Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

MIT depremi! KCK MIT in gozetiminde olustu...


Laurelin

Öne çıkan mesajlar

valla başta şöyle diyesim geldi.

AKP fetullah güleni dibe çeksin onları bitirsin. Zaten 2-3 seçim sonra yeni bir parti çıkar millet vay yeni parti diye onun peşine takılır AKP biter diyecektim. Ama RTE falan ülkenin artık ekonomik devlerinden o yüzden hükümetin düşmesiyle olmaz bu iş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

niye ekmek kuyruğuna giriyoruz TKPmi gelecek başa anlamadım. ha ama başa gelecek kalitede bir parti yok malesef "yeni" Cehape pek beklentileri karşılaşyamadı. O yüzden AKPden hükümetin devralınması sürecini daha doğal haline bıraksak ülke açısından daha iyi olur o doğru. Şu an hükümet düşse boşlukta kalır ülke. Artık AKPnin yaptıklarına dur demek isteyen kaliteli politikacıların falan yeni bir oluşum içersine girmesi lazım tabi bu dediğimin olması için de.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"roket adam" said:

akepe düşmanları ne dersiniz bilemem ama akepenin yalan olması demek ülkenin yalan olması demek. vallahi yeni çıkacak iphone'u almaktan ziyade ekmek kuyruğuna gireriz gibi hissediyorum.


zaten yavaş yavaş o konuma gitmiyor muyuz? 8senedir ekonomi düzeliyor düzeliyor ıkının diye diye işçinin ebesine bindiler kodomanlar çoştukça çoştu şimdi milletin elinden sosyal haklarıda almaya başladılar. dğşerse bir cacık olmaz bu ülke neleri atlattı tel bıyıklar gider yeni saç sakal modelleri gelir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Viktor said:

eh ortada yasa avrsa herkes uyucak buna, yasayi koyan dahil

magna carta dan beri kabul edilen bir gerceklik bu (biz dokunulmazlik zirhi ile hala edemiyoruz gerci)

nixon'i bundan daha eften puften bi is yuzunden duman etti aptal amerikalilar, burda cok daha ciddi ve vahim iddealar var hani


kim bilir neler neler olmuştur şu son 10 yılda nixon skandalından beter.
ama öyle bir düzen var ki, ortaya çıksa bile gizlenir süpürülüp gider.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

özellikle zaman ile ilgili tespitleri doğru. fethullah gülen amerika'da çok kapalı bir çevrede yaşıyor, kendisine ne getiriliyorsa onu görüyor. bu kadar gözü kara bir şekilde tayyip erdoğan'a karşı durma cesaretinin başka açıklaması yok gibi.

"kadri gürsel" said:

Henüz “Gülen-AKP savaşı” diyemiyorum. Beklemek gerek. Bakalım Meclis’teki AKP grubu, özel yetkili savcıların MİT’i sigaya çekmesini başbakanın iznine bağlayan kanun teklifinin arkasında dikkat çekici bir fire vermeden duracak mı? Teklif firesiz ya da az fireyle geçerse amenna, teşhisi “Gülen-AKP savaşı”na çeviririz... Ama iktidarın Meclis grubunda kayda değer bir çatlak oluşursa, o zaman AKP grubunun siyasi kimlik bütünlüğü sorgulanır hale geleceğinden, “Gülen-Erdoğan” ya da “Gülenciler-Erdoğancılar” ikilemi üzerinden devam edeceğiz demektir.
Türkiye düne kadar “Gülen Hareketi-AKP” fiili koalisyonu tarafından yönetilmekteydi. Artık yönetilebildiğinden söz edemeyiz. Ortaklar arasında bir savaş hali söz konusudur.
Koalisyon, seçilmemiş ortağın, yani Gülen Hareketi’nin iktidardan daha fazla pay istemesinden kaynaklanan benzeri görülmemiş meydan okumaları neticesinde bir iç savaşa sürüklenmiştir.
“Gülen-Erdoğan koalisyonu” hukuki ve tipik olmayan, kendine özgü bir “kutsal ittifak” idi... Halkoyuyla iktidara gelmiş, varlığı Anayasa ve yasalarla tanımlanmış legal bir siyasi parti ile bu özelliklerin hiçbirini taşımayan bir İslami sosyo-politik hareketin koalisyonu.
AKP, Gülenci kadrolara devletin adalet, emniyet, mülki idare ve eğitim teşkilatlarının kapılarını sonuna kadar açmıştır. Bunun karşılığında Gülen Hareketi AKP’ye medyasının, toplumsal örgütlenmesinin, küresel ilişkilerinin ve adanmış kadrolarının aktivizmini, askeri vesayeti tasfiye sürecinde son derece önemli bir destek olarak sunmuştur.
Bugün anlıyoruz ki Gülenci kadrolara açılmayan tek kapı, üzerinde “Milli İstihbarat Teşkilatı” yazan kapıdır. Savaşın patlak vermesine de bu neden olmuştur.
“Kutsal ittifak”ın hukuk dışı doğası gibi savaşın sözcükleri de fazlasıyla “atipik”... Savaş şifreli kavramlar ve kodlamaların ardında sürdürülüyor. Suçlamaların hedefinde olan çevrelerin adı değil, eşkâli veriliyor.
Mesela Gülenciler için kullanılan kod adları, “güvenlikçiler”, “operasyoncular”, “otonom güç”...
Gülen-Erdoğan savaşının kavramsal şifresi, “Yargı-MİT savaşı”...
İki taraf için de iktidar kavgasını dikkatlerden kaçırmanın yolu, vukuat sanki “Kürt sorunu” dairesinde cereyan ediyormuş gibi yapmak ve yazmak...
Ne kendi açık kimlikleriyle savaşmak ne de muarızınkinin adını koymak işlerine geliyor.
Kendi hesaplarıdır, bizi ilgilendirmez...
Savaşan tarafları açık kimlikleriyle yazmak, hem eldeki verilerle mümkün, hem de gazeteciliğin özü ve anlamı açısından elzem.
Bunu yapabilmek için “yandaş medya okuryazarlığı” gerekiyor.
Neden böyle olduğuna misal: Gülen Hareketi’nin yayın organı Zaman gazetesinin 25 Ocak’ta Ankara’da yapılan 25’nci kuruluş yıldönümü törenlerine Başbakan Erdoğan’ın katılıp, konuşmasında Zaman’ı, Cemaat’i ve hizmetlerini cömert ifadelerle övmesine bakarak, “Cemaat-AKP gerilimi”nin yerini yumuşamaya terk ettiğine hükmedenler daha o günlerde yanılmışlardı. Zaman gazetesi 27 Ocak tarihli nüshasında törene geniş yer verdi ama bunun içine Başbakan’ın konuşmasından sadece üç cümle serpiştirdi. Başbakan’a karşı olumsuz editoryal tavır, açık ve netti.
Bugün yandaş medyanın savaş hattı boyunca belirginleşen karşıt mevzilenmesi, çarpışan tarafların kimliklerini de faş etmektedir.
Türkiye’de yer yerinden oynarken, Zaman ilk iki gün tansiyonu yansıtmadı. Perşembe günü krize sadece manşet yanını ayırdı; cuma olayı manşetten de düşürdü. Nihayet dün, Başbakan’ın restine çekilen resti, yani “savaşa devam” haberini “4 MİT yöneticisine yakalama emri” başlığıyla, manşete taşıdı. Geçen perşembe birinci sayfasında, görevden alınan iki polis şefine, “KCK’yı çökerten iki şube müdürü görevden alındı” başlığıyla sahip çıktı.
Cuma günkü Zaman’da MİT’e suçlamalar, haberin lafzında “iddia” olarak verilse de, paragraf başlıklarında kalın siyah harflerle sanki sabitmiş gibi vurgulanarak bir gerçeklik algısı yaratılmak istendi. “(MİT) Operasyonları engelledi”, “KCK’nın tamamlanmasına göz yumdu”, “KCK’nın taraf olarak kabul edilmesini sağladı” gibi...
Karşı cephede ise Sabah düşük profil çiziyor. Buna mukabil Star ve Yeni Şafak, Başbakan’ı hararetle savunuyorlar.
İşte Star’ın birinci sayfa manşetleri... Perşembe: “Tuhaf bir davet” (Fidan’ın şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılması). Cuma: “Hedef Fidan, KCK bahane”. Cumartesi: “Hukuksuzluğa fren” (MİT’i koruyan yasa teklifi kastediliyor)...
Bunlar da aynı gün sırasıyla Yeni Şafak’ınkiler: “Yargı skandalı”, “Yetkisiz görevsiz” (Özel yetkili savcıya atfen), “Talihsiz ve üzücü” (Cumhurbaşkanı Gül’ün Fidan’ın çağrılmasına tepkisi)...
Yandaş medya okuryazarlığıyla savaşın kodlarını çözmek mümkündür.
Nihayet bu savaşı bir ateşkes ya da barış da takip etse, mutlaka yeni güç dengeleri oluşacak ve Türkiye değişecektir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

saplashaman said:

benim yazdıklarımı okursanız bu konuda kesin konuşmuştum,ve iddia ediyorum ve değiştiriyorum zihniyet savaşının adını;feto vs imam-hatip savaşları ufukta gözüküyor :D,neden imam hatip derseniz onuda sonra anlatırım hadi bakim dağılın


konunun ilk sayfasına bakar zaten ordan beri söylenmekte bunlar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fethullah Gülen'den, ikinci kez ameliyat geçiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili 'geçmiş olsun' mesajı yayınladı.
12 Şubat 2012 Pazar, 14:15:19


Ameliyattan teessür duyduğunu belirten Gülen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a acil şifalar diledi. Fethullah Gülen'nin mesajı şöyle: "Her gün Rabbime iltica edip O'nun yüce dergahına yöneldiğimde her daim dua ettiğim Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ikinci kez ameliyat olduğunu öğrendim. İlk ameliyatını duyduğumda da fevkalade derinden üzülmüş hastalığından bir an önce kurtulmasını dilemiştim.

Hatta yakın dostlarıma 'Hizmetlerinden dolayı nazar mı değiyor yoksa başka bir olumsuzluk mu söz konusu' demiştim. Şimdi yeniden ameliyat olduğunu teessürle öğrendim. Bu ameliyatın tamamlayıcı bir müdahale olmasından müteselli oldum. Yaptığı hizmetlerle milletimizin medar-ı iftiharı haline gelmiş Başbakanımızın bir an önce sağlığına kavuşmasını, görevinin başına yepyeni bir dinamizmle geçmesini Cenab-ı Erhamürrahimin'den niyaz eder, kendisine acil şifalar temenni ederim."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bırak abi ayak yapıo işte bariz,tayyibi türlü katakullilerle alaşağı etmeye çalışıolar,eğer elle tutulur bir parti olsaki yok,doğu perinçekle bile işbirliği yaparlar biri o fotoyu koysun apoyla olanı bende şu videoyu koyim:D

buda yeni video

[video]http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=wfxLvzfmcUI?feature=oembed" width="459">

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Creative said:

olay inanılmaz karışık ve neler döndüğüne dair eminim çok az kişi bilgi sahibi şu anda.

2 farklı görüş var

MİT ülkeyi bölmek için elinden geleni ardına koymamış her türlü etnik, dinsel farklılıkları vb. körükleyerek devleti parçalamak istemiş. Bir yandan ergenekon u, bir yandan pkk yı kullanmış ve eğer bunlar doğru çıkarsa Ergenekon'un 1 numaralı ismi Tayyip oluyor.

Diğer görüş ise Kürt sorununu bitirmek için KCK yı kurup doğuda gücü ele geçirmeye çalışmışlar. Bununda sebeplerinden birisi eğer Suriye ile savaşa girersek bölgede olası bir ayaklanma çıkmasını önlemek.

çooooook ilginç şeyler olacak ama ortalık karışabilir bu sırada.


Tuhaf bir haraketlenme oldu bende adsdf

Acaba nolur bu işin sonu AKP düşer mi? Düşse bile gelen gideni aratır mı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

evet ikince perde açılsın..

13 Şubat 2012 / 10:01
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı MİT görevlilerin ifadeye çağrılması sonrası devam eden tartışmalara ilişkin bir açıklama yaptı.

Seçen’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

KCK soruşturması sırasında bazı devlet görevlilerinin kendilerine yürütme organı tarafından verilen görevin dışına çıkarak hareket ettikleri, örgütün eylemlerini gerçekleştirmesine yardım ettikleri şüphesini doğuracak deliller elde edilmiştir.

Yürütme organı tarafından terörün sona erdirilmesi amacıyla belirlenen tercih ve politikaların soruşturma konusu yapılması söz konusu değildir.

KCK soruşturmasına son günlerde yanlış anlamlar yükletilmeye çalışıldığı görülmekte ve bu tutum üzüntüyle karşılanmaktadır.



Kaynak : http://www.haber3.com/savciliktan-sok-mit-aciklamasi--1191327h.htm#ixzz1mFUC46YL
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...