Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

nası yapiyosunuz


Dynun

Öne çıkan mesajlar

Benim bu aralar derdim kederliyken kitap okuyamamak ya, bir ara güzeldi mutsuzken kitap okuyup kafamı dağıtabiliyordum, şimdi kendimi veremiyorum 3-4 satır sonunda ne okuduğumu anlamadan okuyorum kafa gidiyor başka taraflara.

Oyun vs hiç bakamaz oldum hani tek yaptığım müzik dinlemek işten eve gelince forum bile okuyamıyorum.

mevzu yine platonik aşklarım. amk

ha birde mutsuzken işe güce filan yanıstmamak böyle hayat devam ediyor gibi rol yapmak ayrı bir üzüyor beni.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

polyanagirl said:


"roket adam" said:

polyanagirl said:

sanssizsansli said:


"roket adam" said:

Yaşamının büyük çoğunluğunu bilgisayar başında geçiren bir insan olarak ben de çok mutsuzdum bir aralar. Hala da mutsuz zamanlar geçiyorum ama bu ataklar son iki yılda çok azaldı. Çok sevdiğim bir kız arkadaşımı trafik kazasında kaybettim, yine kardeşim gibi sevdiğim bi herif te durup dururken böbrek nakil listesine kaydoldu en üst sıradan. Her hafta görüşıyorum o adamla. Haftada 4-5 gün diyalize giriyor, böbrek nakli çıksın diye bekliyor sürekli. Her hafta kardeşim dediğim adamı bir daha göremeyecekmiş gibi muhabbet ediyorum ama ona da sezdirmemeye çalışıyorum.

Böyle şeyleri görene kadar ben de çok mutsuzdum. Sonra bi çıkar yol aramaya başladım işte. Oyunun sonunda geberip gidiyorsunuz. Sonu çok çok yakın bir anda olabiliyor. Birkaç milivoltluk elektriksel bi atışmaya bağlı boktan hayatın. Birazdan ölmeyeceğimizin garantisi yok. gerçekten düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyorum ve fark ettiğimden beri gecemi gündüzümü deli gibi yaşayarak geçiriyorum, fark ettiiğimden beri aldığım her nefese şükrediyorum amk.

M.utlu olmak kolay değil ama birkaç güzel trick var, gerçekten çok basit şeyler, ve insanlar bunları söylediğinde hadi lan oradan entel deyip geçiyordum, ama çok haklılarmış:

1) hayat düzeni. işe girin abi. en boktan iş bile evde oturmaktan iyi. benim gibi evde oturdukça düşünen ve okuyan bi adamsanız gerçekten bunu bırakın, yapmayın. zaten min 20+ senedir yapıyorsunuz bunu. yeterince entelektüel zımbırtı biriktirdiniz, yeter. kariyer kasın. kafayı meşgul edin bi şekilde. kendi kafanız ve hayatınız dışında bir şeyleri düşünecek druma gelin. kastırın.

2) spor. mutlaka spora gidin. akşama doğru olsun. hayvanlar gibi abanın. eve gidince yüzünüzü yıkayacak haliniz kalmasın. performansınızı raporlayın (bugün u kadar koşabidim, yarın k kadar koşarım gibi) gelişimi izleyin.

3) iyi yemek. hamburgeri, otu boku çıkarın demiyorum, ama azaltın abi. Burger King Steakhouse çıktığında haftada 2 gün yiyen bi adamdım, şu an ağzıma süremiyorum. Bu bokun içinde ne kimyasal varsa bağımlılık yapıyor (bkz. msg), güzel bir şey gibi geliyor, güzel değil. Gidin iskender yiyin, adana yiyin, beyti yiyin, ama hamburger yemeyin. Keza pide gibi ekmek ağırlıklı şeyler de öyle. Abanmayın yapaya. Doğal gömün.

4) Düzenli uyku. Kur telefonuna sleep tracker'lardan birini, her gün ne kadar uyuyorsun, kaçta kalkıyorsun takip et. sleep note'ları ayarla, bira içtiğinde uyku kaliten artıyor mu, spor yaptığında mı artıyor otur tespit et. sonuçlara bayaa şaşıracaksın.

Aha bu dördünü yaptığında ne olursa olsun kendini iyi hissetmeye başlıyorsun. Bu duygusal falan değil kimyasal bir şey. Seve seve olacak yani, sen kasları çalıştırdıkça o endorfin artacak. Laktik asit biriktikçe uykun gelecek 10'da uyuyacaksın. İyi uyuyunca ertesi günü iyi hissedeceksin, işe kastırdıkça ilerleyecek, ilerledikçe egonu tatmin edeceksin. Sonra o egonu nereye, kime satarsan sat, kitap mı yazarsın, hatunlara mı yürürsün sana kalmış.

Böyle yapıyorum. Umarım bozulmaz. Ve abi unutmayın, İNANILMAZ derecede şımarıksınız. Şükretmek için şii mültecilere falan bakmanıza gerek yok. Fanusunuzdan bi çıkın sokağa inin. Minibüse binin bi gezin istanbul'da. Sırça köşkünüzden çıkın. İnsanların dertleri o kadar GERÇEK ki psikolojiniz alt üst olabiliyor iki hikayeyle.

Bayadır wot atmıyordum. typolar için sori. byyle.



ya sen ne tatlı bi adammışsın.

Ağzımdan aldın lafı roket çok tatlı ama pek cevap vermiyor. Roketi bulan cennetlik :) ya hayatım benimde kötüydü. Ama geçenlerde aşık oldum geçti :) bence aşık olmak çok iyi bişey. İşine de yansıyor. Ben bankacıyım müşterilerim bile bu değişikliği anladı :) şükretmek dedi roket valla helal olsun çok güzel düşünceleri var.

Teşekkür ediyorum güzel düşünceleriniz için. Çok giremiyorum bu ara. Ondan atlamış olabilirim bazı mesajları. Girdik mi de trollüyorum zaten, ciddiyet kotamı işyerinde kullanıyorum geceye sadece geyik, makara, lcw ve beyinsizlik kalıyor.

polyanagirl said:


"roket adam" said:

Değiştiremeyeceğiniz şeyleri de bi an önce kabulleneceksiniz bunun kaçarı yok. Deal with it. Hayat sana bunları sunmuş. Oturup ağlamanın manası yok yani. Değiştiremeyeceğim şeylere üzülmemeyip kabullenmeye çalışıyorum. Hemen yeni aksiyon alıyorum sonra.


Anladığım kadarıyla inançlı bir insansın ama bu okadar kolay olmuyor kabul etme durumu bide arada İngilizce konuşuyorsun yabancılık var mı Kenan

İnançlı mı bilmiyorum ama inanan bi insanım, kabul etme durumu kolay değil ama mecburi, iki yabancı dil biliyorum, yabancılık yok ;)



Neyse burdan yazıyım :) oh Türk'te çıktın sevgilimden ayrılırsam seninle görüşelim tartışalım şu konuları :) ben 84 lüyüm umarım senin yaşta uygundur düşüncelerin güzel tipin nasıl merak ettim


AHASFUASFUHAF
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

senko said:

polyanagirl said:


"roket adam" said:

polyanagirl said:

sanssizsansli said:


"roket adam" said:

Yaşamının büyük çoğunluğunu bilgisayar başında geçiren bir insan olarak ben de çok mutsuzdum bir aralar. Hala da mutsuz zamanlar geçiyorum ama bu ataklar son iki yılda çok azaldı. Çok sevdiğim bir kız arkadaşımı trafik kazasında kaybettim, yine kardeşim gibi sevdiğim bi herif te durup dururken böbrek nakil listesine kaydoldu en üst sıradan. Her hafta görüşıyorum o adamla. Haftada 4-5 gün diyalize giriyor, böbrek nakli çıksın diye bekliyor sürekli. Her hafta kardeşim dediğim adamı bir daha göremeyecekmiş gibi muhabbet ediyorum ama ona da sezdirmemeye çalışıyorum.

Böyle şeyleri görene kadar ben de çok mutsuzdum. Sonra bi çıkar yol aramaya başladım işte. Oyunun sonunda geberip gidiyorsunuz. Sonu çok çok yakın bir anda olabiliyor. Birkaç milivoltluk elektriksel bi atışmaya bağlı boktan hayatın. Birazdan ölmeyeceğimizin garantisi yok. gerçekten düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyorum ve fark ettiğimden beri gecemi gündüzümü deli gibi yaşayarak geçiriyorum, fark ettiiğimden beri aldığım her nefese şükrediyorum amk.

M.utlu olmak kolay değil ama birkaç güzel trick var, gerçekten çok basit şeyler, ve insanlar bunları söylediğinde hadi lan oradan entel deyip geçiyordum, ama çok haklılarmış:

1) hayat düzeni. işe girin abi. en boktan iş bile evde oturmaktan iyi. benim gibi evde oturdukça düşünen ve okuyan bi adamsanız gerçekten bunu bırakın, yapmayın. zaten min 20+ senedir yapıyorsunuz bunu. yeterince entelektüel zımbırtı biriktirdiniz, yeter. kariyer kasın. kafayı meşgul edin bi şekilde. kendi kafanız ve hayatınız dışında bir şeyleri düşünecek druma gelin. kastırın.

2) spor. mutlaka spora gidin. akşama doğru olsun. hayvanlar gibi abanın. eve gidince yüzünüzü yıkayacak haliniz kalmasın. performansınızı raporlayın (bugün u kadar koşabidim, yarın k kadar koşarım gibi) gelişimi izleyin.

3) iyi yemek. hamburgeri, otu boku çıkarın demiyorum, ama azaltın abi. Burger King Steakhouse çıktığında haftada 2 gün yiyen bi adamdım, şu an ağzıma süremiyorum. Bu bokun içinde ne kimyasal varsa bağımlılık yapıyor (bkz. msg), güzel bir şey gibi geliyor, güzel değil. Gidin iskender yiyin, adana yiyin, beyti yiyin, ama hamburger yemeyin. Keza pide gibi ekmek ağırlıklı şeyler de öyle. Abanmayın yapaya. Doğal gömün.

4) Düzenli uyku. Kur telefonuna sleep tracker'lardan birini, her gün ne kadar uyuyorsun, kaçta kalkıyorsun takip et. sleep note'ları ayarla, bira içtiğinde uyku kaliten artıyor mu, spor yaptığında mı artıyor otur tespit et. sonuçlara bayaa şaşıracaksın.

Aha bu dördünü yaptığında ne olursa olsun kendini iyi hissetmeye başlıyorsun. Bu duygusal falan değil kimyasal bir şey. Seve seve olacak yani, sen kasları çalıştırdıkça o endorfin artacak. Laktik asit biriktikçe uykun gelecek 10'da uyuyacaksın. İyi uyuyunca ertesi günü iyi hissedeceksin, işe kastırdıkça ilerleyecek, ilerledikçe egonu tatmin edeceksin. Sonra o egonu nereye, kime satarsan sat, kitap mı yazarsın, hatunlara mı yürürsün sana kalmış.

Böyle yapıyorum. Umarım bozulmaz. Ve abi unutmayın, İNANILMAZ derecede şımarıksınız. Şükretmek için şii mültecilere falan bakmanıza gerek yok. Fanusunuzdan bi çıkın sokağa inin. Minibüse binin bi gezin istanbul'da. Sırça köşkünüzden çıkın. İnsanların dertleri o kadar GERÇEK ki psikolojiniz alt üst olabiliyor iki hikayeyle.

Bayadır wot atmıyordum. typolar için sori. byyle.



ya sen ne tatlı bi adammışsın.

Ağzımdan aldın lafı roket çok tatlı ama pek cevap vermiyor. Roketi bulan cennetlik :) ya hayatım benimde kötüydü. Ama geçenlerde aşık oldum geçti :) bence aşık olmak çok iyi bişey. İşine de yansıyor. Ben bankacıyım müşterilerim bile bu değişikliği anladı :) şükretmek dedi roket valla helal olsun çok güzel düşünceleri var.

Teşekkür ediyorum güzel düşünceleriniz için. Çok giremiyorum bu ara. Ondan atlamış olabilirim bazı mesajları. Girdik mi de trollüyorum zaten, ciddiyet kotamı işyerinde kullanıyorum geceye sadece geyik, makara, lcw ve beyinsizlik kalıyor.

polyanagirl said:


"roket adam" said:

Değiştiremeyeceğiniz şeyleri de bi an önce kabulleneceksiniz bunun kaçarı yok. Deal with it. Hayat sana bunları sunmuş. Oturup ağlamanın manası yok yani. Değiştiremeyeceğim şeylere üzülmemeyip kabullenmeye çalışıyorum. Hemen yeni aksiyon alıyorum sonra.


Anladığım kadarıyla inançlı bir insansın ama bu okadar kolay olmuyor kabul etme durumu bide arada İngilizce konuşuyorsun yabancılık var mı Kenan

İnançlı mı bilmiyorum ama inanan bi insanım, kabul etme durumu kolay değil ama mecburi, iki yabancı dil biliyorum, yabancılık yok ;)



Neyse burdan yazıyım :) oh Türk'te çıktın sevgilimden ayrılırsam seninle görüşelim tartışalım şu konuları :) ben 84 lüyüm umarım senin yaşta uygundur düşüncelerin güzel tipin nasıl merak ettim


AHASFUASFUHAF

kız resmen abazan ya erkeğin abazanı meme kızın abazanı evlilik diye tutturuyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"roket adam" said:


Yaşamının büyük çoğunluğunu bilgisayar başında geçiren bir insan olarak ben de çok mutsuzdum bir aralar. Hala da mutsuz zamanlar geçiyorum ama bu ataklar son iki yılda çok azaldı. Çok sevdiğim bir kız arkadaşımı trafik kazasında kaybettim, yine kardeşim gibi sevdiğim bi herif te durup dururken böbrek nakil listesine kaydoldu en üst sıradan. Her hafta görüşıyorum o adamla. Haftada 4-5 gün diyalize giriyor, böbrek nakli çıksın diye bekliyor sürekli. Her hafta kardeşim dediğim adamı bir daha göremeyecekmiş gibi muhabbet ediyorum ama ona da sezdirmemeye çalışıyorum.

Böyle şeyleri görene kadar ben de çok mutsuzdum. Sonra bi çıkar yol aramaya başladım işte. Oyunun sonunda geberip gidiyorsunuz. Sonu çok çok yakın bir anda olabiliyor. Birkaç milivoltluk elektriksel bi atışmaya bağlı boktan hayatın. Birazdan ölmeyeceğimizin garantisi yok. gerçekten düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyorum ve fark ettiğimden beri gecemi gündüzümü deli gibi yaşayarak geçiriyorum, fark ettiiğimden beri aldığım her nefese şükrediyorum amk.

M.utlu olmak kolay değil ama birkaç güzel trick var, gerçekten çok basit şeyler, ve insanlar bunları söylediğinde hadi lan oradan entel deyip geçiyordum, ama çok haklılarmış:

1) hayat düzeni. işe girin abi. en boktan iş bile evde oturmaktan iyi. benim gibi evde oturdukça düşünen ve okuyan bi adamsanız gerçekten bunu bırakın, yapmayın. zaten min 20+ senedir yapıyorsunuz bunu. yeterince entelektüel zımbırtı biriktirdiniz, yeter. kariyer kasın. kafayı meşgul edin bi şekilde. kendi kafanız ve hayatınız dışında bir şeyleri düşünecek druma gelin. kastırın.

2) spor. mutlaka spora gidin. akşama doğru olsun. hayvanlar gibi abanın. eve gidince yüzünüzü yıkayacak haliniz kalmasın. performansınızı raporlayın (bugün u kadar koşabidim, yarın k kadar koşarım gibi) gelişimi izleyin.

3) iyi yemek. hamburgeri, otu boku çıkarın demiyorum, ama azaltın abi. Burger King Steakhouse çıktığında haftada 2 gün yiyen bi adamdım, şu an ağzıma süremiyorum. Bu bokun içinde ne kimyasal varsa bağımlılık yapıyor (bkz. msg), güzel bir şey gibi geliyor, güzel değil. Gidin iskender yiyin, adana yiyin, beyti yiyin, ama hamburger yemeyin. Keza pide gibi ekmek ağırlıklı şeyler de öyle. Abanmayın yapaya. Doğal gömün.

4) Düzenli uyku. Kur telefonuna sleep tracker'lardan birini, her gün ne kadar uyuyorsun, kaçta kalkıyorsun takip et. sleep note'ları ayarla, bira içtiğinde uyku kaliten artıyor mu, spor yaptığında mı artıyor otur tespit et. sonuçlara bayaa şaşıracaksın.

Aha bu dördünü yaptığında ne olursa olsun kendini iyi hissetmeye başlıyorsun. Bu duygusal falan değil kimyasal bir şey. Seve seve olacak yani, sen kasları çalıştırdıkça o endorfin artacak. Laktik asit biriktikçe uykun gelecek 10'da uyuyacaksın. İyi uyuyunca ertesi günü iyi hissedeceksin, işe kastırdıkça ilerleyecek, ilerledikçe egonu tatmin edeceksin. Sonra o egonu nereye, kime satarsan sat, kitap mı yazarsın, hatunlara mı yürürsün sana kalmış.

Böyle yapıyorum. Umarım bozulmaz. Ve abi unutmayın, İNANILMAZ derecede şımarıksınız. Şükretmek için şii mültecilere falan bakmanıza gerek yok. Fanusunuzdan bi çıkın sokağa inin. Minibüse binin bi gezin istanbul'da. Sırça köşkünüzden çıkın. İnsanların dertleri o kadar GERÇEK ki psikolojiniz alt üst olabiliyor iki hikayeyle.

Bayadır wot atmıyordum. typolar için sori. byyle.




başın ağrıyınca at bi majezik geçsin gitsin dertler'in hayata uygulanmış versiyonu. özellikle bunun kimyasal bir olay olduğunu ve ara sıra hala mutsuzluk atakları geçirmen olayın üstünü kapattığını gösteriyor. kendinizi vücudunuzu böyle ağrı kesicilerle kandırmayın. ağrı kesici içince nasıl ağrınıza sebeo olan olay ne ise onu yok etmiyor beyne giden reseptörleri tıkayarak ağrını hissetmemenize yol açıyorsanız spor yaptım bastın endorfini kanka süperim diye dolaştığınızda da mutsuzluğunuza bir çare bulamıyorsunuz. buraya özellikle sizler için çare yazdım, çünkü mutsuzluğun çaresi olması gereken bir hastalık olduğu düşündürüldü size. mutsuzluk bir motivasyon aracıdır. mutsuz olduğunuzu yaptığınız aktivitelerle bastırmanız, hissetmemeniz sizi mutsuz yapan sebepleri ortadan kaldırmaz sadece o sebepleri görmemenizi ve kendiniz kandırmanızı sağlar. tabi bu da bi tercihtir. 50 60 sene yaşıcam ölcem gitcem zaten banane lan da diyebilirsiniz, sizin durumunuzda, sizinle aynı sebeplerden mutsuz olan insanlarla birlik olup sizi mutsuz eden sebepleri ortadan kaldırmayı deneyebilirsiniz. birlik olman burada önemli çünkü mutsuz olmanızın sebebi yaşadığı hayatı kabullenip istemeden de olsa düzene hizmet etmeye devam eden insanlardır %95'i.

kolay gelsin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...