Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

ODTÜ'de olaylar


Aket-Atum

Öne çıkan mesajlar

Soris said:

Valla arkadaşlar bilemiyorum nasıl isterseniz düşünün ama dünya böyle dönmüyor ne yazık ki. Sonuca bakmak gerek.
ODTÜ de bitti olarak algılıyacaklarmış?
İşte salaklık burda başlıyor ODTÜ ne ki adamlar donumuza kadar soydu ODTÜ mü karşı koyabildi buna veya onu bırak CHP mi karşı koyabildi. Bir avuç öğrenci protesto etse ne olur etmese ne olur gidin edin atamadığınız enerjiyi atın. Kendinizi tatmin edin.
Soruna işaret etmek çözüm üreteceğin anlamına mı geliyor.
Bu ülke sosyal dönüşüm yaşamadan bir halt olmayacak bunu anlayın artık. Olayı kişiselleştirmeyin az uyanık olun. Stratejik yaklaşın olaylara.
Tayyip gitse başkası gelecek. Ülkede böyle insanlardan çok var.
Gerçi kime konuşuyorum ki hepimiz gençliğinde siyasi görüşü yüzünden birbirini vuran salakların çocukları değil miyiz. Bu ülke enerjisini böyle aptal işlerle harcayacağına üretim ekonomisine geçse çözüm o zaman gelecek.



(tu)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anayasa’nın 26. maddesi “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir." der. Resmi makamların bu hakka müdahale etmemesi anayasal olarak bu kanun ile güvence altına alınmıştır.

Ama yine Anayasamızın 56. Maddesinde "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir" denilmektedir.

Bu yüzden protesto herkesin hakkı, ama kanununa göre yapıldığı sürece. Yani protesto yapacaksan önce valiliğe gidip bunu bildirmen, gerekli izinleri alman gerekir.

Araba kullanmakta herkesin hakkı mesela. Ama bu benim hakkım diyip direk direksiyon başına geçmiyorsun, önce devlete gidip ehliyet alman gerekiyor. Bunun gibi bir durum var yani.

ODTÜ'deki protesto yapan öğrenciler eylemlerini illegal olarak yaptığı için kanuna göre Polis'in yaptığında bir yanlış yok. Valilikten izinleri olmadığı için oradaki 300 kişinin ne için toplandığı "resmi olarak" bilinmiyordu, karşı görüşü sevmeyen hükumette bunu lehine kullanmış. Olay benim gözümde böyle yani.

Bunun dışında, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi vb. bütün uluslararası sözleşme ve bildirgelerde toplanma özgürlüğünü, protesto hakkını barışçıl olma koşuluna bağlamıştır. Yani içerik olarak protestoların barışı hedeflemesi, barışçıl biçimlerde gerçekleştirilmesi gerekir.

Protesto edenin amacı sesini duyurmak, mağduriyetini ifade ederek, toplumun diğer katmanlarının sempatisini kazanarak, çoğunluğu oluşturarak aleyhteki durumu lehlerine çevirmek değil midir? O halde, taşlı, sopalı ve maskeli yapılan protesto adı altındaki haksızlık çığlıkları, diğerlerinde nasıl olumlu bir imaj oluşturur?

Bu nedenle polisin müdahalesinde bir yanlış yok bence. Elinde sopalar, taşlar olan 300 tane adamın ne için toplandığını "resmi olarak" bilmeyen polisin başka ne yapmasını bekliyorsunuz ki?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ObuzHapsever said:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1113697&CategoryID=77
İTÜ, YTÜ ve Mimar Sinan gibi sözde "adam gibi" üniversiteler bile Tayyip'in tarafını tutmuş. Sabahattin Ali gibi 3. sınıf üniversitelerin tavrına şaşırmamak lazım.


aynı haberin devamında öğretim üyelerinin üniversite yönetimiyle aynı fikirde olmadıklarını da söylüyor yalnız.


said:
'POLİS ŞİDDETİNİ KINIYORUZ'
Üniversite rektörlüklerinden dün yapılan açıklamaya karşı bugün aynı üniversitelerde görev yapan öğretim elemanları, ortak bir bildiri yayımlayarak üniversite yönetimlerinin yaptıkları açıklamaya kesinlikle katılmadıklarını ifade ettiler.

Öğretim elemanlarının ortak bildirisinde şu görüşlere yer verildi:

"ODTÜ'de yaşanan olaylarda öğrencilerin maruz kaldığı polis şiddetini kınıyoruz. ODTÜ'lü meslektaşlarımızın tüm ifadelerine rağmen, söz konusu açıklamayı yapan üniversite yönetimlerinin, polisin olayları başlattığı, olayların ilk aşamasından itibaren iyi niyetli davranmadığı ve orantısız güç kullandığı gerçeğini göz ardı etmelerini manidar buluyoruz.

Polis şiddeti karşısında tek vücut olarak tepki gösteren ODTÜ'lü meslektaşlarımızın ve öğrencilerin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.

Üniversitenin özgürlüğü sadece öğretim elemanlarının araştırma ve ifade özgürlüğünden ibaret değildir. Öğrencilerin düşünce, ifade ve protesto özgürlükleri de üniversite ortamının ayrılmaz bir parçasıdır.

Türkiye'de son yıllarda öğrenciler üzerinde artan baskılara sessiz kalan, akademik özgürlüklere yapılan müdahaleler karşısında susan üniversite yönetimlerinin, iktidarı elinde tutanlara hoş görünmek maksadıyla yaptıkları açıklama, akademi tarihine kara bir leke olarak düşmüştür.

Üniversiteler, iktidarların böbürleneceği projeler üreten, şirketlerin taşeronu gibi çalışan, kâr hedefine odaklanan imalathaneler değildir. Akademinin vazgeçilmez görevlerinden biri de, hiçbir baskı altında kalmadan, toplum ve iktidarı sorgulamak, bunlar hakkında bilimsel ve eleştirel görüşlerini dile getirmektir.

Üniversiteler, güçlünün karşısına bilgi, bilim ve özgürlükçü düşünce ile çıkabilmelidir. Araştırma alanı fark etmeksizin akademik özgürlükler bir bütündür. Akademik özgürlüklere saygı gösterilmeyen kurumlarda, nasıl kullanılacağı ve neye hizmet edeceği sorgulanmaksızın üretilen bilginin, toplumlar üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini tarih bizlere birçok defa göstermiştir.

Bugün, baskıcı politikaların ana hedefi haline gelmiş olan ODTÜ'lü akademisyen ve öğrencilerin yanında yer almak, akademi ve demokrasi tarihi açısından vazgeçilmez bir sorumluluktur. Basit iktidar hesapları ve ikbal kaygıları ile ODTÜ'ye karşı tavır alan üniversite yönetimleri ve bu yönetimleri destekleyenler veya bu politikalar karşısında sessiz kalanlar, bu davranışlarının hesabını, akademik özgürlükler ve demokrasi tarihi önünde vermek zorunda kalacaklardır."



gerçi radikal vermemiş sanırım o kısmı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aklın sıra hukuka uygunluğunu incelemişsin. Şunu söyleyeyim Anayasa'ya göre öyle valilikten izin almak diye bir şey yok. Bu idarenin kötü niyetli bir yorumu. Normalde isteyen istediği yerde toplanır ancak bu hak büyük ölçüde engellenebiliyor. İnsanlar o kadar benimsemiş ki, valilik izni falan diyorlar. Toplanma özgürlüğü izne değil, bildirime tabi olmalı. Yani sen söylersin şurada toplanacağım diye, idare uygun görmezse makul bir sebep göstererek hakkı kısıtlaması lazım.

Taşlı sopalı gibi muğlak ifadeler kullanmışsın ancak rektörlük açıklamasında ilk müdahalenin polisten geldiği yazıyor. Demek ki şiddetin kaynağı polis.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aluriel said:

ObuzHapsever said:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1113697&CategoryID=77
İTÜ, YTÜ ve Mimar Sinan gibi sözde "adam gibi" üniversiteler bile Tayyip'in tarafını tutmuş. Sabahattin Ali gibi 3. sınıf üniversitelerin tavrına şaşırmamak lazım.


aynı haberin devamında öğretim üyelerinin üniversite yönetimiyle aynı fikirde olmadıklarını da söylüyor yalnız.


said:
'POLİS ŞİDDETİNİ KINIYORUZ'
Üniversite rektörlüklerinden dün yapılan açıklamaya karşı bugün aynı üniversitelerde görev yapan öğretim elemanları, ortak bir bildiri yayımlayarak üniversite yönetimlerinin yaptıkları açıklamaya kesinlikle katılmadıklarını ifade ettiler.

Öğretim elemanlarının ortak bildirisinde şu görüşlere yer verildi:

"ODTÜ'de yaşanan olaylarda öğrencilerin maruz kaldığı polis şiddetini kınıyoruz. ODTÜ'lü meslektaşlarımızın tüm ifadelerine rağmen, söz konusu açıklamayı yapan üniversite yönetimlerinin, polisin olayları başlattığı, olayların ilk aşamasından itibaren iyi niyetli davranmadığı ve orantısız güç kullandığı gerçeğini göz ardı etmelerini manidar buluyoruz.

Polis şiddeti karşısında tek vücut olarak tepki gösteren ODTÜ'lü meslektaşlarımızın ve öğrencilerin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.

Üniversitenin özgürlüğü sadece öğretim elemanlarının araştırma ve ifade özgürlüğünden ibaret değildir. Öğrencilerin düşünce, ifade ve protesto özgürlükleri de üniversite ortamının ayrılmaz bir parçasıdır.

Türkiye'de son yıllarda öğrenciler üzerinde artan baskılara sessiz kalan, akademik özgürlüklere yapılan müdahaleler karşısında susan üniversite yönetimlerinin, iktidarı elinde tutanlara hoş görünmek maksadıyla yaptıkları açıklama, akademi tarihine kara bir leke olarak düşmüştür.

Üniversiteler, iktidarların böbürleneceği projeler üreten, şirketlerin taşeronu gibi çalışan, kâr hedefine odaklanan imalathaneler değildir. Akademinin vazgeçilmez görevlerinden biri de, hiçbir baskı altında kalmadan, toplum ve iktidarı sorgulamak, bunlar hakkında bilimsel ve eleştirel görüşlerini dile getirmektir.

Üniversiteler, güçlünün karşısına bilgi, bilim ve özgürlükçü düşünce ile çıkabilmelidir. Araştırma alanı fark etmeksizin akademik özgürlükler bir bütündür. Akademik özgürlüklere saygı gösterilmeyen kurumlarda, nasıl kullanılacağı ve neye hizmet edeceği sorgulanmaksızın üretilen bilginin, toplumlar üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini tarih bizlere birçok defa göstermiştir.

Bugün, baskıcı politikaların ana hedefi haline gelmiş olan ODTÜ'lü akademisyen ve öğrencilerin yanında yer almak, akademi ve demokrasi tarihi açısından vazgeçilmez bir sorumluluktur. Basit iktidar hesapları ve ikbal kaygıları ile ODTÜ'ye karşı tavır alan üniversite yönetimleri ve bu yönetimleri destekleyenler veya bu politikalar karşısında sessiz kalanlar, bu davranışlarının hesabını, akademik özgürlükler ve demokrasi tarihi önünde vermek zorunda kalacaklardır."



gerçi radikal vermemiş sanırım o kısmı


Rektörler müdür gibi üniversite konseyine danışmadan açıklama yapıyor oh ne ala akademik özgürlük
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

eldar said:

Aklın sıra hukuka uygunluğunu incelemişsin. Şunu söyleyeyim Anayasa'ya göre öyle valilikten izin almak diye bir şey yok. Bu idarenin kötü niyetli bir yorumu. Normalde isteyen istediği yerde toplanır ancak bu hak büyük ölçüde engellenebiliyor. İnsanlar o kadar benimsemiş ki, valilik izni falan diyorlar. Toplanma özgürlüğü izne değil, bildirime tabi olmalı. Yani sen söylersin şurada toplanacağım diye, idare uygun görmezse makul bir sebep göstererek hakkı kısıtlaması lazım.

Taşlı sopalı gibi muğlak ifadeler kullanmışsın ancak rektörlük açıklamasında ilk müdahalenin polisten geldiği yazıyor. Demek ki şiddetin kaynağı polis.


Aklın sıra falan gibi kışkırtıcı laflar kullanma, alırım aklını. İnsan gibi fikir alışverişi yapmaya çalışırken provoke etmeyin adamı.

2911 sayılı TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİ KANUNU'na göre protesto yapacak olanlar bir zahmet valilikten izin almak durumunda. Merak eden şu linkten okuyabilir:

http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/641.html

İlk saldırı Polisten gelmiş deniyor ama öğrencilerde maskeli, molotoflu sopalı geldiği için sütten çıkma ak kaşık değil demekki.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Polis orantısız güç kullandığı için suçlu. Hükumetin karşı fikir beyan edenlere karşı olan tutumu da hiç doğru değil.

Ama karşında hazımsız, alıngan ve çıkarları için kanunu lehine esneten bir hükumet olduğunu bile bile eline sopa alıp illegal bir şekilde eylem için toplanıyorsan da bildiğin enayisindir.

Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde okuyan, toplumun eğitimli ve aydını olarak nitelendirilen adamlar bile cahil hükumete göz göre göre yem olacaksa bu ülkede artık hiç kimse hiç bir şeyi değiştiremez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Akıllı kardeşim başta Anayasa demiştin ben de Anayasa dedim. Şimdi kanunu vermişsin ama kanunu vermekle olmaz neresini alıntıladığını da söyle.

Bak ne diyor:

Madde 3 - Herkes, önceden izin almaksızın, bu Kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Yani izin gerekmiyor. Ben ne dedim izin gerekmiyor, bildirim yeterli. Anlaşıldı mı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Wynn said:

Polis orantısız güç kullandığı için suçlu. Hükumetin karşı fikir beyan edenlere karşı olan tutumu da hiç doğru değil.

Ama karşında hazımsız, alıngan ve çıkarları için kanunu lehine esneten bir hükumet olduğunu bile bile eline sopa alıp illegal bir şekilde eylem için toplanıyorsan da bildiğin enayisindir.

Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde okuyan, toplumun eğitimli ve aydını olarak nitelendirilen adamlar bile cahil hükumete göz göre göre yem olacaksa bu ülkede artık hiç kimse hiç bir şeyi değiştiremez.

daha hedefini bile tayin edemediğin, devletin çıkarları doğrultusunda çıkardığı yasaları sorgusuz kabul ettiğin ve hakkını bir yolla da arayan insanları horgörüp kaybettiğin için asıl enayi sensin.

benim aklımı çoktan aldın zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Madde 10 da da Toplantı yapılabilmesi için, düzenleme kurulu üyelerinin tamamının imzalayacakları bir bildirim, toplantının yapılmasından en az kırksekiz saat önce ve çalışma saatleri içinde, toplantının yapılacağı yerin bağlı bulunduğu valilik veya kaymakamlığa verilir.

İlk mesajımda da bildirmesi lazım dedim. Sen protesto yapıcam diye bildiriyosun, kanuna aykırı birşeyse izin vermezler. Değilse izin verilir yaparsın protestonu.

Anlaşıldı mı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ractamainus said:

Wynn said:

Polis orantısız güç kullandığı için suçlu. Hükumetin karşı fikir beyan edenlere karşı olan tutumu da hiç doğru değil.

Ama karşında hazımsız, alıngan ve çıkarları için kanunu lehine esneten bir hükumet olduğunu bile bile eline sopa alıp illegal bir şekilde eylem için toplanıyorsan da bildiğin enayisindir.

Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde okuyan, toplumun eğitimli ve aydını olarak nitelendirilen adamlar bile cahil hükumete göz göre göre yem olacaksa bu ülkede artık hiç kimse hiç bir şeyi değiştiremez.

daha hedefini bile tayin edemediğin, devletin çıkarları doğrultusunda çıkardığı yasaları sorgusuz kabul ettiğin ve hakkını bir yolla da arayan insanları horgörüp kaybettiğin için asıl enayi sensin.

benim aklımı çoktan aldın zaten.


Kardeş kanun 1983 te düzenlenmiş en son, AKP nin işi mi zannediyorsun protestonun valilik iznine tabi oluşunu?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bildirimle, izin almak aynı şey değil. Ben bunu anlayabileceğini sanmıştım. Yani gösteri ve toplanma izne tabi değil. Valiliğin keyfine kalmamış.

Bir daha yazacağım.
Madde 3 - Herkes, önceden izin almaksızın, bu Kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Neymiş, izin almaksızın yani izin diye bir şey yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bildiri, izin benim gözümde aynı şey. Burda bi anlam çatışması yaşamış olabiliriz. Kusura bakmayın.

Ama ODTÜ'deki öğrenciler bildiride de bulunmamış, polisin müdahalesini kanunen haklı kılan durumun bu olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

300 kişi orada ne için toplanmış? Başbakana mı saldıracaklar, konvoyu mu yakacaklar, halay mı çekecekler sohbet mi edecekler... bildirmek bunun için gerekiyor. Anayasal özgürlüğünü kullanırken polis kafana biber gazı atmasın diye gerekiyor.

Cumhuriyet mitinglerinde yüzbinler hatta milyonlar toplandı, başbakanın hükumetin aleyhine tonla söz söylendi. Kanununa göre yapılmasalardı (bildiri/izin) polis onların da başına ekşirdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya sen nasil iq yoksunu bi adamsin

iyi hadi bildirim de yapilmamis, o zaman 300 kisilik ogrenci grubunu 3000 polise dovdurmek, universite kampusunu biber gazina bogmak, basbakan ve saz ekibi gittikten 2 saat sonra bile ogrencileri teker teker yakalayip dovmek cok hakli bir davranis. bu mudur? kanunen OK mi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kusura bakma da, bir hatayı kabul etmen bu kadar sürmemeliydi.
Senin gözünde ne olduğu önemli değil, Anayasa, kanun ve dahası uluslararası hukuk, insanlara izin almadan toplanma ve gösteri hakkı veriyor.

Ama bu hak sıklıkla etten püften bahanelerle engelleniyor. Bence asıl sıkıntı burada. Yahu stadlarda alkış, ıslık için bile soruşturma açıyorlar, insanları sindirmeye çalışıyorlar. Kalkıp da polisi ve idareyi savunmak saçma geliyor.
Gösteri yapanalr her zaman terörist, bozguncu veyahut marjinal.


İkinci konuya gelelim. Polis doğru düzgün denetim altında değil, fütursuzca şiddet uyguluyor. Canlı şahit olduklarım bile gırla.
Elbetteki kanunu esneten hatta yasadışı eylemlerde bulunan vatandaşlar olacaktır, bu doğal. Polisin kanunsuzluk yapması ise anormaldir. Bu olayı görmedim ama taşlı sopalı ordu gibi bekleyen bir kalabalık olduğuna inanmıyorum. İnsanları sırf toplu gördüğü için üstlerine gaz bombası atan bir polis var, bunu da rektörlük açıklamasına ve geçmiş tecrübelerime dayanarak söylüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Wynn said:

Madde 10 da da Toplantı yapılabilmesi için, düzenleme kurulu üyelerinin tamamının imzalayacakları bir bildirim, toplantının yapılmasından en az kırksekiz saat önce ve çalışma saatleri içinde, toplantının yapılacağı yerin bağlı bulunduğu valilik veya kaymakamlığa verilir.

İlk mesajımda da bildirmesi lazım dedim. Sen protesto yapıcam diye bildiriyosun, kanuna aykırı birşeyse izin vermezler. Değilse izin verilir yaparsın protestonu.

Anlaşıldı mı?

okuduğunu da anlamıyor ki hala izin mizin diyor.

bi de konuldu mu bilmiyorum da
said:
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri, üniversite rektörü Yalçın Karayağız'ın ODTÜ'yü kınayan açıklamasını protesto etti. Güvenlikçilerin engelini aşarak okula giren öğrenciler Rektörlük önünde Karayağız'ı bekledi. Rektör Karayağız geldi ve ODTÜ'deki görüntüleri izlemediğini, metnin kendisine hazır geldiğini ve imzaladığını söyledi. 'Gelin görüntüleri izleyelim' diyen öğrencilere rektörün yanıtı 'İzlemeyeceğim' oldu ve Karayağız protestoların arasında okuldan ayrıldı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...