Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Sümeyye Erdoğan'ın kaş göz hareketine kıllanması


mani

Öne çıkan mesajlar

Marty said:

sakiz olayinin bu kadar buyume nedeni, olayin asil konusulmasi gereken yerlerinden (150 polisin sumeyye sultanla beraber cikmasi, basbakanlik korumalarinin gelip sorusturmasi, devlet tiyatrolarinda inceleme baslatilmasi) hic bahsetmeden butun olayi "sakiz cigneyen masum kiza cirkin saldiri" ya cevirip bunun uzerinden savunmaya kalkan bazi arkadaslar...

aynen
maklube sofralarından kalkıp burda ortalığı bulandırmaya geliyolar
"tek özgürlük türban ülkesi"nin halini bile konu başka yerlere sapmadan tartışamıyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

olitere said:

hemen olayı türbana bağlamak nasıl bir komplekstir ya ne zavallı bir kadın bu


o tiyatroya kasten gittiğini ve kasten çıktığını, 150 polisin de bunu bildiğini düşünüyorum.
tiyatroya karşı tiyatro yapmışlar ve türban mağdurluğu oynamışlar.
her yıl yüzbinlerce kişinin başına gelen olan sümeyyenin başına gelince cıngar çıkarmış, üstüne yetkili organları da kullanmış.
bu yapılanların başka açıklaması yok çünkü.

rammstein gelince de "bana tecavüz etmek istediler" der herhalde...

Qualance said:

Daha önceki mesajlarımda da belirtiğim gibi şimdide ne tiyatro nede sümeyya zerre kadar umurumda değil. Mesajlarda iki tartışma dönüyor. Bir grubun ne hikmetse sakıza alerjisi var neredeyse çiğneyeni dünyanın en ahlaksızı ilan edicekler ki benim dahil olduğum kısım oydu.
Birde sakıza karşı olanların diğer görgü kurallarına ne kadar uyduklarını ciddi merak etmekteyim.


sakıza karşı olmanın bir suç unsuru gibi gösterilmesi gerçekten ilginç.

bir insan sinemaya gittiğinde bile yaptıklarına dikkat eder (normal bir insandan bahsediyoruz tabii).
mesela mısır yerken sesli sahnelerde yemeye çalışır, öteki türlü utanır gürültü yapmaya.
kolasını höpürdeterek içmez, yanında birisi varsa dürter veya kızar diye.
cep telefonuyla konuşmaz, hatta cep telefonunun sesini kapatır.

tiyatroda biraz daha ciddidir mesele. çünkü sadece seyirciye sayıgısızlık yapmamaya değil, tiyatrodaki aktörlere de saygısızlık yapmamaya dikkat etmek gerekir.
üsttekileri yapamayacağın gibi,
cak cak sakız çiğnemek, yemek yemek, uyumak gibi eylemler yapılmaz.

hani "sakıza çok taktınız da sanki görgü kurallarına uyuyorsunuz siz" deniyor da, evet uyuyoruz. sinemaya gittiğimizde telefonla konuşmayız mesela.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

birilerinde müneccimlik var galiba.

Tiyatro devlete masraf zaten

Devlet tiyatrolarının kaldırılıp devletin sanata doğrudan destek verebileceğini söyleyen Günay, “İlerde gelecek soru şudur: Devlet hâlâ bu kurumu taşımak zorunda mıdır? Bugünkü Türkiye’de devletin kadrolu sanatçısı olması gerekir mi? Bunu bütünüyle özel kurumlara terk etsek harcadığımız cari gideri doğrudan sivil toplumun bu organizayonlarına mı versek? Sanatın yoğunluğu bu şekilde artar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

En bombasi zaman gazetesinin bugunki haberi, adamı ergenekoncu yapacaklar hahahahahahahahhaha


Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Mustafa Balbay, ilk gözaltının ardından serbest bırakıldığında oyunu izlemeye gitmiş. O gün Balbay'la aynı salonda olan Ahmet Duruk, "Tuncer, 'Aramızda soylu ve boylu kişiler var' diyerek Balbay'ı selamladı. Elindeki boş kadehi Balbay'a uzattı." diyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bone said:

Qualance said:

Daha önceki mesajlarımda da belirtiğim gibi şimdide ne tiyatro nede sümeyya zerre kadar umurumda değil. Mesajlarda iki tartışma dönüyor. Bir grubun ne hikmetse sakıza alerjisi var neredeyse çiğneyeni dünyanın en ahlaksızı ilan edicekler ki benim dahil olduğum kısım oydu.
Birde sakıza karşı olanların diğer görgü kurallarına ne kadar uyduklarını ciddi merak etmekteyim.


sakıza karşı olmanın bir suç unsuru gibi gösterilmesi gerçekten ilginç.

bir insan sinemaya gittiğinde bile yaptıklarına dikkat eder (normal bir insandan bahsediyoruz tabii).
mesela mısır yerken sesli sahnelerde yemeye çalışır, öteki türlü utanır gürültü yapmaya.
kolasını höpürdeterek içmez, yanında birisi varsa dürter veya kızar diye.
cep telefonuyla konuşmaz, hatta cep telefonunun sesini kapatır.

tiyatroda biraz daha ciddidir mesele. çünkü sadece seyirciye sayıgısızlık yapmamaya değil, tiyatrodaki aktörlere de saygısızlık yapmamaya dikkat etmek gerekir.
üsttekileri yapamayacağın gibi,
cak cak sakız çiğnemek, yemek yemek, uyumak gibi eylemler yapılmaz.

hani "sakıza çok taktınız da sanki görgü kurallarına uyuyorsunuz siz" deniyor da, evet uyuyoruz. sinemaya gittiğimizde telefonla konuşmayız mesela.


Koyu kısımda belirtiğim yeri konuda bağzı arkadaşlar çiğneyenler için daha beterini yazmış sözüm onlara idi, Yazının diğer kısmına mantıklı birisi olarak itiraz edicek bir şey yok.
bu arada ad hominemide öğrenmiş olduk.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

liberal said:

bu olaylardan daha vahim bişey varsa o da burda ahahah diye taş*k geçenlerin birşeyler değiştirmek için çaba sarfetmemesi bence.


anadolunun mizahı budur, güleriz ağlanacak halimize. ahahah demezsek olanlara şimdiye fıttırmıştık zaten. orda bi sorun yok.


bildiğin Haklı tiyatrocuları carmığa gerdiler, kötü diywe diye.


şah kızıda yazı yazmış facebooktan bık bık ötmüş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cuce said:

liberal said:

bu olaylardan daha vahim bişey varsa o da burda ahahah diye taş*k geçenlerin birşeyler değiştirmek için çaba sarfetmemesi bence.


ahahah demezsek olanlara şimdiye fıttırmıştık zaten. orda bi sorun yok.



onu diyorum işte. gülmek yerine fıttırsanız daha bir işe yarardı. insanlar uyanmak için neyi bekliyor. daha 100 sene olmadan milletin beynini eritmişler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

liberal said:

Cuce said:

liberal said:

bu olaylardan daha vahim bişey varsa o da burda ahahah diye taş*k geçenlerin birşeyler değiştirmek için çaba sarfetmemesi bence.


ahahah demezsek olanlara şimdiye fıttırmıştık zaten. orda bi sorun yok.



onu diyorum işte. gülmek yerine fıttırsanız daha bir işe yarardı. insanlar uyanmak için neyi bekliyor. daha 100 sene olmadan milletin beynini eritmişler.


neyin fıttırmasından söz ediyosun ya, Cumhuriyet tarihinde 3.kez kitap yazan birini hapse atmanın yaşandığı şu 2011 yılında, öğrencilere 10 yıl hapis istenen ama deniz feneri vs davaları kapatılan, gündemde ergenekon'dan başka bir şey yapılmayan bu ortamda, kendisi aptal yerine koyulan halk bu durumdan rahatsız değil ise, sesleri çıkmıyor ise, üstüne üstlük memnun iseler neyin fıttırmasını yapıp da fıttırıcan.hayır yani bazen diyorum bundan sonraki 2-3 seçimi de akp alsın.bu millete müstahak zaten.ben de çeker giderim ülkeden olay bu yani rererö
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mis gibi memleket hayatta bırakmam, onlar gitsin.

Alışmadık vucud Vs kumas olayı; demokrasi, özgürlükler birisi tarafından hediye edilip, tepside sunulunca, geri dönüş oluyor demekki, illa birileri cennette parsel satıp, bıcağı kemiğe dayandıracak.

----
Abla tokat gibi cevap vermiş ama anlayana tabi

Sorum aslında Türkiye lehine bir soruydu sadece Türkiye’de dini azınlıklara eşit muamele yapılıp yapılmadığını sordum bana kibarca ‘evet’ diyebilirdi. Sayın Erdoğan ya bilmediğinden ya da kötü niyetle hata işledi. Fransa’nın laiklik politikası sadece kamusal alanda her türlü dini simgenin gösterilmemesini öngörüyor. Bir başbakanın bireyi ilgilendiren inanç özgürlüğü ile dinler için tarafsız olması gereken kamusal alanı birbirine karıştırması beni çok şaşırttı. Madem başbakansınız bir kişiyi yargılamadan önce bilgi edinmelisiniz.

kaynak
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Polyushka said:

bu millete müstahak zaten.ben de çeker giderim ülkeden olay bu yani rererö


o yüzden harekete geçmek lazım diyorum. millet uyuyor ve uyutuluyor başarılı bir şekilde. Bugün AKP seçiliyorsa bu AKP'nin başarısı değil muhalefetin başarısızlığıdır. AKP'nin başardıkları bir yana aranızda muhalefet partileri başarılı bir şekilde gereğini yapıyor diyen yoktur heralde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ne akp başarısından söz ediyorsunuz gözünüzü seviim belki de en başarısız hükümet akp halkı kendine çekmek konusunda.

Oy toplamak için adam kayırıp akpli oldugu ıcın karnı doyanların oy verdıgı bır parti

Rakip taraf kötü yönlerini yüzüne vuramasın dıye bilginleri içeri atıp ogrencileri polise dövdüren bir parti

Her türlü cirkeflikle kürtlerle biz ilgileniriz yahudi ile biz ilgileniriz türbanla biz ilgileniriz sanki diger partiler aristokrasi bunlar halkçı takılan bir parti

Türkiye ne zaman serbest seçim olsa elinden geldikçe sağ tarafa yön vermiştir ve açıkcası sadece oturup keyif yapmaya başlamış olan (son 10-15 senedir) mhp bile artık bu sağ tarafın kaymağını yiyor Başbuğ kadar çalışan kalmadı ondan sonra. Akp başarılı degil halkı cekmek konusunda akp karşı tarafı sindirip kendini kaliteli gösterebilme konusunda başarılı.

in b4 :bunları ınternette yazdık ergenekon basmasın, bilgisayarı alıp kurcalamasınlar?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bir noktanın altını çizmekte fayda var

said:
“Halkın çoğu aç, azı toksa...”
Sonradan olup bitenleri anlamak için bu “küstahlık” boyutu önemli...
Oyunu, 2 yıl önce Büyük Tiyatro’da eşim ve oğlumla izlemiş, öven bir yazı da yazmıştım.
Biz de ön sıralardaydık.
İlk perdenin sonuna doğru, sonradan “Haka dansı” diye yorumlanan curcuna sahnesinde yeniçerilerin cüretkârlığını göstermek için seyircilere sataştıkları bir sahne var.
Orada özellikle ön sıradakilere sataşarak seyirciyi oyunun bir parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Eldeki boş kadehi önde oturan birinin eline verip “Hepsini sen mi içtin” diye soruyorlar.
“Halkın çoğu aç, azı toksa...” iğnelemesi yapılırken de “tok” derken protokol sıralarını, “aç” derken arka sıraları gösteriyorlar.
(Gel de John Lennon’ı anımsama şimdi:
Kraliyet ailesinin de protokol sıralarından izlediği bir konserde “Arka sıralardakiler alkışlayabilir, ön sıralardakiler mücevherlerini şakırdatsalar yeter” demişti. Mücevherliler terk etmemiş, gülmüştü.)

“Ne o ağzındaki?”
Bizim izlediğimiz akşam, oyunculardan Tolga Tuncel, önde oturan birinin kravatına takmıştı; anlaşılan geçen Cuma, Sümeyye Erdoğan’ın sakızına takmış. Ön sırada sakız çiğneyen başörtülü seyirciyi taklit ederek “Pardon! O ne öyle ağzındaki? Biz Osmanlı’da böyle bir şey bilmiyoruz” demiş.
Sümeyye Erdoğan, bunu şahsi bir sataşma olarak almış.
Ve yanındaki yengesiyle birlikte kalkıp tiyatroyu terk etmiş.
Peşinden de Polis Koleji öğrencileri çıkmışlar.
Bir anda salonun yarısı boşalmış. Kalanlar devamını da izlemiş ve finalde alkışlamış.

Koruma kuliste
Oyunu izleyen biri bunun Sümeyye Erdoğan’a yönelik bir taciz olmadığını kolayca anlayabilir.
Dahası, o ana kadar ne oyuncular, ne tiyatro yöneticileri, ön sırada oturan seyircinin Sümeyye Erdoğan olduğunu bilmiyorlar bile...
Ne zaman öğreniyorlar?
Oyundan sonra iki sivil koruma, kulise gelip “Ne oldu” diye sorana dek...
İşin aslı, yani kasıt olmadığı onlara da anlatılıyor, “Yine de kırdıysak özür dileriz” deniyor; onlar da kibarca “Biz de özür dileriz” deyip gidiyorlar.


Yarası olan gocunur diyoruz

said:
Başta dedim ya, bir gün “2011 Türkiye’sini anlat” deseler bunu anlatırım diye...


welcome to Turkey de denebilir
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...