Laurelin Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 gizli kapakli turkiyeye geldiginde kendisini gezdiren rehber yasadigi macerayi anlatmis, bes kurus bile bahsis birakmadigi icin baya koymus tabide en azindan hikaye enteresan http://img.photobucket.com/albums/v619/doomzmaster/evilstevejobs.png said: Bundan yaklaşık 5 yıl önceydi. Güney’den başlayacak ve İstanbul’da bitecek bir tur programı için arandım. VIP bir yolcuya rehberlik edecektim. Lüks bir yatla ülkemize gelen bu yolcuyu tanımıyordum; hakkında en ufak bilgim yoktu ve ayrıca ismi de bana söylenmemişti zaten. Hemen tüm VIP turlarında yolcu ismini genelde sonradan öğrenirsiniz. Bu ilk başta sizi çok ilgilendirmez; daha çok güvenlikle ilgili bir sorundur. Ben bu yolcumun adının Steve Jobs ve Apple’ın CEO’su olduğunu tura başladıktan sonra öğrendim. Lüks tekne ile Akdeniz’in kıyılarından başlayan deniz yolculuğumuz İstanbul’da son bulacak ama kıyı boyunca yakın yerlerdeki önemli ören yerlerini ziyaret etmek için uygun marinalardan veya limanlardan patronla ailesini alıp gezdirecektik. Bu tip gezilerde her yerde isim telaffuz edilmez; onun yerine ya “patron” ya da “Mr.” deriz. Bu kişiler dikkat çekmemek için ayrıca çok sade giyinirler. Steve Jobs da aynı böyle sade giyimli ve sıradan görünümlüydü. Her şey güzel gidiyordu. Zaman zaman stres yükselse de ve akşamları kendimi yatağa zor atsam da gezdirdiğim kişi Steve Jobs olunca ve benim için ilerde iyi bir referans olacağını düşündükçe bunları çarçabuk unutuyordum. Patron genelde az konuşan, dikkatli dinleyen ve bolca düşünen biriydi. Daha çok eşi konuşur, söyler ve sorardı. Patron çok nadir sorularında bazen birkaç konuyu bazen de bir günü özetlerdi. Kısık ve derinden gelen bir ses tonuyla öğrenenden çok öğreten havasındaydı. Eşi ise daha alımlı, daha konuşkan ve daha bizden biri gibiydi. Genelde istekleri ve eleştirileri yani neyi beğenip neyi beğenmediklerini eşinden anlıyordum. Böylesi turlarda rutin rehberlik pek yapılamadığından ve genel prosedür uygulanamadığından acente, rehber, şoför ve teknenin başta kaptanı olmak üzere mürettebatı tam bir gerilim ve panik içindeydik. Her şey yolunda gitsin diye herkes program üzerine titriyor, her şeye rağmen bir şeyler ara sıra ters gidiyor ve bu durumda da koşuşma iki katına çıkıyordu. Sabah hareket saatinden en az 1 saat önce ben şoförse en az 1,5 saat önce oradaydık. Her şey defalarca kontrol ediliyordu. Her attığınız adım ve kat etiğimiz km için acenteye bilgi veriyor, operasyon sorumlusu haberdar ediliyordu vs vs. Ayrıca patronun bekleme yapmaması, sıkılmaması ve de şikâyet etmemesi için ne gerekiyorsa yapılıyordu. Bu yüzden akşamüstü olunca dizlerimde derman kalmıyor, ayaklarıma basamıyordum. Tur programının uzun olması buna ayrı bir stres ve yorgunluk katıyordu haliyle. Steve Jobs ile turumuz dediğim gibi İstanbul’da son bulacaktı. Tekne Truva’dan sonra bir tamgün daha Marmara’da seyrederek İstanbul-Ataköy Marina’ya demirledi. Burada malum Ayasofya ve Topkapı başta olmak üzere Dolmabahçe, Sultanahmet Camii ile Kapalıçarşı gibi mekânlar gezilecekti. Turun son günleri olduğundan aramızda ilk günlere nazaran daha sıcak ve samimi diyaloglar gelişmeye başlamıştı. Ataköy Marina’da ilk günkü buluşmamızda patron yani Steve Jobs’la kısa sürede olsa karşılıklı sohbet etme, tur dışında genel konulardan konuşma fırsatı buldum. Bir ara havalanması için açık bırakılan bir pencereden içeri gözüm takıldı. Stev Jobs bana çok yakında piyasaya sürecekleri Apple dizüstü bilgisayarları gösterdi. Sanırım iki tanesi kutusundaydı. Turdan ve benden çok memnun olduklarını ve bu yüzden de bunların bir tanesinin turun sonunda benim olabileceğini söyledi. Çok sevinmiştim. Patronla yaptığım o sıcak sohbeti ve yüzündeki tatlı tebessümü unutamam. Aya Sofya en çok görmek istediği ve merak ettiği yerdi. Tura başladık. Daha meydana henüz gelmiştik ki Aya Sofya’nın minarelerini gördü ve soru karşılığında ben de önceleri kilise iken fetihten sonra camiye çevrildiğini, bu işlem için de güneydoğudaki köşesine tuğladan bir minare eklendiğini anlattım. Bunun üzerine bana bomba sorular gelmeye başladı. “Bu kadar Hıristiyan’a ne oldu?”, “Siz Müslümanlar milyonlarca gayri-Müslime ne yaptınız?” benzeri sorular peş peşe geldi. Daha ağzımı tam açmadan “1,5 milyon Ermeni’yi soykırıma uğrattınız! Bunu bize anlat, nasıl oldu?” sorusu bu defa soruldu ve bardağı taşıran son damla oldu. Aslında konumuzun bu olmadığını ama ısrarlı sorular karşısında normal anlatımıma ara vermek zorunda kalacağımı söyledim. Dolayısıyla Ermeni Sorunu’na girmek durumunda kaldım. Soykırımı kesin bir dille reddettim ve bunu özellikle o dönemde Osmanlı Türkiye’sinde görev yapmış üst düzey yabancı görevlilerden Amiral Bristol, General Mayewski ve General Hurbord’ın raporlarını anlattım. Ayrıca Harbord-Mustafa Kemal görüşmesinde konuşulanları, yine aynı Generalin ülkesine döndüğünde (sözde) Ermeni soykırım tasarısının görüşüldüğü Senatoya ‘Osmanlı ülkesi hakkında hazırlanmış bir rapor’ sunduğunu ve gerçeklerin burada çok açık yazıldığını söyledim. Ayrıca kendisine “soykırım yoktur, karşılıklı mukatele vardır” gerçeğini destekleyen daha birçok belgelerin arşiv numaralarını verebileceğimi, konuyu ülkelerine döndüklerinde kendi görevlilerinin raporlarını inceleyerek daha da ayrıntılı bilgi alabileceklerini söyledim. Diasporanın olayları ve gerçekleri çarpıttığını dostluk yerine düşmanlığı beslediğini belirttim. Ayrıca konumuzun bu olmadığını, tatsız konular değil güzel konulardan bahsetmemizin daha yerinde olacağını söyledim. Kültürel anlamda bilgilendirici şeyleri konuşmamızın turun konsepti gereği daha doğru ve yerinde olacağını bir kez daha hatırlattım. Bu konuşmayla kendilerinin Ermeni Diasporasından olduklarını anladım. Adı ve soyadı bana hep Yahudi olabileceği izlenimi vermişti ama daha sonra atalarının Türkiye’den Suriye’ye tehcir ettirilmiş Ermenilerden olduğu ve dolayısıyla da Amerika’daki Ermeni Diasporasından olup “(sözde) soykırım” savunucusu olduklarını kavradım. Eşi de aynı şekilde hatta daha fevri olarak açıklamalarıma karşı çıkmış, beni dinlemek bile istememişti. Yani ben farkında olmadan tam 10 gündür Türk düşmanı Amerikalı Ermeni bir aileyi hem de Diasporanın etkin üyelerini ağırlıyordum. Anlattıklarımdan ve görüşlerini çürüten karşıt sözlerimden hiç hoşlanmamışlardı. Kendisinin ve eşinin yüz ifadelerini size anlatamam. O sevimli yüz ifadelerinin yerini şimdi tam tersi kötü bakışlar almıştı. Turu yarıda kesip tekneye dönmek istediler. Beni (sözde) soykırım yaptığımızı reddetmekle, milliyetçilikle ve şovenlikle suçladılar. Acenteyi aradım; bilgilendirdim. Onlar da doğal olarak bu tatsız gelişmeden tedirgin oldular. Steve Jobs ve eşi, bizi Atatköy Marina’da teknenin yanında karşılayan acentenin sahibine bugünkü turdan hiç memnun olmadıklarını belirttiler. Planlanandan önce İstanbul’dan ayrılmak istediler ve özel uçakları daha erken bir gün önce çağrıldı. Transferi ben yaptım. Benimle tek bir kelime konuşmasalar bile onları uçağa kadar uğurladım. Ellerini sıkmak için elimi uzattım ama elim havada kaldı ve benle vedalaşmadan bana göre helalleşmeden ayrıldılar. Ne bir zarf ne de söz verildiği gibi Apple dizüstü… Önemli değil. Zaten bu saatten sonra beklemiyordum ama uzattığım elimin havada kalması ve böylesi bir pozisyondaki adamın kabalığı, takındığı itici tavır çok hayret vericiydi. Her şeyi anladım da Steve Jobs gibi çok akıllı bir adam bir Türk Rehberden sorduğu “soykırım” sorusuna nasıl bir cevap umuyordu onu anlamadım. Alacağı cevabı düşünmemiş miydi, tahmin etmemiş miydi ki bu kadar tepki göstermişti onu çözemedim. Kendilerine 10 gün boyunca hizmet ettim. Bunun sonucunda dostça uzanan elim havada kaldı. Sözlerini tutmadılar. Zenginliklerinin gerektirdiği cömertliği göstermediler. Ben her şeye rağmen kendisini tanıyan kime rastladıysam rahatsızlığından duyduğum üzüntümü ve selamlarımı iletmeye devam ettim. Sonuçta Steve Jobs ve ailesi benim misafirimdi ve ben de bunun bilincinde biri olarak son güne kadar kendilerine hizmette kusur etmedim. Biz Türkler misafirperverliğimizle, sıcak dostluklarımızla dünyada tanınan bir milletiz. Kin taşımayız; yerine sevgi dolu bir kalp taşırız. Ben de bunu yaptım. Her Türk Rehberin yapacağı gibi… Asil S. TUNÇER / Profesyonel Turist Rehberi Kaynak : http://www.haber3.com/steve-jobs-ile-ilgili-sok-iddia-1116808-p2h.htm#ixzz1h62UfaL6 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
hamsilipilav Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 serin Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nutella yerim Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 sitiv cabs akıllı olsun akıllı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
odiflame Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 rehber komşularla sıfır sorun politikasına aykırı hareket etmiş. özür dilemeli stivden ama artık çok geç :( Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
vaperon Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 OPPLO ORMONO DOYOSPOROSONO HOZMOT ÖDÖYOR... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Viktor said: gizli kapakli turkiyeye geldiginde kendisini gezdiren rehber yasadigi macerayi anlatmis, bes kurus bile bahsis birakmadigi icin baya koymus tabide en azindan hikaye enteresan enteresan ama senin ipad alman kadar şoke etmedi beni hikaye. (:P) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 asil s. tuncer niye kariyer intiharı yapmış ki? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
qlrblrq Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 said: Ne bir zarf ne de söz verildiği gibi Apple dizüstü… said: Sözlerini tutmadılar. Zenginliklerinin gerektirdiği cömertliği göstermediler. İşte o kadar sitemin, içerlemenin gerçek sebebi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ren Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 serin Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
hamsilipilav Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Sam said: Viktor said: gizli kapakli turkiyeye geldiginde kendisini gezdiren rehber yasadigi macerayi anlatmis, bes kurus bile bahsis birakmadigi icin baya koymus tabide en azindan hikaye enteresan enteresan ama senin ipad alman kadar şoke etmedi beni hikaye. (:P) gerçek mi bu haha Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masquerade Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 viktor ve ipad. http://th01.deviantart.net/fs71/PRE/f/2011/084/9/6/anakin_skywalker_mourns_by_trueinnovator159-d3cfown.png Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Viktor? ipad? Baktın cari açık coştu, saldın di mi yelkenleri sen de eheühüh Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 serin Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kaede Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 viktorun odayı ebaye koysak cari açık kapanır lan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 kim yong il'in türkiye meacerası çok daha iyi ama. said: ....kendisinin yavıdi olduğunu ilk bakışta anlamıştım. çekik gözlerine rağmen burnu onu ele veriyordu. bir anda neden filistinlilere yardım ettiğimi sordu... ...ben onca gün meğer büyük lider yerine bir müslüman düşmanını gezdirmiştim!... ...ona verdiğim emeklere haram olsun!... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
roket adam Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 http://i55.tinypic.com/2v00bhl.jpg Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Chaotic Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 stiv jobs ölmedi mi ya? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 musteri algisi ole bisi iste, gordugum goruntu su http://media.thegadgets.net/wp-content/uploads/2010/05/Dr_Evil-jobs.jpg mobil bir cihaza ihtiyacim var, iki tane beceirksizi ust uste koyuyoruz http://macmagazine.com.br/wp-content/uploads/2010/10/26-reggie.jpg + http://www.anaitgames.com/anait_img/2011_06/psvita-2012-hirai-reggie-615.jpg algi su sekilde degisiveriyor http://regmedia.co.uk/2011/03/02/steve_jobs_ipad.jpg bana apple a para verdirdikleri icin sony ve nintendoyu hicbir zaman affetmiycem Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Crawler Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 http://b1112.hizliresim.com/s/n/17ky5.jpg http://asiltuncer.com/ serin yerine, viral diyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aket-Atum Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Steve Jobs'u zaten sevmezdim ama bu bakkal zihniyetli rehberi oraya koyan adam kim onu merak ettim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Tatar Ramazan Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Epılı hiç sevmiyorum Stivi de sevmezdim! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aket-Atum Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 aslında severdim sevmezdim diye konuşmak da ezikliğin önde gideni, ne yaptı ki bugüne kadar da adama karşı bir his beslememiz lazım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 steve jobs = ermeni yahudi hipster Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 püfür püfür hikaye Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 20, 2011 Aket-Atum said: aslında severdim sevmezdim diye konuşmak da ezikliğin önde gideni, ne yaptı ki bugüne kadar da adama karşı bir his beslememiz lazım. senin su mesaji oda buyulugundeki isyeri bilgisayarindan degilde evinden atabilmeni sagladi, daha ne yapsin lan herif Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar