aktiftablet Mesaj tarihi: Aralık 24, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2012 Batuhan'ı başka bi takıma kakalasak çok güzel olucak. Pektemek de iyileşince forvet sıkıntısı çekmeyiz.
Natanyal Mesaj tarihi: Aralık 24, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2012 Batuhan için sayfa kapandı zaten ya, Pektemek gelecek, Sinan her ne kadar kanat oyuncusu olsa da forvette de bir alternatif. Batuhan ancak Akhisar gibi maçlarda yedeğin yedeği olarak rol alır. Bir daha yakalayamayacağı bir fırsat verildi ve kenara itti.
BlueDreams Mesaj tarihi: Aralık 24, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2012 Batuhan'ın tek şansı Şenol Güneş, verin de 2 sene sonra alalım Galatasaray'a. Lazım pivot santrafor hem milli takıma :)
BiTcH_oFBaT Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Uğur Boral'a laf ediyorsunuz da o da elinden geleni yapmaya çalışıyor. Kapasite o yani. Adam senelerce sakat veya yedekti. Adam gibi oynamaya 2 senedir filan başladı. Anca.. Sol bek İsmail varken de lazımdı.
BiTcH_oFBaT Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 applev0dka said: yönetim inanılmaz güzel işler yapıyor, sonucu ne olursa olsun iyi niyetle hareket ediyorlar. tek istediğim onlardan konuşmamaları. Başarılı olunca da konuşmamaları. YD gibi birinden kurtulduk, ortalıktaki salak salak açıklamalardan bıktık artık. Arka planda kalsınlar sakince.
aktiftablet Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 BlueDreams said: Batuhan'ın tek şansı Şenol Güneş, verin de 2 sene sonra alalım Galatasaray'a. Lazım pivot santrafor hem milli takıma :) Pektemek pivot olarak da Batuhan'ın hiç olamayacağı kadar iyi zaten. Diğer özelliklerini saymaya bile gerek yok.
Llama Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 pektemek yetişiyor mu şimdi devre arasına
Rewendor Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Konuyu açan Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 BiTcH_oFBaT said: applev0dka said: yönetim inanılmaz güzel işler yapıyor, sonucu ne olursa olsun iyi niyetle hareket ediyorlar. tek istediğim onlardan konuşmamaları. Başarılı olunca da konuşmamaları. YD gibi birinden kurtulduk, ortalıktaki salak salak açıklamalardan bıktık artık. Arka planda kalsınlar sakince. Konuşmayıp arka planda kalınca da "Beşiktaş'ı hayaletler yönetiyor, ruhsuzlaştı başkan" diye efsaneleşmiş başkanlarınızı kovuyorsunuz sonra?
Llama Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 sebanın o dönem artık gitmesi gerekiyordu
Rewendor Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Konuyu açan Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 "Ahmet Dursun, Seba Gitsin" diyosun yani :)
Llama Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 he o dönem öyle gerekti... valla tek üzündüm benim serdar bilgiliye edilen küfürler o haksızdı işte
Rewendor Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Konuyu açan Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Yıldırım Demirören Seba'nın ahıdır. Ona yapılanların ilahi adaletle verilmiş cevabıdır, hala öyle gerekli diyorsunuz yahu. Serdar Bilgili niye gitti ne oldu onu hiç anlayamadım ben. Adam süper kadro kurmuştu, Beşiktaş hem iyi futbol oynuyordu hem de kadrosu sağlamdı, Avrupa'da da iyi gidiyordu, bir anda alaşağı edildi.
Rhom Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 şöyle bi yazı okumuştum o dönemle alakalı Necil Ülgen Necil Ülgen ohiba purosunundan çektiği derin nefesi hızla dışarı doğru üfledi. Plazanın 12’inci katındaki odasından dışarı bakarken, esmer yüzü camdan dönen dumanların içinde kısa bir süre kaybolur gibi oldu. Tam 6 saat olmuştu başkanla konuşalı. “Hâlâ bir cevap yok. Neler oluyor?” diye düşündü. 12.10.2004 Sabah aldığı telefondan sonra hiç bu kadar korkmamıştı. Hattın diğer ucundaki sesin, o, insanın vücut kimyasını bozan tonu ve söylediklerini hafızasında tekrarladı. -Bana tam 100 milyon dolara mal oldun. Ya bu parayı getirirsin, ya da sen bilirsin. “Sen bilirsin.” Dağın kenarında bağırıp, yankılanan sesini dinler gibi beyninde büyüdü büyüdü. -Sen bilirsin. Borsadaki operasyonu yöneten arkadaşına okkalı bir küfür savurdu yeniden. Bilmeliydi. Evet, o kesin bilmeliydi. Speküle ettikleri kağıtların kime ne yapacağını, onun gibi bir uzman atlamamalıydı. Mafyanın 100 milyon dolarına mal olmak... İçinin titrediğini hissetti yeniden. Masif gül ağacından yapılma çalışma masasına döndü. Deri koltuğuna oturmaktan son anda vazgeçti. Eğilip diafondan sekreterine seslendi. - Bana bir duble daha viski ver. Bir türlü oturamıyordu yerine. Şu başkan da nerede kalmıştı. Böyle bir konuda en büyük rakibin başkanına ricacı olmak yeterince canını sıkıyordu ama ondan başka bu işi çözebilecek kimse de aklına gelmemişti. En azından şu anda sıkılacak bir canı vardı. Mafyaya kaybettirdiği 20 milyon dolara karşılık kendisinden 100 istenmesine de kızıyordu aslında ama bu konuda pek de yapacağı bir şey yoktu. Mesaj çok net gelmişti. - Biz o parayla 100 kazanırdık. Sen de bize 100 vereceksin. Sabah başkanla konuşurken, “Lütfen” dedi, “Bu işi 20’ye bitir. Ondan sonra dile benden ne dilersen.” Karşı tarafın isteği de mafya kadar sendeletti onu. Ama ağzından “Tamam” çıkmıştı bir kere. Gitti cep telefonunun çekip çekmediğini bir kere daha kontrol etti. Uzun zamandır “Ya arayıp da ulaşamıyorsa” psikozuna girmişti. Geçici bir tik gibi 5 dakikada bir cebini kontrol ediyordu. Artık hava kararmak üzereydi. Camın yanına gidip tekrar dışarı baktı. Trafiğin akşam keşmekeşi yeni yeni başlıyordu. Telefondan “groove” melodisinin tonu gelmeye başladığında yüreği yerinden çıkacakmış gibi oldu. Arayan oydu. Ondan başkası olamazdı, çünkü bu hattı sırf bu iş için alalacele aldırmıştı ve bu numara da ondan başkasında yoktu. Doğruca “Başkan” diye açtı telefonunu. “Merhabalar” dedi karşısındaki ses. Bu aksan oldum olası komiğine gitmişti ama şimdi gülecek hiç hali yoktu. - Ne oldu? diye sordu. “Tamam” dedi. “20’ye 20. Teslimatı 3 gün içinde yapacaksınız. Gerisi konuştuğumuz gibi. Bana verdiğin sözü unutma.” “Tamam” dedi kısık bir sesle. Bütün gün hiç oturamadığı deri koltuğuna adeta çökerken. “Tamam anlaştığımız gibi.” Telefonu kapattıktan sonra biraz evvel sekreterinin bıraktığı “Maccallan” dolu bardaktan iri bir yudum çekti. Rahatlamıştı ama şimdi başkana verdiği sözü nasıl tutacağını düşündü. Nasıl yapmalıydı da onca puan farkı kapanmalıydı. Aklında bu işi becerebilecek tek bir kişi vardı. Telefonu eline aldı ve numaraları çevirmeye başladı..... *** Yukarıdaki hikayenin gerçekle alakası yoktur. Ya da olmaması gerekir. Kaynak: http://www.tribundergi.com/forum/viewtopic.php?t=7679#ixzz2G3MjgVvk
Natanyal Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 o kadar gerçek olduğunu düşünmüyorum. Ama şöyle bir olayda var, hani hayatım boyunca BJK'yi hakemler hep biçmiştir ama arka planda kalmanın veya ne bileyim kendini savunamamanın verdiği rahatlıkla olduğundan ses çıkmazdı. Benzer liglerde benzer takımların başına hep gelen ve gelecek bir olaydır. Tam biçmekte denmez aslında, takdir haklarının kullanılmaması denir. O sezon devre arasından sonra açılan puan farkı kapanırken ve özellikle Cem Papila'nın yönettiği maçlarda ciddi ciddi kıyım ve eyyam vardı. Hani bir Beşiktaş'lı hakem hatalarından dem vuracaksa sadece o sezon için vurmalı, ciddi kıyım vardı. Samsun maçını konuşmaya gerek yok... Cem Papila zaten bu ülkenin gördüğü en büyük tetikçilerdendir. Serdar Bilgili'de o dönem yediği ilk küfürde bırakmıştır koltuğu, kişiliği bunu gerektiyordu. Üstüne üstlük yanında karısı ve kızı varken onlara da küfür geldi. Onurlu adam zaten bırakırdı orada, bıraktı. Ha ikinci seçenek vardı, üstüne gidip onları temizleyecekti ki ona kalkışmadı. Yemedi belki de, O dönem Serdar Bilgili'ye küfrettiren adamda Yıldırım Demirören'di, başkan seçilmek için sürekli alttan alta çalışanlarda. Ha bizde destekledik o zaman, allah belamızı versin ne diyelim. Seba'nın ahı olayı doğrudur bu arada hep inanıyorum. Seba'nın bırakmasına gerek yoktu, o kulüpte varlığı yeterdi. Yönetici kadroları yeterdi.
dusuncelihayvan Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Llama said: he o dönem öyle gerekti... valla tek üzündüm benim serdar bilgiliye edilen küfürler o haksızdı işte Serdar Bilgili'ye taraftar küfür etmedi. Bunu artık öğrenin yahu. Kapalı alttan karagümrük beşiktaşlılar dan sadece küfür geldi ve o maçta da kavga çıktı kapalı'da. Çünkü oradaki grup Yıldırım Demirören tarafından satın alınmıştı. Aynı şekilde localardan küfür geldi bilgiye o küfürlerde YD nin locasından gelmişti. Taraftar Bilgili'nin gitmesini istemedi.
BlueDreams Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Şu da büyük yalanlardan biri Beşiktaş taraftarı tarafından sonradan uydurulan. Geçen akşam Aykut Kocaman nasıl istifaya çağrıldıysa benzer şekilde küfredildi Bilgili'ye. Tribünün büyük kısmı eşlik etti o dönem küfürlere, sürü psikolojisi tabi. Bazı taraftar grupları bunlara karşı çıksa da Bilgili istifa etti işte.
dusuncelihayvan Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Evet işte spor anlayışın gazetelerin arka sayfasından öteye geçmediği için Bilgili'ye hep taraftarın küfür ettiğini sanabilirsin. Çok doğal. Ne yazık ki böyle yazıldı, çizildi. ancak; Maç Fenerbahçe maçıydı. Bilgili- Çarşı sürtüşmesi kutunun kalıp kalmamasının nedeniydi. Ne Kapalı'dan ne de yeni açıktan küfür edildi. Demirören başa gelmek istiyordu, demirören'in locasından ve kapalı alttaki bir grup karagümrüklüler den küfür edildi. Adam sadece maçta küfür edildi dendi, medya olayı buraya getirdi.Ben maçtaydım o yüzden çok eminim istersen otur izle 2004 yılının ikinci yarısında beşiktaş fenerbahçe maçı 3-1 yenilmiştik. Bırakmasının asıl sebebi 11 puan öndeyken 8 puan geride bitirmesiydi.
aktiftablet Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Rewendor said: Yıldırım Demirören Seba'nın ahıdır. Ona yapılanların ilahi adaletle verilmiş cevabıdır, hala öyle gerekli diyorsunuz yahu. Serdar Bilgili niye gitti ne oldu onu hiç anlayamadım ben. Adam süper kadro kurmuştu, Beşiktaş hem iyi futbol oynuyordu hem de kadrosu sağlamdı, Avrupa'da da iyi gidiyordu, bir anda alaşağı edildi. Alaşağı edilmedi, onurlu bi insan olduğu için edilen ilk küfürde bıraktı adam.
applev0dka Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 alaşagı edildi, tayfanin basinda da tüpcu ve sinan vardi abi.. zaten su klübün basina ne kadar pislik geldiyse sinan engin hep işin içinde var yani.. seba zamanlarinda pek bişey diyemicem acıkcasi,ama bilgili gibi adamin kalmasi gerekiyordu, efendilik vizyon falan olarak,tüpcunun 10kati kaliteydi ama işte beşiktaştaki muhalefet bitirdi adami.. sonrada kumar borcu falan filan bir suru karanlık işleri dökuldu ortaya medya tarafından ne kadari dogru bilinmez. ama taraftarin toplu olarak gitsin istediği biri degildi, bilmeden yorum yapmamak gerek..
souldarkorn Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Nene için GS de nabız yokluyormuş.
Llama Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 gsninde salça olmadığı futbolcu varmı şu transfer döneminde
BiTcH_oFBaT Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Rewendor said: BiTcH_oFBaT said: applev0dka said: yönetim inanılmaz güzel işler yapıyor, sonucu ne olursa olsun iyi niyetle hareket ediyorlar. tek istediğim onlardan konuşmamaları. Başarılı olunca da konuşmamaları. YD gibi birinden kurtulduk, ortalıktaki salak salak açıklamalardan bıktık artık. Arka planda kalsınlar sakince. Konuşmayıp arka planda kalınca da "Beşiktaş'ı hayaletler yönetiyor, ruhsuzlaştı başkan" diye efsaneleşmiş başkanlarınızı kovuyorsunuz sonra? Seba için diyorsan, adam yıllarca herkese örnek oldu. Bir iki bilmezin lafını örnek göstermek hata olur.
BlueDreams Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Llama said: gsninde salça olmadığı futbolcu varmı şu transfer döneminde GS salca olmuyor ki medya salca oldu diyor. Hatta zaman zaman medya yazdiktan sonra gidip bakiyor bizimkiler alinir mi acaba diye :)
Natanyal Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Mesaj tarihi: Aralık 25, 2012 Yazılmamış halen, said: "Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş., Sinan Kurumuş'un transferini KAP'a bildirdi. Sinan Kurumuş transferine ilişkin MKE Ankaragücü Spor Kulübü ile aşağıdaki şartlarda anlaşılmıştır. Beşiktaş A.Ş. transferden kaynaklanan ödemeleri aşağıda belirtildiği üzere gerçekleştirecektir.Transfer bedeli, futbolcunun yetiştirme tazminatı ve KDV dahil toplam 360.000 TL dir, bu tutar aşağıdaki şekilde ödenekcektir; 24.12.2012 peşinat olarak nakit 160.000 TL (Yüz atmış Bin) 30.01.2013 çek olarak 50.000 TL (Elli Bin) 27.02.2013 çek olarak 50.000 TL (Elli Bin) 30.03.2013 çek olarak 50.000 TL (Elli Bin) 30.04.2013 çek olarak 50.000 TL (Elli Bin) Ayrıca, Futbolcu Sinan Kurumuş ile aşağıdaki şartlarda anlaşılmıştır. Futbolcuya tüm sezonlarda ; Profesyonel futbol A Takım kadrosunda yer aldığı her resmi maç için 10.000 TL maç başı ücret ödenecektir. Maç başı ödemeler 30 ( otuz ) maç ile sınırlıdır. Futbolcu her sezon için en fazla 300.000 TL Maçbaşı ücret hak edebilir. Futbolcuya 2012/2013 sezonu için; 275.000 TL garanti ücret ödenecek olup, işbu tutarın 75.000 TL'si peşinat olarak 15.01.2013 tarihine kadar ödenecektir, kalan bakiye tutar 200.000 TL nin 75.000 TL lik bölümü 16.01.2013 tarihinde tek ödeme şeklinde ödenecek olup kalan bakiye 125.000 TL ise 2013 Ocak ayından başlamak üzere ve takip eden her ayın 30'unda 5 eşit taksit halinde ödenecektir ( 5 X 25.000 TL=125.000 TL) Futbolcuya 2013/2014 sezonu için; 350.000 TL garanti ücret ödenecek olup, işbu tutar 2013 Ağustos ayından başlamak üzere her ayın 30'unda 10 eşit taksit halinde ödencektir (10X35.000 TL= 350.000 TL) Futbolcuya 2014/2015 sezonu için; 400.000 TL garanti ücret ödenecek olup, işbu tutar 2014 Ağustos ayından başlamak üzere her ayın 30'unda 10 eşit taksit halinde ödencektir (10X 40.000 TL= 400.000 TL) Futbolcuya 2015/2016 sezonu için; 450.000 TL garanti ücret ödenecek olup, işbu tutar 2015 Ağustos ayından başlamak üzere her ayın 30'unda 10 eşit taksit halinde ödencektir (10X45.000 TL= 450.000 TL) Futbolcuya 2016/2017 sezonu için; 500.000 TL garanti ücret ödenecek olup, işbu tutar 2016 Ağustos ayından başlamak üzere her ayın 30'unda 10 eşit taksit halinde ödenecektir (10X50.000 TL= 500.000 TL)
Öne çıkan mesajlar