Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

En İyi Roman Girişleri


xunn

Öne çıkan mesajlar

Aradım buldum!

Nihan'ıma

Kafka's sentences often deliver an unexpected impact just before the full stop—that being the finalizing meaning and focus. This is achieved from the construction of sentences in German that require that the participle be positioned at the end of the sentence; in the above sentence, the equivalent of "changed" is the final word, verwandelt. Such constructions are not replicable in English, so it is up to the translator to provide the reader with the same effect found in the original text.
English translators have often sought to render the word Ungeziefer as "insect", but this is not strictly accurate. In Middle German, Ungeziefer literally means "unclean animal not suitable for sacrifice" and is sometimes used colloquially to mean "bug" – a very general term, unlike the scientific sounding "insect". Kafka had no intention of labeling Gregor as any specific thing, but instead wanted to convey Gregor's disgust at his transformation. The phrasing used in the David Wyllie translation and Joachim Neugroschel is "transformed in his bed into a gigantic insect."
However, in Kafka's letter to his publisher of 25 October 1915, in which he discusses his concern about the cover illustration for the first edition, he uses the term Insekt, saying "The insect itself is not to be drawn. It is not even to be seen from a distance."

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
Muhahahahahaha...

Madem bir iş yapıyorsun, doğru yap

xunn said:

"Stately, plump Buck Mulligan came from the stairhead, bearing a bowl of lather on which a mirror and a razor lay crossed. A yellow dressing-gown, ungirdled, was sustained gently behind him by the mild morning air. He held the bowl aloft and intoned:
- Introibo ad altare Dei."


Ulysses, tamam.

said:
"The sun shone, having no alternative, on the nothing new."


Bilmiyorum.

said:
"I lingered round them, under that benign sky; watched the moths fluttering among the heath, and hare-bells; listened to the soft wind breathing through the grass; and wondered how any one could ever imagine unquiet slumbers for the
sleepers in that quiet earth."


FAIL!!! Wuthering Heights'in son cümlesi bu.

said:
"Happy families are all alike; every unhappy family is unhappy in its own way."


Anna Karenina

said:
"It was the afternoon of my eighty-first birthday, and I was in bed with my catamite when Ali announced that the archbishop had come to see me."


Bilmiyorum.

said:
"For a long time, I went to bed early. Sometimes, my candle scarcely out, my eyes would close so quickly that I did not have time to say to myself: "I'm falling asleep."


Bunu zaten yazmışsın, Swann'ın Bir Aşkı.

said:
"Now is the winter of our discontent made glorious summer by this sun of York."


Shakespeare'in en sevmediğim oyunlarından biri bu.

said:
"Aujourd'hui, maman est morte. Ou peut-être hier, je ne sais pas."


Burada şair iki dilden de okurum diyor.

said:
"She sat at the window watching the evening invade the avenue."


FAIL!!! Dubliners'ın ilk öyküsü bu değil.



6/10

Bu da benden olsun:

A screaming comes across the sky. It has happened before, but there is nothing to compare it to now.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

GERGE said:

Muhahahahahaha...

Madem bir iş yapıyorsun, doğru yap

xunn said:

"Stately, plump Buck Mulligan came from the stairhead, bearing a bowl of lather on which a mirror and a razor lay crossed. A yellow dressing-gown, ungirdled, was sustained gently behind him by the mild morning air. He held the bowl aloft and intoned:
- Introibo ad altare Dei."


Ulysses, tamam.

said:
"The sun shone, having no alternative, on the nothing new."


Bilmiyorum.

said:
"I lingered round them, under that benign sky; watched the moths fluttering among the heath, and hare-bells; listened to the soft wind breathing through the grass; and wondered how any one could ever imagine unquiet slumbers for the
sleepers in that quiet earth."


FAIL!!! Wuthering Heights'in son cümlesi bu.

said:
"Happy families are all alike; every unhappy family is unhappy in its own way."


Anna Karenina

said:
"It was the afternoon of my eighty-first birthday, and I was in bed with my catamite when Ali announced that the archbishop had come to see me."


Bilmiyorum.

said:
"For a long time, I went to bed early. Sometimes, my candle scarcely out, my eyes would close so quickly that I did not have time to say to myself: "I'm falling asleep."


Bunu zaten yazmışsın, Swann'ın Bir Aşkı.

said:
"Now is the winter of our discontent made glorious summer by this sun of York."


Shakespeare'in en sevmediğim oyunlarından biri bu.

said:
"Aujourd'hui, maman est morte. Ou peut-être hier, je ne sais pas."


Burada şair iki dilden de okurum diyor.

said:
"She sat at the window watching the evening invade the avenue."


FAIL!!! Dubliners'ın ilk öyküsü bu değil.



6/10


Sakin ol şampiyon, edebiyat yaparken ego kusmayalım bak negzel potansiyeli var topiğin.

Hangi romandan tahmin edin değil, okuyup stimule olun topiğin amaç.


said:
FAIL!!! Wuthering Heights'in son cümlesi bu.

Biliyorum, biri farkedip "I c wut u did thar" desin maksat, A CLEVER RUSE.

said:
FAIL!!! Dubliners'ın ilk öyküsü bu değil.


Kısa hikayelerden oluşan kitabın ilk cümlesinin hangi hikayeye ait oldugu farketmez bence, sakin.

said:
Burada şair iki dilden de okurum diyor.


Fransızcam tamamen okuyacak kadar iyi değil, edebi olarak hoşuma giden yerlerin orjinaline bakıyorum akımı iyimi, Fransız edebiyatı okuyordum ama bıraktım bu sene.

ZaugnaKhaldun said:

"It was a wrong number that started it, the telephone ringing three times in the dead of night, and the voice on the other end asking for someone he was not."


Sevdim bunu ben, kitabın devamı nasıl?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aslında çok güzel bi topic olabilirmiş maloz gibi trollenmese.
En iyi roman girişleri olarak yazmıyorum da, okuduğum kitaptaki en beğendiğim alıntıları yazıyorum. Çok fazla kitap okumadığımdan sıkıntı yani.



*Kader seni güldürmüyorsa, espiriyi anlayamadın demektir.

* Beni en çok korkutan hangisi bilmiyorum. Altında ezildiğim güç mü, yoksa buna dayanabilme gücüm mü?

* Sevgi istememizin ve onu çaresizce aramamızın nedenlerinden biride sevginin yanlızlığın, utancın ve kederin tek ilacı olmasıdır. Fakat bazı duygular kalbinizde öyle derinlere gömülür ki sadece yanlızlık onları tekrar bulmanıza yardımcı olabilir. Bazı gerçekler okadar acı verir ki sadece utanç onlarla yaşamanıza yardımcı olabilir. Ve bazı şeyler okadar üzücüdür ki sadece ruhunuz sizin için ağlayabilir.

* Doğru nedenlerle yanlış bir şey yapmak mümkündür.

* Kader er yada geç bizi neye dönüşmemiz yada dönüşmememiz gerektiğini gösteren insanlarla biraraya getiriyor. Er yada geç sarhoşla, hayatını boşa harcayanla, ihanet edenle, acımasız aklılla ve nefret dolu kalp ile tanışıyoruz. Kader ağlarını örüyor, çünkü bütün bu insanları ya seviyor yada onlara acıyoruz. Gerçekten acıdığınız birinden iğrenmek ve gerçekten sevdiğiniz birinden sakınmak imkansızdır.

* Erkeler ne düşündüklerini gözlerini kaçırdıklarında, ne hissettiklerini ise terddüt ettiklerinde belli ederler. Bayanlar için ise tam tersi.

* Merak ediyorum.. Üstün bir kabiliyetin sergilediği önemli bir davranış, onun meydana gelmesine olanak veren yüzlerce kusuru ve yanlışı affetmemize neden olmalı mı ?

* İyimserlik, sevginin birinci dereceden kuzenidir ve zorlayıcılığı, espiri anlayışı olmaması ve hiç beklemediğiniz bir zamanda karşınıza çıkması gibi üç noktadan aşka benzer.

* Bunu itiraf etmek ne kadar garip ve utanç verici olsada birşeylerin, birilerinin, bazı tecrübelerin kalbimi taşa çevirmesinden ötürü memnunum.

* Korkaklık dediğimiz genellikle gafil avlanmanın bir başka adıdır, cesaret ise hazırlıklı olmaktan ibarettir.

* Neredeyse merhametsizlik derecesindeki kararlılığını, delice cesaretini ve içindeki öfkeyle, yanlızlıkla karışık sevilme isteğini tanıyordum.

* Bir erkeği kalpsiz yapan nedir?

* Daha önce o ana kadar yaptığın her şeyin, bütün hayatını sadece seni içinde bulunacağın o ana hazırlayan bir giriş olduğunu ve bir şekilde oraya varacağını düşündüğün hiç oldu mu?

* Bazen kazanmadan önce teslim olman gerekir.

* Erkekler çıkarları ve prensipleri uğruna savaş açarlar ama toprak ve kadın uğruna savaşırlar. En yakın arkadaşlar öldüğünde, iyi adamlar acı çektiğinde; babaların, oğulların ve kardeşlerin kolları, bacakları yada kafaları havaya uçtuğunda, erkeğin savaşına devam etmesi ve bu uğurda ölmeyi göze almasını sağlayan sadece toprağını ve kadınını koruma arzusudur..

* Sadece doğru zamanda doğru yerde olmak yada doğru şeyi yapmak gibi bir şans vardır. İkiside insanın başına sadece kalbini hırstan ve plandan arındırdığın, yaşadığın ana kendini bıraktığın zaman gelir.

* Sevgide saygı gibi aldığınız bir şey değil, verdiğiniz bir şeydir.

* Ilerleyen aylarda ve yıllarda, herkesle flört ettiği için onu bazen çok acımasızca eleştirdiklerine şahit oldum.Bense o eleştirilere katılmıyorum. Onu daha yakından tanıdıkça, bildiği tek şefkat gösterisi bu olduğu için tüm dünya ile flört ettiğini anladım.

* Hayır nekadar tutkuyla söylenirse, belki okadar güçlüdür.

* Bir insandaki güce bakarken onun arkadaş ve düşman olarak kapasitesinede bakmalısın.

* Kimsenin ne düşündüğünü anlamasına izin verme. Ama herzaman başkalarının, senin hakkında ne düşündüğünü bil.


* Birinin seni dinlemesi dünyadaki en iyi ikinci şey.

* Korktuğumuz ve dilediğimiz tamamen aynı şeye dönüştüğünde o rüyaya kabus deriz.

* Ne kadar önemsiz veya ne kadar şiddetli olursa olsun; acı, bir açıdan sevgiyi deneme yoludur.

* Gençken bize acı verildiğini düşünürüz. Biraz daha yaşlanında ve çelik kapılar yüzümüze kapanınca, gerçek acının bizden alınanlar olduğunu anlarız.

* Yanlızca kötü kalpli bir adam yaptığı onca iyi işlerden böylesine yarar görebilir. İyi bir adam ise sadece yorulur ve aksileşirdi.

* Birinden yanlış sebeplerden nefret ettiğimizde kinin ve zalimliğin sonu yoktur.

* Birçok Hintlinin Avrupalı olarak değerlendirdiği beyaz adam çamura öylesine başarıyla ve rahatlıkla bulaşmıştı ki sokaktakiler bundan etkileniyordu. Gurur ve utanç karışımı bir duygu yaşayarak benim varlığımla işledikleri suçları haklı çıkartıyorlardı.Benim düşüşüm, birşekilde onları kaldırıyordu.

* Hatalar kötü alışkanlıklardır. Onlardan bir şeyler öğrendikçe, öğrenmemiş olmayı daha da çok dilersin.

* Her erdemli davranışın ardında karanlık bir sır vardır ve aldığımız her risk çözülmeyen bir gizeme sahiptir.

* Bazen kalbin, azmin ve ruhun küçük zaferleri için bedenimizi ateşe atarız.

* Zalimlik aynı zamanda bir çeşit korkaklıktır. Zalimce bir kahkaha, yanlız değilken korkakların ağlama şeklidir. Acı çektirerek yas tutar böyle insan.

* İnsanların bize yapabileceği en kötü şey bizi utandırmaktır ve yapılan zulümler, en çok içimizdeki dünyayı sevmek isteyen yanımıza zarar verir. Küçük düşürüldüğümüzde hissettiğimiz utancın bir kısmıda, insan olmaktan duyduğumuz utançtır.

* Dürüstlerdi, çünkü başlarına gelen gerçekler yalan söylemelerine izin vermiyordu. Öfkelilerdi, çünkü geçmişi ne unutabiliyor, nede bağışlayabiliyorlardı. Ve bir de yanlızdılar.

* Her iyi yüreğin derinliklerinde az da olsa kendini beğenmişlik olur.. :)

* Saklamanın acı vermediği şey sır sayılmaz.

* Suçtaki günah oranı önemlidir. Bazı işlerde (pornografi, uyuşturucu) suçtaki günah oranı öyle büyüktür ki, insanın kazanç uğruna ruhundan vazgeçmesi gerekir. Ve eğer bir adam ruhunu verirse, ruhsuz bir adama dönüşürse,ruhuna tekrar kavuşması için mucizeden fazlası gerekir.

* İnsanlara bilmeleri gerektiği kadarını anlat.

* Ölümcül mücadeleye girecek iki çeşit insan tanıdım. Yaşamak için öldürenler ve öldürmek için yaşayanlar. Öldürmeyi sevenler, kavgaya büyük bir hiddetle ve coşkuyla girebilir ama yaşamak için savaşan kadın yada erkek, genellikle galip çıkan taraf olur. Eğer öldürmeyi seven taraf kavgayı kaybetmeye başlarsa, dövüşme nedenide zayıflamaya başlar. Eğer hayatta kalmaya çalışan taraf kaybetmeye başlarsa, nedeni her zamankinden de güçlü olmaya başlar.

* Acıma duygusu karşılıksız sevginin bir parçasıdır ve bu yüzden her acıma göstergesi bir nevi duadır.

* Azar azar içindeki umutları ellerinden almaya başladıkça insanların nelere katlanacağını tahmin edemezsiniz.

* Mutluluğu duyacak kadar yakın, fakat hissetmeyecek kadar uzak bir mesafedeyim.

* Bir zamanlar bir savaşçı bana kaderin karşımıza üç öğretmen, üç arkadaş, üç düşman, ve üç aşk çıkacağını söylemişti. Fakat bu oniki şey herzaman gizliydi ve bunların ne olduğunu, onları sevene, bırakana yada onlarla savaşana kadar anlamazdık.

* Sevmemen gereken biriyle başbaşa kalmak her zaman çok büyük aptallıktır.

* Hayatta ne yaparsan yap cesaretle yaparsan yanlışa düşmezsin.

* Bazı insanlar ağladıklarında dayak yemişten beter olur. Böyleleri ağlarken yara alırlar. Gözyaşları kalpte başlar ama bazılarımız kalbi öylesine göz ardı ederiz ki o konuşmaya başladığında yüzlerce acıyı ve kederi aynı anda hissederiz. Ağlamanın iyi ve doğal bir şey olduğunu biliyoruz. Buna rağmen, yere gövdeden kesilmiş ağaçlar gibi çakılıyoruz.

* Gurur yıkımdan önce gelir, kibirli bir ruh ise düşüşten önce gelir.

* Bir adama umutlarının boşa olduğunu gösterirseniz, onun sevilmek isteyen inançlı, parlak yanını öldürürsünüz.

* Onurla erdemi karıştırırlar. Erdem ne yaptığınızla ilgilidir, onur ise onu nasıl yaptığınızla. Onurlu bir şekilde savaşabilirsiniz. Ama barışı onursuz bir şekilde de sağlayabilirsiniz.

* Kader herzaman önüne iki seçenek sunar.. Seçmen gereken ile seçtiğin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

* Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider geirdi, gider gelirdi...


esası rusça bunun ama doğal olarak rusçasını bulacak halim yoktu ehe

o değil de o kadar kitap okudum sadece bunun girişini çok sevdim tekrar baktım da.. hatta sanırsam oturup bir daha okuyabilirim u kitabı

* He did not wear his scarlet coat,
For blood and wine are red,
And blood and wine were on his hands
When they found him with the dead,
The poor dead woman whom he loved,
And murdered in her bed.

* Tuzun gülü olmasaydın sevemezdim seni,
bir topaz
ya da ateşi metheden karanfillerin oku:
Seviyorum seni belirgin sevgisi gibi karanlık nesnelerin,
gizliden gizliye, gölgeyle ruh arasında.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@xunn

paul auster, new york trilogy'nin ilk kısmı city of glass'ten alıntı bu.

post-modern dedektiflik kitabı; ama dedektiflikten ziyade kimlik arayışı, edebi sorgulamalar falan var; post-modernizmin dibini görmüş, en iyi örneklerinden biridir ama okuması çok zevkli olsa da tamamen özümseyerek anlaması o kadar kolay değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ABANDON ALL HOPE YE WHO ENTER HERE is scrawled in blood red lettering on the side of the Chemical Bank near the corner of Eleventh and First and is in print large enough to be seen from the backseat of the cab as it lurches forward in the traffic leaving Wall Street and just as Timothy Price notices the words a bus pulls up, the advertisement for Les Miserables on its side blocking his view, but Price who is with Pierce & Pierce and twenty-six doesn't seem to care because he tells the driver he will give him five dollars to turn up the radio, "Be My Baby" on WYNN, and the driver, black, not American, does so.

nerden olduklarını hiç yazmamışsınız ben de yazmıcam.


bu da bence en kötü. bu kadarını okuyunca hahahahah deyip bıraktım.

"Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu."
masumiyet müzesi lol
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...