Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Efsanevi Paragraflar Arşivi v2


roket adam

Öne çıkan mesajlar

gördüğüm en sağlam duvar
ne yazıyor bilmiyorum

said:
Mesajınıza birşey yazmadan önce sizden rica edeceğim ortaya bir iddia atmadan önce lütfen araştırarak yazın. Çünkü bu konuyu okuyanları yanlış bilgilendiriyorsunuz. Araştırmadan ve doğruluğu olmayan iddialar sunarsanız sizinle nasıl sağlıklı bir biçimde tartışabilirim? Bonacibo hakkında birşey diyemem eskiden goody düzeyinde bir mamaydı ancak formüllerini değiştirdiklerini söylediler içerik tatmin edici içeriğinde gereksiz, katkı maddesi yok. Köpeğimde denedim dışkı artışı 1 haftanın ardından düzeldi. Daha enerjik ve sağlıklı.. Fotoğraflarını diğer konuda paylaşmıştım. Mamaların içeriklerine dikkat etmeden veriyorsunuz ancak 10-14 sene sonra yaşlandığında bağırsak düğümlenmesi, kanser ya da sindirim sistemi sorunu olduğunda mamanın bu sorunlarda ne kadar katkı payı olduğunu unutuyorsunuz. Siz %3 selüloz içeren bir mamayla besliyorsunuz köpeğinizi.. Selüloz köpeklerdeki hiçbir sindirim enzimiyle sindirilemiyor. Ancak diğer mamalardaki dışkı artışına laf ediyorsunuz. Mama değişimindeki sık dışkılama ya da dışkı artışı mamanın sindirilemediğini göstermez. Eğer öyle birşey olsaydı %3 oranında selüloz bulunan mamayla beslenen köpeklerin makatından işemesi gerekirdi. Yıllarca Proplan ile beslenen bir köpek şak diye tahılsız bir mamaya geçerse elbetteki ishal olur. Ben bonacibo ile besleyip ideal ölçülerin üstüne çıkan köpekler de örnek gösterebilirim. Ancak Bonacibo hakkında fazla konuşmak istemiyorum sonra bok atılıyor orada çalışıyorsun diye..

Son cümlene cevap verecek olursam. Bonacibo'nun satış stratejisi farklı.. Haklarında fazla birşey bilmiyorum ancak arayıp konuşmuşluğum var. Adamlar kendi yaptığı mamaları kendileri satıyorlar ve beklediklerinden çok satış yaptıklarını söylüyorlar. Satış rakamlarını açıklamışlardı bir ara.. Üstelik bu mama sadece Türkiye'de satılıyor. Nestle gibi tekel haline gelmiş bir firmayla satış açısından karşılaştırmak bence mantıksız. Pet forumlarına bakacak olursanız pek çok farklı yorum görürsünüz. Benim en çok takip ettiğim şey Proplan ile beslenen köpeklerde iştahsızlık yani mamayı sevmeyişi olmuştur. Onun ardından gördüğüm en çok şey ise alerjik reaksiyonlardır. İçeriğinde selüloz, gluten, hatta tahıl unu ve kanatlı proteini bulunan bir mamadan bahsediyoruz. Şimdi demişsiniz ki kuzu eti ile kuzu eti unu arasındaki sindirilebilir protein oranını sormuşsunuz. İkisi de aynıdır. Sindirilebilir protein oranını yanlış biliyorsunuz sanırım. Bütün et ile kıyma haline getirilmiş et arasında en kolay kıyma sindirilir ancak bunun sindirilebilir protein oranıyla bir alakası yoktur. Ama dediğiniz gibi Proplan'da kanatlı et proteini var bu sindirilebilir protein oranını etkilemektedir. Kuzu etinde kanatlı proteini bulunması ne kadar mantıklıdır tartışılır hele ki golden gibi tavuktaki yüksek protein miktarından dolayı tavuğa alerjisi olan köpekler için.. Bu arada Çağatay Yem sanayisine 5 yıllık yeni bir firma demişsiniz. Bu firma 1982 yılında kurulmuş. Ha tabi önerdiğim mamalar en az Purina kadar eski firmalar ve yaptıkları çalışmaların, incelemelerin haddi hesabı yok. Her mama her köpekte aynı etkiyi bırakmaz ancak bu durumda kuru mamalar için bir genelleme yapılmasının mümkünatı yok. O yüzden tartışılacak çok konu olduğu halde kesin ve mutlak doğruya ulaşmanın da bir imkanı yok. Mama değişikliklerinde en önemli husus ise direkt olarak geçilmemesidir. Bir köpek 100 gr yiyorsa önce 10gr yeni mama, 90 gr eski mama olarak karıştırılmalı ve bu oran duruma göre her hafta 5 ila 10 gr arasında artmalıdır. Bağırsak sendromlarına tıp, günümüzde insanlarda bile net olarak birşey diyememektedir. Bağırsaklar pek çok bilim adamı tarafından ikinci beynimiz olarak görülmektedir. Öfke, aşk, nefret gibi bütün duygular bağırsak hareketlerini etkiler. Hassas bir yapısı olduğu için alışma süreci pek çok organdan daha uzun da sürebilir daha da kısa sürebilir. Ancak dediğim gibi uzun süre tahılla beslenen bir canlı bir anda et ile beslenmeye başlarsa bu durumun alışma sürecini ölçmek oldukça güçtür. Bu arada yal denilen besleme şekline gelirsek yağ olmayan besin yoktur. Yalda da yeteri kadar yağ oranı bulunmaktadır. Çünkü yal arpa, buğday, mısır gibi unların ilikli kemik suyuyla karıştırılmasına denir. Bu suda haşlanmış ilikli kemiklerin besleyicilik değeri çok fazladır. Kemik suyu ve ekmek karışımıyla beslenen köpekler pek ala domuzlarla boy ölçüşebilirler. Arpa, mısır gibi unlar da hem bu yağ oranını dengelemek hem besini katılaştırmak ve doyurucu olmasını sağlamak hem de ishal olmasını engellemek için katılır. Köpeklerin yağ ihtiyacı diğer besin öğelerinden çok çok düşüktür dolayısıyla yaldan alınan yağ oranı çoban köpekleri için yeterlidir. Çünkü çoban köpeklerinin yapısı fazla yağlı bir vücuda müsait değildir. Ancak selenyum, omega 3 ve 6 v.b gibi vitamin, mineral ve inorganik maddeleri alamadığı için tüylerinin parlaklığı ve sağlığı yeterli miktarda olamayabilir. Bunun ise yağ ile bir alakası yoktur. Asıl konuya gelirsek haksızsınız demiyorum. Yarışmalara katılan, birinci olan pek çok köpek Proplan ile beslenmekte ancak bunda seceresinin de çok önemi var. Herkes hangi mamayla memnunsa onunla devam etsin ancak benim gibi şüpheye düşen ve en iyisi, doğalı hangisi diye araştırmaya düşen sahipler için doğada biyolojik beslenmesine uygun olan onun için zararlı ve katkı maddesi bulunmayan mamaların hangileri olduğunu göstermek istedim. Ha tabiki en iyisi de yine bu değil. En iyi beslenme şekli bana ve pek çok kişiye göre barftır. Ancak barfı Türkiye şartlarında uygulamak imkansıza yakındır diyebilirim. Biyolojik olarak beslenme şekline en uygun yöntem barftır tabiki.. Ancak çiğ ette üreyebilen virüsler ve mikroplar olduğu sürece ve bu besinlerin korunması yaşadığımız ülke şartlarında rezalet olduğu sürece ben bu beslenme şekline geçemem. Kimyasal maddeler ile soğutulduğunda -100 derece üstünde bile yaşayan virüsler varken etleri buzlukta saklayarak kurtulamıyoruz ne yazık ki.. Salmonella gibi yüksek riskli tehlikeler de var tabi.. Onun haricinde pek çok kaynakta barf ile beslenen köpeklere bakıldığında asıl gürbüz köpeklerin nasıl beslenildiğini açıkça görebiliriz. Tüy sağlığı olsun, fizik olsun, kilo olsun herşeyi dört dörtlük olan köpekler barf ile besleniyor. Bu arada benim genel olarak Nestle'ye bir düşmanlığım var. Bu düşmanlık hem siyasi hem de kişiseldir. Nestle'nin ürettiği sahlebi pek çoğunuz denemiştir. İçeriğindeki gerçek sahlep oranına bakarsanız espiri yaptıklarını sanabilirsiniz ve içeriğinde kansere neden olan aspartam denilen madde bulunmaktadır. Aspartam fareler üzerinde denendiğinde lösemi ve lenfomaya neden olduğu görülmüştür. Bunu bir örnek olarak verdim çoğu ürününde böyle katkı ve kimyasal maddeleri var. Bu firma bırakın insan sağlığını insan yaşamını bile önemsemiyor. Bu firma zamanında Etiyopya'ya tazminat davası açan bir firma.. Bu sene ürünlerinde at eti çıkan bir firma.. Çikolataları dahil herşeyi zehir dolu olan bir firma.. İnsan sağlığını ve yaşamını önemsemeyen bir firma hayvan sağlığını ne kadar önemseyebilir? Evet bu mama çok satıldı çok reklamı yapıldı. Artık veterinerler bile bunu önermekte.. Neden veteriner kliniklerinde hep bu mamayı görürüz? Çünkü sadece bu mama markaları sponsor oluyorlar. Veterinerlerin de kar kapısının bir kısmı buradan açıldığı için o mama, şu mama değil Proplan önerilir ve satılır. Belki de benim gibi işini gerçekten hakkıyla yapan veterinerlerle karşılaşırsınız da o zaman anlarsınız. Ota boka proplan, hills, royal canin öneren köpekler hakkında beslenme üzerine yılda 1 ya da 2 ders gören o çok methettiğiniz veterinerler bu 3 markayı öneriyor diye göklere çıkarmazsınız.


http://forum.paticik.com/read.php?22,6799756,6809925#msg-6809925
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

moriarty said:

harrykewell said:

drogbanın o penaltıyı kaçırdığını düşünenler, siz o adamı hiç bir zaman tanıyamayacaksınız

o bazı sütü bozuklar gibi haksız kazanç elde etmek üzre yaratılmış bir varlık değil

o bir insan evladı

bilerek dışarı attı o penaltıyı

sadece taraftar tepki göstermesin diye yere vurmuş gibi yaptı

zaten penaltıdan sonraki tavırlarını ve top elinde penaltı noktası civarında yürürken düşündüklerini okuyabilseydiniz bunu sizde anlayabilirdiniz

ahahahahah :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

son haliyle aldım

Killer said:

piramit olmasın

KuddusiMavra said:
Patice said:
KuddusiMavra said:
copry said:
KuddusiMavra said:
copry said:
Sirf cirkeflik olsun diye gelemedi rpsi yaparlar diyorum . Kadin istemedikce anlayamazsin bosaldigini sonucta( fiskirmiyosa )
olm yok, anlarsın. güven bana ;)
anlamazsın , sen bana güven
:) copry hatun kişimiymiş yahu ?!
EHehehhehe (tu)
yav copry...hatun kişi olduğunu öğrendikten sonra yazdıklarını bir daha okudum da...ayrı bir mana kazandı valla yazdıkların :)




efsane paragraflar arşivine alalım sizi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sabah sabah denk geldim, pek paragraf da değil aslında

Xenocide said:

razzRaziel said:




one lan yok ejderin teki çıkıyo da altınları çok seviyormuş da bir krallığa saldırıp tüm altınlarını çalıyomuş da bunlar da geri almaya çalışıyormuşlar. bu ne olm çocuk masalı gibi.




tolkienin çocuğuna masal niyetine yazmış olmasından kaynaklanıyor olabilir mi acep
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sawer said:

moriarty said:

harrykewell said:

drogbanın o penaltıyı kaçırdığını düşünenler, siz o adamı hiç bir zaman tanıyamayacaksınız

o bazı sütü bozuklar gibi haksız kazanç elde etmek üzre yaratılmış bir varlık değil

o bir insan evladı

bilerek dışarı attı o penaltıyı

sadece taraftar tepki göstermesin diye yere vurmuş gibi yaptı

zaten penaltıdan sonraki tavırlarını ve top elinde penaltı noktası civarında yürürken düşündüklerini okuyabilseydiniz bunu sizde anlayabilirdiniz

ahahahahah :D


ciddi cevap vermek gerekirse, niye bi futbolcu penaltiyi dişarı atar? hani adam bunu soyluyosa bi şeye dayanarak söylüyodur. Futbolda böyle bi şey var mı? Taktik anlamında?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

forgiver said:

gördüğüm en sağlam duvar
ne yazıyor bilmiyorum

said:
Mesajınıza birşey yazmadan önce sizden rica edeceğim ortaya bir iddia atmadan önce lütfen araştırarak yazın. Çünkü bu konuyu okuyanları yanlış bilgilendiriyorsunuz. Araştırmadan ve doğruluğu olmayan iddialar sunarsanız sizinle nasıl sağlıklı bir biçimde tartışabilirim? Bonacibo hakkında birşey diyemem eskiden goody düzeyinde bir mamaydı ancak formüllerini değiştirdiklerini söylediler içerik tatmin edici içeriğinde gereksiz, katkı maddesi yok. Köpeğimde denedim dışkı artışı 1 haftanın ardından düzeldi. Daha enerjik ve sağlıklı.. Fotoğraflarını diğer konuda paylaşmıştım. Mamaların içeriklerine dikkat etmeden veriyorsunuz ancak 10-14 sene sonra yaşlandığında bağırsak düğümlenmesi, kanser ya da sindirim sistemi sorunu olduğunda mamanın bu sorunlarda ne kadar katkı payı olduğunu unutuyorsunuz. Siz %3 selüloz içeren bir mamayla besliyorsunuz köpeğinizi.. Selüloz köpeklerdeki hiçbir sindirim enzimiyle sindirilemiyor. Ancak diğer mamalardaki dışkı artışına laf ediyorsunuz. Mama değişimindeki sık dışkılama ya da dışkı artışı mamanın sindirilemediğini göstermez. Eğer öyle birşey olsaydı %3 oranında selüloz bulunan mamayla beslenen köpeklerin makatından işemesi gerekirdi. Yıllarca Proplan ile beslenen bir köpek şak diye tahılsız bir mamaya geçerse elbetteki ishal olur. Ben bonacibo ile besleyip ideal ölçülerin üstüne çıkan köpekler de örnek gösterebilirim. Ancak Bonacibo hakkında fazla konuşmak istemiyorum sonra bok atılıyor orada çalışıyorsun diye..

Son cümlene cevap verecek olursam. Bonacibo'nun satış stratejisi farklı.. Haklarında fazla birşey bilmiyorum ancak arayıp konuşmuşluğum var. Adamlar kendi yaptığı mamaları kendileri satıyorlar ve beklediklerinden çok satış yaptıklarını söylüyorlar. Satış rakamlarını açıklamışlardı bir ara.. Üstelik bu mama sadece Türkiye'de satılıyor. Nestle gibi tekel haline gelmiş bir firmayla satış açısından karşılaştırmak bence mantıksız. Pet forumlarına bakacak olursanız pek çok farklı yorum görürsünüz. Benim en çok takip ettiğim şey Proplan ile beslenen köpeklerde iştahsızlık yani mamayı sevmeyişi olmuştur. Onun ardından gördüğüm en çok şey ise alerjik reaksiyonlardır. İçeriğinde selüloz, gluten, hatta tahıl unu ve kanatlı proteini bulunan bir mamadan bahsediyoruz. Şimdi demişsiniz ki kuzu eti ile kuzu eti unu arasındaki sindirilebilir protein oranını sormuşsunuz. İkisi de aynıdır. Sindirilebilir protein oranını yanlış biliyorsunuz sanırım. Bütün et ile kıyma haline getirilmiş et arasında en kolay kıyma sindirilir ancak bunun sindirilebilir protein oranıyla bir alakası yoktur. Ama dediğiniz gibi Proplan'da kanatlı et proteini var bu sindirilebilir protein oranını etkilemektedir. Kuzu etinde kanatlı proteini bulunması ne kadar mantıklıdır tartışılır hele ki golden gibi tavuktaki yüksek protein miktarından dolayı tavuğa alerjisi olan köpekler için.. Bu arada Çağatay Yem sanayisine 5 yıllık yeni bir firma demişsiniz. Bu firma 1982 yılında kurulmuş. Ha tabi önerdiğim mamalar en az Purina kadar eski firmalar ve yaptıkları çalışmaların, incelemelerin haddi hesabı yok. Her mama her köpekte aynı etkiyi bırakmaz ancak bu durumda kuru mamalar için bir genelleme yapılmasının mümkünatı yok. O yüzden tartışılacak çok konu olduğu halde kesin ve mutlak doğruya ulaşmanın da bir imkanı yok. Mama değişikliklerinde en önemli husus ise direkt olarak geçilmemesidir. Bir köpek 100 gr yiyorsa önce 10gr yeni mama, 90 gr eski mama olarak karıştırılmalı ve bu oran duruma göre her hafta 5 ila 10 gr arasında artmalıdır. Bağırsak sendromlarına tıp, günümüzde insanlarda bile net olarak birşey diyememektedir. Bağırsaklar pek çok bilim adamı tarafından ikinci beynimiz olarak görülmektedir. Öfke, aşk, nefret gibi bütün duygular bağırsak hareketlerini etkiler. Hassas bir yapısı olduğu için alışma süreci pek çok organdan daha uzun da sürebilir daha da kısa sürebilir. Ancak dediğim gibi uzun süre tahılla beslenen bir canlı bir anda et ile beslenmeye başlarsa bu durumun alışma sürecini ölçmek oldukça güçtür. Bu arada yal denilen besleme şekline gelirsek yağ olmayan besin yoktur. Yalda da yeteri kadar yağ oranı bulunmaktadır. Çünkü yal arpa, buğday, mısır gibi unların ilikli kemik suyuyla karıştırılmasına denir. Bu suda haşlanmış ilikli kemiklerin besleyicilik değeri çok fazladır. Kemik suyu ve ekmek karışımıyla beslenen köpekler pek ala domuzlarla boy ölçüşebilirler. Arpa, mısır gibi unlar da hem bu yağ oranını dengelemek hem besini katılaştırmak ve doyurucu olmasını sağlamak hem de ishal olmasını engellemek için katılır. Köpeklerin yağ ihtiyacı diğer besin öğelerinden çok çok düşüktür dolayısıyla yaldan alınan yağ oranı çoban köpekleri için yeterlidir. Çünkü çoban köpeklerinin yapısı fazla yağlı bir vücuda müsait değildir. Ancak selenyum, omega 3 ve 6 v.b gibi vitamin, mineral ve inorganik maddeleri alamadığı için tüylerinin parlaklığı ve sağlığı yeterli miktarda olamayabilir. Bunun ise yağ ile bir alakası yoktur. Asıl konuya gelirsek haksızsınız demiyorum. Yarışmalara katılan, birinci olan pek çok köpek Proplan ile beslenmekte ancak bunda seceresinin de çok önemi var. Herkes hangi mamayla memnunsa onunla devam etsin ancak benim gibi şüpheye düşen ve en iyisi, doğalı hangisi diye araştırmaya düşen sahipler için doğada biyolojik beslenmesine uygun olan onun için zararlı ve katkı maddesi bulunmayan mamaların hangileri olduğunu göstermek istedim. Ha tabiki en iyisi de yine bu değil. En iyi beslenme şekli bana ve pek çok kişiye göre barftır. Ancak barfı Türkiye şartlarında uygulamak imkansıza yakındır diyebilirim. Biyolojik olarak beslenme şekline en uygun yöntem barftır tabiki.. Ancak çiğ ette üreyebilen virüsler ve mikroplar olduğu sürece ve bu besinlerin korunması yaşadığımız ülke şartlarında rezalet olduğu sürece ben bu beslenme şekline geçemem. Kimyasal maddeler ile soğutulduğunda -100 derece üstünde bile yaşayan virüsler varken etleri buzlukta saklayarak kurtulamıyoruz ne yazık ki.. Salmonella gibi yüksek riskli tehlikeler de var tabi.. Onun haricinde pek çok kaynakta barf ile beslenen köpeklere bakıldığında asıl gürbüz köpeklerin nasıl beslenildiğini açıkça görebiliriz. Tüy sağlığı olsun, fizik olsun, kilo olsun herşeyi dört dörtlük olan köpekler barf ile besleniyor. Bu arada benim genel olarak Nestle'ye bir düşmanlığım var. Bu düşmanlık hem siyasi hem de kişiseldir. Nestle'nin ürettiği sahlebi pek çoğunuz denemiştir. İçeriğindeki gerçek sahlep oranına bakarsanız espiri yaptıklarını sanabilirsiniz ve içeriğinde kansere neden olan aspartam denilen madde bulunmaktadır. Aspartam fareler üzerinde denendiğinde lösemi ve lenfomaya neden olduğu görülmüştür. Bunu bir örnek olarak verdim çoğu ürününde böyle katkı ve kimyasal maddeleri var. Bu firma bırakın insan sağlığını insan yaşamını bile önemsemiyor. Bu firma zamanında Etiyopya'ya tazminat davası açan bir firma.. Bu sene ürünlerinde at eti çıkan bir firma.. Çikolataları dahil herşeyi zehir dolu olan bir firma.. İnsan sağlığını ve yaşamını önemsemeyen bir firma hayvan sağlığını ne kadar önemseyebilir? Evet bu mama çok satıldı çok reklamı yapıldı. Artık veterinerler bile bunu önermekte.. Neden veteriner kliniklerinde hep bu mamayı görürüz? Çünkü sadece bu mama markaları sponsor oluyorlar. Veterinerlerin de kar kapısının bir kısmı buradan açıldığı için o mama, şu mama değil Proplan önerilir ve satılır. Belki de benim gibi işini gerçekten hakkıyla yapan veterinerlerle karşılaşırsınız da o zaman anlarsınız. Ota boka proplan, hills, royal canin öneren köpekler hakkında beslenme üzerine yılda 1 ya da 2 ders gören o çok methettiğiniz veterinerler bu 3 markayı öneriyor diye göklere çıkarmazsınız.


http://forum.paticik.com/read.php?22,6799756,6809925#msg-6809925


http://thetfs.ca/wp-content/uploads/2012/10/jackie-chan.jpg
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...