Feamer Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 http://www.yemezler.org evet beyler görüşleriniz? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Artık GDO'lu yiyecekler yemekten mutant olacağız hala önüne geçilmedi şu mevzunun, nasıl göz yumuluyor da bu kadar serbest yapılıyor bu iş anlamıyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 The European Commission Directorate-General for Research and Innovation: "The main conclusion to be drawn from the efforts of more than 130 research projects, covering a period of more than 25 years of research, and involving more than 500 independent research groups, is that biotechnology, and in particular GMOs, are not per se more risky than e.g. conventional plant breeding technologies." Kaynak: http://ec.europa.eu/research/biosociety/pdf/a_decade_of_eu-funded_gmo_research.pdf OCA ya da Greenpeace gibi şaçmalıklar daha bilmediğiniz zararları var, biz de bilmiyoruz ama o kadar self-righteous bireyleriz ki, kesin haklıyız diyorlar. Mesela farelerin bağırsaklarını bozduğu, zehirleyip hasta ettiğini söyledikleri bir test var. Bilimsel yöntemden azıcık anlayan herkesin kahkahalarla yerlere yatacağı bir test. Abilerimiz aylarca farelere sadece patates yedirmişler, sonra da hasta oldular demişler. Eğer bunda bir gariplik göremiyorsanız uzun uzun anlatacak çıkacaktır forumda. Zararlı olduğunu söyleyen öbür bilimsel yayımda Greenpeace tarafından finanse edilen bir şey. O makaleye de bu cevaplar gelmiş: French High Council of Biotechnologies Scientific Committee reviewed the 2009 Vendômois et al. study and concluded that it "..presents no admissible scientific element likely to ascribe any haematological, hepatic or renal toxicity to the three re-analysed GMOs." An evaluation by the European Food Safety Authority of the 2009 and 2007 studies noted that most of the results were within natural variation and they did not consider any of the effects reported biologically relevant. A review by Food Standards Australia New Zealand of the 2009 Vendômois et al. study concluded that the results were due to chance alone. GDO zararlı diyenlere nasıl diye sorunca: http://www.ihlaspazarlama.com.tr/ProductImages/85417/thumbs/untitled444.png Ya da; Daha sizin bilmediğiniz etkileri var, biz biliyoruz ama kanıtlamayız. Kendiniz inanmalısınız. Not: Bilimsel gelmediğiniz sürece ignore atıyorum direk. Genlerimiz bozuldu diyorsanız bozulmadığını gösteren araştırmaları çürütün önce, şaçma şaçma konuşmayın vergi kaçakçısı Greenpeace abilerimiz böyle diyor diye. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Wispy Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 http://4.bp.blogspot.com/-PYIyydD1DcY/Te-aJ0mwlVI/AAAAAAAAJP0/djlFIYsHy90/s1600/monsanto31.jpg Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Greenpeace ne ya. Karı kaldırma topluluğu işte. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 işte böyle bi ikilik var, ben iç güdüsel olarak konuşuyorum aynı şeyi margarinde de yaptılar, insanlara ekmeğe sürdürüp yedirdiler sağlıklı diye sonuç ortada. dediğim araştırma falan umrumda değil, kendi fikrim olarak yemememe ve yedirmeme taraftarıyım ek olarak, ne kadar konuşursak konuşalım dünyada ve türkiyede belli bir kesim bu ürünleri bilerek veya bilmeyerek yemek zorunda artık sonuçlarına da 20-30 sene sonra bakacağız Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Yemezsen yeme amma yedirmemede dur işte. Self-righteous kelimesinin düzgün bir Türkçe'si olmaması çok kötü diyorum burada. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Anelor Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 bu konuda uzun bi yazım vardı benim bulamadım şimdi. GDO tüketimi tamamen doğru şekilde bilinçlendirilmiş halka bırakılması gereken karardır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Myshkin Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 greenpeace yine kafadan sallamaya başlamış. http://www.yemezler.org/gdolu-urunler.php#zararlar Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 site güzel olmuş renkleri fln Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Komik olan bilimsel araştırmaların sonucuna dayanarak GDO'ya karşı çıkmaya devam edeceğim. Zararlı olmadığı tamamen kanıtlanana kadar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Daemir Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 GDO nun bir zararı yok. Mesela domates yetiştiriyorsunuz diyelim. Bunun zararlıları var. Böcekler geliyor yiyor vs. sizin domatesinizin kalitesi bozuluyor, belki satılmayacak hale geliyor, zarar ediyorsunuz. Bu nedenle endüstriyel tarım da bu tür zararlılar için deli gibi ilaçlama yapılıyor. Adamlar ne yapmış; domatese en çok zarar veren x zararlısına karşılık, zararlıya bağışıklığı olan bir bitki veya hayvandan, o bağışıklık genini alarak domatesin genetik koduna yerleştirmiş. Böylece ilaçlama yapmadan o zararlıdan kurtulmuş olup, üretimi arttırıyor adam. Şimdi o genin bize nasıl zararı olabilir? Domatesi yediğimiz zaman domatesin genleri bize geçiyor mu?Geçmiyor. O zararlının geni geçecek mi? Geçmeyecek. Bu kadar basit. İleride doğal olan türler kalmayacak diye endişesi olabilir insanların. Haklı bir endişe. Ancak GDO'lu ürün yetiştiriciliği yapan büyük şirketlerin bazıları, tarlalarının 4'te 3'ünde GDO'lu ürün yetiştirirken, kalan 4'te 1'ini doğal türe ayırıyor. GDO toptan yasaklanacağına böyle düzenlemeler getirilebilir. Sadece zararlılara karşı değil, verimi arttırmaya yönelik de gen aktarımı yapılıyor, ancak dediğim gibi zararı yok. Çünkü yediğimiz şeylerin DNA'sı bize geçmiyor, geçemez. Zaten tarım denilen şeyin kendisi doğal değil. Doğada kendiliğinden orada yaşamayan, yetişmeyen şeyi gidip ekiyorsun, toprağı sürüyorsun vs. Her şeyin doğalı diye bıdı bıdı edenler hiçbir şeyin farkında değil heralde. İnsan nüfusu ve açlık gittikçe artarken bilip bilmeden gdo lu ürünleri falan engelleyenler kendileri açlığı hissetmeye başlarlarsa ne diyecekler acaba? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Norak Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 siteyi yapanlar bile çatır çatır yiyor zaten, evine gidip baksan buzluğun yarısı gdoludur, migros poşedidir heryer Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ren Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 bir besini nasıl sindiriyorduk lan. sindirim yollarında üç beş hücre dışarı enzim menzim yollayıp istediklerini almıyor muydu? peki nasıl hasta oluyoruz ya da biryerimize birşeyler oluyor? ya giren hücrelerin dna ları bizim hücreleri editliyordu, ya da virüs gibi birşeyler kendini kopyalıyor çoğalıyor ve birşeyler engellemiyorlar mıydı? yani bu biyoloji terklikle bakarsam sanki yediğimiz şeyin dnasının önemi varmış gibi geldi bana. ayrıca şu greenpeace şeysinde bu dna editlerinden böcek öldürücü zehir diye bahsetmiş. güldüm. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Norak said: siteyi yapanlar bile çatır çatır yiyor zaten, evine gidip baksan buzluğun yarısı gdoludur, migros poşedidir heryer abi hahaha migros poşedi ne ya Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Daemir Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 virüsler bakteriler farklı şeyler abi yediğimiz şeylerden. yediklerimiz, virüs bakteri gibi bize zarar vermeye çalışmıyor. aldığın besinlerin seni hasta etmesinin yolu, toksik madde içermeleri ya da organlarını aşırı yormaları vs. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 GERGE said: GDO zararlı diyenlere nasıl diye sorunca: http://www.ihlaspazarlama.com.tr/ProductImages/85417/thumbs/untitled444.png Ben direk vereyim zamanında genetik okurken gördüğüm bir çalışmaydı. Bir bitkiye çeşitli resistanslar için bakteriden alınmış bir plasmid koyuyorlardı, böylece hücre içine girip orda çeşitli proteinlerin sentezlenmesine yardım edecekti. Evet hücre içine girdi evet beklenen miktarda proteini sentezledi. Testleri falan da yapıldı ve kimsenin metabolizmasına direk bir zararı olmadığı gösterildi falan. Sonradan ortaya çıktı ki bu yuvarlak plasmidlerin (çember şeklinde yani açık değil) bir miktarı bakteri ortamından alınıp bitki hücresine sokulduğu zaman stabilitesini kaybediyor ve açılıp serbest radikal haline gelip içinde bulunduğu hücrenin dna'sını bozma riski olduğu ortaya çıktı (bu da kanser riskini arttırmak demek oluyor). Greenpeace hede hödönün haklı olduğu bir nokta var yani. Bu tarz moleküler olaylarda uzun vadeli efektleri görmek o kadar kolay değil. Kar amacı güden şirketlerin de 10-20 sene test yapmak gibi bir niyeti yok tabi ki, direk fizyolojik etkilerine bakıp aha zarar vermedi diye salıyorlar piyasaya. 10-20 sene kobay olalım bizden sonraki kuşaklar öğrensin diyorsanız sorun yok. Ha afrikada sağda solda aslında açlıktan 5-10 sene içersinde bile ölecek insanla dolu onlara yemek üretmek için bir şans olur en azından diyebilirsiniz. Doğru, 20 sene sonra kanser olmak 5 sene açlık çekip ölmekten iyidir. Ama bu insanları sırf durumları kötü olduğu için kobay haline getirmiş olacağı o zaman da bu da kötü. Yani işler sandığınız kadar basit değil, bu sektörün önemli bir kısmı özel şirketlerin elinde. Özel şirketlere bu konuda güvenmenizi tavsiye etmem. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soimyr Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 ben açıkçası bir 8-10 yıl geçmeden, tamamiyle gdo da xyz yoktur yada vardır diye tamamen belli olana kadar yemem. Çocuğum olursa yedirmem. Onun dışında kim ne yemiş niye yemiş ymeemiş beni pekte ırgalamıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 şu an yiyosunuz gdolu birçok şey merak etmeyin, yediğiniz şeylerin çoğunun tohumu tek seferlik, yani modifiye edilmiş Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Daemir said: zararı yoksa niye 4 te 4 ü gdolu yetiştirilmiyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Trias Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Soimyr said: ben açıkçası bir 8-10 yıl geçmeden, tamamiyle gdo da xyz yoktur yada vardır diye tamamen belli olana kadar yemem. Çocuğum olursa yedirmem. Onun dışında kim ne yemiş niye yemiş ymeemiş beni pekte ırgalamıyor. o zaman hiçbirşey yiyemeyeceksin. GDO 10-15 yıldır çok fazla kullanılan birşey. yeni kanunla sınırlamalar getirilmeye çalışılıyor. Ben küçükken elma armut aldın mı 3-4 günde yemen lazımdı, illaki bir yerinden çürür veya kurtlanırdı. Bizim buraya hep ithal elma geliyor, koy buzdalabına 1 ay bir şey olmuyor. Kurt en son ne zaman gördüm hatırlamıyorum. Tabi bu tür önlemler günümüzde şart. İnsan sayısı, nakliye, maaliyetler vs. Ancak ürünlerin uzun süre dayanmasını, daha hızlı büyümesini sağlarken neleri kaybediyor bilemiyoruz. Herhalde bizden sonra ki nesil tam olarak görücek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Supradyn Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Ardeth Ardeth said: GERGE said: GDO zararlı diyenlere nasıl diye sorunca: http://www.ihlaspazarlama.com.tr/ProductImages/85417/thumbs/untitled444.png Ben direk vereyim zamanında genetik okurken gördüğüm bir çalışmaydı. Bir bitkiye çeşitli resistanslar için bakteriden alınmış bir plasmid koyuyorlardı, böylece hücre içine girip orda çeşitli proteinlerin sentezlenmesine yardım edecekti. Evet hücre içine girdi evet beklenen miktarda proteini sentezledi. Testleri falan da yapıldı ve kimsenin metabolizmasına direk bir zararı olmadığı gösterildi falan. Sonradan ortaya çıktı ki bu yuvarlak plasmidlerin (çember şeklinde yani açık değil) bir miktarı bakteri ortamından alınıp bitki hücresine sokulduğu zaman stabilitesini kaybediyor ve açılıp serbest radikal haline gelip içinde bulunduğu hücrenin dna'sını bozma riski olduğu ortaya çıktı (bu da kanser riskini arttırmak demek oluyor). Greenpeace hede hödönün haklı olduğu bir nokta var yani. Bu tarz moleküler olaylarda uzun vadeli efektleri görmek o kadar kolay değil. Kar amacı güden şirketlerin de 10-20 sene test yapmak gibi bir niyeti yok tabi ki, direk fizyolojik etkilerine bakıp aha zarar vermedi diye salıyorlar piyasaya. 10-20 sene kobay olalım bizden sonraki kuşaklar öğrensin diyorsanız sorun yok. Ha afrikada sağda solda aslında açlıktan 5-10 sene içersinde bile ölecek insanla dolu onlara yemek üretmek için bir şans olur en azından diyebilirsiniz. Doğru, 20 sene sonra kanser olmak 5 sene açlık çekip ölmekten iyidir. Ama bu insanları sırf durumları kötü olduğu için kobay haline getirmiş olacağı o zaman da bu da kötü. Yani işler sandığınız kadar basit değil, bu sektörün önemli bir kısmı özel şirketlerin elinde. Özel şirketlere bu konuda güvenmenizi tavsiye etmem. abi senin klonlardan oluşan 100 kişilik bi heyeti ülke başına geçirme isteğim var. futbola bile el atmanı istiyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Sparkcaster said: şu an yiyosunuz gdolu birçok şey merak etmeyin, yediğiniz şeylerin çoğunun tohumu tek seferlik, yani modifiye edilmiş Bir de böyle bir gerçek var. GDO AÇLIĞA ÇARE OLCAK falan diyorlar ama bu şeyleri lablarda üretiyorlar ve bazı şirketler sırf pisliğine ya da gereklilikten tohumsuz üretiyor bunları. Bu durumda siz bu şirketlerden modifiye edilmiş tohumları alıp yetiştirdiğiniz de bunlar size bir daha ki kuşak sebze ve tahılı yetiştirmeniz için tohum sağlamıyor. Yani AÇLIĞA ÇARE OLCAK dediğiniz bu şey ilerde büyük şirketlerin elinde çok büyük monopoli olabilir ve dünyadaki açlık artarsa silah şirketlerinden bile pis bir hal alabilir bu iş. O yüzden toplumsal bilinç uyandıran kurumlara karşı böyle önyargılı ve sığ yaklaşımlar sergilerseniz ilerde başınızı duvarlara vurursunuz bir canavarı desteklemişiz diye. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 oldu zaten iç pazardaki bütün sebzeler vs bu tohumlardan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2012 Daemir said: GDO nun bir zararı yok. Mesela domates yetiştiriyorsunuz diyelim. Bunun zararlıları var. Böcekler geliyor yiyor vs. sizin domatesinizin kalitesi bozuluyor, belki satılmayacak hale geliyor, zarar ediyorsunuz. Bu nedenle endüstriyel tarım da bu tür zararlılar için deli gibi ilaçlama yapılıyor. Adamlar ne yapmış; domatese en çok zarar veren x zararlısına karşılık, zararlıya bağışıklığı olan bir bitki veya hayvandan, o bağışıklık genini alarak domatesin genetik koduna yerleştirmiş. Böylece ilaçlama yapmadan o zararlıdan kurtulmuş olup, üretimi arttırıyor adam. Şimdi o genin bize nasıl zararı olabilir? Domatesi yediğimiz zaman domatesin genleri bize geçiyor mu?Geçmiyor. O zararlının geni geçecek mi? Geçmeyecek. Bu kadar basit. keşke bilimde her şey bu kadar basit olsa Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar