eldar Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 Çok beğendim, herkese sinemada izlemesini tavsiye ederim. Filmin kendisi hakkında çok şey söylenebilir ancak fazla derine inmek beni aşar. Gerçekten iyi olup olmadığı zamanla ortaya çıkacaktır. Meksika'da 70'lerde geçiyor, üst sınıf bir ailenin yerli yardımcısı üzerinden gelişen hikayede Alfonso Cuaron'un son derece kişisel bir iş ortaya koyduğu belli. Sınıfsal ve toplumsal konular hikayeyle iç içe. Filmin sanat yönetmenliğini de Cuaron üstlenmiş, rahatlıkla iddia edebilirim ki sinema dili olarak bu kadar tatmin edici film nadiren izlemişimdir. Filmin kendisini de beğendim fakat sinema dili muazzam, sinema tarihine geçer mi bilmiyorum ama benim şahsi tarihime geçti. Sinemayı sinema olduğu için izlemeyi seven kimse bu filmi izlemekten pişman olmayacaktır Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Celtics Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 Sinematografi ve en iyi yönetmeni rahatlıkla alması lazım. Görsel açıdan muazzam ötesi film. Hikayesi ve alt metni de başta standart gibi gelse de sonradan güzel bağlanıyor. Temposu yükseliyor diyemem ama sonuna doğru gerilimi ve hissiyatı çok güzel veren birkaç sahne var ki harika çekilmiş, izleyenler hangi sahneleri kast ettiğimi anlarlar. Bir de Cuaron filmi kendi yaşadığı evde çekmiş sanırım. 8.5/10'u var tertemiz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sanssizsansli Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 2 gün önce izledim 9/10 . bariz soy cuba filmine hayranlığını dile getirmiş cuaron. pana ve tilte doyduk filmde. hatta şunu koyayım anlarsınız ne demek istediğimi. https://www.youtube.com/watch?v=sYFXv6bDIY8 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
eldar Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 Görüntü yanında sesi de unutmamak lazım, hem katman katman hem de 3 boyutlu acayip bir ses tekniği uygulanmış. Filmde tema müziği yok ama şehrin sesleri müzik yerine kullanılmış. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 16, 2018 ben de beğendim. bir de meksikalı olsak duvardaki siyasilerin afişlerinden meşhur caddelerinin eski hallerine, evlerdeki objelere kadar daha çok detayı yakalar onların da tadını alırdık kesin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masticore Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 Gidecektim arkadas uyardi , Netflix'te var bu film. Ayni anda hem sinema ,hem netflix garip geldi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Raylen Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 https://i.pinimg.com/originals/b1/a4/72/b1a47254205715d025fe65b3d3eee2ab.jpg Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
progamer Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 13!!! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
quixef Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 Atia of the Julii I call for justice Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aket-Atum Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 17, 2018 Ben de SPQR'ın şanlı sancağını dalgalandıracak bir film sandım ama ne umduk ne bulduk. Bu aralar çok duyuyorum adını arkadaşlardan, merak etmiyor da değilim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Trias Mesaj tarihi: Aralık 18, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 18, 2018 Film güzel. Bir şey çok eksik, diyordum ki, bu yazıyı okudum. turkcealtyazıdan alıntı “Roma” veya festival filmleri nasıl yapılır Bir festival canavarının içermesi gerekenler: 1. Çıplaklık. Aksi takdirde yönetmenin cesur olduğunu nasıl anlarız? (25 dk.) ✓ 2. Sorunları kendi içinde yaşayan pasif karakterler. Aksi takdirde izleyiciye göstermek ve anlatmak gerekir, kim uğraşacak şimdi böyle ince işlerle? (tüm film boyunca) ✓ 3. Sündürülmüş sahneler. Aksi takdirde yönetmenin havalı olduğunu ve filminin izlenip izlenmeyeceğinin zerre umrunda olmadığını nasıl anlarız? (tüm film boyunca) ✓ 4. Uğruna zemin hazırlanmayan olaylar. Bir filmde hiçbir an hak edilmemelidir, hiçbir sahne bir diğerine kapı açmamalıdır. Her şey spontane olmalıdır. Basalım yangını, durduralım elektriği, aslında bir deprem de fena fikir sayılmaz. Seyirci neyin geldiğini görememeli ve şoke olmalı. (52 dk., 1 s. 03 dk, 1 s. 44 dk.) ✓ 5. Acımasız tokatlar. En iyisi ebeveynin evladına şöyle okkalı bir tokat yapıştırması ve sonra buna pişman olması. Bu hayatın sertliğini ve kontrolü kaybedince yaptığımız hataları gün yüzüne çıkarır, ayrıca filmin posterine de oldukça çelenk kazandırır. (1 s. 26 dk.) ✓ 6. Bağıran ama kimseden yardım görmeyen çaresiz insan. E, izleyicinin bir noktada duygulanması gerek. Karakterlerimizin banal olduğu ve bazı izleyicilerde empati yaratamayacağı için bu açığı kapatmak uğruna filme çaresiz birini koymaktan daha iyi ne olabilir? (1 s. 36 dk.) ✓ 7. Toplumsal bir olay. Cinayet olabilir, soygun, esir alma, isyan veya iç savaş, eğer yeterli bütçe varsa. Anlayacağınız, kurulmuş düzene tükürebilmemiz için tatsız bir olay gerek. (1 s. 35 dk.) ✓ Roma ✓ “Roma” hollywood standartlarının dışında, festival standartlarının da tam ortasında olduğu için harika bir film. Tüm festival filmi kriterlerini üstün başarıyla karşıladığı için ödül dönemi adına eşsiz bir parça. Cuarón’un klişelere boğulmuş eşsiz filmi belki de yönetmen için kişisel bir filmdi, çocukluğu, o zamanki dünyası hakkında (muhtemelen zaten bu yüzden nostaljik bir siyahbeyaz ile bezenmiş), ancak toplum tarafından şişirilmesi sonucunda film burnunu sokmaması gereken yerlere soktu ve hak etmediği kadar büyük bir ilgiye maruz kaldı. Beni bilenler bilir, zamanıma çok değer veririm, o yüzden bu filmi iyi veya kötü olarak değerlendirmek yerine zamanıma değer veya değmez olarak değerlendireceğim. Değmez! „Roma“ benim için temiz bir zaman kaybıydı. Uzun filmleri severim ama „Roma“ gereksiz yere uzundu. Hikaye o upuzun ve bazen de güzel, ama çoğu zaman güzel olduğundan çok uzun, sahneleri doldurmakta başarısızdı. Tüm bunların üzerine bir de hikayenin tam bir çorba olması da vardı ya hani; ortasına kadar başrolün kim olduğu veya öyle birinin olup olmadığı bile belli değildi. Ekranda dönen olaylar geliyor ve gidiyordu sadece. Hadi bir yangın basalım, hadi bir parti çakalım, biraz da seks. Aman tanrım, seks demişken, o ne salakça bir seks sahnesiydi öyle. [/spoil] Yönetmen havalı olduğu için bize kung-fu ve karate arası bir şeyler yapan bir adet alet ve iki top gösterdi, ancak sıra sekse gelince yangın varmış gibi kaçtı. Aferin, boşuna mı izledik o Fermin’in toplarını, seksim nerede? Cidden. Ben de size toplarımı gösterebilirim, zor olan onları aksiyon esnasında yakalamak. Hakikaten. Seks sahnelerine karşı büyük bir saygı duyuyorum. Gülün siz, gülün, eğer bir gün seks sahnesi çekmeyi denerseniz, görürsünüz. Bu tür sahneler sinemanın çekilmesi en güç sahnelerindendir. Aktörler rahatsızdır, kameraman işi zordur, ışık mükemmel ayarlanmalıdır, duygu yaratılmalı ve yakalanmalıdır. Zor iştir. Cuarón ise bize gereksiz bir çıplaklık gösterip işin zor kısmından kaçmış. Öyle bozuldum ki kareteci Fermin’in ikinci piyasaya çıkışı ve oradaki kung-fu-karate vari hareketlerle kıza çektiği tehdit olmasaydı kendime gelemezdim. Parti, yangın, koreli hoca ile yapılan antrenman ve plaj sahnelerine ne demeli? Resmen kesmelik. Asıl kızımızın ekildiği sahnede ise ne şaşırdım, çünkü bekliyordum, ne de etkilendim, çünkü benzerini görmüştüm (bknz: Maria Full of Grace). [spoil] Anlayacağınız, ben ne büyük bir emek, ne yeni, ne orjinal, ne de dahiyane bir şey gördüm, hatta güzel bir şey bile görmedim. Basmışlar geniş açılı lensleri, aktifleştirmişler siyahbeyaz modunu ve bas anam, bas! Kişisel notum 4/10, o da aktörlük için ve hiç de az olduğunu düşünmüyorum. Alfonso Cuarón’a güzel gişe filmlerine geri dönmesini ve “Gravity” ile yaptığı gibi kritik ve seyircilerin ceplerini boşaltıp kalplerini çalmasını diliyorum. Dön Alfonso, dön! 4 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Aralık 18, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 18, 2018 yukarıdaki wotu yazanın zamanına sıçayım. çok değerliymiş zamanı benim zamanını da küstah wotuyla çaldı keşke koymasaydın :( . istersen her film için böyle çıkarımlar yaparsın, böyle üslup kullanırsan hepsini de hakir görebilirsin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Celtics Mesaj tarihi: Aralık 18, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 18, 2018 harbiden bomboş adammış. bu kafayla shawshank redemption, breaking bad gibi dizi-film dünyasının başyapıtlarına bile gömebilirsin. tabii ki filmin bir ajandası olacak ya. ne bekliyorsunuz abi? adam yönetmen, film çekiyor ve bir şeyler anlatacak imgeleri kullanarak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sanssizsansli Mesaj tarihi: Aralık 18, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 18, 2018 o tarz tipler baya obsesif insanlar. tutmayın küçük enişteyi derler ya. sik kadar ufkuyla karşısına yel değirmenini alıp mızrak sallıyolar. tutarsa don kişot misali saygı göreceğini sanıyolar. film iyi olabilir ama bi şey bulup eleştirmeliyim. çünkü cool. günümüzde herkes kritik oldu anasını satayım. kritiğin metodlar ve teknik üzerine yapıldığını bilmeden x şöyle yapmış ama bence güzel değil blabla diye subjektivzmden yürüyolar. siklemeyin hele ki ekşideki bi çok ben eleştirmen oldum baba diye gezen tipleri. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Flassh Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 cıplaklık diye başlaması bile okumayı bırakmaya yetti. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Trias Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 Aynı sorun bence Shape of Water'da da vardı, ve seyrederken beni çok rahatsız etti. "Bu yıl oscar kazanalım, dayayın bütün klişeleri" edit: iki filminde görseli, kamera açıları vb üst seviye idi. Roma'da özellikle alışveriş sahnesi mükemmeldi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arcane Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 shape of water kliselere disney klasigi edasinda sariliyor fakat onu da, eskilere sapka cikarmayi da tadinda birakilmis. cheesy olmadan iyi kotarilmis ki ince bir cizgidir o. iyi film olmasinin nedenlerinden biri de o. en iyi film oscar'ini alsin demiyorum. almasin da demiyorum. ama otuz tane adaylik cikarmasi formullere sadik kalmaktan degil. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 formüllerle başarılı olmanın da yanlış bir tarafını göremiyorum ki. yüzlerce intikam filmi izledik hepsi birbirinin aynı. ama güzel işlenmiş ve çalışılmışsa güzel de tüketiyorsun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arcane Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 basariyi iyi film olarak degerlendiriyorsan ondandir o abi. populer filmle, iyi film farkli olgular. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aket-Atum Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 19, 2018 Trias said: Film güzel. Bir şey çok eksik, diyordum ki, bu yazıyı okudum. turkcealtyazıdan alıntı “Roma” veya festival filmleri nasıl yapılır Bir festival canavarının içermesi gerekenler: 1. Çıplaklık. Aksi takdirde yönetmenin cesur olduğunu nasıl anlarız? (25 dk.) ✓ 2. Sorunları kendi içinde yaşayan pasif karakterler. Aksi takdirde izleyiciye göstermek ve anlatmak gerekir, kim uğraşacak şimdi böyle ince işlerle? (tüm film boyunca) ✓ 3. Sündürülmüş sahneler. Aksi takdirde yönetmenin havalı olduğunu ve filminin izlenip izlenmeyeceğinin zerre umrunda olmadığını nasıl anlarız? (tüm film boyunca) ✓ 4. Uğruna zemin hazırlanmayan olaylar. Bir filmde hiçbir an hak edilmemelidir, hiçbir sahne bir diğerine kapı açmamalıdır. Her şey spontane olmalıdır. Basalım yangını, durduralım elektriği, aslında bir deprem de fena fikir sayılmaz. Seyirci neyin geldiğini görememeli ve şoke olmalı. (52 dk., 1 s. 03 dk, 1 s. 44 dk.) ✓ 5. Acımasız tokatlar. En iyisi ebeveynin evladına şöyle okkalı bir tokat yapıştırması ve sonra buna pişman olması. Bu hayatın sertliğini ve kontrolü kaybedince yaptığımız hataları gün yüzüne çıkarır, ayrıca filmin posterine de oldukça çelenk kazandırır. (1 s. 26 dk.) ✓ 6. Bağıran ama kimseden yardım görmeyen çaresiz insan. E, izleyicinin bir noktada duygulanması gerek. Karakterlerimizin banal olduğu ve bazı izleyicilerde empati yaratamayacağı için bu açığı kapatmak uğruna filme çaresiz birini koymaktan daha iyi ne olabilir? (1 s. 36 dk.) ✓ 7. Toplumsal bir olay. Cinayet olabilir, soygun, esir alma, isyan veya iç savaş, eğer yeterli bütçe varsa. Anlayacağınız, kurulmuş düzene tükürebilmemiz için tatsız bir olay gerek. (1 s. 35 dk.) ✓ Roma ✓ “Roma” hollywood standartlarının dışında, festival standartlarının da tam ortasında olduğu için harika bir film. Tüm festival filmi kriterlerini üstün başarıyla karşıladığı için ödül dönemi adına eşsiz bir parça. Cuarón’un klişelere boğulmuş eşsiz filmi belki de yönetmen için kişisel bir filmdi, çocukluğu, o zamanki dünyası hakkında (muhtemelen zaten bu yüzden nostaljik bir siyahbeyaz ile bezenmiş), ancak toplum tarafından şişirilmesi sonucunda film burnunu sokmaması gereken yerlere soktu ve hak etmediği kadar büyük bir ilgiye maruz kaldı. Beni bilenler bilir, zamanıma çok değer veririm, o yüzden bu filmi iyi veya kötü olarak değerlendirmek yerine zamanıma değer veya değmez olarak değerlendireceğim. Değmez! „Roma“ benim için temiz bir zaman kaybıydı. Uzun filmleri severim ama „Roma“ gereksiz yere uzundu. Hikaye o upuzun ve bazen de güzel, ama çoğu zaman güzel olduğundan çok uzun, sahneleri doldurmakta başarısızdı. Tüm bunların üzerine bir de hikayenin tam bir çorba olması da vardı ya hani; ortasına kadar başrolün kim olduğu veya öyle birinin olup olmadığı bile belli değildi. Ekranda dönen olaylar geliyor ve gidiyordu sadece. Hadi bir yangın basalım, hadi bir parti çakalım, biraz da seks. Aman tanrım, seks demişken, o ne salakça bir seks sahnesiydi öyle. [/spoil] Yönetmen havalı olduğu için bize kung-fu ve karate arası bir şeyler yapan bir adet alet ve iki top gösterdi, ancak sıra sekse gelince yangın varmış gibi kaçtı. Aferin, boşuna mı izledik o Fermin’in toplarını, seksim nerede? Cidden. Ben de size toplarımı gösterebilirim, zor olan onları aksiyon esnasında yakalamak. Hakikaten. Seks sahnelerine karşı büyük bir saygı duyuyorum. Gülün siz, gülün, eğer bir gün seks sahnesi çekmeyi denerseniz, görürsünüz. Bu tür sahneler sinemanın çekilmesi en güç sahnelerindendir. Aktörler rahatsızdır, kameraman işi zordur, ışık mükemmel ayarlanmalıdır, duygu yaratılmalı ve yakalanmalıdır. Zor iştir. Cuarón ise bize gereksiz bir çıplaklık gösterip işin zor kısmından kaçmış. Öyle bozuldum ki kareteci Fermin’in ikinci piyasaya çıkışı ve oradaki kung-fu-karate vari hareketlerle kıza çektiği tehdit olmasaydı kendime gelemezdim. Parti, yangın, koreli hoca ile yapılan antrenman ve plaj sahnelerine ne demeli? Resmen kesmelik. Asıl kızımızın ekildiği sahnede ise ne şaşırdım, çünkü bekliyordum, ne de etkilendim, çünkü benzerini görmüştüm (bknz: Maria Full of Grace). [spoil] Anlayacağınız, ben ne büyük bir emek, ne yeni, ne orjinal, ne de dahiyane bir şey gördüm, hatta güzel bir şey bile görmedim. Basmışlar geniş açılı lensleri, aktifleştirmişler siyahbeyaz modunu ve bas anam, bas! Kişisel notum 4/10, o da aktörlük için ve hiç de az olduğunu düşünmüyorum. Alfonso Cuarón’a güzel gişe filmlerine geri dönmesini ve “Gravity” ile yaptığı gibi kritik ve seyircilerin ceplerini boşaltıp kalplerini çalmasını diliyorum. Dön Alfonso, dön! 4 şu wotu döşeyen adam haftasonları Kadıköyde içtiği biraları arkadaşlarına kitlemek için 40 takla atmıyorsa ne olayım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
eldar Mesaj tarihi: Ocak 14, 2019 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 14, 2019 https://twitter.com/RealGDT/status/1084701184110153729 Guillermo del Toro, twitter'dan filme dair kendi bazı çıkarsamalarını yazmış. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
logtrig Mesaj tarihi: Ocak 14, 2019 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 14, 2019 ben buhranlar geçirdim bu filmde, bitiremedim resmen ya. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arcane Mesaj tarihi: Ocak 14, 2019 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 14, 2019 eldar said: https://twitter.com/RealGDT/status/1084701184110153729 Guillermo del Toro, twitter'dan filme dair kendi bazı çıkarsamalarını yazmış. devaminda gravity icin yazdiklari studyolarin nasil guzellik dusmani oldugunu gozler onune seriyor: gravity sonu said: And the great ending of Gravity... The studio was pressuring Alfonso to "show" helicopters in the sky, coming to rescue Sandra Bullock's character. He said "no". Emerging from the water was the triumph, touching the earth- standing... said: The studio then said: "Ok what about hearing the helicopters?" Alfonso, once more, said "no". The studio then suggested adding a radio giving her coordinates, promising help. Alfonso said "no". Once more an ending made of Air, land and water. gercekten uzucu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sabonis Mesaj tarihi: Ocak 14, 2019 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 14, 2019 sıkılalım diye film yapmışlar. teşekkürler. patinin çakma sinema duayenleri fularınızı takıp izleyin asdfhudash. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar