Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İstanbul'un Çılgın Projesi


toggie

Öne çıkan mesajlar

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17663750.asp?yazarid=148&gid=61

said:
Daha ‘usta işi’ bir proje beklerdim


BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın “çılgın projesi” dün bütün gazetelerin manşetindeydi.

Bu açıdan Başbakan’ın iyi bir seçim atağı yaptığını söyleyebiliriz. Aynı öneriyi Bülent Ecevit yaptığında gazetelerin birinci sayfasında iki üç sütunluk küçük bir yer bulabildiğini de hatırlatayım.
Bugün gazete köşelerinde projeyi “işte gerçek büyük adam vizyonu” diye alkışlayanların o tarihte bu proje için neler söylediklerini de yakında gazetelerde okur, eğleniriz.
Gazetelerdeki haberlere göre üniversitedeki hocalar ve uzmanlar projeyi pek tutmamışlar. Ama iş adamları, özellikle de müteahhitler projeye “bayılmışlar”!
Bu da normal! Çok ciddi bir hafriyat işi var ve en ballı para da bu işlerde kazanılır. Yola “10 milyar dolarlık kazı” diye çıkarsınız, dolgusuydu, kaya çıktıydı derken bir de bakmışsınız 20 milyar dolar harcamışsınız.
Bu iş gazetelere yansıdığına göre 10 milyar dolar ile 20 milyar dolar arasında bir paraya mal olacak.
Kaynak da “gemiler geçecek, şu kadar para verecek” şeklinde açıklanıyor. Nasrettin Hoca’nın dikenlere takılacak koyun tüylerinden yararlanarak borçlarını ödeme planı gibi bir proje.
Bu rakama ulaşırken de Panama Kanalı’nın gelirinden söz ediliyor. Panama Kanalı’nın gemileri bütün bir Güney Amerika kıtasını dolaşmaktan kurtardığı gerçeği ihmal ediliyor gibi geldi bana.
Ben Başbakan’dan daha gerçekçi bir proje beklerdim, malum artık “ustalık” dönemini yaşadığını söylüyor, daha “usta işi bir proje” iyi olurdu.
Mesela Türkiye’yi dünyanın en eğitimli genç nüfusuna sahip kılmak gibi bir proje geleceğe yönelik olarak daha yararlı olurdu.
Bir not da proje açıklanınca Çatalca’daki emlakçilerin peşine düşenler için yazayım: Çok geç kaldınız, atı alan çoktan Çatalca’yı geçmiştir!


manşetler

http://i.imgur.com/uCpYt.jpg

http://i.imgur.com/gbMnY.jpg

http://i.imgur.com/xsjYB.jpg

http://i.imgur.com/StGbN.jpg

http://i.imgur.com/2supd.jpg

http://i.imgur.com/lWlFY.jpg

http://i.imgur.com/cPCKO.jpg

http://i.imgur.com/UlUv0.jpg

http://i.imgur.com/4pwaR.jpg

http://i.imgur.com/ENJ8U.jpg

http://i.imgur.com/I0hXb.jpg

http://i.imgur.com/51jOC.jpg

http://i.imgur.com/MfyW8.jpg

http://i.imgur.com/cC8Z4.jpg

http://i.imgur.com/AbFfw.jpg

http://i.imgur.com/UmL2i.jpg

http://i.imgur.com/PH5lX.jpg

http://i.imgur.com/ONGyZ.jpg

http://i.imgur.com/OQgEM.jpg

http://i.imgur.com/KWWLP.jpg

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

rahatsiz said:

CILGIN PROJE - Prof Dr A. Cemal Saydam

Asıl uzmanlık alanım deniz bilimleridir. Uzmanlığım da Türk Denizleri özellikle de Marmara Boğazlar ve İstanbul Haliç'i dir. Yani bu konularda uzmanım, konuşabilirim hem de göğsümü gere gere.

Şimdi gelelim en son proje önerisine. Size çok basit dilde anlatayım. Karadeniz'i bir tatlı su havuzu olarak düşünün. Nedeni de basit çünkü bu havuza giren tüm sular (nehir veya yağmur suyu) tatlı su. Peki o zaman Karadeniz neden tatlı su havuzu değil? Çünkü Çanakkale ve İstanbul Boğazı altından gelen ve belirli eşikleri belirli rüzgar koşulları altına aşan tuzlu ve de dolayısı ile yoğun Akdeniz suları Karadeniz’i bugünkü tuzluluk seviyesine getirdi. Geçmişi o kadar da taze ki en son hali 3500 senelik ve bildik tarihi de 12.000 senecik.

Durduk yerde neden Karadeniz havuzu diyorum değil mi? Karadeniz'i az tuzlu bir havuz diye düşünün hem de Akdeniz'den ortalama 30 cm yüksek. İşte bu nedenle bu havuzun fazla suyu Boğazlardan akar durur ama havuza giren su belli ve doğanın açtığı bu kısıtlı musluktan çıkan su belli. Yani Karadeniz havuzunu boşaltan bir musluk vardı. Ama doğanın yarattığı bir musluk ve dengesini ancak son 3500 senedir sürdüren bir musluk.

Şimdi siz bir ikinci musluk takmayı planlıyorsunuz hem de 25 metre derinlikte, yani musluk sadece Karadeniz'in suyunu Marmara'ya akıtabilecek ama alttan girmesi gereken su bu yeni kanala giremeyecek. Doğanın dengeleri bozulacak ve ne olacak?

Ne olur biliyormusunuz, ah keşke bilebilsek.

Ama her ne olursa hiçbir zaman geri dönüşü olmaz, doğal dengeler bozuldu mu geri dönüş maalesef yok.

Akıl mantık basit. Havuza takılı bir musluk vardı şimdi ikinci musluğu takmayı planlıyorsunuz. Eh iyi de havuza gelen su miktarı artmayacak ki. Yani Tuna, Dinyeper Dinyester siz musluk taktınız diye debisini arttırmayacak ki? Diğer bazı kanalları örnek göstermek demek Karadeniz'in Marmara'nın oşinografik gerçeklerini bilmemek demektir. Böyle bir sisteme sahip bir deniz yerkürede yok, sadece bizde ama değerini bilirsek elbette. Ben talebelerime derslerde Marmara'yı anlatırken onu sağlıklı Akdeniz ve sağlıksız Karadeniz'in astımlı doğan çocuğu derim. Yani doğuştan solunum zorluğu çeken bir deniz ve de dikkat edilmesi şart olan bir deniz. Onu kurtaran Karadeniz'den gelen ve jet akım halinde Boğazdan Marmara'ya çıkan ve 25 metrelik üst tabakayı 3 ayda bir değiştiren Karadeniz suyu. O çıkışta öyle harika işler yapıp alt tabakadaki suyu yukarı çekiyor ki sormayın gitsin. Marmara'ya oksijen pompalayan ise Çanakkale'den gelen alt su. Takın bu sisteme tek taraflı bir musluk ve seyreyleyin olacakları. Ben karada olacaklardan bahsetmiyorum denizdekiler benim uzmanlık alanım.

Başka tarafları da var elbette bence bu proje hiçbir zaman yapılamaz çünkü sınır aşan sular gibi sınır aşan deniz bu, debisi ile rejimi ile oynayamazsınız. Şimdi Almanya Avusturya Tuna'üzerinde muazzam bir baraj kursa suyu akıtmasa ne olur. Karadeniz'in felaketi olur. Altta verilen su bütçesi alt üst olur.

Kiminiz bu hoca da her şeyi biliyor demişsinizdir. Ama ben aşağıda verilen ve Marmara Denizinin bütçesini çıkartan ekibin parçasıydım. İstanbul Boğazının altını 4 defa al bayrak rengi kırmızıya boyayan (Rhodamin boyası ile) ekibin başı idim. Yani İstanbul Kanlizasyon Deşarj projesinin gerçekleşmesinde, Haliç'in temizlenmesinde emeğim, alın terim çoktur. Ve de dediklerim doğrudur. Havuza ikinci musluk takarken havuzun daha hızlı boşalacağını da hesaplamalısınız öyle iki mimara ısmarlama ile olmaz bu işler. Keşke iş, en boy yükseklik ve debi ile hallolabilseydi. Ben size hemen şimdiden diyeyim. Karadenizin su rejimini değiştirirseniz size hesap sorarlar daha da dos doğrusu yaptırmazlar. Hani neden boğaza köprü yaparken 64 metre yapmak zorunda kalıyoruz, 50 yapsak neden olmuyorun cevabı gibi. İşte aşağıda Marmara’nın su ve tuz bütçesi, öyle şappadanak ortaya çıkan bir şey değil, kaç kişinin alın teri var ve bu sistemi sürdüren yegane güç Karadenize giren ama sadece Boğazdan çıktığı hesap edilen tatlı su. O da %95 Tuna suyu, yani Tuna'nın debisi bizim için hayati öneme sahip. Siz durduk yerde Karadeniz havuzuna giren tatlı suyun debisini arttırmadan havuzu tek muslukla boşaltmak yerine bir musluk daha takarsanız sistem alt üst olur.

Aslında bunu anlamak için ne bilim adamı olmak gerek ne de alim, basit havuz problemi hani şu ilk okul çocuklarına çözdürülen cinsten.

Saygılarımla,

Prof Dr A. Cemal Saydam

ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi(Emekli)

Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi


hmmmmcidden bişeyler varmış
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...