uzarsa kabına işiyo korkusundan yha.
kedilik çogacayip bişe :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
Aynen Emaleth noktayı koymuş :)

Yalnız ben çip konusundan emin değilim en iyisi uçacağın havayolunu arayıp tam bilgilerini öğrenmen çünkü ablam ABD'ye kedisini çip olmadan götürdü öncesinde bizde çip gerekiyor diye biliyorduk. Öyle uzun bir prosedüre olmadı, 48 saat öncesinden Tarım Bakanlığı'na gidilip muayene ettiriliyor. Tabii öncesinde veterinere gidip eksik aşıları tamamlamalı eğer varsa.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kediye göre değişiyor o ne kadar sahibe bağlı oldukları. siyamların bazı türleri mesela sahiplerine çok düşkün. bir hafta gidersen küsmüyor fakat geldiği zaman sesi kısılana kadar miyavladığı olabiliyor. başına gelen ilginç olayları anlatmak ve neden gittiğinize dair söylenmekten ibaret miyavlamalarla dolu 1-2 gün geçirebiliyorsunuz. aynı kedi yazlıkta tasma takmadan peşimizden geliyor biz yürürken köpek gibi dolaşıyor yanımızda. yine aynı kediyi bir evden başka bir eve götürdüğün zaman bir kaç saat içersinde adapte oluyor.

daha önceki kedimiz ise, ankara kedisi olur, neden döndünüz kafamı dinliyodum modunda bir kedi idi. evden çıkarıp da başka bir yere götürdün mü, daha önce gördüğü bir yer olsa bile oraya alışması 1-2 hafta sürüyordu.

yani kedilerle ilgili genel klişeler pek doğru değil artık.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bir de rusyada zamanında bir deney yapılmıştı. yaklaşık sanırım bi 100 seneye yakın sürmüştü. vahşi köpekleri alıp aralarından insana en yakıncıl olanları seçip çiftleştirip sonraki kuşaklara da aynı seçilimi uygulayıp böyle baya bi kuşak devam etmişler. sonunda ortaya çıkan köpeklerin genel görünümleri evcil köpeklere çok benziyormuş.

tahminim, sahibine bağlı köpek gibi evcil kedi türlerinin zamanla yaygınlaşacağı benzer prensiplerden.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Biz max 4 gün yalnız bıraktık onda da annemler 1 kere arada uğrayıp sevip suyunu tamamlayıp mamasına falan baktılar.
İlk döndüğümüzde yerde pas pas gibi 10 dakika falan yan yan sevdiriyor hepimize kendini sonra yeter artık bu kadar diyip dönüp gidiyor. Henüz küsme falan yaşamadık hiç. Ama bütün ev salon hariç kendisine ait oluyor belki ondandır yani sadece koridora falan bırakmıyoruz kısıtlı bir alana.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

XLegolas said:

bir de rusyada zamanında bir deney yapılmıştı. yaklaşık sanırım bi 100 seneye yakın sürmüştü. vahşi köpekleri alıp aralarından insana en yakıncıl olanları seçip çiftleştirip sonraki kuşaklara da aynı seçilimi uygulayıp böyle baya bi kuşak devam etmişler. sonunda ortaya çıkan köpeklerin genel görünümleri evcil köpeklere çok benziyormuş.

tahminim, sahibine bağlı köpek gibi evcil kedi türlerinin zamanla yaygınlaşacağı benzer prensiplerden.


Niye boyle seylere kendinizi inandirmak istiyorsunuz :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...