Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

12 Eylul referandumu


di

Öne çıkan mesajlar

öf yoruldum gözlerim acıyor, 19 la 20. maddeyi bıraktım onuda hukukcu arkadaslar yorumlas/acıklasın.
Bu arada renkler olmamış, boldla uğraşmak istemiyorum bu saatte, yatıp uyucam kusra bakmayın


WoT



Tek tek açıklamak, kafa karışıklığına bi son vermek lazım.

Karşılaştırmalı olarak başlayabiliriz değişikliklere,
Kırmızı olanlar var olup silinenler, Mavi olanlar yeni eklenenler, benim yorumlarım iste yeşil renkte olacak.

1-)Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düsünce,
felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım
gözetilmeksizin kanun önünde esittir.
Kadınlar ve erkekler esit haklara sahiptir. Devlet, bu esitligin
yasama geçmesini saglamakla yükümlüdür. Bu maksatla
alınacak tedbirler esitlik ilkesine aykırı olarak
yorumlanamaz.
Çocuklar, yaslılar ve engelliler gibi özel surette korunması
gerekenler için alınacak tedbirler esitlik ilkesine aykırı
sayılamaz.
Hiçbir kisiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün islemlerinde kanun
önünde esitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Ne demek bu? Kadın erkek eşitliği adı altına koyacağımız her kanun, alacağımız her tedbir bu madde aykırı olarak yorumlanamaz. Mesela “Kadın erkek eşitsizliği var, kadınlar çok kayırılıyor bu yüzden kadınların işyerlerinde çalışma haklarını kaldıralım”.
Yaşlılarımızın, çocuklarımızın zihin sağlığı bozuluyor, bu yüzden artık kadınlar omuzları açık bluz veya kot pantolon giyemeyecek. Kadınımız politik davranıyor, dılarıda türban takamayacak.
Toplumun düzenini bozuyor, erkekler saç uzatamayacak vs vs, istediğini getirebilirsin.

2-). Ailenin korunması ve çocuk hakları
MADDE 41 – Aile, Türk toplumunun temelidir ve esler arasında
esitlige dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların
korunması ve aile planlamasının ögretimi ile uygulanmasını
saglamak için gerekli tedbirleri alır, teskilatı kurar.
Her çocuk, yeterli himaye ve bakımdan yararlanma, yüksek
yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kisisel ve
dogrudan iliski kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve siddete karsı çocukları
koruyucu tedbirleri alır.
Zaten anayasının kendisinde koruyucu tedbirler alınır, teşkilat kurulur denmiş. Buarada eklenen şu, “yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça”, kime göre neye göre?
Bu madde ile, istediğin çocuğu istediğin aileden koparıp “ koruyucu tedbirler altına albilir”. Yani 0-18 yaş arası herhangi birisini ( mesela bize karşı çıkan bir genci ) istediği an istediği şekilde gözaltına-hapisaltına-gözetime alabilir. E adamlar Atatürk’ü dinliyor, önce gençliği yok etmek lazım.

3-)
A. Toplu is sözlesmesi hakkı
MADDE 53. – _sçiler ve isverenler, karsılıklı olarak ekonomik ve
sosyal durumlarını ve çalısma sartlarını düzenlemek amacıyla
toplu is sözlesmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu is sözlesmesinin nasıl yapılacagı kanunla düzenlenir.
(Ek: 23.7.1995-4121/4 md.) 128 inci maddenin ilk fıkrası
kapsamına giren kamu görevlilerinin kanunla kendi
aralarında kurmalarına cevaz verilecek olan ve bu maddenin
birinci ve ikinci fıkraları ile 54 üncü madde hükümlerine tabi olmayan sendikalar ve üst kurulusları, üyeleri adına yargı
mercilerine basvurabilir ve _dareyle amaçları dogrultusunda
toplu görüsme yapabilirler. Toplu görüsme sonunda
anlasmaya varılırsa düzenlenecek mutabakat metni
taraflarca imzalanır. Bu mutabakat metni, uygun idarî veya
kanunî düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar Kurulunun
takdirine sunulur. Toplu görüsme sonunda mutabakat metni
imzalanmamıssa anlasma ve anlasmazlık noktaları da
taraflarca imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun
takdirine sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına iliskin usuller
kanunla düzenlenir.
Aynı isyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu is sözlesmesi
yapılamaz ve uygulanamaz.

Yukarıda ki kırmızı kısım silinen kısım. Yenisi şöyle;

A. Toplu is sözlesmesi ve toplu sözlesme hakkı
MADDE 53. – _sçiler ve isverenler, karsılıklı olarak ekonomik ve
sosyal durumlarını ve çalısma sartlarını düzenlemek amacıyla
toplu is sözlesmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu is sözlesmesinin nasıl yapılacagı kanunla düzenlenir. Aynı isyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu is sözlesmesi
yapılamaz ve uygulanamaz.
Memurlar ve diger kamu görevlileri, toplu sözlesme yapma
hakkına sahiptirler.
Toplu sözlesme yapılması sırasında uyusmazlık çıkması
halinde taraflar Uzlastırma Kuruluna basvurabilir. Uzlastırma
Kurulu kararları kesindir ve toplu sözlesme hükmündedir.
Toplu sözlesme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu
sözlesmeden yararlanacaklar, toplu sözlesmenin yapılma
sekli, usulü ve yürürlügü, Uzlastırma Kurulunun teskili,
çalısma usul ve esasları ile diger hususlar kanunla
düzenlenir.

Esas Değişen kısım ne?
Toplu sözlesme yapılması sırasında uyusmazlık çıkması
halinde taraflar Uzlastırma Kuruluna basvurabilir. Uzlastırma
Kurulu kararları kesindir ve toplu sözlesme hükmündedir.

Yani Uzlaştırma kurulunun kararı kesinlike yargılanamaz, gerçekçi bir senaryoda ne olacak?
Ikı taraf uzlaşmaya gidemeyecek, sonra kurum gidip uzlaşma kurulunu satın alacak / eşi dostu araya koyacak / nüfuzunu kullanacak ve “ kesin “ olan “uzlaşma”, yani memurun işçinin karşısında ki kurumun istediği uzlaşma devreye girecek.



B. Siyasî Partilerin Uyacakları Esaslar
Madde 69 - Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve
çalısmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin
uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasî partiler, ticari faaliyetlere girisemezler.
Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması
gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa
Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve
giderlerinin kanuna uygunlugunun tespiti, bu hususun denetim
yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda
gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine
getirirken Sayıstaydan yardım saglar. Anayasa Mahkemesinin bu
denetim sonunda verecegi kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının
açacagı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak
karara baglanır.
Bir siyasî partinin tüzügü ve programının 68 inci maddenin
dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde
temelli kapatma kararı verilir. Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine
aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu
nitelikteki fiillerin islendigi bir odak haline geldiginin Anayasa
Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. Bir siyasî
parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yogun bir sekilde
islendigi ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel baskan
veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim
kurulunca zımnen veya açıkça benimsendigi yahut bu fiiller
dogrudan dogruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde
islendigi takdirde, söz konusu fiillerin odagı haline gelmis sayılır.
Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma
yerine, dava konusu fiillerin agırlıgına göre ilgili siyasî partinin
Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına
karar verebilir.
Temelli kapatılan bir parti bir baska ad altında kurulamaz.
Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya
faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa
Mahkemesinin temelli kapatmaya iliskin kesin kararının Resmi
Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından baslayarak bes yıl
süreyle bir baska partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi
olamazlar. Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluslardan ve Türk
uyruklugunda olmayan gerçek ve tüzel kisilerden maddi yardım
alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır.
Siyasî partilerin kurulus ve çalısmaları, denetlenmeleri,
kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen
yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim
harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla
düzenlenir

Altını çizdiğim kısım, üstte kırmızılı olan kısım kaldırıldığı için anlamsız / geçersiz kalıyor.
Temelli kapatılan bir parti, bir daha yeniden istediğin kadar açılabiliyor, bakalım bunların yerine gelen değişiklik ne?


B. Siyasî Partilerin Uyacakları Esaslar
Madde 69 - Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve
çalısmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin
uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasî partiler, ticari faaliyetlere girisemezler.
Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması
gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Siyasî
partilerin malî denetimi Sayıstay tarafından yapılır.
Sayıstayca siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin
kanuna uygunlugunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve
aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir.
Sayıstayın bu denetim sonunda verecegi kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının
talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu
bulunan her bir siyasî partinin beser üye ile temsil edildigi
ve Meclis Baskanının baskanlıgında olusturulacak
Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çogunlugu ve gizli
oyla verecegi izin üzerine açılacak dava, Anayasa
Mahkemesince kesin olarak karara baglanır. Komisyonun bu
kararı, yargı denetimi dısındadır. Reddedilen izin
basvurusunda ileri sürülen sebepler, hiçbir sekilde yeni bir
basvuruya konu olamaz. Siyasî parti gruplarında ve Türkiye
Büyük Millet Meclisinde izin konusunda görüsme yapılamaz
ve karar alınamaz. Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine
aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu
nitelikteki fiillerin islendigi bir odak haline geldiginin Anayasa
Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. Bir siyasî
parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yogun bir sekilde
islendigi ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel baskan
veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim
kurulunca zımnen veya açıkça benimsendigi yahut bu fiiller
dogrudan dogruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde
islendigi takdirde, söz konusu fiillerin odagı haline gelmis sayılır.
Meclis çalısmalarındaki oy ve sözler, Mecliste ileri sürülen
düsünceler ve Meclisçe baska bir karar alınmadıkça bunların
Meclis dısında tekrarı veya açıga vurulması ile idarenin
eylem ve islemleri, odaklasmanın tespitinde gözetilemez.
Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkraya göre kapatma yerine,
dava konusu fiillerin agırlıgına göre ilgili siyasî partinin Devlet
yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar
verebilir. Devlet yardımından yoksun bırakılma, baglı oldugu
kapatma davasının ve kararının usulüne tabi olup tek basına
dava konusu kılınamaz.
Bir siyasî partinin kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep
olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin kapatmaya
iliskin kesin kararının Resmi Gazetede gerekçeli olarak
yayımlanmasından baslayarak üç yıl süreyle bir baska partinin
kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar. Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluslardan ve Türk
uyruklugunda olmayan gerçek ve tüzel kisilerden maddi yardım
alan siyasî partiler kapatılır.
Siyasî partilerin kurulus ve çalısmaları, denetlenmeleri,
kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen
yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim
harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla
düzenlenir.

Altını çizdiğim kısım çok fena, ne diyor?
Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının
talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu
bulunan her bir siyasî partinin beser üye ile temsil edildigi
ve Meclis Baskanının baskanlıgında olusturulacak
Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çogunlugu ve gizli
oyla verecegi izin üzerine açılacak dava, Anayasa
Mahkemesince kesin olarak karara baglanır. Komisyonun bu
kararı, yargı denetimi dısındadır

Yani ? İktidar partisi istediği partiyi, istediği şekilde istediği partiye kapatma davası açabilir ki bu dava yargı denetimine tabii değildir ayrıca iktidar partisi harici kimse parti kapatmak için dava açamaz.



5. Milletvekilliginin düsmesi
MADDE 84. – (Degisik: 23.7.1995 - 4121/9 md.) _stifa eden
milletvekilinin milletvekilliginin düsmesi, istifanın geçerli oldugu
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanlık Divanınca tespit edildikten
sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca
kararlastırılır.
Milletvekilliginin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde
düsmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula
bildirilmesiyle olur.
82 nci maddeye göre milletvekilligiyle bagdasmayan bir görev
veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin
milletvekilliginin düsmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit
eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir.
( son fıkra burası )
Meclis çalısmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde
toplam bes birlesim günü katılmayan milletvekilinin
milletvekilliginin düsmesine, durumun Meclis Baskanlık
Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye
tamsayısının salt çogunlugunun oyuyla karar verilebilir.
Son fıkra yürürlükten kaldırılmaktadır.

Bu şaka gibi zaten, askerlik yan gelip yatma yeri değildi, şimdi meclis binası öyle olacak.

B. Baskanlık Divanı
Madde 94. – Türkiye Büyük Millet Meclisinin Baskanlık Divanı,
Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Baskanı, Baskanvekilleri,
Kâtip Üyeler ve _dare Amirlerinden olusur.
Baskanlık Divanı, Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı
oranında Divana katılmalarını saglayacak sekilde kurulur. Siyasî
parti grupları Baskanlık için aday gösteremezler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanlık Divanı için, bir yasama
döneminde iki seçim yapılır. _lk seçilenlerin görev süresi iki yıldır,
ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama
döneminin sonuna kadar devam eder.
(Degisik: 3.10.2001-4709/30 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi
Baskan adayları, meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandıgı
günden itibaren bes gün içinde, Baskanlık Divanına bildirilir.
Baskan seçimi gizli oyla yapılır. _lk iki oylamada üye tamsayısının
üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çogunlugu
aranır. Üçüncü oylamada salt çogunluk saglanamazsa, bu
oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır;
dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Baskan seçilmis olur.
Baskan seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, bes
gün içinde tamamlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanvekillerinin, Kâtip Üyelerinin
ve _dare Amirlerinin adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve
usulleri, Meclis _çtüzügünde belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanı, Baskanvekilleri, üyesi
bulundukları siyasî partinin veya parti grubunun Meclis içinde
veya dısındaki faaliyetlerine; görevlerinin geregi olan haller
dısında, Meclis tartısmalarına katılamazlar; Baskan ve oturumu
yöneten Baskanvekili oy kullanamazlar.

Normalde 2+3 senedir ancak bu yasa ile beraber 2+ yasama dönemi kadar olacak. Yasama dönemi 5 senedir, işin güzeli yasama dönemi uzatılıp kısaltılabilir.
Yani sonsuza kadar sadece 1 meclis başkanıyla idare edebiliriz, ne güzel demokrasi değil mi?



B. Yargı Yolu
Madde 125 - _darenin her türlü eylem ve islemlerine karsı yargı
yolu açıktır. (Ek hükümler: 13/08/1999 - 4446/2 md.) Kamu
hizmetleri ile ilgili imtiyaz sartlasma ve sözlesmelerinde
bunlardan dogan uyusmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim
yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak
yabancılık unsuru tasıyan uyusmazlıklar için gidilebilir.
Cumhurbaskanının tek basına yapacagı islemler ile Yüksek
Askeri Suranın kararları yargı denetimi dısındadır. Ancak,
Yüksek Askeri Suranın Silahlı Kuvvetlerden her türlü ilisik
kesme kararlarına karsı yargı yolu açıktır.
_dari islemlere karsı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim
tarihinden baslar.
Yargı yetkisi, idarî eylem ve islemlerin hukuka uygunlugunun
denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi
seklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen
sekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak,
idarî eylem ve islem niteliginde veya takdir yetkisini kaldıracak
biçimde yargı kararı verilemez.
_dari islemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız
zararların dogması ve idari islemin açıkça hukuka aykırı olması
sartlarının birlikte gerçeklesmesi durumunda gerekçe gösterilerek
yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Kanun, olaganüstü hallerde, sıkıyönetim, seferberlik ve savas
halinde ayrıca milli güvenlik, kamu düzeni, genel saglık nedenleri
ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir.

Yani TSK içinde istenmeyen bir adam olduğunda, TSK onu kendi bünyesinden atmaya kalktığında Hükümet tarafından seçilmiş yargı buna müdahale edebilecek, kısacası TSK’yı nasıl içten ele geçiririz maddesi bu.

Yerindelik denetimi = kamulaştırılan bir yer üzerinde kamu çıkarının özel çıkara oranla yüksek olması demek.
Yani, kamulaştırılan bir alanda özel bir kişiye çekilecek peşkeşe yargı dur diyemeyecek veya cezalandıramayacak.


G. Hâkim ve savcıların denetimi
MADDE 144 – Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük,
yönetmeliklere ve genelgelere (Hâkimler için idarî nitelikteki
genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme;
görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç isleyip
islemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri
icaplarına uyup uymadıgını arastırma ve gerektiginde
haklarında inceleme ve sorusturma, Adalet Bakanlıgının izni
ile adalet müfettisleri tarafından yapılır. Adalet Bakanı
sorusturma ve inceleme islemlerini, hakkında sorusturma ve
inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı
eliyle de yaptırabilir.

Tamamen silinip yerine:
G. Adalet hizmetlerinin denetimi
MADDE 144- Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri
yönünden Adalet Bakanlıgınca denetimi, adalet müfettisleri
eliyle yapılır. Buna iliskin usul ve esaslar kanunla
düzenlenir.

Getiriliyor. Değişen ne?
Hakim ve Savcı yerine; adalet hizmetlerine dahil olan “herkes” giriyor bu denetleme kapsamına.






H. Askerî yargı
MADDE 145- Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin
mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker
kisilerin, sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak
isledikleri askerî suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler. Devletin güvenligine, anayasal düzene ve bu düzenin
isleyisine karsı suçlara ait davalar her halde adliye
mahkemelerinde görülür.
Savas hali haricinde, asker olmayan kisiler askerî
mahkemelerde yargılanamaz.
Askerî mahkemelerin savas halinde hangi suçlar ve hangi kisiler
bakımından yetkili oldukları; kurulusları ve gerektiginde bu
mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının
görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.
Askerî yargı organlarının kurulusu, isleyisi, askerî hâkimlerin
özlük isleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin
görevli bulundukları komutanlıkla iliskileri, mahkemelerin
bagımsızlıgı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla
düzenlenir.

Bu belkide içerideki tek olumlu madde.Yalnız son fıkrada
Askerî yargı organlarının kurulusu, isleyisi, askerî hâkimlerin
özlük isleri askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin
mahkemesinde görevli bulundukları komutanlık ile iliskileri,
mahkemelerin bagımsızlıgı, hâkimlik teminatı, askerlik
hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.

Kırmızılı olan kısım kaldırılmış, askeri mahkemelerin bagımsızlıgı hakimlik teminatı direk sivil kanunla düzenlenicek.


A. Anayasa Mahkemesi
1. Kurulusu
MADDE 146. – Anayasa Mahkemesi ondokuz üyeden kurulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıstay Genel
Kurulunun kendi baskan ve üyeleri arasından, her bos yer
için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro
baskanlarının avukatlar arasından gösterecekleri üçer aday
içinden yapacagı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet
Meclisinde yapılacak bu seçimde, her bos üyelik için ilk
oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye
tam sayısının salt çogunlugu aranır. _kinci oylamada salt
çogunluk saglanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki
aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla
oy alan aday üye seçilmis olur.
Cumhurbaskanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıstay, bir
üyeyi Askeri Yüksek _dare Mahkemesi genel kurullarınca
kendi baskan ve üyeleri arasından her bos yer için
gösterecekleri üçer aday içinden; üç üyeyi Yüksekögretim
Kurulunun kendi üyesi olmayan yüksekögretim kurumları
ögretim üyeleri arasından gösterecegi üçer aday içinden;
bes üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar veya
Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından; iki üyeyi ise
yüksek ögrenim görmüs Türkiye Cumhuriyeti vatandasları
arasından seçer.
Yargıtay, Danıstay, Askerî Yüksek _dare Mahkemesi ve
Sayıstay genel kurullarından, Anayasa Mahkemesi üyeligine
aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her bos üyelik
için, bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir; en fazla oy
alan üç kisi aday gösterilmis sayılır. Baro baskanlarının
avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak
seçimde de her bir baro baskanı ancak bir aday için oy
kullanabilir ve en fazla oy alan üç kisi aday gösterilmis
sayılır.
Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbes yasın
doldurulmus olması kaydıyla; yüksekögretim kurumları
ögretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmıs
avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmıs, üst
kademe yöneticilerinin yüksekögrenim görmüs ve en az
yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalısmıs olması sarttır.
Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam
sayısının salt çogunlugu ile dört yıl için bir Baskan ve üç
daire baskanı seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dısında resmi veya
özel hiçbir görev alamazlar.

Şimdi burada uzun uzun kafa karıştıran bir şekilde hesaplatmış, nasıl olduğu da önemli ama şöyle matematiksel yaklaşırsak

Eski Anayasa’ya göre;

11 üye,
Cumhurbaşkanı 2
Yargıtay 2
Danistay 7

Şeklinde seçiliyor,
Yenisine göre
19 üye
TBMM 3
Cumhurbaskanı 3
Yargıtay 2
Danıstay 11
‘e uygun olacak biçimde seçiliyor.
Yani?
1-) TBMM kendisini, iktidarı denetleyen organı seçmeye başlıyor.
2-) Cumhurbaşkan’ını da içine katarsak, eski düzene göre iktidar partisinin gücü %18.18, yeni düzene göre %31.57. Neredeyse iki kat artmış vaziyette.





2. Üyelerin görev süresi ve üyeligin sona ermesi
MADDE 147- Anayasa Mahkemesi üyeleri oniki yıl için
seçilirler. Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi
seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmısbes yasını
doldurunca emekliye ayrılırlar. Zorunlu emeklilik yasından
önce görev süresi dolan üyelerin baska bir görevde
çalısmaları ve özlük isleri kanunla düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi üyeligi, bir üyenin hâkimlik mesleginden
çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde
kendiliginden; görevini saglık bakımından yerine
getiremeyeceginin kesin olarak anlasılması halinde de, Anayasa
Mahkemesi üye tamsayısının salt çogunlugunun kararı ile sona
erer.

Yani?
45 yaşında seçildin Anayasa Mahkemesine,
12 sene geçti,
Oldun 57, e şimdi napacaksın? “Zorunlu emeklilik yasından
önce görev süresi dolan üyelerin baska bir görevde
çalısmaları ve özlük isleri kanunla düzenlenir.
“ maddesine tabii olacaksın, yani 12 sene boyunca denetlediğin “devlet” şimdi senin ileriki 8 seneni belirleyecek. Düşünün şimdi bu koşullara uyan ve son senesinde olan bir Anayasa Mahekemesi üyesini, bu adam ne kadar “adil” olabilir sizce?

3. Görev ve yetkileri
MADDE 148. – Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun
hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
_çtüzügünün Anayasaya sekil ve esas bakımlarından
uygunlugunu denetler ve anayasa sikayeti basvurularını karara baglar. Anayasa degisikliklerini ise sadece sekil
bakımından inceler ve denetler. Ancak, olaganüstü hallerde,
sıkıyönetim ve savas hallerinde çıkarılan kanun hükmünde
kararnamelerin sekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılıgı
iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Kanunların sekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın,
öngörülen çogunlukla yapılıp yapılmadıgı; Anayasa
degisikliklerinde ise, teklif ve oylama çogunluguna ve ivedilikle
görüsülemeyecegi sartına uyulup uyulmadıgı hususları ile
sınırlıdır. Sekil bakımından denetleme, Cumhurbaskanınca veya
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beste biri tarafından
istenebilir. Kanunun yayımlandıgı tarihten itibaren on gün
geçtikten sonra, sekil bozukluguna dayalı iptal davası açılamaz;
def’i yoluyla da ileri sürülemez.
Herkes, Avrupa _nsan Hakları Sözlesmesi kapsamındaki
anayasal hak ve özgürlüklerden birinin kamu gücü
tarafından ihlal edildigi iddiasıyla ve kanun yollarının
tüketilmis olması sartıyla Anayasa Mahkemesine
basvurabilir.
Anayasa sikâyetinde kanun yolunda gözetilmesi gereken
hususlarda inceleme yapılamaz.
Anayasa sikâyetine iliskin usul ve esaslar kanunla
düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaskanını, Bakanlar Kurulu
üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıstay, Askerî
Yargıtay, Askerî Yüksek _dare Mahkemesi Baskan ve üyelerini,
Bassavcılarını, Cumhuriyet Bassavcıvekilini, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıstay Baskan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Bassavcısı veya
Cumhuriyet Bassavcıvekili yapar.
Yüce Divan kararlarına karsı Yüce Divan kararlarına yeniden
inceleme basvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme
sonucunda verdigi kararlar kesindir.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diger görevleri de
yerine getirir

Bu madde de belki yararımıza olabilecek bir madde, yalnız Yüce Divan kararlarının yeniden inceleyen kurulun kararlarının kesin olması enteresan, e o zaman o genel kurul yüce divan?

III. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
MADDE 159- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu,
mahkemelerin bagımsızlıgı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre
kurulur ve görev yapar.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmibir asıl ve on yedek
üyeden olusur; üç daire halinde çalısır.
Kurulun Baskanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlıgı Müstesarı
Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri
kanunda belirtilen; yüksek ögretim kurumlarının hukuk,
iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan ögretim
üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından
Cumhurbaskanınca, bir asıl ve bir yedek üyesi Anayasa
Mahkemesi raportörleri arasından Anayasa Mahkemesince,
üç asıl ve iki yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay
Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Danıstay üyeleri
arasından Danıstay Genel Kurulunca, yedi asıl ve dört yedek
üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren
nitelikleri yitirmemis adlî yargı hâkim ve savcıları arasından
adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi
birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri
yitirmemis idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî
yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten
üyeler yeniden seçilebilir.
Kurul üyeligi seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından
önceki altmıs gün içinde yapılır. Cumhurbaskanı tarafından
seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliginin
bosalması durumunda, bosalmayı takip eden altmıs gün
içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diger üyeliklerin
bosalması halinde, asıl üyenin yedegi tarafından kalan süre
tamamlanır.
Yargıtay ve Danıstay genel kurullarından seçilecek Kurul
üyeligi için her üyenin, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim
ve savcıları arasından seçilecek Kurul üyeligi için her hâkim
ve savcının; ancak bir aday için oy kullanacagı seçimlerde,
en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilir.
Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli oyla yapılır.
Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlıgı Müstesarı
dısındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince
kanunda belirlenenler dısında baska bir görev alamazlar.
Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Baskanına aittir. Kurul
Baskanı dairelerin çalısmalarına katılamaz. Kurul, kendi
üyeleri arasından daire baskanlarını seçer. Baskan,
yetkilerinden bir kısmını baskanvekili olarak belirledigi daire
baskanına devredebilir.
Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını meslege kabul
etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci
sınıfa ayırma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında
karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklastırma
islemlerini yapar; Adalet Bakanlıgının, bir mahkemenin
kaldırılması veya yargı çevresinin degistirilmesi konusundaki
tekliflerini karara baglar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen
diger görevleri yerine getirir.
Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük,
yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki
genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme;
görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç isleyip
islemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri
icaplarına uyup uymadıgını arastırma ve gerektiginde
haklarında inceleme ve sorusturma islemleri, ilgili dairenin
teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Baskanının
oluru ile Kurul müfettislerine yaptırılır. Sorusturma ve
inceleme islemleri, hakkında sorusturma ve inceleme
yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de
yaptırılabilir.
Kurulun meslekten çıkarma cezasına iliskin olanlar dısındaki
kararlarına karsı yargı mercilerine basvurulamaz.
Kurula baglı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter,
birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettigi üç
aday arasından Kurul Baskanı tarafından atanır. Kurul
müfettisleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak
çalıstırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak
atama yetkisi Kurula aittir.
Adalet Bakanlıgının merkez, baglı ve ilgili kuruluslarında geçici
veya sürekli olarak çalıstırılacak hâkim ve savcılar ile adalet
müfettislerini, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet
Bakanına aittir.
Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin olusumu ve isbölümü,
Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter
sayıları, çalısma usul ve esasları, dairelerin karar ve
islemlerine karsı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi
usulü ile Genel Sekreterligin kurulus ve görevleri kanunla
düzenlenir.

Altını çizdiğim yer, yargıyı denetleyen adalet müfettişleri hakkında, bunları seçen kim? Adalet bakanı, 1. Elden baskı demek bu.


GEÇ_C_ MADDE 15. – 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel
seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Baskanlık Divanını olusturuncaya kadar geçecek süre
içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına
kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Millî Güvenlik
Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmus
hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla
görev ifa eden Danısma Meclisinin her türlü karar ve
tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî
sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi
bir yargı merciine basvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmıs organ,
merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar,
tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da
yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
(Son fıkra mülga: 3.10.2001-4709/34 md.)

Yürürlükten tamamen kaldırılıyor bu madde, yani mağdurlar yargıya başvurabilirler. Ancak başvurmak yargılanacakları anlamına gelmez, buna hala yargı karar verır.

19 ve 20. Madde şu saatte beni aşıyor resmen.
Hukukçu arkadaşlara bırakıyorum

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hukuk devletinde, yargı nasıl yasamadan üstün olur bilader!!11 Seçildik biz, istediğimizi yapar yasa dinlemeyiz.
Gerekirse anayasayı deleriz acımayız.
Millet iradesi hede hödö.
Bize oy atmayanlar zerre umurumuzda olmaz.
Seçildik biz saksı değiliz biz.

gibi yaklaşımlarla anayasa yapıldı. Ama layık bu millete, bunlar bile fazla.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hepsi berbat tamam da, devlet saidi kürdinin köyüne 500bin tl'ye anıt cami dikiyor, devlet finansmanıyla kitapçık dağıtıp propaganda yapıyor. Ve halen bu adamların demokrasi istediğini düşünenler var. Bu paketin tek amacı, yargıyı ele geçirmek sonrası zaten kimsenin tahmin etmediği kadar hızlı gelişir. Şimdiki düzen istediği kadar boktan olsun, şakirtlerin yapacağı düzenden iyidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

BonePART said:

balon said:

85 yıldır bu memlekette yargı yasamadan üstün. Zaten bir ideolojiye bağlı olarak dönüp dolaşıp devam ediyor. Biraz da yasama üstün olsun, iktidarın olsun yargı.


SAcmaliyo musun yoks aironi mi bu?
Ciddi ciddi bu kafada insanlar va rmi internete girebilicek kadar IQ ya sahip?


İroni olan tarafı ne ? Yargın çok mu bağımsız ki kontrolör durumunda takılsın ? Hayır. E istemiyorum, basit bu kadar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hayırlısı abi biz ne kadar konuşsakta evet yada hayır farketmez ezbere oy atanlar var. AKP evet dedi diye evet atan CHP hayır dedi diye hayır atan. Yani ne kötünün iyisi ne iyinin kötüsüzü zırvalıklarıda bişey değiştirmiyor. Aynı yere çıkıyor. Her zaman hangi parti iktidar olsa komplo teorileri eksik kalmamıştır. Uzaktan izliyoruz gelişme olmayan gelişmeleri :)

@balon;

Oda ayın karanlık yüzü. Bende yargıya pek güvenemiyorum. Hatta güvenmiyorumda. Sen neye güveniyorsun desen valla bende bilmiyorum :) İki ucu b.klu değnek gibi geliyor :) Sorunda bu zaten herkes bir tarafı yüceltiyor ülkede iki cephede geriliyor. Geril geril nereye kadar. İşte ben onu merak ediyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Suark said:

@balon
öyle bir durumda yönetim diye birşey olmayacak, sen köle olacaksın.



Bu duruma kadar ne oldun, kim seni ne kadar salladı? Abartmayın, bir taraf tamamen yönetsin işte, kimin olduğu hiç umrumda değil ama o yönetsin. Yani kendi isteklerini getiriyorsa da getirsin, fakat istikrarlı hareket etsin. Gerisi beni inan hiç ilgilendirmiyor ve daha kötü duruma düşeceğimize inanmıyorum.

Çünkü daha fazla saçmasapan şeylerle de denesek uğraşamayız, uğraşacak konu kalmadı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

balon said:

Suark said:

@balon
öyle bir durumda yönetim diye birşey olmayacak, sen köle olacaksın.



Bu duruma kadar ne oldun, kim seni ne kadar salladı? Abartmayın, bir taraf tamamen yönetsin işte, kimin olduğu hiç umrumda değil ama o yönetsin. Yani kendi isteklerini getiriyorsa da getirsin, fakat istikrarlı hareket etsin. Gerisi beni inan hiç ilgilendirmiyor ve daha kötü duruma düşeceğimize inanmıyorum.

Çünkü daha fazla saçmasapan şeylerle de denesek uğraşamayız, uğraşacak konu kalmadı.



nasıl kim beni salladı?
farkındamısın sen halkın etkisinin yönetim üstünde? sen pasif olabilirsin ama ülkenin geri kalanı pasif değil.
Ben başkasının "istediği" şekilde hareket etmem, bitti bu kadar. Ya biz varızdır, ya da yoktur burası. 2 kuruş parası var die ağzıbozuk adam bile olamamış, dayının tekine "kralım" çok yaşada demem. Bünyem kaldırmaz.
Istikrar? istikrar istikrar, çok güzel sosyal istikrar var son 2 senedir dimi.
ağzına sıçtılar ülkenin be
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

güçler ayrılığı doğası gereği genelde havada kalan bir olgu. yani insanın iyi niyeti olacak, bu iyi niyet ile çabalayıp kendisi dengeyi sağlamaya çalışacak. siz ne kadar güçleri ayırsanız da, insanın basit duyuları bu güçleri allem eder kallem eder birleştirir. temel hukuk kuralları da zaten bu basit ahlaki yapı üzerinde şekillenir.

türk insanı iyi niyetli ve demokrasiyi özümsemiş bir kitle değil. geçenlerde biri yazdıydı white house a neden beyaz saray diyoruz diye, her kes beyaz ev derken biz beyaz saray diyoruz, bunun altında yatan gerçek zaten toplumun yapısını çok net biçimde açıklıyor. insanlar oy veriyor ama seçilen kişinin kral olduğu mantığı kazınmış belleklere, çıkmıyor bir türlü.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...