Rock Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Bazen mi? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BonePART Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Esh said: elektrik yüksek mühendislerinin siyasetle ilgili yorum yapmaları yasaklanmış. tutuklusunuz. niye lan sen lehim fela n diyebiliyosun Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 olur öyle. lehim de yaparım kariyer de. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 "Kurumlar, kendilerine kanunlarla çizilen sınırlar dahilinde görevlerini sürdürsünler sadece." diyeceğim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buddha Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Ya 8 yılda hiçbişey değişmedi diyen adama bişey diyemem oturup susarım. Ama aynı adam sanki 50 yıldır bişey değiştide herşey güzeldide son 8 yıldır mahfoldu gibi bahsederse başka bir tarafımla gülerim. Anca bunu geçmişi bilmeyen ergenlere yutturabilir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 öf yoruldum gözlerim acıyor, 19 la 20. maddeyi bıraktım onuda hukukcu arkadaslar yorumlas/acıklasın. Bu arada renkler olmamış, boldla uğraşmak istemiyorum bu saatte, yatıp uyucam kusra bakmayın WoT Tek tek açıklamak, kafa karışıklığına bi son vermek lazım. Karşılaştırmalı olarak başlayabiliriz değişikliklere, Kırmızı olanlar var olup silinenler, Mavi olanlar yeni eklenenler, benim yorumlarım iste yeşil renkte olacak. 1-)Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düsünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde esittir. Kadınlar ve erkekler esit haklara sahiptir. Devlet, bu esitligin yasama geçmesini saglamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler esitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaslılar ve engelliler gibi özel surette korunması gerekenler için alınacak tedbirler esitlik ilkesine aykırı sayılamaz. Hiçbir kisiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün islemlerinde kanun önünde esitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Ne demek bu? Kadın erkek eşitliği adı altına koyacağımız her kanun, alacağımız her tedbir bu madde aykırı olarak yorumlanamaz. Mesela “Kadın erkek eşitsizliği var, kadınlar çok kayırılıyor bu yüzden kadınların işyerlerinde çalışma haklarını kaldıralım”. Yaşlılarımızın, çocuklarımızın zihin sağlığı bozuluyor, bu yüzden artık kadınlar omuzları açık bluz veya kot pantolon giyemeyecek. Kadınımız politik davranıyor, dılarıda türban takamayacak. Toplumun düzenini bozuyor, erkekler saç uzatamayacak vs vs, istediğini getirebilirsin. 2-). Ailenin korunması ve çocuk hakları MADDE 41 – Aile, Türk toplumunun temelidir ve esler arasında esitlige dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının ögretimi ile uygulanmasını saglamak için gerekli tedbirleri alır, teskilatı kurar. Her çocuk, yeterli himaye ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kisisel ve dogrudan iliski kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve siddete karsı çocukları koruyucu tedbirleri alır. Zaten anayasının kendisinde koruyucu tedbirler alınır, teşkilat kurulur denmiş. Buarada eklenen şu, “yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça”, kime göre neye göre? Bu madde ile, istediğin çocuğu istediğin aileden koparıp “ koruyucu tedbirler altına albilir”. Yani 0-18 yaş arası herhangi birisini ( mesela bize karşı çıkan bir genci ) istediği an istediği şekilde gözaltına-hapisaltına-gözetime alabilir. E adamlar Atatürk’ü dinliyor, önce gençliği yok etmek lazım. 3-) A. Toplu is sözlesmesi hakkı MADDE 53. – _sçiler ve isverenler, karsılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalısma sartlarını düzenlemek amacıyla toplu is sözlesmesi yapma hakkına sahiptirler. Toplu is sözlesmesinin nasıl yapılacagı kanunla düzenlenir. (Ek: 23.7.1995-4121/4 md.) 128 inci maddenin ilk fıkrası kapsamına giren kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarında kurmalarına cevaz verilecek olan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 54 üncü madde hükümlerine tabi olmayan sendikalar ve üst kurulusları, üyeleri adına yargı mercilerine basvurabilir ve _dareyle amaçları dogrultusunda toplu görüsme yapabilirler. Toplu görüsme sonunda anlasmaya varılırsa düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanır. Bu mutabakat metni, uygun idarî veya kanunî düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Toplu görüsme sonunda mutabakat metni imzalanmamıssa anlasma ve anlasmazlık noktaları da taraflarca imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına iliskin usuller kanunla düzenlenir. Aynı isyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu is sözlesmesi yapılamaz ve uygulanamaz. Yukarıda ki kırmızı kısım silinen kısım. Yenisi şöyle; A. Toplu is sözlesmesi ve toplu sözlesme hakkı MADDE 53. – _sçiler ve isverenler, karsılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalısma sartlarını düzenlemek amacıyla toplu is sözlesmesi yapma hakkına sahiptirler. Toplu is sözlesmesinin nasıl yapılacagı kanunla düzenlenir. Aynı isyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu is sözlesmesi yapılamaz ve uygulanamaz. Memurlar ve diger kamu görevlileri, toplu sözlesme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözlesme yapılması sırasında uyusmazlık çıkması halinde taraflar Uzlastırma Kuruluna basvurabilir. Uzlastırma Kurulu kararları kesindir ve toplu sözlesme hükmündedir. Toplu sözlesme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözlesmeden yararlanacaklar, toplu sözlesmenin yapılma sekli, usulü ve yürürlügü, Uzlastırma Kurulunun teskili, çalısma usul ve esasları ile diger hususlar kanunla düzenlenir. Esas Değişen kısım ne? Toplu sözlesme yapılması sırasında uyusmazlık çıkması halinde taraflar Uzlastırma Kuruluna basvurabilir. Uzlastırma Kurulu kararları kesindir ve toplu sözlesme hükmündedir. Yani Uzlaştırma kurulunun kararı kesinlike yargılanamaz, gerçekçi bir senaryoda ne olacak? Ikı taraf uzlaşmaya gidemeyecek, sonra kurum gidip uzlaşma kurulunu satın alacak / eşi dostu araya koyacak / nüfuzunu kullanacak ve “ kesin “ olan “uzlaşma”, yani memurun işçinin karşısında ki kurumun istediği uzlaşma devreye girecek. B. Siyasî Partilerin Uyacakları Esaslar Madde 69 - Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalısmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir. Siyasî partiler, ticari faaliyetlere girisemezler. Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunlugunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıstaydan yardım saglar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda verecegi kararlar kesindir. Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının açacagı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara baglanır. Bir siyasî partinin tüzügü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir. Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin islendigi bir odak haline geldiginin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yogun bir sekilde islendigi ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel baskan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendigi yahut bu fiiller dogrudan dogruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde islendigi takdirde, söz konusu fiillerin odagı haline gelmis sayılır. Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin agırlıgına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir. Temelli kapatılan bir parti bir baska ad altında kurulamaz. Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya iliskin kesin kararının Resmi Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından baslayarak bes yıl süreyle bir baska partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar. Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluslardan ve Türk uyruklugunda olmayan gerçek ve tüzel kisilerden maddi yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır. Siyasî partilerin kurulus ve çalısmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir Altını çizdiğim kısım, üstte kırmızılı olan kısım kaldırıldığı için anlamsız / geçersiz kalıyor. Temelli kapatılan bir parti, bir daha yeniden istediğin kadar açılabiliyor, bakalım bunların yerine gelen değişiklik ne? B. Siyasî Partilerin Uyacakları Esaslar Madde 69 - Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalısmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir. Siyasî partiler, ticari faaliyetlere girisemezler. Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Siyasî partilerin malî denetimi Sayıstay tarafından yapılır. Sayıstayca siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunlugunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Sayıstayın bu denetim sonunda verecegi kararlar kesindir. Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasî partinin beser üye ile temsil edildigi ve Meclis Baskanının baskanlıgında olusturulacak Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çogunlugu ve gizli oyla verecegi izin üzerine açılacak dava, Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara baglanır. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dısındadır. Reddedilen izin basvurusunda ileri sürülen sebepler, hiçbir sekilde yeni bir basvuruya konu olamaz. Siyasî parti gruplarında ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde izin konusunda görüsme yapılamaz ve karar alınamaz. Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin islendigi bir odak haline geldiginin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yogun bir sekilde islendigi ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel baskan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendigi yahut bu fiiller dogrudan dogruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde islendigi takdirde, söz konusu fiillerin odagı haline gelmis sayılır. Meclis çalısmalarındaki oy ve sözler, Mecliste ileri sürülen düsünceler ve Meclisçe baska bir karar alınmadıkça bunların Meclis dısında tekrarı veya açıga vurulması ile idarenin eylem ve islemleri, odaklasmanın tespitinde gözetilemez. Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkraya göre kapatma yerine, dava konusu fiillerin agırlıgına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir. Devlet yardımından yoksun bırakılma, baglı oldugu kapatma davasının ve kararının usulüne tabi olup tek basına dava konusu kılınamaz. Bir siyasî partinin kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin kapatmaya iliskin kesin kararının Resmi Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından baslayarak üç yıl süreyle bir baska partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar. Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluslardan ve Türk uyruklugunda olmayan gerçek ve tüzel kisilerden maddi yardım alan siyasî partiler kapatılır. Siyasî partilerin kurulus ve çalısmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir. Altını çizdiğim kısım çok fena, ne diyor? Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasî partinin beser üye ile temsil edildigi ve Meclis Baskanının baskanlıgında olusturulacak Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çogunlugu ve gizli oyla verecegi izin üzerine açılacak dava, Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara baglanır. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dısındadır Yani ? İktidar partisi istediği partiyi, istediği şekilde istediği partiye kapatma davası açabilir ki bu dava yargı denetimine tabii değildir ayrıca iktidar partisi harici kimse parti kapatmak için dava açamaz. 5. Milletvekilliginin düsmesi MADDE 84. – (Degisik: 23.7.1995 - 4121/9 md.) _stifa eden milletvekilinin milletvekilliginin düsmesi, istifanın geçerli oldugu Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanlık Divanınca tespit edildikten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlastırılır. Milletvekilliginin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düsmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur. 82 nci maddeye göre milletvekilligiyle bagdasmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliginin düsmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir. ( son fıkra burası ) Meclis çalısmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam bes birlesim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliginin düsmesine, durumun Meclis Baskanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt çogunlugunun oyuyla karar verilebilir. Son fıkra yürürlükten kaldırılmaktadır. Bu şaka gibi zaten, askerlik yan gelip yatma yeri değildi, şimdi meclis binası öyle olacak. B. Baskanlık Divanı Madde 94. – Türkiye Büyük Millet Meclisinin Baskanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Baskanı, Baskanvekilleri, Kâtip Üyeler ve _dare Amirlerinden olusur. Baskanlık Divanı, Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında Divana katılmalarını saglayacak sekilde kurulur. Siyasî parti grupları Baskanlık için aday gösteremezler. Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanlık Divanı için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. _lk seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder. (Degisik: 3.10.2001-4709/30 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskan adayları, meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandıgı günden itibaren bes gün içinde, Baskanlık Divanına bildirilir. Baskan seçimi gizli oyla yapılır. _lk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çogunlugu aranır. Üçüncü oylamada salt çogunluk saglanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Baskan seçilmis olur. Baskan seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, bes gün içinde tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanvekillerinin, Kâtip Üyelerinin ve _dare Amirlerinin adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve usulleri, Meclis _çtüzügünde belirlenir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanı, Baskanvekilleri, üyesi bulundukları siyasî partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dısındaki faaliyetlerine; görevlerinin geregi olan haller dısında, Meclis tartısmalarına katılamazlar; Baskan ve oturumu yöneten Baskanvekili oy kullanamazlar. Normalde 2+3 senedir ancak bu yasa ile beraber 2+ yasama dönemi kadar olacak. Yasama dönemi 5 senedir, işin güzeli yasama dönemi uzatılıp kısaltılabilir. Yani sonsuza kadar sadece 1 meclis başkanıyla idare edebiliriz, ne güzel demokrasi değil mi? B. Yargı Yolu Madde 125 - _darenin her türlü eylem ve islemlerine karsı yargı yolu açıktır. (Ek hükümler: 13/08/1999 - 4446/2 md.) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz sartlasma ve sözlesmelerinde bunlardan dogan uyusmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru tasıyan uyusmazlıklar için gidilebilir. Cumhurbaskanının tek basına yapacagı islemler ile Yüksek Askeri Suranın kararları yargı denetimi dısındadır. Ancak, Yüksek Askeri Suranın Silahlı Kuvvetlerden her türlü ilisik kesme kararlarına karsı yargı yolu açıktır. _dari islemlere karsı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden baslar. Yargı yetkisi, idarî eylem ve islemlerin hukuka uygunlugunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi seklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen sekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve islem niteliginde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez. _dari islemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların dogması ve idari islemin açıkça hukuka aykırı olması sartlarının birlikte gerçeklesmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir. Kanun, olaganüstü hallerde, sıkıyönetim, seferberlik ve savas halinde ayrıca milli güvenlik, kamu düzeni, genel saglık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir. Yani TSK içinde istenmeyen bir adam olduğunda, TSK onu kendi bünyesinden atmaya kalktığında Hükümet tarafından seçilmiş yargı buna müdahale edebilecek, kısacası TSK’yı nasıl içten ele geçiririz maddesi bu. Yerindelik denetimi = kamulaştırılan bir yer üzerinde kamu çıkarının özel çıkara oranla yüksek olması demek. Yani, kamulaştırılan bir alanda özel bir kişiye çekilecek peşkeşe yargı dur diyemeyecek veya cezalandıramayacak. G. Hâkim ve savcıların denetimi MADDE 144 – Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (Hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç isleyip islemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadıgını arastırma ve gerektiginde haklarında inceleme ve sorusturma, Adalet Bakanlıgının izni ile adalet müfettisleri tarafından yapılır. Adalet Bakanı sorusturma ve inceleme islemlerini, hakkında sorusturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırabilir. Tamamen silinip yerine: G. Adalet hizmetlerinin denetimi MADDE 144- Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlıgınca denetimi, adalet müfettisleri eliyle yapılır. Buna iliskin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Getiriliyor. Değişen ne? Hakim ve Savcı yerine; adalet hizmetlerine dahil olan “herkes” giriyor bu denetleme kapsamına. H. Askerî yargı MADDE 145- Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kisilerin, sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak isledikleri askerî suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler. Devletin güvenligine, anayasal düzene ve bu düzenin isleyisine karsı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür. Savas hali haricinde, asker olmayan kisiler askerî mahkemelerde yargılanamaz. Askerî mahkemelerin savas halinde hangi suçlar ve hangi kisiler bakımından yetkili oldukları; kurulusları ve gerektiginde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir. Askerî yargı organlarının kurulusu, isleyisi, askerî hâkimlerin özlük isleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin görevli bulundukları komutanlıkla iliskileri, mahkemelerin bagımsızlıgı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir. Bu belkide içerideki tek olumlu madde.Yalnız son fıkrada Askerî yargı organlarının kurulusu, isleyisi, askerî hâkimlerin özlük isleri askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin mahkemesinde görevli bulundukları komutanlık ile iliskileri, mahkemelerin bagımsızlıgı, hâkimlik teminatı, askerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir. Kırmızılı olan kısım kaldırılmış, askeri mahkemelerin bagımsızlıgı hakimlik teminatı direk sivil kanunla düzenlenicek. A. Anayasa Mahkemesi 1. Kurulusu MADDE 146. – Anayasa Mahkemesi ondokuz üyeden kurulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıstay Genel Kurulunun kendi baskan ve üyeleri arasından, her bos yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro baskanlarının avukatlar arasından gösterecekleri üçer aday içinden yapacagı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her bos üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çogunlugu aranır. _kinci oylamada salt çogunluk saglanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmis olur. Cumhurbaskanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıstay, bir üyeyi Askeri Yüksek _dare Mahkemesi genel kurullarınca kendi baskan ve üyeleri arasından her bos yer için gösterecekleri üçer aday içinden; üç üyeyi Yüksekögretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yüksekögretim kurumları ögretim üyeleri arasından gösterecegi üçer aday içinden; bes üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar veya Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından; iki üyeyi ise yüksek ögrenim görmüs Türkiye Cumhuriyeti vatandasları arasından seçer. Yargıtay, Danıstay, Askerî Yüksek _dare Mahkemesi ve Sayıstay genel kurullarından, Anayasa Mahkemesi üyeligine aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her bos üyelik için, bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir; en fazla oy alan üç kisi aday gösterilmis sayılır. Baro baskanlarının avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak seçimde de her bir baro baskanı ancak bir aday için oy kullanabilir ve en fazla oy alan üç kisi aday gösterilmis sayılır. Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbes yasın doldurulmus olması kaydıyla; yüksekögretim kurumları ögretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmıs avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmıs, üst kademe yöneticilerinin yüksekögrenim görmüs ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalısmıs olması sarttır. Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çogunlugu ile dört yıl için bir Baskan ve üç daire baskanı seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dısında resmi veya özel hiçbir görev alamazlar. Şimdi burada uzun uzun kafa karıştıran bir şekilde hesaplatmış, nasıl olduğu da önemli ama şöyle matematiksel yaklaşırsak Eski Anayasa’ya göre; 11 üye, Cumhurbaşkanı 2 Yargıtay 2 Danistay 7 Şeklinde seçiliyor, Yenisine göre 19 üye TBMM 3 Cumhurbaskanı 3 Yargıtay 2 Danıstay 11 ‘e uygun olacak biçimde seçiliyor. Yani? 1-) TBMM kendisini, iktidarı denetleyen organı seçmeye başlıyor. 2-) Cumhurbaşkan’ını da içine katarsak, eski düzene göre iktidar partisinin gücü %18.18, yeni düzene göre %31.57. Neredeyse iki kat artmış vaziyette. 2. Üyelerin görev süresi ve üyeligin sona ermesi MADDE 147- Anayasa Mahkemesi üyeleri oniki yıl için seçilirler. Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmısbes yasını doldurunca emekliye ayrılırlar. Zorunlu emeklilik yasından önce görev süresi dolan üyelerin baska bir görevde çalısmaları ve özlük isleri kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesi üyeligi, bir üyenin hâkimlik mesleginden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliginden; görevini saglık bakımından yerine getiremeyeceginin kesin olarak anlasılması halinde de, Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının salt çogunlugunun kararı ile sona erer. Yani? 45 yaşında seçildin Anayasa Mahkemesine, 12 sene geçti, Oldun 57, e şimdi napacaksın? “Zorunlu emeklilik yasından önce görev süresi dolan üyelerin baska bir görevde çalısmaları ve özlük isleri kanunla düzenlenir. “ maddesine tabii olacaksın, yani 12 sene boyunca denetlediğin “devlet” şimdi senin ileriki 8 seneni belirleyecek. Düşünün şimdi bu koşullara uyan ve son senesinde olan bir Anayasa Mahekemesi üyesini, bu adam ne kadar “adil” olabilir sizce? 3. Görev ve yetkileri MADDE 148. – Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi _çtüzügünün Anayasaya sekil ve esas bakımlarından uygunlugunu denetler ve anayasa sikayeti basvurularını karara baglar. Anayasa degisikliklerini ise sadece sekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olaganüstü hallerde, sıkıyönetim ve savas hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin sekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılıgı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz. Kanunların sekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çogunlukla yapılıp yapılmadıgı; Anayasa degisikliklerinde ise, teklif ve oylama çogunluguna ve ivedilikle görüsülemeyecegi sartına uyulup uyulmadıgı hususları ile sınırlıdır. Sekil bakımından denetleme, Cumhurbaskanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beste biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandıgı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, sekil bozukluguna dayalı iptal davası açılamaz; def’i yoluyla da ileri sürülemez. Herkes, Avrupa _nsan Hakları Sözlesmesi kapsamındaki anayasal hak ve özgürlüklerden birinin kamu gücü tarafından ihlal edildigi iddiasıyla ve kanun yollarının tüketilmis olması sartıyla Anayasa Mahkemesine basvurabilir. Anayasa sikâyetinde kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. Anayasa sikâyetine iliskin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesi Cumhurbaskanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıstay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek _dare Mahkemesi Baskan ve üyelerini, Bassavcılarını, Cumhuriyet Bassavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıstay Baskan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Bassavcısı veya Cumhuriyet Bassavcıvekili yapar. Yüce Divan kararlarına karsı Yüce Divan kararlarına yeniden inceleme basvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdigi kararlar kesindir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diger görevleri de yerine getirir Bu madde de belki yararımıza olabilecek bir madde, yalnız Yüce Divan kararlarının yeniden inceleyen kurulun kararlarının kesin olması enteresan, e o zaman o genel kurul yüce divan? III. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu MADDE 159- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bagımsızlıgı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmibir asıl ve on yedek üyeden olusur; üç daire halinde çalısır. Kurulun Baskanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlıgı Müstesarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yüksek ögretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan ögretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından Cumhurbaskanınca, bir asıl ve bir yedek üyesi Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından Anayasa Mahkemesince, üç asıl ve iki yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Danıstay üyeleri arasından Danıstay Genel Kurulunca, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemis adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemis idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Kurul üyeligi seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmıs gün içinde yapılır. Cumhurbaskanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliginin bosalması durumunda, bosalmayı takip eden altmıs gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diger üyeliklerin bosalması halinde, asıl üyenin yedegi tarafından kalan süre tamamlanır. Yargıtay ve Danıstay genel kurullarından seçilecek Kurul üyeligi için her üyenin, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul üyeligi için her hâkim ve savcının; ancak bir aday için oy kullanacagı seçimlerde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilir. Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli oyla yapılır. Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlıgı Müstesarı dısındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince kanunda belirlenenler dısında baska bir görev alamazlar. Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Baskanına aittir. Kurul Baskanı dairelerin çalısmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire baskanlarını seçer. Baskan, yetkilerinden bir kısmını baskanvekili olarak belirledigi daire baskanına devredebilir. Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını meslege kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklastırma islemlerini yapar; Adalet Bakanlıgının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin degistirilmesi konusundaki tekliflerini karara baglar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diger görevleri yerine getirir. Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç isleyip islemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadıgını arastırma ve gerektiginde haklarında inceleme ve sorusturma islemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Baskanının oluru ile Kurul müfettislerine yaptırılır. Sorusturma ve inceleme islemleri, hakkında sorusturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir. Kurulun meslekten çıkarma cezasına iliskin olanlar dısındaki kararlarına karsı yargı mercilerine basvurulamaz. Kurula baglı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettigi üç aday arasından Kurul Baskanı tarafından atanır. Kurul müfettisleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıstırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir. Adalet Bakanlıgının merkez, baglı ve ilgili kuruluslarında geçici veya sürekli olarak çalıstırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettislerini, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir. Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin olusumu ve isbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalısma usul ve esasları, dairelerin karar ve islemlerine karsı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterligin kurulus ve görevleri kanunla düzenlenir. Altını çizdiğim yer, yargıyı denetleyen adalet müfettişleri hakkında, bunları seçen kim? Adalet bakanı, 1. Elden baskı demek bu. GEÇ_C_ MADDE 15. – 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Baskanlık Divanını olusturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmus hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danısma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine basvurulamaz. Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmıs organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır. (Son fıkra mülga: 3.10.2001-4709/34 md.) Yürürlükten tamamen kaldırılıyor bu madde, yani mağdurlar yargıya başvurabilirler. Ancak başvurmak yargılanacakları anlamına gelmez, buna hala yargı karar verır. 19 ve 20. Madde şu saatte beni aşıyor resmen. Hukukçu arkadaşlara bırakıyorum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dennis Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 şeriat geliyor lulz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Hukuk devletinde, yargı nasıl yasamadan üstün olur bilader!!11 Seçildik biz, istediğimizi yapar yasa dinlemeyiz. Gerekirse anayasayı deleriz acımayız. Millet iradesi hede hödö. Bize oy atmayanlar zerre umurumuzda olmaz. Seçildik biz saksı değiliz biz. gibi yaklaşımlarla anayasa yapıldı. Ama layık bu millete, bunlar bile fazla. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buddha Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Muhalefette hede hödö ki. Hepsi hede hödö bu millet ne yapsın 3ünden birine verecek yada boş oy atacak :) Ben diyorum top oy filan atmasınlar protesto etsinler ama oy atmayı seviyoruz :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Redeagle Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Oha adam yargının yasamadan üstün olmasına üzülmüş. Adamlar kanun çıkarınca herkesin "padişahım çok yaşa" demesi gerekiyordu halbuki. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Hepsi berbat tamam da, devlet saidi kürdinin köyüne 500bin tl'ye anıt cami dikiyor, devlet finansmanıyla kitapçık dağıtıp propaganda yapıyor. Ve halen bu adamların demokrasi istediğini düşünenler var. Bu paketin tek amacı, yargıyı ele geçirmek sonrası zaten kimsenin tahmin etmediği kadar hızlı gelişir. Şimdiki düzen istediği kadar boktan olsun, şakirtlerin yapacağı düzenden iyidir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
balon Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 BonePART said: balon said: 85 yıldır bu memlekette yargı yasamadan üstün. Zaten bir ideolojiye bağlı olarak dönüp dolaşıp devam ediyor. Biraz da yasama üstün olsun, iktidarın olsun yargı. SAcmaliyo musun yoks aironi mi bu? Ciddi ciddi bu kafada insanlar va rmi internete girebilicek kadar IQ ya sahip? İroni olan tarafı ne ? Yargın çok mu bağımsız ki kontrolör durumunda takılsın ? Hayır. E istemiyorum, basit bu kadar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buddha Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Hayırlısı abi biz ne kadar konuşsakta evet yada hayır farketmez ezbere oy atanlar var. AKP evet dedi diye evet atan CHP hayır dedi diye hayır atan. Yani ne kötünün iyisi ne iyinin kötüsüzü zırvalıklarıda bişey değiştirmiyor. Aynı yere çıkıyor. Her zaman hangi parti iktidar olsa komplo teorileri eksik kalmamıştır. Uzaktan izliyoruz gelişme olmayan gelişmeleri :) @balon; Oda ayın karanlık yüzü. Bende yargıya pek güvenemiyorum. Hatta güvenmiyorumda. Sen neye güveniyorsun desen valla bende bilmiyorum :) İki ucu b.klu değnek gibi geliyor :) Sorunda bu zaten herkes bir tarafı yüceltiyor ülkede iki cephede geriliyor. Geril geril nereye kadar. İşte ben onu merak ediyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
balon Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Suark said: @balon öyle bir durumda yönetim diye birşey olmayacak, sen köle olacaksın. Bu duruma kadar ne oldun, kim seni ne kadar salladı? Abartmayın, bir taraf tamamen yönetsin işte, kimin olduğu hiç umrumda değil ama o yönetsin. Yani kendi isteklerini getiriyorsa da getirsin, fakat istikrarlı hareket etsin. Gerisi beni inan hiç ilgilendirmiyor ve daha kötü duruma düşeceğimize inanmıyorum. Çünkü daha fazla saçmasapan şeylerle de denesek uğraşamayız, uğraşacak konu kalmadı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 keşke dünyanın kralı olsa, bütün dünyayı yönetse. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 bağa para verin ada alayım.. kralı olayım, kralını yapayım! o değil de buradan çıkacak sonuç ne ise onu oylayacağım ben.. patiye güveniyorum.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Redeagle Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Güçler ayrılığı ilkesi falan hep üzerine oturmalık şeyler zaten. Sallayın yargıyı falan. Eskiden böyle değildi zaten. edit: *eskiden dediğim ortaçağda falan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 balon said: Suark said: @balon öyle bir durumda yönetim diye birşey olmayacak, sen köle olacaksın. Bu duruma kadar ne oldun, kim seni ne kadar salladı? Abartmayın, bir taraf tamamen yönetsin işte, kimin olduğu hiç umrumda değil ama o yönetsin. Yani kendi isteklerini getiriyorsa da getirsin, fakat istikrarlı hareket etsin. Gerisi beni inan hiç ilgilendirmiyor ve daha kötü duruma düşeceğimize inanmıyorum. Çünkü daha fazla saçmasapan şeylerle de denesek uğraşamayız, uğraşacak konu kalmadı. nasıl kim beni salladı? farkındamısın sen halkın etkisinin yönetim üstünde? sen pasif olabilirsin ama ülkenin geri kalanı pasif değil. Ben başkasının "istediği" şekilde hareket etmem, bitti bu kadar. Ya biz varızdır, ya da yoktur burası. 2 kuruş parası var die ağzıbozuk adam bile olamamış, dayının tekine "kralım" çok yaşada demem. Bünyem kaldırmaz. Istikrar? istikrar istikrar, çok güzel sosyal istikrar var son 2 senedir dimi. ağzına sıçtılar ülkenin be Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 dasaaa said: bağa para verin ada alayım.. kralı olayım, kralını yapayım! o değil de buradan çıkacak sonuç ne ise onu oylayacağım ben.. patiye güveniyorum.. hahah =) süper sustum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Tenekeadam Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 öyle deme suark kuşlar yeşillik cıvıl cıvıl memleket. Sokak sokak iç savaş başlayacak neredeyse ama istikrar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 güçler ayrılığı doğası gereği genelde havada kalan bir olgu. yani insanın iyi niyeti olacak, bu iyi niyet ile çabalayıp kendisi dengeyi sağlamaya çalışacak. siz ne kadar güçleri ayırsanız da, insanın basit duyuları bu güçleri allem eder kallem eder birleştirir. temel hukuk kuralları da zaten bu basit ahlaki yapı üzerinde şekillenir. türk insanı iyi niyetli ve demokrasiyi özümsemiş bir kitle değil. geçenlerde biri yazdıydı white house a neden beyaz saray diyoruz diye, her kes beyaz ev derken biz beyaz saray diyoruz, bunun altında yatan gerçek zaten toplumun yapısını çok net biçimde açıklıyor. insanlar oy veriyor ama seçilen kişinin kral olduğu mantığı kazınmış belleklere, çıkmıyor bir türlü. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 saltanat kaçmasaydı mis gibi olucaktı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 aquila said: keşke dünyanın kralı olsa, bütün dünyayı yönetse. http://gallery.fanserviceftw.com/_images/e5043016b4f376108693144ddcf895ea/1675%20-%20barack_obama%20god_emperor_of_mankind%20warhammer_40k.jpg Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 saltanat kaçtı - çok ayıb oldu. danslı halaylı miks. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2010 geri geliolarmis, daha aktif olup turkiye icin calismaya basliycakmis osmanoglu ailesi 4chan a koydum aile resmini gecen guess the nationality diye kimse bilemedi adsfas Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar