TD)Pentagram Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Cuce said: komunizmi savunan ınsanın, kapitalist düzende komunizmmiş gibi yasamasını beklemen bence cok manasız ozaman savunmasıda manasız.şey gibi bişi değil mi bu abi mesela. ben müslümanım dicem ama domuz eti yiyip adam öldürcem. ' ama dicem peygamberin dönemini yaşamıyoruz ki,niye uyayım '. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tinu Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Pirvan said: TD)Pentagram said: ben bu komünüzmü savunanları anlamıyorum bazen,kalkıyo bağırıyo işte ' eşit halkların adil paylaşım falan'. ee senin cebinde var son model telefon bende yok. nerede hak eşitlik,versene olmayana onu Asdf süper diyalektik şu an sosyal bilimlerin bütün teorileri çöktü yahu zaten zatem komünizm olsa kimsenin cebinde son model telefon olmayacak , sadece telefon olacak ama herkesde o telefondan olacak. komünizm içerik olarak çok güzel ama uygulamak zor , çünkü insan denen yaratık bencil ve aç gözlü, mutlaka ama mutlaka herkesin cebinde aynı telefondan olsa benim ki niye kırmızı değilde mavi diye itiraz ederdi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 TD)Pentagram said: Cuce said: komunizmi savunan ınsanın, kapitalist düzende komunizmmiş gibi yasamasını beklemen bence cok manasız ozaman savunmasıda manasız.şey gibi bişi değil mi bu abi mesela. ben müslümanım dicem ama domuz eti yiyip adam öldürcem. ' ama dicem peygamberin dönemini yaşamıyoruz ki,niye uyayım '. yoo hiç manasız değil. adam komunzimi savunuyo, kapitalist düzende komunist komunist yasmanın işlevli bişey olduğunu savunmuyo. hayır dunları gectim, öle komik genellemeler kabullerin varki. yok arkadası aclıktan ölürken iphone alıyomuslar falan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tinu Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 1 mayıs başlığında yazmıştım da yazdıgım bu konuyla alakalı o yüzden tekrar buraya yazayım, hastane kapılarında paran yok kardeşim güle güle demedikleri, her hastayı mutlaka parasız tedavi ettikleri, ilacını verdikleri, sadece parası olanların tedavi görüp yaşamadığı herkesin aynı sağlık haklarını sahip olduğu, sokakta yatan soğuktan açlıktan geberen insanların olmadığı iyi kötü herkesin bir evinin olduğu, okulların üniversitelerin parasız olduğu herkesin okuyabildiği, mesala küba dan örnek verelim, küba da konsoloslukta çalışan bir arkadaşım var, uzun zamandır kübada, evet arabalar eski model, yeni model arabalarda var tabi, kazandığın paraya göre yaptığın işe göre alabiliyorsun, yani öyle devlet sen neden bu arabaya biniyorsun demiyor, hastaneler aklınıza gelebilecek tüm sağlık hizmetleri bedava, okumak bedava, devlet herkese bir ev veriyor sokakta yatan yok, aç değilsin, devlet çalışamayacak olanlara yiyecek yardımını muntazam yapıyor, mesala çocugun 7 yaşına gelene kadar her aileye günlük süt veriyor, herkesin bir işi var istersen kendi işini yapıyorsun istersen devletin verdiği bir işte çalışıyorsun, işine muntazam gidip gelip paranı alıyorsun, yada kendi işini yaparak vergini vererek yaşıyorsun. şimdi gelelim fakirler mi? neye göre fakirler kime göre? bana göre sana göre fakirler, ama kendilerine göre değiller, mutlulularmı ?, orda bir taksici kadının arkadaşıma söylediği bir cümle var, evet bir çok teknolojik ürünümüz yok luks içinde yaşamıyoruz, ama yaşıyoruz diyor kadın , kuba dan amerikaya kaçan insanlar var diyor daha bolluk daha zengınlık isteyen şimdi ağlıyorlar dönmek istiyorlar diyor... türkiye'de sosyalizm olur mu? olmaz! türkiye'de bu saatten sonra adı şeriat olmasada , din kavramının yönettiği bir ülke olur, benim kızıma seçmeli ders diye din dersi zorunlu tutuluyorsa bunun geleceği nokta budur. daha önce başka bir konudada yazmıştım, keske benim altımda son model arabalar olmasa , sadece aylık belli bir gelirim, basımı sokacağım bir evim, hastalandığımda nasıl hastaneye gidicem nasıl tedavi paramı ödeyecem, yada kızımı nasıl okuturum ben diye düşünmediğim bir şekilde yaşabilseydim. Keşke herkes sadece bunlarla yetinebilseydi, daha fazla daha fazla demeseydi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
copry Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Cuce said: komunizmi savunan ınsanın, kapitalist düzende komunizmmiş gibi yasamasını beklemen bence cok manasız Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
S-H Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 TD)Pentagram said: Cuce said: komunizmi savunan ınsanın, kapitalist düzende komunizmmiş gibi yasamasını beklemen bence cok manasız ozaman savunmasıda manasız.şey gibi bişi değil mi bu abi mesela. ben müslümanım dicem ama domuz eti yiyip adam öldürcem. ' ama dicem peygamberin dönemini yaşamıyoruz ki,niye uyayım '. müslüman olmasan adam mı öldüreceksin veya adam öldürenlerin hepsi ateist veya diğer dinlerden mi ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Komünizmin de, sosyalizminde içeriğini sevmiyorum. En iyi anarko-kapitalism =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 said: yahu zaten zatem komünizm olsa kimsenin cebinde son model telefon olmayacak , sadece telefon olacak ama herkesde o telefondan olacak. o telefonu almak için öncelikle devletten izin almanız gerekecek devlet bu telefon ile sizin milleti tahrik edecek, galeyana getirecek işler yapmayacağınızdan emin olmak için arkadaşlarınızla görüşecek bu süre içerisinde siz de takip edileceksiniz devlet size telefonu önümüzdeki 10yıl içib tüm aileniz için tek bir telefon olarak ortak kullanacağınızı garantiletecek, imza atacaksınız. telefonunuz aldığınızda kesin dinleneceksiniz onun için karınıza dahi "bu gece sevişelim mi?" diyemeyeceksiniz rahatlıkla. telefonunuzu nasıl aldığınıza dair parasal inceleme başlatılacak ve tüm gelirlerinizi tekrar beyan etmeniz gerekecek. telefon siparişiniz geçtikten sonra fabrikadaki üretim hattından sıra numaranızı alacaksınız. sonra gidip iletişim belgesi için kurulmuş özel daireden belgelerinizi çıkartmak için numara alacaksınız. eve sim kartınız geldikten sonra telefonunuz olmasa dahi telefonunuz varmış işlemi göreceksiniz. sıra bitince telefonunuzu nihayet alıp ilk kez alo diyebileceksiniz. gerçeği böyle oluyor. en azından arabada, buzdolabında falan böyleymiş abi. yardımcı olan amcalara sovyetler hakkında sorularınız varsa sorayım hemen. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Tatar Ramazan Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 tinu said: mesala küba dan örnek verelim Abi bence verme, Küba fahişeliğin en revaçta olduğu ülkelerden değil mi? Eski Doğu blokundan gelen doktor-mühendis kadınların ülkemizdeki halleri ortada değil mi? Bence insanlar bu hale düşüyorlarsa o sistemin pek övülcek örnek gösterilcek hali yoktur Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
TD)Pentagram Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 e kimse felsefesine uygun yaşamak yerine düzene uyarsa,hiç bişiden şikayet etmemeli. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tinu Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 dasaa neresi burası??? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 rusya abi hâlâ sağlam ussr delisi bu arada bu amcam. ben tatlılıkla sorup dediklerinden hmmm demek böyleymiş diye yazıyorum. adama desem böyle yazdım diye.beni keser sanırım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Komunizm insan doğasına aykırı o yüzden sadece ütopyalarda yaşatılıyor. Bir insanın malını mülkünü paylaşması, eşit düzeyde olması güzel birşey ancak tepede birinin sopayla dürtmesi gerekiyor sistemin yürümesi için. Çinde trenlere balık istifi doldurulan insanları gösterirsek komunizmin karşısında durabiliriz ama bunları görmeden yada görerek fark etmez, marksın görüş ve hedeflerini dinlersek fikirlerimiz olumlu yöne çevrilebilir. Teoride güzel ancak tam olarak uygulanması (bence) imkansız olan sistemdi, hala öyle. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Butcherofego Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 "Tatar Ramazan" said: tinu said: mesala küba dan örnek verelim Abi bence verme, Küba fahişeliğin en revaçta olduğu ülkelerden değil mi? Eski Doğu blokundan gelen doktor-mühendis kadınların ülkemizdeki halleri ortada değil mi? Bence insanlar bu hale düşüyorlarsa o sistemin pek övülcek örnek gösterilcek hali yokturFahişeliği nasıl gördüğünle alakalı.Kimisi ahlaksız bir dejenerelik olarak görür kimisi ise seks işçiliği olarak görür. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tinu Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 "Tatar Ramazan" said: tinu said: mesala küba dan örnek verelim Abi bence verme, Küba fahişeliğin en revaçta olduğu ülkelerden değil mi? Eski Doğu blokundan gelen doktor-mühendis kadınların ülkemizdeki halleri ortada değil mi? Bence insanlar bu hale düşüyorlarsa o sistemin pek övülcek örnek gösterilcek hali yoktur daha öncede söyledim , insan denen yaratık bencil ve aç gözlü ,bu yüzden komünizm başarısız oluyor dedim, hep daha fazlasını isteyenler mutlaka olacaktır, fahişelik yapan kadında daha fazlasını isteyen.. neden örnek verdiğim taksici kadın fahişelik yapmıyor, sadece evim olsun karnım çocuklarım doysun , hastalandığımda tedavi olabiliyim bana yeter ben böyle mutluyum diyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Kadınları fahişeliğe iten tek neden sistem olamaz tatar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Butcherofego Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Komünizm insan doğasına aykırı hede hödö diyenlere daha önce yazdığım bir yazıyı alıntılıyorum said: Komünizme karşı yöneltilen itirazlar arasında en yaygın ve en etkili olanı ''komünizm iyi bir fikir,ama hayata geçirilmesi mümkün değil.İnsanın doğasını değiştiremezsiniz!'' şeklinde ifade edilebilir.Fabrikalarda, işyeri kantinlerinde ya da kahvehanelerde karşılaşılan ilk argüman budur.Pek çok siyasetçi ve entellektüel de zora düştüğünde hemen bu itiraza sarılır. Yasağa uymayıp tanrıyı kızdırarak Cennet Bahçesi'nden atılan Adem ile Havva'dan bu yana tüm insanların doğuştan günahkar olduklarını vaaz eden eski Hristiyan inanışlarına benzer.Sosyal Darwinist bakış açısına göre rekabet ve insan egosu sayesinde her zaman zayıfların ezildiği , güçlü olanların üst tarafta olduğu bir dünya sistemi olucaktır.İnsanlar arasında gerçek eşitliği ve işbirliğini olanaksız kılan temel bir kusur olduğu inancı -ırkçılık ve cinsiyetçili gibi- dünyadaki pek çok adaletsizliğe hazır bir açıklama getirir gibi gözükür. Rus devriminin stalinist diktatörlüğe yol açması,komünizmin Doğu Avrupa ve Çin'de açıkça başarısızlığa uğraması gibi belli bazı siyasi olaylarında insan doğasına bağlanarak açıklanması sık görülür. Özellikle bu tür fikirlerin 'yaşamında terfi edebilmek için diğerleriyle amansızca rekabet eden, ya da bir arkadaşı tarafından derin bir düşkırıklığına itilmiş veya insanların duygusuzluk ve bencilliği yüzünden boşluğa düşmüş kişilerde rastlamamış tek bir kişi var mıdır ? İşin özü bir doğuştan iyi ya da kötü değil, kimi zaman bencil ama kimi zaman cömert, bazen korkak ama bazen cesur, kimi zaman atılgan ama kimi zaman temkinlidir.Ailesi için her türlü özveriye katlanmaya hazır olduğu halde komşusu için kılını bile kıpırdatmayacak insanlar vardır.Bir hayır kurumuna cömert maddi katkılarda bulunurken çocuklarına karşı cimri olan insanlar vardır.Kimileri hayvanlara karşı sınırsız bir acıma ve sevgi içinde oldukları halde insanlara karşı çok az duyarlılık gösterirler vb. Bütün bunlar içinde bulunan koşullara bağlı olarak biçimlenir.Davranış ve tutumlar ''doğa'', insanın kendisini güvencesiz ve tehdit altında veya güven içinde ve güçlü hissetmesine, nasıl ve ne tür düşünüş tarzına göre yetiştirilmiş olduğuna, yaşam sırasında ne tür deneyimlerden geçtiğine vb. bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu söylediklerim bireyler için doğru ise tarihin de gösterdiği gibi toplumlar ve toplumsal sınıflar için çok daha doğrudur. Örneğin nihai sonucunun insan doğasının değişmezliğini ispatladığı öne sürülen Rus devrimine bakalım : Rus halkı yüzyıllar boyunca çarlık rejimi altında çile çekti, baskı altında yaşadı.Rusya cahilliğin ve batıl inançların olağanüstü boyutlarda yaygın olduğu, kadınlara geri ve bağnaz tutumların sergilendiği, Yahudi düşmanlığının vahşilik boyutlarında sergilendiği bir ülkeydi.Öyle ki, durum yüzeysel bir bakış açısına sahip olanlara Rus insanlarının doğasında onları bütün bunları kabullenmeye iten birşeyler varmış gibi görünür. Ama aynı Rus halkı 1905'te ardından çok daha güçlü bir şekilde 1917'de çarlık rejimine ayaklandı.Aynı insanlar grevler ve gösteriler yaptılar, çeşitli kere ayaklanma girişiminde bulundular ve nihayet savaşarak dünya tarihinin en büyük devrimini yaptılar. Bu devrim her şeyi altüst etti: Fabrikalara el koydu, toprağı köylülere dağıttı, Rusya'yı emperyalist savaştan geri çekti.Ulusal azınlıklara Rusya'dan ayrılma hakkı tanıdı,kadınlara toplumsal haklarını kazandıran yasalar çıkartarak onların yasal eşitliğini gerçekleştirdi.Bir Yahudi olan Leon Troçki'yi devrimin başını çeken işçi sovyetine başkan seçti ve devrim ordularının komutanlığını onun ellerine teslim etti.Durum ,bizim çokbilmiş yüzeysel gözlemcilerimize , her şeyi altüst eden devrimci ateşliliğin Rus halkının doğasında olan bir özellik gibi göründü. Bundan sonra , işçi ve köylüleri bir buldozer gibi ezen , milyonlarca insanı açlığa, bir o kadarını Sibirya'daki çalışma kamplarında ölüme mahkum eden Stalinist bürokrasi devrimi 1920 ve 1930'lu yıllarda yıkıma uğrattı.Bununda sebebinin komünizmin kendisinin kötü , kaka birşey olmasıyla veya insanların asla değişmiyeceğinden uygulamaya konulduğu her ülkede yozlaşıcağıyla ilgisi yoktur.Tek sebebi devrimin tek ülkede sınırlı kalması ve kapitalist dünyayla rekabet edebilmek için Rusya'nın kazanımlarından taviz vererek gerilemesidir. Zaten Mart 1918'de toplanan Rus Komünist Partisi-Bolşevik kongresine Lenin'in sunduğu rapor, sosyalizmin inşası ile ekonomik gelişme ve Rusya'da sosyalizmin nihai zaferi hakkındaki görüşlerini açıklar: "Avrupa'da sosyalist devrimin ön-gereklilikleri üzerine dikkatlice düşünmüş olan herkes, Avrupa'da başlangıcın ölçülemez derecede zor olacağı konusunda açık olmalı, halbuki bizde ise başlangıç ölçülemeyecek kadar kolay oldu; fakat, devrimi devam ettirmek için orada olduğundan daha zor olacak. Bu nesnel durumu yaşamak, tarihin yaptığı olağanüstü keskin ve zor dönüş tarafından bizlere dayatıldı… Tarih bizi olağanüstü zor bir konuma soktu; benzeri görülmemiş zorluktaki bir örgütlenme işinin ortasında bir dizi acı yenilgiler yaşayacağız. Dünya-tarihsel bakış açısından ele alındığında, eğer diğer ülkelerdeki devrimci hareketler olmazsa, eğer yalnız kalırsak devrimimizin nihai zaferinin şansının olmadığına hiç şüphe yoktur… Tekrar ediyorum, bütün bu zorluklardan kurtuluşumuz bütün- Avrupa devrimindedir… mutlak doğru odur ki, bir Alman devrimi gelmezse hakkımızdaki hüküm verilmiş demektir… Eğer Alman devrimi gelmezse, her halükarda, akla gelebilecek bütün koşullar altında hükmümüz verilmiştir." 1919'da Alman Devrimi ayağa kalkmış, ancak yenilmiştir. Buna rağmen Lenin dünya devriminin gerekliliği fikrinden vazgeçmedi. 1920'de Moskova Sovyeti, Bolşevik Partisi Moskova Komitesi ve Moskova Şehri Sendika Konseyi toplantısında yine açıkça konuştu: "Enternasyonal bir bakış açımız olduğu ve sosyalist devrim gibi bir davaya bir tek ülkede ulaşılamayacağını daima vurguladık." Lenin'in en son makalelerinden biri olan ve 1922 Şubat'ında yazılan Bir Yayıncıya Notlar’da Lenin, Avrupa devriminin imdadına yetişmediği Rus devriminden beş yıl sonra tek bir ülkede sosyalizmin inşasının mümkün olmadığını anlatır: "Fakat biz henüz sosyalist ekonominin temellerini inşa etmeyi bile bitiremedik ve çürüyen kapitalizmin düşman güçleri bizi hala burada alıkoymaktadır. Bunu açıklıkla değerlendirmeli ve samimiyetle kabullenmeliyiz; çünkü illüzyonlardan (ve baş dönmesinden, özellikle yüksek mevkilerde) daha tehlikeli bir şey yoktur. Ve bu doğruyu kabul etmekte, en hafifinden bile olsa yeise kapılmaya meşru sebepler kazandırmaktan daha korkunç olan bir şey yoktur. Çünkü biz marksizmin elementer doğrusunu her zaman ileri sürdük ve tekrarladık - sosyalizmin zaferi için birkaç ileri ülkenin işçilerinin ortak çabası gerekir." 1924 yaşamını kaybeden Lenin'in son mücadelesi "yüksek mevkilere" gelip, Rusya'da ulusal bir sosyalizmi inşa etmeye çalışan bürokrasiye karşı gerçekleşti. Rus Komünist Partisi liderliği Gürcistan Komünist Partisi liderliğinin "özerklik" talebine karşı savaş açar. 30 Aralık 1922'de, Ulusal Sorun Üzerine adlı makalesinde Lenin; Gürcistan' Olayı ile ilgili olarak Feliks Dzerjinski, Grigori Ordjonikidze ve Stalin'i eleştirerek Büyük Rus milliyetçiliği ile itham etmiştir: "Bu konuyla ilgili Stalin'in yönetsel olarak aceleciliği ve sosyal milliyetçiliğe olan meşhur sevdası yüzünden ölümcül bir hata işlenmiştir. Siyasette bu tür bağlılık genellikle en kötü sonuçlara yol açar." Vasiyetname olarak adlandırılan notlarında Lenin, ulus-devleti inşa etmek için diriltilen büyük Rus şovenizmini lanetlemiş ve Josef Stalin'in Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri görevinden alınmasını istemişti. Gerçekte ise Rus halkının ''doğası'' -Rusya'daki toplumsal sınıfların birinden diğerine farklılık göstermiş olan kolektif tavır, toplumsal psikoloji,davranış tarzları- birbirinden farklı maddi koşullara bağlı olarak büyük değişiklikler göstermişti.Devrimin stalinizmin ellerinde yıkıma uğraması, toplumsal olaylara kayıtsızlıkların, uysallığın ve itaatkarlığın açıkça tekrar boy göstermesi, devriminin ulusal sınırların dışına taşmada başarısız kalması ile işçi sınıfının 1918-1921 yılları arasındaki korkunç içsavaş sırasında uğradığı fiziki tahribat sonucu yaşadığı yalıtılmışlığın bir sonucuydu Değişen koşullar beraberinde değişen bir ''doğa'' getiriyordu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 abi bu arada kesinlikle, gelin görün bu eski sovyet bloğu ülkelerini. misal kamplarda kalmış adamlar var. onlarla falan da konuşma fırsatını kaçırmayın. "sovyet çok iyimiş" diye gelmek yerine "neymiş lan bunun olayı" diye gelirseniz acaip ilginç şeyler yakalıyorsunuz gerçekten. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
TD)Pentagram Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 S-H said: TD)Pentagram said: Cuce said: komunizmi savunan ınsanın, kapitalist düzende komunizmmiş gibi yasamasını beklemen bence cok manasız ozaman savunmasıda manasız.şey gibi bişi değil mi bu abi mesela. ben müslümanım dicem ama domuz eti yiyip adam öldürcem. ' ama dicem peygamberin dönemini yaşamıyoruz ki,niye uyayım '. müslüman olmasan adam mı öldüreceksin veya adam öldürenlerin hepsi ateist veya diğer dinlerden mi ? yok yok o manada değil, inandığın şeyin genel kurallarından aykırı yaşayıp dönemle karşılaştırma manasında idi. ordaki din kısımına takılma, Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
oldun Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 ultra komunist ultra müslüman bir örgüt varmıs kim onlar. Ben onların ne olldugunu anlamadım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tinu Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 kavurma said: Komunizm insan doğasına aykırı o yüzden sadece ütopyalarda yaşatılıyor. Bir insanın malını mülkünü paylaşması, eşit düzeyde olması güzel birşey ancak tepede birinin sopayla dürtmesi gerekiyor sistemin yürümesi için. Çinde trenlere balık istifi doldurulan insanları gösterirsek komunizmin karşısında durabiliriz ama bunları görmeden yada görerek fark etmez, marksın görüş ve hedeflerini dinlersek fikirlerimiz olumlu yöne çevrilebilir. Teoride güzel ancak tam olarak uygulanması (bence) imkansız olan sistemdi, hala öyle. marksın teorisinde zaten tüm dünyayı kapsayan bir komünizm var, sadece bir ülkede komünizm olursa o halk içinde mutlaka daha fazlasını isteyenler olacaktır. dediği gibi insan doğasına aykırı ne yazık ki, teoride mükemmel bir sistem ama uygulaması çok zor. Küba bunu kısmen yapabiliyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Marty Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 ben ozbekistanda universitede ders veren bi elemandan dinlemistim fis veriyolarmis mesela total 1000 lira degeri olan. onunla isterse gider sirf ekmek alirsin, istersen gider baska birsey alirsin. ama problem surda, yiyecek icecek kiyafet falan gelir gelmez millet onlarin sirasina girip bitiriyomus tum gelen mallari. gec kalan da elinde fisle kala kaliyomus. bu eleman daha kucukmus o zamanlar, yataginin alti hep kasa kasa alkollu icecekle doluymus. ne de olsa degeri hic dusmez diye ellerinde fis kalirsa ickiye abaniyolarmis. bir de o bu yiyecek falan dagitim noktalarinin sorumlulari lord gibi oluyomus bolgede dogal olarak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 komünizm utopik haliyle bir sentez aracı olarak kullanıldı. dönemin vahşi emperyalizmini yumuşatma ve sosyal hak gibi kavramları öne çıkarma konusunda da başarılı oldu. insanlar hala rusyadaki sisteme bakıp komunizm çok kötü bir şey diyip duruyor biraz okuyun. i.e gerçek komünizm rusya'nın sahip olduğu sistem değil sdf. dip not: gerçek komünizm uygulanabilir mi onu da bilmiyorum o kadar düşünmedim üzerine şahsen ama sentez aracı olarak gayet başarılı oldu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Butcherofego said: Komünizm insan doğasına aykırı hede hödö diyenlere daha önce yazdığım bir yazıyı alıntılıyorum said: Komünizme karşı yöneltilen itirazlar arasında en yaygın ve en etkili olanı ''komünizm iyi bir fikir,ama hayata geçirilmesi mümkün değil.İnsanın doğasını değiştiremezsiniz!'' şeklinde ifade edilebilir.Fabrikalarda, işyeri kantinlerinde ya da kahvehanelerde karşılaşılan ilk argüman budur.Pek çok siyasetçi ve entellektüel de zora düştüğünde hemen bu itiraza sarılır. Karşısında durmak, sistemi kötü göstermek için değil insanoğlunun doymazlığından hep daha iyisini istemesinden dolayı böyle söylüyorum. En azından kendi adıma konuşmak doğru olur diye düşündüm. Bahsettiğin üzere bu argümanı karşısında durmak için kolayca kullananlar olmuştur. Bu onları haklı çıkarır çıkarmaz bilemem ama insanoğlu çok aç butc malesef öyleyiz.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
copry Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2012 Zaten ideal komünizme geçebileceksek önce kapitalis olucaz daha sonra sosyalizme geçicez ondan sonra da hepimiz komünist olucaz inanıyorum evet. Ama kapitalist rejim tepedekiler için , hatta orta sınıfın biraz üstündekiler için bile o kadar tatlı bir rejim ki devirmek biraz zor olucak maalesef. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar