Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Beko Basketbol Ligi 2011-2012


Natanyal

Öne çıkan mesajlar

ya harika bir başarı bu ki banvit gibi bir takımı yenerek şampiyon olduk.

Bu sene zaten iki rakibimiz var doğruya doğru, Efes ve Banvit. Hatta Banvit sadece,

Ergin Ataman eski panpası Oktay Mahmudi'yi çok iyi tanıyor. 2 maçtır çok önemli eksikliklere ve dar kadroya rağmen yenebilmeyi başarmışken olası bir playoff eşleşmesinde GS'ye yine üstünlük kurabiliriz. Gerçi CSKA maçındaki kadar diri bir GS'ye nasıl karşı koyulur bilinmez fakat hep böyle olup olmayacakları belli değil, istikrarsızlık var bu konuda,

FB desen bitik, Efes desen bence daha da bitik. Bu iki takımda normal şartlarda ne BJK'nin ne de GS'nin rakibi,

Zaten beklentim final eşleşmesinde BJK-GS-Banvit üçlüsünden ikisinin karşılaşacağı ki şuan ki formlar bunu gösteriyor.

GS-BJK finali süper olur. İki tarafın hocaları da çok başarılı ve ne olursa olsun harika maçlar izleriz. Taraftarlar pislik yapmazsa iki taraf adına da yıllardır görülen en güzel finallerden biri olabilir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Beşiktaş'ın ligdeki durumu ve kupa şampiyonluğu tesadüf değil. Büyük bir planlamanın da sonucu değil elbette ama bir kaç neden var sayılabilecek.

İlk önce herkesin kabul edeceği üzere yabancılar hepsi ligimizi en iyi yabancılarından. Yabancı oyuncu konusundaki nokta atışlar bu başarıdaki en büyük neden. Tek tek ele almaya gerek yok ama David Hawkins, Pops Mensah Bonsu, Zoran Erceg, Carlos Arroyo, Marcelus Kemp ve Adam Morrison; bunların hepsi Euroleague'de herhangi bir takımda rahatça forma bulacak isimler. Erwin Dudley (Ersin Dağlı :) ) ise savunması çok düşük de olsa bildiğimiz istikrarlı bir şekilde hücum katkısını veriyor. Türk statüsünde oynaması çok büyük avantaj hem kendi hem de takım için.

İkincisi ise Ergin Ataman'ın koç gibi koç olması. Çoğumuzda bi' antipatiklik yaratmıştır Ergin Ataman. Ne bileyim böyle bi' snobluk, bi' ukalalık vs. gibi. Ama iş koçluğa gelince yerli koçlar arasında eline su dökebilecek kimse yok. Oktay Mahmuti'nin bir gömlek üstüdür Ergin Ataman.

Üçüncüsü kupa galibiyeti sonrası -televizyondan gördüğümüz kadarıyla- takımdaki arkadaşlık ve sinerji. Arroyo bile egosundan vazgeçmiş, burası çok ilginç. Adam takım yönetiyor artık.

Türk oyuncuların da burada hakkını yemeyelim. Bu kadar dar rotasyon içinde muhakkak Beşiktaş'a ekstra katkılar gerekiyordu ve bu zamana dek hep geldi. Can Akın sakatlanmadan önce 20 dakika civarı zaman alıp, o gerekli performansı sağlıyordu. Can sakatlandıktan sonra açıkçası ben takımın büyük bir sekteye uğrayacağını düşünüyordum ki; Serhat Çetin ve Barış Hersek beni mahçup ettiler.

BU kupa serisi, takımın play-off gibi seri maçlar gerektiren durumlarda dirençli olabileceğini gösterdi. Beni biraz tedirgin ediyor halen bu durum. Bazı oyuncular her maçta 35 dakikanın üzerinde oynamak zorunda kalıyorlar ve play-offlarda bunu ard arda yapmak çok kolay değil.

Yanisi şu: Beşiktaş lig'de de bana göre -eğer çok yorgunluk baş göstermez ise- şampiyonluğun en büyük adaylarından. Avrupa'da ise sürdirek favori. Kupe her ne kadar Eurochallenge gibi dandik bir kupa olsa da Efes'in koraç kupası dışında kupası olmayan bir ülke için önemli bence. Beşiktaş camiasındaki basketbola bakış açısını da değiştirmesi açısından ayrıca öneme sahip.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yeni gelecek koçun gücü neleri değiştirmeye yetebilecek? Tek sorun Ufuk'un tecrübesizliği ve yaptığı hatalar değildi. Mevcut yapıyla gelen başarısızlıkta sorumluluğun ne kadarı Ufuk'a ait, tam olarak kestiremiyorum.

Zouros söylentisi var. Romanov diktasından sonra Efes'e gelecekse yazık adama. Daha sağlıklı bir ortam bulsun çalışacak.

önemli edit: Zouros resmi olarak açıklandı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cüneyt Erden ile Fanatik Basket bir röportaj yapmış, çok güzel ve kaliteli bir röportaj olmuş ama benim de bir Beşiktaş'lı olarak en çok merak ettiğim konu, şu geçen yıl ki olaylardı. Bayağı güzel açıklamış süreci, duruşu vs. cidden alkışlanır. BJK basket şubesinin de ne kadar bok bir yer olduğu geçen sene ortada, bu sene değişen 1-2 isim olmasaydı halen aynı derece de kötü olurduk...

Neyse o bölüm;


* Gelelim asıl konuya; Beşiktaş’ta ne oldu?

Beşiktaş’ta muhatap yok. Kötü yönetim var. Ne kadar bana Deron Williams’ı getirseler de, Arroyo’yu getirseler de Odom’u getirmeye çalışsalar da işin içinde olan basketbol camiası her şeyi biliyor. Bu pek umurumda değil. Çünkü yönetim kötü…

Bana 2011 Haziran’da söylenen şubat ayından itibaren 5 aylık alacağım vardı. Onun üzerine Haziran ayında, ‘Ergin Ataman’ın bizi istemediği eğer geçici olan ikinci seneye ait kontratlarımızı feshedersek geçmişe ait alacaklarımızı yatıracaklarını” söylediler. Ben de ‘onlar zaten sizin borçlarınız, geçen seneden alacaklarımız onları yatırın, bu seneki kontratlarımızı oturalım konuşalım. Ben istediğim gibi bir takım bulduğumda aradaki farkı siz ödersiniz geri kalanını diğer kulüp öder anlaşırız ayrılırız’ dedim.

Kabul etmediğimiz için Haziran’ın ikinci haftasında bize bir tebligat ulaştırdılar. Tebligatta, ‘Haziran’ın 15’inden Ağustos’un 15’ine kadar idmanların başlayacağı” söylendi. Ara vermeden günde üç idman. Bir gün sabah 8’de Belgrad Orman’ı, öğlen salonda şut idmanı sonra kulüpte basketbol. Bir gün yine sabah Enka atletizm, öğlen yine şut, akşam yine basketbol. İki ay boyunca bu program yollandı bize. Nedeni de? Bu oyuncuların bir önceki sezon kötü performans sergilediği, performanslarımızdan memnun olmadıklarını onun içinde önümüzdeki sezonun erken başladığı özel idmanlar olduğu yazılıydı tebligatta. Biz de 2 senelik kontratımız olduğu için idmanlara başladık.

İdmanlar 15 gün sürdü. Haziran 30’da tutanakla bitirdiler idmanlarımızı. Üç kişilik (Serhat, Bekir, ben) Şeref Yalçın adına Murat Mürtezaoğlu bir tutanak tuttu. Şubat’tan Haziran’a kadar para almamamıza rağmen Temmuz sonuna kadar bekledim. O zamana kadar muhatap bulamadık. Temmuz sonunda artık ben avukatıma bilgiyi verdim. Temmuz’dan itibaren de benim için bir süreç başladı.

Ağustos’un 25’in de sezon açılışı vardı ve ben oraya gittim. Sonuçta kontratlı oyuncuyum. Gitmek zorundayım. Hazır olarak bütün oyuncularla sahadaydım. Ergin Ataman, Murat Mürtezaoğlu aracılığıyla bana haber yolladı. İdmana çıkmamı istemediğini ve bu yıl beni düşünmediğini iletti, idmana çıkmamamı istedi. Ben de kontratlı oyuncu olduğumu söyledim ve burada bulunmam gerektiğini söyledim. Orada bir hafta boyunca antrenman izledim. İdmana sokulmadım ve idmanları izledim.

BEN İZİN İSTEMEDİM
Ardından Ergin Ataman önüme kendi imzasının bulunduğu bir kâğıt getirdi; ‘Sana 2,5 ay izin veriyorum git’ dedi. Ben izin istemediğimi ve kontratlı oyuncu olduğumu söyledim. Ataman iki gün sonra beni çağırıp bundan sonra alt yapıyla antrenmana gitmek zorunda olduğumu söyledi. Bu yasal süreçte hepsini yazılı istedim ama kimseyi muhatap bulamadım. Alt yapıya gittim ve orada alt yapı menajeri ile tanıştım. Bu adam sonradan öğrendim ki Beşiktaşlı genç oyuncu Kartal Özmızrak’ın babası olduğunu anladım. Ona bir program veriliyormuş. Oraya gitmek zorunda değildim. Ama bu süreçte antrenmansız kalmak istemiyordum. Oynamak istiyordum bu sezon. Oynamak istediğim için de genç takımla idmanlarımı yaptım. Bir ara ayağımda ağrılarım vardı. Ben de yazılı olarak tedavi olmam gerektiğini kulübe bildirdim. Sonra anlamsız olarak genç takım idmanına noter getiriyorlar ve 3 gün zabıt tutturuyorlar. 3 gün noter geliyor 4. gün gidiyorum. Aynı noter, nedensiz şekilde sivil kıyafetle orada oturduğum zaptı tutuluyor ve Ekim’in ortasında bana fesih kâğıdı yollanıyor. Nedeni genç takımın idmanına gelmiyormuşum ki ben genç takımla kontrat yapmadım. A takımın kontratlısıyım. Şu an bunları yaşadığım ve anlattığım için utanıyorum. Ama bazıları bunları yaptığı için hiç utanmıyor.

FEDERASYON REDDETTİ
Fesihte kontratımın tek taraflı feshedildiği ve bundan sonra alacaklarımın bilinmediğine dair bir kâğıt yolladılar. Ben bunu federasyona yolladım ve 15 gün sonra ret kararı çıktı. Fesih edemezsiniz kararıyla tahkime gittiler, daha 24 saat geçmeden ondan da ret çıktı. Şuan hala ödemeleri gereken paralar var. Onlar kendi akıllarınca feshettikleri için bir şey ödemeyeceklerini sanıyorlar. Bütün durum bu… Ben bunu kendim için yaptım.


Tamamı: http://www.basketdergisi.com/cuneyt-erden-basketbolu-birakmadim.html
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://www.basketdergisi.com/galatasaray-ile-telekom-birlesiyor-mu.html?utm_source=feedburner&utm_medium=twitter&utm_campaign=Feed%3A+BasketDergisi+%28T%C3%BCrkiye+Basketbol+Haber+Lideri%29


şu olay olursa telekom'un parasıyla 2-3 yıl aralıksız domine eder ligi GS,

Şuan bile Telekom'un o kadar yatırım ile bu kadar aşağılarda olması şaşılacak birşey. Aslında şaşılacak birşey değil de sdaf ne taraftar var, ne adam akıllı bir koç. Oyuncular da çok üst düzey değil aslında vs. vs.

2006-2008 arasında ne efsane takımdık oysa ki, İstanbul'daki maçlarını kaçırmazdık. (Gerçi babamlara beleş bilet gelmese gitmezdim sanırım, zaten tüm taraftar personel ailesiydi bir gidiyordun herkesi tanıyordun asdfds )
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...