calimero Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 said: Belki az çok tanıyorsunuz, belki de hiçbir fikriniz yok. Belki de yaşamınızın bir döneminde bizlerle kesişti yollarınız, belki birarkadaşınızdan biliyorsunuz ya da bir akrabanızdan dolayı tanıyorsunuz bizleri. Bu mektupta asıl yazacaklarımıza geçmeden önce bir de biz kısaca tanıtalım kendimizi. Kimimiz on sekizindeyiz, kimimiz elli yaşını geçtik. Kimimiz issizdik, kimimiz mühendis; kimimiz isçi, memur; kimimiz öğrenci, işportacı, esnafız. Neden burada yattığımızı da, neden hapishanede olduğumuzu, 'suç'umuzu da bilmek hakkınız. Kimimizse 'Hapishanelerde Neler Oluyor? Bilmek Hakkınız!' kampanyası çerçevesinde tutsakların yaygın olarak çeşitli kişi ve kurumlara gönderdiği mektupta, bir çağrıda bulunuluyor Bu mektup Tekirdağ F tipi tecrit hücrelerinde tutuklu bulunan devrimciler tarafından yazılmıştır. Sendikalarda, derneklerde, meslek odalarında örgütlendik; kimimiz gecekondu yıkımlarına direndik; kimimiz polisin terörüne, baskısına, hukuksuzluğuna karşı boyun eğmedik, karşı koyduk. Ancak hepimiz, IMF'nin, Dünya Bankasının sömürü politikalarına, AB'nin ve ABD'nin kuklası haline gelen, ulusal onurumuzu ayaklar altına alan iktidarlara karşı çıktık. Haklarımız ve özgürlüklerimiz için mücadele ettik. Sonuçta buradayız. Asil konumuza gelelim. F tiplerini ne kadar biliyorsunuz? Tecrit işkencesi nedir, hiç duydunuz mu? Bilmiyoruz. Ama Almanya'daki Nazi kamplarını duymuşsunuzdur. Ya da bugünün dünyasında ABD'nin Guantanamo'daki hapishanesini veya Irak'taki Ebu Gureyb hapishanesi' ni mutlaka duymuş olmalısınız. Iste ülkemizdeki F tiplerinin de o Nazi kamplarından, Guantanamo ve Ebu Gureyb'lerden farkı yoktur. Türkiye'deki F tipleri 19 Aralık 2000'de 28 tutuklunun yakılarak, kurşunlanarak öldürüldüğü, yüzlercesinin yaralandığı 'Hayata Dönüş' operasyonunun ardından açıldı. F tiplerindeki uygulamalar söyle: - F tiplerine gelen herkes daha önce elle ve elektronik cihazlarla defalarca aramadan geçirilmesine rağmen girişte atlet ve külotunuz da üzerinizde kalmayacak şekilde çırılçıplak soyulur. Dayatılan bu onursuz ve ahlaksız aramaya direnirseniz, dayak yersiniz. - Hastane ya da mahkemeye gidip gelirken daha hapishaneden çıkmadan gidişte BES, dönüşte BES kez olmak üzere tam ON kez aramadan geçirilirsiniz. - Kaldığınız hücreler TEK ya da ÜÇ kişiliktir. Tek kalıyorsanız hiç kimseyle, üç kişi kalıyorsanız yanınızdaki IKI KISI dışında -gardiyanlar hariç- kimseyle konuşamaz, kimsenin yüzünü bile göremezsiniz. Hastane ve mahkemelere götürülürken bile hücrelere bölünmüş araçlarla götürülürsünüz. - Mahkemeye sunacağınız el yazısı savunmanız önce hukuki bir bilgi ve yetkiye sahip olmayan gardiyanlar tarafından denetlenir. Gardiyanlar tarafından 'sakıncalı' bulunmaz ve 'olur' denilirse dilekçenizi mahkemeye ulaştırabilirsiniz. Yoksa el konulur. -Avukatınızla görüşmeye giderken yanınıza kağıt kalem almanız yasaktır. Hücrenizden en fazla elli adim uzaklıktaki avukat görüsüne giderken, gidiş ve dönüşte tam üç kez aranırsınız. - Bir haksızlığa uğradığınızda verdiğiniz dilekçenin akıbetini bilemezsiniz. İşleme konulup konulmadığını öğrenmek için bile dilekçe üstüne dilekçe yazmak zorundasınız. (Ek bilgi; dört yıldır F tiplerinden verilen on binlerce suç duyurusu dilekçelerine rağmen ne uygulamalar değişmiştir, ne de keyfi dayatmalarda bulunan tek bir görevli cezalandırılmıştı r. Keza gelen ve giden mektuplarımızın da akıbeti belli olmaz, tıpkı dilekçelerimiz gibi. - Acil ve hayati rahatsızlıkları nedeniyle revire çıkmak isteyip de 'doktor çarsıda', 'doktor uzmanlık sınavlarını kazanıp gitti' cevaplarıyla doktor yüzü görmeden ölenler veya bizzat 'doktor' tarafından hastaların kovulması F tiplerinin 'sıradan' olaylarıdır. F tiplerindeki tecrit uygulamalarını daha da uzatabiliriz. Hem de sayfalarca. Ama gerek yok. Sanırız aktardığımız bu birkaç madde bile yeterince anlatıyor tecriti. Ve simdi yeni Ceza İnfaz Kanunu (CIK) ile bütün bu yasadıklarımız, maruz kaldığımız tecrit işkencesiyle sessiz sedasız hücrelerimize gömülmek istemiyoruz. Yeni CIK'in tek bir maddesi değil, bastan sona bütün maddeleri incelendiğinde tecrit işkencesinin, hukuksuzluğunun yasal uygulamalar haline getirildiği görülecektir. Bu mektubu, bilmediğiniz, duymadığınız ya da şimdiye kadar da yanlış bilgilendirildiğ iniz F tipleri, tecrit ve Yeni CIK konusunda GERÇEKLERI bir de bizden öğrenin diye yazdık. Ama sadece bu gerçekleri bilesiniz, öğrenesiniz diye değil. Bu gerçekleri başkalarına da aktarmanızı istiyoruz. F tiplerindeki tecrite ve bu tecriti yasal bir uygulama haline getirecek olan yeni CIK'e karşı çıkmanızı istiyoruz. İsterseniz önce dile getirdiğimiz bu gerçekleri araştırın, soruşturun; biz burada söylediğimiz her cümleyi dilerseniz belgelerle, tanıklarla kanıtlayabiliriz. Bize yazmanız, sormanız yeterli. Ancak bu söylediklerimizin gerçek olduğuna inanır, ikna olursanız bir sorumluluk da yüklenmiş olacaksınız. Her şeyden önce vicdanen, adalet duygunuza karşı bir sorumluluktur bu. Kendinize karşı duyduğunuz ya da duyulmasını istediğiniz saygının zedelenmemesi için bu sorumluluğu yerine getirmelisiniz. 'Bana ne' dediğinizde bilin ki, en basta insanlığınızdan bir şeyler kaybetmiş olacaksınız. Biliyoruz, belki ağır bir itham oldu ama ne yazık ki böyle olacaktır. Düşünün Ve unutmayın, 20 Ekim 2000'de F tipleri ve tecrite karşı başlatılan ölüm orucunda şimdiye kadar 123 insan öldü. 600'den fazla insan sakat kaldı. Belki ilk defa duydunuz, belki de görmek, duymak istemediğiniz bu gerçekle bir kez daha karsılaşmış oldunuz bu satırlarla. Sonuç olarak istesek de istemesek de, bir direniş yöntemi olarak doğru ya da yanlış da bulsanız, ölümlerin yaşandığı bir GERÇEK'TİR. Ve bilirsiniz ki, kimse durduk yerde ölmez, ölemez. Tecrit denilen politikanın nasıl bir şey olduğunu anlamanız için hatırlatmak istedik bunu da.BU MEKTUBUMUZLA BIR ZINCIR OLUSTURMAK ISTIYORUZ. Tecrit denilen karanlık kuyuda boğulmak istenenleri boğdurmamak için uzatılan bir zincir olsun, bu zinciri oluşturmak için; Mektubumuzun fotokopilerini çekerek tanıdıklarınıza, eşinize dostunuza postalayabilirsiniz ; mektubumuzu internet ortamında dağıtabilirsiniz; sendikacıysanı z ya da bir dernekteyseniz panonuza asabilirsiniz; gazeteciyseniz kösenizde yer verebilirsiniz, haber yaptırabilirsiniz; ev kadınıysanız misafirlerinize okutabilirsiniz; esnafsanız işyerinize asabilirsiniz; milletvekiliyseniz meclis kürsüsünden okuyabilirsiniz; bu mektubu bir gazete ya da dergide okuduysanız küpürü kesip cüzdanınıza koyup yakınlarınıza okutabilirsiniz. Kısacası sözlü ya da bu haliyle yazılı olarak elden ele, kulaktan kulağa BIR ZINCIR OLUP ulaşmalı bu gerçekler. İnsan düşüncesinin başka ve zorla yok edilmesine karşıysanız, işkenceye, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşıysanız, insanın sadece mezarda yalnız kalabileceğine inanıyorsanız ve TECRIT denilen bu silahın bir gün size de yönelmesini istemiyorsanız BU ZINCIRE BIR HALKA DA SIZ EKLEYIN! F tiplerinde tecritin kaldırıldığı, ölümlerin durdurulduğu günlerde görüşmek umuduyla hoşcakalın. TEKİRDAĞ F TİPİ HAPISHANESİ'NDEN DEVRİMCI TUTSAKLAR Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sinad Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Yıllarca hapisahanelerde milleti ziyaret etmiş biri olarak söylüyorum. Malesef kurunun yanında yaş da yanıyor.İstemeyerek suça bulaşan insanlar hak etmiyorlar ama orada olupta dışarıda insanlara zulm etmekten başka hiçbir amacı olmayan insanlar sonuna kadar hak ediyorlar. F tipi bu ülkede olmalı.Orda yaşananlar sadece F tipinde değil her tip ceza evinde yaşanıyor malesef. Devletten beklemek mantıksız. Önce adam olsunlar. Devlet onlara bi adım gider. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Alexi_Septimus Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Ahaha Sinad'ın espirisini çok beğendim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Natanyal Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 mektup yazmakta moda oldu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 abi iyi hoş yazmışlar, dedikleri koşullar da tamam kötü de, çoğu zaten normal. Tamam savunmuyorum yönetimi vs, ama doktor mesela, ülkede adam başına düşen doktor sayısı belli, mahkum olmasa bile insanlar günlerce, aylarca doktor sırası bekliyor devlet hastanelerinde. Bu yetersizliğin, bu bozukluğun bir yansıması da hapishanelerde yaşanıyor işte dışarıda da olduğu gibi. Aranma konusuna gelince, bir hapishane mahkumunun aranmak konusunda şikayet etmesi son derece mantıksız. Adı üzerinde, F tipi cezaevi, tabii ki güvenlik son derece sıkı olacak. Bir tek şu mektup ve savunmaların gardiyanlarca okunması olayı rezalet olarak geldi bana. Bir de keyfi uygulamalar demişler ama hiç açmamışlar nedir ne değildir bilmediğimden yorum yapamayacağım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
calimero Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 f tipinde kimler yatar? insanlık suçu olacak bir şeyin gerekliliğini savunmanın da insanlık suçu işlemekten farkı olmadığını falan tartışmayacağım. yalnızca bir arka kapak yazısı koyayım buraya gayet iyi anlatacaktır söylemek istediğimi. Vatandaş Abuzer (by Yücel Sarpdere) -arka kapak yazısı- said: general bir başka gardiyana döndü: "buradaki tutukluların statüsü nedir?" gardiyan soruyu pek anlayamamıştı. bir şeyler söylemek istiyordu ama kem küm ediyordu. general bu kez soru şeklini değiştirdi: "yani evladım" dedi "buradaki tutuklular normal tutuklular mıdır?" asker bu kez soruyu anlamanın şevkiyle cevap verdi. "hayır komutanım?" "ya nasıl tutuklulardır?" "anormal tutuklulardır komutanım." "peki normal tutuklularla, anormal tutuklular arasındaki fark nedir?" "normal tutuklular, normal cezaevlerinde bulunurlar komutanım. hırsızlar, esrarcılar, ırza geçenler normal tutuklulardır. vatanı yıkmaya kalkışanlar anormal tutuklulardır!" "peki bunlara nasıl davranırız?" "anormal komutanım" ... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sinad Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Alexi_Septimus said: Ahaha Sinad'ın espirisini çok beğendim. peki. Kocaeli F tipine ziyarete gittim 2 sene önce.Benden önce bi kadınla bebek girecek.Üstleri aranacak. Kadın bebeğim hasta açmayın üstünü diyor. Hava soğuk.Aranılan yer buz zaten.Pantalonu indiriyorsun her tarafın buz tutuyor zaten. Asker bebeği ellemedi.Bebek feryat figan alıyor.Susmuyor.Anne susturmaya çalışıyor inanılmaz ağlıyor resmen morardı ağlamaktan. Asker aldı eline sussun diye yok hala ağlıyor. Rütbeli bi asker geldi.Aç bakıyım üstünü dedi.Anne yalvardı soğuk açmayın.Asker dinlemedi açtı Bebeğe sarılı hap,eroin,esrar poşetleri ve şırıngalar.Şırıngalardan biri delmiş poşeti bebeğe batıyor.Bebek ona ağlıyor.Battığı yer kanıyor. bebek 3-5 aylık. bu da böyle bi fıkra işte.Umarım beğenirsin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BonePART Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 EVET KOGUS SISTEMI kesinlikle daha basarili orgut bolece binlerce militan yetistirsin normalde orgute suca meyilli olmayanlarda bunlara karissin uyusturucu silah girla gecsin isyanlarda bnlerce kisi olsun hatta kimse aranmasin ya yok efenim soyunarak araniyomus aranmasin sanki millet gotunde uyusturucu kesinlikle sokmuyo bu ulkede Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
haydari Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Öncelikle 10 kere aranıyoruz diye itiraz etmek bence saçma. Biz özgür insanlar bile bazen günde 2-3 kere aranıyoruz. Sonuçta bizim can güvenliğimiz başta olmak üzere bu önlemler alınıyor. Hapishaneye sadece düşünce suçundan girdiklerini ima etmişler ama böyle olmadığı kesin. Tecrit uygulaması bilinen tüm hapishanelerde uygulanır. Burada benim destek olabileceğim çok az şey var. Zaten yakalanıp cezasını çeken bir suçluya daha fazla ceza vermek doğru değildir. Sonuçta cezasını çeksin senin bunu artırmak gibi bir hakkın yok. Çünkü adalet zaten burada ortaya çıkıyor. O yüzden cezanın miktarı genelde suçun büyüklüğünü belirliyor. Doktor seni "bir şeyin yok" diyerek geri yolluyorsa, "bu tıbbi bir hatadır" diyebilmen için en az doktor olman gerekir. Durumlarının Nazi kampı ya da Ebu Gureyb ile karşılaştırılabilecek bir şey olmadığına da eminim. Yıllardır F tipinden muzdaripler. Yapabilecekleri fazla bir şey de yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laorx Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 f-tipi değişmeş bence şu şartlarda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ombakkombak Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 milleti dövmesinler; adam gibi tıbbi müdahele yapılsın yeter. Koğuş sistemi geri gelmez zaten. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
calimero Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 (Edit @sina) salla paşam salla. yahu atılır da bu kadar atılmaz arkadaş. f-tipinde kalanlar (yukarıda da yazıldığı gibi) tek ya da üç kişiyi görebilirler ceza süreleri boyunca. esrar, eroin, hap falan filan getirmiş de şırınga bebeğe batıyomuş da. ulan adam esrarkeş mi, eroinman mı, yoksa hapçı mı? neresine sokucak orada o hapları. bi halt bilmeden saçma salak konuşuyosunuz adamın asabını bozuyosunuz. f-tipinde kalan insanlar bir sene içinde zaten akli dengelerini de yitirmeye başlıyorlar (tek kişi kalanlar) zira her taraf (özellikle) beyaz renkte ve bu da zaten psikolojik deneylerden yararlanılarak uygulanan bir işkence yöntemi. beyaz; gözü ve beyni en çok yoran renk ve bir süreden sonra (ki bu süre bir sene civarındadır), kimseyle de konuşmadığınız için akli dengenizi yitiriyorsunuz. ne eroini ne esrarı. neyse daha fazla yazmayayım asabım bozuldu iyice... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Evet, bu forumdaki herkes saçma salak konuşuyor, bir akıllı sen varsın :( Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BonePART Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 tabi ya mesela adam normalde katil akli durumu cok yerinde duvar beyaz olucna deliriyo yazik lan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 devrimciler haplanmaz!!!11IIii Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
calimero Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 senin saçma salak yazdığını söylemedim ve söyleyemem ama okuma özürlüsü olduğunu söyleyebilirim misal burada yazdığından. ben forumdaki herkes salak dedim mi? demedim. ya okumanda ya da algında bir problem olduğu çıkıyor buradan da ortaya... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Sam said: devrimciler haplanmaz!!!11IIii ünlemlerin araya hap sıkışmış. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sinad Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 calimero hangi ütopya da yaşıyorsun sen? Hahahaha. Evet sallıyorum kendi yazdıklarımı başka türlü haklı çıkaramam. Evet gerçekten sallıyorum bu ülkede kimse eroin esra hap kullanmıyor hatta içeride satışı bile yapılmıyor. Zaten içeriye girenlerin hepsi şair yazar. Edebiyat günleri düzenliyorlar içerde birbirlerine kitap falan hediye edip türlü ideolojiler hakkında konuşuyorlar. Brainstrom geceleri vardır F tipinde çok meşhur.Politikadan futbola herşey konuşulur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
calimero Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 ya horizon da geldi ya, daha bu başlım doğrulmaz. neyse benim agresyonumdan tekirdağlı mahkumların yazdığı o güzel mektup güme gitmesin. isteyen devamında istediği gibi paslaşabilir, sizlerin bu kadar duyarsız olmanızı da doğal karşılıyorum. zira bu ülkede on yıllardır antikomünizm propagandası yapılmakta ve de normal şartlarda kıyametleri kopartacak olaylar devrimcilere yapıldığında sümen altı edilmekte. ayrıca nasıl kürtlerin kuyruğu varsa biz devrimciler de birbirinin kız/erkekarkadaşıyla sevişen, din düşmanı, ahlaksız, hapçı, eroinman, satanik falan filanız. yazmaya ne hacet. ellerinize kuvvet. kolay gelsin... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 calimero said: senin saçma salak yazdığını söylemedim ve söyleyemem ama okuma özürlüsü olduğunu söyleyebilirim misal burada yazdığından. ben forumdaki herkes salak dedim mi? demedim. ya okumanda ya da algında bir problem olduğu çıkıyor buradan da ortaya... Hani sen yazmayacaktın daha fazla, yazmamaya devam ha gayret. Ah canıım, bi de kudurmuş gibi saldırıyo :) 2 dk erkek ol da sözünü tut, yazmıycam dedin yazma :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 sinad said: calimero hangi ütopya da yaşıyorsun sen? Hahahaha. Evet sallıyorum kendi yazdıklarımı başka türlü haklı çıkaramam. Evet gerçekten sallıyorum bu ülkede kimse eroin esra hap kullanmıyor hatta içeride satışı bile yapılmıyor. Zaten içeriye girenlerin hepsi şair yazar. Edebiyat günleri düzenliyorlar içerde birbirlerine kitap falan hediye edip türlü ideolojiler hakkında konuşuyorlar. Brainstrom geceleri vardır F tipinde çok meşhur.Politikadan futbola herşey konuşulur. SS or didn't happen :( Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Adam orada devrimciyim yazmış. Yani devleti yıkmak ve büyük ihtimalle yerine sosyalist birşey getirmek istiyor. Devlet'te bu yüzden onu tecrit ediyor. Bunda mantıksız ne var? Adam devletin düşmanı, hırsız ya da katil değil. Aslında daha da soğuk davranırsam devrimcilerin yargı ya da sağlık gibi devlet kurumlarından da yardım beklememeleri ve görmemeleri gerekiyor diyebilirim. Madem istemiyorsun, yıkmaya çalışıyorsun, neden sonra bize böyle vatandaş değilmişiz gibi davranıyorlar dersiniz? Dünya gül pembe bir yer değil. Benim anarşist ideallerim asla gerçek olmayacak. Siz asla devrim yapamayacaksınız. Ve ülkeler kendi vatandaşı olmayanlara her hangi bir şekilde insan gibi davranmaz, ülke denen şey keşfedildiğinden beri böyle bu. Hayvan doğası bu, hiç bir hayvan (ister insan olsun, ister karınca) öteki kabileden ya da ülkeden birine kendininmiş gibi davranmaz, ve evet, bizler de birer hayvanız, neden bunu anlamamakta direnip insan, insan, insan diyor duruyorsunuz. Hapishaneler, kanunlar, devletler... bunlar benim de hoşuma gitmeyen şeyler. Ama bu riyakâr olmamı gerektirmez. Ayrıca bir sorun kendinize: Eğer olurda devrim yaparsanız, ve olurda ben ülkeyi terk etmek yerine kalıp kapitalist devrimci olursam siz bana ne yaparsınız? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sinad Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Abi ben anlamıyorum siz gerçekten içeride ki mahkumların bir araya gelip brainstrom yapıp kitap klubu kurduklarını mı düşünüyorsunuz? Mahkumların hepsini Michael Scolfield sanıyorsunzu galiba? Neyine vericem SS. Bulun bi tane içeride 3-5 sene geçirmiş adam anlatsın size neler döndüğünü. adamlar içeride esrar satıyor ev geçindiriyor.Sırf bu işi yapmak için içeriye giren adam var ya. Kocaeli F tipine 1 sene boyunca 3 haftası salı günü kapalı görüş 1 hafta cuma açık görüş olmak üzere her görüş zamanında gittim. Hayatında F tipi gördün mü de konuşuyorsun? Gittiysen bana gidip gördüğün şeyleri anlat burda tırı vırı yapma. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
haydari Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Solculuktan hapse girilmiyor. Hatta siyasi partileri var. İnsanlar oy veriyor en iyi ihtimalle %0,3 falan alıyorlar. Ben hapse girmedim, girmeyi de düşünmüyorum. İnsanın hapse girmesi doğal karşılanamaz. Bu durum beni salak yapmaz. Bir şeylere inanma, onun için mücadele etme hakkın var. Ancak bunu kurallar içinde yapmalısın. Herkes silahlı propaganda yaparsa kaos olur. Diğer siyasi partiler bunu yapmadıkları için aptal mıdır yani ? Bununla yaşayan DTP'nin hali bile ortada. Özgür insanlar hapishanedekilere sadece acırlar. Suç ve ceza vardır. Hapishanelerin mesire yeri olmasını kim ister ? O zaman ceza olmaz. Suç varsa ceza da olacak. İnsan hakları ile ünlü ülkelerde de F tipi tarzı hapishaneler var. Yani özüne ilişkin şikayetleri boş. Bunun dışında şikayet edilen somut bir şey varsa onlarda iyileştirme yapılsın. Yapabileceğimiz bundan ibaret. İnsanlar salak değildir. Emin ol F tipi nedir bir çok kişi biliyor. Onların toplu ajitasyonlarını, örgüt baskısı gibi şeyleri çok iyi biliyoruz. Örgüt üyelerine baskı kuramadıkları için F tipini sevmiyorlar. TTB'nin raporlarını okudum. Cezaevi yönetimleri bunları ciddiye alıyor. Uzun süre kimseyi tecrit etmemeye çalışıyorlar. Ancak gayreti sadece halktan yönetimden beklemek ne kadar doğru ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 10, 2009 Bu arada sinad devrimciler uyuşturucu kullanmaz, onları benim gibi işbirlikçi satılmışlar (!) kullanır çünkü beynimizi yiyip bizi sömürülmeye uygun hala sokar. Ama cidden devrimciler uyuşturucu kullanmaz kötü birşeymiş gibi. Onlar daha farklı bir gerçeklikte yaşıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar