Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kentsel Dönüşüm..


ahmedinejad

Öne çıkan mesajlar

imamizer said:

fenn said:

Kentsel dönüşümle birlikte daire fiyatları ne olur? Kiralar ne olur?


kısa vadede bir değişim olmaz. orta vadede kent merkezi gibi arazi fiyatlarının yüksek fakat evlerin leş olduğu yerlerde zamanla fiyatlar artar.


Ben de artmayacağını savunuyorum, sıcak/kara para çıkınca hangi parayla alınacak o merkezi yerler?

Devir elinizdeki "reel" değerleri koruma devri, öyle sürekli büyüme falan olmayacak, petrol kadar kazanılan enerji/ harcanan enerji oranı barındıran yeni bir enerji kaynağı keşfedilip bulunana kadar...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kentsel dönüşümde evlerinden kovulan kitlenin büyük oranda dönüşümü yapacaklara oy vermesi priceless. o yüzden romanmış apaçiymiş hiç üzülmeyin. askere gidin keşke ülkesel dönüşüm yapsalar, götürüp uzak ülkelere bıraksalar dersiniz.

ha onlardan arta kalan yerlere yapılacak sözde lüks evlere sen mi oturacaksın? derseniz yok. ben buradan göbeğimi kaşıyıp yorumlamaya devam edeceğim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 4 yıl sonra ...
4 senelik topic ama uplamak istiyorum.

Bu topicten beridir gözlemlediğim şeylerden dolayı düşündüğüm şöyle bir düşünce var. Şehir ve Bölge Planlama gibi konulara ilgi duyanlar varsa, tartışalım evet.


Birkaç yıldır Türkiye'de dolaşırken (İstanbul-İzmir-Ankara özellikle) şehirlerde dikkatimi çeken bir tablo var. 1920-1960 arasında yapılan eski ve süslü binalardan çok az kalmış. Zamanında yapılan 3-4 katlı bahçeli binaların birçoğu da, 70'lerde 80'lerde yıkılıp yerlerine o dönemin tarzı yüksek binalarla dolmuş. Bunlar dipdibe olmasıyla "mahalle" havasını yaratmış olsa da, park yeri gibi kuralların hiçe sayılarak inşaa edilmesinden ve giriş katlarının hep dükkan haline çevrilmesinden dolayı, herkes sokaklara park etmeye mecbur kalmış. Bu binaların çoğu kalitesiz ve çürük bir şekilde inşaa edilmiş. 90'larda Mesa / Emlak Konut ve ona benzeyen şirketler, modern olmaya çalışan, otoparklı ve bahçeli apartman ve siteler kurulmuş. Ama 2000'lerden sonra, TOKİ kafasında yüksek apartmanlı siteler çıkmaya başlamış. Bunlar "süperlüks" gözükmeye çalışsa da, çabuk çürüyen ve bozulan malzemelerle seri üretim binaları olmuşlar. Ayrıca çevresiyle uyum gösterip "mahalleşemeyen" ve izole hale gelen siteler durumunda kalıyorlar.

Sadece bina olarak değil tabii, şehirlerin başka yönden sıkıntıları da var. Eski gecekondu semtlerinin düzgün altyapıya geçirilmeden, müteahhit firmalar tarafından alınıp aynı yere bina dikmeleri de bunlardan biri. Bir diğeri, 60'lardan beri Devlet politikası haline gelmiş "Köyden Kente Göç" sorunu. Göç edenlerin "şehirlileşme" sürecine tabii tutulmadan, şehrin onlara uyması şartlandırılınca, varoş diye tabir ettiğimiz kültürler şehirlerde egemen oldu. Şehirler diversity önplanda olarak gelişiyor. Eskiden aynı mahallede yaşayanlar benzer şartlara ve kültürlere sahipken, şimdi farklı kesimlerden insanlarla içiçe olmak zorunda kalıyor. Bu değişim, beraberinde mutsuzluk da getiriyor (bir yazı: https://redice.tv/news/another-study-finds-that-diversity-lead-to-mistrust-and-lack-of-community-cohesion ). Günümüzde artış gösteren "kaçıcam bu ülkeden ya" lafları da bunun bir sonucu.

Bunları görürken aklıma gelen fikir şu... Şehirlerin yıkılıp, daha iyi altyapılarla birlikte yeniden yapılması lazım. Kentsel dönüşümden farklı olarak, sokakların ve caddelerin de baştan düzenlenmesi söz konusu. Ancak bunu yapmak çok masraflı ve binalarda yaşayan insanların lokasyon değişmeye yanaşmayacağı da ortada. Peki madem öyle, yeni şehirler yapalım? İnsanların aklında "Çankaya, Kadıköy ve Alsancak birleşse çok güzel yaşanır" gibi fikirler geçiyor, onları birleştiremeyeceğimize göre sıfırdan bir şehirle benzeri bir sonucu elde edebiliriz.

Böyle bir kent için, Kütahya'de bir bölge seçilebilinir. İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir'in merkezine eşit mesafede olacağı için ulaşım kolay olacaktır, hızlı tren bağlantıları ile kolay ulaşım da sağlanır. Hatta trenler direk havaalanlarına bağıntılı olursa, uçak derdi de olmaz. Kentin "belirli" kültür çevresinde insanlardan oluşması için, IQ alt sınırı istenebilir, örneğin 125. Kentte yaşayabilmek ve çalışmak için bunun üstünde olmak şart koşulur. Belediye Başkanı adayı olmak için hem 140 IQ üstü gerekir hem de en azından master yapmış olma şartı aranır ve kentte yaşayacak vatandaşların oyuyla seçilir. Kentin kurulumunu ve düzenini bu kişi belirler. Temelde üç ev imkanı olabilir. Biri tek yaşamak isteyenler için 2+1 (tek bölmeli salon), diğeri ailesiyle yaşamak isteyenler için 4+1 (çift bölmeli salon) daire olabilir. Bunlar aynı tipte (biri her katta 4 daire, diğeri 2 daire olacak şekilde) apartmanlarda sunulur. Sonuncusu da Amerikan filmlerinden alıştığımız tarz 2 katlı (+bodrum) bahçeli villalardan oluşan bölge olabilir. Belediyeye bağlı görevlerde yer alacaklar için 110 IQ şartı olur ve direk Belediye başkanının direktifleriyle çalışırlar. Ayrıca, bu kentte çalışan işyerlerine %0 vergi imkanı sunularak, kente olan ilgiyi yükseltmek sağlanabilir.




Bunlar ilk planda düşündüğüm ve aklıma gelen fikirlerden ibaret elbette. Belki bu aklımdaki fikre benzer proje kentleri duymuş veya görmüş olabilirsiniz. Öyle birisiyseniz, Türkiye'de böyle bir şey tutar mı, ne kadar faydalı olabilir, anlattıklarınızı dinlemek isterim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şu an merkezi bir yerden yeni bir binadan ev almak ne kadar mantıklı İstanbul dışında? Benzin 5.12 olunca niyeti bozdum ben. Araba 45bin falan ediyor, üstüne 80bin kredi çekip güzel Kütahya'mın merkezi ve talep gören bir mahallesinde 1+1 alayım diyorum.

Gözüme kestirdiğim dairenin bulunduğu apartman normalde tek bir kişiye ait ve residance hizmeti sunuyor, temizlikçi var + eşyalı ve tüm giderleri kendisi karşılıyor belli bir noktaya kadar. Aylık 1200 lira da kira alıyor. Kiracıları genel akademisyenler ve her nedense Kütahya'ya gelen yabancılar. Gerçi ben kendim oturmayı düşünüyorum ama ileride daha büyük bir ev ihtiyacı duyarsam kiraya hemen verebilirim muhtemelen.

Hesap ettim, ayda 2200 lira civarı ödemem gerekiyor 4 yıl vadeyle kredi alırsam. Maaşın yarısına yakınını ev kredisine vermiş olacağım böyle olunca ve muhtemelen 4 yıl arabasız kalacağım (hoş kapının önünden geçen otobüste oturarak en geç 30dk'de işe geliyorum).

Şu an her ay;

Temizlikçi: 200
Kira: 600
Fatura: 300
Benzin: 300
Araba Sigorta vs.: 200

şeklinde 1600 liralık bir otonom gider listem var. Arabayı satıp kendi evime taşınınca bunun 1200 lirası falan cebime kalacak. Bir iki sene önce bu imkan olsa uçarak atlardım üstüne ama emlak piyasası sıçtı sıçacak gibi, her gün yeni gelişmeler olurken mantıklısı ne bilemedim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

geçen ay mı ne kentsel dönüşüm yasasında değişiklikler oldu.

artık eskisi kadar karlı ve rantıbıl değil. eskiden muş varto daki 100 metrekare parsele karşılık istanbul merterde 5 dönüm araziye bina dikebiliyordunuz. vergi ve harçlardan muaf. artık parsel taşıma olayına kısıtlama getirdiler ve sadece aynı inşaat emsali kadarında vergi ve harç muafiyeti geldi falan.

haberiniz olsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...