Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

"Okul sütü projesi"nin ilk gününde 50 öğrenci zehirlendi


mahmud_mahmudov

Öne çıkan mesajlar

bobiler'den gene 3-5 bişi çıkıyor eskisi gibi olmasa da.

http://radorecdn.bobiler.org/upload/photographs/26784274240.jpg

http://radorecdn.bobiler.org/upload/photographs/26783720264.jpg

http://radorecdn.bobiler.org/upload/photographs/2678562463.jpg

http://radorecdn.bobiler.org/upload/photographs/26785812741.jpg
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yılmaz Özdil'in son yazısı

said:
Çocuklar süte “bayıldı…”
Serumla ayılttılar.

Aşırı doz’dan diyen var.
Sanırsın damardan bastılar.

Halbuki…
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2005’ten beri, yedi senedir aralıksız, her gün, 207 bin öğrenciye süt içiriyor. Henüz psikolojisi bozulan görülmedi. Doğuştan “psikopat” demek ki bizim oralı çocuklar!

Peki, orda nasıl öyle oluyor da, burda niye böyle oluyor derseniz?

Bu iş kömür dağıtmaya benzemez.
Hükümet, okullara beş günlük sütü toptan veriyor, depola, gün gün dağıt diyor. Süt bu, gazoz değil, bozulur. Sınıf kadar buzdolabı yapsan, gene yetmez. Nerede koruyacaksın?

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Tire Süt Kooperatifi’yle çalışıyor. Kooperatif’in ortakları, o gün sağıyor, o gün dolduruyor, klimalı araçları var, her sabah saat 4’te yola çıkıyor, 246 okulu tek tek dolaşıyor, gazete dağıtır gibi, öğretmenlere teslim edilmesiyle, çocukların sütü içmesi bir oluyor. Taptaze.

Hükümet, uzun ömürlü süt dağıtıyor. İyi korunursa, altı ay bile dayanıyor ama, raf ömrünü uzatmak için kullanılan yöntemler tartışılıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, annelerin tercihi olan, günlük üretilen ve günlük tüketilen “pastörize” süt dağıtıyor. Daha az işlemden geçirildiği için, besleyici açıdan çok daha faydalı olduğu biliniyor.

Hükümet, güya uzun ömürlü süt dağıttı ama, belli ki soğuk zincir kopmuş, bismillah, daha ilk günden binlerce çocuk hastanelik oldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin soğuk zincir’i yedi senedir buz gibi.

Bakanlar Kurulu kararında açıkça görüldüğü üzre, üretim fazlasının değerlendirilmesi amaçlanıyor. Oysa, fazlasını çocuğa verelim demek, yemek arttı, dökmeyelim de, köpeğe verelim demek gibi bi şeydir.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Tire Süt Kooperatifi aracılığıyla “sözleşmeli üretim” yaptırıyor. Kim, ne kadar üretecek, parasını ne zaman alacak, hesabını kitabını taaa en başından biliyor, elde kalmıyor.

Hükümet, sanayiciden alıyor. Sanayici elbette canımız ciğerimiz ama, üretici üvey evlat mı? Sanayicinin cebine doldurulan paranın, anca “harçlık” kadar bölümü üreticinin cebine kalıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, kooperatif’ten, yani direkt üreticiden alıyor, aracı yok, komisyon yok. Ödenen paranın tamamı üreticinin cebine giriyor. Aportta bekleyen tüccarın kucağına oturmuyor.

Tarım Bakanı’nın mebus olduğu Diyarbakır’da bile çocuklar zehirlendi, dünyaya film olduk.

Tire Süt Kooperatifi’nin uygulamaları, Birleşmiş Milletler tarafından “dünyanın en iyi kalkınma modeli” seçildi.

(İneğin kaç memesi olduğunu bilmeyen yalaka tipler, tarım uzmanıyım diye ortalıkta gezinirken… Tekelleşme karşıtı, üretici odaklı projeleriyle “dünyanın en başarılısı” seçilen Tire Kooperatifi’nin Başkanı Mahmut Eskiyörük’e, merak edip, bu işi nasıl başardın diye soran bile olmadı.)

(Bakın iddia ediyorum, adam gibi adam Mahmut Eskiyörük’ü Tarım Bakanı yap, bu memleket en geç beş sene içinde, yeniden “kendi kendine yeten yedi ülkeden biri” olmazsa, Tire’ye gider anırırım.)

Ve, şimdi sıkı durun!

Hakkında 400 sene hapis cezası istenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’in çocuklarına, her gün, 200 mililitre sütü kaç liraya satın alıp, içiriyor?
37 kuruş.
Hükümet, aynı İzmir’de, aynı çocuklara, aynı inekten, aynı miktarda sütü, kaç liraya içiriyor?
53 kuruş!

Kalkınma modeli, 37 kuruş.
Psikoloji modeli, 53 kuruş.

Çarp canım kardeşim aradaki “aşırı doz”u ülkenin geneliyle… Süt’ten çıkmış “ak” kaşığı bulursun.


çarpmış gene ağzına ağzına birilerinin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Bu iş kömür dağıtmaya benzemez.
Hükümet, okullara beş günlük sütü toptan veriyor, depola, gün gün dağıt diyor. Süt bu, gazoz değil, bozulur. Sınıf kadar buzdolabı yapsan, gene yetmez. Nerede koruyacaksın?


Diyoruz biz partideki cogu adam apartman yoneticisi bile olacak kapasiteye sahip degil. kuklaligi birakip da kendi insiyatiflerine gore bisey yapmaya kalkinca boyle oluyor tabi. adamlar sut bile dagitamiyor heh
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mani said:


Yılmaz Özdil'in son yazısı

said:
Çocuklar süte “bayıldı…”
Serumla ayılttılar.

Aşırı doz’dan diyen var.
Sanırsın damardan bastılar.

Halbuki…
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2005’ten beri, yedi senedir aralıksız, her gün, 207 bin öğrenciye süt içiriyor. Henüz psikolojisi bozulan görülmedi. Doğuştan “psikopat” demek ki bizim oralı çocuklar!

Peki, orda nasıl öyle oluyor da, burda niye böyle oluyor derseniz?

Bu iş kömür dağıtmaya benzemez.
Hükümet, okullara beş günlük sütü toptan veriyor, depola, gün gün dağıt diyor. Süt bu, gazoz değil, bozulur. Sınıf kadar buzdolabı yapsan, gene yetmez. Nerede koruyacaksın?

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Tire Süt Kooperatifi’yle çalışıyor. Kooperatif’in ortakları, o gün sağıyor, o gün dolduruyor, klimalı araçları var, her sabah saat 4’te yola çıkıyor, 246 okulu tek tek dolaşıyor, gazete dağıtır gibi, öğretmenlere teslim edilmesiyle, çocukların sütü içmesi bir oluyor. Taptaze.

Hükümet, uzun ömürlü süt dağıtıyor. İyi korunursa, altı ay bile dayanıyor ama, raf ömrünü uzatmak için kullanılan yöntemler tartışılıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, annelerin tercihi olan, günlük üretilen ve günlük tüketilen “pastörize” süt dağıtıyor. Daha az işlemden geçirildiği için, besleyici açıdan çok daha faydalı olduğu biliniyor.

Hükümet, güya uzun ömürlü süt dağıttı ama, belli ki soğuk zincir kopmuş, bismillah, daha ilk günden binlerce çocuk hastanelik oldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin soğuk zincir’i yedi senedir buz gibi.

Bakanlar Kurulu kararında açıkça görüldüğü üzre, üretim fazlasının değerlendirilmesi amaçlanıyor. Oysa, fazlasını çocuğa verelim demek, yemek arttı, dökmeyelim de, köpeğe verelim demek gibi bi şeydir.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Tire Süt Kooperatifi aracılığıyla “sözleşmeli üretim” yaptırıyor. Kim, ne kadar üretecek, parasını ne zaman alacak, hesabını kitabını taaa en başından biliyor, elde kalmıyor.

Hükümet, sanayiciden alıyor. Sanayici elbette canımız ciğerimiz ama, üretici üvey evlat mı? Sanayicinin cebine doldurulan paranın, anca “harçlık” kadar bölümü üreticinin cebine kalıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, kooperatif’ten, yani direkt üreticiden alıyor, aracı yok, komisyon yok. Ödenen paranın tamamı üreticinin cebine giriyor. Aportta bekleyen tüccarın kucağına oturmuyor.

Tarım Bakanı’nın mebus olduğu Diyarbakır’da bile çocuklar zehirlendi, dünyaya film olduk.

Tire Süt Kooperatifi’nin uygulamaları, Birleşmiş Milletler tarafından “dünyanın en iyi kalkınma modeli” seçildi.

(İneğin kaç memesi olduğunu bilmeyen yalaka tipler, tarım uzmanıyım diye ortalıkta gezinirken… Tekelleşme karşıtı, üretici odaklı projeleriyle “dünyanın en başarılısı” seçilen Tire Kooperatifi’nin Başkanı Mahmut Eskiyörük’e, merak edip, bu işi nasıl başardın diye soran bile olmadı.)

(Bakın iddia ediyorum, adam gibi adam Mahmut Eskiyörük’ü Tarım Bakanı yap, bu memleket en geç beş sene içinde, yeniden “kendi kendine yeten yedi ülkeden biri” olmazsa, Tire’ye gider anırırım.)

Ve, şimdi sıkı durun!

Hakkında 400 sene hapis cezası istenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’in çocuklarına, her gün, 200 mililitre sütü kaç liraya satın alıp, içiriyor?
37 kuruş.
Hükümet, aynı İzmir’de, aynı çocuklara, aynı inekten, aynı miktarda sütü, kaç liraya içiriyor?
53 kuruş!

Kalkınma modeli, 37 kuruş.
Psikoloji modeli, 53 kuruş.

Çarp canım kardeşim aradaki “aşırı doz”u ülkenin geneliyle… Süt’ten çıkmış “ak” kaşığı bulursun.



çarpmış gene ağzına ağzına birilerinin.


Yözdil gibilere gün doğmuş. Hemen hemen her ülkede hatta şu an markete gittiğinde bile yaşanabilecek bir olaydan güya siyasi malzeme çıkarmak istemiş.



İki gazeteci düşün

Biri 34 kişinin çoluk çocuk demeden öldürülmesinin hesabını soruyor başbakandan, anayasa gibi ülkenin temeli olan bir şeyin hesabını soruyor, terörü bitirecektin hani diye hesap soruyor, yetmiyor "despotsun" diyor, ahlakını sorguluyor, bunları yapamadığı için çapsız olmakla eleştiriyor bir başbakanı ve hükümetini.

Aynı yazıda tüm bunların hesabını soruyor.

Bir diğeri ise (yözdil) bozuk sütten destan yazmış..

Bu kadar mı korkak olunur bu kadar mı düşer bir gazeteci?

Buna gelişmiş demokrasilerde muhalefet denmez belden aşağı vurma denir, ucuz muhalefet denir. Ama o da haklı nasıl olsa vatandaş prim verdikçe onlar da bu tür bir muhalefete layık bence. Alan razı satan razı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://www.taraf.com.tr/haber/sut-verme-baska-ihsan-istemez.htm

Al Ahmet Altan'ın gazetesi Taraf.

Süt verme baska ihsan istemez - Taraf - 03.05.2012

said:
Eğitim ve Gıda bakanlıklarının ortak projesi ile okullarda dağıtılan sütten zehirlenen yüzlerce ilköğretim öğrencisi hastaneye kaldırıldı






Milli Eğitim, Gıda Tarım ve Hayvancılık ile Sağlık Bakanlıkları’nın ortak yürüttüğü proje ile ilköğretim okullarında dağıtılan sütlerden içen yüzlerce öğrenci zehirlenerek hastanelik oldu. Diyarbakır, Edirne, Adana, Sivas, Antalya, Konya, Samsun, Sakarya ve Kırıkkale zehirlenme vakaların en yoğun görüldüğü iller oldu. Süt ihalesini yapan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı konuyla ilgili inceleme başlattı.

“Okul sütü programı” projesi kapsamında ilköğretim beşinci sınıfa kadar olan öğrencilere verilecek sütlerin dağıtımına dün ülke genelinde başlandı. Ancak büyük bir sevinçle sütlerini içen çocuklarda bir süre sonra şiddetli karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma başladı. Okul yöneticilerinin çağırdığı ambulanslarla hastanelere kaldırılan öğrencilere serum verildi. Zehirlenen öğrencilerin çoğunun ağladığı görüldü. Olayı duyan veliler de çocuklarının durumu hakkında bilgi almak için panikle hastanelere akın etti.


“Günlerce bekletildi”

İlk zehirlenme haberi Diyarbakır’dan geldi. Hürriyet İlköğretim Okulu’nda 158 öğrenci çeşitli hastanelere kaldırıldı. Bazı veliler tepki göstererek, sütlerin okullara günler öncesinde getirilip bırakıldığını iddia etti. Bu sütlerin uygun olmayan koşullarda bekletildiğini belirten veliler, “Günlerce bekletilen sütler bozuldu ve öğrencilere dağıtıldı” dedi.


KAHROLSUN TARAF, SİYASİ ÇIKAR ELDE EDİYOR SÜT ÜZERİNDEN BIK BIK BIK

Al bak. 27 Mart tarihli Ali Ekber Yıldırım'ın yazısı.

http://www.tarimdunyasi.net/?p=2628


said:
Bakanlar Kurulu Kararı Resmi Gazete’de yayınlandı. Devlet, her gün 7 milyon 63 bin öğrenciye 200 mililitrelik kutularda ücretsiz süt verecek. Hükümetin aldığı karar gecikmiş ama doğrudur. Doğru olmayan, 7 yıldan beri okul sütü projesini başarıyla uygulayan ve hükümete örnek olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu ve bürokratlarının bu projeyi de içine alan üreticiye destek politikası nedeniyle yargı önüne çıkarılmasıdır.
Okul sütü projesi nedir?
Dünyada 50’yi aşkın ülkede yıllardan beri adeta yasal bir zorunluluk olarak uygulanan okul sütü programı, Türkiye’de kapsamlı bir biçimde ilk kez 2001-2002 ve 2002-2003 eğitim yılında uygulandı. Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır’da 1 milyon 100 bin çocuk için uygulanan okul sütü projesi ülke geneline yaygınlaştırılması beklenirken, 2003’te AKP Hükümeti tarafından fiziki koşulların yetersizliği bahanesiyle uygulamadan kaldırıldı.
Hükümet, bir iki yıl sonra okul sütü projesini rafa kaldırmakla hata yaptığını anladı. Yıllardır üretimin mevsimsel olarak arttığı ve çiğ süt fiyatının düştüğü dönemlerde okul sütü projesi hep gündeme geldi. Nihayet, bu yıl devlet tarafından tekrar uygulanacak. Buna göre, devlet okullarında öğrenim gören ana sınıfından 5. sınıfa kadar(beşinci sınıf dahil) olan öğrencilere günlük öğrenci başına 200 mililitre uzun ömürlü(UHT) süt ücretsiz verilecek.
Çocukların sağlıklı beslenmesi, ihtiyacı olan proteini alması ve geleceğin sağlıklı nesillerinin yetiştirilmesi için çok önemli bir proje.
Okul sütü projesindeki en temel yanlışlardan birisi, üretim fazlası kabul edilen sütün çocuklara içirilmesi fikridir. Çocukların sağlıklı beslenmesi için süt içmelerinin teşvik edilmesi veya süt içmenin yararları bir kenara itilerek üretimindeki fazlalığı eritmek ve fiyatı dengelemek için okul sütü gündeme alınıyor. Dikkat ederseniz okul sütü projesi okulların açıldığı eylül – ekim aylarında değil, süt üretiminin mevsimsel olarak arttığı bahar aylarında gündeme gelir. Kaldı ki, Bakanlar Kurulu Kararı’nda da arz fazlasının değerlendirilmesi amacı açıkça ifade ediliyor. Uysa, okul sütü ile hedeflenen arz fazlası sütü çocuklara içirmek ve fiyat istikrarını çocuklar üzerinden sağlamak olmamalı. Proje ile çocukların sağlıklı bir nesil olarak yetişmeleri ve ihtiyacı olan sütü tüketmeleri hedeflenmeli. Süt içme alışkanlığı kazandırılmalı.
Hükümetin okul sütü projesini Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’nın işbirliği ile yürütülecek. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bir ay içerisinde uygulama tebliğini hazırlayıp yayınlayacak. Sonra, ihale yapılacak. Muhtemelen bölgesel ihaleler olacak. Bakanlıktan süt üretim izni olan firmalar teklif verebilecek. İhaleyi kazanan firmalardan süt alınacak ve çocuklara dağıtılacak. Bütün bu işlemlerin tamamlanması ile öyle görünüyor ki, bu eğitim yılında öğrenciler çok kısa bir süre süt içebilecek. Gelecek eğitim yılında ve sonraki yıllarda da okul sütü projesinin devam etmesi ve bunun yasal düzenleme ile hangi hükümet gelirse gelsin değiştirilemez bir uygulama haline getirilmesi sağlanmalı.
Okul sütü projesinde yapılan ikinci bir yanlışlık ise, çocuklara çok tartışmalı hale gelen uzun ömürlü sütün(UHT) içirilmesi olacak. Pastörize süt üretim tesislerinin yetersizliği uzun ömürlü sütü adeta zorunlu kılıyor. Hükümet,pastörize süt üretimini ve tüketimini desteklemek ve çocuklara daha sağlıklı olan pastörize sütün tüketilmesini sağlamak için ülke genelinde çalışma yapmalı.
Hükümetin başlatacağı okul sütü uygulamasını İzmir Büyükşehir Belediyesi 7 yıldan beri üreticilerle işbirliği yaparak, onlara destek sağlayarak başarıyla uyguluyor. Türkiye’de örnek alınan bir kooperatifçilik anlayışına sahip Tire Süt Kooperatifi ile sözleşme yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi her gün 207 bin çocuğa süt dağıtıyor. Hem üreticiyi destekliyor hem de çocuklara sağlıklı süt içiriyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, kooperatiften yani üreticiden sütü alıyor ve çocuklara dağıtıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sütü sanayicilerden alarak dağıtacak. Bu anlayış farkı da önemli.
İzmir Büyükşehir Belediyesi sadece okul sütü projesi ile üreticiye destek olmuyor. Tarıma çok ciddi destekler sağlıyor. İzmir’in kırsalındaki tarım yollarının tamamının asfaltlanması da örnek alınacak bir çalışma. Üreticiler tarlasına, bağına bahçesine çamura saplanmadan rahatlıkla ulaşabiliyor.
2007’den beri Mordoğan Çok Amaçlı Üretim Pazarlama ve İşletme Kooperatifi’nden nergis soğanı ve el yapımı saksı, Bayındır Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve diğer bir çok kooperatiften mevsimlik çiçek, ağaç, yer örtücü ve çalı grubu, Ödemiş Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden ağaç ve çalı grubu, İğdeli ve Çevre Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden peynir alımı yapıyor. Seferihisar, Özdere, Gümüldür, Ürkmez ve Doğanbey’deki mandalina üreticilerinden toplam 110 ton mandalina alarak okullarda dağıttı.İzmir’le de sınırlı kalmadı. Manisa merkezdeki ve Selendi-Tavak, Gördes-Kobaklar gibi köylerde dokuma tezgahlarında çalışan köylülerden, 24 Kasım Öğretmenler Günü için yaklaşık 35 bin öğretmene farklı desen ve renklerde şal ve fular ürettirdi.
Bu destekleri nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve bürokratlarına operasyon üzerine operasyon yapıldı. Tutuklananlar oldu. İddianame hazırlandı. İlk duruşma 3 Nisan’da yapılacak.
Aziz Kocaoğlu bu operasyonlara rağmen çalışmalarını ve desteklerini sürdürüyor. Pazar günü Bademler Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile üçüncü kez çiçek alım sözleşmesi imzalandı. İmza töreninde sözü okul sütü projesine getiren Aziz Kocaoğlu: “Okullarda 7 yıldır süt dağıtıyoruz. Bu projemizin örnek alınmasından sadece onur duyarız. Ancak, yukarıdan gelen emirle valilik aracılığı ile “okullara süt yardımı yapıldı mı” diye soruyorlar. Hadi okul müdürlerine soruyorsunuz. İlkokul çağındaki çocuğa niye soruyorsunuz? O çocukların gururu ile neden oynuyorsunuz?” diyerek operasyonlara tepkisini gösterdi.
İzmir’de 7 yıldır uygulanan ve hükümet tarafından örnek alınan okul sütü projesinin kesintisiz her eğitim yılında uygulanması, sağlıklı nesillerin yetişmesi ve süt tüketiminin artması için son derece önemlidir. Bu programa herkes destek olmalı.


Çocuklara süt bahane rant şahane. Senelerdir bu işi İzmir Belediyesi yaparken, UHT değil pastorize süt dağıtırken, aksaklık yaşanmamışken, çok çok daha ucuza direk üreticiden alınırken, bu işten üretici kazanırken, AB'den ödül almışken bu proje, senin çok sevdiğin AKP bu işi çok daha fazlasına sanayiciden alıp, UHT sütü dayıyor. Maksat çocuklar süt içsin değil. Üretim fazlası olan ürünler elde kalmasın satılsın.

2003 yılında okullarda süt dağıtımını durduran gene AKP. nedeni ise fiziki imkansızlıklar, bütçe eksikliği. Sütün önemi yeni mi keşfedildi ? Amaç elinde üretim fazlası kalan sütleri elden çıkarmak isteyen sanayiciler. Niyet bu olunca sonuç bu oluyor. Niyet çocukların sağlıklı beslenmesi olsa bu iş Eğitim-öğretim yılının başında yapılır. Eleştirilen nokta bu. Yoksa kimse çocuklar süt içmesin, devlet bu işe karışmasın demiyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

TD)Pentagram said:

hacı izmir belediyesi gibi yetersiz bir belediyeyi 100 bin çocuğa süt verdi diye nobel verceksiniz nerdeyse yahu. adamlar bu su içilmez diye not düştü faturalara ahahh adam içilmez suyu dayıyor sana buna dertlen



neye göre yeteneksiz diyorsun onu bir acıklar mısın,adamlar kıyıları özelleştirmeden,şehrin her yerini parkları,bahceleri otopark yapmadan hükümetin önlerine attıgı 3-5 kuruş ile belediyecilik yapmaya calısıyor,istanbulda yaşıyorum beşiktaştan çapaya (konaktan-guzelyalı arası mesafe) 1bucuk saatte geliyorum iş cıkışı,haftasonu cıkıp deniz kenarı bir yere oturmak istesen ya şehirden cıkıcaksın ya da otellerin satılmış otoparkların kenarındaki 5 m^2 alanda denize doymaya calısacaksın,bu kadar da bok atmayın bilip bilmeden.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

TD)Pentagram said:

tamam ok adam ağır memleketçi çıktı. bi milano bi izmir




akp nin izmire yaptıklarının sadece cok ufak ve cok acıklayıcı bir örnegi için güzelyalının bir bölümünün belediye olarak karabağlar a bağlanması konusunu incelemeni rica ederim.


beşiktaşın yarısının avcılara baglanması gibi (aradaki mesafe ve komsuluk bakımından)


sadece oyları bolmek icin,en ufak belediyeye bir işimiz düşse sehrin öbür yakasına gidiyoruz.böyle manyakça bir şey olabilir mi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...