Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Hayatinizin filmini yapsalar, sizi hangi aktor/aktiris oynamali?


Draven

Öne çıkan mesajlar

said:
karakedi, 05 Temmuz 2004 22:55 tarihinde demiş ki:
ben kendimi oynasam,
yanımada rol arkadaşı olan Helen Hunt'ı verseler ?

ps: senaryoda kafamıza göre degişikilk yapabiliyor muyuz?



olmuyo öle o zaman bende kendim oynayayım, yanımada rol arkadaşı Monica Belluci yi versinler :)[signature][hline]mutsuzum, mutlusun, mutlular....

Saeros, 14 Haziran 2004 16:57 tarihinde demiş ki:
aşık olmak hormonların bok yemesinden başka birşey değil bence.


[Bu mesaj Chiptech tarafından 05 Temmuz 2004 22:57 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çarli çaplin oynasin beni =)[signature][hline]Cesaret olmazsa diğer bütün erdemler çürüyen birer erdem müsveddeleri
olarak kalırlar. Aşk, cesaret gerektirir, çünkü kırılmaktan korkmayı
bırakarak, gerçekten aşık olursunuz. Sevgi, cesaret gerektirir, çünkü sevgi tümüyle bir karşılıksız verme eylemidir. Dürüstlük, cesaret gerektirir, çünkü doğruluğuna inandığınız şeyler adına risk alırsınız.
Bilgi, cesaret gerektirir, çünkü her bir öğrenme eylemi, bilgisizliğinizi kabul etme cesaretinden kaynaklanir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...

Hmm biraz düşündüm ya bu konunun üstüne daha sonra. Aklıma baya bişeyler geldi. Yazayım şimdi zaten işim de yok :P

Başrol

Ewan McGregor (arkadaşların değişiyle ikizim)




Yer:
İngiltere
Tarih:
1930 lar
Mekanlar:
Barlar, yağmurlu sokaklar etc.
Konu:
Başroldeki genç adam henüz 20 lerindedir. Hayatını izbe barlarda piyano çalarak kazanmaktadır. Sessiz, içine kapanık bi kişiliği vardır. Çok düşünür her olayı çok derin yaşar. Ancak tepkisizdir. Tüm tepkisini piyanosunda yazdığı bestelerle dışarıya atmaktadır.



Günün birinde bara, yanında bir odunla :D güzel bir sarışın çıkagelir. Genç adam ilk görüşte kıza vurulsa da, elinden birşey gelmez. Fakat kendi tepksizliği artık onu yıpratmaya başlamıştır. Etrafta anlamsızca dolaşmaya, kendi kendine monologlar yaşamaya başlar. Hayatın her dakikasını sorgular, yağmur altında saatlerce yürür. Her gün, şehir merkezindeki parkta oturup, etrafta oynayan çocukları imrenerek izler. Hayat onların için çok basit ve rahattır.

Tam bu sıralarda, amerikada great depression meydana gelir. Üniversitede arkadaşı olan ve o güne kadar onun hayatını aşağı gören dostu batar. Onu teselli etmekse yine genç adama kalmıştır. Arkadaşını derin bir karanlık çukurdan çekip çıkarsa da, kendini o karanlık yerde bulmuştur. Ne olmuş olursa olsun, insanlara iyi davranıyordur, bu sebeple kendinden bile iğrenir hale gelmiştir.

Artık yalnızca sarışın bara geldiğinde çalıyordur. Böyle olunca en sonunda yine zil zurna sarhoş olduğu bir gün işten kavulur. Yağmur altındaki sokaklara kendini atar. Kafası çok dolu ve karışıktır, alkolun de yardımıyla halusülasyonlar görmeye başlar. Caddenin ortasında parkta her gün gördüğü sarışın ufaklığı topunun peşinden koştururken görür. Düşünmeden trafiğin yoğun olduğu caddeye onu kurtarmak için atlar. Oraya vardığında çocuk yok olur. Tam bu sırada yeni bir volkswagen genç adama çarpar ve adam oracıkta ölür. Arabayı bardaki sarışın kullanıyordur...[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki:
A mug of ale, and a fine tale!
Gimli yönetti

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...