Fly Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 başörtüsünün amacının ne olduğunu biri açıklayabilir mi, ben bıktım anlamaya çalışmaktan. öylece dursun diye örtülüyor sanırım önceki sayfadan okuduğuma göre, saç gözükmesin ot çöp yalan yani ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
raw power Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 ZaugnaKhaldun said: Türkiye muhafazakarlaşmıyor bence. Onun yerine muhafazakar kesimlerden insanlar sosyal ve ekonomik hayata daha fazla müdahil olma fırsatı yakaladıklarından kendileriyle daha fazla karşılaşıyoruz, dolayısıyla muhafazakarlaşıyormuşuz gibi anlaşılıyor. Tabi bunun Akp ile doğrudan alakası var, çünkü bilindiği gibi önemli bir orta (gittikçe de üste doğru kayan) bir sınıf oluştu. Bu kesim için önemli olanın Akp'den çok, ceplerine giren para olacağını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; yani aynı ekonomik imkanı şu anda Akp sunamasa ve Chp'nin sunabileceğine inansalar, hepsi anında laik, modern Türk vatandaşı olur şüpheniz olmasın. Ayrıca şuna da inanıyorum: Hali hazırda pek çok başı örtülü kadın, eskiden "laik modern türk kadını" nın alışveriş yaptığı yerlerden alışveriş yapıyor; daha modern bir hayat yaşıyor, sinemaya falan gidiyor. Bu kadınların, bu hayatı tattıktan sonra, bu haklarından kendi istekleriyle vazgeçmelerini beklemek saçma olur; dolayısıyla "şeriata doğru bir gidiş" olursa, bu kadınların da sesli / sessiz tepki göstereceklerine inanıyorum ben. Sonuç olarak tek cümleyle: Akp sonrası Türkiye'de önemli bir kesimin gelenekleri ve dini anlayışları aynı kalsa da, bu kesim yaşam tarzı olarak gittikçe modernleşiyor; dolayısıyla Türkiye'nin bahsedilmeye değer ciddiyette bir muhafazakarlaşma sürecinde olduğuna ben inanmıyorum. Newsweek Türkiye'nin 2 hafta önceki dosya konusu tam olarak bu mevzuydu. Dergiyi bulabilirsem tarayıp koyacağım buraya yazıyı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rock Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 cengizhan66 said: nerde sol un oyu 2% cikmiyo ? yav bi kere butun turkiyede butun sol partileri toplasan 01% etmiyor. seriat gelmez diyen arkadaslara yeni anayasadan sonra bi eskiye bakmalarini oneririm 61 falan filan kisacasi seriat coktan gelmis ama ilan edilmemis. Türkiye'de sol neden bukadar düşük kalıyor sorusunun cevabı aslıdna ankette verilmiş. Güzel ülkemizde muhafazekar kelimesi geçince neyazıkki sadece dinle alakılı kesim akla. Şuan sol diye geçinenlerin nekadar muhafazalarlaştığı dikkatten kaçıyor. Hala 30-80 yıl öncesinin sisteminin günümüzde sorunsuz işleyebileceğine inanıp idaedenler var. Sol bu muhafazakarlığından kurtulup kendini yenilemedikçe de sürünmeye mahkum olacak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
cengizhan66 Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 suc solda deyildir yeni sol diye kapitalizim i savunmak sacmalik bakiniz kapitalistler her 5-6 yilda kazandigi kadar cok sey kaybediyor ama etkisini halk cekiyor turkiyede issizlik rekor kiriyor ve hala kapitalizime karsi olan sol u millet azina almak istemiyor boyle bi durumda sol un ne sucu olabilirki? suc sol daysa nasil sol ulkeler artiyor (latin amerika) 30-80 yil onceki sistemde boyle yolsuzluk boyle cikarclik gericilik yoktu suanki sistem altta kalanin cani ciksin hem kapitalizim nerdeyse 4k yillik bildigin kolelik sol yeniliktir bu yuzden Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mani Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 türban ın amacı yada kuran da söylendiği gibi kadının saçlarını kapatmasının amacı kadının saç telini karşı cinse göstermemek. gösterirse karşı cinsin ahlakı bozulabilir( çok iğrenç bir mantık) ve kadının ahlakı bozulabilir. tabi daha detaylı açıklamaları var ama temelinde bu yatıyor. başörtüsü ise bambaşka. başörtüsü klasik anadolu türk kadınının kıyafetidir. Baş örtüsünün amacı saç telini gizlemek değildir. kadının saçlarının dağılmasını önleyip toplamak, iş yaparken sorun çıkartmasın diye düzenli tutmak, dışarı çıktığında kulaklarını dahi koruyacak şekilde saçını ve başını korumaktır. Türban takanlara dikkat ederseniz zaten türbanın altına başka bir bez takarlar saçlarının türbanın dışına çıkmasını engellemek için. Ben türban takıpta makyaj yapan kadını samimiyetsiz bulurum bu yüzden. yada sevgilisiyle el ele kol kola dolaşanı. Çünkü yaptığı bu hareketler taktığı türbanla büyük tezat oluşturuyor. Ha ama sanane derseniz tabiki banane ne yaparsa yapsın. ama ben gözümle gördüğüm herşeyi sorgulamak zorundayım bir insan bir birey olarak. O yüzden yorumumu yaparım bu konuda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeathLord Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Sol ülkeler artıyor derken ? sayarmısın dünya üzerindeki sosyalist yönetim tarzına sahip ülkeleri? Ondan sonra bi konuşuruz bakarız içlerinde özendiğimiz onun gibi olmak istediğimiz ülke var mı diye? Hala içi çürümüş saçma sapan sosyalizm ayaklarıyla insanlar kandırılmaya çalışılıyor. Tamam komünizm teoride mükemmel bir yönetim biçimi olabilir ama uygulamaya konması imkansız.Zaten anavatanında bile uygulanamadı insanlar köpek eti yemek zorunda kaldı.... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rock Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 @cengizhan66 30-80 yıl önce o sistem o günün koşullarına uyuyordu. O dönemlerde diğer guruplar kendilerini geliştirirken sol hep sabit kaldı. Şuan hala sabit kalmaya devam ediyor. Kendini geliştirip günümüz koşullarını uydurmadığı sürece de böyle kalacak. @DeathLord Düşüncelerinin bazılarına katılmıyorum. Kominizmin uygulanamamsını nedenlerini okadar basitçe anlatamazsın. Ayrıca insanların durumu kominizmde okadar kötü değilmiş. Rahmetli anneannemin eski sovyetler birliği ülkelerinden çalışmak için gelen bir kaçtane bakıcısı olmuşştu. 2 tane moldovyadan, 1 tanede ermenistandan sanırım. Hepsinin söylediği ortak birşey vardı. Sovyetler varken temel anlamda tüm ihtiyaçlarımız vardı ama özgürlüğümüz yoktu, şimdi özgürlüğümüz var ama başak hiçbirşeyimiz yok. Bu bayanlardan birtanesi de üstelik üniversite mezunuydu. Bahsettiğin köpek eti hikaye. Kominizm döneminde insanları temel ihtiyaçlarında(iş, sağlık, eğitim su, vs...) hiç bir eksiklik yokmuş. Tutunamamasını nedenleri tamamen farklı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
cengizhan66 Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 iyi hadi sol yonetime giren yenileri sayalim bolivya venezuella brezilya ekvador diyer 4 latin amerika ulkesini unuttum eskilere gelicek olursak kuba cin kore vietnam sol da vaat edilen ve asla deyismicek seylere gelicek olursak herkezi esit ve ucretsiz eytim herkeze esit ve ucretsiz saglik herkeze esit ve ucretsiz temel yasam seyleri(elektirik su internet barinma falan filan) 90 oncesini saymassak asil batida yok ozgurluk @DeathLord yuzyil kadar oncekinden tek farkli olan belli sartlarla dunyayla ticaret yapabilme buda yeterli cin dunyanin en buyuk ekonomik gucu oluyor ve issizlikte cok az bu arada su ulkeye benzemek isteriz sacmalarida bosa soyleme anavatan derken sscb den bahsediyosan bence sscb stalinin olumune kadar sol kaldi ve herkezin madddi durumu cok yuksekti hic burdaki gibi yerlerde deyildi not sol yonetim derken solcu iktidarlar vardir) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Arkasokak Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 türkiye muhafazakarlaşmıyor. yeni nesil paraya düşkün, fetullahçı sivil darbe taraftarı bir nesil haline geliyor. bilerek ya da bilmeyerek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
firatram Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2009 Şahsen benim hayatımda engellenen hiç bir şey olmadı. Adamlar islamcı değil hırsız. Niye engellesinlerki bizim özgürlüklerimizi. Hatta bu adamlardan sonra Türkiye'de açık giyen genç sayısı dahada artmış. Türbanlı sayısıda artmış tabiki. Orta yolunu bulamıyorlar demekki garip. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 2 sene olmuş nerdeyse, şimdi bir daha düşünün Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
cerebralis Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 KESİNLİKLE EVET aklınca muhafazakar,ahlaklı ama ahlak anlayışı farklı bi tür geliyo. eylül ayına kadar yada izmirdeyken bu soruyu görseydim bu kadar kesin konuşamazdım ama herşeyin ne kadar kötüye gittiğini yeni geldiğim bu yerde fazlasıyla gördüm.devletin kurumunda cemaat lafları yasal merciilermiş gibi kolaylıkla telaffuz edilebiliyo. daha dünyanın farkına varamamış yaştaki öğrencilerin başları kapatılıyo.beyinleri yıkanıyo. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 beyler final zamanım geldi az tartışın almiyim ayağımın altına dasfg. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ahmedinejad Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 şöyle diyim, müslüman camia modernleşiyor liberalleşiyor, ulusalcı camia, kemalizmde muhafazakarlaşıyor. islamcı muhafakarlar sözde muhafakar artık, saadet partisi ve çevresinde kaldı öyle radikaller. müslüman liberaller var artık etrafta. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
adamınbiri Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 değişen bişey yok gençler korkmayın TV'de az meme var sadece çünkü herşey internette şuan 15 16 yaşında olanlara türkiye aynı yani Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Estel_Anorien said: beyler final zamanım geldi az tartışın almiyim ayağımın altına dasfg. kolay gelsin Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pipet Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 anket yargılamış Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
NolaxThensbane Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 4.Murat dönemi ne muhafazakarı yakında cigara yasaklancak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Oce4n Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 sürekli senelerdir olan bi olay ki aslında bu. hatta teee çocukken tvde izlemiştim. partileri hatırlamıyorum ama şu ankine uyarlayarak olursak: 19 mayıs bayramında yapılan gösterilerde (partiler uydurmadır şu anki) chp baştayken kızlar sadece etek, mhp baştayken kızlar tayt, akp baştayken kızlar hem tayt hem etek giymişler şeklinde bişiy görmüştüm. başta kim varsa ona göre değişiyo yani olaylar, bu kadar uzun bozulmadan başta kalan bir hükümet de t.c. tarihinde olmadı hiç. çoğu hükümet 2-3 sene en fazla. (bildiğim kadarıyla böle.) bkz: http://www.mfa.gov.tr/turk-hukumetleri-kronolojisi.tr.mfa Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kermit Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Mino said: Metin duvarı geliyor. Uyarıyı şimdiden yapayım. Erhan Göksel seçim sonuçları hakkında uzun bir yazı yazmış. Aynen kopyalıyorum. “SEÇİMLER, TÜRKİYE TARİHİNİN EN TEHLİKELİ SONUCUNU ORTAYA KOYMUŞTUR Bana göre;Türkiye Cumhuriyeti 85 yıllık tarihinin, seçim sonuçları itibariyle en önemli ve önemli olduğu kadar da “en tehlikeli seçim sonuçlarını” vermiştir. Burada partilerin aldıkları oyları veya siyasetteki iktidar mücadelelerini kasdetmiyorum. Türkiye’de, sosyolojik olarak Türkiye’nin sosyal temelleri açısından bildiğimiz genel yapısından kopan “Üç Ayrı Siyasal Bölge” ortaya çıkmıştır. Hepimizin korkusu olan, Türkiye’deki Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerin Türkiye’den kopması ve üniter yapının bozulmasına ilişkin endişeler, kimi kişiler tarafından bir süredir biliniyordu. Bunu gördük. DTP’nin aldığı sonuç kendileri açısından büyük bir zaferdir. Bana sorarsanız DTP, iktidara karşı da mücadele verdiği için bir anlamda belki de seçim sonuçlarının kendisi açısından en başarılı partisidir. Ancak ilerisi için Türkiye’nin yaşayacağı tehlikenin boyutu sadece bununla sınırlı kalmamıştır. İkinci bir harita ortaya çıkmıştır. Bu harita “Türkiye’nin Sahilleri”dir. AKP’nin özellikle Antalya’yı kaybetmesinin nedeni, kendilerini yaşamsal olarak tehdit altında gören, gündelik yaşam biçimlerinin değişmesinden endişe duyan insanlardır. Genelde seçmen, CHP’li olduğu için değil, AKP’ye karşı oy kullanmışlardır. Sonuçta, sahil bölgelerinde; yakıştırma yapmak gerekirse “Laik bir Bölge” ortaya çıkmıştır ve bu bölgede, CHP, Türkiye ortalamasının iki buçuk katına yakın bir oy almıştır. Özetle, kendilerinin “yaşam tarzı”nı tehdit altında gören ve korkan seçmen, tüm kıyı boylarında AKP’ye karşı oy kullanmıştır. Ege ve Akdeniz seçmeni oyunu CHP alsın diye değil, AKP almasın diye maksimum oranda sandığa yansıtmıştır. Demek ki, oy CHP oyu olmanın ötesine geçmiştir. Bu durum bu açıdan parçalanmış olan ikinci bir bölgenin işaretidir. Ama beni en çok endişeye sevk eden üçüncü bölgedir. Doğu Anadolu’nun bazı illeriyle, özellikle İç Anadolu’da, Orta Anadolu’da aşırı bir “sağa kayma” olmuştur. Bu bölgelerde yaşayanların beni yanlış anlamalarını istemiyorum. Kürt Siyasetine tepki olarak yani “Kürtler’e tepki” olarak adeta “Türk bölgeleri” ortaya çıkmıştır. Öyle ki, bu Türk bölgeleri gittikçe de Türkçülük İdeolojisi’nin etkisi altına girmiştir. Örnek mi; Erzurum’da, Sol’un oyları % 2’yi bile bulamıyor. Kayseri, Bayburt, Gümüşhane, Kastamonu, Kütahya, Nevşehir, Sivas, Yozgat ve Çankırı’da aynı. Öyle ki, Tokat, Amasya gibi Alevi nüfusun yoğun bölgelerinde Sol’un oy oranları tarihteki en düşük oy oranında. AKP’nin, Güneydoğu’da Kürt siyaseti, Anadolu’da ise Türk siyaseti yapıyor olduğundan ve bu bölgede sınıfsal ve sosyal yapı da tam anlamıyla uygun olduğu için, “Türk-İslam Sentezi” ideolojisi İç, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu’da Elazığ, Erzincan gibi illerde tamamen taban bulmaya başlamıştır. Öyle ki, bölgedeki Aleviler’de de ilk defa Türklük ağır bastığı için Kürt tepkisi ile geleneksel bağlarını CHP’den kopararak, MHP’ye oy vermişlerdir. Bu sonuçlarda maalesef AKP’nin tarih önünde büyük vebali vardır. 22 Temmuz ve 29 Mart seçimleri’nde oyunu artırmak isteyen AKP, Türkiye genelinde yürüttüğü genel AKP seçim söyleminin aksine, İç ve Orta Anadolu ile Kürt bölgelerinde “bölgesel siyaset” yapmıştır. Hatırlayalım; AKP’nin afiş ve sloganları bile bu yönde olmuştur. Adayları da keza öyle; AKP’nin bu bölgedeki bütün adayları Türkiye’deki “Kürtçülük Kimliği “ağır basan adaylardır. Ayrıca AKP’nin “aksiyonları”, Kürt seçmende “reaksiyona” yol açtığı için PKK’ya da bir anlamda meşruiyet kazandırmıştır. Sonuçlar ortada. AKP’nin bu bölgesel siyaseti sonucu Kürtler de tepki olarak sistemden kopma noktasına gelmiştir. Bunun, Batı’da da ciddi yansımaları olmuştur. Özellikle İstanbul’da Kürt nüfusun yaşadığı ilçelerde DTP oy patlaması yapmış, hatta kimi ilçelerde % 10 barajının bile üstüne çıkmıştır. Kürt seçmenin bir kısmı AKP’yi protesto ederek rakibi “Tuncelili” Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP’yebile oy vermemişlerdir. Üstelik DTP seçmeni, kendi adaylarının seçilme şansının olmadığını bildiği halde. Anadolu’ya baktığımız zaman ise; en temel kentlerde, Türk kimliğinin abartılı bir şekilde öne çıktığı oy oranları görülüyor. Bu bölgelerde AKP ve MHP’nin oy oranlarının toplamı % 90-95’lerin üzerine çıkıyor. Ben bunu da Türkiye’nin “Üçüncü Bölgesel Haritası “olarak görüyorum. Yani bu seçimlerin sonucu, Türkiye Cumhuriyeti maalesef sosyolojik olarak “ana yapıdan bozulmuş, bölünmüş ve parçalanmış 3 ayrı bölgeye” işaret ediyor. Bu durum Türkiye açısından beni, son derece endişeye sevk etmiştir. Şimdi; “diğer bölgelerde bu neden yok?” dersek; Karadeniz’de ve Marmara’da, tüm partilerin seçmen davranışı Türkiye ortalamasına uyuyor. Doğal (tarihsel anlamda) geleneksel yarış devam ede gelmiş. Son olarak, önemli bir hususdan; bir anlamda dördüncü bölge olarak “Kutup Bölgeleri”nden de bahsedeyim. Belki buna “Kutuplaşmış İller” de diyebiliriz. Kürt nüfusunun yoğun göç aldığı Mersin, Antalya, Manisa, Osmaniye gibi yerlerde, en çok da Mersin ve Antalya’da Kürt nüfusun yoğun göç aldığı yerlerin çevresindeki yakın belde ve ilçelerin neredeyse tamamında MHP ezici bir şekilde oy artırmıştır. Ben bu durumu, 3 büyük parçalanmanın dışında mevzi olarak “iller ve ilçeler bazında kutuplaşma “olarak görüyorum. Kırıkkale, Isparta, Uşak, Balıkesir’de durum şeklen aynı gözüküyor. Ancak bu illerdeki tepkinin altında “en fazla şehit veren iller” olduğu gerçeğinin yattığını unutmayalım. Siyasetin bu kadar kutuplaşmasının ardından bundan sonraki politik zeminde; eğer, hükümet , devlet, siyasi partiler ve herkes kendine gelmezse, yakın gelecek Türkiye için “felaketin arefesi” olacaktır. Bu parçalanmış toplumsal yapı, siyasetin “öngörüsüzlüğü” bu şekliyle devam ederse –ki edeceğine de malesef kuşkum yok - Türkiye’yi büyük bir gerginlik ve çatışma ortamına doğru hızla sürüklenecektir. Bence bu seçimlerden çıkacak en temel sonuç şudur: AKP’nin ne kadar oy kaybettiği veya CHP’nin yerinde sayıp saymadığının çok anlamı yoktur. En önemli şey, bundan sonrası için büyük gerginlik oluşturabilecek “fay hatları ve mayınlı bölgelerin” oluşmuş olmasıdır. İnşallah Türkiye bu sıkıntılara girmez.” yoo. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aluriel Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 metin duvarı :< Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 muntazaman Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Turkiye muhafazakarla$amaz, muhafaza turkiyele$ir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soris Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Zaten hep öyleydi. Sadece iktidar, siyasal islamcılaştı. Bunun neticesende de yapılan bir takım düzenlemeler var olay sadece bundan ibaret. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
odiflame Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 9, 2011 ileri demokratik muhafazakar türkiye Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar