aktiftablet Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 seninle bir istanbul kentinde karşılaşmıştık, istanbul... sen o zamanlar konstantinopolis olduğunu henüz unutmuştun. ben seni daha terketmemiştim... terk etmek üzereydim... geri dönüşün olmadığını, geriye dönülemeyeceğini henüz bilmiyordum karşıdan karşıya geçiyorduk. ben tam o anda karar verdim. yerleşiklik o an yitirildi. gerisi sürekli gel-git artık... dönmeye ve kaçmaya çalışarak hep. oysa sana dönemiyorum işte, istanbul. bütün dönüş biletlerimi saklıyordum, biliyordun ama kabul etmiyordun. dönüş yoktu, olamazdı, tıpkı gidişin olmadığı gibi. ben hala o uzun kıvrılan yolda bekliyordum. oradan ayrılmamıştım ki... sonra, şimdi yatağımda, bütün gece yazmaktan yorgun düşmüşken, kuzey rüzgarları buzdan heykeller yontarken odada, kulaklarımda "the long and winding road" dönerken yavaşça, seni düşünüyorum... uykuya dalar gibi olduğum bir an, birşey görüyorum, sonradan hatırladığım... belki bir yaz sabahı, ılık otların üzerinde saatlerce kalındığı bir ilkyaz sabahı belki, yolun kenarında, altından ince uzun bir suyun akıp gittiği bir böğürtlen korusuna uzanıyorum... ellerim böğürtlen rengi... uyanıyor, anımsıyorum. böğürtlen... dikencikler... akarsu... seni düşünmek böyle birşey olsa gerek, istanbul. Lale Müldür Salkim salkim tan yelleri estiginde Mavi patiskalari yirtan gemilerinle Uzaktan seni düsünürüm Istanbul Binbir direkli Halicinde aksam Adalarinda bahar Süleymaniyende günes Hey sen güzelsin kavgamizin sehri Ve uzaklardan seni düsündügüm bugünlerde Bakislarimda aksam karanligin Kulaklarimda sesin Istanbul Ve uzaklardan Ve uzaklardan seni düsündügüm bugünlerde Sen simdi haramilerin elindesin Istanbul Plajlarinda karaborsacilar Yagli gövdelerini kuma sermistir. Kürtajli genç kizlar cilve yapar karsilarinda Balikpazarinda depoya kaçirilan fasulyanin Meyvesini birlikte devsirirler Sen simdi haramilerin elindesin Istanbul Et tereyagi seker Padisahin üç ogludur kenar mahallelerinde Yumurta masaliyla büyütülür çocuklarin Hürriyet yok Ekmek yok Hak yok Kollarin ardindan baglandi Kesildi yolbaslarin Haramilerin gayrisina yasamak yok Almis dizginleri eline Bir avuç vurguncu müteahhit toprak agasi Onlarin kemik yalayan dostlari Onlarin sazi cazi villasi doktoru disçisi Ve sen esnaf sen söyle sen memur sen entellektüel Ve sen Ve sen haktan bahseden Ortaköyün Cibalinin isçisi Seni öldürürler Seni sürerler Buhranlar senin sirtindan geçistirilir Ipek siltelerin istakozlarin ve ahmak selameti için Hakkinda idam hükümleri verilir Haktan bahseden namuslu insanlari Yagmurlu bir mart aksami topladilar Karanlik mahzenlerinde sehrin Cellatlara gün dogdu Kardeslerin acisiyla yanan bir çift gözün vardir Bir kalem yazin vardir Dudaklarini yakan bir çift sözün vardir Söylenmez Haramiler kesmis sokak baslarini Polisin kirbaci celladin ipi spikerin çenesi baski makinesi Haramilerin elinde Ve mahzenlerinde insanlar bekler Gönüllerinde kavga gönüllerinde zafer Bebeklerin hasreti içlerinde gömülü Can yoldaslar saklidir mahzenlerinde Bosuna çekilmedi bunca acilar Istanbul Bulutlarin ardinda damla damla sesler Gülen çehreleri ve cesaretleriyle Arkadaslar çikti karsima Dindi sakalarimin agrisi Bir kadin yoldas tanirdim Bir kardes karisi Hasta cigerlerini tasidigi çelimsiz kemikli omuzlari Ve hüzünlü çehresiyle bebelerini seyrederdi Cellatlara emir verildigi gün haramilerin sarayinda Gebeligin dokuzuncu ayinda Aç kurtlarin varoslara saldirdigi Tipili bir gece yarisi Sirtinda çok uzak bir köyden indirdi Otuzbes kiloluk sirrimizi Zafer kanli zafer kipkirmizi Bosuna çekilmedi bunca acilar Istanbul Bekle bizi Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle Parklarinla köprülerinle kulelerinle meydanlarinla Mavi denizlerine yaslanmis Beyaz tahta masali kahvelerinle bekle Ve bir kurusa Yenihayat satan Tophanenin karanlik sokaklarinda Koyunkoyuna yatan Kirli çocuklarinla bekle bizi Bekle zafer sarkilariyla caddelerinden geçisimizi Bekle dinamiti tarihin Bekle yumruklarimiz Haramilerin saltanitini yiksin Bekle o günler gelsin Istanbul bekle Sen bize layiksin. Vedat Turkali Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım... İstanbul, İstanbul... Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?.. Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet... O manayı bul da bul! İlle İstanbul`da bul! İstanbul, İstanbul... Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i... Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak. İstanbul, İstanbul... Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar... Gecesi sünbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul. Necip Fazıl Kısakürek Seni goruyorum yine istanbul Gozlerimle kucaklar gibi uzaktan Minare minare, ev ev, Yol, meydan. Geliyor bogazici nden dogru Bir iskeleden kalkan vapurun sesi, Mavi sular ustunde yine Bembeyaz kizkulesi. Ziya Osman Saba kanatları parça parça bu ağustos geceleri yıldızlar kaynarken şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen sen eğer yine istanbul'san yine kan kopuklu cehennem sarmaşıkları büyüteceğim pançak pançak şiirler tüküreceğim demek yine ben limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor kapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyeler yahudi sokaklarını aydınlatan telaviv şarkıları mavi asfaltlara çökmüş diz bağlıyor eğer sen yine istanbul'san kirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatan sirkeci garı'nda tren çığlıklarıyla bıçaklanıp intihar dumanları içindeki haydarpaşa'dan anadolu üstlerine bakıp bakıp ağlayan sen eğer yine istanbul'san aldanmıyorsam yakaları karanfilli ibneler eğer beni aldatmıyorsa kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar yine senin emrindeyim utanmasam gözlerimi damla damla kadehime damlatarak kendimi yani şu bildiğim atilla ilhan'i zehirleyebilirim sonbahar karanlıklari tuttu tutacak tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor imtihan çığlıkları yükseliyor üniversite'den tophane iskelesi'nde diesel kamyonları sarhoş direksiyonlarının koynuna girmiş biçkin soförler uykusuz dalgalanıyor ulan istanbul sen misin senin ellerin mi bu eller ulan bu gemiler senin gemilerin mi minarelerini kürdan gibi dişlerinin arasında liman liman götüren ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi akşamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar neden durmaksızın imdat kıvilcımlari fışkırıyor antenlerinden neden peki istanbul ya ben ya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boy gümrük duvarlarına yapıştıran yolcu abbas ya benim kahrım ya senin ağrın ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın çaresiz zehirler kusan çılgın bir yılan gibi burgu burgu içime boşalttığın o senin ağrın o senin eğer sen yine istanbul'san yanılmıyorsam koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim sicilyalı balıkçılara marsilyalı dok işçilerine satır satır okumak istediğim sen eğer yine istanbul'san eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim ulan yine sen kazandın istanbul sen kazandın ben yenildim kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar yine emrindeyim ölsem yalnız kalsam cüzdanım kaybolsa parasız kalsam tenhalarda kalsam çarpılsam hiç bir gün hiçbir postacı kapımı çalmasa yanılmıyorsam sen eğer yine istanbul'san senin ıslıklarınsa kulaklarıma saplanan bu ıslıklar gözbebeklerimde gezegenler gibi dönen yalnızlığımdan bir tekmede kapılarını kırıp çıktım demektir ulan bunu sen de bilirsin istanbul kaç kere yazdım kimbilir kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken 1949 eylül'ünde birader mirc ve ben sokaklarında mohikanlar gibi ateş yaktık sana taptık ulan unuttun mu sana taptık. Attila İlhan Uzar gider... Fatih'e İstanbul'un fethinden sonra sormuşlar muhalifler "Bu kadar masraf, bu kadar şehit, ufacık bi toprak parçası için veilir mi? Ne gerek vardı?" diye. Fatih de demiş ki: Ben İstanbul'u fethetmedim, İstanbul beni fethetti.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
hydebeach Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 ANTALYA Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pingu Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Eskişehir [ Mesaj 10 Şubat 2006, Cuma - 21:13 tarihinde, Pingu tarafından güncellenmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ReNeGaDe Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 antalya Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
khalad Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Maltepe (şehir burası!) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
wildpervert Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 ÇORUM VE ÇORUMUN NADİDE İNSNALARI Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bLackcha0s Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 fistoşa bu şiirler kapak olsun Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fistan Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 ANTALYA İsmin gönüllerde saklı bir şehir, Solmayan renkli bir gülsün Antalya. Mehtaba hükmeden, gümüşten nehir, Gecemde masmavi tülsün Antalya. . Cennet sofrasında bir altın kaşık, Kültürde ülkeme tutuyor ışık. Sana bir ben değil, bir alem aşık, Bunu bütün dünya bilsin Antalya. . Mavi bir atlastır, denizin suyu, Her gece bağrına basıyor ayı, Gördüm ne canları besliyor kıyı, Aşıklar görmeye gelsin antalya. . Gün geçiyor, güzelliğin bitmiyor, Anlatmaya kelimeler yetmiyor, Hayalin gözümden bir an gitmiyor, Ruhuma akan bir selsin Antalya. . Şanı, şöhretisin bu güzel yurdun, Uzaktan göz kırpıp, naz edip durdun. Bugün de Ayaz'ı gönülden vurdun, Güzeller güzeli ilsin Antalya. Bir Şarkısın Antalya Ruhumuzu okşayan, Sevgileri taşıyan, Gönüllerde yaşayan Bir şarkısın Antalya. Gonca gonca güllerde, Çiçek çiçek dallarda, Sana tutkun dillerde Bir şarkısın Antalya. Buram buram özlenen, Sevildikçe nazlanan, Asırlarca söylenen Bir şarkısın Antalya. Aşkınla kalbimizde, Masmavi Akdeniz’ de, Her zaman dilimizde Bir şarkısın Antalya. Torosların başında, Damlayan göz yaşında, Sevenlerin düşünde Bir şarkısın Antalya. Görmek İsterim Turizm cenneti kültür yuvası Güzel Antalya'yı görmek isterim Yörükler diyarı Toros Yaylası Güzel Antalya'yı görmek isterim Bağrında yaşatmış nice devleti Dünyaca bilinir ünü şöhreti Kültür hazinesi doğa serveti Güzel Antalya'yı görmek isterim Tekeli,Taşeli yaylalarından Serik'le Manavgat ovalarından Sedirlerle süslü Bey Dağlarından Güzel Antalya'yı görmek isterim Düden Şelalesi,Demre İçmesi ''At Kuyruk Sallamaz'' serin tepesi Yurdumun nadide şirin köşesi Güzel Antalya'yı görmek isterim Akseki,Alanya ile Kaş'ından Köprülü Kanyonu,Damlataş'ından Çıkıp Torosların karlı başından Güzel Antalya'yı görmek isterim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Reaper08 Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Antalya ve Urfa tek geçerim.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horrible Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 şehir olarak istanbul Ama yanlızca şehir olarak :) Ankarayla izmir yaşamak için daha iyi :) Orhan Veli Kanık bile ne demiş; ''ankaranın en çok istanbula dönüş yolunu severim'' demiş... [ Mesaj 10 Şubat 2006, Cuma - 23:04 tarihinde, Horrible tarafından güncellenmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nariel Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 hakkari Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
shapshal Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 bir başkadır benim memlekeeetiiiim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
zgrw Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Ankara :) İstanblul :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Redogski Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 İzmir ownz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Drall Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Antalya Forever!!! [ Mesaj 10 Şubat 2006, Cuma - 23:43 tarihinde, Drall tarafından güncellenmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Akerfeldt Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 herturlu istanbul pls Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
laverda Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 tekirdağ. tabi ki. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arina Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Zonguldak İstanbul her zamana doğduğun yer kraldır=)ama istanbul EN kraldır Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Phyx Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 10, 2006 bakırköyüne, taksimine rağmen seviom yaa ist.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Afterdeep Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 Bende Istanbulluyum dogma buyume ama gonlumden gecen sehir Izmirdir. Sakin, sessiz, huzurlu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dooman Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 valla dudullu, sultanbeyli gibi yerleri istanbul sayıyorsan tabi istanbul'u çok rahat lekelersin. ama onun dışında istanbul cidden tarihi ve doğasıyla çok güzel. Doğal güzellik tek başına yetseydi en güzel olmak için ben de rize derdim. türkiyenin her yerini gezdim hiçbir yer rize gibi olamaz. rizeyi gördükten sonra gittiğin yerin rengini bile beğenmiyorsun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
MaUWw Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 puhehehhehh ya ne tartışıyosunuz daa fazla? istanbul işte yok ötesi. yani bari tekirdağ fln demeyin, görmesem inanıcam. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kermit Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 Antalyada yaşıyorum ama kesinlikle Antalya değil yaşanma şekli olarak. Tamam doğa olarak felan güzel olabilir ama ben sevmiyorum Antalyayı. Ankara diyorum o yüzden. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bLackcha0s Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 11, 2006 bu fistan antalyanın neresınde ben çok merak ettim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Şubat 13, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 13, 2006 new york tabıkıde hoo nasıl turkıyede dııl basbaya turkıyede herıfler bızı ekonomık ve kulturel yoldan oyle bır yutmuslarkı artık orası ana vatan bura yavru vatan oldu pek cok saygıdeger beyefendı hanımefendı ve aydınalrımıza basbakanın esı bıle amerıkan vatandasıyken ne fark ederkı ha onlar buraya gelmıs ha bız oraya gıtmısız connıler ulemalar bırbırlerını agırlar alt kımlık ust kımlık "shıt" ını cıkarırlar zorda kaldımı "anasını satıyım lan terbıyesız" modundalar ızmır olur gavur, ıstanbul olur mekke talıban seyhının onunde dız cokulen tekke basbakanlık yalanlama daıresı bır bır yalanlar mal beyanında 3 hafta ıcınde nerdeyse bızden garıbanlar fonakıtanlar cıkarır kendıne 3 vergı affı hanı basbakandan haftanın gafı rte derkı "dokunulmazlık kaldırılmıyor hukuk a guvenım yok" van olayında derkı "hukuka guvenın rektorun ustunden cıktı 6 ok" vıcdanı demezkı "ulkenın ıcıne ettım" bır baskadır benım memleketım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar