Feamer Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2015 öncelikler okuyan herkese iyi günler, daha iyi bir başlık olabilirdi diye düşünüyorum, ama aklıma bir şey gelmedi. ama kısaca amaçladığım şey değinmek gerekirse, bazen bir konuya dahil olmayan veya konu açmaya değmeyecek tarihi bilgi veya anekdotlara denk geliyoruz ve ya güdük konular olarak oluşuyor yada yazmaya üşeniyor insan. bu yüzden böyle kısa kısa, oradan buradan görülen veya akılda kalan şeylerin paylaşılacağı bir konumuz olsun diye düşündüm. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
paparnoz Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 Ben mesela yok olan bir uyuşturucudan örnek vereyim. bu sikke'nin arka tarafında yer alan bitki'yi örnek vereyim. Antik çağ'da çokça kullanılan bir uyuşturucuya ait bir bitki bu. Adı silphium. Ancak nesli tükenmiş durumda bizde doğada çokça gördüğümüz Ferula(şeytantersi) türünden bir bitki. Aynı zamanda dönemin hekimleri tarafından sıklıkla yakı olarak kullanılmış. Yani hem medikal kullanımı olan,hem uyuşturucu olarak kullanılan hemde yemeklerde sos olarak kullanılan bir bitki. Strabon,Hipokrat,Herodot,Pausanias ve Aristophanes'in yazılarında ismi zikredilmekte. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dana22 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 o silphium ilgincmis esasinda familyayi gozune kestirsen kontrollu caprazlamalarla benzer bitkiyi elde etmek mumkun olabilir.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
RamsesII Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 feamer sen buranın modu olsana yakışır yani Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
paparnoz Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 İzmir'de Veba Salgını konusu. Mesela 1667'de veba salgını oluyor 6000 türk,800 musevi,600 rum,500 ermeni,20 fransız ve bir kaç hollandalı tüccar ölüyor. Daha sonra 1674'te bir salgın daha oluyor 5000 türk,500 musevi ve rum,300 ermeni ölüyor. Ermeniler salgın yayıldığı zaman fakirlere büyük bir sadaka dağıtımı düzenliyorlarmış. Dindar ermeniler bu cömertlikten sonra salgının etkisinin geçtiğini düşünüyorlarmış. Bu bilgi Antoine Galland adlı bir Fransız gezginin notlarından. Tabii bu salgınlar 17.yy ile sınırlı değil seyyah o zamanın seyyahı olduğu için,o dönemden örnek veriyor. Mesela 18.yy'da 54 veba salgını meydana gelmiş. Dahası 19.yy ve 20.yy'da da salgınlar belirli yıllarda tekrar baş göstermiş. (bu bilgilerde şu makaleden http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/dergisayi3/c1_s3_sabri_yetkin.pdf) Tabii daha geniş okuma ile daha detay bilgilere ulaşmak mümkün bizde genelde avrupa veba salgınları bilindiği için Osmanlı'da mevzu bahis veba salgınlarından pek göz önünde değil. Birde şöyle kısa bilgiler mevcut. http://blog.milliyet.com.tr/AramaBlogger/osmanli-da-veba/Blog/?BlogNo=414883 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2015 RamsesII said: feamer sen buranın modu olsana yakışır yani yok ya hiç bildiğim işler değil, zaman yok zaten Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenn Mesaj tarihi: Mayıs 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 27, 2015 İskit askerleri yüzülmüş kafa derisini etlerinden kazıyarak temizlerler ve elleriyle sürterek yumuşatırlar. Yumuşamış bu derileri peçete (el temizleme mendili) olarak kullanırlar. İskitler bu kafa derileriyle gurur duyarak atlarının yular ve dizginlerine asarlar. Deri sayısının fazlalığı o kişinin değerli kimse olduğunu gösterir. Birçoğu da yüzülmüş kafa derilerini birbirine dikerek kendileri için pelerin yaparlar Lise 1 tarih hocam anlatmıştı. Wiki de aynsını diyor. Hafızaya bak be Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
eldar Mesaj tarihi: Haziran 1, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 1, 2015 belki hocan yazmıştır wikipedia'ya. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenn Mesaj tarihi: Haziran 1, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 1, 2015 Sayısal okurken mi? Yapma Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Temmuz 7, 2015 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 7, 2015 ermeniler hakkında alıntı: said: Bu arada okuyucularımızın kafasında meydana gelmesi kaçınılmaz gibi görünen bir meseleye dikkatleri çekmek istiyoruz. Acaba, yukarıda tercümesini verdiğimiz çivi yazılı metnin 13. satırında geçen “Armanu memleketi”nin, bugünkü Ermenilerle herhangi bir bağlantısı var mıdır? Gerçekten ilk bakışta, söz konusu metnin 13. satırında geçen Armanu memleketi kralının (Lugal Kur. Uru Ar-ma-nu), Ermeni kralı olduğu zannedilebilir. Fakat bu, doğru değildir. Çünkü Ermeniler, Doğu Anadolu bölgesine M.Ö. 6. yüzyılın başlarında, yani Urartu Devleti’nin yıkılmasından sonra gelmişlerdir. Öyle sanıyoruz ki onlar, M.Ö. 8. yüzyılda Anadolu‟da güçlü bir devlet kuran Friglerin akrabaları idiler. İki asra yakın kabileler halinde başıboş dolaştıktan sonra, Urartu Krallığının yıkılmasını fırsat bilerek, gelip onların topraklarına yerleşmişlerdi. Zira, Ermeni adına ilk defa M.Ö. 6. yüzyılda Pers kralı Darius’un kitabelerinde rastlanıyor. Ermeniler kendilerine hiçbir zaman “Ermeni” dememişler, bilakis kendilerini “Haikh” (Tekil olarak Hai-Hay) olarak adlandırmışlardır. Ermeni ismi tamamen Pers kralının, bölgenin adına izafeten uydurmuş olduğu bir isimdir. Çünkü bölgeye, M.Ö. 3. binyıldan itibaren Armanu ya da Armenia denilmekte idi. İşte Pers kralı, hegemonyası altında bulunan ve batıdan göçmen olarak gelen bu yabancılara, “Armenia bölgesinde oturanlar” anlamına “Ermeniler” ismini vermişti. Şu hususu da açıklığa kavuşturmakta fayda görüyoruz: Ermeniler, kendilerinden önce bu topraklar üzerinde oturmuş olan Urartuları (M.Ö. 9-6. yüzyıllar) ataları olarak göstermek istemektedirler. Halbuki, yapılan filolojik tetkikler neticesinde, Ermenilerin kullandığı dilin, Hint-Avrupa kökenli dillerden olduğu anlaşılmıştır. Buna karşılık Urartuların dili, M.Ö. 3. binyılda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde oturan Hurri kavminin diliyle akraba olup, Asya kökenli dillerdendir. http://www.bilinmeyenturktarihi.com/tag/anadolu-mezopotamya-iliskileri tekrar açıklama yapmak gerekirse, bunlar birilerin bazı bulgulara dayanarak yaptıkları çıkarımlardır. enteresan geldiği ve daha önce bildiklerim ile kendimce sağlamasını yaptığım için paylaşmakta sakınca görmüyorum ama pek tabi, yazı tamam hatalı ve yanlışta olabilir ama bunun için ortaya bir done koymak gerekir, "kutumda büyük hissediyorum" diye cevap yazmayın lütfen Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
warimathras Mesaj tarihi: Temmuz 7, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 7, 2015 fenn said: İskit askerleri yüzülmüş kafa derisini etlerinden kazıyarak temizlerler ve elleriyle sürterek yumuşatırlar. Yumuşamış bu derileri peçete (el temizleme mendili) olarak kullanırlar. İskitler bu kafa derileriyle gurur duyarak atlarının yular ve dizginlerine asarlar. Deri sayısının fazlalığı o kişinin değerli kimse olduğunu gösterir. Birçoğu da yüzülmüş kafa derilerini birbirine dikerek kendileri için pelerin yaparlar Lise 1 tarih hocam anlatmıştı. Wiki de aynsını diyor. Hafızaya bak be grimm de buna benzer bir bölüm vardı. hatta o pelerin sayesinde neredeyse durdurulamaz olmuştu eleman nick i güzel pataklamıştı:) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2015 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2015 yunus emre, mevlana ve nasretin hoca olarak bilinen kişinin aynı çağda (13yy) yaşamış olduğunu idrakına varında bu bilgi bana oldukça enteresan gelmeye başladı. acaba tek başına bu konuyu işleyen, misal anadolunun durumu, üç zatın ayrı ayrı özellikleri, temsil etikleri kitle, ünlü olma aşamaları vb. başlıklara değinen bir kitap veya çalışma var mı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2015 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2015 wikiden alındı, başka yerlerde bakmak lazım... "Ayn Calut Muharebesi" said: Savaştan hemen önce Mısır'da Sultan ilan edilen Seyfeddin Kutuz kumandasındaki 20.000 kişilik bir orduyla, Hulagu'nun en seçkin kumandanlarından Ketboğa Noyan kumandasındaki Ermeni ve Gürcülerle takviye edilmiş Moğol ordusunu Filistin'de karşıladı. İki ordu 3 Ekim 1260 tarihinde, Ayn Calut denilen mevkide karşılaştı. Memlûkler bölgeyi iyi tanıdıkları için bu savaşta Türklerin ve Moğolların sıkça uyguladıkları Hilal taktiğini kullanmışlardır. İlk başta Baybars komutasında küçük bir birlik Moğollar üzerine ani bir saldırı düzenlemiş ve ardından yine aynı hızla geri çekilmeye başlamıştır. Ketboğa'nın emri üzerine Memlûkleri takip ederek dağlık vadiye giren Moğol süvarilerini, kurduğu pusu sayesinde gizlice arkadan çeviren Kutuz komutasındaki Atlı Okçular ve patlayıcı bomba atan piyadeler, Moğollara ağır kayıplar verdirmiştir. Daha sonra sahte kaçışı bırakan Baybars, komuta ettiği askerlerini toplayarak Moğollara saldırmış ve Moğol ordusunun hemen hemen tamamını imha etmiştir. Bu savaşta öldürülen Moğol askerleri arasında Ketboğa Noyan da bulunmaktadır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenn Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2015 eldar said: belki hocan yazmıştır wikipedia'ya. yaw he he Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2015 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2015 daha önce lafı geçmişti, turan taktiği falan diye, moğolların kalka ımrağı savaşı: tabi işin öncesi de var... http://3.bp.blogspot.com/-7QjAoRoWd6c/T-x_dQ-l2-I/AAAAAAAAAj4/IVJtQKcMqXE/s1600/rus+saldirisi.jpg http://1.bp.blogspot.com/-FYxonXI6LFM/T-x_zgko5pI/AAAAAAAAAkA/3__SLLxO5KE/s1600/mogol+karsi+saldirisi.jpg http://3.bp.blogspot.com/-U6HuWG6Etf4/T-yAL2uvb0I/AAAAAAAAAkI/Gq3DyAJzdwU/s1600/kalka+ruslarin+dagilisi.jpg http://dunyaharptarihi.blogspot.com.tr/2012/06/kalka-irmagi-savasi-ms-1223.html Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Anhora Mesaj tarihi: Temmuz 24, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 24, 2015 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Max Damage Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2015 Önceki sayfadaki Kalka Savaşı baya bir efsanedir. Rus prensler ellerindeki tüm kuvvetler ile saldırıyor Moğolları Doğu Avrupa'dan kovmak için. Savaşın sonunda ise milleti sefere zorlayan prens dandik bir kayıkla kıyımdan zar zor kaçabiliyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
paparnoz Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 Bir ilginç bilgi ekleyeyim. Gezgin olarak bildiğimiz Marco Polo'nun aslında var olmaması hatta Çin'e hiç gitmemesi söz konusu. Marco Polo hikayesi tamamen bir efsaneden ibaretmiş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Longshanks Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 islam - untold story https://www.youtube.com/watch?v=zzKk0L6H1ms Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 paparnoz said: Bir ilginç bilgi ekleyeyim. Gezgin olarak bildiğimiz Marco Polo'nun aslında var olmaması hatta Çin'e hiç gitmemesi söz konusu. Marco Polo hikayesi tamamen bir efsaneden ibaretmiş. öyleyse kim, ne zaman yazmış? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
paparnoz Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 Rustichello da Pisa tarafından yazılıyor. Bir diğer eseri Roi Artus. Kral Arthur yani. Adam bir efsane yaratmış anlayacağın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2015 hangi kral artur u yazmış?, mesela şöyle bir kitap var http://www.kitapyurdu.com/kitap/arthurun-olumu/57084.html ama bu birçok şiir ve öykünün bir araya toplanması ile oluşuyor, diğer taraftan gitmeden, oralara gitmeden yazması, gitmesi kadar büyük bir iş ama öte taraftan, ben eğer bu doğru bilgi ise, hali hazırda gitmiş olan birinden duyduklarını yazmış da olabiliri ihtimal buluyorum... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
paparnoz Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2015 İyide Marco Polo hikayeleri gerçek üstü. Yani aşırı fantastik ögeler var. Yok bahsettiğim kitap o değil. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2015 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2015 mesele o değil ki geçtiği coğrafya önemli norveçe veye iskoçyaya gitmiyor ki adam çine gidiyor. o link verdiğim kitapta artur ve yuvarlak masa şövalyeleri ile ilgili yazılan ve/veya anlatılan bir çok veya bütün hikayeleri içeriyor, üstelik Mina Urgan çevirisi ile tavsiye ederim. bir ek bilgi olsun, daha önce sık sık dediğin gibi, ortaçağ avrupa destanların bir çoğu çok vasat işler ve okurken insanı zorluyor. bu kitapta ise hem güzel örnekleri hemde vasat işler var, vasat olanlar kitabın sonunda Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Feamer Mesaj tarihi: Ekim 26, 2015 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 26, 2015 ankara tarihi üzerine, beylikler zamanına kadar değiniyorlar http://www.youtube.com/watch?v=76gSIvqN9JE Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar