Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Şiddetin Beşiği : Aile


Noyzura

Öne çıkan mesajlar

Çıplak ayakla cam kırıkları içinde kapıyı tutmaya çalışırken bir yandan kapının kırılan yerlerinden demir sopalarla rast gele yerlerime vurulurken anladım. Dünyadaki şiddetin beşiğinin aile olduğunu. Hikayenin başına dönelim :

Odamda oturup müzik dinleyip bir yandan içimden geçenleri yazıyordum. Öz kardeşim odama geldi ve bugün kız arkadaşı ile ne konuştuğumu sordu. Bende kız arkadaşı ile konuştuğumuz kısımların ikisinden biri olan bir pasaport vize işlemini hatırlatmamı rica ettiğini , kendisinin mesajlarına cevap merdiğinden bana söylediğini söyledim. “Sadece o kadar mı ? “ diye sorunca hikayenin geri kalanı yani “2 gündür çok soğuk davranıyor bir problemi mi var ? “ diye sorduğunu ama benimde “problem ondan değil bende çünkü aydınlanma yükselişimden sonra enerjilerimin çok yüksek olduğundan eskisi gibi davranamadığımdan delirdiğimi düşünüyor ve bunun gerginliği sana yansımıştır. Başka bir problem yok ben çok iyiyim sadece eskisinden farklı olduğumdan bunu kabullenmek istemediğini” belirttim.

Bunun üzerine odamdan çıktı ve daha sonra aynı gün eve gelen ortak bir arkadaşımız ile ne konuştuğumuzu sordu. Bende spiritüel konular olduğunu söyleyince fazlasıyla sinirlendi “sana bu evde arkadaşlarıma spiritüel deli saçmalarından bahsetmemi söyledim , bu eve arkadaşlarımı getiremeyecek miyim ? “ diye sorunca arkadaşının ağzımdan çıkan her kelimeyi çok dikkatle severek dinlediğini ve çünkü onunda bu dönemin ortak bilincinin etkisinde olarak yükselen enerjilerini nasıl dengeleyeceğini öğrenmek istediğini söyledim. Aynı zamanda insanları sahiplenemeceğini ortak arkadaşlarımızı önce bende tanıdım v.s. gibi muhabbetler yapamacağını . Kesinlikle konuşmamı istemiyorsa da arkadaşlarına odama girip oturmamalarını söyle dediğimde iyice çıldırıp bağırmaya başladı. Saygılı olmasını ve özgür irademe karışmamasını ve odamı terk etmesini söyledim ve çıkması için onu odamın dışına doğru sürüklerken bir anda büyük bir dövüş başladı.

Kardeşim zayıf bir çocuktu. Küçükken onu sokakta ya da okulda birileri dövdüğünde ona bunu yapanların kim olduklarını bulup onun gözünün önünde onları korkuturdum ve biraz tartaklardım. Ama hayatta hiç kimseden korkusunun kalmaması için ona güçlenmesi gerektiğini öğretip güçlenmesi için ise her gün spor yapıp , kum torbasında yumruk atmayı öğrenmesi gerektiğini anlatıp bütün bunlara geçişinde yardımcı olmuştum.

Zamanla zayıf vucudu kaslandı ve sağlam bir anatomide güçlü bir adama dönüştü ama gücünü hissetmek için tek bir hayali vardı o da beni dövmekti. Ne zaman güç yükselişleri yaşadığında benimle kavga etmeye çalışırdı ve bir noktada patlak verdiğinde onun yüzüne zarar vermeden etkisiz hale getirirdim. Ama bugün işler biraz daha zor oldu.

Boğuşmaya başladığımızda sırt tarafında böbrek boşluklarına iki yumruk atıp kıvranmasını sağladım ve o esnada onu duvara yüz üstü yaslayıp “yeter sakin ol “ diye bağırdım ama daha da çıldırmıştı. Bana tekrar saldırmaya çalışırken sırtına attığım iki yumruk da etkisiz bölgelere gelince tekrar üzerime saldırdı. Eğer kardeşim olmasa idi suratına birkaç yumruk onu sakinleştirirdi. Ama kardeşimin çok güzel bir yüzü var . Tanıdığım en yakışıklı adamlardan birisi ve suratına vurmaya kıyamadım ve göğsüne birkaç yumruk atarken yanağıma bir yumruk yedim.

Yumruğu yeme anımda başımın açısını doğru açılara çevirerek yumruğun etkisini azaltmıştım. Bunun üzerine tekrar üstüme hucum etti ve onu kollarında yakalayıp koltuğun üzerine attım. Asla durmak bilmeyecek gibiydi. Terkrar üzerime hucum ettiğinde gövdeme sarıldı. Sağı solu iki kocaman adam olarak kavgamızın şiddetinden yıkmaya başlamıştık.

Bana çok yakın sarılınca benden uzaklaşması için dişlerimle boynundaki deriyi yakaladım ve canı yanıp geri çekilmesini bekledim ama bunun yerine kocaman bir acı çığlığı atıp daha da sertleşmeye başlayınca bende daha sert sıkıştırdım boyun derisini dişlerimin arasında ve “ne yapıyorsun hayvannnnn” diye bağırınca dişlerimi serbest bırakıp “seni kendimden uzaklaştırmaya çalışyorum rahat beni çık odamdan git” dedim ama gitmedi.

Tekrar üzerime hucum etti bu sefer kollarını boyuma ve sırtıma dolayıp beni yere düşürmek için dengemi bozmaya çalıştı. Paltolonu ve beli arasındaki boşluğu tutan kumaş parçasını sol elimle kavrayıp bir anlığına şiddetli bir güç kullanarak onu havalandırıp dengesini bozarken yere düşmemek için boynuma daha da sıkı sarıldı ve beni yere düşürmek için tekrar bir hamle yaptı. Güçlü bir adam ve boynumdan döndürüp yere düşürmek için bir hamle yaptığında dengemi kaybettim ve ayaklarım yerden kesildi. Tam yere düşecekken ise havada hızlı bir dönüş yaptım ve onu altıma alarak yere düştük. Onu bayıltmak için kafasına dirsekler atmam gerektiğini biliyordum ama kardeşim olduğu için yapamıyordum. Güzel yüzü ve beyni benim yüzümden zarar görmesini istemiyordum.

Hızla ondan önce ayağa kalktım ve zaman kazanmak adına bilgisayar masasını üzerine devirdim ve “sakin ol kardeşiz biz ! bir birimizi öldürmeye çalışmayalım sinirlerine hakim ol “ diye bağırdım ama sözlerim etki etmedi. Masayı üzerinden atıp üzerime doğru gelirken çalışma odamdan çıkıp yatak odama giderek kapıyı kapattım.

Kapıyı zorladı ama girmesine engel oldum. Bunun üzerine kendi odasından hızla evin yan cephesindeki çatıdan odamaın penceresinden girmeye çalıştı fakat hemen o girmeden pencereyi kapattım. Bunun üzerine tekrar gelip kapıya yüklendi ve kapıyı tutmayı başardım. İyice kontrolden çıkmıştı ve “dur bekle geliyorum ne yapıcam “ dedi ve geri döndüğünde kalın demir bir sopa tuttuğum kapının yarısını kaplayan camın için içinde üzerime doğru geldi. Bir yandan camları parçalarken bir yandan sopa ile bana vuruyordu. Camın diğer tarafınada kırmaya başladı ve kollarıma ve ellerime gelen parçalar kırıldıkça ayaklarımın üzerine dökülmeye başladı.

Bütün yerleri cam kırıkları kaplarken kapının kırılan cam boşluklarından içeri girmeye çalıştı ama onu tuttum. Bunun üzerine yakınlaşmamızı fırsat bilerek suratıma yumruklar atmaya çalışmaya devam ederken bir yandan kapıyı tutuyordum ve bir yandan da cam kırıkları üzerinde ayaklarımın üzerinde dengede durmaya çalışıyordum.

Ayaklarım kanamaya başladıkça yer iyice kayganlaşmaya başlamıştı. “ Dur artık yeter her yerimden kanlar akıyor” diye bağırdım ama durmadı. Bunun üzerine sol elimle kapıyı ve onu tutarken sağ elimle telefonumu çıkardım. Annemizi arayıp kardeşimin çıldırdığını ve bana saldıdırdığını lütfen onu tutabilecek birilerini getirip sakinleştirmesini rica ettim. Bir süre boyunca kimse gelmeyince komşumuz olan veteriner kliğini aradım yardıma gelmeleri için. Birkaç dakika sonra hepsi geldiler ve kardeşimi tuttular.

Annem “yazıklar olsun sana yine ne yapıyorsun “ dedi. Lütfen kardeşimi tutmalarını çünkü cam kırıkları üzerinde ayaklarımın kanadığını ve canımın çok acıdığını söyledim. “sus pis yalancı ne kan’ı .. yeter artık sürekli insanlara akıl oyunları yaparak onları kullandığımı söyledi. Kafam çok atmıştı .. öz annemden canım yanarken yardım istediğimde bana söyledikleri karşısında hayret içindeydim..

Yeter bu saçmalık diye haykırdım. Canım yanıyor ve hala beni aşağılayıp suçluyorsun yeter artık kendinize gelin dedim . Ama annem tarafından hakaretler ve aşağılamalar devam etti.

İşte o an anladım. Şiddetin beşiği çekirdek aile idi. Anlaşılmazlıklarda haklı olduğunu mazeret ederek insanlar istedikleri gibi fiziksel şiddet ve aşağılamayı yapma haklarını olduklarını sanıyordu. Aslında dünyada bir çok durum böyle. Güç ve otorite sahip olmanın oyunun kurallarını yazacağına inananlar aynı şekilde kendi doğrularına uymayan özgür ruhlara diledikleri gibi saldırma ve onları sindirme hakları olduklarını sanıyorlardı. Bunun merkezi aile idi…

Anneme bu günü unutmamasını ve artık annem olmadığını söyledim. Kardeşim ise artık kardeşim değildi. Aile kavramlarıma bir format attım ve artık emindim : Benim ailem artık dünyada kendilerini sevgi ve bilgiye adayıp dünyanın daha iyi bir yer olmasın hem direnen , hem savaşa hem de kendini adayan dansetmesini bilen ve seven insanlardı.

Artık acıdan ayakta duramıyordum ama yere de inemiyordum çünkü cam kırıkları her yere saçılmıştı. Yardım istedim suratıma pis pis bakmaya devam etti. “Yeter bakma suratıma öyle ne olur terlik getir bişey getir canım acıyor “ dedim ama hala duruyordu… beni pis bakışlarla kesmeye devam ediyordu. Bunun üzerine oradaki başka birinden terliklerimin olduğu yeri söyledim ve zar zor da olsa odadan çıkıp banyoya duşun altına girip ayağıma saplanmış cam parçalarını su ile sökmeye başladım. Canım acıyordu ama camlardan değil , kırılan kalbimin kırıkları içime batıyordu..

Anlayışı , sevigisi , zekası kıt olan insanların yarattığı dayatmacalar ve teröre daha fazla izin vermek istedim. Bu insanlarla kocaman da olsa aynı evde kalmam imkansızdı.

eşyalarımı toplamaya giriştim. Çok fazla kitabım olduğundan seçmem gerekiyordu. Biraz da kıyafetlerimden koydum.. Katanamı deri bezlere sardım , her şeyime zarar veren insanların olduğundan benim için çok değerli olan 1996 Vampire şarabımı da bir kumaşa sardım.

Bu şarap benim için çok önemliydi çünkü bana türkiyede gerçekleştirdiğim bir hayalim olan Vampire Goth Club ‘ın açılışında Neoplast grubu tarafından transilvanyadan getirelerek hediye edilmişti. Ve ben bu şarabı hayatımın aşkı olacak evleneceğim meçhul kadın ile içmek için saklıyordum.

Katanamı güç ve denge meditasyonlarım için almam gerekiyorudu ve onu da mor siyah suni deriye sardım. 20 kadar kitap seçtim ve biraz da kıyafet koydum.

Almak istediğim daha nice şeyler vardı .. mixerimi ve ses kartımı aldım. Laptopumu ve birkaç aparatı daha aldım.

Annem hakaretlerine ve pis bakışlarına devam ederken “seni hayatta çok özgür bıraktım böyle biri oldun , delirdin “ dedi. Sadece git başımdan diye bağırdım. “sus komşular duymasın kapa pencereleri “ dedi. İyice sinirlerim bozuldu. Acıdan ayakda duramıyorken , ne düşündüğümü , ne acı çektiğimi ve ne kadar üzüldüğümü umursamaksızın komşularının ne düşündüğünü umursuyordu. Yazıklar olsun sana kadın.. Bunca yaşanmışlığın seni bu noktada tutuyorsa sen bu hayattan hiç bir şey anlamamışsın. Mutluluğu ve sefayı iyi maaşlı kariyede zannedip hayatın tatminini yemeklerde ararken obez olanlardansın. Senin gibi bir annem yok , beni bir daha göremeyeceksin diye bağırdıktan sonra “sus yoksa polis çağırıyorum diye tehtit edince lütfen eski sevgilim gibi kendini daha da düşürme…

Ne komiktir eski sevgilimde sokaktaki köpeği bile kıskanıp , dostlarıma bile canım dediğimde “onlar canın ise ben neyim diyemesiz öyle samimi cümeleler “ diyen bir kadındı. Ne zaman evde haksız olduğunu anlatıp rahatlamasını rica ettiğimde ise delirip üstüme saldırırdı. Onu tuttuğum zaman ise kollarını bırakmam için “imdat polis “ diye bağırırdı. Kollarını bırakınca ise tekrar üzerime saldırırdı ve hızını alamayında 155’i arayıp eve polis çağırıp üzerime türlü iftiralar atardı.

Sonrasında ise hep onu affetmem için yalvarıp aynı şeyleri yine yapardı. Ona beni kısıtlayarak kalbinde güveni sağlayamacağını bir türlü anlatamamıştım ve onunla da sonumuz bekleyen mahkemizde bitti.

İnsanın başına kötülükler en sevdiklerinden gelebiliyor bazen. Artık ailem sadece kendini sevgiye ve bir şeyleri iyileştirmeye adamış dostlar.. Aşklarım ise kalbinde huzur ve sevgiyi tutku ile yoğurabilen bilge kadınlar olabilir.

Bu yaşadıklarımdan dolayı kendimi madur ya da kurban hissetmiyorum. Benim için büyük bir farkındalık oldu çünkü şiddetin kaynağını biliyorum. Kimlerle zaman geçirip kimlerle geçirmemem gerektiğini biliyorum.

Telefon açıp beni Çeşmeye davet eden dostlarımı aradım beni evden almaları için ama araçları başka birindeymiş. Bunun üzerine taksi çağırıp eşyalarımı yükledim.

Ailem yoktu , evim yoktu ama bu sıfır noktasından her şeyi nasıl da daha da güzel kılacağımın mutluluğunda yüzümde bir tebessüm belirdi. Tüm bu sorunların ruhumun gücüne sahip çıkarken kendimi test etmek adına yaşaman gereken sınavların olduğunun farkındaydım.

Artık daha da özgürüm ve daha da mutluyum.

Ve sevgi ve zeka yoksunluğunda olan delilerin dünyayı daha da kötü bir yer haline çevirmelerine daha fazla izin vermeyeceğim. Kocaman bir sevgi ailesi toplanıyor etrafımda.. Hep birlikte ışığımızı yayarak daha büyük ve daha etkili olup dünyayı delilerin elinden kurtarıp bir cennete çevireceğiz..

Bu olayda hepimiz beraberiz <3

Noyan Sama
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Noyzura said:

..

Ayaklarım kanamaya başladıkça yer iyice kayganlaşmaya başlamıştı. “ Dur artık yeter her yerimden kanlar akıyor” diye bağırdım ama durmadı. Bunun üzerine sol elimle kapıyı ve onu tutarken sağ elimle telefonumu çıkardım. Annemizi arayıp kardeşimin çıldırdığını ve bana saldıdırdığını lütfen onu tutabilecek birilerini getirip sakinleştirmesini rica ettim. Bir süre boyunca kimse gelmeyince komşumuz olan veteriner kliğini aradım yardıma gelmeleri için. Birkaç dakika sonra hepsi geldiler ve kardeşimi tuttular.

alıcaktın elinden sopayı lap sao ile sonra vurcaktın sırtına sırtına
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

pontipati said:

Noyzura said:

..

Ayaklarım kanamaya başladıkça yer iyice kayganlaşmaya başlamıştı. “ Dur artık yeter her yerimden kanlar akıyor” diye bağırdım ama durmadı. Bunun üzerine sol elimle kapıyı ve onu tutarken sağ elimle telefonumu çıkardım. Annemizi arayıp kardeşimin çıldırdığını ve bana saldıdırdığını lütfen onu tutabilecek birilerini getirip sakinleştirmesini rica ettim. Bir süre boyunca kimse gelmeyince komşumuz olan veteriner kliğini aradım yardıma gelmeleri için. Birkaç dakika sonra hepsi geldiler ve kardeşimi tuttular.

alıcaktın elinden sopayı lap sao ile sonra vurcaktın sırtına sırtına


Dostum sopa ben onu zaten ona bilgisayar masası ile stunladıktan sonra odama girip kapıyı kapattıktan sonra kapının camını kapattıktan sonr kapının camını yararak üstüme indi ama kısmen dodgeladım. fakat sonrasında bütün zemin cam kırıkları doldu ve cam kırıkları içinde lap sao yapmak ayaklarım için intahardı.

Kaldı ki kavga ederken sadece tuttuğum insanlar bile kolları morarınca gidip utanmadan darp raporu alıp beni mahkemeye veriyor. Birisinin sırtına sopayla vurmam demek ki kendi kendine sopa ile vurması imkansız direk mahkemede gg olmam demek. 3 mahkemem var bu tarz insanların öfkesinden dolayı. 4. mahkemeyi almam benim için hiç iyi olmaz. Yapılması gereken en doğru hamleleri yaptım iyiyim.

eğer bir kavgada sertleşeceksem beni hiç bir şekilde tanımayan ve mahkemeye veremeyecek insanlar olması lazım. öteki türlü ezikler hem saldırıp hemde madur olunca direk dava açıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...