Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Erdoğan: Ateist bir nesil yetiştirmemizi mi bekliyorsun?


guzeladamcengiz

Öne çıkan mesajlar

GERGE said:

Din beni rahatsız ediyor. Allah pek iyi bir kişilik değil, eğer varlığı gerçekse de umrumda değil. Defolup gitsin yani; nefret ediyorum fikrinden de, varolma ihtimalinden de, eğer varsa varlığından da.

İki yüzlü, kadın düşmanı, gözü kan bürümüş, nefret dolu bir varlık Kuran ve İncil'den okuduğum üzere.

İnsanlara bu fikri aşılamaya çalışanlara ama daha da fazla antipati duyuyorum.


başta insanlar iki yüzlü, kadın düşmanı, gözü kan bürümüş, nefret dolu bir varlıklar, bunların en güzel örneginden biri de nefret dolu olmak üzere sensin. önce herkes kendi evinin önünü süpürsün yigenn.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

braid said:

GERGE said:

Din beni rahatsız ediyor. Allah pek iyi bir kişilik değil, eğer varlığı gerçekse de umrumda değil. Defolup gitsin yani; nefret ediyorum fikrinden de, varolma ihtimalinden de, eğer varsa varlığından da.

İki yüzlü, kadın düşmanı, gözü kan bürümüş, nefret dolu bir varlık Kuran ve İncil'den okuduğum üzere.

İnsanlara bu fikri aşılamaya çalışanlara ama daha da fazla antipati duyuyorum.


başta insanlar iki yüzlü, kadın düşmanı, gözü kan bürümüş, nefret dolu bir varlıklar, bunların en güzel örneginden biri de nefret dolu olmak üzere sensin. önce herkes kendi evinin önünü süpürsün yigenn.


kadın düşmanı, iki yüzlü, gözü kan bürümüş ve nefret dolu varlıklar genelde dindar fanatiklerdir. ateist/seküler insanlar söylediğin özelliklere pek sahip değil ha elbet onların içinde de gerizekalılar vardır ama genel olarak belli bir entellektüeliteye ve kültüre sahip insanlar ateist olmasalar bile milletin dinine vs'sine karışıp umursayacak kadar aşağı olmazlar bırak kadın düşmanlığını kan bürümüşlüğünü falan.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dine inanlarla inanmayanların farkı birinin birine yaptırım uygulama isteğidir. Dinle ilgisi olmayan adam oruç tutan adamı tutup dövmez, içki içmeyen adama iç demez. Umurunda olmaz çünkü. Ama tam tersi durumda, dine bağlı biri onu kendi yanına çekmek için elinden geleni yapar, içki içme der, oruç tut der, kolay kolay banane diyemez, kendine kutsal bir görev bilir (Aynı başbakanımız gibi). Önünde içki içerse rahatsız olur. Ateist adamın önünde oruç tutman onu rahatsız etmez. Halbuki oruç tutan adam yanındaki oruç tutmazsa saygısızlık olarak görür. Çünkü din birçoklarına göre takım tutma gibidir, sadece onlar bunun farkında değildir. Din artık yukarıdaki ile kendi aralarındaki bir bağdan çok bir kimlik haline gelmiştir, ve onlar buna bağlanırlar. Sırf müslüman oldukları için dine inanmayandan çok daha iyi bir insan olduklarına, daha iyiye hakettiklerine, mutlak doğrunun inançlı olmak olduğuna inanırlar ve bu yüzden karşısındakinin de inançlı olmasını isterler. Saygı beklerler, takdir isterler. Ataisin umurunda olmaz bunlar. Bu herkes için böyle olmak zorunda değildir elbette ama genel olarak resim budur. Fark budur.

Kaldı ki dine inanmamakla yaratana inanmamak çok farklı şeylerdir ama onların gözünde tanrıya inanıp dine inanmama olmaz. Başka dinleri de pek sevmezler mesela. Budizm nedir, Buda ne demiştir ilgilenmezler, çünkü onlar için kitabı olmayan dindir Budizm. Lao Tse Muhammed'den ne kadar önce ne demiş, Buda İsa'dan önce neleri farketmiş onu bile bilmezler.
Onlar dinin özünden çok mekaniğine bakarlar. Kurallardır onların hayatı, felsefeden çok. Çünkü özünü anlayabilselerdi, Başbakan gibi "toplumu herhangi bir inanç şeklindde eğitme zorunluluğunun gerekmediğini" çok rahat kavrayabilirlerdi. Böyle saçma sapan misyonlar edinmezler (bu birçok din için geçerlidir), sakin sakin kendi inançlarını yaşarlardı. Ama yine dediğim gibi takım tutmak gibidir din onlar için. Sayı ne kadar fazla olursa o kadar iyi olur. Rakip takımları, dinleri pek sevmezler. Saygı göstermezler, sonra kendileri saygı beklerler....
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hamsilipilav said:

braid said:

GERGE said:

Din beni rahatsız ediyor. Allah pek iyi bir kişilik değil, eğer varlığı gerçekse de umrumda değil. Defolup gitsin yani; nefret ediyorum fikrinden de, varolma ihtimalinden de, eğer varsa varlığından da.

İki yüzlü, kadın düşmanı, gözü kan bürümüş, nefret dolu bir varlık Kuran ve İncil'den okuduğum üzere.

İnsanlara bu fikri aşılamaya çalışanlara ama daha da fazla antipati duyuyorum.


başta insanlar iki yüzlü, kadın düşmanı, gözü kan bürümüş, nefret dolu bir varlıklar, bunların en güzel örneginden biri de nefret dolu olmak üzere sensin. önce herkes kendi evinin önünü süpürsün yigenn.


kadın düşmanı, iki yüzlü, gözü kan bürümüş ve nefret dolu varlıklar genelde dindar fanatiklerdir. ateist/seküler insanlar söylediğin özelliklere pek sahip değil ha elbet onların içinde de gerizekalılar vardır ama genel olarak belli bir entellektüeliteye ve kültüre sahip insanlar ateist olmasalar bile milletin dinine vs'sine karışıp umursayacak kadar aşağı olmazlar bırak kadın düşmanlığını kan bürümüşlüğünü falan.


genelleme yapalim argümanı kazanalim, görüyorum arttırıyorum hayat kadınları genelde dindar olmayanlar arasından çıkar diyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

SPectre88 said:

Dindar bir nesil yetiştirmek ne zamandan beri Başbakanların görevi? bu çelişkiyi ne zaman idrak ederiz o zaman demokrasiden, fikir özgürlüğünden konuşabiliriz.
yaşasın ileri ampül demokrasisi!


demokrasi iktidara gelenin istediği gibi at koşturması = ileri dekomrasi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sotto said:

wot

Dine inanlarla inanmayanların farkı birinin birine yaptırım uygulama isteğidir. Dinle ilgisi olmayan adam oruç tutan adamı tutup dövmez, içki içmeyen adama iç demez. Umurunda olmaz çünkü. Ama tam tersi durumda, dine bağlı biri onu kendi yanına çekmek için elinden geleni yapar, içki içme der, oruç tut der, kolay kolay banane diyemez, kendine kutsal bir görev bilir (Aynı başbakanımız gibi). Önünde içki içerse rahatsız olur. Ateist adamın önünde oruç tutman onu rahatsız etmez. Halbuki oruç tutan adam yanındaki oruç tutmazsa saygısızlık olarak görür. Çünkü din birçoklarına göre takım tutma gibidir, sadece onlar bunun farkında değildir. Din artık yukarıdaki ile kendi aralarındaki bir bağdan çok bir kimlik haline gelmiştir, ve onlar buna bağlanırlar. Sırf müslüman oldukları için dine inanmayandan çok daha iyi bir insan olduklarına, daha iyiye hakettiklerine, mutlak doğrunun inançlı olmak olduğuna inanırlar ve bu yüzden karşısındakinin de inançlı olmasını isterler. Saygı beklerler, takdir isterler. Ataisin umurunda olmaz bunlar. Bu herkes için böyle olmak zorunda değildir elbette ama genel olarak resim budur. Fark budur.

Kaldı ki dine inanmamakla yaratana inanmamak çok farklı şeylerdir ama onların gözünde tanrıya inanıp dine inanmama olmaz. Başka dinleri de pek sevmezler mesela. Budizm nedir, Buda ne demiştir ilgilenmezler, çünkü onlar için kitabı olmayan dindir Budizm. Lao Tse Muhammed'den ne kadar önce ne demiş, Buda İsa'dan önce neleri farketmiş onu bile bilmezler.
Onlar dinin özünden çok mekaniğine bakarlar. Kurallardır onların hayatı, felsefeden çok. Çünkü özünü anlayabilselerdi, Başbakan gibi "toplumu herhangi bir inanç şeklindde eğitme zorunluluğunun gerekmediğini" çok rahat kavrayabilirlerdi. Böyle saçma sapan misyonlar edinmezler (bu birçok din için geçerlidir), sakin sakin kendi inançlarını yaşarlardı. Ama yine dediğim gibi takım tutmak gibidir din onlar için. Sayı ne kadar fazla olursa o kadar iyi olur. Rakip takımları, dinleri pek sevmezler. Saygı göstermezler, sonra kendileri saygı beklerler....



(tu)

Fakat dini mistik boyutlarıyla yaşayan, başka insanların ne yaptığını umursamayan ufak bir azınlıkta mevcut.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hayat kadını dinsizler arasından çıkar denmiş.

potansiyel hayat kadını müşterisi kişileri incelersek %80 i ben müslümanım diye yaşayan tipler. ne kadar müslüman olduklarını tartışmıyorum bak. yani gidip sorsan mesela adama hacı sen neye inanıyon diye, allaha inanıyorum ben ya diye cevap verir.

hayat kadınlarını suçlayacaksanız müşterilerini de suçlayın. arz talep sonuçta.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bireye şöyle liseyi falan bitirene kadar din dayamak abuse'dan başka birşey değil.

İnsanlar neye inanacaklarını kendi seçmedikleri sürece inanılan şeye saygı duymamamız da çok normal.

Bilgiye, kavrulmaya aç beyne dayıyorsun kaşık kaşık delüzyon, sonra türkiyenin sorunu ne.

Sensin türkiyenin sorunu sen.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bone said:

saplashaman said:

:D hadi bakiim bu arada anlatda bilelim :p heyecanlımı acaba


çok heyecanlı, öyle böyle değil.
enerjin gizli örgütünün ısı bunlar ayrıca Müslüman mahallesiinde salyangoz satılmaz ok?
http://www.youtube.com/watch?v=gj4-QqAwSfQ

Hadi birader bayatladi bunlar,Sivas PKK bölge sorumlusununda aralarında bulunduğu bir Ergenekon tertibi iste ayrıca Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz ok?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sivaslı bir Alevi büyüğü olan Ali Rıza Salman, gizlenen olayların perde gerisini açıkladı:



Bari Cuma vakti davul çalmayın dedik, dinletemedik... Amaçları; Alevî-Sünnî çatışması çıkarıp, kitlesel ölümlere yol açmaktı!”

Salman, bu kişilerin agresif tavırlarıyla adeta olaylara davetiye çıkardıklarını belirtti. AMAÇLARI ALEViLERi SOKAĞA DÖKMEKTİ AMA BAŞARAMADILAR
Salman, Sivas’taki olaylarda asıl amaçlanan şeyin Aleviler ile Sünniler arasında kitlesel kıyım meydana getirmek olduğunu belirterek, “Aslında düşünülen amaç başkaydı, Alevi-Sünni çatışması çıkartıp kitlesel ölümler tertiplenmek isteniyordu. O gün dışardan gelen, Sivaslı olmayan yüzlerce kişi vardı. Bunu Alevisi Sünnisi herkes biliyor. Daha sonra da bu kişiler üzerinde resmi olarak hiçbir şekilde durulmadı ve Sivaslı insanlar yargılandı. Bu insanlar toplum psikolojisinden de yararlanarak bazı insanları da yanlarına çekip 2 Temmuz katliamı- nı yaptılar. şayet 2 Temmuz’un ertesi günü, yani 3 Temmuz’da Alevi halk meydana inseydi, işte o zaman amaçlanan olacaktı ve binlerce insan ölecekti. Çünkü Alevi önderlerinin sağduyulu davranması, olayların çıkış sebebinin bir provokasyon olduğunun bilinmesi, asıl amaçlanan şey olan Sivas’ta Alevi-Sünni çatışmasını önlemiştir” diye konuştu.”[4]

-”Sivas Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fikret Ünsal, “Madımak olaylarının baş aktörü Arif Sağ, Ermeni kökenlidir... Sivas olayları da, Başbağlar katliamı da, PKK kılığına girmiş ASALA’nın işidir” dedi.

“Ünsal yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü: “Arif Sağ yıllardır Alevilerin dini duyguları nı sömürüyor ve maddi olarak onlardan büyük yarar sağlıyor. Kemani ustası Hüsnü Aydoğdu, 12 yaşından bu yana Sağ ve ailesini yakından tanıyor. Onunla yaptığım bir görüşmede Sağ ve ailesinin Ermeni kökenli olduğunu açıkladı. Onunla birlikte dönemin Aksaray Musıkî Cemiyeti çalışanlarının da Sağ’ın Ermeni kökenli olduğunu çok iyi bildiğini söyledi. Eğer gerçekten Sağ, Türk ise bizim değerimiz olan Türk Bayrağını herkesin önünde öpsün. Arif Sağ, Alevi vatandaş- ları da kullanmaktadır. Sağ, yıllardı r Alevilerin dini duygularını sömürüyor ve maddi olarak onlardan büyük yarar sağlıyor.” 2 Temmuz olaylarının Ermeni terör örgütü Asala tarafından planlandı ğını ileri süren Ünsal, şunları kaydetti: “Bilindiği gibi Asala terör örgütü 1984’den itibaren PKK kimliği ile faaliyete geçmiştir. Özellikle, 2 Temmuz olaylarının ardından PKK, Sivas kırsalına hızlı bir şekilde yayılmış ve faaliyetlerini hızla yükseltmiştir. Bununla birlikte PKK olayları artmıştır. Böylelikle PKK, önemli geçiş merkezi olan Sivas kırsalına yerleşmiştir. Bu olayların çıkarılmasındaki önemli sebeplerden biri de PKK’nın Sivas kırsalına yerleştirilmesidir. Tarihte de bakıldığında Türkiye’de meydana gelen üzücü olayların tümünün arkasında Asala-PKK vardır. Bu bağlamda Başbağlar’da yapılan katliam gibi 2 Temmuz Madımak olayları da Asala terör örgütü tarafından hazırlanmış ve sahnelenmiştir.”[5]

-”Ali Nesin gazetemize açıkladı

-“Sivas olayları PROVOKASYON

Sivas’ta 10 yıl önce 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan Madımak Oteli olayının provokasyon olduğunu Aziz Nesin’in oğlu Prof. Dr. Ali Nesin de doğruladı. Ali Nesin, Millî Gazete’ye yaptığı açıklamada, “Olaylar belli odaklar tarafından önceden planlandı ve istenen gerilim gerçekleştirildi” dedi. Nesin, devlet içindeki çeteleşmeden, Hizbullah’a kadar çeşitli karanlık örgütlenmelerin Sivas olaylarının planlayıcısı olabileceğini ifade etti

kaynak: habervatan
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şu Türk insanının provokasyon, tertip şeklinde etiketlemelerle sorunları nötralize etme delüzyonuna da hastayım, genciyle yaşlısıyla bir halk topluca cinayet işliyor hala provokasyondu asalaydı bilmemne.. asala summon etti sanki o kadar adamı, provoke olmasaymışlar o zaman onlar da, geri zekalı olmayıverselermiş?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

GERGE said:

Din beni rahatsız ediyor. Allah pek iyi bir kişilik değil, eğer varlığı gerçekse de umrumda değil. Defolup gitsin yani; nefret ediyorum fikrinden de, varolma ihtimalinden de, eğer varsa varlığından da.

İki yüzlü, kadın düşmanı, gözü kan bürümüş, nefret dolu bir varlık Kuran ve İncil'den okuduğum üzere.

İnsanlara bu fikri aşılamaya çalışanlara ama daha da fazla antipati duyuyorum.


Ayrıca gerge burada gayet noktayı koymuş. Arada birkaç tane çekemeyen çıkıp başarısızca aynı bokun laciverti ilişkisi kurmaya çalışmış, gidin soğuk su için kuzum etki-tepki diye birşey vardır. Çizgiyi kim geçiyorsa agresif olan odur, uğrayacağı mukavemetten de kendi sorumludur bu kadar basit.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...