Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İzleyin


Absolut

Öne çıkan mesajlar

İslamiyet'in altındaki Sünni kolunun altındaki Nakşibendi kolunun altındaki Nurcu kolunun altında Fethullahçı akımını yarattı Fetullah "hoca".
Direk olarak İslamı savunduğunu iddia etmek tam anlamıyla saflık olacak. Kademe kademe tüm bu kolların etkileri altında, başkalarını da bu etki altına almak için uğraşmakta.

Elbette fethullahçı olmadığımdan, Fethullah Gülen videoları izleme sanşım olmadı. Kimse de izlettirmedi, televizyonlarda da göstermiyorlar ki.
Neyse ki youtube var, şu yukardaki videolar sayesinde izledin kendisini.
İşte o videolarda benim dikkatimi birşey çekti.
Eskiden hep ben çok zeki ve bilgili olduğunu düşünürdüm. "Düşünür" diye hitap edilirdi kendisine.
Ancak videolarda tuhaf bir adam gördüm karşımda. Hani köyün delisi olur ya, adam meydanda oturur kendi kendine söylenir durur. Hah, tam öyle bir yüz ifadesi var Fetullah Gülen'in. Hatta bazen el kol ile tuhaf hareketler sergiliyor.
Belki psikiyatrist muayenesi yapılsa, deli raporu verilme ihtimali bile var.

Adamın söylediği herşey Atatürk'e karşı.
Atatürk'ün laik düzeninin kaldırılmasını savunuyor.
Tekke, zaviye ve medreselerin kapatılmasının büyük hata olduğunu, o yüzden Işık evlerini açtığını iddia ediyor.
Geçerli rejimi nasıl değiştirebileceklerini anlatıyor.
Atatürkçülüğü veya kemalizm'i din olarak lanse etmeye çalışanlar, fethullaçılığı düşünce biçimi olarak tarif ederek kendileriyle çelişiyorlar.
Elbette takiye üstüne kurulu fikirlerinde dediklerini ciddiye almamız saçma olacak.

Fetullah Gülen için önemli olan dindar olmak değil, İslamiyeti günlük hayat haline getirmek.
Yani Kuran-ı Kerim okumak, Allah'a ibadet etmek yetmez, kıyafetlerinle, insanlara davranışlarınla, devleti yönetmenle herşeyinle İslam kültürünü kullanmak zorundasın.
Kısacası yaşadığın ülkede şeriat getirmek için uğraşacaksın.

Özal zamanında, Turgut Özal tarafından çok büyük bir destek almıştır. Bir ara Süleyman Demirel Fetullah'la kavgalı olmasına karşın, en sonunda onunla barışmak ve gönlünü alabilmek için ödüller vermek zorunda kalmıştı. Solcu olmasına rağmen, Ecevit sürekli Fetullah'a karşı övgüler düzüyordu. Şimdiki Ertuğrul Özkök, Aydın Doğan, Tüsiad gibi büyük iş adamlarının Fetullah'ı desteklemesi tuhaf değil. Sonuçta para bizde değil, Fetullah'ta. Aydın Doğan veya Tüsiad gibi işadamları gelip de niye beni desteklesin? Para nereden geliyorsa oraya yönelmek zorundalar.

En çok övgü, Fetullah'ın yabancı ülkelerde okullar açması üzerine olmakta. Yabancı ülkelerde Türkiye'yi temsil ediyor, Türkiye'yi anlatıyorlarmış.
Tamam Türkiye'yi anlatsınlar, ama önemli olan nasıl anlattıkları?
"Halkın karaçarşaf istediği, müslümanlara karşı zorbalık yapılan, askerlerin halka zulüm ettiği, Atatürk yanılgılarının arkasında koşulduğu bir ülke" olarak tanıtıyorlarsa, bize ne yararı olacak ki...

Para olduktan sonra biz de açarız okul. "Ne güzel yabancı ülkelerde Türk okulları açıyor" diyoruz da, "peki bu paralar nerden geliyor" diye soruyor muyuz? Hani Fetullah Gülen bir Bill Gates, bir Sakıp Sabancı değil ki.
Yıllardır amerika'da ikamet etmesi de kafada kuşkulara neden açıyor.
Şöyle bir sonuca varıyorsunuz: "Fetullahçıların parası amerika'dan geliyor".
CIA'in koruması altında Utah'da yaşadığı söyleniyor.

Şöyle bir iddia var: "şeker hastalığı, yüksek tansiyon yüzünden ülkesine dönemiyor".
Az biraz tıbbi bilgisi olan, en azından 1 sene tıpta okuyan insanlar bile bunun yalan olduğunu söyleyebilir.
Doktora gidip "yav benim şeker hastalığım var, yüksek tansiyonum var, bir ülkeden diğerine gidemiyorum" deseniz, kahkaharla güler size.
Ama cahil cüheyla halkı bu şekilde kandırıyorlar işte.

Halka gerçekleri değil, hayalleri sunarak kandırmak çok basit.
"Allah" de, "para" de, adam "hem dinimi yaşıycam hem zengin olcam" düşüncesiyle peşinden koşsun.
Mesela bakalım Melih Gökçek abimize, yıllardır Ankara insanlarını top dağıtarak kandırıyor.
"Halk kanmaz böyle şeylere" demeyin, polyannacılık olur çünkü.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yaban romanını okursanız mesela, hikayede geçen köy halkı, insanların üstünden geçinip giden bir şeyh'i el üstünde tutuyorlar, ama topraklarını ve vatanlarını korumak isteyen askerlere "yaban" gözüyle bakıyorlar.
Neyse ki anadolu halkının şeyhlere kapılıp gitmedi de, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.

Ancak değişmeyen bir şey var. şeyhleri takip etmek bizim huyumuz. Kuran-ı Kerim'i okumaya çekindiğimiz için, bizim yerimize İslamiyet'i anlatacak birisine ihtiyacımız var. Bu da şeyhler oluyor. Ağızlarından her çıkanı mutlak doğru zannediyoruz. İşte yeni şeyh olarak Fetullah'ı belledik. Onun dediklerini esas ediniyoruz.
İnternet sitelerinde, forumlarında dolaşırken bolca Fetullahçıya rastlıyorum. Hatta ekşi sözlük'te bile var. Bu beni çok üzüyor açıkçası. İnternet'i kullanabilen, bilgilerin bir tık uzaklarında bulunan kişiler bile Atatürk düşmanı, İslamiyet sömürücüsü bir adamın sözlerine inanmayı sürdürüyor.

Mevlana ile bir tutuluyor. Bu bence Mevlana'ya hakarettir.
Mevlana "ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol" fikrini savunup takiyeciliğe karşı çıkmıştır, buna karşın Fetullah Gülen "sonuca varıncaya kadar amacını gizle" görüşünü savunmaktadır.
Mevlana tasavvuf ile Allah'a ulaşmaya çalışırken, Fetullah Gülen ise devlet düzenini İslamiyet üzerinden yorumlamak istemektedir.
Mevlana kişisel bazda müslümanlık yolunda ilerlerken, Fetullah devletsel bazda müslümanlık yolunda ilerlemektedir.
Mevlana Allah sevgisiyle, Fetullah Allah korkusuyla insanları eğitmektedir.
Mevlana kendi halkı arasındayken, Fetullah kendi halkından uzaktadır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...