Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Metafizik ve Spiritüalizm


Anhora

Öne çıkan mesajlar

her insan varlığın olduğuna inanır ve bu evrendeki(varlıktaki) ilk, mevcut olması için başka bir fiziksel mefhuma ihtiyaç olmayan fiziksel mefhum veya mefhumların sahip olduğu anlaşılamaz, garip durumu görebilir. bu mefhumların etkileşerek başka kavramlar oluşturabilmeleri için belirlenmiş niteliğe, ilişkilendirilmelere, bu vesileyle kendi içinde veya diğer 'ilk' mefhumlardan gelen kurallara bağlı olmaları gerekir.

ateist bu belirlenmiş, ilişkilendirilmiş, tanımlanmış mefhumların; bir tanımlayıcısı olmadan olabileceğine inanır. teist buna inanmaz. bir belirleyicinin kaçınılmaz olduğunu söyler.
kısaca ilk mefhumların metafizik durumu gayet kabul edilmesi gereken bir şeydir ateistler tarafından bile. yalnız, ateistler bu ilk mefhumların aynı zamanda metafizik bir şekilde belirli özellikler kazandığına da inanır. tanımlaması yapılmadan tanımlanmış varlıklar.

ilk mevhumlar, pür matematiğin somutlama yapabileceğine inanan biri için bile fiziksel düzlemde kalmıyor. özellikleri teistler tarafından bir iradeye, ateistler tarafından bilinmeze atılıyor, bununla belirli ilişkilerin, tanımlamaların tanımlayıcı olmadan var olabileceği iması yapılıyor ki bana tamamen saçma gelen bir düşünce.

neutrino said:

Anlayışsızlık engel değil, cehalet engel.

Burada tartışmaya çalıştığın insanların çoğu ülke ortalamasının bayağı üzerinde. Senin bu metafizik, ruh, allah gibi aklına takılan konuları taa lisede düşünüp geçmişler.

Sorun okumamakta; okusan, merak etsen, nasıl bir evrende yaşadığını anlamak istesen kaynak çok fazla. Bu kaynaklardan bilgi edinmek yerine, oturduğun yerden düşünerek bir yerlere varmak 15. yy kafasına denk geliyor malesef. Çok yorulmadan her şeyin cevabını öğreneyim dersen din var işte, git inan istediğin gibi. Ama bir şeyin doğrusunu bilmek istiyorsan izleyeceğin yol belli.


vay anasını be. öyle diyosun, her şey var ha. korkunç iyi.

üzüntü ve pişmanlık içinde söylüyorum. son zamanlarda hakkında yorum yapmama yetecek kadar ekşisözlük'te vakit geçirdim ve ilginç bir şey gördüm. ekşisözlük bildiğin paticik olmuş üslup, yazarların genel hali bakımından. tartışmaktan ziyade senin yaşam biçimini tam olarak benimsemeyen birini aşağılamak ve ciddi ciddi bu işi tutkuyla yapmak. şu verdiğim alıntı duygu ve tutku tütüyor. burnum alışık olmasa acıyacaktı.

yazdım öylesine. pek anlamlı bildirimler beklemiyorum. fazla şey yapmayın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş


clownbaby said:

her insan varlığın olduğuna inanır ve bu evrendeki(varlıktaki) ilk, mevcut olması için başka bir fiziksel mefhuma ihtiyaç olmayan fiziksel mefhum veya mefhumların sahip olduğu anlaşılamaz, garip durumu görebilir. bu mefhumların etkileşerek başka kavramlar oluşturabilmeleri için belirlenmiş niteliğe, ilişkilendirilmelere, bu vesileyle kendi içinde veya diğer 'ilk' mefhumlardan gelen kurallara bağlı olmaları gerekir.

ateist bu belirlenmiş, ilişkilendirilmiş, tanımlanmış mefhumların; bir tanımlayıcısı olmadan olabileceğine inanır. teist buna inanmaz. bir belirleyicinin kaçınılmaz olduğunu söyler.
kısaca ilk mefhumların metafizik durumu gayet kabul edilmesi gereken bir şeydir ateistler tarafından bile. yalnız, ateistler bu ilk mefhumların aynı zamanda metafizik bir şekilde belirli özellikler kazandığına da inanır. tanımlaması yapılmadan tanımlanmış varlıklar.

ilk mevhumlar, pür matematiğin somutlama yapabileceğine inanan biri için bile fiziksel düzlemde kalmıyor. özellikleri teistler tarafından bir iradeye, ateistler tarafından bilinmeze atılıyor, bununla belirli ilişkilerin, tanımlamaların tanımlayıcı olmadan var olabileceği iması yapılıyor ki bana tamamen saçma gelen bir düşünce.

neutrino said:

Anlayışsızlık engel değil, cehalet engel.

Burada tartışmaya çalıştığın insanların çoğu ülke ortalamasının bayağı üzerinde. Senin bu metafizik, ruh, allah gibi aklına takılan konuları taa lisede düşünüp geçmişler.

Sorun okumamakta; okusan, merak etsen, nasıl bir evrende yaşadığını anlamak istesen kaynak çok fazla. Bu kaynaklardan bilgi edinmek yerine, oturduğun yerden düşünerek bir yerlere varmak 15. yy kafasına denk geliyor malesef. Çok yorulmadan her şeyin cevabını öğreneyim dersen din var işte, git inan istediğin gibi. Ama bir şeyin doğrusunu bilmek istiyorsan izleyeceğin yol belli.


vay anasını be. öyle diyosun, her şey var ha. korkunç iyi.

üzüntü ve pişmanlık içinde söylüyorum. son zamanlarda hakkında yorum yapmama yetecek kadar ekşisözlük'te vakit geçirdim ve ilginç bir şey gördüm. ekşisözlük bildiğin paticik olmuş üslup, yazarların genel hali bakımından. tartışmaktan ziyade senin yaşam biçimini tam olarak benimsemeyen birini aşağılamak ve ciddi ciddi bu işi tutkuyla yapmak. şu verdiğim alıntı duygu ve tutku tütüyor. burnum alışık olmasa acıyacaktı.

yazdım öylesine. pek anlamlı bildirimler beklemiyorum. fazla şey yapmayın.



Çok teşekkürler clownbaby, sotto'dan sonra tek kayda değer post oldu bu. Herkes kafasına göre bir şeyler söyler çok önemli değil. Ciddiye alırsın almazsın, kendi kendine konuşsun. Her yerde var bunlardan sadece bu ülkede değil.

Konuya gelirsek, asıl sorulan varlık yokluk değil hayatın amacının gündelik uğraşların ötesinde olabileceği düşüncesiydi. Yani herkes popüler kültürün kölesi haline dönüşüyor. Bir ben var benden içeri diyen adamın zamanında da dinamikler ulvi değildi avam için ama yine de bir şeyler düşünmüş insanlar. Sonra en-el hak demişler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anhora said:

Konuya gelirsek, asıl sorulan varlık yokluk değil hayatın amacının gündelik uğraşların ötesinde olabileceği düşüncesiydi. Yani herkes popüler kültürün kölesi haline dönüşüyor. Bir ben var benden içeri diyen adamın zamanında da dinamikler ulvi değildi avam için ama yine de bir şeyler düşünmüş insanlar. Sonra en-el hak demişler.


enel hak diyen öldü gitti. bağırsaklarında pislik dolaşan, narkozu yeyince bilinci kapanan, öleceği zamanı bilmeyen, kendine gelecek zararı her zaman engelleyemeyen ve buna rağmen elinde hiç bir bulgu olmamasına rağmen kendini yaratıcıyla bir gören birinin yerinin çöp kutusu olduğuna inanıyorum.

ezoterik, bilinmezci, temelsiz, bulgusuz, garip, müphem bir şey panteizm. tasavvuf biçiminde düşünecek olursak, kendini islamdan göstermesine rağmen tamamen aykırı düşünceleri barındırması irkiltiyor adamı.
panteizmin cevap verdiği pek bir şey yok. her yönden kusurlu adamın aynı zamanda kusursuz olduğunu zannetmesi.
elinde kitap, kuran bulunan ve geçmişten biraz haberi olan kimsenin sufizm gizemciliğine prim vermesi akıllıca bir iş değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş


clownbaby said:

Anhora said:

Konuya gelirsek, asıl sorulan varlık yokluk değil hayatın amacının gündelik uğraşların ötesinde olabileceği düşüncesiydi. Yani herkes popüler kültürün kölesi haline dönüşüyor. Bir ben var benden içeri diyen adamın zamanında da dinamikler ulvi değildi avam için ama yine de bir şeyler düşünmüş insanlar. Sonra en-el hak demişler.


enel hak diyen öldü gitti. bağırsaklarında pislik dolaşan, narkozu yeyince bilinci kapanan, öleceği zamanı bilmeyen, kendine gelecek zararı her zaman engelleyemeyen ve buna rağmen elinde hiç bir bulgu olmamasına rağmen kendini yaratıcıyla bir gören birinin yerinin çöp kutusu olduğuna inanıyorum.

ezoterik, bilinmezci, temelsiz, bulgusuz, garip, müphem bir şey panteizm. tasavvuf biçiminde düşünecek olursak, kendini islamdan göstermesine rağmen tamamen aykırı düşünceleri barındırması irkiltiyor adamı.
panteizmin cevap verdiği pek bir şey yok. her yönden kusurlu adamın aynı zamanda kusursuz olduğunu zannetmesi.
elinde kitap, kuran bulunan ve geçmişten biraz haberi olan kimsenin sufizm gizemciliğine prim vermesi akıllıca bir iş değil.




Neden düşünme yetimiz var ki bizim o zaman? Neden bilinç var? Farkındalık, merak.. Hayvandan ne farkımız var? Hoş, onların bile bir dengesi var kendi içlerinde. İnsan dediğin homo sapiens sapiens ne işe yarar sömürmekten başka?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anhora said:


allah'ı sahip olunan yeteneklerle gereği gibi takdir edip, yine bu yetenekleri kullanarak onun rızasını kazanmaya çalışmak. insanı yaşama süren şeyin bu olması gerektiği belirtiliyor kuranda.
yaratıcı, amellerine göre hesaba çeksin diye yarattı insanı benim dinime göre ve bu hesabın adil olmasını önceledi.

anlayacağın üzere bir dinim, bir kitabım var. ikna olduğum din üzerine hareket etmeye çalışıyorum ve kusurlarımı ona göre belirliyorum. yaygın telakkiler, neyin kitleler tarafından kabul edilebilir bulunduğu belli bir mantıksallığı barındırmadıkça seçtiğim yaşam biçimini etkilemiyor.

herkesin sahiplendiği, adını koyduğu ve sakince tartışabildiği bir yaşam biçimi, bir dini olması gerektiğini düşünüyorum. ne yazık ki büyük çoğunluğun hayatını temellendirme gibi bir derdi yok. şüphe ve apathy içinde sürükleniyorlar ve buna rağmen kibirli olmayı başarabiliyorlar. insan doğası.

viktor selam sana da. hiç değişmemişsin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anhora said:


clownbaby said:

Anhora said:

Konuya gelirsek, asıl sorulan varlık yokluk değil hayatın amacının gündelik uğraşların ötesinde olabileceği düşüncesiydi. Yani herkes popüler kültürün kölesi haline dönüşüyor. Bir ben var benden içeri diyen adamın zamanında da dinamikler ulvi değildi avam için ama yine de bir şeyler düşünmüş insanlar. Sonra en-el hak demişler.


enel hak diyen öldü gitti. bağırsaklarında pislik dolaşan, narkozu yeyince bilinci kapanan, öleceği zamanı bilmeyen, kendine gelecek zararı her zaman engelleyemeyen ve buna rağmen elinde hiç bir bulgu olmamasına rağmen kendini yaratıcıyla bir gören birinin yerinin çöp kutusu olduğuna inanıyorum.

ezoterik, bilinmezci, temelsiz, bulgusuz, garip, müphem bir şey panteizm. tasavvuf biçiminde düşünecek olursak, kendini islamdan göstermesine rağmen tamamen aykırı düşünceleri barındırması irkiltiyor adamı.
panteizmin cevap verdiği pek bir şey yok. her yönden kusurlu adamın aynı zamanda kusursuz olduğunu zannetmesi.
elinde kitap, kuran bulunan ve geçmişten biraz haberi olan kimsenin sufizm gizemciliğine prim vermesi akıllıca bir iş değil.




Neden düşünme yetimiz var ki bizim o zaman? Neden bilinç var? Farkındalık, merak.. Hayvandan ne farkımız var? Hoş, onların bile bir dengesi var kendi içlerinde. İnsan dediğin homo sapiens sapiens ne işe yarar sömürmekten başka?


hayvanlar etraflarndaki herşeyden senden benden fazla farkında merak etme sen
meraklılar da

hayvanları kendi basit amellerine alet etme
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hani böyle oturuyorsun. İçin içini yiyor. Belki komşun bir genç, libido peşinde. Sen ne yapıyorsun, oturuyorsun. Belki oturmuyorsun ama aklın oturuyor.
Yeteri kadar düşünürsem bilirim.
Biraz daha düşünürsem daha iyi anlarım.

Ah benim cahilim.
Ah benim saf topraklım.

Zannediyor musun ki bir günde Roma Hukuku oluştu.
Sen zanneder misin ki bir günde Fransız İhtilali bitiverdi.
Sen de mi inandın bir günde sekülerleşme trendine.
Çok mu iyi saklamışlar modern etiği.

Bir günde, bir haftada okuduğun bir şeyle aydınlanacağın sana havuza attığın para kadar fayda sağlar.
En fazla cümle altı çizer beş güne unutursun.
Gerçekte olan şey insanlar diğer insanların deneyimlerini öğrenir ve üzerine katarlar.
İnsan hakları böyle türer, bilim böyle yapılır. Sadece pozitif bilimler değil her türlü fikir yalnız böyle gelişir.

Bunun için de yaşayan ya da ölü milyonlarca kâmil insanın fikrini tarayıp üzerine koyman gerek. Onları ayırt etmek için çabalaman gerek.
Ne üzerine olursa olsun böyle bir yola girmeden, o çok güvendiğin zekânın görmemişliğini atamazsın. Buradaki birçok insan felsefe alanında olmasa da kendilerini ilgilendiren konuda bu görgüye ulaşmış insanlar. Onlar kimde neyin eksik olduğunu anlayabiliyorlar. Ama çabaladıklarını görmezsin.

Çünkü bunu kimse sana sonradan vermez, ya kendin bir durumdan örnek alırsın/çok etkilenirsin ya da eğitilirsin(öğretim değil).
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben dini tapınılacak bir şey olarak değil, insanın gelişimine katkı sağlayacak bir araç olarak görüyorum. O yüzden Kur'an'ın söyledikleri; cennet, cehennem, amel, günah, sevap vs. bunlara mecazi açıdan bakıyorum. Yukarıda bizi bekleyen bir cennetin olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda ayrılıyoruz. Cennet ve cehennem zaten burada. Kibirle söylenmiş gibi olmasın ama insanın vicdanı da en büyük yargıç. Yaratıcı, yarattıkları arasında bir seçim yapabilir mi? İyi ve kötü neye göre iyi ve kötü? Neden tanrı şeytanı ve şeytani düşünceleri tasvip etmesin, yarattığı halde? Bunlar dünyasal kavramların kozmik ölçekte işlevsizliğinin göstergesi. İnsan kalbinin sesini dinlemeli, başka şeylere ihtiyacı yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anhora said:


yaratıcı yarattıkları arasında seçim yapabilir. iyi davranışı ve kötü davranışı istediği gibi istediği bilinç sahibi varlığa belletebilir, onun doğasının bir parçası yapabilir. bundan sonra istediği ölçütlere göre yargılayabilir. burada bir olasılıksızlık yok.

haz ve acı, gurur ve aşağılanmışlık nasıl belirlendiyse iyi ve kötü de belirlenebilir. allah mefhumlar tanımlar ve yaratır. bu kavramlardan biri insandır. insanın diğer kavramlarla olan ilişkilerinde belli bir ölçüyü tutturması beklenir ve o kendisine verildiği ölçüde sorumlu tutulur. çünkü her şart bunu gerektirecek şekilde sağlanmıştır. imkansızlık yok yine.

selam
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Zaten bundan sonra imkansızlıktan değil, saçmalıktan bahsedilir. (yanlış anlama)
Bütün bu düzeni anlamsızlaştırıyor senin savın. Buna tanrıya insani özellikleri atfetme diyorlar. Antropomorfik Tanrı varsayımı. Yani Tanrı kötülükleri yarattı ama, bakalım bizimkiler bu tuzağa düşecek mi? Komik geliyor bana bu düşünce. Zaten tanrıyı bu fincan aklımızla algılayamayız da bu kadar da olamaz herhalde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anhora said:

Zaten bundan sonra imkansızlıktan değil, saçmalıktan bahsedilir. (yanlış anlama)
Bütün bu düzeni anlamsızlaştırıyor senin savın. Buna tanrıya insani özellikleri atfetme diyorlar. Antropomorfik Tanrı varsayımı. Yani Tanrı kötülükleri yarattı ama, bakalım bizimkiler bu tuzağa düşecek mi? Komik geliyor bana bu düşünce. Zaten tanrıyı bu fincan aklımızla algılayamayız da bu kadar da olamaz herhalde.


tanrı irade sahibi değilse zaten tanrı değildir. ilk postumda her halükarda bir tane belirleyici, tanımlayıcı, kavram oluşturucu olması gerektiğinden bahsediyorum. kavram oluşturmak insani bir özellik.

bir irade olmadan senin bahsettiğin 'spiritüel diyar'ın yanına kurallara dayalı, belirli bir fiziksel evren nasıl tanımlanıp oluşturulacak? Sana o bahsettiğin fincan aklı verenin hakkında delilsiz zanlarda bulunup bu zanları hayatını biçimlendirmek için kullanmamanı öneririm.
Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise haktan hiç bir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki, Allah onların ne yaptıklarını bilir. (yunus 36)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

norvecte ben ve brezilyalı bir arkadaşım 2 misyonerle oturup 2 saat kadar tartışmıştık bu konular üzerine

onlar bizi imana getirmeye çalışıyordu, sürekli incilden quotelar falan, biz de mutlak bir gücün varlıgının ne kadar akıl dışı oldugunu anlatmaya çalışıyorduk (see above post)

bir noktada arkadaşım sordugu bir sorunun üzerine misyonerin incilden alıntı yapmasına sinirlendi ve sürekli incilden alıntı yapıyorsun ben SENİN bu konuda ne düşündüğünü bilmek istiyorum demişti.

olm şu yaşta beni bu tartışmalara sokuyorsunuz, ama görünce sinirleniyorum hakkaten dayanamıyorum. az açın kitap karıştırın lan cumaya gidip circlejerk yapacagınıza
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...