Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

::Rüya Günlüğü::


HighSelf

Öne çıkan mesajlar

Bende rüyamda tatile fransaya gidiyorum ve direk şehir içi bir yere gidiyorum bildigin istanbul kalabalıgı havasında dolanıyorum hava kirli rahat nefes alamıyorum sonra nereye dönsem boyle güzel fransız kızları güzel fransız şarapları falan yerine direk ofisler şirketler falan var oyle bişi gördüm.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
abi hayatımın en saçma rüyasını ilan ediyorum bu rüyayı.

rüyamda bi mutfaktayım tencerede kaynar su kaynıo içine ıstakoz atıolar işte canlı canlı pişsin diye. ıstakozu atıyolar içine hayvan kafayı çıkarıo böyle son anda ALLLAAAAAAAAAAAAAHHHH diye bağırmaya başlıyo.

ama çok komik böyle ALLAAaaaaaaaaaaaaaaaaaa diye anırıyo ses de insan sesi yanık bi ses böyle. ahahasdadfgf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yaşım 9-12 arası.Şuanki ailemden farklı bir ailenin evladıyım. Plajdayız annem,ablam(gerçek hayatta ablam yok bu arada) bir de ben. Sonra yanımıza goril gibi bir adam yaklaşıyor. Her nasılsa onun evine gidiyoruz.(Rüyamdeyken rüyamdaki annemin o.. olduğunu ve parası olmadığı için buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.)Onun evi benim şu an oturduğum hatta bu mesajı yazdığım ev ve ben kendi odamda yalnız duruyorum. Odamda durarak nasıl bunlar biliyorum bilmem ama rüya zaten, bu adam annem ve ablamı alt kata hapsetmiş. Onlar kötü şeyler yapıyor!!!.Adam ayyaş ve bu iki evinden başka bir şeyi yok. Sonra bir gün çok sevinçli bir halde eve geliyor. 100.000 tl elde etmiş bi yerden sanki 10 trilyonmuş gibi seviniyor. Kaçıp gidicekmiş buralardan. Ondan biraz para istiyorum sevimli bir şekilde. Bana 1.200 tl veriyor. Ama asıl önemli olan o değil nasıl olduğunu bilmiyorum ama sanki başka bi yerden beni zengin edecek bir para temin edeceği hissediyorum. Bu his sanki bu adamdan bir şey çalıcağım gibi. Neyse sonra polise haber veriyorum bizi kaçırdı ve işkence ediyor diye. Adam nasılsa bunu seziyor gibi oluyor. Etrafta polis fln var gibi diyor sanki yıllarını polislerden kaçarak geçirmiş havayla. Sonra ben bu şüpheyi yok edemessem de yatıştırıyorum ne polisi gibisinden. Sonra odamın kapısı kitliyip bekliyorum zira polisleri çakınca adam beni öldürücek. Sonra camımdan tık tık sesi duyuyorum. Bakıyorum sivil polis içeri alıyorum. Adamda bi deri bi kemik kısa bişey. İçimden hasiktir bizimki bu mermilerle ölmez ikimizinde .... der diyorum. Adam plan yapmaya çalışıo filan nasıl etkisiz hale getiririm elemanı diye. Sonra kapının kilidini açıp bizim gorili çağırıyorum. Bizim eleman adamı hazırlıksızken vursun diye. Orda uyanıyorum.

Sonra tekrar yattığımda tuhaf bir şekilde devam ediyorum. Nasıl bilmiyorum ama bizim sıska , adamı bi yerinden vurup etkisiz hale getirmiş ben de gorilin yanına gidip silahını alıp 3 kez kafasına sıkıyorum ve silahı polise atıyorum. Sankim o yapmış gözükmesi için ne alakaysa.Adamın ağzı şakınlan bi karış açık gözler faltaşı gibi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 ay sonra ...
benim bir ilkokul aşkım vardı, o zamanlar 6 yaşında falanım. şimdi odtülü koca hatun olmuş tabii vakit geçiyor. son 10 yıldaki ilk ve tek diyaloğumuz facebook ilk açıldığında gerçekleşmişti:

- selam, xyz okulundaki buse sendin di mi?
+ evet roket, benim :)

bu anlamsız iki cümlenin ardından geçen yıllar içinde sanıyorum bir hafta önce kendisini rüyamda özcan deniz konserine giderken gördüm. ufakken özcan deniz hayranıydı ama odtülü entel bir eşit ağırlık okuyan kızın özcan deniz hayranı olması, olsa bile bunu dile getirmesi beklenemez tabii. rüyamda kız ciddi ciddi özcan deniz konserine gidiyordu, aaa diyordum sadece, sonra bitiyordu böyle kısa bi rüya.

allah allah derken bugün çok daha fantastik bir rüyaya tanık oldum. gece de 1 de mi ne yatmıştım.

şirketin toplantı salonunda gibiyiz sanki ama biraz da okula benziyor. çat diye kendimi bir sandalyede önümde not defteri otururken buluyorum. bir de bakıyorum yanımda o kız var. merhaba falan derken muhabbete başlıyoruz. "seni geçen hafta rüyamda gördüm, özcan deniz konserine gidiyordun" diyorum, eheuhe diye geçiyoruz. ikimizde de anlam veremediğim garip bir heyecan var, bir kıvılcım. uzunca bir süre birbirimize bir şeyler anlatıyoruz ama gözler bildiğin kitlenmiş, bir nevi ilk görüşte aşk. anlam veremezken içimden kızı öpmek geliyor ve dudağına yaklaşıyorum, ister istemez bir saniye kadar geçince aynı hizadan fark ettiğim genel müdürün bakışı çekilmeme sebep oluyor, utangaç bir hava hakim, bu kadar da hızlı olmasaydı falan diyoruz. sanki yıllardır görüşüyor gibiyiz.

ders bitiyor. ya da her neyse. o sırada kendi üniversitemden 3 arkadaşımı görüyorum, hey beyler selam falan diyoruz.

--real life: bu sıra izmitte bir eve taşınacağım, o eve en son gideli 8 ay oluyor ve odalardan birisinin duvarları simsiyah. içimde ulan ya o oda bana düşerse gibi kuruntular var, tam emin değilim tşınsam mı acaba taşınmasam mı--

hey beyler selam falan diyoruz. ya diyorum şu eve bi bakalım. kalkıyoruz eve gidiyoruz. kızlar bu sıra kayıp. evden ziyade yurt odası gibi. atmosfere ciddi bir toz hakim olmuş ama yine de temiz gibi. çocuklar bura benim oda bura benim diye seçmişler, bakıyorum o iki oda da tertemiz. benim odaya bakayım diyorum, balkondan çıkıyoruz ufak bir apartman boşluğu gibi bir yerde uzun ince bir mutfak var, tepside yapılmış ama yenmemiş ve bozulmak üzere olan tiramisu gibi bir yemek var. sonra burası değil diyor ve bir sonraki odaya gidiyoruz, odaya girmeye korkuyorum. içerisi simsiyah ve gram güneş almıyor, böcekler ve diğer insanüstü varlıklar halay çekiyor. hasss diyorum.

sonra bir şekilde "hadi bi yere gidelim" diyoruz, sanırım o yurdun veya kompleksin kafesine iniyoruz. ufak bir oda, dip dibe okey masaları falan var. herkes topluca oturuyor, o kız kenara başka bir masaya oturmuş, ben burada oturacağım diyor. ya olmaz gelsene falan derken diğer insanlar da ısrarla gelsenize lan satış diye bağırıyorlar ama kızın yanına oturuyorum.

yine oturup muhabbet ediyoruz ama o olumlu hava devam ediyor. bildiğin ilk bakışta aşk. kız o kadar etkilenmiş ki bildiğin sarhoş. bir yandan hoşuma gidiyor, diğer yandan odam da yakın aslında falan diye kuruyorum kafamda.

muhabbet ederken yan masada 3 tane 16 yaşlarında apaçimsi tip ile yanlarında babaları veya amcaları olan elit bi herif var. sesli bi biçimde rahatsız ediyorlar beni. tam hatırlamıyorum ama şöyle bir diyalog geçiyor.
- ahahahah herife bak abi şu kılığa bak ya
+ ulan üstündeki lcwaikikiden alınmış düz renk tişörte bakmadan bana mı laf sokuyorsun minigodüm fakiri, diye bağırıyorum.

masa geriliyor. ne diyorsun oğlum sen çekiyorlar. elimdeki telsiz telefonu herifin kafasına fırlatıp "al bunu diyorum, dağhan, ali, bilmemkim, gelin lan" diyorum. herifleri çok fena benzetirken diğer iki arkadaşım da feci dalıyor.

ortalık toz duman olmuş, herkes dağılmış. bir tek 3 arkadaş kalmışız bir de elimizdeki bu herifler. adamların bilinci yerinde değil. beyler diyorum alın bunları götürün kendinizi kurtarın. bırakırsak kesin yakalanırız.

tam o sırada heriflerden biri kucağıma masanın yanındaki nereden baksan 20 kiloluk karpuzu tutuşturuyor. bunun içinde onların veliahtı olan bebek varmış, onu kaybetmen lazım, ne yaparsan yap diyorlar ve diğer yaralı mı ölü mü değil mi bilmediğimiz herifleri alıp gidiyorlar.

elimde karpuzla kalakalıyorum.

önce annemi arayıp "anne ben adam öldürdüm, kusura bakmayın, polisler birazdan gelir" diyesim geliyor ama üzülmesinler diye aramıyorum.

karpuza bakıyorum. yarıp yesem ne olur diyorum ama içinden cenin çıkma ihtimali beni kusturma noktasına getiriyor. klozete mi döksem suda çözünür diyorum ama yine cenin olmasından korkuyorum. camdan atacağım, yakalanırım diye atamıyorum.

alt katlara iniyorum. polisler "ne yaptığını biliyoruz" dercesine bakıyorlar. kime baksam bu bakışı atıyorlar. korkuyorum.

dışarı çıkıyorum. bunu bıraksam burada ne olur derken buranın aslında bir hastane girişi olduğunu ve çok kalabalık olduğunu fark ediyorum. diğer çocuklarla karşılaşıyorum, "beyler burada yerde adam bıraksak kimse anlamaz" diyorum, çocuklar yine kayboluyor. karpuzu bırakamıyorum.

içeri giriyorum. güvenlik aşamasında çok geriliyorum ama geçiyorum. sanki herkes ne yaptığımı biliyor da ses çıkarmıyor gibi.

bir kapının ardında büyük bir konferans hatta opera salonunun üst balkonu var, içeri giriyorum elimde karpuzla. herkes çok şık giyinmiş, sahnedeki birini alkışlıyorlar. balkonda tam sahnenin karşısında duran tek bir kişi var, arkasını bir dönüyor, çat, almanya'daki şeflerimden birisi, matthias diye bi herif. önce gülüyor, sonra "buraya bırakma, sıkıntı olur" diyor gülümseyerek. ama nasıl falan derken kenardaki kolonun dibine bırakmayı deniyorum ama oraya da bırakmamam gerektiğini düşünüp yerden alıyorum.

----------
inanılmaz bi baş ağrısıyla uyanıyorum. saat 15:40 falan.

bu kadar. kızı mı arasam acaba ya. ne yapsam acep. kafam bi dünya şu an. buraya kadar okuyanın da beynini öpim. saygılar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

rüyamda çok yakın bi arkadaşımın sevgilisiyle insanların evlerine gizlice girip pet şişelerin üstündeki kağıtları soyuyoduk. amacımız da medyaya olan tepkimizi dile getirmekmiş. ulaşımı da otomatik vitesli bi kızakla gerçekleştiriyoduk. hedeflediğimiz ev sayısını 20:40ta bitirdik. oof of.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...