Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Eski uyelerden unity100 ben. Tek mesaj atmaya geldim


dazuu

Öne çıkan mesajlar

rew zaten iran olmadık. o defteri açarsan ben haklı çıkarım.

neyse şimdi yazamayacağım tekrar uzun çünkü o alıntıladığın mesajdan sonra 15 sayfa filan konuştuk. yazdım bayağı söylediklerinle ilgili. önümde seçenekler vardı, hepsinin dezavantajları vardı. ölçtüm, biçtim, tarttım. pişman değilim verdiğim kararlardan.

akhlaur, özür dilemek sorun değil. ama insanın kabahatli olduğunu kabul etmesi lazım ki bir kıymeti olsun. ha tabii bir de özür dileyeceksem bile öyle fedaykin'e ve "siz bilmiyorsunuz tatlısu liboşları, bizim dediğimiz olacak, bu ülke bizim ve başka kimsenin değil" vb diyenlere filan etmem, belli insanlara özür dilerim. çünkü geçmişte tayyip'in bile dudağını uçuklatacak faşizan söylemleri kullanan çok oldu burada. ben zaten onların kafasıyla yönetilmesin ülke diye denize düşüp akp'ye sarılmışım.

mesela sufi ve nefr'den özür diliyorum, içimden geldi. keşke onların daha iyi yaşayabileceği bir ülke oluşturacak partiyi tespit edebilseydim ve şahlandırabilseydim tek oyumla. valla yaparım, billa yaparım öyle bir gücüm olsa şu saniye. çünkü tam anlamıyla medeni insanlar olarak en iyisini hakediyorlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Abi zaten söylemene bile gerek yok aslında.Eğer şu olanlara bakıp birazcık suçlulukhissedip hissetmemenle alakalı olay.Bu parti senin de oylarınla yükseldi, bilemezdik böyle olacağını diyemezsin.Çaresizlikten yaptın tamam ama kötünün kötüsü vardır denmişti.Gerçi belki bu iyi olacak belli olmaz ama giden ve yanan canlara yazık sadece.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Nefr said:

fizban said:

ben bireylerin rencide olmasını değil, akıllanmasını istiyorum. hatalarını kabul etmesini istiyorum. daha önemlisi bireylerin, birey gibi düşünmelerini istiyorum.


emin misin abi? çünkü burada sam sufi ve benimle tartışıyorsun, herhalde geçmiş oylarımızda da mevcut duruşumuzda da siyasi görüşlerimizde de ciddi ayrılıklar var. "biz" bir grup değiliz, bir partinin körlemesine destekçileri değiliz, boneun az önce koyduğu videodaki adam değiliz hiçbirimiz; birey olarak düşünüp aynı kararı vermiş olan insanlarız zaten. sen buradaki çoğunlukla aynı kararı vermemiş olmamızı kabulenemiyorsun, dolayısıyla da ya saflığa ya kandırılmışlığa bağlama ihtiyacı hissediyorsun gibi anlıyorum ben. birey olun diyorsan hazır olunmuşu var çünkü, sevsen de sevmesen de
senin birey olduğunu tabi ki savunuyorum. sam'in ve sufi'nin de öyle. ilk cümle senin için. kalanı toplum için. o bone'un koyduğu videodaki adamla benim tartışacak birşeyim yok zaten, o adam birşey anlatılabilecek noktayı geçmiş. ona chp'ye oy veren cennette 4 oda 1 salon nehir manzaralı 4 hurili daire kapıyor diyeceksin.

ben senin kandırıldığını düşünüyorum, evet. daha doğrusu isteyerek kandığını. adamların niyetlerini okuyamadığını.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yani iran olmayıp neredeyse iran olursak sorun yok. çünkü biz iran olacaz demiştik ve sam haklı. evet. tartışma üslubu bu.

ben özür falan beklemiyorum. hatanızın, suçunuzun farkında olmanızı bekliyorum. ki bir sonraki seçimlerde, referandumlarda doğru kararlar verin. özrü kendi içinizden dileseniz de yeter.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Valla pek inandirici gelmiyor kanma olayi. Sam'in 2004'te ki post'u gayet samimi mesela, adam inanmis ama diger yandan dun bugun atilan "referandum bugun olsa yine evet derim","AKP'nin ne oldugunu biliyodum zaten ama referandum da evet dedim cunku guzel maddeler de vardi" post'lari icler acisi. Savunulacak hic bir yani yok o cumlelerin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

diktatör olacağı belli olan bir partiye ağır yasal düzenlemeler içeren bir referandumda sırf sembolik bir yargılama ve artık hiç bir işlevi olmayan darbe maddelerini anayasadan çıkartmak için olur vermek akıllıca bir iş değil.

amma velakin bugün ki polis baskısının, şiddetinin referandumla pek ilgisi yok. referandumun etkilerini bir gün akp meclisten düşerse göreceğiz, yani yaptıkları yanlarına kalacak büyük ölçüde :p
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fizban said:


ben senin kandırıldığını düşünüyorum, evet. daha doğrusu isteyerek kandığını. adamların niyetlerini okuyamadığını.


abi o zaman lütfen anlayın, idrak edin; kandırılMAdım.

belki pek çoğunuzdan daha çok farkındaydım tayyipin ne olduğunun, ne olabileceğinin. ki burada senden bonedan falan bahsediyorum, yoksa ezbere aynı mesajları atan boneun videosundakiyle aynı kapasitede ama zıt görüşteki adamlardan değil

evetin iyi sonuçları oldu, kötü sonuçları oldu. "bence" iyi olanları destekledim, "bence" kötülere elimden geldiğince karşı koydum. yine aynı referandum olsun, bugün yine aynı oyu veririm diyorum bakınca evet. peki siz tayyipi tayyip yapan süreci başlatan, her adımda koz veren düşünce yapısının temsilcileri olarak, siz de aynı şeyleri yapar mısınız? 50% oy almış partiyi kapatmaya kasıp mağduriyetten açık kredi verir misiniz mesela? türban sıkıntısını kimi zaman tayyipten bile çok kullanıp oy peşinde koşan partileri destekler misiniz? şeriat gelecek diye korku salarak baskı yaratmaya çalışan, orduyu göreve çağıran unsurları alkışlar mısınız yine? vs vs...

bunları sen yaptın bone yaptı dyna yaptı demiyorum tabii ki, senin "kan senin ellerinde" demene kızamam öyle dersem; ama eğer oylarımızla yargılanacaksak sizin verdiğiniz oylar da bunlara zemin yarattı

bugünkü durumdan hoşnut değilim, ama risk aldım. bu olaylar olduğu için çok üzgünüm ve referandum sonucunun payının farkındayım. hayır çıksaydı bunlardan daha da kötüleri olabilirdi diye düşünüyorum, olmayabilirdi de ama bu olayları ya da tayyipin tutumunu şaşkınlıkla karşılamıyorum, çok büyük sürpriz değil bana bunlar, anlamanız gereken bu.

bak nadiren "anlatmam" yerine "anlaman" derim bir tartışmada, ama bu sefer çok kabak gibi anlattığımdan eminim be abi, üstelik en az 5 kere. hala bana kandırıldın diyorsan sorun benim inadım değil, seninki
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kandırılmadıysan, isteyerek kandın diyorum abi işte.

sen evet oyunu verdin, çünkü o pakette sanırım 17 yasa vardı ve bunların 9'unu falan chp de destekliyordu. kalan 8'i ise araya sıkıştırılmış çok tehlikeli maddelerdi. sayılar farklı olabilir. hafızamı hoşgörün.

sen evet oyunu verdin, çünkü dedin ki, "e bu 9 yasanın geçmesi önemli." e önemli zaten. bunlara ben de karşı değilim ki, bunlara chp de karşı değildi zaten, bunları ayrı ayrı geçirmeye kalksalar referanduma kalmadan mecliste kabul edilirdi.

akp'nin hedefi ise o 8 yasayı geçirmekti. bunu nasıl başarabilirdi, o 9 yasayla birleştirerek. o %60'ın (evet oy oranı) %30'unu falan ikna etmesine gerek yok. chp'nin de %25'teki %15'i gibi. kalan %30'unu ikna etmesi için ise o yasaları kullandı.

sen ve yetmez ama evetçiler dediniz ki, abi iyi yasalar var, ve bunların geçmesi gerekiyor. belki de o kötü yasalar çok da kötü olmaz, en iyisi evet vereyim.

burada kaçırdığınız nokta şu, siz hayır deseniz o 9 yasa zaten tekrar referanduma gerek dahi kalmadan meclisteyken geçerdi. o yasaları başımıza siz saldınız. kendi kendinizi kandırıp, o yasalar geçse dahi çok da kötü olmaz diyen sizdiniz.

akp'nin anayasa mahkemesi tarafından kapatılmasını isteyen yok (varsa da ona da açıklayayım), ama bu kadar gücü bir adama verirsen çok tehlikeli olur işte, bu kadar gücü baykal'a versen de tehlikeli olurdu. kılıçdaroğlu'na versen birşey olmaz ama fasulye o.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DynamicK said:

kimse kusura bakmasin, butun bu olaylar sonucunda, RTE'nin bu noktaya gelmesinde emegi gecen herkesin, en azindan biraz olsun sucluluk duygusu cekmesi, elini vicdanina koyup da bir dusunmesi lazim.

Özür dilemek kişinin kendi bileceği bir iş. Medyanın tamamen olayları RTE yararına insanlara gösterdiği, beyinleri yıkadığı bir ülkede de kimse bana demokratik bir seçim sürecinden bahsetmesin.

oturun sakin kafayla bir dusunun.



Herkes elini vicdanına koyup düşünecek, çok doğru söylüyorsunuz.

8 yıllık zorunlu eğitim uygulamasına geçilmeden 1 sene önce mezun olmuştum 5 yıllık ilk okulumdan. O zamanlar annem çevresinden etkilendiği birkaç kapalı bayanın sözlerinden etkilenerek tesettüre girmişti. Babam ligth müslüman tarif edebileceğimiz ara sıra cumaya giden ara sıra keyfine içki içen türde bir adamdı. Ben ise 11 yaşında hayattan bihaber parkta sabahtan akşama kadar oyun peşinde, akşamları okuldan sonra tek gayesi tsubasa çizgi filminin yeni bölümüne yetişmeye çalışan bir çocuktum.

O vakitler refah partisinin yükselişi ile imam hatip okulları yeniden revaçta olmaya başlamıştı. İlkokuldan mezun olduktan sonra annem beni imam hatip okuluna yazdırdı. Tabi bu okula yazdırmasında çevresindeki o türbanlı kesimin çok etkisi olmuştu. 11-12 yaşında bu konulara vakıf olamıyorsunuz ne yazık ki. Bende bu şekilde imam hatip macerama başladım. O zamanlar imam hatip okulları orta okul ve lise olmak üzere 7 sene eğitim veriyordu. Gel zaman git zaman imam hatip okulundaki 6. yılımda liselerdeki eğitim süresi 4 seneden 3 seneye düşürüldü. Aynı yıl 28 şubat süreci yaşandı ve hükümet istifa etti. İmam hatipteki o son yılımda okul çevresinde devriye gezen polis arabaları hala aklımdadır. Okula girerken çantalarımız didik didik aranırdı. Hafta sonu ve hafta başlarında okul müdürümüz tüm öğrencilere konuşma yaparken yanında hep polisler beklerdi. Öğretmenlerimiz aman dikkatli olun çocuklar, yanlış birşey yapmayın, ne olacağı belirsiz gibi söylemlerde bulunurlardı. Üniversite sınavlarına gireceğimiz vakitlerde katsayı uygulaması ortaya çıktı. Lise 2. sınıftan itibaren Fen-Matematik bölümüne kaydırılıp hep sayısal dersler üzerine eğitim almış, kısacası sayısal bölümü öğrencisi olsam da, öss sınavında bize yapılan kısıtlamalardan dolayı puanımın hak yenmeden işleyeceği tek alan sözeldeki ilahiyat bölümüydü. Hiçbir zaman, okul yıllarımda bile dini görevleri yerine getiren birisi olmamışımdır. Haliyle ilahiyat bölümüne girmeyi aklımdan bile geçirmedim. Çünkü o alanda ilerlemek istemiyordum. Öss sınavında iyi puan almama rağmen İstanbul'dan alandışı bir yeri tutturamadım. Şehir dışında okumak ise ekonomik sebeplerden dolayı mümkün değildi.

O zamanlar hem okulda oluşturulan baskı, hem öğretmenlerin bize yönelik yatıştırıcı veya bazen kışkırtıcı sözleri, medyayı pek takip etmesemde imam hatiplere yönelik sanki biz öcüymüşçesine yapıştırılan etiketler benim ne yazık ki kabuğuma çekilmeme sebep oldu. Bu süre zarfında ekonomik koşullar sebebiyle geçim derdinden aileminde bana pek yardımı dokunamadı. Tek hatırladığım eğitim hayatım boyunca babamın derslerim iyi mi oğlum diye sorup benimde iyi diye cevap vermemdir.

Uzun lafın kısası o zamanlar kimliğimden utanır hale gelmiştim. Askerde bile hangi liseden mezunsun diye sorulduğunda başıma birşey gelir düşüncesiyle "paticik imam hatip lisesi" yerine "paticik lisesi" yazdırmıştım. O zamanki takıldığım sinema fanatik ve yüzüklerin efendisi forum buluşmalarında bile bu kimliğimi açığa vuramazdım. Çünkü çok kötü bir şekilde ötekileştirilmiştim. Bu saydığım örnekleri hayatın her alanında çoğaltabilirim. Bu ötekileştirmeye karşı imam hatip mezunları dernekler kurdu. Okumak isteyen öğrencilere burs sağladı ama bunların hiçbiriyle ilgilenmek istemedim. Çünkü bu yaptıklarının bize reva görülen ötekileştirmeden bir farkı olmadığını düşünüyordum. Çünkü onlarda sadece kendi öğrencilerine burs veriyordu. Birkaç sene kabuğuma çekildim. Kendi halinde bir iş buldum ve çalışmaya başladım. Bu süre zarfında açık öğretime girmeye karar verdim ve 4 yılık fakülteden mezun oldum.

Geriye bakıyorumda, AKP'ye sadece ilk seçimlerde belki de bu ötekileştirmeye uğramanın öfkesiyle oy vermiş olabilirim. Ama sonraki seçimlerde oy vermememin sebebi vaat ettiği özgürlükler yerine nefret ettiğim ötekileştirme hastalığına onlarında bulaşmış olmasıdır. Zamanında bize yapıştırılan etiket ve yapılan zalim uygulamalar bugün bir başkasına yapılmaya devam ediyor. Sadece roller değişti, o kadar. Düşünce yapısı aynı.

Biraz uzun oldu kusura bakmayın. Demek istediğim, her insan benim gibi kabuğuna çekilmez veya ona yapılanları sineye çekmez. O zaman yapılanları kenara not edenler bugün güç eline geçince daha kötüsünü yapabiliyorlar ve yapıyorlar da. Onları o şekilde davranmaya iten nedenleri iyi düşünmemiz gerekiyor. Ötekileştirmekle bir yere varamayacağımızı düşünüyorum. Bu şekilde devam ettiğimiz taktirde roller değişmeye devam edecektir ama uygulamalar ne yazık ki aynı kalacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

di said:

Valla pek inandirici gelmiyor kanma olayi. Sam'in 2004'te ki post'u gayet samimi mesela, adam inanmis ama diger yandan dun bugun atilan "referandum bugun olsa yine evet derim","AKP'nin ne oldugunu biliyodum zaten ama referandum da evet dedim cunku guzel maddeler de vardi" post'lari icler acisi. Savunulacak hic bir yani yok o cumlelerin.

ben her zaman samimiyim. bu kadar samimi olmasam çok güzel herkesle gül gibi geçinirim forumda zaten, rüzgar nereden eserse oraya dönerek forumda hayat rahat olur, mimik ve ses tonu ayarına gerek yok malum sadece yazı var. o gün onu yazarken de samimiydim, bugün tayyip'e tepki gösterirken de samimiyim.

ve evet, bayağı çoğunluk fikirlerine ters düşen düşüncelerim ve görüşlerim çok eski zamanlardan beri oldu her konuda bu forumda. terslik olsun diye değil elbette. yanlış olduğumu söyleyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz, her zaman açığım zaten. gücenmedim veya kızmadım. hararetli tartışırım ama belli asgari saygı çerçevesini korumaya gayret ederim. zaten ülkemizin de böyle olmasını arzulamıyor muyuz? bütün bu protestoların temelinde insanların sözlerine kulak verilme ve saygısızlık görmeme, haklarına karışılmama istekleri yok mu?

hatalısın deyin, eyvallah. bak yukarıdaki mesajından hiçbir rahatsızlığım yok. fikir ayrılığımız olabilir. ama birileri çıkıp özür isterse bunu sunamam bu konuyla ilgili.
fizban said:

yani iran olmayıp neredeyse iran olursak sorun yok. çünkü biz iran olacaz demiştik ve sam haklı. evet. tartışma üslubu bu.

ben özür falan beklemiyorum. hatanızın, suçunuzun farkında olmanızı bekliyorum. ki bir sonraki seçimlerde, referandumlarda doğru kararlar verin. özrü kendi içinizden dileseniz de yeter.

fiz kusura bakma da, tartışma üslubu konusunda kimseye birşey söyleyebilecek halde değilsin, kaç kere kah açık kah kapalı hakaret ettin bu başlıkta.

kararlarımı, oyumu kendi doğru bulduğuma göre vereceğim elbette ki. "siz bilmesiniz biz biliriz pis çapulcular/yobazlar" diyenleri esgeçmeye çaba sarfedeceğim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aldueren said:

DynamicK said:

kimse kusura bakmasin, butun bu olaylar sonucunda, RTE'nin bu noktaya gelmesinde emegi gecen herkesin, en azindan biraz olsun sucluluk duygusu cekmesi, elini vicdanina koyup da bir dusunmesi lazim.

Özür dilemek kişinin kendi bileceği bir iş. Medyanın tamamen olayları RTE yararına insanlara gösterdiği, beyinleri yıkadığı bir ülkede de kimse bana demokratik bir seçim sürecinden bahsetmesin.

oturun sakin kafayla bir dusunun.



Herkes elini vicdanına koyup düşünecek, çok doğru söylüyorsunuz.

8 yıllık zorunlu eğitim uygulamasına geçilmeden 1 sene önce mezun olmuştum 5 yıllık ilk okulumdan. O zamanlar annem çevresinden etkilendiği birkaç kapalı bayanın sözlerinden etkilenerek tesettüre girmişti. Babam ligth müslüman tarif edebileceğimiz ara sıra cumaya giden ara sıra keyfine içki içen türde bir adamdı. Ben ise 11 yaşında hayattan bihaber parkta sabahtan akşama kadar oyun peşinde, akşamları okuldan sonra tek gayesi tsubasa çizgi filminin yeni bölümüne yetişmeye çalışan bir çocuktum.

O vakitler refah partisinin yükselişi ile imam hatip okulları yeniden revaçta olmaya başlamıştı. İlkokuldan mezun olduktan sonra annem beni imam hatip okuluna yazdırdı. Tabi bu okula yazdırmasında çevresindeki o türbanlı kesimin çok etkisi olmuştu. 11-12 yaşında bu konulara vakıf olamıyorsunuz ne yazık ki. Bende bu şekilde imam hatip macerama başladım. O zamanlar imam hatip okulları orta okul ve lise olmak üzere 7 sene eğitim veriyordu. Gel zaman git zaman imam hatip okulundaki 6. yılımda liselerdeki eğitim süresi 4 seneden 3 seneye düşürüldü. Aynı yıl 28 şubat süreci yaşandı ve hükümet istifa etti. İmam hatipteki o son yılımda okul çevresinde devriye gezen polis arabaları hala aklımdadır. Okula girerken çantalarımız didik didik aranırdı. Hafta sonu ve hafta başlarında okul müdürümüz tüm öğrencilere konuşma yaparken yanında hep polisler beklerdi. Öğretmenlerimiz aman dikkatli olun çocuklar, yanlış birşey yapmayın, ne olacağı belirsiz gibi söylemlerde bulunurlardı. Üniversite sınavlarına gireceğimiz vakitlerde katsayı uygulaması ortaya çıktı. Lise 2. sınıftan itibaren Fen-Matematik bölümüne kaydırılıp hep sayısal dersler üzerine eğitim almış, kısacası sayısal bölümü öğrencisi olsam da, öss sınavında bize yapılan kısıtlamalardan dolayı puanımın hak yenmeden işleyeceği tek alan sözeldeki ilahiyat bölümüydü. Hiçbir zaman, okul yıllarımda bile dini görevleri yerine getiren birisi olmamışımdır. Haliyle ilahiyat bölümüne girmeyi aklımdan bile geçirmedim. Çünkü o alanda ilerlemek istemiyordum. Öss sınavında iyi puan almama rağmen İstanbul'dan alandışı bir yeri tutturamadım. Şehir dışında okumak ise ekonomik sebeplerden dolayı mümkün değildi.

O zamanlar hem okulda oluşturulan baskı, hem öğretmenlerin bize yönelik yatıştırıcı veya bazen kışkırtıcı sözleri, medyayı pek takip etmesemde imam hatiplere yönelik sanki biz öcüymüşçesine yapıştırılan etiketler benim ne yazık ki kabuğuma çekilmeme sebep oldu. Bu süre zarfında ekonomik koşullar sebebiyle geçim derdinden aileminde bana pek yardımı dokunamadı. Tek hatırladığım eğitim hayatım boyunca babamın derslerim iyi mi oğlum diye sorup benimde iyi diye cevap vermemdir.

Uzun lafın kısası o zamanlar kimliğimden utanır hale gelmiştim. Askerde bile hangi liseden mezunsun diye sorulduğunda başıma birşey gelir düşüncesiyle "paticik imam hatip lisesi" yerine "paticik lisesi" yazdırmıştım. O zamanki takıldığım sinema fanatik ve yüzüklerin efendisi forum buluşmalarında bile bu kimliğimi açığa vuramazdım. Çünkü çok kötü bir şekilde ötekileştirilmiştim. Bu saydığım örnekleri hayatın her alanında çoğaltabilirim. Bu ötekileştirmeye karşı imam hatip mezunları dernekler kurdu. Okumak isteyen öğrencilere burs sağladı ama bunların hiçbiriyle ilgilenmek istemedim. Çünkü bu yaptıklarının bize reva görülen ötekileştirmeden bir farkı olmadığını düşünüyordum. Çünkü onlarda sadece kendi öğrencilerine burs veriyordu. Birkaç sene kabuğuma çekildim. Kendi halinde bir iş buldum ve çalışmaya başladım. Bu süre zarfında açık öğretime girmeye karar verdim ve 4 yılık fakülteden mezun oldum.

Geriye bakıyorumda, AKP'ye sadece ilk seçimlerde belki de bu ötekileştirmeye uğramanın öfkesiyle oy vermiş olabilirim. Ama sonraki seçimlerde oy vermememin sebebi vaat ettiği özgürlükler yerine nefret ettiğim ötekileştirme hastalığına onlarında bulaşmış olmasıdır. Zamanında bize yapıştırılan etiket ve yapılan zalim uygulamalar bugün bir başkasına yapılmaya devam ediyor. Sadece roller değişti, o kadar. Düşünce yapısı aynı.

Biraz uzun oldu kusura bakmayın. Demek istediğim, her insan benim gibi kabuğuna çekilmez veya ona yapılanları sineye çekmez. O zaman yapılanları kenara not edenler bugün güç eline geçince daha kötüsünü yapabiliyorlar ve yapıyorlar da. Onları o şekilde davranmaya iten nedenleri iyi düşünmemiz gerekiyor. Ötekileştirmekle bir yere varamayacağımızı düşünüyorum. Bu şekilde devam ettiğimiz taktirde roller değişmeye devam edecektir ama uygulamalar ne yazık ki aynı kalacaktır.


(tu)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aldueren said:

Geriye bakıyorumda, AKP'ye sadece ilk seçimlerde belki de bu ötekileştirmeye uğramanın öfkesiyle oy vermiş olabilirim. Ama sonraki seçimlerde oy vermememin sebebi vaat ettiği özgürlükler yerine nefret ettiğim ötekileştirme hastalığına onlarında bulaşmış olmasıdır. Zamanında bize yapıştırılan etiket ve yapılan zalim uygulamalar bugün bir başkasına yapılmaya devam ediyor. Sadece roller değişti, o kadar. Düşünce yapısı aynı.

Biraz uzun oldu kusura bakmayın. Demek istediğim, her insan benim gibi kabuğuna çekilmez veya ona yapılanları sineye çekmez. O zaman yapılanları kenara not edenler bugün güç eline geçince daha kötüsünü yapabiliyorlar ve yapıyorlar da. Onları o şekilde davranmaya iten nedenleri iyi düşünmemiz gerekiyor. Ötekileştirmekle bir yere varamayacağımızı düşünüyorum. Bu şekilde devam ettiğimiz taktirde roller değişmeye devam edecektir ama uygulamalar ne yazık ki aynı kalacaktır.


bizim dışarıdan anlatmak istediklerimizi içeriden çok güzel anlatmışsın.

bak ben de ötekileştirdim gördün mü? hastalık bu. kurtulamıyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aldueren

Aldueren said:

DynamicK said:

kimse kusura bakmasin, butun bu olaylar sonucunda, RTE'nin bu noktaya gelmesinde emegi gecen herkesin, en azindan biraz olsun sucluluk duygusu cekmesi, elini vicdanina koyup da bir dusunmesi lazim.

Özür dilemek kişinin kendi bileceği bir iş. Medyanın tamamen olayları RTE yararına insanlara gösterdiği, beyinleri yıkadığı bir ülkede de kimse bana demokratik bir seçim sürecinden bahsetmesin.

oturun sakin kafayla bir dusunun.



Herkes elini vicdanına koyup düşünecek, çok doğru söylüyorsunuz.

8 yıllık zorunlu eğitim uygulamasına geçilmeden 1 sene önce mezun olmuştum 5 yıllık ilk okulumdan. O zamanlar annem çevresinden etkilendiği birkaç kapalı bayanın sözlerinden etkilenerek tesettüre girmişti. Babam ligth müslüman tarif edebileceğimiz ara sıra cumaya giden ara sıra keyfine içki içen türde bir adamdı. Ben ise 11 yaşında hayattan bihaber parkta sabahtan akşama kadar oyun peşinde, akşamları okuldan sonra tek gayesi tsubasa çizgi filminin yeni bölümüne yetişmeye çalışan bir çocuktum.

O vakitler refah partisinin yükselişi ile imam hatip okulları yeniden revaçta olmaya başlamıştı. İlkokuldan mezun olduktan sonra annem beni imam hatip okuluna yazdırdı. Tabi bu okula yazdırmasında çevresindeki o türbanlı kesimin çok etkisi olmuştu. 11-12 yaşında bu konulara vakıf olamıyorsunuz ne yazık ki. Bende bu şekilde imam hatip macerama başladım. O zamanlar imam hatip okulları orta okul ve lise olmak üzere 7 sene eğitim veriyordu. Gel zaman git zaman imam hatip okulundaki 6. yılımda liselerdeki eğitim süresi 4 seneden 3 seneye düşürüldü. Aynı yıl 28 şubat süreci yaşandı ve hükümet istifa etti. İmam hatipteki o son yılımda okul çevresinde devriye gezen polis arabaları hala aklımdadır. Okula girerken çantalarımız didik didik aranırdı. Hafta sonu ve hafta başlarında okul müdürümüz tüm öğrencilere konuşma yaparken yanında hep polisler beklerdi. Öğretmenlerimiz aman dikkatli olun çocuklar, yanlış birşey yapmayın, ne olacağı belirsiz gibi söylemlerde bulunurlardı. Üniversite sınavlarına gireceğimiz vakitlerde katsayı uygulaması ortaya çıktı. Lise 2. sınıftan itibaren Fen-Matematik bölümüne kaydırılıp hep sayısal dersler üzerine eğitim almış, kısacası sayısal bölümü öğrencisi olsam da, öss sınavında bize yapılan kısıtlamalardan dolayı puanımın hak yenmeden işleyeceği tek alan sözeldeki ilahiyat bölümüydü. Hiçbir zaman, okul yıllarımda bile dini görevleri yerine getiren birisi olmamışımdır. Haliyle ilahiyat bölümüne girmeyi aklımdan bile geçirmedim. Çünkü o alanda ilerlemek istemiyordum. Öss sınavında iyi puan almama rağmen İstanbul'dan alandışı bir yeri tutturamadım. Şehir dışında okumak ise ekonomik sebeplerden dolayı mümkün değildi.

O zamanlar hem okulda oluşturulan baskı, hem öğretmenlerin bize yönelik yatıştırıcı veya bazen kışkırtıcı sözleri, medyayı pek takip etmesemde imam hatiplere yönelik sanki biz öcüymüşçesine yapıştırılan etiketler benim ne yazık ki kabuğuma çekilmeme sebep oldu. Bu süre zarfında ekonomik koşullar sebebiyle geçim derdinden aileminde bana pek yardımı dokunamadı. Tek hatırladığım eğitim hayatım boyunca babamın derslerim iyi mi oğlum diye sorup benimde iyi diye cevap vermemdir.

Uzun lafın kısası o zamanlar kimliğimden utanır hale gelmiştim. Askerde bile hangi liseden mezunsun diye sorulduğunda başıma birşey gelir düşüncesiyle "paticik imam hatip lisesi" yerine "paticik lisesi" yazdırmıştım. O zamanki takıldığım sinema fanatik ve yüzüklerin efendisi forum buluşmalarında bile bu kimliğimi açığa vuramazdım. Çünkü çok kötü bir şekilde ötekileştirilmiştim. Bu saydığım örnekleri hayatın her alanında çoğaltabilirim. Bu ötekileştirmeye karşı imam hatip mezunları dernekler kurdu. Okumak isteyen öğrencilere burs sağladı ama bunların hiçbiriyle ilgilenmek istemedim. Çünkü bu yaptıklarının bize reva görülen ötekileştirmeden bir farkı olmadığını düşünüyordum. Çünkü onlarda sadece kendi öğrencilerine burs veriyordu. Birkaç sene kabuğuma çekildim. Kendi halinde bir iş buldum ve çalışmaya başladım. Bu süre zarfında açık öğretime girmeye karar verdim ve 4 yılık fakülteden mezun oldum.

Geriye bakıyorumda, AKP'ye sadece ilk seçimlerde belki de bu ötekileştirmeye uğramanın öfkesiyle oy vermiş olabilirim. Ama sonraki seçimlerde oy vermememin sebebi vaat ettiği özgürlükler yerine nefret ettiğim ötekileştirme hastalığına onlarında bulaşmış olmasıdır. Zamanında bize yapıştırılan etiket ve yapılan zalim uygulamalar bugün bir başkasına yapılmaya devam ediyor. Sadece roller değişti, o kadar. Düşünce yapısı aynı.

Biraz uzun oldu kusura bakmayın. Demek istediğim, her insan benim gibi kabuğuna çekilmez veya ona yapılanları sineye çekmez. O zaman yapılanları kenara not edenler bugün güç eline geçince daha kötüsünü yapabiliyorlar ve yapıyorlar da. Onları o şekilde davranmaya iten nedenleri iyi düşünmemiz gerekiyor. Ötekileştirmekle bir yere varamayacağımızı düşünüyorum. Bu şekilde devam ettiğimiz taktirde roller değişmeye devam edecektir ama uygulamalar ne yazık ki aynı kalacaktır.


birçok kişi zaten burada seninle aynı fikirde. yani ben şahsen ilk seçimde senin akp'ye oy vermeni anlıyorum. desteklemiyorum ama anlıyorum. medyanın bize uyguladığı karartmadan sonra görüyorum, ve anlıyorum bizim kürtlere karşı, dindarlara karşı yaptıklarımızı. o zamanlar daha ortaokuldaydım sadece gerçi, ama pişmanım bu kadar öküz olduğum için. çevremde de hiç imam hatipli vs yoktu ama olsa da öcüye bakar gibi bakardım muhtemelen. anlayışsızlığım için içtenlikle özür diliyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sirf eylemlerinizin size ne kadar yakin insanlari etkiledigini gostermek icin koyuyorum bunu;

Su spoiler icinde ki pati'nin bu hali, "AKP'nin ne mal oldugunu biliyodum ama yine olsa yine evet derim"cilerin, "yetmez ama evet"cilerin eseri.

Kan gormeye dayanamiyorsaniz acmayin hic.


http://i.imgur.com/QCkgCSN.jpg

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sam said:
fizban said:

yani iran olmayıp neredeyse iran olursak sorun yok. çünkü biz iran olacaz demiştik ve sam haklı. evet. tartışma üslubu bu.

ben özür falan beklemiyorum. hatanızın, suçunuzun farkında olmanızı bekliyorum. ki bir sonraki seçimlerde, referandumlarda doğru kararlar verin. özrü kendi içinizden dileseniz de yeter.

fiz kusura bakma da, tartışma üslubu konusunda kimseye birşey söyleyebilecek halde değilsin, kaç kere kah açık kah kapalı hakaret ettin bu başlıkta.

kararlarımı, oyumu kendi doğru bulduğuma göre vereceğim elbette ki. "siz bilmesiniz biz biliriz pis çapulcular/yobazlar" diyenleri esgeçmeye çaba sarfedeceğim.
kapalı hakaret ettiğimi hatırlamıyorum. ben hakaret edeceksem açık açık ederim. ama ne sana, ne sam'e, ne sufi'ye ne aptal dedim, ne satılmış dedim. demem de. aptal veya satılmış olmayacağınızı biliyorum çünkü. 20 kez gelen ve banlenmekten doymayan biri vardı mesela, ona derim. ama sizin aptal veya satılmış olmadığınızı biliyorum. 13 yıldır heralde saydığım 3 isim de ben de forumdayızdır. tanıyorum o kadar.

kararlarını kendi bulduğun doğrulara göre vereceksin elbette. aksini savunan yok ki. ama kararlarının hala doğru olduğunu savunmanı ben işte anlamıyorum hala. iran daha olmadık demeni de anlamıyorum. suçluluktan kendini vicdanen kurtarmak için yaptığını düşünüyorum. insan psikolojisi bu, kendini savunmak için gözün önüne perdeler indiriyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...