Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Mujdeler olsun Ergenekon III geliyor


Laurelin

Öne çıkan mesajlar

Mohi said:
tarihimizdeki Ergenekon = Türklerin Orta Asya'daki esaretten dönüşü
günümüzdeki Ergenekon = Feto'nun Orta Amerika'daki villasından dönüşü
aslında bööle düşününce, çok benzer yönleri varmış yaw:D
edik: ulan amma veciz bi söz ettim ha, imza yapacam bunu direk hehe


Hazırlık safhası. ETÖ:D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
yeni topic acmiyip burdan devam ediyim dedim ehehaha

oyle bir ulke oldukki milelt son gozaltilar icin ergenekoncular yaptirdi o gozaltilari davayi sulandirmak icin diyorlar

iddeanameyede sacmaliklari ergenekoncular sokuyorlarmis

hatta sadri beyide ergenekoncular carpmis o yuzden havada dusmu filan adsfafds

komplo teorileri ulkesi olduk ise bak

cumhuriyete bomba atilmis
-bombayi dinciler atmis
-bombayi dinciler atti sanilsin diye ergenekoncular atmis
-bombayi atan ergenekoncular teorisi kurulsun diye dinciler atmis aslinda
-komplo teorisini dinciler kurdu gozuksun diye ergenekoncular atmis

http://www.youtube.com/watch?v=5KJvQZEraYc
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

e viktor kendini böyle şeylerle yoracağına, cumhuriyete atılan bombaların, niye ergenekon davasında ele geçirilenlerle aynı kafileden olduğuna kafa patlatsaydın..veya daha hala "türbanı yargılayamazsınızz" diye bar bar bağıran alparslan arslanın neden ulusal kanal kimlik kartına sahip olduğunu düşünseydin komplolarla uğraşmak zorunda kalmazdın =)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hah işte ben de diyorum ki, bu bilgileri sen nereden biliyorsun?

herhangi bir sızdırma yoksa ve okuduğun gazete bunların uydurduysa nasıl bir manipülasyonun içinde olduğunun farkında mısın?

yok bu bilgiler dışarı sızdırıldıysa, neden nasıl kimin tarafından, neden özellikle belli başlı gazetelere sızdırılıyor?

sadece bu bilgiler için demiyorum, belki bu söylediklerin iddianamelerin birinde yazıyordur, keşke düzgün bi kaynak gösterebilsen,
ama misal çydd olayında manipüle edici onlarca haber yayınlandı yandaş basında.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bi başka örnek, hoca ısrarla yalanlamasına rağmen, iddialar gerçekmiş gibi sunuluyor:

vatan said:
Taraf'a yanıt

Cumhuriyet yazarı Prof. Erol Manisalı, hakkındaki iddialara ilişkin açıklama yaptı

Ergenekon operasyonu kapsamında İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra tutuklanan İstanbul Üniversitesi (İÜ) emekli öğretim üyesi ve Cumhuriyet yazarı Prof. Dr. Erol Manisalı, 2. iddianamede yer alan “Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un talimatıyla Tuğgeneral Levent Ersöz ve Kurmay Albay Atilla Uğur ile görüştüğü ve bu görüşmeye katılan kişilere, hükümete karşı medya, sendika ve akademisyenlerin nasıl yönlendirileceğine ilişkin bilgi verdiği” iddialarını yalanladı.

Manisalı ayrıca, Taraf Gazetesi yazarlarına da bir mesaj gönderdi.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Manisalı, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, Taraf gazetesinin 23 Mart 2009 tarihli sayısında manşetinden yayımladığı “Hocasından Ergenekon Dersleri” haberinin tamamen yalan ve uydurma olduğunu belirtti. Taraf gazetesine, habere ilişkin doğru bilgileri belirten açıklama gönderdiğini, aynı zamanda Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde de 27 Mart tarihinde bu konuyu yazdığına dikkat çeken Prof. Manisalı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi. “Ben ne dersem diyeyim. Kendisine, ‘demokrasi, insan hakları ve özgürlükler şampiyonu’, ‘demokrat’, ‘liberal’ gibi tanımlamaları uygun görenler için haberde verilen bilgi doğruydu. Ben ne yapabilirim ki?.. Hakkımda, olmayan, uydurma gerçek dışı bilgileri yalanladım. Başka ne yapmalıydım? Öyle ya, bana inanacaklarına, ortada her şeyi tüm çıplaklığı ile anlatan, temel başvuru kaynağı dev bir eser vardı. İkinci Ergenekon iddianamesi. Ona bakmak yeterliydi: Bu iddianamede, gazetenin haberine kaynaklık ettiği anlaşılan bölüm şu şekilde yer alıyordu:

‘12 Şubat 2004 günü saat 12.00’de Harbiye Ordu Evi lobisinde Erol Manisalı ile buluşulduğu, restoranda öğle yemeği ikramını müteakip, 1007 numaralı odada görüşmeye başlanıldığı, bütün görüşme süresince kendisinden habersiz ses kaydı yapıldığı, Erol Manisalı’nın konuları dikkat, ilgi ve takdirle dinlediği, her konu ile ilgili görüşlerini açıkladığı belirtilmiştir...’

İddianamede, benim 12 Şubat 2004’te Harbiye Orduevi’nde bir odada askerlerle görüştüğüm ve gazete haberinde yer alan değerlendirmeler yaptığım, bu görüşmenin benden habersiz ses kaydının yapıldığı, daha sonra görüşme içeriğinin bir rapora bağlandığı ve bu raporun da Şener Eruygur’da yapılan arama sırasında ele geçirildiği yazıyor. Neresini düzelteyim bilmem ki. Meşhur meseldeki gibi ‘İsa Değil, Musa...’ diye başlamam gerekiyor.

‘FARKLI HUKUKA TABİYİM’

Şimdi, adı üzerinde bir iddiadan ibaret olan iddianamedeki bu çarpık, uyduruk ve tümüyle yalan bilgi birileri tarafından özellikle kamuoyunun belleğine nakşediliyor ki, ben ağzımla kuş tutsam, bunun altından kalkamayayım diye. İyi de bu iddiaların tamamı yalan diyorum, uydurma diyorum. Daha ne diyeyim?.. Olmayan bir şeyin olmadığını nasıl ispatlayayım? Hukukçulara soruyorum. Diyorlar ki, siz değil iddia eden ispatlayacak. Bir kişinin, kendisine atfedilen ve esasen olmayan bir şeyi ispatlaması -çok özel durumlar dışında- mümkün olamaz. Bu, eşyanın tabiatına aykırıdır diyorlar.

‘GÖRÜŞMENİN KAYDI YOK’

Benim ne Şener Eruygur ile ne de adı geçen diğer askeri personel ile belirtilen bağlamda bir görüşmem olmadığını açıkça söyledim. Şener Eruygur’la, Jandarma Genel Komutanı iken bir kez, resmi bir yazıyla konferans vermek üzere Ankara’ya davet etmesi nedeniyle Ankara’da Türkiye-AB ilişkileri konulu konferansta karşılaştığımı, bunun dışında bir kez de ADD başkanı seçildikten sonra İstanbul’da Harbiye Orduevi’nde öğle yemeğinde birlikte olduğumu Cumhuriyet’teki yazılarımda belirttim. Levent Ersöz ve Atilla Uğur isimli asker kişilerle ise yaşamımın hiçbir döneminde tanışmadığımı ve konuşmadığımı da ifade edeyim. Yine birileri için çok anlam ifade etmese de söyleyeyim. Benim iddianamede belirtilen şekilde bir görüşme yaptığıma dair kuru gürültü, yakıştırma dışında bir dayanak yok. Ben soruyorum şimdi: Hani nerede bu görüşmenin ses kaydı, nerede video kaydı? Olmayan bir görüşmenin kaydı nasıl olabilir ki?

GAZETECİLERE SESLENDİ

Taraf gazetesi ve onun malum bazı köşe yazarları ile buradaki haberden ya da iddianameden alıntı yaparak, olmayan bir şeyi varmış kabul eden diğer köşe yazarlarına, belki adalet, hak, hukuk, ahlak, vicdan denilen kavramların kırıntısına denk getiririm diyerek bir kez daha sesleniyorum: Sizce, sizden farklı düşündüğüm için ben her suçlamaya, yargısız infaza, her türlü cezaya müstehak mıyım?

OKURLARINA MESAJ

Peki ey okur, ya sizce?.. Ben bu açıklamaları yapmak zorunda mıydım? Yoksa, haberi yazan ve benim bu şahıslarla ilgim, irtibatım, ilişkim olduğunu söyleyenler mi bunu ispatlamalıydı? Ergenekon denilen cadı kazanı kaynadıkça, hukukun ortaçağda bile kabul gören en temel kurallarının hiçe sayıldığı, herkesin ‘masum olduğunu ispatlamak’ zorunda kaldığı ilkel dönemlere döndüğümüz görülüyor. Üstelik bu acımasız durumu ve koşulları yaratanlar ile kullananların kendilerine ‘demokrat’, ‘liberal’ sıfatları yakıştıranların olduğunu gördükçe, insan söyleyecek sözü seçmekte de zorlanıyor...”

- Cumhuriyet -


taraf ne yazmıştı:
http://www.taraf.com.tr/haber/30295.htm

said:
Ergenekon sanığı Emekli Orgeneral Şener Eruygur’un emriyle 2003’te hazırlanan “Manisalı’nın Referans Verdiği Kişiler” raporuna göre, Emin Çölaşan, Mustafa Balbay, Arslan Bulut ve Arslan Tekin gibi gazeteciler ile ATO Başkanı Sinan Aygün ve İşçi Partili Adnan Akfırat, Profesör Erol Manisalı’dan “yönlendirilebilir” notu almış. Raporda, Manisalı’nın tavsiyesi ışığında Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki “darbeder” ekibin kiminle nasıl ilişki kuracağına ilişkin kararlar da var: Aygün ile İstihbarat Başkanı düzeyinde, Çölaşan’la Daire Başkanı seviyesinde temas yürütülsün. Yeniçağ gazetesinden Bulut ve Tekin’le mevcut örtülü iltisakımız geliştirilerek sürsün. Manisalı, Jandarma’nın darbeder kurmaylarına Cumhuriyet, Yeniçağ, Ortadoğu ve Ulusal Kanal’ı “kullanılabilir” yayın organları diye överken, Aydınlık dergisi için de “İstediğiniz her şeyi yayınlar” diyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yahu iddianamede var onlar zaten, kafile numaraları olsun, alparslan aslanın muzaffer tekinle bağlantıları olsun. lahika konusunda da genelkurmaydan herhangi bi yalanlama gelmiş değil. bi manipülasyon göremiyorum burda üzgünüm.

peki iddianamede erol manisalıyla ilgili rapor nerden gelmiş? eruygur o raporu neden yazmış? o yazmadıysa kim yazmış? mahkeme ifadeleri dinleyecek, delillere bakacak ve karar verecek. taraf gazetesinin bu noktada aşırı önyargılı davrandığına katılıyorum, ama tamamen desteksiz ve manipülasyon amaçlı da görmüyorum. sonuçta cumhuriyet gazetesinin ve yazarlarının bu davada çok önemli ve kritik bir yeri var.

çydd ile ilgili haberlerde feto basını çok ağır fail oldu zaten, "pkkcılara burs veriyolar" tadında istihbarat raporlarını yapanlar da bugün ergenekondan yargılanıyo =) kaldı ki çydd burs olayını meb'le beraber yürüten bi vakıf o yüzden aynı suçlamaları meb'e de yapmaları gerekirdi heh
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...