Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

TT Arena ve Akp


Napolyonn

Öne çıkan mesajlar

"banu yelkovan - radikal" said:

Üç yaşına basmak üzere olan bir oğlum var. İyi bir insan olsun istiyorum. Dürüst olsun. Çalışkan olsun. Büyüklerini saysın. Küçüklerini sevsin. Sevildiğini ve ona her zaman güvenen bir ailesi olduğunu bilsin. Ama o, ailesine değil, en çok kendine güvensin. Her zaman elinden gelenin en iyisini yapan bir insan olsun. Elinden gelenin daha azıyla yetinmesin. Değerleri olsun. Gerekirse uğruna her şeyini feda edebileceği değerleri. Eğilmesin, bükülmesin. Kimseden fayda ummasın, kol kanat dilenmesin... Fikri, vicdanı, irfanı hür olsun...
Paylaşmayı bilsin. Ödünç aldığını geri vermeyi unutmasın. Doğru bildiğini yapmaktan çekinmesin. Konuşmak kadar, dinlemeyi de önemsesin. Dünyanın en iyi hatibi de olsa, dinlemenin konuşmaktan daha değerli olduğunu öğrensin. Kibar bir insan olsun. Başkalarına değer versin. Dedikodu yapmasın. Zor da olsa her zaman doğruyu söylesin. Oyun oynayacaksa, adil oynasın. Kuralına göre, centilmence oynasın. İşler zora girince mızıkmasın. Ne hak yesin, ne hakkını yedirsin...

Olur olmaz şikâyet etmesin. Zırt pırt ağlamasın. Affedici olsun. Sahip olduklarına şükretmeyi bilsin. Sabırlı olsun. Tabii mümkünse akıllı, yetenekli ve şanslı da... Etrafta küçük padişahlar gibi dolaşan çocuklardan olmasın... Hani her istediği alınan, her dediği yapılan... Hastalanmasın diye misafirlere galoş ikram edilen, sadece çizgi film seyredilen evlerde yaşayan... O uyanmasın diye alçak sesle konuşulan ama kendisi bar bar bağıran... Yok valla, o evlerden olmadı, olmasın bu ev. Benim oğlum, saltanatın bittiğini, bu ev sınırları içinde ya da dışında padişah olamayacağını anlasın.

Ha buna karşılık birey olduğunu da bilsin. Bu ailenin bir ferdi olduğunu, sözünün dinlenmesi için 18 yaşına gelmesi gerekmediğini, mantıklı bir şey söylüyorsa kabul edeceğimizi, tehlikeli bir şey yapıyorsa pek tabii engelleyeceğimizi, tehlike arzetmeyen her şeyin başkalarını rahatsız etmiyorsa serbest olduğunu, ona ‘koşma düşersin’ bile demeyeceğimizi, aksine koşmasını ve düşerse bir şey olmayacağını görmesini istediğimizi bilsin... Bu ev sınırları içerisinde ne anne-baba olmanın abartıldığını, ne çocuk olmanın azımsandığını düşünmesin...
Şımarık olmasın benim oğlum. Arsız olmasın. Dağıtırsa, toplamak zorunda olduğunu bilsin. Kadın-erkek işi diye bir ayrım olmadığını, ‘su getir’ derse o suyun başından aşağı döküleceğini, başka çocuğun elindeki oyuncağı çekip almasına izin vermeyeceğimizi, insan gibi almayı bilmiyorsa, o oyuncaktan kusur kalacağını tahmin etsin. Hak ve sorumluluğun kol kola yaşadığını, sorumluluklarını üstlenmeden haklarının olamayacağını anlasın. Ne 8, ne 18 yaşında silahla oynamasın benim oğlum. İçki içecekse kendi bilir ama ağzıyla, adabıyla içsin.

Yapması gereken bir işi yaptığı için övünmesin. Gerim gerim gerinmesin. Bizim ailede dürüstlüğün ve çalışkanlığın meziyet sayılmadığını, herkesin zaten öyle olması gerektiğini beklediğimizi bilsin. Düşene bir tekme de o vurmasın. Köşeyi dönmeyi beceri saymasın. Başarının eşiğinden atlayınca kavuşulacak bir kapı değil, basamak basamak çıkılacak bir merdiven olduğunu ama her çıkışın bir de inişi olabileceğini unutmasın. Haksızsa özür dilemeyi bilsin ama abartmasın. Varsın biraz naif olsun ama yalaka olmasın.

Gündem ne, sen ne yazmışsın demeyin. Duydum ki “TT Are-na’dakilerin babaları belli değildir” diyenler olmuş, en azından anneleri kim bilsinler istedim.


http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1037046&Yazar=BANU%20K.%20YELKOVAN&Date=19.01.2011&CategoryID=103

ne guzel yazmış yahu. resmen @2 ezmiş diyebilirm şu yazı için.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mokoko said:

"banu yelkovan - radikal" said:

Üç yaşına basmak üzere olan bir oğlum var. İyi bir insan olsun istiyorum. Dürüst olsun. Çalışkan olsun. Büyüklerini saysın. Küçüklerini sevsin. Sevildiğini ve ona her zaman güvenen bir ailesi olduğunu bilsin. Ama o, ailesine değil, en çok kendine güvensin. Her zaman elinden gelenin en iyisini yapan bir insan olsun. Elinden gelenin daha azıyla yetinmesin. Değerleri olsun. Gerekirse uğruna her şeyini feda edebileceği değerleri. Eğilmesin, bükülmesin. Kimseden fayda ummasın, kol kanat dilenmesin... Fikri, vicdanı, irfanı hür olsun...
Paylaşmayı bilsin. Ödünç aldığını geri vermeyi unutmasın. Doğru bildiğini yapmaktan çekinmesin. Konuşmak kadar, dinlemeyi de önemsesin. Dünyanın en iyi hatibi de olsa, dinlemenin konuşmaktan daha değerli olduğunu öğrensin. Kibar bir insan olsun. Başkalarına değer versin. Dedikodu yapmasın. Zor da olsa her zaman doğruyu söylesin. Oyun oynayacaksa, adil oynasın. Kuralına göre, centilmence oynasın. İşler zora girince mızıkmasın. Ne hak yesin, ne hakkını yedirsin...

Olur olmaz şikâyet etmesin. Zırt pırt ağlamasın. Affedici olsun. Sahip olduklarına şükretmeyi bilsin. Sabırlı olsun. Tabii mümkünse akıllı, yetenekli ve şanslı da... Etrafta küçük padişahlar gibi dolaşan çocuklardan olmasın... Hani her istediği alınan, her dediği yapılan... Hastalanmasın diye misafirlere galoş ikram edilen, sadece çizgi film seyredilen evlerde yaşayan... O uyanmasın diye alçak sesle konuşulan ama kendisi bar bar bağıran... Yok valla, o evlerden olmadı, olmasın bu ev. Benim oğlum, saltanatın bittiğini, bu ev sınırları içinde ya da dışında padişah olamayacağını anlasın.

Ha buna karşılık birey olduğunu da bilsin. Bu ailenin bir ferdi olduğunu, sözünün dinlenmesi için 18 yaşına gelmesi gerekmediğini, mantıklı bir şey söylüyorsa kabul edeceğimizi, tehlikeli bir şey yapıyorsa pek tabii engelleyeceğimizi, tehlike arzetmeyen her şeyin başkalarını rahatsız etmiyorsa serbest olduğunu, ona �koşma düşersin� bile demeyeceğimizi, aksine koşmasını ve düşerse bir şey olmayacağını görmesini istediğimizi bilsin... Bu ev sınırları içerisinde ne anne-baba olmanın abartıldığını, ne çocuk olmanın azımsandığını düşünmesin...
Şımarık olmasın benim oğlum. Arsız olmasın. Dağıtırsa, toplamak zorunda olduğunu bilsin. Kadın-erkek işi diye bir ayrım olmadığını, �su getir� derse o suyun başından aşağı döküleceğini, başka çocuğun elindeki oyuncağı çekip almasına izin vermeyeceğimizi, insan gibi almayı bilmiyorsa, o oyuncaktan kusur kalacağını tahmin etsin. Hak ve sorumluluğun kol kola yaşadığını, sorumluluklarını üstlenmeden haklarının olamayacağını anlasın. Ne 8, ne 18 yaşında silahla oynamasın benim oğlum. İçki içecekse kendi bilir ama ağzıyla, adabıyla içsin.

Yapması gereken bir işi yaptığı için övünmesin. Gerim gerim gerinmesin. Bizim ailede dürüstlüğün ve çalışkanlığın meziyet sayılmadığını, herkesin zaten öyle olması gerektiğini beklediğimizi bilsin. Düşene bir tekme de o vurmasın. Köşeyi dönmeyi beceri saymasın. Başarının eşiğinden atlayınca kavuşulacak bir kapı değil, basamak basamak çıkılacak bir merdiven olduğunu ama her çıkışın bir de inişi olabileceğini unutmasın. Haksızsa özür dilemeyi bilsin ama abartmasın. Varsın biraz naif olsun ama yalaka olmasın.

Gündem ne, sen ne yazmışsın demeyin. Duydum ki �TT Are-na�dakilerin babaları belli değildir� diyenler olmuş, en azından anneleri kim bilsinler istedim.


http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1037046&Yazar=BANU%20K.%20YELKOVAN&Date=19.01.2011&CategoryID=103

ne guzel yazmış yahu. resmen @2 ezmiş diyebilirm şu yazı için.


oy oy oy kapak olmuş bildiğin, harika yazmış gerçektende
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Barcelona Belediyespor veya New York Belediyespor yokken, bizim memlekette İstanbul Belediyespor varsa...

Ankara Belediyespor yüzünden futbolun altı üstüne geliyorsa... Cem Uzan’ın faturasıAdanaspor’a; Dinç Bilgin’in faturası Göztepe’ye kesiliyorsa... 1970 Kasımpaşa yok, 1980Kasımpaşa yok, 1990 Kasımpaşa yok, 2000 Kasımpaşa yok, 2002 Kasımpaşalı iktidar,2004 Kasımpaşa üçüncü ligde, 2005 Kasımpaşa ikinci ligde, 2006 Kasımpaşa birinci ligde, 2007 Kasımpaşa süperligde’yse... Eski Maliye Bakanı, sanki cebinden verecekmiş gibi,Eskişehirspor’a Ronaldinho’yu getireceğim diyorsa... Yeni Maliye Bakanı’nın memleketi Batmanspor’la Fenerbahçe’ye maç yaptırılıyor ve TRT Şeş’ten yayınlanıyorsa... Rize’dekiAtatürk Stadı’nın ismi siliniyor, Tayyip Erdoğan Stadı yapılmak isteniyorsa... Kafasınaampul şapkası takılan Hakan Şükür, miting kürsüsüne çıkarılıyorsa... Basketbol federasyonu başkanı, referandumda evet çıksın diye dua ediyorsa... Milli takımın maçı, Başbakanımızın iftar programı nedeniyle geç başlatılıyorsa... Hayır’cı Fazıl Say’ın üstünüçizip, evet’çi Sezen Aksu kadroya monte ediliyor ve “dev” adamların töreni “minik” serçeyle yapılıyorsa... Ponpon kızlar yasaklanıyorsa... Başbakan yuhalandı diye, bütün salonun kameraları tek tek incelenip, insanlar gözaltına alınıyorsa... Ermeni açılımını futbolüzerinden yapmaya kalkıp, Azerbaycan bayrağına yasak getiriliyorsa... Bazı kulüplere seçim yatırımı olarak para aktarıldığı iddiası WikiLeaks belgelerinde yer alıyorsa... Sivasmitinginde Sivasspor atkısı, Sakarya mitinginde Sakaryaspor atkısı, Mardin mitingindeMardinspor atkısı takılıyor; kafa ile kol arasına bağlanan taraftar atkısı, kafakol aracıhaline getiriliyorsa... Efes Pilsen yasaklanıyorsa... Avrupa’yı dize getiren 105 senelik kulübe, kömür yardımı muamelesi yapılıyorsa...
*
Spor siyasete alet ediliyorsa...
*
Herkes korkudan susar.
Gerçekleri tarih yazar.

Yılmaz ÖZDİL
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Galatasaray bayrağı yaktım. Onlar kim oluyor da koskoca Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını protesto ediyorlar? Kimden güç alıyorlar? Başbakan size 600 milyonluk stadyum yapıyor, siz onu yuhalıyorsunuz. Hangi güçle bunu yapıyorsunuz?"

http://video.milliyet.com.tr/Galatasaray-bayragini-yakinca_1_47267.htm
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aluriel said:

güzelmiş yazı

bi de şuna çok güldüm

said:
Anlayana davul zurna saz,
anlamayana sazı soksan az.


abi eksik almışsın bak tamamı şöyle

demem o ki değil ıslık vuvuzela öttürsen hikaye
sivrisinek eskidendi çünkü
anlayana davul zurna az
anlamayana sazı soksan az
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...