Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Mine Kırıkkanat'tan yazısı


KuddusiMavra

Öne çıkan mesajlar

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat son dönemde Muhteşem Yüzyıl dizisine sultanımızın gösterdiği tepki nedeni ile başlayan <> tartışmasına yeni bir boyut getirecek bir yazı yazdı. Fatih Sultan Mehmet'in babasının cinsel yaşamında ki <> ile ilgili şaşırtıcı bir yazı.

Aşağıya yazıyı aynen yapıştırıyorum.

“1442 yılında Osmanlı payitahtı Edirne, Sultanı ise Fatih’in babası İkinci Murat’tı.

Eflak Prensi Vlad Besarab, o yıl kardeşi Prens Güzel Radul’la (Radu cel Frumos) birlikte babaları Ejderha Vlad (Drakula) tarafından Osmanlı Sultanı’na rehin olarak Edirne Sarayı’na gönderildiğinde, sadece 11 yaşındaydı.

İki rehin prense Edirne’deki sarayda çok iyi davranıldı, ilerde Osmanlı’ya hizmet eğitimini de Sultan Murat’ın “içoğlanı” kadrosunda aldılar…

Ama Sultan’ın gözdesi Vlad’dı. Öyle ki genç prens sakalı bıyığı çıkıp “içoğlanı” kadrosundan emekli olunca; İkinci Murat kendisine 6 yıl süreyle duyduğu şefkatin karşılığını da cömertçe ödedi. 1448’de 17 yaşına basan Vlad’ı voyvoda unvanıyla bezeyip yanına bir ordu kattı ve Eflak tahtını fethe gönderdi.

***

Ama Osmanlı sultanları, her ne kadar aşk ile iş ilişkilerini birbirine karıştırsalar da enayi sayılmazlar… İkinci Murat da pek sevdiği Prens Vlad’ın kendisine bizzat verdiği “içoğlanı” eğitimine hoşlanarak mı, yoksa dişlerini sıkarak mı katlandığından pek emin değildi. Vlad’ı Eflak’a voyvoda gönderirken, kardeşi Güzel Radul’u rehin tutarak Osmanlı’ya bağlı kalmasını sağlama aldı.

Ne var ki Vlad Besarab, önce velinimetinin ordusuyla alıp iki ay sonra yitirdiği, ardından tekrar oturduğu Eflak tahtına iyice yerleşip, kaidesini artık güvencede hissettiği an… Rehin kalan kardeşi Radul’u gözden çıkararak Osmanlı’ya isyan bayrağını çekti.

Artık 31 yaşındaki Eflak Voyvodası Vlad’ın başkaldırdığı payitaht İstanbul olup, sahibi de “enfiye kutusunda kurutulmuş gül yaprakları koklamayı pek seven” Fatih Sultan Mehmet’ti.

***

Prens Vlad, 1462 başından itibaren İstanbul’dan gelip de karşısında sarığını çıkarmayı reddeden tüm elçi ve ulakların sarığını kafalarına çiviyle çaktırdı. Tuna boylarına ordu kaldırıp 30 binden fazla Osmanlıyı kazığa geçirdikten sonra Eflak ve Boğdan’da Romence “Kazıklı” anlamına gelen Tepeş lakabını aldı.

Osmanlıcada ise çocukluğunda maruz kaldığı tacize gönderme yapan Kalleş, İbne, Süzgeç, Götveren lakaplarıyla ya da Kazıglu Bey diye anılıyordu. (Kaynak: Matei Cazacu, “Prens Drakula’nın Tarihi”, Droz, 1988)

Çoğu Batılı tarihçinin uzun zaman anlam veremediği bu lakaplardan özellikle dördüncüsü, Almanca sanılıp yüzyıllarca “Gotveren” diye söylendi!

Fatih Sultan Mehmet, babasının eski gözdesinin uçan kaçan Osmanlı’dan kazıkla çıkardığı “içoğlanlığı” hıncını öğrenince gazaba gelip, Eflak Voyvodası Vlad Tepeş’e karşı düzdüğü ordunun başına kimi geçirdi biliyor musunuz? İçoğlanıyken aldığı eğitime sadakat gösteren rehin kardeşi, Güzel Radul’u…

***

Osmanlı ordusu Eflak’ı aldı, Güzel Radul 15 Ağustos 1462’de voyvodalık tahtına oturdu ama, kazıkçı kardeşini ele geçiremedi. Vlad Tepeş, sığındığı Macarlar tarafından esir alındı. 12 yılın sonunda serbest bırakıldığında, yine Eflak’a dönüp 1476’ya kadar voyvoda olarak hüküm sürdü. Aralık ayında Osmanlı ordusuyla girdiği savaşta öldürüldü ve 300 askeri kazığa geçirilirken, Vlad’ın kesilen kafası Fatih Sultan Mehmet’e gönderildi.

Ama Vlad Tepeş’in ardında bıraktığı kazıklı ve kanlı efsane, 1897 yılında Bram Stoker’a, kurgusal romanı Drakula’daki ölümsüz kont, ancak kalbine kazık çakılarak yok edilebilen vampir karakterini esinledi. Romanya’nın Transilvanya bölgesi, Francis Ford Coppola başta olmak üzere romanın sinemaya uyarlandığı pek çok filmle birlikte dünyada Kont Drakula’nın ülkesi olarak tanındı.”

(Mine Kırıkkanat/ Cumhuriyet)

Kaynak: http://www.odatv.com/n.php?n=osmanlinin-en-unlu-icoglani-0912121200
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Buradan devam edelim o zaman. Fatih tahta geçtikten sonra bir geleneğe daha karşı gelir, yaşı büyük bir sırp gencini içoğlanı olarak hanesine alır. Mustafa adı verilen bu sırp genç daha sonra, odalık ünvanı alır ve Fatih'in yanından ayrılmaz. Fatih bu dönemde çok sevgi beslediği Mustafa'ya yazdığı şiirleri besteletir. Bir sebepten ötürü KOCA lakabı alan mustafaya daha sonra Paşa ünvanı da verir ve istanbulda bir semte Koca Mustafa Paşa adı verilir. Birkaç yılda bir terfi ettirilen K.M.P Hazinedarbaşı ve daha sonra kapıcıbaşı olmuştur.

2. Bezayıd babası fatih ölünce kardeşi Cem Sultan'ı devre dışı bırakmak için bu çok cazibeli, iri yarı sarışın adamı kardeşine yollamış, Koca Mustafa Paşa göz süzüp, cazibesini kullanarak Cem sultanın yanına girmiştir. Sonrasında da başını kucağına yatırarak zehirli ustura ile traş edip Cem Sultanı öldürmüş, ödül olarak beylerbeyliğinden vezirliğe kadar çok sayıda üst düzey memuriyete atanmış...

Saraydaki her erkeğin içini titrettiği söylenen KMP daha sonra Yavuz Sultan Selim tahta çıktıktan kısa bir süre sonra saray içi karmaşık aşk dedikoduları sebebiyle öldürülmüştür.

Var mı Koca Mustafa Paşa'da oturan?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

olum heriflerin nefret ettikleri kadar varmışız lan..drakulayı bile zamanında mikmişler birde nasıl mikmişlerse sonra adam kafayı yiyor kazıkla fantazi sınırlarını zorluyor..tarihçi arkadaşlar daha iyi bilir tepeşin,bir keşişi eşşeği ile birlikte kazığa oturtuğu söylenir hatta insanları kazıklattırdıktan sonra karşısına geçip şölen düzenlermiş..
yani eski insanlar daha extremmiş vesselam :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...