mokoko Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 yazı yazmış. hemde uzun. az enter'lı. http://www.paranormalknowledge.com/articles/wp-content/uploads/2009/03/december-12-2012.jpg said: Tencere Fitnat Hanım. 92 yaşında. Şişli’de yaşıyor. Bi sabah, zırrrr... Aralıyor kapıyı. Kravatlı üç kişi. - Buyrun evladım. - Tencereciyiz, lazım mı teyzecim? İçeri alıyor. Derhal. * (Malum, bizim kadınlarımıza tencere dedin mi, akan sular durur. Bi tencere, bi borcam kardeşim... Saysan, her evde, yatak odalarındaki dolaplara istiflenmiş halde, en az 20 tane borcam vardır. Hem devamlı borcam alırlar, hem de dümenden birbirlerine hediye ederler. Ev aldın, borcam, evlendin, borcam, doğurdun, borcam... Dümenden diyorum, çünkü, hediye borcamın paketini bile açmazlar, hediye verileceği zaman, hediye borcamı götürürler. Ben kendi payıma, ambalajı açılmamış 1960 yılına ait borcam bile gördüm. Tahminim, ilk icat edilen borcam... Kim bilir ne nişanlar, ne düğünler gördü, hâlâ dolaşıyor tedavülde! Tencere ise, daha hassas hadisedir... Her Türk erkeği hayatı boyunca ortalama iki otomobil tutarında tencere parası ödemiştir. Annem mesela, sünnetimden kalma tencereleri kullanır, yenilerine kıyamaz, kanepelerin altında biriktirir. Oralara da sığmıyor artık, kolileri bantlayıp, balkona yığıyor iyi mi... Babam bi ara tencere masrafı yüzünden anamı boşamaya kalktı, kadın hâkime denk geldi maalesef, gelinleri de anamın lehine şahitlik yaptı, bırak boşanmayı, pederi hapisten zor kurtardık. İyi niyetini göstermek ve barışmak için üç tencere, dört borcam daha almak zorunda kaldı. Son dönemde kek kalıbına sardılar ama, o mevzuya girmeyeyim gari.) * Sihirli kelime “tencere”yi duydu ya, açıyor kapıyı Fitnat Hanım, buyur ediyor. Üçlü set. Birinin parasını ödüyorsun, iki tanesi avantaya geliyor. Bir koyup, üç alıyorsun yani... 92 yaşında, sanırsın çeyiz düzüyor, teklife bayılıyor, alayım diyor, tiko para ödeyecek, çantasını çıkarıyor. Teyzecim diyorlar, sistemimiz gereği nakit ödeme alamıyoruz... Ya nasıl olacak yavrum? Koluna girip, notere götürüyorlar, yolda anlatıyorlar, ödeme için vekalet vermesi gerekiyormuş... Tencerenin büyüsüne kapılan Fitnat Hanım, vekaletle tencere mi olurmuş demiyor. Sevinçle gidiyor. Tam imza atılacak. Noter memuru kıllık yapıyor, sağlık raporunu getirdiniz mi diye soruyor. Buyrun buradan yakın... Hadi bakalım, çıkıyorlar noterden, doooğru doktora... Muayene, sırtını dinliyorlar, gözüne bakıyorlar filan, 92 yaşındaki Fitnat Hanım’ın akli durumunun vekaletle tencere almaya müsait olduğunu gösteren raporu kapıyorlar. Tekrar noter, basıyorlar imzayı, elini öpüp, veriyorlar tencereleri eline, vınn. * Fitnat Hanım’ın evinde tencere gani tabii, yenilerini paketini bile açmadan, usturuplu bi yere kaldırıyor. Bir ay sonra, zırrr... Bu defa telefon... Buyur evladım? Teyzecim evini ne zaman boşaltacaksın diye soruyor telefonun ucundaki adam... Ne evi, ne boşaltması yavrum? Teyzecim evini biz aldık, boşalt da boya badana yapıp yerleşelim artık diyor! * İki göz iki çeşme yeğenlerini arayınca, avukat mavukat, vaziyet anlaşılıyor. Hiç evlenmeyen, çoluğu çocuğu olmayan, sadece uzak akrabaları bulunan Fitnat Hanım’ın elinden, tencere ayaklarıyla, evlerinin satış vekaletinin alındığı ortaya çıkıyor. Şişli’deki evi 360 bin liraya, Silivri’deki yazlığı 180, Çanakkale’deki kooperatif evini 60 bin liraya sattıkları belirleniyor. * Tencereciler buhar. * Üstelik... Evleri satın alanlar, Fitnat Hanım 4C’li işçiler gibi çıkmamakta direndiği için, yasal haklarını kullanıp, elektriğini suyunu kestiler. Tencere sevdasına kendi evinde işgalci durumuna düşen Fitnat Hanım, doğalgaz da kesildiği için, yemek bile pişiremiyor şu anda tencerelerinde. * Demem o ki... Bireysel öykü gibi görünmekle beraber, Fithat Hanım’ın durumu, tıpkı Türkiye’ye benziyor. * Kapı kapı dolaştılar. Al tencereyi, ver vekaleti... Gerisini hallederiz dediler. * Ne liman bıraktılar... Ne telefon. Ne banka. * Bi tencereye gitti koskoca memleket... Hadi şimdi onca sene daha uğraş didin de, al bakayım, alabiliyor musun aile yadigarlarını geriye. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17978685.asp
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 klasik başlamış klasik bitirmiş, ortalarda normal insana döndü herhalde kısa bir süreliğine.
Marty Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 tldr dyecekken okumus bulundum. bir satir yazi iki satir bosluk tarzi yazarken sirf o tarz sayesinde okundugunu sanmistim. meger yazabiliyomus adam.
Seele Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 aahahaha ne giydirmis. seviyorum lan ben bu adami.
mani Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 şu borcam olayı doğrudur lan. ben bile 28 yaşındayım 1 borcamın 3 nişan/düğün/doğumgünü/ gördüğünü bilirim.
deadwoll Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Beğendim ben yazıyı. Aslında adam soytarı ayağına tutunabiliyor gazetede, anlattıklarını Oktay Ekşi, Bekir Coşkun, Emin Çölaşan gibi yazmaya kalksa sonu onlar gibi olur.
calimero Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 yazıyı okumadım ama borcam geçince ilk kısmına baktım. umut sarıkaya'dan çarpmış http://4.bp.blogspot.com/_wrUYMB1755k/TAvxsb2x9PI/AAAAAAAAAew/yjbB11WtFT8/s1600/borcam.jpg
toggie Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 nesini carpmıs abicim, borcam hikayesini bilmek icin karikatur okumaya gerek yok.
MelvinUdall Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 ilkokul birinci sınıftan beri borcam dönergesinin içindeyim. anlatım tamamen yerinde. yüzüklerin efendisi'ndeki dandik hobbit doğum günü hediyelerine benzer bir yaşam döngüleri var.
Aket-Atum Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Şu adamla dalga geçenler dalga geçeceğine oturup okusalar yazdıklarını gençlik kurtulacak.
dusuncelihayvan Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 çok güzel yazmış. yazmış yazmasına da Fitnat teyzeye de ne desen boş yani. Devletin polisin yapabileceği hiçbir şey yok. gerçi bundan bahsetmemiş ama =)
Tatar Ramazan Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 teyzeye sağlam raporu veren dohtoru alsınlar içeri
Fin Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Y U NO WRITWE LIEK THIS .......... ......... ??
Bone Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 AMAN TANRIM, İNSANLAR YILMAZ ÖZDİL'İN İLK KEZ UZUN YAZI YAZDIĞINI ZANNEDİYOR. yok kıyamet felan kopmaz merak etmeyin.
Bone Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 deadwoll said: Beğendim ben yazıyı. Aslında adam soytarı ayağına tutunabiliyor gazetede, anlattıklarını Oktay Ekşi, Bekir Coşkun, Emin Çölaşan gibi yazmaya kalksa sonu onlar gibi olur. mizahla soytarılığı birbirine karıştıranların olması ne acı. o değil de, insanlar yazının içeriğine değil yazının şekline bakıyorlar, şekilcilikle kafayı bozuyorlar, sonra akp'nin bu kadar oy almasına şaşırıyorlar, enteresan. Aket-Atum said: Şu adamla dalga geçenler dalga geçeceğine oturup okusalar yazdıklarını gençlik kurtulacak. keşke, ama olmaz. bir şey trend olduğunda onun peşinden gidiliyor sadece. yılmaz özdil'le "kısa" yazıyor diye dalga geçmek moda oldu, ne zaman yılmaz özdil adı geçse bunun mevzusu yapılıyor sadece. dediğim gibi içerik hiç ilgilendirmiyor, maksat şekilcilik olsun.
Fin Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 su adamin ise yaradigi tek sey secim zamani yaklasirken oyle banu avarla nihat gencle beraber paylasiliyor o kadar topluma yada kimseye isik tutacak bisi yaptigi yok ekmek su kadardi su kadar oldu naber akp ben bugun ekmek yiyemedim tarzinda yazmasi komik otesi zaten
Flassh Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 bu teyzenin hikayesi gerçek mi lan
Bone Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 yılmaz özdil yazdıysa %90 ihtimalle gerçektir. adam televizyoncu olduğu için bu tip vakalarla içiçe oluyor. star'da yayınlarlar haberi.
toggie Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 isim, sehir, hayvan diye kitabı var. yeni mi cıkmıs tam bilmiyorum da bizim ailede sırayla donuyor su anda. ilk fırsatta okumam lazım. gecen annemin elinden kapıp bir sayfa okudum cok cok iyiydi. zaten su adamın kose yazılarında acaip egleniyorum. baska dogru durust yazan yok bu kadar acık acık herseyi. bi de isin icine mizahı katınca sahane oluyor. onun kitap haline geldigini dusunun iste, baya iyi yani :)
smyrnas Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 adam uzun yada kısa yazmış dogruları yazdıktan sonra millet dalga geçse ne olur ,dalga geçmese ne olur.
deadwoll Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2011 Bone said: deadwoll said: Beğendim ben yazıyı. Aslında adam soytarı ayağına tutunabiliyor gazetede, anlattıklarını Oktay Ekşi, Bekir Coşkun, Emin Çölaşan gibi yazmaya kalksa sonu onlar gibi olur. mizahla soytarılığı birbirine karıştıranların olması ne acı. o değil de, insanlar yazının içeriğine değil yazının şekline bakıyorlar, şekilcilikle kafayı bozuyorlar, sonra akp'nin bu kadar oy almasına şaşırıyorlar, enteresan. Aket-Atum said: Şu adamla dalga geçenler dalga geçeceğine oturup okusalar yazdıklarını gençlik kurtulacak. keşke, ama olmaz. bir şey trend olduğunda onun peşinden gidiliyor sadece. yılmaz özdil'le "kısa" yazıyor diye dalga geçmek moda oldu, ne zaman yılmaz özdil adı geçse bunun mevzusu yapılıyor sadece. dediğim gibi içerik hiç ilgilendirmiyor, maksat şekilcilik olsun. Krala doğruları yalnızca soytarılar söyler tadında deyimleri bilmeyenlerin, soytarıların da mizahla uğraştıklarını farketmeyenlerin olması ne acı. Adamı savunacağım diye yazıda ne yazıldığını bile okuyup anlamadan hödödö diye atlamayın abi şöyle. Önce ne yazıldığını idrak edin.
Öne çıkan mesajlar